03-04-2008, 02:21 | #1 |
Osmanlıyı bilmeden aydın olunamaz..
DERİM ki...
Israrla, sevinerek, duvarlar yıkarak derim ki; Osmanlıyı bilmeden aydın olunamaz. Sendikacı, işadamı, siyasetçi olunamaz. Hatta, sanatkâr olunamaz. *** Osmanlı bir estetiktir. Yetmez, iz'an ve irfandır. Yetmez; dirayettir, ufuktur, haysiyettir. Bizi sadece bize değil, çağdaşlığa taşıyan potansiyel; hiç eksilmeyen, kesinti ve kısıntısı olmayan enerjidir. Osmanlıdan kaçanlar, ondan korkanlar tez vakitte bu olağanüstü medeniyeti çözmek zorunda. Kafalardaki bütün fişler önce o prize takılacak. Ki ülkeyi, ki dünyayı anlayabilelim. *** Dikkat! Osmanlı İmparatorluğunda vezir ya da sadrazam olan kişilerin en yakınları daha o gün akçalı işlerden elini eteğini çekerdi. Ticaretten ayrılırdı. Sebep, Tek sebep, devletin üst makamına çıkmış dayı, amca, enişte ve babaların huzurunu sağlamak. Onları her türlü töhmet, iftira ve şüphelerden uzak tutmak. Gelenek müthiş... *** Ne vakit ki kendilerine yakın kişi o mevkiden ayrıldı, işlerine ancak o zaman dönerlerdi. Boşa söylemiyorum. Osmanlıyı çözemeyen okumuşların bu ülkede aydın bilinmesi yanlıştır. Osmanlıdan kaçtıkça, çürük tahtalara basılıyor. Osmanlıdan kaçtıkça, yoruluyoruz. Ve Osmanlıyı reddettikçe bozuluyoruz. *** Osmanlıyı tanımadan mimar olamazsınız. Esnaf olamazsınız; ressam, bestekâr, şair, yazar, çevre mühendisi, hatta doktor olamazsınız. O yüzden gençlere tavsiyemdir. Eğer dörtbaşı mamur aydın bilinme cehdiniz varsa, Osmanlıyı her yönüyle bilmek zorundasınız. *** Şu olgunluğa bakınız. Bir yakınınız devletin üst kademesinde yer alıyor ve siz o gün paralı işleri bırakıyorsunuz. Bunun bir adı olgunluk ise öteki ismi medeniyettir. Başları öne eğmeli ve çokça düşünmeli. Osmanlı bizden daha medeni idi. *** Merhaba medya! Ve bütün yeğenler, merhaba! Gürbüz Azak, Türkiye, 17.10.2000
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|