06-29-2010, 09:26 | #1 |
PKK’lıyı çoban.. Köylüyü PKK’lı sanmak!...Ali Karahasanoğlu - Vakit
PKK’lıyı çoban.. Köylüyü PKK’lı sanmak!
Tabii ki binde bir yapılan hataları büyütmemek gerekir. Hatalardan alınması gereken dersi almak, ama o hataları büyütüp kurumlara da zarar vermemek gerekir.. Ama bu hassasiyet, hataların nadiren işlenmesine bağlı.. Hatanın itiraf edilmesine bağlı.. Hatadan ders çıkarılmasına bağlı.. Şu kısacık bir hafta içinde, yaşanan iki olaya bakar mısınız?.. Birisi Şemdinli’de sınırı geçen PKK’lılar olayı.. Diğeri de dün Hatay Hassa’da kekik toplayan köylülerin başına gelenler.. Tümgeneral Gürbüz Kaya,Şemdinli’de sınırı geçen PKK’lıların teknik aletlerle tesbit edildiğini; ancak etkisiz hale getirilmediğini açıklarken şu gerekçeyi sunuyor: “Alınan ilk görüntülerde ateşe karşılık verilmediği için; saldırganların çoban, köylü ya da kaçakçı olabileceği düşünüldü.” Açıklamanın iki unsuru var.. Bir: PKK’lılar köylü, çoban sanılıyor.. İki: Ateş ediliyor, ancak öldürücü değil. Buna karşılık verilmeyince de, PKK’lı olmadıkları ihtimali güçleniyor! Geliyoruz dünkü Hatay Hassa olayına.. Teröristlere karşı pusu kuran askerler, kekik toplamaya çıkan köylüleri vurdular. 2 köylü vefat etti.Biri yaralı.. Birinci olayda askerlerimiz ne yapmışlardı? Öldürücü mahiyette olmayan, ateş edip, hedefteki kişilerin PKK’lı mı, yoksa köylü mü olduğunu tesbite çalışmıştı.. Hassa’da ne yapıyor? Anlaşılan o ki; direkt hedefe, öldürücü ateş ediliyor.Ediliyor ki, 2 kişi ölmüş! Üstelik ölenler, 61 ve 62 yaşlarında insanlar.. Hani yürüyüşlerinden, görüntülerinden anlaşılır, PKK’lı olup olmadıkları.. Ama maalesef, köylülerimiz vuruluyor, PKK’lılar ise çoban sanılıp koyveriliyor! Olaya bir de şu açıdan bakalım.. Birinci olayda askerlerimiz ne yapmışlardı?.. Bir grup tesbit edildi ama, “askerlerin açtıkları ilk ateşe cevap vermediklerine göre, demek ki PKK’lı değil, köylüler bunlar” denildi.. Bırakıldı PKK’lılar. Onlar da gelip, karakolumuzu bastılar. 12 askerimizi şehid ettiler.. Peki Hassa’da ne oldu? Askerlerimiz yine ateş ettiler.. Ama “karşılık veriliyor mu, verilmiyor mu” araştırması yapılmadan, iki kişiyi öldürecek kadar seri! İlk köylüyü öldüren ateşe karşılık verilmediği halde, ikinci köylüyü öldüren ateşi de ettik! Burada bir yanlışlık yok mu sizce? Kabul ediyorum; dağ başında terörist takip etmek, masa başında ahkâm kesmeye benzemez. Ama teröristle mücadele de; profesyonel personel yerine, üç aylık askerlerle yürütülemez. Yürütülürse böyle olur.. PKK’lıyı köylü sanırsınız.. Köylüyü, PKK’lı! Dediğim gibi, on yılda bir tane böyle bir olay yaşanır.. Kimsenin itiraz etmeye hakkı olmaz. Bu kadar kusur, her kurumda olur dersiniz.. Ama bu kaçıncı yanlış tesbit, söyler misiniz?.. Böyle bir ortamda, birileri de çıkmışlar, “Generaller cezaevinde olduğu için terörle mücadele edilemiyor” mavalları okuyorlar! “Cezaevindeki generaller yüzünden, PKK’lıları çoban, köylüleri PKK’lı sanan bir sistemle terör mücadelesi yapılıyor” demiyorlar.. Somut bir örnek vereyim.. Hâlâ Ergenekon’da yargılananların en rütbelisi olan, Jandarma eski Komutanı Şener Eruygur.. Suriye’de bir dil kursundaki kızları, “2003’deki Sinagog bombacıları” diye, özel ekiple baskın yaparak alıp getirmişti Türkiye’ye!.. Terörist diye getirilenlerin; Suriye’ye dil öğrenmeye giden öğrenciler oldukları bir hafta sonra anlaşılmıştı.. İşte; PKK’lıyı köylü sanmak.. Köylüyü PKK’lı sanmak yanlışlığının temeli burada.. Şener Eruygur’da.. O henüz cezalandırılamadığı için de, aynı hatalar tekrarlanıp gidiyor işte!..
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|