![]() |
#1 |
![]() Beyazıt’ta Ergenekon ve Genelkurmay’a Protesto
Beyazıt’ta İÜ önünde toplanan Özgür-Der mensupları 20 Ekim’de başlayacak Ergenekon davası dolayısıyla Ergenekon çetesinin köküne inilmesi ve militarist bataklığın kurutulmasını talep ederek Org. Başbuğ’un tehditler savurmasını protesto ettiler. ![]() 19/10/2008 - Özgür-Der'in çağrısıyla Beyazıt'ta İstanbul Üniversitesi önünde toplanan grup, "Ergenekon Çetesinin Köküne İnilsin; Militarist Bataklık Kurutulsun!" "Darbeciler Halkı Yıldıramaz! Genelkurmay Siyasetten ve Yargıdan Elini Çek!" "Ergenekon Bataklığı Kurutulsun!" "Ergenekon Soruşturması Genişletilsin, JİTEM Cinayetleri Aydınlatılsın!" "Başbuğ'un Tehditleri Gerçekleri Örtemez!" "Susturamazsınız, Korkutmazsınız, Korku Krallığını Sürdüremezsiniz!" Genelkurmay'ın tehditlerinden korkmadığını ve Ergenekon davasının takipçisi olacağını deklare etti. Eylem boyunca; "Ergenekon Çetesi Dağıtılsın!" "Çeteler Halka Hesap Verecek!" "Darbeciler Yargılansın, Gaspedilen Haklar Geri Verilsin!" "Yasağa; Darbeye, Çetelere Geçit Yok!" "Genelkurmay Tehdidi Yıldıramaz Bizleri!" "Paşaların Tankı Susturamaz Halkı!" "Darbeciler Yenilecek Direnenler Kazanacak!" sloganlarıyla çetelere ve darbelere karşı direnç içinde olunacağı mesajı verildi. HAKSÖZ-HABER ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() BASIN AÇIKLAMASININ TAM METNİ: ERGENEKON ÇETESİNİN KÖKÜNE İNİLSİN! MİLİTARİST BATAKLIK KURUTULSUN! 19 Ekim 2008 Org. İlker Başbuğ'un medya muhtırasıyla bir kere daha belirginleştiği üzere Türkiye güvenlikten eğitime, siyasetten medyaya kadar her noktada tam bir militarist kuşatma cenderesinde. Askeri vesayet düzenini koruma kararlılığı içindeki silahlı bürokrasi halka yaşanan acıların hesabını vereceğine; öfkeyle tehditle, korkutmayla kendisine yönelik itirazları, eleştirileri, soruları bastırmaya, toplumu sindirmeye çalışmakta. Halkın iradesi, talepleri, doğruları öğrenme ve hesap sorma hakkı militarizmin bataklığında boğulmak isteniyor. İşte böyle bir vasatta yaklaşık 2500 sayfalık iddianamesi ve bol miktarda sanığıyla ama asıl önemlisi içerdiği çarpıcı bağlantılar ve eylemlerle aylardır Türkiye gündeminde tartışılmakta olan Ergenekon davasının yarın ilk duruşması yapılacak. İstiklal Mahkemelerinden askeri mahkemelere sıkıyönetim mahkemelerinden DGM'lere uzanan bir zincir içinde hep sisteme, egemenlere muhalif kimlikli insanların yargılandığı mahkeme salonları bu kez devlet adına illegal bir yapılanma oluşturup askeri bir darbeye zemin hazırlama faaliyetleri yürüten darbeci bir çetenin mensuplarını ağırlayacak. Adları cuntacılıkla, askeri müdahale kışkırtıcılığıyla, derin devlet yapılanması ve kirli cinayetlerle özdeşleşmiş bir dizi sanık darbeci örgütlenme suçlamasıyla hakim karşısına çıkacaklar. Bugüne dek işledikleri suçlardan dolayı kendilerinden hesap sorulacak mı, yoksa bundan öncekiler gibi düzenin "iyi çocukları"nın istifade ettikleri ayrıcalıklardan yararlanıp onların da suçları örtbas edilmeye mi çalışılacak göreceğiz! Mamafih şurası bilinmelidir ki, Ergenekon adı verilen bu çetenin mensupları yıllardır sürdürdükleri kirli faaliyetlerden, hukuksuzluklardan, halk düşmanlığı ve kışkırtıcılık suçundan ötürü kamuoyu vicdanında çoktan mahkum edilmişlerdir. Ne Ergenekon medyasının temizleme çabaları, ne fahri avukatların gayretleri ne de TSK adına en üst düzeyde itibar seansları bu kirli unsurların suçlarını paklamaya yetmez! İrtica ve bölücülük tehdidine karşı Cumhuriyeti savunma gerekçesi adı altında oluşturdukları çeteci yapılanma dahilinde sürdürdükleri kirli kampanyalarla ülkede kaos ortamı oluşturmaya ve halkı birbirine karşı kin ve düşmanlığa sevk etmeye yönelik eylemler organize eden Ergenekon çetesinin kirli ve kanlı geçmişi bugün artık gizlenemez biçimde açığa çıkmıştır. Bu noktada sorun Ergenekon çetesinin deşifre olmuş unsurlarının yargılanması ve cezalandırılmasından ibaret de değildir. Sorun Ergenekon çetesi üzerinden darbeci-çeteci zihniyet ve onun yaygın, kurumsal ve sistematik yapılanmasıyla hesaplaşmayı göze alıp alamamak noktasında düğümlenmektedir. Türkiye'de darbecilik-çetecilik geleneği 27 Mayıs'tan 12 Eylül'e, 28 Şubat'a; aynı şekilde Topal Osman'lardan Susurluk'a, Şemdinli'ye uzanan bir zincir içinde kesintisiz biçimde devlet içi bir yapılanma biçiminde bugünlere ulaşmaktadır. Tüm bu kirli ve kanlı gelenek asıl olarak resmi ideolojiyi kendisine kaynak almakta ve militarist devlet yapılanmasından beslenmektedir. Ergenekon çetesi türünden kirli ve karanlık tezgahların oluşturduğu tehlikelerin farkında olanlar öncelikle bu çeteleşme faaliyetinin beslendiği, dayandığı kaynağı görmek zorundadırlar. On yıllardır bu coğrafya ve toplum üzerinde tahakkümünü sürmekte olan Kemalist resmi ideoloji ve onun muhafızı konumdaki askeri yapılanma ile köklü bir hesaplaşma içine girilmedikçe darbeci çeteci yapılanmaların tümüyle tasfiye edilmesi beklenemez. Ergenekon türü çetelerle mücadele öncelikle darbeciliği, çeteleşmeyi doğuran, ona meşruiyet sağlayan zeminin temelden sorgulanmasını gerektirir. Askeriyle, siviliyle bürokratik oligarşik zihniyeti temelinden sarsacak adımların atılmasını zorunlu kılar. Darbe adı verilen derin hukuksuzlukla, ahlaksızlıkla hesaplaşmak kapsamlı bir mücadeleyi gerektirir. Bu noktada sadece deşifre olan isimlerle yetinilmeyip, darbecileri besleyen siyasi-kültürel zeminin de açığa çıkarılması ve darbecilere açık-gizli destek veren, katkı sağlayan tüm kurum ve kuruluşların da teşhir edilmesi şarttır. Netice itibariyle Ergenekon davasını darbeci geleneğin bağrında üreyen kapsamlı ve tehlikeli bir çeteye atılmış ciddi ve sarsıcı bir tokat olmakla birlikte, zannedildiği gibi düzenin köklü hastalığını tasfiye etmeye yetecek bir operasyon olarak görmenin yanıltıcı olacağını hatırlatıyoruz. Darbecilikle kalıcı ve etkili bir mücadele için Kemalist resmi ideolojiyle köklü bir hesaplaşmanın gerekliliğini bir kere daha altını çiziyoruz. Özgür-Der
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() Ergenekon’un Sonu Susurluk Gibi Olmamalıdır!
Özgür-Der Diyarbakır şubesi binlerce sayfalık bir iddianameye konu olan ve 20 Ekim pazartesi günü başlayacak olan Ergenekon çete davası ilgili bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada toplumun adalet duygusunun temini için davanın uzanması gereken noktalarının hatırlatıldığı ve "Ergenekon davasının akıbeti Susurluk, Şemdinli ve Yüksekova çete davalarının sonu gibi olmamalıdır" uyarısı yapıldı. ![]() 19/10/2008 - Basın açıklamasının metni: ERGENEKON'UN SONU SUSURLUK GİBİ OLMAMALIDIR! Binlerce sayfalık bir iddianameye konu olan Ergenekon çete davası 20 Ekim pazartesi günü yapılacak ilk duruşmayla başlayacak. Ergenekon Davası, üst düzey emekli generallerden etkili yazarlara kadar dokunulmaz olarak görülen zevatın yargılanması ve atfedilen suçların niteliği, ek klasörlerde gözler önüne serilen karmaşık ve karanlık ilişki ağları itibariyle oldukça önemli bir dava. Dava, dokunulamaz denilen kişi ve sisteme ilk defa dokunması, karanlık ilişkileri deşifre etmesi ve yargılaması bakımından bir milat kabul edilmeyi hak etmekte. Bu dava, darbeci gelenek, militarizm ve oligarşik sistemle hesaplaşmak için çok önemli bir fırsat sunmakta. Bu nedenle Ergenekon davasının akıbeti Susurluk, Şemdinli ve Yüksekova çete davalarının sonu gibi olmamalıdır. Türkiye'de daha önce de devlet yetkililerinin yargılandığı çete davaları yaşanmıştı. Ancak bu davaların hepsi devletin koruma zırhı karşısında sonuçsuz kalmış ve mevcut çete sistemi bu davalardan güçlenerek çıkmıştı. İlk duruşma öncesi Tolon ve Eruygur'un genelkurmay tarafından sahiplenilmesi, hastalık bahanesiyle en önemli isimlerin tahliye edilmesi, son olarak Başbuğ'un medya muhtırası Ergenekon davasının da bu akıbete uğrama ihtimalini artırmakla birlikte toplumsal beklenti aksi yöndedir. Kaldı ki dava olumsuz neticelense bile, Kemalist sistemin yönetim tarzını, darbecilerin karanlık ilişki ve işbirliğini deşifre etmesi bakımından tarihîdir. Özgür-Der Diyarbakır şubesi olarak dava öncesinde şu hususların altını tekrar çizmek istiyoruz:
Serdar Bülent Yılmaz Özgür-Der Diyarbakır Şube Başkanı |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
![]() Gereksiz bir protesto.
Terörle mücadele hassas bir konudur. Genelkurmayın ve Erdoğan'ın tavırları yerindedir. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
![]() Özgür-Der Türkiye müslüman halkı açısından büyük bir umuttur. Kemalizme, militarizme, şovenizme, milliyetçiliğe asla prim vermeyen gerçek bir islami duruş sergileyen bir dernektir. Ordu'nun karşısında Erdoğan gibi eğilip bükülmüyor.
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
![]() Bana göre, Erdoğan doğru olanı yaptı. TSK'nın yıpratılması hoş değil.
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#7 |
![]() Oldukça gereksiz bir protesto.
Bir de müslümanız diyorlar. Peygamber Ocağı'nı protesto eden Müslümanlar (!).. Böyle saçmalık olmaz. Şanlı,mağrur ve muzaffer Türk Silahlı Kuvvetleri'ne daima destek olmak her Türk'ün boynunun borcudur. ORDU'YA SADAKAT, ŞEREFİMİZDİR.. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#8 |
![]() perşembe günü olan bir eylemden bahsediliyordu vakıfta acaba bumudur...
ben konunun başörtüsü olduğunu biliyorum ama eğer öyleyse bir perşembe ordayım |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#9 | |
![]() Alıntı:
Asker postalı yalıyorsunuz heralde herbiriniz bir ağızdan ordu ordu... Protesto peygamber ocağına değil, ocağı yönetenlere- daha doğrusu yönetememelerine- İşinize mi geliyor şehitlerin artması? Anlayamadım .. Konu FarukARSLAN. tarafından (10-21-2008 Saat 20:35 ) değiştirilmiştir.. |
||
![]() |
![]() |
![]() |
#10 | |
![]() Alıntı:
Emin olun..Şanlı ordumuza kayıtsız şartsız destek olursak ve bunun gibi Amerika'nın işine gelecek eylemlere son verirsek işte o zaman şehitler azalacaktır. |
||
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|