08-26-2008, 09:49 | #1 |
ÖZKÖK GOLÜ KENDİNE ATTI
Balıkçıda kadeh kaldırma polemiğinde Ertuğrul Özkök nasıl köşeye sıkıştı ?
Ülkenin birlik beraberliğinin kala kala Başbakan’ın balık lokantasında kadeh kaldırmasına kaldığında ısrar eden Ertuğrul Özkök, buradan nereye varmak istiyor olabilir ? Yoksa Özkök, hedef saptırma yöntemiyle memlekette oluşturulan gerginliğin faturasını Başbakan’a ve inançlı insanların ilkelerine mi kesmeye çalışıyor ? Bağlı olduğu grubun nasıl bir yönlendirme planladığını görebilmek için Ertuğrul Özkök’ü okumak önemli. Hürriyet’in; M.Yakup Yılmaz gibi bodoslama çamur atmaya formatlanmış yazarlarına göre virajlara tedbirli girmeye özen gösteriyor. Başbakan’ın balık lokantasında karşı masaya hikayeden de olsa kadeh kaldırmasıyla ülkenin güllük gülistanlık olacağı konusunda Özkök’e cevaben birçok yazı yazıldı. Özkök’ün bahsettiği o karşı masada kim oturuyor peki ? Yani Başbakan kime kadeh kaldıracak ? Ergenekon’a mı, Ergenekon sebebiyle köşeye sıkışmış bazı gruplara mı, yoksa Ergenekon bağlantıları ortaya çıkan medyaya mı ? Hüseyin Gülerce, olayı magazinleştirme stratejisi yürüten Ertuğrul Özkök’e müthiş bir teklifte bulundu. Gülerce Özkök’e, ‘Başbakana kadeh kaldırsın diyorsun, seni de bir gün cami cemaatinin arasında görmek isteriz’ dedi. Süper bir teklif bu. Madem samimisin hep tek taraflı olmaz, hadi bakalım beraber adım atalım. Ama Özkök bu teklifi ‘dinde zorlama yoktur’ mealine gelecek bir takım cümlelerle savuşturmaya çalıştı. Belli ki hoşuna gitmedi. Teklifi ağır bulan Özkök ‘bir balıkçıda kadeh kaldırmanın muadili sabah namazı mı oluyor’ diye sordu. Ve Özkök babasının her gün rakısını içtiğini, cumalara gittiğini, ramazanda orucunu tuttuğunu ve teravih kıldığını yazdı. Ama babası Ertuğrul Özkök’ü ve ailesini hiçbir zaman ne içki içmeye teşvik etmiş, ne de namaz kılmaya, oruç tutmaya zorlamış. Özkök bu tavrıyla babasının inançlı bir insan, çok iyi bir vatandaş ve baba olduğunu düşünüyor. Ancak Özkök ortaya attığı teklifi savunurken kendi kalesine gol atıyor. Bu kadar demokrat bir babanın oğlu olarak Özkök’ün, aslında sayın Gülerce’nin teklifini kabul etmesi gerekirdi. Zira Başbakan’ın babasının hayatında kadeh kaldırmış olduğunu sanmıyorum. Oysa Özkök kadeh de kaldıran, namaz da kılan bir babanın oğlu olarak yetişmiş. Özkök’ün cami cemaati arasında bulunması, içkiyle uzaktan yakından tanışıklığı olmamış bir babanın oğlu olan Başbakan’ın kadeh kaldırmasından çok daha normal olması gerekmez mi ? Çünkü Özkök’ün aile genleri buna Başbakan’ınkinden daha müsait. Toplumda birlikte yaşayacaksak hoşgörü ve diyalog hep inançlı insanların göstermesi gereken bir tavır olmamalı. Birlikte yaşama konusunda bu ülkede bir mesafe alınabildiyse bunun çok büyük sebebinin inançlı insanların attığı adımlar olduğunu herkes görüyor. Başbakan’ı ve inançlı insanları köşeye sıkıştırmak için bu tartışmayı ortaya atan Özkök, başlattığı polemikten çıkmaya çalışırken kendini zora sokacak örnekler vererek aslında gol yedi. Ve ona golü kendi kalesine attıran ortayı da Hüseyin Gülerce çok akıllıca yaptı. Aslına bakarsanız Özkök’e cami cemaati arasında bulunmak da bu kadar ağır gelmemeli. Sonuçta müslümansak illaki bir gün o cemaatin arasında olacağız. Bunu camii avlusundaki musallaya konulmadan önce de yapmak gerekmez mi ? Abdullah ABDULKADİROĞLU 25.Ağustos.2008
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
08-26-2008, 10:03 | #2 |
ÖZKÖK GOLÜ KENDİNE ATTI
köşe yazarlığı yaptım zannedenlerden zaten bu fikirsiz ruhsuz hayasız habersiz bir "insan"
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|