06-12-2008, 22:35 | #1 |
Özgür- Der Sert Çıktı
Resmi ideoloji ve medya lincine hayır!
Özgür-Der, 9 Haziran gecesi Kanal 1 televizyonunda Fatih Altaylı’nın sunduğu Teke Tek adlı program sonrası medyaya yansıyan linç boyutundaki tepkiler üzerine bir basın açıklaması yaptı. Özgür-Der Gönüldaşları Kevser Çakır ve Nuray Canan Bezirgan 9 Haziran gecesi yayınlanan Teke Tek programına katılan Özgür-Der gönüldaşları Nuray Canan Bezirgan ve Kevser Çakır, programı sunan Fatih Altaylı'nın kasıtlı sorusuna "Humeyni'yi seviyoruz; Atatürk'ü sevmiyoruz!" şeklinde cevap vermişlerdi. Bunun üzerine başta Hürriyet, Vatan, Milliyet vb gazeteler olmak üzere medyanın arkadaşlarımızı lince tabi tutması ve tehditler savurması Özgür-Der tarafından bir açıklamayla protesto edildi. Açıklamada yaşadığımız ülkede her şeyiyle Batı modelinin esas alınması temelinde gerçekleştirilen ve baskıcı yöntemlerle yürütülen İslami kimlikten uzaklaştırılma ve ulusal-laik kimlik inşa sürecinin mimarı olan Atatürk'ün düşünce dünyası ile sahip olduğumuz kimliğimizin hiçbir noktada uzlaşmadığını inkar etmemizin söz konusu olmayacağı vurgulanarak tarihin şahitlik ettiği en görkemli halk hareketlerinden birine önderlik etmiş Ayetullah Humeyni'yi elbette ki seveceğimizin altı çizildi. Zorla, tehditle, gözdağıyla insanların kimi sevip kimi sevmeyeceklerini belirlemeye kalkmanın düpedüz bir saçmalık olduğunun vurgulandığı açıklamada, "Atatürk olmasaydı…" şeklinde devam eden cümlelerin absürtlüğüne dikkat çekildi. Özgür- Der Genel Merkezi'nden yapılan açıklamanın tam metni: Kimi Sevip Kimi Sevmeyeceğimize Medya Zaptiyeleri mi Karar Verecek? RESMİ İDEOLOJİ DAYATMASINA VE MEDYA LİNCİNE HAYIR! Düşünce ve inanç özgürlüğünün çokça dillendirildiği ama sıkça ve sistematik bir biçimde de ihlal edildiği bir ülke Türkiye. Resmi ideolojik dogmaların sadece resmi düzeyde değil, toplumsal alanda da otoriter-tahakkümcü bir zihniyete kaynaklık etmesinin değişik yansımalarıyla her gün karşılaşıyoruz. 9 Haziran gecesi Kanal 1 televizyonunda Fatih Altaylı'nın sunduğu Teke Tek adlı program sonrası medyaya yansıyan tepkileri de bu olgunun somut göstergesi olarak değerlendiriyoruz. Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı ile birlikte daha da derinleştirdiği başörtüsü sorununun değerlendirildiği söz konusu programa derneğimiz mensupları da katılmıştı. Nuray Canan Bezirgan ve Kevser Çakır adlı iki arkadaşımız program süresince, başörtüsü yasağı adı verilen ilkel dayatmanın nasıl bir hukuksuzluk ve zulüm örneği olduğunu bizzat kendi yaşadıkları üzerinden ayrıntılarıyla aktardılar. Ne var ki, malum medya her zaman yaptığı üzere programda dile getirilen insan hakları ihlallerini, başörtülü bayanların gasp edilen eğitim ve çalışma haklarına dair taleplerini gündemleştirmek yerine; Fatih Altaylı'nın Atatürk ve Humeyni hakkında sorduğu sorulara arkadaşlarımızın verdiği cevaplar üzerinden polemik yapmayı tercih etti Bugün değişik basın yayın organlarında yer alan haber ve yorumlara baktığımızda arkadaşlarımızın sözleri üzerinden açıkça kışkırtıcı, mahkum edici, rendice edici bir üslup sergilendiğini ve adeta bir linç kampanyası yürütüldüğünü gözlemliyoruz. "Ne işleri var Atatürk Türkiyesi'nde bu yobazların?" mantığıyla harekete geçen ve hakaretin, suçlamanın, iftiranın türlü çeşidini sergileyen; anlamak, tartışmak yerine kestirmeden mahkum etmeyi alışkanlık haline getirmiş; hatta hızını alamayıp bizleri ülkeyi terk etmeye çağıran, işi "defolun" buyruklarına kadar vardıran bir yayın anlayışının sefaletine şahit oluyoruz. Öncelikle, temelde düşünce ve ifade özgürlüğü çerçevesinde ele alınması gereken bir konunun bu şekilde bir suçlama malzemesine dönüştürülmesinin yanlışlığının, kabul edilmezliğinin altını çizmek isteriz. İki genç bayana yönelik bu öfkenin, bu saldırganlık dürtüsünün kaynağında resmi ideolojinin tahammülsüzlük anlayışının bulunduğu açıktır. Bu insanlar ne yapmışlar, ne söylemişler de bu kadar büyük bir öfkeye muhatap olmaktalar? "Humeyni'yi sevip, Atatürk'ü sevmemek" yasadışı bir eylem ya da gayri ahlaki bir tutum mudur? Bu iki genç bayandan ne yapmaları isteniyor? Kemalist politikacılar gibi ikiyüzlü mü davransalardı? Kameraların çekim yaptığını unutarak Hz. Peygamber hakkında hakaretamiz ifadeler kullanıp, sonra halkın karşısında dini değerlere saygılıyız yalanına sarılanları mı örnek alsalardı? Hayır! Bu ikiyüzlülüğe, bu gayri ahlaki tutuma asla prim vermeyiz! Çift dillilik bizlerin tavrı olamaz. Tarihin şahitlik ettiği en görkemli halk hareketlerinden birine önderlik etmiş Ayetullah Humeyni'yi sevmek neden yanlış olsun? Sömürücüler lehine bir tür uyuşturucu fonksiyonu yüklenmiş İslami sembol ve kurumların asli kimliğine kavuşturulması ve Kur'an'ın yeniden hayata rehberlik etmesi sürecinde etkili bir örneklik yapmış; İran coğrafyasında emperyalizmi bozguna uğratan İslam devriminin bu öncü ismine elbette saygı duyuyoruz. Öte yandan yaşadığımız ülkede her şeyiyle Batı modelinin esas alınması temelinde gerçekleştirilen ve baskıcı yöntemlerle yürütülen İslami kimlikten uzaklaştırılma ve ulusal-laik kimlik inşa sürecinin mimarı olan Atatürk'ün düşünce dünyası ile sahip olduğumuz kimliğimizin hiçbir noktada uzlaşmadığını inkar etmemiz nasıl mümkün olabilir? Hakaret etmiyoruz. İftira atmıyoruz. Zaten inancımız hiç kimsenin dinine, kutsalına hakaret etmemize izin vermez. Buna Atatürk ve Atatürkçülük de dahildir. Bununla birlikte benimsemediğimiz, reddettiğimiz, İslami kimliğimiz ve anlayışımızla çeliştiğini düşündüğümüz hiçbir şahsı ya da ideolojiyi sevmemiz de bizden beklenmemelidir. Hele hele dayatmalarla, baskılarla, gözdağı vererek, tehdit ederek yapılıyorsa, bunun çok daha büyük bir yanlış olduğu ve asla etkili olamayacağı da ayrıca bilinmelidir. Hem size ne oluyor ki; kainatı yoktan var eden, bize sahip olduğumuz her türlü nimeti bahşeden Rabbimizin gönderdiği kitapları, resulleri dahi sevmeye kimse zorlanmamışken, bu tamamen kişinin kendi tercihine bırakılmışken; "Atatürk olmasaydı siz burada olamadınız, isminiz şu olmazdı, camilerde namaz kılınmazdı vs." türünden absürtlüklerle insanların duygu ve düşüncelerini baskı altına almaya, yönlendirmeye çalışıyorsunuz? Zorla, tehditle, gözdağıyla insanların kimi sevip kimi sevmeyeceklerini belirlemeye kalkmak düpedüz bir saçmalıktır. Bu saçmalıklara, dayatmalara boyun eğmeyeceğimizi yineliyor; kimsenin kimseyi devletin yasal veya ideolojik aygıtlarının baskısıyla sevmek -ya da sevmemek- zorunda bırakılmadığı bir ülke özlemimizin bir kere daha altını çiziyoruz. 11/06/2008 Özgür-Der
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
06-12-2008, 22:37 | #2 |
Özgür- Der Sert Çıktı
İmza özgün_genç
|
|
06-12-2008, 22:42 | #3 |
Özgür- Der Sert Çıktı
Hocam eline koluna sağlık paylaşımın için sağolasın.
Onlar istedikleri kadar atatürk türkiyesi demeye devam etsin,hiç bir şey değişmez :-* İtte sokakta havlıyor ama dediklerinden hiç bir şey anlaşılmıyor,bunların durumu sokaktaki itten hiç bir farkı yok. Birazda biz sloganatalım 8) Kahrolsun Kemalizm Kahrolsun Faşizm Kahrolsun Oligarşi Kahrolsun Laiklik Kahrolsun Emperyalizm Kahrolsun Siyonizm Kahrolsun Dikta Anayasal Sistemler YAŞASIN ÖZGÜR YAŞAM ve ÖZGÜRLÜK SAVAŞIMIZ! Lebbeyk ya Resullullah! |
|
06-12-2008, 22:48 | #4 |
Özgür- Der Sert Çıktı
Olmadı Sayın Vekilim
Üst not: Aşağıdaki yazı, bir gönül burukluğunun ve incinmişliğin ifadesidir ve aynen alıntılanmıştır. """""AK Partili Vekilden Küstah Benzetme Teke Tek programında özgürlüklerimizi takiye yapmadan kimliğimize sahip çıkarak savunan Kevser Çakır ve Nuray Canan kardeşlerimize yönelik linç kampanyasına AK Partili Rize Millet Vekili ve Ensar Vakfı üyesi Lütfi Çırakoğlu da katıldı. Rize Milletvekilimiz Lütfi Çırakoğlu Habertürk de yayınlanan 1 GÜN isimli programda CHP'li Muharrem İnce ile "halk düşmanı İnönü" tartışmasını yapan Çırakoğlu'na Çakır ve Canan'ın Atatürk'ü sevmemeleri hatırlatılınca Çırakoğlu bu kardeşlerimizi Fadime Şahin, Emine Kalkancı'lara benzeterek "28 Şubat'da da Fadime Şahinler Emine Kalkancılar vardı" şeklinde küstah bir benzetmede bulundu. Atatürk'e biricik önderimiz her şeyi borçlu olduğumuz mümtaz şahsiyet diye methiye dizen Çırakoğlu bu tavrı ile Kemalist oligarşinin zulmünden emin olacağını sana dursun ama küresel ve yerel şer güçlere karşı net tutumu ile mücadele eden iffet timsali kadınlarımızı töhmet altına bırakacak açıklama yapmanın haddi olmadığını da bilmelidir.""""" haksözhaber |
|
06-12-2008, 22:53 | #5 |
Özgür- Der Sert Çıktı
Kartelci medyanın amacı Atatürk'ü savunmak değil, tam aksine Atatürk üzerinden Akp ideolojisini kırmaktır.
Ancak olayın Akp ile ilgisi yok. Nitekim bu sözleri söyleyen bayanda bunu açıkladı. Tekrar söylüyorum; Bu bayanın o günkü fikirlerinin tamamına katılıyorum.(Parti konusu hariç) |
|
06-12-2008, 23:20 | #6 |
Özgür- Der Sert Çıktı
Başlıksız
Üst Not: Aşağıdaki yazı, bir gönül burukluğunun ve incinmişliğin ifadesidir ve aynen alıntılanmıştır. Samanyolu Haber de Linç Korosunda! Nuray Canan Bezirgan ve Kevser Çakır’ın katıldığı Teke Tek programında, kardeşlerimizin birçok haklı tespitinin es geçilerek sadece İmam Humeyni ve Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili sözlerinin cımbızlanmasıyla yeni bir medyatik linç kampanyası başlatıldı. Kartel medyasının gazete ve televizyonları konuyu gündemde tutmaya devam ediyor. Star TV'de Uğur Dündar, anahaber bülteninde konuya geniş yer ayırarak "İrtica hortladı" mesajı vermeye çalışırken, aynı saatlerde Samanyolu Haber kanalı da "İrticasavar" bir pozisyon alıyordu. Kardeşlerimizi provokatörlükle suçlayan Samanyolu Haber, Nuray Canan Bezirgan'ın sözlerini "2. Fadime Şahin Vakası" diye nitelendirerek linç kampanyasında utanç verici bir tutum takındı. Konuyu 28 Şubat ile ilişkilendiren, Bezirgan'ın yurtdışından dönüşünü adeta karanlık bir takım oyunlara hizmet etmek için gelmiş gibi sunmaya çalışan Samanyolu Haber, bu tutumuyla korkularının esiri olanların düşebileceği noktayı da göstermiş oldu. Nuray ve Kevser kardeşlerimizin başörtülü hanımları temsil edemeyeceklerini vurgulayan, ''kanallarını arayan bir çok izleyicilerinin de kardeşlerimizi kınadıklarını" söylemeyi özellikle ihmal etmeyen Samanyolu Haber; adeta resmi ideolojinin şerrinden kartel medyasının affına sığınıyor gibiydi. Olayı provoke edenin bizatihi kartel medyası olduğunu görmezden gelerek, kardeşlerimize yönelik başlatılan linç ateşine odun taşıyan haber kanalı, medyatik zulme ortak oldu. Müslüman mahallesine saldırmak için vesile kılınan bu olaya ilişkin yaptıkları haberle, "Fethullah Gülen Cemaatini" bu saldırılardan ayrı tutabileceklerini zannediyorlarsa tabi ki yanılıyorlar! O halde, en azından "ifade özgürlüğü" zaviyesinden yaklaşabilecekleri bu kampanyanın taşeronluğuna gönüllü yazılmak niye? Ziyaretçi Yorumları! İşte Samanyolu Haber'den bir ziyaretçi yorumu: "hurriyet.com.tr "ataturku sevmiyorum,humeyniyi seviyorum" diyen kız haberiyle yeni bir fadime sahin, müslüm gündüz kampanyasına başladı. lütfen bu irtica kampanyasını haber yapın... allah yolunuzu açık etsin..." Ya da başka bir mesaj: "iyi günler sevgili samanyolu ailesi sizi diğer haber gazetelerinin dinimize yaptığı asılsız iddaları çürüttüğünüz için içimde size karşı sonsuz sevgi var. bu günlerde internette iki tane başörtülü bayan "humeyniyi seviyorum atatürkü sevmiyorum" diye fatih altaylının programında boy gösteriliyorlar, acaba bunlar kurmalı saat mı. haberin gerçekliğine pek inanmıyorum. haberin üzerine gidip bizi aydınlatırsanız sevinirim.. hürmetler..." Bu yorumları aynen alıp habere çeviren kanal, bu çirkin benzetmenin masum bir insana iftira olabileceği ihtimalini hiç mi sorgulamadı? İki Yüzlü Gazetecilik Anlayışı Fethullah Gülen cemaatine ilişkin en ufak haberde gazetecilik titizliğiyle hareket eden, araştırıp soruşturan Samanyolu Haber, söz konusu "İslamcılar" olduğunda nasıl bu kadar hoyratça davranabiliyor? Bu ikiyüzlü tutumun örneğine aynı günde rastlamak hiç şaşırtıcı değil! Dün Cumhuriyet Gazetesi'nde Demokrat Parti Diyarbakır İl Başkanı Galip Ensarioğlu'na atıfla "PKK tabanı Fethullahçılara kayabilir" başlıklı bir haber yayınlandı. Haberde Ensarioğlu'nun sözleri "Örgüt taban kaybediyor. PKK dönüşüm sağlayamazsa taban Fethullahçılara kayabilir" şeklinde verilince, titiz gazeteciliğin temel bir ilkesi olarak aynı medya grubuna bağlı CİHAN muhabiri Ensarioğlu'na giderek sözlerinin Cumhuriyet'te yayınlandığı gibi mi olduğunu soruyor. Ensarioğlu da, uzunca bir röportaj yapıldığını ama Cumhuriyet'in sözlerini cımbızlayarak yanlış biçimde kamuoyuna yansıttığını söyleyerek kendisini savunma imkanı buluyor. Peki soruyoruz: Nuray Canan Bezirgan kardeşimizle ilgili haber hazırlanırken, Samanyolu Haber muhabirleri kardeşimize neden söz hakkı tanımamıştır? Kendilerine ilişkin en ufak haberi titizlikle hazırlarken, kardeşimizle ilgili iftira nitelikli ve çirkin yakıştırmalar neden bu kadar kolayca servis edilebilmiştir? Böyle bir tavırla resmi ideolojinin şerrinden korunabileceklerine gerçekten inanıyorlar mı? Geçmişten hiç ders almayacaklar mı? Tepkimizi gösterelim Bu konuyla ilgili olarak Samanyolu Haber'e tepkimizi mesajlarımızla gösterelim. İftiranın, Müslümanca bir tavır olamayacağını, kardeşlerimize haksızlık edildiğini belirtelim ve kardeşlerimizden özür dilemeleri için kamuoyu baskısı oluşturalım. Bu haksızlığa karşı tavrımızı gösterelim. Samanyolu Haber'in www.samanyoluhaber.com adresine girerek "Bize Yazın" sayfasından doğrundan mesaj gönderebilirsiniz. Haber editörlerine şu adreslerden mail atabilirsiniz: Engin Sağ ([email protected]) Bekir Koç ([email protected]) Zeynep Yoldaş ([email protected]) Beytullah Emrah Önce – Kontra Medya... haksözhaber... Özgür-Der... Samanyolu'nun yaptığı habere şu linkten ulaşabilirsiniz: http://www.samanyoluhaber.com/haber-104953.html haksözhaber |
|
06-12-2008, 23:29 | #7 |
Özgür- Der Sert Çıktı
bir insanın atatürkü sevmeme hakkı yokmu. nerdeyse kızları vatan haini yapacaklar. ayıptır yahu.
|
|
06-13-2008, 00:22 | #8 |
Özgür- Der Sert Çıktı
Dava Açacağım
Fatih Altaylı’nın Kanal 1'de yayınlanan Teke Tek programına, başörtüsünü tartışmak için gelen ve Atatürk ile Humeyni arasında yaptığı kıyaslama ile bir anda gündem oturan Nuray Bezirgan, Fadime Şahin’e benzetilmesine sert tepki gösterdi. Atatürk düşmanı olmadığını ve sözlerinin çarpıtıldığını söyleyen Bezirgan, programı yapan Fatih Altaylı’yı eleştirerek şunları söyledi: "Fatih Altaylı’ya çok şaşırdım. Bizle konuşurken yayın öncesi sonrası çok rahattı. Nasıl oluyor da ‘Sabaha kadar uyuyamıyorum’ diye haber yapıyor. Ben akıl erdiremiyorum. Olmaz böyle bir şey." Hakkında yapılan haberlerde yapılan benzetmelere de tepki gösteren Bezirgan Hilal TV Haber Müdürü Gazeteci Arzu Erdoğral’a verdiği demeçte şunları söyledi: "Bu kadar büyük bir terbiyesizlik olamaz. Mahkemeye vereceğim bu haberleri yapanları. Özellikle bir televizyon bana hiç danışmadan, fikrimi sormadan çarpıtılmış açıklamaları ‘Ajan provokatörlük’ olarak vermesi gerçek dışı." ATATÜRK DÜŞMANI DEĞİLİM "Benim daha önce Kanada’da olduğum yeni ortaya çıkmış gibi davranılması hayret verici… Atatürk düşmanı değilim. Altaylı ısrarla sordu “Fikirlerim uyuşmadığı için sevmiyorum” dedim. Düşmanlık demek çok yanlış… Humeyni’yi seviyorum cümlesi de tamamen çarptırıldı. Şah’ın zulümlerine karşı başkaldırı olduğu için, iyiyi hakim kılmak kötüyü ortadan kaldırmak için sadece liderlik vasfını seviyorum” dedim ALTAYLI ÇOK RAHATTI "Fatih Altaylı’ya çok şaşırdım. Bizle konuşurken yayın öncesi sonrası çok rahattı. Nasıl oluyor da “Sabaha kadar uyuyamıyorum” diye haber yapıyor. Ben akıl erdiremiyorum. Olmaz böyle bir şey." NASIL OLUR DA FADİME ŞAHİN’E BENZETİRLER ‘İngiliz mandası’ olduğumu söylüyorlar. Kendi yorumları ile, nasıl yaparlar bunu. 3 çocuk annesi evli biriyim ailem var. Kardeşlerim var Nasıl olur da beni Fadime Şahin’e benzetirler? Fadime Şahin olmayı asla kabul edemem. Müslüm Gündüz ve Fadime Şahin benzetmesini ne hakla bana yaparlar. Bunu yapanlar iftiralarından vazgeçmez ise dava açacağım. Uğur Dündar bile yorum yapmasına rağmen en azından aradı, fikrimi sordu ama hakkımda asılsız haber yapanlar bunu yapmadı… haber7 |
|
06-13-2008, 00:35 | #9 |
Özgür- Der Sert Çıktı
Fadime Şahin olayını bir hatırlayalım. Medya tezgahını yani ... Bu da bir medya tezgahı değilmidir ? Bir Fadime Şahin vak' ası bu ülkede tarihin tekerrürü değilmidir. Niyet okuyuculuk ile nereye varabiliriz. Özgürlüklere vurulan ketin acısını yaşadığımız günlerde tefrika bize ne kazandırır ? Biribirimize düşme ve düşürme amaçlı yapılan herşey kendimize zarar vericidir. Ben yanlış yapıldığı kanaatini taşımıyorum. her nekadar yargısız infaz sancağı çekilsede ...
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|