11-27-2015, 20:11 | #1 |
Özcan Tikit - Rusya Karşısındaki Türkiye
Özcan Tikit
Rusya karşısındaki Türkiye Taraflardan biri sınır tanımaz şekilde hareket ediyorsa kriz de çatışma da kaçınılmazdır. Mesela DAEŞ bu bakış açısıyla yanıbaşındaki yapıların veya devletlerin hâkimiyet alanını tanımayı peşinen reddediyor. Gücünün yettiği devlet ve örgütlere saldırarak çatışmaları tetiklerken hâkimiyet sahasını genişletiyor. Örgüt, sınırlarındaki aktörün caydırıcı gücünü anladığı anda ise bu stratejisini uygun zamanı bulacağı âna kadar rafa kaldırıyor. Ancak sınır tanımaz stratejisini rafa kaldırdığı an bile sınır komşusu olan aktörle eşit bir ilişki tarzını benimsemeyi reddediyor. İşte tam da bu nedenle bugün en eli kanlı örgütlerle masaya oturmakta beis görmeyen dünya da DAEŞ’i makûl, meşru ve konuşulabilir aktör olarak görmüyor. Buradan bir Rus savaş uçağının Türkiye tarafından düşürüldüğü hadiseye geleceğim. Hadisenin gelişimi her şeyden önce Moskova’nın da itiraf etmemekle birlikte DAEŞ’i andıran bir hareket tarzını normal saymaya başladığına işaret ediyor. Rusya daha önce Gürcistan’da, Kırım’da ve Ukrayna’da sergilediği sınır tanımazlığı şimdi de Suriye üzerinden Türkiye’ye karşı uyguluyor. Hâl böyle olunca çatışma da kaçınılmaz hâle geliyor. Oysa 2012 yılında bir uçağının düştüğü günden sonra Türkiye’nin ortaya koyduğu angajman kuralları Rusya tarafından gayet iyi biliniyor. Türk jetlerine yönelik uçak ve füze-radar tacizleri sonrası son iki ayda aynı angajman kuralları Moskova’ya defaatle de hatırlatıldı ayrıca. Bugün tesadüf gibi görünen hadisenin göz göre göre geldiği ortada. Nitekim Rus Dışişleri’nin dün yaptığı “Saldırı plânlıydı” şeklindeki açıklama da istemeyerek bile olsa bu gerçeği gözler önüne seriyor. Rusya haklı. Evet, saldırı plânlıydı. Türkiye kendi hava sahasına giren, sınırlarını işgale yeltenen bir uçağı, Rus jeti olduğundan emin olmamakla birlikte bilinçli ve plânlı şekilde hedef aldı. Nitekim Türkiye sınırlarının ihlâl edilmesi hâlinde böyle bir saldırı plânı olduğu daha önce Rusya’ya en az dört kez resmen iletilmişti. Vaziyet bu mu? Evet ne yazık ki bu. O hâlde Rusya’nın şimdi sadece Türkiye’ye değil tüm dünyaya bir sorunun cevabını vermesi gerekiyor. Soru şudur: “Türkiye daha önce Suriye sınırında yaşanacak olası bir ihlâl durumunda uçağını düşüreceğini bildirmiş olmasına rağmen Rusya neden Türkiye’nin egemenlik hakkına saygı duymadı?” Bakın bu sorunun cevabı dünyanın geleceği açısından da gayet kritik bir önem taşıyor. Şayet Rusya, sınır tanımaz bir motivasyonla hareket ettiğini itiraf ediyorsa dünya üzerinde durduğu uluslararası hukuku tanımayan bir zihniyetle karşı karşıya demektir. Sınır tanımazlık, fırsatı bulduğunda karşındakinin egemenlik hakkını ihlâl etmek bir Ortaçağ anlayışıdır. Böyle bir senaryoda verilecek uzlaşı mesajları da nafile kalır. Sınır tanımayanla uzlaşma ihtimali sıfıra yakındır. Korkarım ki bu senaryo dünya medeniyetinin geldiği nokta bakımından da gerçek bir çıkmaz sokaktır. Üstelik Gürcistan, Ukrayna ve Suriye’de cereyan eden hadiseler de böyle bir karanlık zihniyetin dünyanın üzerine çöktüğü yönündeki şüpheleri artırıyor. Böyle bir durumda en makûl hareket tarzı Türkiye’nin hâlihazırda takındığı tavırdır. Türkiye modern bir devlet olarak şiddetten yana olmadığını, barışçıl bir dünya ve onurlu bir yaşam hakkından yana olduğunu her fırsatta vurguluyor. Ancak Türkiye bunları söylerken egemenlik haklarına yönelik ihlâller karşısında da sessiz kalmıyor. Maalesef sınır ve hukuk tanımaz bir stratejiyle hareket eden aktörleri frenlemenin yegâne yolu Ortaçağ’da olduğu gibi bugün de caydırıcı şekilde meydan okuyabilmekten, her türlü önlemi alıp gerektiğinde bedel ödemek pahasına da olsa bedel ödetmekten geçiyor. Kaynak Habertürk 26.11.2015
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|