'Özür dileyecek' sözü boş çıktı, Rasmussen özür dilemedi

Medeniyetler İttifakı Eş Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da bu sabah gerçekleşen ikinci oturumun açılışında Danimarka Başbakanı Anders Rasmussen ile de biraraya geldi. Sohbet sırasında ikilinin arasından su sızmadı.

ÖZÜR DİLEMEDİ, HASSASİYETTEN SÖZ ETTİ
Karikatür krizinde aldığı tavır ve Roj TV ile ilgili adam atmayı reddetmesi nedeniyle NATO genel sekreterliğine seçilmesine Türkiye'nin karşı çıktığı Rasmussen, oturumdaki konuşmasında daha önce açıklandığının aksine İslam dünyasından özür dilemedi. Rasmussen özetle, "ifade özgürlüğünün mutlaka sağlanması ancak bunun dinlere saygısızlık için kullanılmaması gerektiğini" söyledi ve ekledi:
"NATO Genel sekreteri olarak dini konulardaki hassasiyetlere dikkat edeceğim."
Böylelikle, Türkiye'nin vetoyu kaldırması durumunda Rasmussen'in Hz. Muhammed'e hakaret eden karikatürlerle ilgili Müslüman dünyadan özür dileyeceği yolundaki açıklamalar da boşa gitmiş oldu.

Rasmussen'in bugün saat 13.30'da bir basın toplantısı düzenleyeceği açıklandı. Bu durum, "acaba Rasmussen özür dileme hamlesini bu toplantıya mı bıraktı?" sorusunu gündeme getirdi.

Bu arada Danimarka Başbakanı'nın omuzunun sargılı olması da dikkat çekti. Rasmussen'in gece kaldığı otelde merdivenden yuvarlandığı ve omzunun çıktığı, bu nedenle hastaneye götürülerek tedavi edildiği de öğrenildi.


BAŞBAKAN'IN KONUŞMASI

Başbakan Erdoğan, Çırağan Sarayında başlayan "Medeniyetler İttifakı İkinci Forumu"nun açılış oturumunda yaptığı konuşmada, Medeniyetler İttifakı girişiminin BM Genel Sekreterinin açıklamasıyla 2005 yılı temmuz ayında hayata geçtiğini ve yaklaşık 4 yıllık bir çalışmayla ittifakın kapsamlı nitelik kazanarak kuramsallaştığını, alanında en ciddi ve somut yaklaşımlar ortaya koyan, çözüm ve projeler üreten bir yapı halini aldığını kaydetti.
Erdoğan, bu girişime ön ayak olan, eş sunuculuğunu Türkiye ile paylaşan ve "Medeniyetler İttifakı Birinci Forumu"na başarıyla ev sahipliği yapan İspanya Başbakanı Jose Luis Rodrigues Zapatero'ya, ittifakın yüzü ve sesi haline gelen engin vizyonuyla girişime değerli katkılarda bulunan Medeniyetler İttifakı Yüksek Temsilcisi Jorge Sampaio'ya ve başından beri girişimi sahiplenip yönlendiren ve desteğini hiçbir zaman esirgemeyen BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'a teşekkür etti.
İttifakın ikinci forumunu İstanbul'da yapıyor olmaktan ülke ve millet olarak büyük mutluluk duyduğunu ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:
"Dünyanın tüm coğrafyaları gibi bu coğrafya da tarih boyunca zaman zaman çatışmalara, savaşlara, acılara sahne oldu. Ancak şunu mutlulukla ifade etmeliyim ki, bu topraklar daha çok barışın, hoşgörünün, birlikte yaşama kültürünün, birbirine saygı ve sevginin yurdu olmuştur. İstanbul bunun en bariz örneğidir. İstanbul, sadece Avrupa ve Asya'yı birleştirmekle kalmıyor. İstanbul, Asya, Avrupa ve Afrika'nın kesişme noktasında bulunmakla kalmıyor. İstanbul, aynı zamanda kültürleri, medeniyetleri, ırkları, dinleri ve dilleri de tarihin potasında kaynaştıran, uzlaştıran bir şehir olarak dünyada haklı bir konumda bulunuyor. '2010 yılı Avrupa Kültür Başkenti' olarak kabul edilen İstanbul, tarih boyunca olduğu gibi, bugün de dünyaya sevgi ve hoşgörü mesajları göndermeye devam ediyor." Başbakan Erdoğan, birkaç kilometre mesafedeki İstanbul Arkeoloji Müzesinde tarihteki ilk yazılı anlaşmanın aslını görebilmenin mümkün olduğunu belirterek, "Bir örneği New York'taki BM binasında Güvenlik Konseyi odasının çıkışında yer alan bu anlaşma, MÖ 1279 yılında Kadeş'te imzalanmış. Hitit ile Mısır uygarlıkları arasında savaşa son vererek karşılıklı yardım ve işbirliği dönemini başlatıyor" dedi.

bursa hakimiyet

İlk defa mı kandırılıyoruz? Şaşırmadım özürdilememesine.

İslam peygamberine hakaret eden karikatürler konusunda kılını kıpırdatmayan bir utanmazdan sözünü yerine getirmesini beklemek hayaldir.

Bunu veta etmeliydik, oraya oturamamalıydı.

Yanlış yapıldı.

Önce icraat sonra onay denmeliydi.

ne özürü yaa görüldüğü yerde gebertilmesi gereken bir alçağın söyleyeceklerinemi bakıyorsunuz hala

Kolaymı hemen özür dileyebilmek.Heleki rasmussen gibi roj tv nin koruyucu melekliğine soyunmuş bir kişiden. Bunun için belli bir eğitimden geçmesi ve çalışma yapması gerekmektedir.Örneğin bizim ülkedeki özür dileme konusunda yetenek sahibi olan sözde aydınlardan bu konuda gerekli eğitimi alabilir.Ve kendini hazır hissedip uygun gördüğü bir tarihte evet artık özür diliyorum diyerek Türk insanını ekran başına toplayabilir.Ey ahali duyduk duymadık demeyin rasmussen falanca tarihte Türkiye saati ile gece 3 de özür dileyecek.Büyük hakan Atillanın papa'yı ayağına kadar çağırıp ayaklarının altını öptürmesi kadar heycan verici olan bu durumun en koyu özür dileme eğitimini alsa bile ,rasmussen'e utangaç bir insanın aşık olduğu kıza "seni seviyorum"demesi kadar zor gelecektir.
Bu sebeble rasmussenin özür dileyeceğini hiç zannetmiyorum.
Ayrıca bizim şu anda tek övünmemiz gerek şey ,en azından rasmussen'den özür dilemesini istediğimizdir.Sonrasını hep birlikte göreceğiz.