02-10-2009, 19:00 | #1 |
Özlüyorum
Özlüyorum
.........Özlüyorum* Mecnunu özlüyorum… Mecnun ruhlu insanları, Mecnun ruhlu dostları özlüyorum… Çünkü onlar alınmaz… Darılmaz… Kırılmaz... İncinmez... Rencide olmaz... Çünkü onlar sende seni değil… Leyla’yı görür........ Çünkü onların karşısında… “Mecnunluk” edebilirsin… Taşabilir, şaşabilir, coşabilirsin! Çünkü onlar senin iyi niyetinden şüphe etmez… Onlara taş atsan, Gülümserler… Çünkü o taş içindeki şefkati hissederler! Çünkü sövsen onlara, Yine gülümserler… Sövgünün içinde bile, derin bir sevgi sezerler…. Ve herkes taşlarken, gül sunuversen ellerine… Senin güzelliğine yorar… Kendilerini değil… Seni gonca bilirler…. …………….. Çünkü mecnun ruhlu olmayanın karşısında hep..... Acaba ne düşünür? Ne hisseder? Kırılır mı ki? Darılır mı ki? Yanlış anlar mı ki..........? Diye Düşünmek zorunda kalırsın… Çünkü öylesi karşısında sen, sen olamazsın, Şaşırırsın… Tedirginlik yaşarsın… Bu tedirginlik, seni rol yapmaya mecbur eder… Çünkü onlar, sana kırılıp, Üzerine bir de vebal yüklerler… Zaten kendine yetiyordur günahın… Onlar sebebiyle, biraz daha ağırlaşır… Bunalırsın… Üstelik, bunaldığını söyleyecek olsan, o da suç olur… ……………. Halbuki mecnun ruhlu dost öyle midir? Yağsan! Gürlesen! Yıksan! Biçsen! Delirtsen! (- E zaten deli (n) dir.........!) Kendi gibi bilir… Deli, der, güler geçer… Üstelik, Ağlarken güldürür seni… Ve derdinle dertlenip, ağladığını duyarsın… Yahut… Hani Leyla’sındır da ona… Okşasan da…. Vursan da! Leylâ’m! Der… Tebessüm eder… Kör değildir, görür, fakat… Seni, hatalarınla, aczinle birlikte sever…. Yılışık ve sırnaşık değil… Lakin sarmaşıktır... Sen küsmeye kalksan… Sen suratını assan, maskaralık eder… Seni güldürmek için “maskara olmak”, zoruna gitmez çünkü… Çünkü senin için vardır… Alabildiğine onurlu, Fakat gururdan da bir o kadar uzaktır… Bazen, kovsan da gitmez yanından… “Defol! ” feryadının, “Sarıl bana! ” demek olduğunu, çok iyi bilir… Gitmen gerekiyorsa tutmaz seni… Hatta gitmen için uğraşır… İçi yansa bile... Senin için dayanır gidişine… Zaten, ne kadar gitsen, Seni içinde taşır… Ve bazen sana bırakır seni… Kendini de bırakıp sana, gider bazen… Öyle gider, öyle gider ki…….. Hasretiyle yanarsın… Borçlu hissetmezsin kendini ona karşı… Sen istediğin için değil, İstediği için verir… Ondan istemesi de güzeldir işte bu yüzden… Çünkü bilirsin… Verirse, cân-u gönüldendir… Ve istese diye bakarsın… Canını veresin gelir…. Mecnun ruhlu insanı özlüyorum… Çünkü o… Bir sözünle kendini değersiz zannetmez, Bir bakışınla küçük düşmez… Çünkü karşında büyüklük hissetmez! İltifatınla da büyümez ki… Zaten ululardan bir uludur… Sever… Çok sever… Karşısında, kendin olarak, rahatça durabilirsin… Esiriyken özgür olursun… Maske takmaya zorlamaz… Ayıbınla, çatlağınla, kusurunla sever seni… Sanki kulsundur ona… Ve sanki o, sana kuldur… Mecnun ruhlu insanı özlüyorum… Çünkü serhoştur… Nârasında samimiyet… Kaş çatmasında tebessüm… Susmasında aşk…. Gözlerinde ışk vardır…. Zaten, O da seni özler… Çünkü sen Leyla’sındır… Öyleysen de, değilsen de… Öylesindir… Hissedersin… Çünkü o sana bakar… Sen Leyla’yı seyredersin… * Mecnun ruhlu Güzel’e…… Özlem…. Ve Sevgiyle……. Neslihan Nur Türk
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|