06-08-2010, 16:53 | #1 |
PKK'nın Yeni Şefi MOSSAD
PKK'NIN YENİ ŞEFİ MOSSAD 08 Haziran 2010 Salı 15:33 Cinnet Devleti İsrail"in bu son barbarlık nöbetinden sonra Ortadoğu"da farklı ve yeni rüzgârlar esiyor. .bookmark{width:482px;float:left;margin:10px 0px;display:block;} .bookmark a{float:left;display:block;width:70px;height:29px; overflow:hidden;background:url('images/bookmark.png');} Türkiye İsrail"in canice saldırısı sonucu ölen 9 şehide ağlıyor. Cinnet Devleti İsrail"in bu son barbarlık nöbetinden sonra Ortadoğu"da farklı ve yeni rüzgârlar esiyor. Normal bir devlet için uluslararası arenada "harakiri" sayılan bu menfur saldırı İsrail"i kuşkusuz daha da yalnızlaştıracaktır. Izdırapla dolu kalpleri tam olarak serinletmese bile Türk diplomasisinin yoğun atakları İsrail"i çoktan gerdi bile. DİPLOMASİ SONUNA KADAR ZORLANMALI Özellikle diplomaside bu tür olaylar karşısında uygulanması gereken tedbirler silsilesine riayet etmek lazım. Önce diplomatik tedbirler, akabinde hukuki girişimler, siyasal ve ekonomik tedbirler sırayla masaya yatırılmalı ve gerektiğinde sırayla tatbik edilmeli. Askeri tedbirler tabii ki en son yol olarak ele alınmalıdır. Hükümetin insani yardım gemisini bu şekilde korumasız ve muhtemel saldırılara açık bir şekilde seyrüseferine terk etmesi oldukça hatalı olması bir tarafa Başbakanın gerçekleşen elim hadisenin ardından yaptığı açıklamalar isabetli, gerekli bir ses tonu ve üslupla yapılmıştır. İsrail"le yeni bir kritik diplomatik sürece girmiş bulunmaktayız. Yani esasen süreç yeni başlamaktadır. Bu dönemde Türk iç siyasi mimarisi, gelişmeleri ve her türlü iç kımıldama İsrail tarafından daha da yakından takip edilecektir. BU SÜREÇTE İKİ ŞEYE ÇOK DİKKAT ETMELİYİZ Bu kritik süreçlerden birincisi 12 Eylül"de yapılması beklenen Referandum süreci, ikincisi ise genel seçime kadar olan süreçtir. Kırılganlığı, umulmaz sonuçlar doğurabilme potansiyeli ve sabote edilebilme özelliği oldukça yüksek iki süreçtir bunlar. PKK'YI KİM YÖNETİYOR? Bir başka açıdan İsrail gibi PKK terör örgütü de yalnızlaşma sürecindedir. ABD ve AB tarafından önemli blokajlara tabi tutulan PKK"nın, sözde ateşkes döneminin ardından geçmiştekilerin aksine oldukça yoğun bir saldırı hamleleriyle "çatışma dönemi"ni başlatmış olması düşündürücüdür. Öcalan"ın “31 Mayıs"tan sonra ben yokum, karışmam” kabilinden ifadeleri PKK"daki yeni süreci kimin yönettiği sorusunu akla getirmektedir. Bilhassa İskenderun Deniz Üs Komutanlığına tam da zafiyet zamanı olarak değerlendirilebilecek bir nöbet değişimi sırasında yapılan hain saldırı, PKK"daki istihbarat ve eylem konusunda farklı ve yeni bir sürece işaret etmektedir. İsrail"le bağları koparmayı göze almış ve Ortadoğu"da bölgesel ve belirleyici aktör olmaya soyunmuş bir Türkiye kuşkusuz İsrail"in yakın takibinde olacaktır ve İsrail"in eli boş durmayacaktır. Kuzey Irak"ta oldukça etkin olan İsrail istihbarat servislerinin Peşmergelere, PJAK ve PKK"ya olan ilgisi Batının bile aşina olduğu bir bilgidir. PKK'YI KİM EĞİTİYOR? Önceleri mayın döşeme ve kör noktalara düzensiz saldırılardan başka bir eylem tarzı bilmeyen PKK"nın, son serencamda köprüde kıstırma, siste saldırma, uzaktan kumandalı eylemler ve sağlam istihbarata dayalı roket saldırılarında görüldüğü üzere eylem çeşitliliği ve taktik sayısındaki değişmeler, örgütün teknik eğitim desteğini açıkça ortaya koymaktadır. İSRAİL BARZANİ'YE İSTİHBARAT SERVİSİ KURUYOR Bu teknik ve eğitim desteğinin en önemli aktörü kuşkusuz 2004"den bu yana bölgede etkili olan, Barzani"nin tesis etmek istediği "Kürt Ordusu"na katkıda bulunan, PKK"nın İran kolu PJAK"a yardım eden, Barzani"nin istihbarat servisini kuran İsrail"dir. BARZANİ GEZİSİNDEKİ ÖNEMLİ AYRINTI? Özellikle Mesud Barzani"nin babası Molla Mustafa Barzani ile İsrail"in ilk devlet başkanı David Ben Gurion arasında başlayan ilişkiler, bugün Mesud Barzani"yle istikrarlı bir şekilde devam etmektedir. Türkiye"ye gelen Barzani"nin İsrail"in vatandaşlarımıza ve diğer insani yardım gönüllülerine yönelik son saldırısını kınamaması önemli bir parametredir. Kuzey Irak bölgesinde ABD istihbarat makamlarından daha da etkili iki unsur, bölgeyi çok iyi bilen İsrail merkezi istihbaratı MOSSAD ve İsrail askeri istihbaratı AMAN"dır. 12 Mart muhtırasından 12 Eylüle kadar olan anarşi döneminde MOSSAD ülke içinde ne derece etkili olduysa, bundan sonraki süreçte de ülke içi olaylarda gerek Ergenekon-İsrail birlikteliği ve gerekse MOSSAD hamlelerine karşı Türk istihbarat birimlerinin oldukça dikkatli ve müteyakkız olması gerekmektedir. Öyle görülüyor ki bu yeni dönem diplomatik çekişmeler içerisinde ve istihbarat savaşlarının yoğun olacağı bir kesit olacaktır. İsrail"in İtalya"da marjinal sol terör örgütleriyle olan ilişkisi, Türkiye açısından da göz ardı edilmemelidir. Bu minvalde Türk istihbarat servislerinin Ortadoğu halkları nezdinde artan Türk itibarını rasyonel bir şekilde kullanabilmeleri ve ülke içinde istihbarata karşı koyma potansiyelinde bir zafiyet göstermemeleri gerekmektedir. Aksi halde nokta vuruşlu yeni suikastlar ve faili meçhuller silsilesi söz konusu olabilecektir. Bundan sonraki her kötülüğün arkasında İsrail olacak demiyorum. Ama… TÜRKİYE İSRAİL'İ FENA HALDE RAHATSIZ EDİYOR ÇÜNKÜ? Kürt sorununu çözmüş, demokratik standartlarını yükselterek iç barış ve huzuru sağlamış bir Türkiye, İsrail"i kuşkusuz rahatsız etmektedir. İran"a askeri harekât seçeneğini masadan uzaklaştıran bir girişim olarak nükleer takas formülünün mimarisinde önemli rol oynayan ve İran"la yakınlaşarak İsrail"in nükleer potansiyelini de uluslar arası kamuoyunda sorgulanmasının önünü açan bir Türkiye İsrail için rahatsız edicidir. Son dönem Türk Ortadoğu politik mimarisinin AKP kaptanlığında olduğu ve İsrail"in AKP etkisini iyi kavradığı açık bir husustur. Bu itibarla İsrail"de bazı kitlelerden yükselen “darbe olsun AKP gitsin” söylemleri bu açıdan da manidardır. İsrail"in bu dönemde AKP karşıtı tüm legal ve illegal unsurlarla temasa gireceği ve ortam manipülasyonuna gideceği göz ardı edilmemelidir. Gültekin AVCI/HABERVAKTİ
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|