İşte gelinen son nokta.
Bir Parti Liderine bile kumpas devam ediyor.
Kirli manşetlerin nasıl atıldığı ortaya çıktı

35 Günde 5 bin polis sürgün yedi
Yüzlerce savcı hakim sürüldü
Ve hala "biz yolsuzlukların yargılanmasından yanayız" diyerek milletin yüzüne baka baka yalan söylüyorlar.
Ortaya çıkan yolsuzluk tablosundan sonra suçu birilerinin üzerine atmak isteyenlerin bu çabası işe yaramayacak.

Sevgili manifesto
Bu paylaşımın aklıma diyarbakırlı bir arkadaşımla bir muhabbetimi hatırlattı.
"Oyumuzu akpartiye verelim diye bize baskı yapıp para teklif ettiler" diyordu o da zamanında.
O dönem seçim dönemiydi bu söylenenler ise kirli bir yalan idi.
LDP başkanının söyledikleride aynı şey.
Kanıt olmadığı sürece buna inanmam mümkün değil inansam bile bunu kim teklif etmiş ona bakarım ayrıca.
Başbakan mı ? veya herhangi bir gazete mi ?
Başbakan böyle birşey teklif etmez gazeteler de beni ilgilendirmez.

Önemli olan bizim yolumuz.Bu yolda çelme takmak isteyen bir takım insanlar oldu, oluyor.
Bu engelleri beraber aşmamız lazım.Hatırlayın Turgut Özalın Koçlardan gelen çeki reddettiğinde oğluna verdiği cevabı;
"Türkiyede pastayı beş aile yer diyordu ve bunlardan birtaneside koçlar deyip bu çeki alsaydım oğlum onların adamı olmuş olurdum demişti.

Cemaatin tepesindekiler istiyorlar ki hep al gülüm ver gülüm olsun.
Sizce bu mantıklımı size soruyorum üstadım ?

Yerleri değitirilen görevliler kışın sokakta kalmayacaklardır; merak etme. Kış da pek sert geçmiyor.

Çete olarak itham edilen, Gülen Cemaati değil, devlet içindeki çetelerdir. İstanbul'da kendisini karşılayan vatandaşların, "Vur vur inlesin, Cemaat dinlesin" şeklinde slogan atmaları üzerine Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Katiyen. Biz bir şeye bakacağız. Her şeyden önce bir meşrebi, bir mizacı, bir oluşumu istismar edenlere sözümüz var. Asla oraya gönül verenlere bizim sözümüz olamaz." diyerek bu sloganın atılmamasını istemiştir.

Paralel devlet iddialarının doğruluğu apaçık ve reddedilemez olarak kanıtlanmıştır. Son ortaya çıkan telefon kayıtlarından birinde Gülen Cemaati'nden üst düzey iki yetkili arasında Bank Asya'nın yaşadığı sıkıntıyla ilgili olarak yapmış oldukları telefon konuşmasında şunlar söyleniyor:

"...olsa bile kademelerde arkadaşlar var; bunların hepsinden geçiyor olması lazım.

...ama normal şartlar altında endişeye mahal bir durum yok; çünkü orada (BDDK) başkan yardımcısını geçmeleri lazım, daire başkanını geçmeleri lazım, onun altında işte daire başkan yardımcısını geçmeleri lazım, bunların hepsi bizim arkadaş."

Olan bitenin farkındayız elbette. Cemaat vesayetinin bir delili de Yeni Şafak gazetesinin 23 Ocak 2014 tarihli yani bugünkü sayısında yer alan Ali Bayramoğlu'nun makalesidir. Ali Bayramoğlu "Krizden Nasıl Çıkılır ya da Ne Yapmalı?" başlıklı makalesinde şunları söylüyor:

"Bundan üç dört yıl önce AK Parti'nin iç kabinesinden önemli bir isim 'Türkiye'nin iki vesayet sorunu var diyordu, biri asker vesayeti, diğeri cemaat vesayeti, ikisinden de kurtulmak lazım...'

Bugün yaşananı bir bakıma böyle tarif etmek mümkün."

Eğer bir cenahtan önde gelenler başbakanı tehdit edercesine kendi ofisinde sözler söylüyorsa başbakanımıza bunun adını çete koyun örgüt koyun veya başka birşey deyin.
11 yıl boyunca ittifak ettiniz de şimdi ne oldu diyorsun sevgili manifesto.
Akparti ve hükümeti her kesimden insanlarla iyi geçinme diyolag kurma herkese eşit davranma felsefesinde bir parti ve hükümet.
Birileri iyi şeyler yaparken onlara kötü yapıyorsunuz demedik lakin bu demek değildir ki kötü sonuclar doğurucak işler içerisinde olanlarada siz iyi yapıyorsunuz diyeceğimiz anlamına gelmez.
Bence mesele işine gelme yada işine gelmeme meselesi değil gülen harekatının önderlerinin devleti ele geçirme meselesidir.
Fethullah gülene en yakın isim latif erdoğan başbakanımıza biz sizi dinledik hakkınızı helal edin diyorsa bu itirafta bulunuyorsa varın gerisini siz düşünün.

Hazmedilemeyen tek gercek var o da diklenmeden dik duran eğilmeyen bir başbakan istenilmemesidir.