|
![]() |
#1 |
![]() Benhur bey güzel özetlemiş, bu konu altında bu statükonun düğmesi pkk'nın yakayı ele verdiği haberleri toplayalım.
------------------------------------------- İddianamelere göre Halkalı saldırısını üstlenen TAK, Ergenekon'la bağlantılı ![]() Ergenekon iddianamelerinin ek klasörlerinde yer alan tanık ifadelerinde, 1 Haziran 2004'te kurulan Kürdistan Özgürlük Şahinleri'nin (TAK) Ergenekon'la bağlantılı olduğu belirtiliyor. 15 yıl boyunca örgütte kalan Bülent Dumlu, sadece Abdullah Öcalan'ın değil, başta Murat Karayılan olmaK üzere PKK'nın üst düzey yöneticilerinin de Ergenekon üyesi olduğunu iddia ediyor. Gizli tanık Kıskaç da JİTEM istihbarat elemanı olarak çalıştığı dönemde benzer olayları yaşadığını anlatıyor. Yıllarca terör örgütünde yer aldıktan sonra kaçtığını kaydeden Kıskaç, 200 kişilik PKK grubunun yerini bildirmesine rağmen Veli Küçük'e yakın subayların operasyon yapmadığını, kendisinin de buna çok şaşırdığını ileri sürüyor. TAK'ın temelini, Kandil Dağı'nda bulunan PKK kampında bomba eğitimi alan yaklaşık 400 terörist oluşturuyor. TAK'ın başında PKK'nın silahlı kanadı HPG'nin de bir dönem sorumlusu olan Dr. Bahoz Erdal kod adlı Fehman Hüseyin var. Fehman Hüseyin, örgüt içerisindeki hiyerarşide Murat Karayılan'ın altında yer alıyor. TAK'la aynı eylem tarzlarını uygulayan PKK ile bağlantılı Devrimci Karargâh Örgütü'nün de Ergenekon'un bazı sanıklarıyla sıkı işbirliği içinde olduğu tespit edilmişti. Devrimci Karargâh'ın özellikle askeriye içindeki İşçi Partisi'nin bir yapılanması olan 'Karargâh Evleri' yapılanması ile birlikte hareket ettiği, militanların eğitilmesi ve barındırılmasının buralardan sağlandığı ileri sürülüyor. Devrimci Karargâh'la ilgili iddianamede de örgütün, Ergenekon tutuklusu Doğu Perinçek için 'başkanımız' tabirini kullandığı vurgulanıyor. Özellikle Ergenekon sanıklarıyla birçok telefon görüşmesi kaydı bulunan Devrimci Karargah örgütü de TAK ile benzer eylem tarzları benimsiyor. İSTANBUL ZAMAN ZAMAN
![]() |
|
![]() |
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() Konu hipermuhafazakar tarafından (06-24-2010 Saat 23:57 ) değiştirilmiştir.. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
![]() Solcu-darwinist-dinsiz-ergenekoncu-zerdüşt-ABD ve İsrail'in piyonu PKK'nın
hükümetimizi devirmeye çalışması ve anayasal süreci tıkama gayretleri beyhudedir.22 temmuz seçimlerinden önce sistematik olarak artırılan terör hadiseleri boşa çıkmıştır milletimizde bu bilinç ve şuur olduktan sonra AKparti'nin sırtı yere gelmeyecektir.Demokrasi yolundan dönüş imkanı kalmamıştır. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
![]() PKK, Ergenekon'u gölgede bırakmak için çırpınıyor
![]() Ergenekon terör örgütü ile bağlantısı iddiası gün yüzüne çıkan PKK, Doğu ve Güneydoğu'da vatandaşı devletle karşı karşıya getirmek için eylemlerini artırdı. Bu ilişkiyi 'devletin içindeki iktidar mücadelesi' diyerek sulandırmaya çalışan PKK, şehir merkezlerinde miting adı altında izinsiz gösteriler yaptırmaya başladı. DTP'-nin desteklediği gösterilerde dükkânlar taşlandı, taş, sopa ve molotoflarla güvenlik güçlerine saldırıldı. Açıklamalarda ise Ergenekon soruşturmasının ve hükümetin ağır dille eleştirilmesi dikkat çekti. Yaşananları değerlendiren bölge milletvekilleri, olayların temelinde Ergenekon davasının yattığı görüşünde. Muş Milletvekili Seracettin Karayağız bu konuya dikkat çekiyor: "PKK, Ergenekon'u gölgede bırakmak için çırpınıyor." AK Parti'nin Doğu ve Güneydoğulu milletvekillerinin gerginlikle ilgili görüşleri şöyle: Muş Milletvekili Seracettin Karayağız: PKK yandaşlarının çıkardığı son olayları ve Diyarbakır'daki kepenk indirmeleri Başbakan'ımızın bu ile yaptığı gezisinden ziyade, görüşülmesine başlanan Ergenekon davasıyla ilgili görüyorum. Türkiye'deki karanlık işleri ve ilişkileri ortaya çıkaracak olan bu dava, terör örgütünün de iç yüzünü halka gösterecek. Yalçın Küçük ve halen Ergenekon davasından tutuklu Doğu Perinçek, Abdullah Öcalan ile defalarca görüşmüş. Bu ilişkilerden dolayı itibarlarının sarsılacağını bildikleri için feveran ediyorlar. Çünkü onlar en çok bundan korkuyorlar. Onun için bu davayı gölgede bırakmak için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar, yapacaklar. Mardin Milletvekili Cüneyt Yüksel: Bu olayların hem devlete hem de PKK ve onunla aynı tabana hitap ettiğini söyleyen DTP'ye bakan yönleri var. Öncelikle ne olursa olsun devlet vatandaşın can ve mal güvenliğinin güvencede olduğu duygusunu vermeliydi. Yani meydanı PKK sempatizanlarına bırakmamalıydı. Ama özellikle can güvenliği açısından bakıldığında bunun kolay olmadığını söyleyebiliriz. Çünkü yıllardır terör belasından ve şiddet ortamından canı yanan bölge halkının geçmişten gelen korkuları var. Halk hâlâ bunu üzerinden atamamış. PKK, 1990'lı yıllarda sık sık başvurduğu kepenk kapattırma girişimlerine yeniden başladı. Bu görüntüler bölgeye yakışmıyor. Bölge halkına zarar veriyor. Oysa Diyarbakır'daki bütün büyük alışveriş merkezleri açıktı. Siirt Milletvekili Afif Demirkıran: Yerel seçimlerde alacakları başarısızlık onları telaşlandırmış. Can korkusuyla sağa sola saldırıyorlar. Ayrıca Ergenekon davasına denk gelmesi de çok anlamlı bana göre. Daha önce, 22 Temmuz seçimleri sürecinde Öcalan'ın İmralı'da zehirlendiğini ileri sürerek propaganda yapmışlardı. Şimdi ise Öcalan'a işkence yapıldığı şayiasını bahane ederek ortamı germeye çalışıyorlar. Bölgede görüştüğümüz kanaat önderleri, insanların içlerinden gelerek değil, can ve mal güvenliği nedeniyle evlerinden çıkmadıklarını söyledi. Bunu da anlayışla karşılamak lazım. Kilis Milletvekili Hasan Kara: PKK çizgisinde yayın yapan Roj TV, günler öncesinden Kandil'le canlı bağlantılar yaptı. Televizyona bağlananlar, vatandaşların evlerinden çıkmaması için sürekli uyarılarda bulundular. Halkı, adeta tehdit ettiler. Hatta 'evinde ölüsü olan bile varsa dışarı çıkmasın' diyerek halkı korkutmaya çalıştılar. Bazı mahallelerde broşürler dağıtıldı. Bazıları yapılan bu sindirme propagandasından olumsuz etkilense de insanların çoğu evlerinden çıktı, işine gitti. Esnafın önemli bir kısmı da işyerlerini açtı. Büyük alışveriş merkezleri açıldı. Hamza Erdoğan, Ankara ZAMAN ![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
![]() İMRALI'YI ERGENEKON YÖNETİYOR, PERİNÇEK DERİN DEVLETİN ADAMI
"Kesire'nin (Öcalan'ın eşi) hedefinde bir tek Öcalan vardı. Yani, "Öcalan gitsin, ben geleyim". Öcalan'la ayrılma sebepleri şuydu; bir kere Kesire, Apo'nun gizli ilişkilerini öğrendi. Derin devletle olan ilişkilerini. Ve kopuş buradan geldi. Kesire yakınlarındayken, Öcalan amacını gerçekleştiremiyordu. Kesire, Apo'nun derin ilişkilerini öğrendi. Kesire de bana diyordu: "Dikkat et, bağlı olduğu güçleri harekete geçirir." Kesire ajan değildi. Ama PKK'nın baskıcı mantığının oluşmasında Kesire'nin rolü büyüktür. Mesele şudur; Kesire'nin bu zamana kadar susması, Kesire'yi suçlu durumuna koyar. Kesire, bildiklerini neden açıklamıyor? Mihri Belli aracı oldu, bu kesin. Ya gizli bir anlaşma yapıldı ya da derin devlet onu tehdit ediyor. Ailesini ortadan kaldırma tehdidi. Kesire de ailesine çok düşkün. Konuşursa yer yerinden oynar. Apo'nun tüm bağlantıları, kimlerle bağlantıları varsa hepsi ortaya çıkar. Ve Apo'nun söyleyecek bir şeyi kalmaz. Açıklananlardan sonra da Öcalan, Kürtlerin gözünde sıfıra iner, halka karşı suçlu duruma düşer. Perinçek'le görüşen birisi..." İMRALI'YI ERGENEKON YÖNETİYOR, PERİNÇEK DERİN DEVLETİN ADAMI Hüseyin Yıldırım, Abdullah Öcalan, derin devlet ve Ergenekon bağlantıları ve gazeteci Uğur Mumcu'nun öldürülmesiyle ilgili de önemli açıklamalarda bulundu: "Ergenekon'un etkisi İmralı ile sınırlıdır. İmralı'yı yönetiyor, İmralı da diğerlerini etkiliyor, dolayısıyla Ergenekon'a bağlıyorum. Mesela tam açılım konuşulurken Tokat'taki eylem... Bu, PKK'nın kararı mıdır, müşterek bir karar mıdır? (...) Öcalan'ın Şam'daki ilişkileri; En yakın arkadaşları Atıf Hocalı, Doğu Perinçek; bunlar derin devletin adamları, bunlar da ortaya çıktı. Her gün daha yeni belgeler, bilgiler ortaya çıkacak. Öcalan'ın tutuklanması, salıverilmesi var. Hatta bu konuda Uğur Mumcu buraya geldi, benimle görüşmek istedi. Kabul etmedim. Öcalan ile derin devlet ilişkilerini araştırıyordu. Bana göre de rahmetlinin öldürülmesinin nedeni budur. Bu bağlantı ortaya çıkmasın diye. Dikkat ederseniz, kompüterine filan, her şeyine el koydular. İçini boşalttıktan sonra Ali Sirmen'e teslim ettiler. Onun cinayeti, ne dindarlar ne de İran olayıydı. Öcalan'ın derin devletle bağlantılarının olabileceğini de düşünüyorum. Kürt sorunuyla bir ilgisi, amacı, bir duygusu yok. Sosyalizmle de hiçbir ilgisi yok. Güç sahibi olmak istiyordu. Perinçek, belki benimle 40 defa görüşmek istedi, görüşmedim onunla. Güvenmiyorum ben o adama. Başta onların birbirine karşıymış gibi gözükmeleri bir oyundu. Telefonda bana, "Senin meseleni Apo'yla görüştüm ben. Konuşalım." dedi. "Seninle konuşacak bir şeyim yok." dedim. Çok tehlikeli biri. Nedir Perinçek'i 1972'den beri ayakta tutan..." ZAMAN ![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
![]() Ergenekon'a vur ses PKK'dan gelsin
![]() Ergenekon'un sesi PKK'dan geliyor Ümraniye'de bir gecekonduda bulunan bombaların ardından Ergenekon'a vurulan her darbe, Türkiye'yi tüyler ürperten gerçekle yüz yüze getirdi.Yargının attığı her adıma PKK eylemle karşılık verdi. Zaman ayarlı saldırılar ve son olarak Heron'larla ilgili 2 subayın ihanet konuşması, çete-örgüt ilişkisini gün yüzüne çıkardı. Ergenekon iddianamesinin kabul edilmesinden 2 gün sonra teröristler Güngören'i kana buladı, 17 kişi hayatını kaybetti. Ergenekon-PKK bağlantısında her geçen gün yeni bir sır perdesi daha aralanıyor. 30 yıldır katliamlarına devam eden terör örgütünün özellikle Ergenekon operasyonunun başladığı 2007'den bu yana gerçekleştirdiği zaman ayarlı saldırılar, iddianamelere yansıyan kirli ilişkiler, ihanet konuşmaları ve itiraflar çete-örgüt bağlantısını gözler önüne seriyor. Genelkurmay Başkanlığı, Heron skandalıyla ilgili sessizliğini korurken, ihanet konuşmasını yapan subaylara Kandil sahip çıktı. Terör örgütünün şehir yapılanması KCK'nın yöneticisi Mustafa Karasu, PKK'lılar için "bizim adamlar" diyen ve "çok zayiat veriyoruz, Heronları düşürelim" diyen Üsteğmen Fırat Ç. ile ihanet isteğine "çaresine bakarız" şeklinde karşılık veren Yarbay Selami Selçuk Ç'yi savundu. Sahte çürük çetesi liderliğinden tutuklu yargılanan Albay Zeki Üçok'un MİT tarafından tespit edilen konuşmayla ilgili soruşturma dosyasını kararttığı iddiaları da ihanet skandalının dikkati çeken bir başka yönü oldu. AKTÜTÜN AÇIKLIĞA KAVUŞTU MİT, Fırat Ç'nin, Heronları durdurması için yardım istediği bir diğer ismin de ABD'li ve Türk subayların birlikte çalıştığı, Heron görüntülerinin analiz edildiği birim olarak bilinen ODC'nin başındaki Tuğamiral Alaettin S. olduğunu tespit etti. Bu skandal, akıllara 17 şehit verdiğimiz Aktütün saldırısını getirdi. Heronların, saldırının gerçekleştiği 4 Kasım 2008'den 3 gün önce Aktütün'ün karşısında, 10 km Irak sınırı içinde PKK'lıların saldırı hazırlıklarını görüntüleyip askeri yetkililere ulaştırdığı ortaya çıkmıştı. PERİNÇEK'LE SABAHA KADAR BAŞ BAŞA 'Parmaksız Zeki' kod adlı Şemdin Sakık'ın Diyarbakır'da yattığı cezaevinden Star Gazetesi yazarı Şamil Tayyar'a gönderdiği mektup, kirli ilişkinin aktörlerini birebir şahidi tarafından deşifre etmişti. Örgütte olduğu sırada Öcalan'ın sağ kolu olarak bilinen Sakık, Ergenekon tutuklusu Perinçek ve teröristbaşı arasındaki samimiyetin fotoğraflardan öte olduğunu belirterek mektubunda şu ifadeleri kullandı: "Bekaa kampına kadar gelip Öcalan'ı ziyaret etti. Askeri törenle ve silah atışlarıyla karşılandı. Öcalan onu kucakladı, öptü, günlerce konuk etti. Kaldıkları odaya militanlar yüz metreden fazla yaklaşamadı, sabahlara kadar baş başa kaldılar. Öcalan'ın Perinçek'le günlerce bir odada baş başa kalarak neler konuştuklarını ya da planladıklarını, neden yanlarına üçüncü bir kişiyi almadıklarını ve "militanlar kaldığımız yere yüz metreden fazla yaklaşmasınlar" talimatı verdiğini hala merak ediyorum." KÜÇÜK, ASKERİ TÖRENLE KARŞILANIYOR Sakık, mektubunda Ergenekon sanığı Yalçın Küçük'ün, Öcalan bağlantısını da anlattı: Bizzat Öcalan'ın sunduğu örgüt imkanlarıyla Fransa'ya yerleşti. Bazen Öcalan'ın daveti bazen kendi isteğiyle Şam'a geliyordu. Her seferinde Öcalan tarafından askeri törenle, süslü püslü sözcüklerle, kucaklaşmalarla, öpücüklerle karşılanırdı. ikisi baş başa verip örgütü ve savaşı düzenliyorlardı. Örgüt plana harfiyen uydu Darbeye zemin hazırlamak için Fatih Camii'nin bombalanmasından kendi askeri jetimizin düşürülmesine kadar insanın kanını donduran emirleri içerenBalyoz Darbe Planıda Ergenekon-PKK bağlantısına ışık tutuyor. Mart 2003'te hazırlanan darbe planında ülkede kaos ortamı oluşturabilmek için PKK'ya biçilen rol şöyle: "PKK ve El Kaide'nin büyük şehirlerde özellikle İstanbul'da eş zamanlı büyük eylemleri ve anılan eylemler sonrasında icra edilecek, STK ve üniversiteler ile koordine ederek yönlendireceğimiz çok geniş katılımlı toplumsal gösteriler ve eylemler neticesinde oluşan kaos ve karmaşa nedeniyle öncelikle olağanüstü hal ve sonrasında sıkıyönetim ilan edilecek." Darbe planının yapıldığı dönemde hem PKK hem de El Kaide'nin harekat emirlerine uygun eylemleri dikkati çekiyor. El Kaide, İstanbul'da sinagoglara ve bankalara saldırı düzenledi. Teröristbaşı Abdullah Öcalan'ın 1999'da yakalanmasının ardından sessizliğe bürünen PKK ise planın yapıldığı dönemde yeniden silahlı eylemlere başlama kararı aldı. İmralı'dan yayılan gerilimle provokasyon dolu gösteriler başladı. 'İŞBİRLİĞİ YAPACAKLAR BELİRLENSİN' Aralarında kuvvet komutanları Özden Örnek ve İbrahim Fırtına'nın yanı sıra eski 1. Ordu Komutanı Orgeneral Çetin Doğan'ın da bulunduğu 196 sanıklı Balyoz iddianamesindeki tespitler, PKK'nın halka karşı devlet görevlileri tarafından nasıl kullanıldığını da gösterdi. Balyoz sanığı emekli Tuğgeneral Süha Tanyeri'nin iddianameye giren el yazısı notları, kirli ilişkinin kanıtlarından biri oldu. "Süha Tanyeri Defteri Plan Semineri Hazırlık Notları" adlı dosyada, "Bölgede PKK-KADEK ile işbirliği yapacak kişiler önceden tespit edilmelidir" ifadeleri yer alıyor. Devrimci Karargah Kandil'de eğitim aldı Kandil'den Hakkari'nin Yüksekova İlçesi'ne eylem yapmak için geldiği sırada Ağustos 2009'da yakalanan F.T. adlı bir PKK'lının verdiği ifade, karanlık ilişkiyi belgeleyen listeye bir madde daha ekledi. "Irak'taki PKK kamplarında başka örgütler de eğitim alıyor mu" diye sorulan F.T, ilginç bir bilgi verdi. 2006-2007 arasında Kandil'de bulunduğunu anlatan F.T, adını Selimiye Kışlası veAK Partiİstanbul İl Başkanlığı'na düzenlenen bombalı saldırıların yanı sıra Bostancı'daki hücre evi baskınında bir komiserin şehit edilmesiyle duyuran Devrimci Karargah örgütüne bağlı teröristlerin kamplarında eğitim aldığını söyledi. Operasyonlarda gözaltına alınan sanık ve gizli tanıkların ifadesine göre Devrimci Karargah, Ergenekon'un kullandığı PKK, Hizbullah, DHKP/C ve MLKP gibi terör örgütlerinin işlevsizleştiği gerekçesiyle kuruldu. Türkiye'yi sarsan Güngören saldırısı da bu örgüt tarafından yapıldı. DERİN DEVLET BAĞLANTISINI BİLİYORDUM Terör örgütünün dağ kadrosunda 15 yıl kaldıktan sonra geçen yıl kaçarak polise teslim olan B.D. de PKK ile Ergenekon arasındaki bağlantıya ilişkin önemli itiraflarda bulundu. Ergenekon iddianamesi ek klasörlerinde yer alan bilgilere göre, B.D.'ye 'PKK ile Ergenekon bağlantısı' soruldu. B.D, verdiği ifadede, Ergenekon soruşturması sürecinde iki örgüt arasındaki bağlantıların deşifre olduğuna dikkati çekerek, örgütün gerçek yüzünü gören teröristlerin, gruplar halinde dağdan indiğini, kaçışların önüne geçmek isteyen terör örgütünün de bu sebeple Devrimci Karargâh örgütünü kurduğunu vurguladı. Bombalar aynı grup Erzincan'daki Ergenekon yapılanmasıyla ilgili iddianamede yer alan deliller de derin yapının PKK bağlantısına bir kez daha ışık tuttu. Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen iddianamedeki "AlbayDursun Çiçekimzasını taşıyan 'Kaos Planı' Erzincan'da hayata geçirildi" tespitinin en önemli delillerinden biri 27 Ekim 2009'da Erzincan Çatalarmut Barajı'nda bulunan bombalarla ilgili. Bulunan mühimmatın önce 30 ayrı olayda ele geçirilen bombalarla aynı seri ve kafile numarasına sahip olduğu belirlendi. İrtibatlı olaylar arasında bir polis cinayeti, polis karakoluna saldırı, PKK'daki mühimmatlar ve Şemdinli olayı dikkat çekti. Çatalarmut'taki "HGR DM41 SPLITTER COMP-B LOS FMP-19" gövde numaralı bombanın 20 Mart 2000'de Mardin'de PKK örgütüne mensup Seyfettin Işık'ın evindeki el bombası ile aynı gruptan olduğu tespit edildi. Adana'da PKK'ya ait evde ele geçirilen 5 el bombasından birinin Çatalarmut'takilerle aynı maşa numarasını taşıdığı belirlendi. ÖNDER DELİGÖZ YENİ ŞAFAK 26.07.2010 http://yenisafak.com.tr/resim/site/kapak41cd603511ccc23d3kp.jpg |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#7 |
![]() ABD patentli Ergenekon Ahtapotu'nun en kanlı koludur PKK
Taşeron ve Tandem On bir şehit verdiğimiz Şemdinli saldırısından sonra, bir kere daha derinden sorgulamamız gereken "ABD'nin anlık istihbaratı kiminle paylaştığı" hususudur! * Amerikan makamları, Türkiye ile anlık istihbarat paylaşımının düzeyinde bir değişiklik olmadığını öne sürüyorlar. ABD, her defasında, "PKK ile mücadelede Türkiye'ye destek" veriyormuş gibi yapıyor. Bu "destek" söylemi... Washington'ın resmi görüşüdür. Perde arkası, tamamen başkadır. Kirli mi kirlidir. "Anlık istihbarat paylaşımı" 2007 Kasım'ındaki Beyaz Saray Zirvesi'nden itibaren dillere pelesenk olmuştu: 2008'in ilk haftasında Diyarbakır'da beş şehit verdiğimiz terör saldırısıyla birlikte "anlık istihbarat paylaşımı"nın da "sözde kaldığı" anlaşılmıştı. * Başbakan Erdoğan, PKK için "hangi güçler adına taşeronluk yaptığı bilinen terör örgütü" diye konuştu. * PKK, ABD-İsrail Hattı'nda işlev gören "taşeron" bir örgüttür. ABD patentli Ergenekon Ahtapotu'nun en kanlı koludur, PKK... Hal böyle iken, ABD sözcülerinin "PKK, Türkiye ile ortak düşmanımızdır" şeklindeki resmi açıklamalarının bir kıymeti yoktur. * Başbakan'ın "PKK'nın arkasındakilere" vurgu yapan açıklamasına içeriden itiraz edenlerin "büyük resmi" itina ile örtmeye çabaladıklarını görüyoruz. * Şemdinli'den bir önceki zamanlamaya bakalım. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na ait beş gemimiz 5 Mayıs'ta Akdeniz'e açıldı. 10 Mayıs günü ise Türk hava sahasını korumak ve Ortadoğu'nun güvenliğini sağlamak için İskenderun'a füze rampası kuruldu. Peki, 31 Mayıs'ta ne oldu? İskenderun'daki Deniz İkmal Destek Komutanlığı'na teröristlerce saldırı düzenlendi, altı şehit verdik. Aynı gün, Terör Devleti İsrail'in Mavi Marmara gemisine düzenlediği baskında 19 masum-savunmasız Türk katledildi! Derindeki resim, İsrail-ABD Tandemi'ne aittir. Türkiye'nin "istikrarsızlaştırılması"ndan fal tutuyorlar... Ankara'nın yolunu, hem içeride hem de dışarıda kesmek istiyorlar. * Şemdinli'nin zamanlaması ise 2007 Çankaya Seçimi öncesindeki gerilimi, tırmandırılan terör saldırılarını hatırlatıyor. Referandum'un yoluna taş koymaktan, "Açılımı durdurabilme" hedefine kadar bir dizi manevra sahne alıyor. Sürekli deşifre edilen, duvara dayanmış vaziyetteki darbeci Ergenekon örgütü can derdinde... Yargıdaki destekçileri "kurtarma operasyonları" düzenliyor. Yargıtay'ın "hukuku vuran" kararı ile "alacakaranlık kuşağı" tahliyeleri birbirine ekleniyor... Türkiye "Yargı Harekatı"nı tartışamadan, Şemdinli Saldırısı patlayıveriyor! * "Kaybeden Statüko" sırtını dayadığı Washington'la birlikte... "Türkiye'nin Yeni Gidişatı"nı tersine çevirebilmek için; "can havliyle" bastırıyor, saldırıyor. Peki, amacına ulaşabilecek mi? Kesinlikle, hayır! * Daha önce de (2007 ve 2008'deki gibi) böyle "seri harekatlar" görmüştük. Türkiye'nin içeride ve bölgesinde yolunu kesmek isteyen Statüko Operasyonları... Maksadının tam aksi ile neticelenmiş; Türkiye'deki yeni sürecin daha da hızlanmasına yol açmıştı. Bu defa da öyle olacak. * Altmış küsur yıllık boyunduruğundan kurtularak bağımsızlaşan Ankara Ekseni... ABD-İsrail Ekseni'ne "tarihi bir bunalım" yaşatıyor. Bu ikili, dört yıldır bütün açık-gizli eylemlerine, kirli operasyonlarına rağmen, Ankara'nın yeni gidişatını tersine çevirmeyi başaramadılar. Unutmayınız: Devran döndü, artık... "Şer Ekseni" yenilgiye mahkumdur! Tamer Korkmaz, 22.6.2010, Yenişafak |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#8 |
![]() Pkk'nın kimin için çalıştığını ispat eden paylaşımlar emeğine sağlık kardeş.
Ülke enerjisini heba eden kanlı örgüt bir takım cevreler tarafından istenmeyen iktidarları yıkmak için taşören olarak kullanılıyor. Kürt halkının hakları vs gibi savundukları hiç bir değerleri yoktur çünkü değersiz aşağılık bir örgüttür bu. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#9 |
![]() PKK yol kesip 'hayır' propagandası yaptı Terör örgütü PKK'nın anayasa değişiklik paketinin halk oyuna sunulmasından rahatsız olduğu biliniyordu. Örgüt, baskı ve tehditle insanları sandığa gitmekten alıkoymaya çalışıyor. Tunceli'de yol kesen teröristler yaklaşık 30 aracı durdurup "referandumu boykot" çağrısında bulunmuştu. Yine aynı bölgede dağıtılan bildiri ise terör örgütünün öncelikli gündem maddesinin hala referanduma katılımı engellemek olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Terör örgütünün bir kolu olan HPG'nin dağıttığı bildiri "Yurtsever Dersim Halkına" ifadesiyle başlıyor. "Ya boykot ya hayır" diyen teröristler sandıktan "evet" çıkmasını engellemek için gözdağı vermekten de geri durmuyor. Örgütün bu tavrı, anayasada yapılacak değişikliklerle daha demokratik bir hale gelecek olan Türkiye'de karanlık oyunlarını oynayamayacakları için panikte oldukları şeklinde yorumlanıyor. http://www.samanyoluhaber.com/h_4451...u---video.html |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#10 |
![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|