![]() |
#1 |
![]() BİSMİHİ TEALA
Ezan-ı şerif lügatta ”İlan” bildirmek manasına gelir. Istılahi olarak ise Müslümanlara namaz vaktinin girdiğini bildirmek amacıyla okunan mübarek ifadeler demektir. Ezan-ı şerif’in meşruiyeti وَإِذَا نَادَيۡتُمۡ إِلَى ٱلصَّلَوٰةِ ٱتَّخَذُوهَا هُزُوً۬ا وَلَعِبً۬ا*ۚ ذَٲلِكَ بِأَنَّهُمۡ قَوۡمٌ۬ لَّا يَعۡقِلُونَ ” Namaza çağrıldığınız vakit onu alay ve eğlence konusu yaparlar. Bu onların düşünemeyen bir topluluk olmalarındandır.” (Maide /58) ayet-i kerimesi ve sünnet ile sabittir. Peygamberimizden (Sallallahu aleyhi ve sellem) ezan okumanın fazileti hususunda bir çok hadis-i şerif gelmiştir. Nitekim Ebu Hüreyre’den (radıyallahu anh) rivayet edilen bir hadis-i şerifte: ”Müezzine, sesinin gittiği yer boyunca mağfiret edilir. Yaş ve kuru herşey onun lehinde şehadet eder. Namaza katılan kimseye yirmibeş kat namaz sevabı yazılır. Ve iki namaz arası günahları affedilir.” (Ebu davud, salat, 31) buyrulmaktadır. Buna benzer bir çok rivayet bulunmaktadır. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve sellem) ezan okumanın faziletini anlatan bir çok rivayete rağmen kendisi bizzat namaz için ezan-ı şerif okumamıştır. Zira: Eğer peygamber (Sallallahu aleyhi ve sellem) namaza davet için ezanı sesli olarak okumuş olsaydı, namaza geç kalan (cemaate gelmeyen) kişi elbette kâfir olurdu. Zira peygamber’in (Sallalalhu aleyhi ve sellem) davetine sebebsiz olarak icabet etmemek ona itaat etmemek demektir. Peygamber’e itaat ise ayeti kerime ile sabit olan bir husustur. Nitekim bir ayeti kerimede şöyle buyrulmaktadır: وَمَآ أَرۡسَلۡنَا مِن رَّسُولٍ إِلَّا لِيُطَاعَ بِإِذۡنِ ٱللَّهِ*ۚ ” Biz her peygamberi (ALLAH’ın (Celle celelühü) izniyle) ancak kendisine itaat edilmesi için gönderdik.” (Nisa /64) buyrulmaktadır. Eğer peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) ezanı sesli olarak okumuş olsaydı, kendi nefsine şahadet etmesi gerekirdiki, bu da peygamber (Sallallahu aleyhi ve sellem) hakkında caiz olmazdı. Eğer peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) ezanı sesli okumuş olsaydı ve; “Ben şahadet ederim ki, ALLAH’tan başka ilâh yoktur. Ve (ben şahadet ederim ki) MUHAMMED ALLAH’ın resulüdür,” demesi gerekirdi ve o zaman, peygamberin kendisinden başkası olduğu düşünülebilirdi. Yine ezan-ı şerifi. peygamberimizden (Sallallahu aleyhi ve sellem) başkaları rüyada gördü. Bu sebebten dolayı ezan okuma işini ALLAH (Celle celalühü). peygamberimizden (Sallallahu aleyhi ve sellem) başkasına vermiş oldu. Ayrıca peygamber (Sallallahu aleyhi ve sellem) herhangi bir şeyi yaptığı zaman, onu sabit ederdi. Yani o işi devamlı yapardır. Peygamberimiz (Sallahu aleyhi ve sellem) üzerindeki risâlet vazifesinden dolayı, kendisini bu işe tam olarak veremezdi.
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|