05-05-2009, 20:06 | #1 |
Paksüt'ün Hedefi ETÖ Savcıları
Yüce Divan'da yargılanma korkusunun sardığı skandalların adamı Paksüt, HSYK'ya verdiği suç duyurusu dilekçesinde savcılara ağır eleştirilerde bulundu.
Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt, "Ergenekon" soruşturmasını yürüten savcılarla ilgili yaptığı suç duyurusu dilekçesinde, "İlgililerin benim hakkımda uzun süre dinleme ve kayıt tutmaya ihtiyaç duymalarının izahı olamaz. Bu yasa dışı ve yasaya karşı hile yöntemiyle yasak delil toplama işlemidir" dedi. Paksüt'ün, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanlığına ve Adalet Bakanlığı'na verdiği 4 sayfalık suç duyurusu dilekçesinde, "Ergenekon" soruşturmasını yürüten Cumhuriyet savcıları Zekeriye Öz, Mehmet Ali Pekgüzel, Nihat Taşkın, Fikret Seçen, Ercan Şafak ve Mehmet Murat Yönder'in, Türk Ceza Kanununun (TCK) 257 "görevi kötüye kullanma", 132/2 "haberleşmenin gizliliğinin ihlali" ve 133/1-3 "Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması" maddelerinden cezalandırılmalarına yönelik soruşturmanın başlatılması istendi. Türk hukuk düzeninde Anayasa Mahkemesi başkanı, başkanvekili ve üyeleri hakkında soruşturma ve yargı mercilerinin yasalardaki özel hükümlerle belirlendiğini anımsatan Paksüt, bu görevlerde bulunanların ilgili yasalar gereği işledikleri her türlü suçlarından dolayı, özel yetkili mahkemeler ve bununla görevli savcıların görev alanı dışına çıkarıldıklarını belirtti. Anayasa Mahkemesi başkan, başkanvekili ve üyelerinin soruşturma ve yargılama usulünün Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun ile Anayasa Mahkemesinin iç tüzüğünde düzenlendiğini ifade eden Paksüt, buna göre, görevden doğan ve görev sırasında işlenen suçlarla, kişisel suçların tümünde soruşturmayla görevli ve yetkili mercinin Anayasa Mahkemesi olduğuna işaret etti. Paksüt, Anayasa Mahkemesince soruşturma açılmasına gerek görülmesi halinde mahkeme içinden seçilerek oluşturulacak Soruşturma Kurulunun, kamu davası açılmasına karar vermesi halinde görevle ilgili suçlarla yargılama mercinin Yüce Divan, kişisel suçlarda ise Yargıtay olduğunu hatırlattı. Osman Paksüt, dilekçesinde şöyle devam etti: "Hukukun gereği böyle olmakla birlikte iddia olunan 'Ergenekon' silahlı terör örgütü soruşturmasını yürüten Cumhuriyet savcılarınca Nisan 2008 başından, Temmuz 2008 sonuna kadar ve muhtemelen Ekim 2008 ortasına kadar hakkımda iletişim tespiti ve kayda alınması işlemleri yürütülmüş. Bunun sonucunda 199 sayfalık dinleme tutanağı toplanarak, ilk kayıttan 6,5 ay sonra Anayasa Mahkemesine gönderilmiştir. İlgililerin benim hakkımda uzun süre dinleme ve kayıt tutmaya ihtiyaç duymalarının izahı olamaz. Bu yasa dışı ve yasaya karşı hile yöntemiyle yasak delil toplama işlemidir. Nitekim iddianamenin sanıklarından olan ve benim de görüştüğüm ileri sürülen bir şahısla Ferda Paksüt'ün tek bir telefon konuşması, kendisinin de şüpheli sayılarak soruşturmaya dahil edilmesine yeterli sayılmıştır." Osman Paksüt, 5 Nisan 2008 ve 31 Temmuz 2008 tarihli iletişim tespit tutanaklarında, "Hedef şahıs: Ferda Paksüt/Osman Paksüt" şeklinde açıkça belirtilerek ayın dinleme ve kayıt işlemlerinin kendisi hakkında da sürdürülmesinin, "kastın yoğunluğunu ortaya koyduğunu" savundu. (aa)
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|