08-28-2008, 10:19 | #1 |
Paksüt, Cezaevi Yolunda!...(ALİ KARAHASANOĞLU)
Ergenekon sanığı Turhan Çömez ile karılı-kocalı lokanta muhabbetlerini gördüğümüzde “Bişey yok bişey yok.Biz taa Bağdat’tan dostuz. Aklınıza bir şey gelmesin” diyerek, kafamızda oluşan istifhamları güzelce cevaplandıran Paksüt’ler, şimdi telefon muhabbetleri de ortaya çıkınca, aynı taktikle konuyu örtbas etme gayretini sürdürüyorlar!
İktidardaki partinin kapatılması davasında çok önemli bir oy hakkına sahip olan Osman Paksüt beyefendi, açıyor telefonu, bir politikacı ile başlıyor muhabbete: “Yok yani biliyorum da şey işte.. Onlara tabi bir grup; artk kanka.. Yani anca beraber, kanca beraber..” Affedersiniz, bu beyefendi hakim mi, yoksa politikacı mı? Dün cevap verdiler.. Kendileri değil de, eşleri hanımefendi! “Beyefendinin kontenjan altn değerindedir. Cumhurbaşkan, Danştay ve Yargtay üyeliklerinden 3 kişi arasndan seçim yapar, ancak bürokrat kadrosuna istediği ismi direkt atayabilir. Beyefendi istifa ettiği takdirde, Cumhurbaşkan istediği adam seçer. Benim üzerimden bask yaplmak isteniyor!” Aaaa sen neler de biliyormuşsun Ferda hanım.. “Avukatınla gel” diyen savcıya, “Tanık olsaydım avukatımı çağırmazdı. Demek ki sanıkmışım” diye durumu hemen keşfedeceğinize, “tanık mıyım, sanık mı?” diye saf saf soru yöneltiyorsunuz ama, Anayasa Mahkemesi üyeliğine hangi kontenjandan, nasıl üye seçileceğini ezbere biliyorsunuz! Siz ne imişsiniz be Ferda abla? Devamında da bakın neler diyor Ferda abla: “K. Irak'ta bile bu kadar tedirgin olmadm!” Hayret bir şey.. Kocası olan beyefendi, akşam eve geldiğinde mahkemedeki gizli yargılama usulüne tabi olayları eşine anlatmaması gerekirken.. Haydi eşine anlattı diyelim, üçüncü şahıs politikacılara aktarmaması gerekirken.. Beyimiz de, hanımefendimiz de, hiçbir sınır tanımadan, “gecenin 2’si bile olsa ara, olanları anlatayım” derlerken.. Şimdi kalkmışlar, “K. Irak'ta bile bu kadar tedirgin olmadm” diyorlar.. K.Irak’ta tedirgin olmazsın tabii. K.Irak’ta ne yaptın ki tedirgin olasın? Burada 73 milyonluk Türkiye’yi karıştırmaya kalkışıyorsunuz.. Karıştırıyorsunuz, sonra da “tedirgin oldum” diyorsunuz.. Sanki beyefendiye/hanımefendiye, “Anayasa Mahkemesi’nde sabah 9.00’dan akşam 17.00’ye kadarki tüm gelişmeleri not edip, akşamleyin Turhan Çömez’e bilgi vereceksiniz” diye bir vazife verilmiş, onlar da görevlerini ifa ediyorlar! Hop dedik abla.. Sizin yaptığınız; hem resmen, hem de alenen suç! Bir de kalkmış “tedirgin olduk” demeyin bari! Hanımablanın, bugünkü savcılık sorgusu öncesinde, dün medyaya yaptığı açıklamada her şey var ama, yayınlanan telefon konuşmalarını izah eden tek cümle yok.. Sadece ortalığı velveleye verme amaçlı laf salatası... Neymiş, “tutuklanma ihtimalini bile düşünüyor”muş hanımefendi! Niye düşünmeyeceksiniz ki? Daha bu açıklananlar, sizin içinde bulunduğunuz rezaletlerin, eminim devede kulağı mesabesindedir.. Daha yayınlanan o telefon kayıtlarının öncesi vardır, sonrası vardır.. Onları da zamanla öğreneceğiz mutlaka.. Dolayısıyla, tarafsız olarak yargı görevi ifa edilirken, politikanın içine girerseniz, eşiniz adına politikacılarla iş bitirirseniz, tutuklanma da dahil, yargının sizden soracağı her türlü hesaba da hazırlıklı olmanız gerekir! Yoksa kendinizi sorgulanamaz mı sanıyordunuz! Geçti o devirler hanımefendi! Öyle gizli kapaklı iş bitirmek yok artık. Gizli yargılama işlemlerini, taraflarla ihtilafı olan kişilere aktarırsanız, siz de tutuklanırsınız, eşiniz de! Sizin için izin-mizine de gerek yok.. Bugün savcı bey alsın ifadenizi, yarından tezi yok, beyefendiyi de çağırırlar, merakta kalmayın siz! Anayasa Mahkemesi üyesi olmakla, insanlar dokunulmaz mı olacaklarını sanıyorlar? Evet, bugüne kadar, Anayasa Mahkemesi başkanlarını gördük; ne laflar ettiler, ne hakaretler, ne küfürler de hiçbir şey olmadı kendilerine.. Ama geçti o devirler.. Bakın, kuvvet komutanları özel tip cezaevlerinde tutuluyorlar artık. Kuvvet komutanları, ordu komutanları ile birlikte; cezaevinde, hakim önüne çıkacakları günü bekliyorlar! Anayasa Mahkemesi Başkanvekili’nin, daha başka bir ayrıcalığı mı var sanki? Bakın, kendi arkadaşları için ne yakışıksız laflar etmiş zaten! “Kanka” imiş, falan filan. Şimdi bakalım, “kanka” olmakla suçladığı arkadaşları, onun hakkında ne karar verecekler? Biraz daha sabır, birlikte göreceğiz olanları!
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|