Özlem Albayrak - Vuruşarak Çekilmek - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

**Cihannur** · 03-09-2014, 19:54

Özlem Albayrak

Vuruşarak çekilmek

Bu toz duman arasında, geçtiğimiz günlerde bir haber düştü ajanslara. Bu haber, ne dedikodulardan kaynaklanmış, ne tapelerden çıkmış, ne de başka yollarla elde edilmişti. Gerçekti ve olayı yaşayanlar başına gelenleri kameralara anlattı.

Habere göre, bazı öğrenciler Başbakan Erdoğan ve AK Parti hükümeti karşıtı hakaret videolarını protesto ettikleri gerekçesiyle Gülen grubunun Düzce Zirve Öğrenci Yurdu'ndan kovuldu. Kendilerine hükümet karşıtı tweet atmaları için baskı yapılan, zorla Başbakan'a hakaret edilen videolar izlettirilen öğrenciler, buna itiraz ettiklerinde, parasını da ödeyerek kaldıkları yurttan aynı gece içinde atıldı.

Bu, cemaatin kurumlarında olup bitenlerle ilgili duyulan ilk olay değil, ama duyulanların sağlamasını yapan ilk kanıttı.

Zira daha önce de, gece yarısı öğrencilerin yataklarından kaldırılarak Başbakan'a beddua ettirildiği, Gülen'in okullarında Erdoğan'a yönelik kara propaganda yapıldığı, dershane öğretmenlerinin çocukları sınava hazırlamak yerine hükümet karşıtı birer asker yetiştirmekle mükellefmiş gibi davrandığı duyulmuştu, ancak olayın birinci elden şahitleri tarafından bu derece açıkça ifade edilmemişti.

Bu çatışmanın sonucu ne olursa olsun, cemaatin samimi, dindar tabanına yönelik bir cadı avı başlatılmaması gerektiğini söyleyenlerden biri olarak, şimdi de şunu söylemek lüzum ediyor: Cemaatin yaptığı 'vuruşarak çekilmek' değil, binlerce mensubunu bu savaşın birer manivelasına dönüştürerek kriminalize etmek; her şey bittikten ve sonuç ne olursa olsun 'asıl suçlular' güvenli bölgelere çekildikten sonra, asla güvenli bir alan bulamayacak binlerce insan üzerinden devasa bir ego şovu yapmak anlamına geliyor.

Elbette, binlerce insanı gösterisinin parçalarından biri hâline getiren devasa bencilliklerle tarih ilk kez karşılaşmıyor, ancak bu derece büyük bir sömürülme sanırım ilk kez oluyor.

Çünkü, dünyanın acımasız yalnızlığına karşı güven duygusu arayan ve bunu dinî çerçeveyle sınırları çizilmiş gibi gözüken bir gruba dâhil olmakta bulan, cemaate destek olmak için yaptığı herşeyin Allah'ın rızasını kazanmaya vesile olacağına inandırılmış bu kadar insan, bırakın güvenliği, dünyanın her yerinde suç olarak değerlendirilecek kolektif bir nefret hareketinin unsurlarından biri hâline getiriliyor. Uhrevî bir güvenlik ihtiyacındaki insanlar yani, dünyevî bir savaşın zanlılarından biri kılınıyor.

Tweet atmayı algı operasyonunun bir parçası olarak işlevselleştirme çocukluğunu tamamen geçiyorum, zira bu tür eylemler kaba kuvvetin teknoloji yoluyla tahkimi çabasından başka bir anlam ifade etmiyor; ilkel bir egemenlik algısını hedefleyen bu aklı da ciddiye almakta zorlanıyor, bunun eksik ve yarım bir akıl olduğunu düşünüyorum.

Bu eksik akılın sahipleri şunu bilmeli: Cemaatin hiç de azımsanmayacak rakamdaki kitlesinin tamamını, birey birey bu savaşın içine bir asker gibi katmak dönüp yine cemaatin kendisini vurur. Üstelik 'cemaatin tabanına ve paralel operasyonculara aynı muamele çekilmesin' diyenlerin ellerindeki tüm argümanları da alıp götürerek...

Zira siz eğer hoşgörünün taşıyıcıları olarak bilinen gönüllülerinizi, nefretin yayıcıları olarak yeniden konumlandırıp, devasa kabahatinize ortak ediyorsanız; o insanları aynı zamanda toplumsal izolasyona mahkûm ediyorsunuz demektir. Neyi ne için yaptığını asla sorgulamadan üstten gelen talimatları harfi harfine uygulamanın bir süre sonra, inandıklarıyla çelişme ve ahlâki belirsizlik yaratması ihtimali bir yana, bu nefretin toplumsal çatışma ihtimalini de mi görmüyorsunuz?

Gerçek şu: Tabanını gözü kapalı ateşe atan her hareket bir gün gelip o taban tarafından sorgulanır, devasa egolar gün gelir gücünü aldığı o verimli kaynak tarafından terk edilmek suretiyle çökertilir. Çünkü ahlâki belirsizlik asla sonsuza kadar ayakta kalamaz.

Siz bunu hâlâ vuruşarak çekilmek olarak algılayıp gerisini düşünmeyi reddediyorsanız, hareketinize mensup her bireye teker teker haksızlık etmekte ise hiçbir beis görmüyorsanız, o da artık sizin bileceğiniz iştir... Bize düşen geçmiş olsun demektir.

Kaynak

Yeni Şafak 07.03.2014

03-09-2014, 19:54	#1
Kullanıcı Adı Cihannur	Özlem Albayrak - Vuruşarak Çekilmek Özlem Albayrak Vuruşarak çekilmek Bu toz duman arasında, geçtiğimiz günlerde bir haber düştü ajanslara. Bu haber, ne dedikodulardan kaynaklanmış, ne tapelerden çıkmış, ne de başka yollarla elde edilmişti. Gerçekti ve olayı yaşayanlar başına gelenleri kameralara anlattı. Habere göre, bazı öğrenciler Başbakan Erdoğan ve AK Parti hükümeti karşıtı hakaret videolarını protesto ettikleri gerekçesiyle Gülen grubunun Düzce Zirve Öğrenci Yurdu'ndan kovuldu. Kendilerine hükümet karşıtı tweet atmaları için baskı yapılan, zorla Başbakan'a hakaret edilen videolar izlettirilen öğrenciler, buna itiraz ettiklerinde, parasını da ödeyerek kaldıkları yurttan aynı gece içinde atıldı. Bu, cemaatin kurumlarında olup bitenlerle ilgili duyulan ilk olay değil, ama duyulanların sağlamasını yapan ilk kanıttı. Zira daha önce de, gece yarısı öğrencilerin yataklarından kaldırılarak Başbakan'a beddua ettirildiği, Gülen'in okullarında Erdoğan'a yönelik kara propaganda yapıldığı, dershane öğretmenlerinin çocukları sınava hazırlamak yerine hükümet karşıtı birer asker yetiştirmekle mükellefmiş gibi davrandığı duyulmuştu, ancak olayın birinci elden şahitleri tarafından bu derece açıkça ifade edilmemişti. Bu çatışmanın sonucu ne olursa olsun, cemaatin samimi, dindar tabanına yönelik bir cadı avı başlatılmaması gerektiğini söyleyenlerden biri olarak, şimdi de şunu söylemek lüzum ediyor: Cemaatin yaptığı 'vuruşarak çekilmek' değil, binlerce mensubunu bu savaşın birer manivelasına dönüştürerek kriminalize etmek; her şey bittikten ve sonuç ne olursa olsun 'asıl suçlular' güvenli bölgelere çekildikten sonra, asla güvenli bir alan bulamayacak binlerce insan üzerinden devasa bir ego şovu yapmak anlamına geliyor. Elbette, binlerce insanı gösterisinin parçalarından biri hâline getiren devasa bencilliklerle tarih ilk kez karşılaşmıyor, ancak bu derece büyük bir sömürülme sanırım ilk kez oluyor. Çünkü, dünyanın acımasız yalnızlığına karşı güven duygusu arayan ve bunu dinî çerçeveyle sınırları çizilmiş gibi gözüken bir gruba dâhil olmakta bulan, cemaate destek olmak için yaptığı herşeyin Allah'ın rızasını kazanmaya vesile olacağına inandırılmış bu kadar insan, bırakın güvenliği, dünyanın her yerinde suç olarak değerlendirilecek kolektif bir nefret hareketinin unsurlarından biri hâline getiriliyor. Uhrevî bir güvenlik ihtiyacındaki insanlar yani, dünyevî bir savaşın zanlılarından biri kılınıyor. Tweet atmayı algı operasyonunun bir parçası olarak işlevselleştirme çocukluğunu tamamen geçiyorum, zira bu tür eylemler kaba kuvvetin teknoloji yoluyla tahkimi çabasından başka bir anlam ifade etmiyor; ilkel bir egemenlik algısını hedefleyen bu aklı da ciddiye almakta zorlanıyor, bunun eksik ve yarım bir akıl olduğunu düşünüyorum. Bu eksik akılın sahipleri şunu bilmeli: Cemaatin hiç de azımsanmayacak rakamdaki kitlesinin tamamını, birey birey bu savaşın içine bir asker gibi katmak dönüp yine cemaatin kendisini vurur. Üstelik 'cemaatin tabanına ve paralel operasyonculara aynı muamele çekilmesin' diyenlerin ellerindeki tüm argümanları da alıp götürerek... Zira siz eğer hoşgörünün taşıyıcıları olarak bilinen gönüllülerinizi, nefretin yayıcıları olarak yeniden konumlandırıp, devasa kabahatinize ortak ediyorsanız; o insanları aynı zamanda toplumsal izolasyona mahkûm ediyorsunuz demektir. Neyi ne için yaptığını asla sorgulamadan üstten gelen talimatları harfi harfine uygulamanın bir süre sonra, inandıklarıyla çelişme ve ahlâki belirsizlik yaratması ihtimali bir yana, bu nefretin toplumsal çatışma ihtimalini de mi görmüyorsunuz? Gerçek şu: Tabanını gözü kapalı ateşe atan her hareket bir gün gelip o taban tarafından sorgulanır, devasa egolar gün gelir gücünü aldığı o verimli kaynak tarafından terk edilmek suretiyle çökertilir. Çünkü ahlâki belirsizlik asla sonsuza kadar ayakta kalamaz. Siz bunu hâlâ vuruşarak çekilmek olarak algılayıp gerisini düşünmeyi reddediyorsanız, hareketinize mensup her bireye teker teker haksızlık etmekte ise hiçbir beis görmüyorsanız, o da artık sizin bileceğiniz iştir... Bize düşen geçmiş olsun demektir. Kaynak Yeni Şafak 07.03.2014

Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir)