10-31-2009, 15:07 | #1 |
Özlem Albayrak / İlerle Cumhuriyet kadını, arkada boş yer var
Özlem Albayrak - Yeni Şafak [email protected] İlerle Cumhuriyet kadını, arkada boş yer var Madem iki gün önce Cumhuriyet Bayramı'nı idrak ettik, madem 29 Ekim'i “karanlığa gömülüyoruz” diye çırpınanlarla geçirdik (Bknz; Siyaset Meydanı'nda konuşan, izlediğim uzun süre boyunca ekrana yazılmadığı için ismini bilemediğim “amca” ve benzeri programlardaki benzer “amca”lar ve dahi “teyze”ler), bendeniz de ileri gitmek-geri kalmak kaosuna mütevazı bir katkı yapmak isterim. Elbette, tüm kalemleri 8 Mart'ın sırtına yıkmamak, Cumhuriyet'e bir de bedenine misyon yüklenen kadın cihetinden bakmak gerek… Ki, bakalım. Kuruluş dönemindeki muteber Cumhuriyet kadını tanımındaki bileşenleri az çok biliyorsunuz; her birisi birer Çalıkuşu'dur, pilili, dizaltı etekle, karpuz kol beyaz bluz içerisindedir, çalışır ama iyi de dikiş diker, iyi yemek yapan bir ev hanımı, Cumhuriyet'e sadık bireyler yetiştirme görevini icra edecek anadır aynı zamanda. Bu stereotipin belli bir ihtiyaçtan çıktığı doğru, genç rejimin meşruiyetini sağlamak, tabana yaymak adına “gerekli”ydi belki. Fakat bu söylem, hem kadını proje olarak görüp nesneleştirdiği için, hem de bu nesneleştirme işinden 86 yıldır vazgeçmediği, dolayısıyla kaskatı kesildiği için, aşırıya gitti. Hala, 1923 hassasiyetleriyle dünyaya bakıp, hala pilili etek, beyaz bluz giyip, sokakta başöğretmen edasıyla dolaşmak, sosyal ortamlara aynı edayla girmek değildir bugün mesele. Mesele bu projenin, patriyarkal Cumhuriyet'in öncelikleri üzerine bina edildiği için; kendine benzemeyen kadınlarla kadınlık paydasında buluşamayan, buluşamadığı gibi onları düşman addeden, ötekileştiren ve hakikatin sadece bir parçasını, hakikatin tamamı olarak gören ve gösteren bir yapısının bulunması. Bu yüzden bu kadınlar, ödlerini koparan “irtica” tehlikesine karşı “darbeci” görünmek pahasına Cumhuriyet mitinglerine katılırlar. Tam da bu nedenle inanç meselesine mesafe koyar, örtünen hemcinsleri hakkında hiç hoş şeyler düşünmezler. İmam nikahı, töre cinayetleri ve kadına dayak sözkonusu olduğunda, Güneydoğu'da yaşayan kadının yanında duruyor görüntüsü verirler ama o kadınların Kürtlüğü sözkonusu olduğunda şefkatleri uzun sürmez. Şehit anasına karşı, rikkat tellerini titretecek kadar şefkatlidirler ama, o ananın orduevlerine girmesi, çocuğunun yemin törenine başörtüsüyle katılması sözkonusuysa şakkadanak asker saflarına geçiverirler. Kadınları koca şiddetinden korumaya çalışırlar, ama anaların oğullarının ölmeleri hususunda “vatan sağolsun”cular tarafında dururlar. Kendilerinde Cumhuriyet değerlerinin taşıyıcılığını ve temsilciliğini vehmedip çağdaşlık tiratları atanlardır Cumhuriyet kadınları ama, cılız vücudunu kapatan sepet altında iki büklüm çay yaprağı taşıyanlar, olsa olsa bir geçiş formudur. Buğday biçeni de araftadır sözgelimi, iki aylık bebesini sırtına bağlayıp cam silmeye duranı da. İşte böylesi bir şeraitte, Meclis'teki kadın vekil sayısıyla kafayı bozma durumunu açıkçası “lüks” bulanlardanım. Bu oranlar ile Kenya, Raunda, Romanya, Cezair, Sri Lanka, İran gibi ülkelerle karşılaştırılmamıza da gıcığım. Tıpkı “Kadınımız modernleşebildiği ölçüde moderniz” algısına kıllandığım gibi. Çünkü onyıllardır “başörtüsü” üzerine döndürülen tartışmanın da, Doğu ve Güneydoğu'daki kadın prototipinin İzmirli-İstanbullu sarışın hemcinsleri tarafından içten içe aşağılanmasının da nedeni bu: Cumhuriyet kadını özelliklerinin madde madde belirlenmiş olması ve bu hususiyetlere uygun olmayanın herhangi bir iddiasının olamayacağı, olmaması gerektiği, olsa bile Cumhuriyet'e sahiplik vehmeden, ilericilik ve çağdaşlık kriterlerinin neler olması gerektiği konusunda hak sahipliği iddiasındaki kadınlar tarafından püskürtüleceği pratiği. Yani neymiş: Cevval Cumhuriyet kadınları, yolda, trende, sinemada rastlaştığı, kendisine benzemeyen kadına çemkirirken, erkeklerden müteşekkil askeri ve bürokratik elitin kadınlar için koyduğu yasak ve özgürlük tanımlarını, kuzu kuzu alıp kabul etmesin. Koca dayağından beş kalem şikayet ediyorsa, bir kalem de devlet baskısından sözetsin. Cumhuriyet kadınları 86 yılda bir gıdım ilerlesin, olmaz mı? 31 Ekim 2009 Cumartesi
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Etiketler... Lütfen konu içeriği ile ilgili kelimeler ekliyelim |
cumhuriyet kadını, özlem albayrak |
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
|
|