Sivil toplum kuruluşları, İsrail'in Mavi Marmara gemisine düzenlendiği saldırıya ilişkin Birleşmiş Milletler (BM) raporuna tepki gösterdi.

Bazı vakıf ve derneklerin de aralarında yer aldığı grupların ortak açıklamasında, raporun Birleşmiş Milletler teşkilatının gerçek yüzünü gösterdiği belirtildi.
Fatih Ali Emiri Kültür Merkezi'nde ortak basın toplantısı düzenleyen kuruluşlar, yaptıkları ortak açıklamada Mavi Marmara baskınına ilişkin Palmer Raporu'na tepki gösterdi. İHH, MAZLUMDER, Anadolu Platformu, AKDAV, Özgür-Der, Medeniyet Derneği, Fatih Akıncıları Derneği, Akabe Vakfı, Araştırma ve Kültür Vakfı, İnsan ve Medeniyet Hareketi Derneği ve Hikmet Vakfı adına yapılan ortak açıklamayı Anadolu Platformu üyesi Ahmet Çamurluoğlu yaptı.
Hükümetin İsrail'e yönelik yaptırımlarının sevindirici olduğu belirtilen açıklamada, raporu hazırlayan komisyonun hukuku göz ardı ederek siyasi güdülerle hareket ettiği vurgulandı. Mavi Marmara Raporu'nun Birleşmiş Milletler teşkilatının gerçek yüzünü ve misyonunu bir kez daha ortaya çıkardığı belirtilen açıklamada; "Birleşmiş Milletler Teşkilatı emperyal devletlerin çıkarları söz konusu olduğunda hep ikiyüzlü bir politika izliyor. Bunu en bariz örneklerinden birisi de Mavi Marmara raporudur. İnsanlık vicdanının ayaklar altına alınarak ambargo altında ölüme mahkum edilen Gazze'ye sadece insani yardım taşıyan sivil bir gemiye uluslararası sularda en modern silahlarla saldırmak Birleşmiş Milletler Teşkilatı'nın gözünde ciddi bir insan hakkı ihlali olarak değerlendirilmiyor." denildi.
"İkinci Dünya Savaşı galiplerinin güdümündeki BM Teşkilatı, hazırladığı Mavi Marmara raporu ile dünya barışı ve insan haklarını korunması konusunda gereken adalet mekanizmasını işletemeyerek tükenmişliğini ilan etmiştir. Bu olay ve rapor vesilesiyle Dünyanın hiçbir ciddi meselesini çözme kabiliyeti olmayan BM yapısının değiştirilmesi ihtiyacını bir kez daha vurgulamak isteriz." değerlendirmesinin yer aldığı açıklamada Türkiye'ye kurulması planlanan füze kalkanı projesine de tepki gösterildi.
"Türkiye'ye kurulacak füze kalkanı emperyal devletlerin İslam coğrafyasını kuşatma operasyonunun bir parçasıdır." değerlendirmesini yapan sivil toplum kuruluşlarının ortak metni; "
Bu anlamda Türkiye'ye NATO çatısı altında taşeronluk yaptırılmak istenmektedir.Soğuk savaşın sona ermesiyle NATO,yeni düşman tanımlamasında birinci sıraya İslam'ı koydu. NATO yeni misyonu ile Müslüman halkların emperyalizmin ve yerli despotların tasallutundan kurtulmasını askeri olarak engel olmak istiyor." ifadeleriyle son buldu.

Kaynak