05-13-2008, 15:24 | #1 |
Osmanlı uçağı nereye ulaşamadı?
Kartal Vakfı'nın düzenlediği gecede işadamları uçak maketleri alarak katkıda bulundular.
Genç işadamlarımızdan TAV Havalimanları Holding'in Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın, dünyanın en eski uçaklarından biri olan Fransız yapımı, "Bleriot" tipi uçak maketini tercih etti. Maketi nasıl değerlendireceğini sorduğumda, "Kahire Havaalanı'na koyacağım" yanıtını verdi. "Niye Kahire?" dediğimde: "Bu uçak" dedi, "1914 yılında Kahire'ye gitmek üzere İstanbul'dan havalanmış ama ulaşamamış. Golan Tepeleri'nde düşmüş ve pilotu Yüzbaşı Fethi Bey, Türk Hava Kuvvetleri'nin ilk şehidi olmuş. Biz şu anda Kahire Havaalanı'nı yapıyoruz. Bu yıl sonuna doğru açacağız. Ben de bu maketi oraya koyup altına da öyküsünü yazdıracağım. Böylece uçak 93 yıl sonra Kahire'ye varmış olacak." Hamdi Bey, "Ama" diyerek devam etti, "Öykünün detayını Ergin Celasun Paşa biliyor." Muavenet-i Milliye Eski Hava Kuvvetleri komutanı Celasun'a sorunca, uçağın "Muavenet-i Milliye" adını taşıdığını öğrendik. Celasun Paşa, komutanlığı sırasında, Kayseri 2. Hava Bakım Merkezi'nde bu uçağın aynısını yaptırmış ve 1914'te çizilen rotayı takip ettirerek İstanbul-Kahire seferini 15-18 Mayıs 2001 tarihlerinde gerçekleştirmiş. Bu sefer, TRT tarafından "Altın Kanatlar" belgeseline de konu olmuş. Muavenet-i Milliye'nin öyküsünü sorunca, Celasun Paşa da her havacı gibi heyecanlandı. Öyküyü anlatırken sanki 1914'te Bleriot tipi Muavenet-i Milliye'yle, İstanbul-Kahire arasında uçuyor gibiydi. O günlere döndü ve "Efendim" diyerek başladı öyküyü anlatmaya: "Osmanlı, Balkan yenilgisinden sonra halktaki moral bozukluğunu gidermek için iki Türk uçağını Suriye ve Filistin üzerinden Mısır'a göndermeyi kararlaştırmış. Amaç, halkın yabancı uçaklar arasında Türk bayraklı uçakları da görüp moral kazanması. Bu amaçla iki uçak görevlendirilmiş: biri, Bleriot tipi Muavenet-i Milliye adını taşıyan bu uçak. İkincisi de Deperdussin tipi, Prens Celaleddin isimli uçak. Birincisini Yüzbaşı Mehmet Fethi Bey ve yardımcısı Sadık Bey, ikincisini de Nuri Bey ve yardımcısı İsmail Hakkı Bey kullanıyorlar. İlk hava şehidi Fethi Bey ve Sadık Bey, Muavenet-i Milliye'yi çok zor koşullarda Şam'a kadar getiriyorlar. Ancak Beyrut Nehri'nde geçirdikleri kaza nedeniyle düşüyorlar. Fethi Bey ilk hava şehidimiz oluyor. Sadık Bey'le birlikte Şam'da Selahaddin Eyyübi Türbesi'nin bulunduğu caminin bahçesine defnediliyorlar. Arkadan Prens Celaleddin uçağıyla gelen Nuri Bey ve İsmail Hakkı Bey arkadaşlarının cenazesine yetişiyorlar. Onlar seferi tamamlamak için havalanıyorlar ama talihsizlik onların da yakasını bırakmıyor. Havalandıktan kısa bir süre sonra onlar da düşüyorlar. Nuri Bey, yüzme bilmeyen arkadaşını kurtarmak ve ağırlık yapmamak için sahilden gelmekte olan kayıklara doğru yüzüyor, ancak ulaşamadan şehit oluyor. İsmail Hakkı Bey kurtarılıyor. Yarım kalan bu sefer sonra yine Bleriot tipi, Edremit isimli üçüncü uçakla tamamlanıyor." Muavenet-i Milliye'nin maketi şimdi Hamdi Bey'de. Bu yılın sonuna doğru Kahire Havaalanı'ndaki yerini alacak ve 93 yıl sonra "moral seferi"ni tamamlamış olacak.
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|