Ünal Tanık ve Hasan Öztürk'ün sundukları 'Aslında Ne Oldu programında PKK'nın artan terörü ve MOSSAD ilişkisi ile birlikte Sarıgül'ün son kararı ele alırken Erdoğan'ın cehpedeki fotoğrafı tartışıldı.

Haber7.com Genel Yayın Yönetmeni Ünal Tanık ve Ülke TV Genel Yayın Müdürü Hasan Öztürk, 'Aslında Ne Oldu programında yine Türkiye gündemini masaya yatırdılar. Program öncelikle artan terör olaylarını tartışmaya açtılar.

Ünal Tanık, PKK'nın yok olma sürecine girince var gücü ile saldırıya geçtiğini cezaevinde tutulan Öcalan'ın yaptığı tüm açıklamaların anında dışarıya servis edildiğini dikkat çekti. Tanık, terör hareketinin askerin hatalı eylemleri yüzünden doğduğunu ve sıkıyönetimler ve olağanüstü halle de serpilip geliştiğini belirterek bugün Olağanüstü hal ilan edilmesinin yeniden PKK'nın ekmeğine yağ süreceğini ileri sürdü.

TERÖR ÖRGÜTÜNÜN SON ÇIKIŞLARI VE GÜZ OPERASYONU

Hasan Öztürk, açılım sürecinde PKK'nın elindeki argümanların tek tek elinden alınmaya başladığını, PKK'nın Kürt halkı için birşey söyleyecek durumda olmadığını dile getirerek MHP'nin olağanüstü hal istemesini anlamakta zorlandığını söyledi. Öztürk, terör örgütünün başlangıçta kendilerinin muhatap alınacağı umuduyla açılıma sıcak yaklaştığını, ancak daha sonra devletin vatandaş ile terör örgütü arasında duvar örmeye başlaması üzerine eylemleri büyük boyutlara çıkarmaya başladığını söyledi. Öztürk, PKK saldırı ile kendi sonunu görmeye başlamasının önemli etken olduğunu dile getirdi.

Hasan Öztürk, terör örgütünde son bahara doğru çok büyük oranda bir hesaplaşma yaşanma endişesi taşıdığını, taban bulmakta zorlanmaya başladığını, Güneydoğu'daki üniversitelerde Kürt bölümleri kurulacağını, bundan sonra bölge halkının 'ben çocuğumu neden dağa göndereyim' sorusunu daha fazla soracağını söyledi. Öztürk, devletin kendi iç hesaplaşmasını yaptığını, faili meçhul cinayetlerle ilgili cinayetlerin sebebleri ve sonuçları ile ilgili hesaplaşma içinde olduğunu söyledi. Öztürk, devlet gibi terör örgütünün de kendi iç hesaplaşmasını yapmak durumunda olduğunu söyledi.

Öztürk, Öcalan'ın 11 yıldır içerde tutulmasına rağmen her sözünün dışarı yansıtıldığı ve durumuyla ilgili her ayrıntının çevreye farklı yansıtıldığını dile getirerek "Öcalan'ın artık sesinin kesilmesi gerekiyor" dedi.

BAŞBAKAN ERDOĞAN'IN CEPHEDEKİ FOTOĞRAFININ ANLAMI

Ünal Tanık, Başbakan Erdoğan'ın ilk kez mevziye gittiğini ve orada çok açık ve net mesajlar verdiğini dile getirerek "Bunun bana göre tek bir mesajı var. Bundan sonra Türkiye, muhatap alınmayı bekleyen PKK'ya en net cevap verdiğini ve hiçbir şekilde muhatap alınmadan üzerine gidileceğinin mesajı olduğu düşüncesindeyim." Tanık, "Erdoğan burdan çok açık bir mesaj verdi. O mesaj da bundan sonra yapılacak tek şey var PKK terör örgütü imha edilmek zorunda. Bir zaman konulacak. O zaman içinde PKK'dan silahlarının teslim olunması istenecek Kuzey Irak bölgesi dahil, temizlenme yoluna gidilecek. Bir kuşutma ile imha hareketin yapılması gerekiyor. Aynı zamanda demokratikleşme adımının da hiç aksatmadan yürütülmesi gerektiğine inanıyorum.

Hasan Öztürk, son bir hafta içinde, Genelkurmay'ın saldırılar artacak dedikten 12 gün sonra saldırı olduğu, Ergenekon sanığı komutanların peş peşe tahliye edildiğini, Ahmet Türk'e yumruk atan kişinin ilk duruşmada tahliye edildiğini, bunun dışında gündemde eksen kayması tartışmalarının yer aldığını bunların birbirinden farklı imiş gibi gözükmesine karşın ergenekonun kollarının çok farklı yerlere uzandığına ilişkin izler taşıdığına dikkat çekti.

Hasan Öztürk, Bir taraftan milli geliri yükseltme çalışmaları, sağlıkta devrim, ulaşımda ve iletişimde büyük atılımlardan rahatsız olan bir kesimin AK Parti'yi tasfiye etmek için adım atacak ve bunun karşısında yeni bir yapılanmaya gidilmesini görmekteyiz.

Ünal Tanık, Türkiye ile istatistik gerektiğinde bulamadığımız istatistikler CIA'nin sitesinde yer alıyor. gov.tr'lerde bulunmayan Türkiye'ye ait istatistikler CIA'da yer alıyor. Türkiye'deki dokuyu iyi biliyorlar ve ne zaman ne gerekiyorsa onu kullanmasını çok iyi biliyorlar. Türkiye ile İsrail arasında yaşanan gerginlikten sonra yaşananlara bakılınca çok farklı şeyleri görmek mümkün.

'KOMŞULARLA SIFIR PROBLEM' VE DIŞ TİCARETTE DEĞİŞEN DENGELER

AK Parti iktidara gelmeden önce Türkiye'nin komşuları ile ilgili ticaretinin payı yüzde 6 dolayında idi. En kolay ticaret sınırda ve komşu ile yapılır. Mal alıp görmek ve durumu anlayabilmek en kolay komşularla yapılandır. Bugün Türkiye'nin komşularla sıfır sorun politikası sonrası Türkiye çok başka bir imkan elde etti. Rusya bile komşu olmamasına rağmen 5 yıl içinde sadece rusya ile 100 milyar dolarlık bir hedef kondu. Bugün Türkiye'nin komşularla yaptığı ticaretin toplam dış ticaret içindeki payı yüzde 30'a ulaştı ve komşularda yatırım yapma noktasına geldi. Bu noktada birilerini rahatsız etmeye başladı.

MOSSAD YENİ MİT MÜSTEŞARINDAN NEDEN RAHATSIZ

Hasan Öztürk, İsrail'in son dönemde Türkiye'de MİT müsteşarını hedef aldığını, eskiden MOSSAD ve CIA'i ile Türkiye'nin çok koordineli çalıştığını ancak yeni müsteşarla aynı koordineli çalışamayacağını ileri sürerek " MOSSAD ve CIA yeni MİT müsteşarına güvenmiyoruz diyorlar. Bu Türkiye'de MİT'i kimin yönlendirdiğini ortaya koyması açısından büyük bir önem taşıyor. CIA'nın katlarında MİT'in irtibat büroları vardı. 28 Şubat sürecinde MİT sıkıfıkı idi. One minute sonrasında MİT ile MOSSAD arasında ayrışma başladı ve yeni atama sonrasında MOSSAD büyük huzursuzluk yaşamaya başladı. İsrail'in Kuzey Irak'la yakın temas içinde olduğu ve PKK terör örgütünün silahlanmasında MOSSAD'ın önemli rolü olduğu iddiası var. Kelkit'te terör örgütü ile yapılan çatışmada teröristin üzerinden ele geçirilen silah Kalaşnikof değil M16'dır. O silah da kima ait bulunabilir.

TÜRKİYE'NİN SAVUNMA SANAYİNDEKİ BÜYÜK HANDİKAPI

Ünal Tanık, Mesut Yılmaz'ın Dışişleri Bakanı olduğu dönemde Türkiye'nin elinde Türki Cumhuriyetlerle ilgili elinde olan belgelerin sadece bazı gazete haberlerinden ibaret olduğunu hatırlattı. Tanık, Türkiye'deki savunma sanayinin yüzde 90'ı ABD'ye dolayısı ile İsrail'e dayandığını belirterek "Bu Türkiye'nin kaldıramayacağı bir durum. Türkiye bölgeye liderlik yapıyorsun ama daha kendi içini temizleyemimşsin denecek. Türkiye henüz gerektiği kadar zengin bir ülke değil. Ama Türkiye'nin içinde bir kesim Avrupa'daki birçok kesimden daha da zengin. Bir başka durumda Arap ülkelerinde Türk dizilerinin büyük beğeni görmesine karşın bu diziler Türkiye'yi ne kadar anlatıyor bunun iyi ele alınması lazım.

MUSTAFA SARIGÜL NEDEN BEYAZ BAYRAK ÇEKTİ

Ünal Tanık, Mustafa Sarıgül'ün partisini kurmaktan vazgeçmesinin altındaki nedenin Kılıçdaroğlu'nun CHP'nin başına gelmesinden kaynaklanmadığını dile getirerek" Sarıgül, 2 yıl önce verdiği bir açıklamada 2 yıl içinde mutlaka başbakan olmazsa siyaseti bırakacağını söylediğini, daha sonra Baykal'ın onu aniden mücadelenin içine çekti. Sarıgül hazırlıksız yakalandığı kurultayı kaybetti. Bana göre Sarıgül, Abdullatif Şener örneğinden etkilendi. Kendisinin de Şener gibi kaybolup gideceği endişesine kapıldı. Sarıgül, üst üste partileşmeyi erteledi. Sarıgül 'biz yola çıktığımız insanları satmayız' demişti. Bugün geldiği noktanın ne anlama geldiğini kendi takdiridir. Sarıgül sürekli bir kılıf arıyordu. O kılıfı da Kılıçdaroğlu ile buldu ve kararını açıkladı.

Programa telefonla bağlanan Altan Tan ile Ünal Tanık ve Hasan Öztürk arasında ilginç bir gröüşme gerçekleşti. Tan, hakkındaki iddialara değindi ve BDP ve AK Parti tarafından istenmeyen adam ilan edildiğini açıkladı. İşte o görüşme:

http://www.haber7.com/haber/20100623...ADin-krizi.php

Anlayamadım


Est. yanlış anlamam... Komplonun Amacı ve Anafikri ile ilgileniyorum... Dar ve sığ anlama kilitlenmesi üzücü... Ayrıca ''Komplo Teorisi'' denenleri Peygamberimizin Hadisleri ilede aktarabiliriz lakin acizane uygun olmaz kanaatindeyim çünkü münazaraları naçizane ''Dar ve Sığ'' buluyorum...(Alınmayınız genel itibariyledir Şahıslara değildir)

PKK metropolde TAK'la terör estiriyor
Dün İstanbul'da düzenlenen saldırıyı PKK adına üstlenen TAK, 400 bombacısıyla yeniden gündeme geldi.
Çarşamba, 23 Haziran 2010 16:15

Dünya Bülteni / Haber Merkezi

İstanbul Halkalı'da askeri personel taşıyan servis otobüsüne yönelik bombalı saldırı, PKK'nın şehir yapılanması Kürdistan Özgürlük Şahinleri (TAK)'ni yeniden gündeme getirdi.

TAK, adını, ağırlıklı olarak 2004 yılına damgasını vuran eylemlerle duyurdu. PKK tarafından ilan edilen sözde ateşkesin sona erdiği 1 Haziran 2004 tarihinden 1 Kasım 2005 tarihine kadar olan dönemde Türkiye'nin batı bölgelerinde gerçekleşen sivillere yönelik 90 civarındaki eylemin büyük bölümü TAK adına üstlenildi.

İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Mersin, İskenderun, Antalya ve Bursa'da; banka şubeleri, fabrikalar, mağazalar, benzin istasyonları, oteller, imalathaneler gibi sivillere ait bazı iş yerlerinin kundaklanması, bazı vatandaşların otomobilleri ile İstanbul'da belediyeye ait bir otobüsün yakılması, Bodrum, Çeşme ve Kuşadası'nda yerli ve yabancı turistlere yönelik gerçekleştirilen bombalama eylemlerinde birçok kişinin ölmesi ve yaralanması, Van Valisi'ne yönelik suikast girişimi, polis kontrol noktalarına yönelik saldırılar bu terör örgütü tarafından yapıldı. TAK'ın televizyonu da sivillere yönelik bu terör eylemlerini kamuoyuna 'kahramanlık' örneği olarak lanse etti.

400 MİLİTAN EĞİTİM ALDI

Kandil Dağı'nda bulunan PKK kampında bomba eğitimi alan yaklaşık 400 PKK'lı TAK'ı oluşturdu. TAK'ın başında PKK'nın silahlı kanadı HPG'nin de bir dönem sorumlusu olan Dr. Bahoz Erdal kod adlı Feyman Hüseyin var. Feyman Hüseyin, örgüt içerisinde hiyerarşide Murat Karayılan'ın altında yer alıyor.

İstanbul'da eylem hazırlığı içinde yakalanan Mehmet Berk, PKK-TAK bağlantısını şöyle anlatmıştı: "Murat Karayılan tarafından oluşturulan TAK'ın Türkiye'de faaliyet yürütecek 25 kişilik grubundaydım. Kandil'de 2 aylık sıkı bomba eğitimi aldık. Karayılan beni 'Hacı Ahmet Korkmaz' adına düzenlenmiş sahte bir kimlikle Türkiye'deki turizm bölgelerine saldırı düzenlemek için 5 bin dolarla Suriye'ye gönderdi. Buradan İskenderun'a geçtim. Keşif yaparken yakalandım. Halen Kandil'de TAK üyesi 300 civarında bombacı var."

TAK'ın sorumlusu ise "Bizim için önemli olan hedeflerimizdir. Orada sivil mi olur, asker mi olur, bürokrat mı olur, sivil gruplar mı olur, bizim için fark etmiyor." şeklinde konuşuyor. ABD tarafından 28 Nisan 2006 tarihinde açıklanan "Terörizm Raporu"nda; kendilerini TAK olarak tanıtan grubun PKK/Kongra-Gel'in uzantısı olduğu ve Türkiye'nin batısı ile İstanbul'daki saldırıların çoğunun sorumluluğunu bu grubun üstlendiğine dikkat çekiliyor. TAK'ın yeni üyeleri daha çok üniversite öğrencileri ve kadınlardan oluşuyor.

Militanlar şehirlerde eğitim görüp eylem stratejileri geliştiriyor. Her militanın, hem görev hem de uzmanlık alanı var. Kimi suikast kimi de bomba düzeneği hazırlama ve patlatma konusunda profesyonel eğitim alıyor. Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki birçok ilde elemanı bulunan TAK, asıl ağırlığı batı ve güney illerine veriyor. Özellikle, İzmir, İstanbul, Ankara, Antalya, Aydın, Mersin, Adana gibi şehirlerde ağırlıklı olarak konuşlanmış durumda.

ANAFARTALAR SALDIRISINI DA TAK YAPTI

Ankara'nın Ulus semtindeki Anafartalar Çarşısı'nda 9 kişinin ölümüne, 100'den fazla kişinin de yaralanmasına yol açan patlamayı da TAK üstlendi. TAK, internet sitesinde 2007 yılında gerçekleşen saldırıyı arkadaşları Güven Akkuş'un yaptığını belirtiyor. Sokak pususu, sabotaj ve suikast gibi saldırıların nasıl yapılacağını sitesinden aktaran terör örgütü, "Sokak taktiklerinde sürpriz saldırılar düzenlemek esas alınır. Düşmanın taktiklerine nasıl karşılık verileceğini bilmek çok önemlidir. Miğfer takınmış, kalkan ve zırh kuşanmış kuvvetlere karşı en etkili yolla saldırıya geçme esas alınır. Pusular, sürpriz olarak gerçekleştirilen hücumlardır. Yanlış bir işaret vererek düşmanı pusuya düşürmek mümkündür. Pusular, düşmanda korku ve güvensizlik yaratır." ifadelerine yer veriliyor. Örgüt, gerçekleştirdiği 24 eylemden övgüyle bahsediyor.

http://dunyabulteni.net/news_detail.php?id=118799