|
04-25-2008, 02:21 | #1 |
Osmanlıca sözlük (G)
GADDÂR: Hain, zalim.
GÂDİR: Gadreden, hıyanet eden, fenalık eden. GADR: Hainlik, vefasızlık, zulüm, merhametsizlik, haksızlık. GAFLET: Gafillik, boş bulunma, dalgınlık, ihtiyatsızlık. GAFÛR: Çok bağışlayan, çok affeden. (Allah'ın adlarından biri) GAİT: 1. İnsan pisliği, necaset, 2. Çukur yer, düz ve geniş yer. GALAT: Yanlış, yanılma. GALEBE-İ İLMİYYE: İlmî üstünlük. GALÎZ: Çirkin, terbiye dışı, kaba, ağır. GALLE: 1. Gelir, varidat, küçük kasa. 2. Zahire, mahsul, ekin. GAMGÜSÂR: Gam ve kederi def eden, teselli veren. GAMMAZ: "Gamz"dan. İftiracı, fitne koğucu. Birine iftira ederek zarar veren kimse. GAMZE: 1. Göz kırpma, gözle işaret, Nâz ile bakma, süzgün bakış. 2. Çene veya yanak çukurluğu. GANÎ: 1. Zengin, 2. Muhtaç olmayan. 3. Bol, fazla. GANÎMET: Savaşta düşmandan alınan mal. GÂR: Mağara. GARAM: Aşk, sevda, şiddetli arzu. GARANİK OLAYI: (Bak: Necm Sûresi) GARAZ: Maksat, gaye, niyet. GÂR-İ HIRA: Hıra mağarası. GARÎZA: Yaratılıştan olan, huy. GARK: Batmak, suda boğulmak. GARÛR: Aldatan, aldatıcı. GÂSIK: Gece, karanlık. GAYB: 1. Gizli olan, gözle görülmeyen şey. 2. Belirsiz, bilinmeyen şey. GAYBET (Gıybet): 1. Kaybolma. 2. Aleyhinde bulunma, arkasından söyleme, çekiştirme dedikodu yapma. GÂYETÜ'L-GÂYE: En son derecede, hedeflenen son amaç. GAYR-İ FITRÎ: Fıtrî olmayan. Doğuştan olmayan. GAYR-İ MUNSARİF: Cerr ve tenvin kabul etmeyen isim. GAYR-İ MÜSLİM: Müslüman olmayan. GAYZ U KÎN: Hiddet ve kin. GAYZ: Hiddet, öfke, hınç. GAZA: Din uğrunda kâfirlere karşı yapılan savaş, cihad. GILAF: Kılıç, kın, muhafaza. GILL U GIŞŞ: Şüphe ve tereddüt, kararsızlık. Kin ve hile. Hiyanet ve düşmanlık. GILMÂN: Hizmet gören delikanlılar. Köleler, esirler. GITÂ: Örtü, örtülecek şey. GİL: Kil, çamur, balçık. GİRÂN: 1. Ağır, sakil. 2. Fenâ, kokmuş. 3. Bıktırıcı, usandırıcı. GİRİFTÂR: 1. Tutulmuş, esir, yakalanmış. 2. Düşkün. GİRİZGÂH: 1. Kaçacak yer, melce, 2. Giriş. GUBÂR: Toz. GUBÂR-ÂVER: Toz götüren. Tozkoparan. GUBÂR-I HÜZÜN: Üzüntü dalgası, üzüntü tozları. GUFRAN: Mağfiret, bağış. GULŞEN U GÜLZÂR: Gül bahçesi ve gül tarlası. GUNNE: Şeddeli "nun" ile şeddeli "mim"in teğanni ile okunması. GURBET: 1. Gariplik, yabancılık. 2. Yabancı memleket, yabancı diyar, vatan dışı, yâdel. GURFE: Oda, çadır, çardak, cumba. GURRE: 1. Parlaklık, aklık. 2. Atın alnındaki beyazlık. 3. Arabi ayın ilk günü. GURUB: Batma, batış. GURUB-İ ŞEMS: Güneşin batışı. GUZÂT: Gâziler. Düşmanla savaşmış İslâm askerleri. GÜRÛH: Cemaat, bölük, takım, topluluk, çete.
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|