![]() |
novek komunizmde insanlari robotlastirmiyor mu? calisma, uyuma, yemek yeme, gezme saatleri sisteme baglanmis..
az calisanda, cok calisan ayni haklara sahip, ayni mülkiyete sahip itiraz etme, tenkit etme hakkin yok.. ha komunizm, ha otomasyon ikiside boruyu ayni sekilde üretiyor! |
Alıntı:
|
bu novek adamı kapitalist yapar be :)
|
Alıntı:
|
Alıntı:
|
allahım sen bu toplumu alalh deyip sömürenlerden kurtar artık.
|
Alıntı:
Körü körüne, saçma sapan bir ideoloji uğruna, sık sık, her ne kadar küçük çapta da olsa,gene de mide bulandırcı türden diyebileceğimiz olaylara karışan gençlere Allah akıl-fikir ihsan eylesin.. |
feride islama en uygun sistem sosyalizmdir biliyonmu?
|
Alıntı:
Amin :) |
Alıntı:
|
Alıntı:
bağdaşıyor doğrusu bilemiyorum.. Temsilcilerinizin (Hegel, Karl Marx) dinle alakalı söylemiş oldukları sözleri benden daha iyi bilirsiniz heralde. Örneğin; dini aşağılarcasına bir afyon olarak gören Karl Marx mı..! Din, insanın sefalet bilincini ortadan kaldırır. Bakışlarını kendisine çevirmesine engel olur. Bu bakımdan din, toplumun afyonudur ifadelerinin sahibi göz bebeğiniz Karl Marx'ın öncülüğünü yaptığı sisteme nasıl oluyor da dine en uygun sistemdir diyebiliyorsunuz..(Sözler kelimesi kelimesine aynı olmayabilir. Ama özetle böyle değil mi?) Bu zamana kadar hiç bir zaman yarar değil, bilakis türlü zararlara, felaketlere yol açan "düzen değişikliği" fikrinden başka bir şeyi hedeflemeyen bu ideoloji hakkında daha ne söylenilebilir ki.. |
Alıntı:
karl mark dinle alakalı bazı yanlıs şeyler soyledi diye ekonomik sistemi tümden çope atmak dogrumu? onun onerdigi ekonomik sistem en adaletli olanı o yuzden de islama uygun diyorum. hem bazı islam konusunda uzmanlarda diyor dini ahlaki bir sosyalizm kurulmalıdır diye. sen karl marxın ne soyledigini bırakta. onun ortaya attı ekonomik sistemi tartış. ayrıca kapitalizmde çok çalışna degil çok sermayesi olan çok mulku olan kazanır. |
Alıntı:
Temeli olmayan ya da şöyle diyelim temeli çürük olan bir sistemin ben neyini tartışayım. Ortaya devamlı bu konuları atıp tartışma ortamı sağlamaya çalışıyorsun. Amacın nedir belli değil. Ama bu kadarla iktifa ediyorum. Bu kadar bile fazla ya..! |
Alıntı:
birde sence en adil olan ekonomik duzen hangisidir ozellikleri? |
Alıntı:
Alıntı:
Aynı fikirdeyim ... |
Talep olmayan bir şeyi üretmek hangi mantığa sığıyor novek efendi?
Klasik iktisatın say kanunu 1929 buhranında çökmüştür.yani her arz kendi talebini yaratır sözü çöplükteki yerini almıştır. Senin anlayacağın bütün piyasa bunu bile bile robotları çalıştırmaz. |
Alıntı:
oysa kar amacı olmadan çalıştırılırsa robotlar halkın çok yararına olur. bu soylediginizle kapitalizmin nekadar bozuk bir sistem oldugu ortaya çıkıyor. çunku robotlar herşeyi tek bir insana bile ihtiyac duymadan uretebildigi zaman kimsede para olmayacagı için bu sistem yani kar ustune kurulu olan sistem çoker. gerçi 2008 krizi ve diger krizler kapitalizmin kohneligi çok guzel açıkladı. bakın bana karsı yazdıgınız kendi yazınız bile kapitalizmin ne kadar kohne oldugunu gosteriyor. |
Alıntı:
benim sana yazdığım yazı senin attığın başlığın ne kadar köhne olduğunu gösteriyor. Hiç bir ekonomik bilgiye dayanmadan bol keseden atıyorsun. 2008 kriziyle 1929 buhranını karşılaştırma gafletine bile düşmüşsün. Senin söylediğin bir ütopyadan öteye geçmez robotlar üretecek ve biz paramız olmadığı halde üretilen malı yiyeceğiz.Armut piş ağzıma düş öylemi.Hani alın teri hani kazancın? İşte arkadaşım sen kapitalizme laf söylerken alın terini ,emeği helal kazancı ve kar hakkını resmen 2. plana atıyorsun. Zeka kıvraklığı yaparak benim yazılarımdan kendine birşeyler çıkarmaya çalışma Piyasada paranın dönmediği bir sistem?????? hmm çok çağ dışı sümerliler hatırlar belki |
Alıntı:
sermayesi olan herzaman çok kazanır çok çalışan degil. sermayesi olan patronlar. ise işçiyi belki 6 saat çalıştırsalar bile kar edicekleri halde işçinin suyunu çıkartana kadar 12-13 saat çalıştırılar çunku ne kadar çok çalıştırırlarsa okadar kardır. bakın size sosyalizmin alfabesi isimli kitaptan alını bir yazı yazıcam buraya. ----------------------------------------------------------------------------- 1. SINIF MÜCADELESİ Zengin veya yoksul, g¸Ál¸ veya zayıf, siyah, beyaz, sarı veya esmer olsun, insa'nlar her yerde yaşamak iÁin gerek- sindikleri şeyleri ¸retmek ve bunların dağıtımını yapmak zorundadırlar. Amerika Birleşik Devletleri'ndeki ¸retim ve dağıtım sis- temine kapitalizm denir. D¸nyanın birÁok ˆteki ¸lkelerinde aynı sistem vardır. Ekmek, giyecek, konut, otomobil, radyo, gazete, ilaÁ, okul ve diğer her şeyi ¸retmek ve dağıtmak iÁin şu iki esas unsurun bulunması gerekir: 1. Toprak, madenler, hammaddeler, makineler, fabri- kalar ó yani iktisatÁıların "¸retim araÁları" diye adlandır- dıkları şeyler. vardır. Şimdiye kadar hiÁ bir d¸ş¸nce, bu kadar kısa zaman- da, bˆylesine Áok insanın hayalg¸c¸ne egemen olmamıştır. Sosyalizm daha şimdiden 200.000.000 insanın yaşama biÁi- mi olmuştur; bu, yery¸z¸nde yaşayanların altıda biri de- mektir. Daha 600.000.000 insanın yaşama biÁimi olmaya doğ- ru da hızla gitmektedir. Bu iki grup, birarada, d¸nya n¸fusu- nun aşağı yukarı ¸Áte birini oluşturur. Bu nedenle, sosyalizmin birÁok Amerikalı iÁin pis bir sˆz- den ˆte bir şey sayılmaması acınacak bir durumdur, Óyi olsun kˆt¸ olsun, onunla savaşılsın ya da ona ulaşılmaya Áalışılsın, ilkin sosyalizmin iyice bilinmesi, anlaşılması gerekir. Kitabın ilk yarısında, ana Áizgileriyle, kapitalizmin sosya- list ekonomi aÁısından tahlili yapılmış, ˆzellikle Amerika Bir- leşik Devletlerinin bug¸nk¸ durumu gˆzˆn¸nde bulunduru- larak, kapitalizmin yapısı ve kusurları incelenmiştir. Kitabın ikinci yarısında óen b¸y¸k d¸ş¸n¸rleriyle ve bunların ˆğret- tikleriyle birlikteó sosyalizm teorisi ele alınmaktadır. Temel sosyalist ˆğretinin gelişmesinde en ˆnemli ve etkili iki kişi, Karl Marx ve Friedrich Engels olmuşlardır. G¸n¸m¸ze kadar yaşayarak gelen ve bug¸n de her kıtada hareketin temel taşı olan óve bu kitapÁığın da temelini oluşturanó bu iki insa- nın sosyalizm anlayışıdır. |
Aslanım neden komünizmin yanlış taraflarını ortaya koyduğumda bana kapitalizmle ilgili örnekler getiriyorsun?
Ben sana kapitalistim diye birşeymi söyledim kaipatalizmde yılandır sosyalizmde yılandır.Ama kapitalizm uygulamada başarılı olmuştur sizinki olmamıştır.Senin bana söylediğin şeyler bütün değerleri bıraktım olabilemez şeyler imkansız şeyler. Ben senin gibi boş paylaşımlar yada linkler vermiim ben sana seni mutlu edebilecek ve ütopyanı yaşatabileceğin birşeyler yollim http://www.cizgifilm.in/sirinler-izle/ buyur |
Alıntı:
aşagıdaki yazıyı sonuna kadar okurmusun orda çok guzel açıklamış. Diğer kapitalist ülkelerde olduğu gibi, Amerika'da da üretim araçları, kamu mülkü değildir. Toprağa, hammaddelere, fabrikalara, makinelere, bireyler, yani kapitalistler sahiptir. Bu, pek önemli bir olgudur. Çünkü, üretim araçlarına sahip olup olmamanız, sizin toplumdaki konumunuzu belirler. Eğer üretim araçlarına sahip küçük gruba –yani kapitalist sınıfa– dahilseniz, çalışmadan yasayabilirsiniz. Üretim araçlarına sahip olmayan büyük gruba –yani işçi sınıfına– dahilseniz, çalışmadan yasayamazsınız. Bir sınıf sahip olarak, öteki sınıf çalışarak yaşıyor. Kapitalist sınıf, gelirini, başkalarını kendi hesabına çalıştırarak elde eder; oysa işçi sınıfı, gelirini, yaptığı iş için aldığı ücret biçiminde sağlar. Yaşamak için gerekli malların üretiminde emek baş yeri tuttuğuna göre, emeği sağlayanın –işçi sınıfının– bunun karşılığında çok cömertçe ödüllendirildiğini sanabilirsiniz. Oysa hiç de böyle değildir. Kapitalist toplumda en büyük geliri elde eden en çok çalışan değil, en fazla şeye sahip olandır. ı>Kapitalist toplumda çarkları döndüren kârdır. Açıkgöz işadamı demek, satın aldığı şey için elden geldiğince az ödeyen, sattığı şeyler içinse koparabileceği en büyük miktarı alan adam demektir. Yüksek kârlara giden yolun ilk adımı masrafları azaltmaktır. Üretim masraflarından biri, emeğe ödenen ücrettir. Bu nedenle, elden geldiğince düşük ücret ödemek işverenin çıkarmadır. Aynı şekilde, işçilerini el-den geldiğince çok çalıştırmak da onun çıkarınadır. Üretim araçlarına sahip olanların çıkarları ile bunlar için çalışan insanların çıkarları birbirine karşıttır. Kapitalistler için önce mülkiyet sonra insanlık, işçiler için ise önce insanlık –yani kendileri– sonra mülkiyet gelir. Kapitalist toplumda iki sınıf arasında daima bir çatışma olmasının nedeni de işte budur. ı>Sınıf savaşında iki tarafın da davranışı, zorunlu oldukları davranıştır. Kapitalist, kapitalist olarak kalabilmek için kâr etmek zorunda olduğu gibi, işçi de yaşayabilmek için doğru dürüst bir ücret almaya çabalamak zorundadır. Taraflar ancak karşısındakinin zararı pahasına başarıya ulaşabilir. Sermaye ile emek arasında "uyum" konusunda söylenen bütün sözler, gevezelikten başka bir şey değildir. Kapitalist toplumda, bir sınıfın yararı, ötekinin zararına olduğu için böyle bir uyum olamaz; ve bunun tersi. Bunun için kapitalist toplumda, üretim araçları sahipleri ile işçiler arasında varolması zorunlu ilişki, bıçakla gırtlak arasındaki ilişki gibidir. 2. ARTI–DEĞER ı>Kapitalist toplumda, insan, kendi gereksinmelerini sağlamak istediği şeyleri değil, başkalarına satacağı şeyleri üretir. Eskiden insanlar, kendi kullanımları için mal üretirken, bugün pazar için meta üretiyorlar. Kapitalist sistem, meta üretimi ve değişimi ile ilgilenir. İşçi, üretim aracına sahip değildir. Hayatını ancak tek bir yoldan kazanabilir: üretim araçlarına sahip olanlara kendisini ücret karşılığı kiralamak yoluyla. İşçi pazara bir meta ile gelir: çalışma kapasitesiyle, işgücüyle. İşverenin ondan satın aldığı şey, budur. İşveren, işçiye, işte bunun için ücret öder. İşçi, metaını, yani işgücünü, ücret karşılığı patrona satar. İşçi, ne kadar ücret alacaktır? Ücretinin ne kadar olacağını belirleyecek şey nedir? Bu sorunun yanıtının anahtarı, işçinin satmak zorunda olduğu şeyin, bir meta olması olgusunda yatar. Onun işgücünün değeri, herhangi bir başka metada olduğu gibi, onu üretmek için toplumsal olarak: zorunlu emek zamanı miktarı ile belirlenir. Ama işçinin işgücü, kendisinin bir parçası olduğu için, işgücünün değeri, kendisinin (ve emek arzının sürekli olabilmesi zorunluluğu bakımından ailesinin) yaşayabilmesi için gerekli yiyecek, giyecek ve barınma giderlerine eşittir. Başka bir deyişle, bir fabrika, atelye ya da maden sahibi, kırk saatlik bir işin yapılmasını istiyorsa, bu işi yapacak kimseye yasamasına yetecek ve öldüğü veya çalışamayacak kadar ihtiyarladığı zaman onun yerini alabilecek çocuklar yetiştirmesine yetebilecek bir ücret vermek zorundadır. Demek ki işçiler, kendi işgüçleri karşılığında, ancak yaşayabilecekleri kadar bir ücret alırlar; bazı ülkelerde ise ayrıca bir radyo ya da buzdolabı ya da arasıra sinema bileti satın alabilecek bir fazlalık elde ederler. İşçi ücretlerinin, işçinin ancak yaşayabileceği düzeye yönelme eğilimini ifade eden bu iktisadî yasa, işçilerin siyasal ve sendikal eylemlerinin yararsız olduğu anlamına mı gelir? Hayır, kesinlikle gelmez. Tersine, işçiler, sendikaları yoluyla, Amerika dahil bazı ülkelerde, ücretlerini bu asgarî yaşama düzeyinin üzerine çıkarabilmişlerdir. Şu önemli noktayı da unutmamak gerekir ki, işçilerin, bu iktisadî yasanın durmadan islemesine engel olmaları için açık olan tek yol budur. Kâr nereden geliyor? Bu sorunun karşılığını, metaların değişim sürecinde değil, üretim sürecinde buluruz. Kapitalist sınıfa giden kârlar, üretimden doğar. işçiler, hammaddeyi, mamul nesne haline dönüştürmekle yeni bir servet var etmişler, yeni bir değer yaratmışlardır, işçiye ücret olarak ödenen ile işçinin hammaddeye kattığı değer arasındaki farkı, işveren kendisine alıkoyar. işte kâr buradan gelir. isçi, kendisini, bir işverene kiraladığı zaman, ona ürettiği şeyi değil, üretme gücünü satar. işveren, işçiye sekiz saatlik çalışması ile yarattığı ürünün karşılığını ödemez, sekiz saat çalışması için para verir, işçi, bütün işgünü –diyelim sekiz saat– süresince, işgücünü satar. Şimdi varsayalım ki işçinin aldığı ücretin değerini üretmek için gerekli zaman, dört saattir, işçi, bu dört saatin sonunda, işi bırakıp evine gitmez. Gidemez, çünkü onu sekiz saat çalışması için kiralamışlardır. Böylece dört saat daha çalışmaya devam eder. Ve bu dört saat süresince kendisi için değil, işveren için çalışır. Emeğinin bir kısmı ödenmiş emektir; öteki kısmı ödenmemiş emektir, işte işverenin kârı, bu ödenmemiş emekten gelir. isçiye verilen ücretle, ürettiği değer arasında bir fark olması gerekir, yoksa işveren onu kiralamazdı. işçinin ücret olarak aldığı ile ürettiği metaın değeri arasındaki farka, artî-değer denir. Artı-değer, işverene giden kârdır, işveren, işgücünü, bir fiyattan satın alır ve emeğin ürününü daha yüksek bir fiyata satar. Farkı, yani artı-değeri, kendisine alıkoyar. Kitabın tamamı için tıklayınız. http://www.google.com.tr/url?sa=t&so...XkJt7xXHv0EPlA |
yav arkadaşım ben sana sosyalizmin negatif yanlarını gösterince bana neden kapitalizmle alakalı nominaller yayınlıyorsun.
ben ikisindende haz etmem.Ben kapitalizmin ne kadar lanet bir sistem olduğunu kabulleniyorum.Faiz gibi bir yılanı meşrulaştırıyor. sende sosyalizmin yılanlığını kabul et . |
Alıntı:
|
değilim çünkü karma ekonomi sistemini yaşayan ve para piyasasını merkez bankasının yönettiği bir ülkede yaşıyorum
|
Alıntı:
|
Alıntı:
karma ekonomi devletinde ozel sektorunde uretime katılmasıdır. yani ak parti ile bu karma ekonomi yıkıldı neredeyse. çunku devletin oldugu herşey ozelleştirildi. (atatürkün dedigi bu sistemin diger adı devlet sosyalizmiydi) şuan tam kapitalist olmaya dogru gidiyoruz herşey ozel sektore geçiyor. mesela tekel işçi bolumu 292 milyon dolara turk iş adamın satıldı 2 sene sonra satın alan iş adamı amerikalı teksaslı bir şirkete 910 milyon dolara sattı aradaki fark 600 milyon dolar. demekki ucuza gitmiş. |
Alıntı:
|
Alıntı:
ne kanıtı herkesce bilinen bişey zaten. googleye karma ekonomi nedir. devlet sosyalizmi nedir? diye yazarsan dunya kadar kaynak çıkar. ----------------------------alıntı---------------------------------------------------------------------- Karma ekonomi, iki evrensel ekonomik sistem olan kapitalizm ve sosyalizm arasında yer alan, fakat özü itibariyle kapitalist sistemin özelliklerini taşıyan bir ekonomik düzendir. Karma ekonomi düzeninin çağdaş kapitalizmin uygulamada vardığı yeni bir aşama değil, tamamen bağımsız üçüncü bir sistem olduğunu savunan görüşler de vardır. Karma ekonomi düzenini benimseyenlere göre kapitalist düzen liberalizme dayanmaktadır. Bu toplumsal görüşte kişinin hakları ve çıkarları her şeyin üstünde tutulduğundan toplumun çıkarları ihmal edilmektedir. Kapitalizmin karşısında yer alan "sosyalizm"de ise, toplumun çıkarları her türlü kişisel çıkarın üstünde tutulmaktadır. Oysa "karma ekonomi" düzeninde, anılan iki sistemin taşıdığı temel çelişkiler çözülmüş, yani kamu yararıyla kişisel çıkar bağdaştırılmıştır. ----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- |
Alıntı:
|
unnamed ordamısın niye yazmıyorsun?
|
Novek türkiyede para politikasını kim yönetiyor bana söylermisin?
|
Para ve mal'in belli ellerde birikmesini Kuran bir 'felaket' olarak nitelendiriyor. Dolayisiyla Islam hem kapitalizme hemde komunizme karsi, cunku ikisi de zulum getiriyor. Kapitalizm, para ve mallarin esitsiz dagilimi, Komunizm ise sefaletin esit dagilimi. Ikisinden birini tercih etmek zorunda degiliz. Karma ekonomi cok daha saglikli, sosyal adalet ve sosyal guvenlik son derece onemli.
|
Alıntı:
1-) islam kapitalizme karşıdır aynı fikirdeyimde komunizme karşı oldugunu nereden anladın?? 2-)komunizm nasıl sefalet oluyor? çunku benim bildigim sosyalizm-komunizmde uretim araçları herkesin ortak malı zengin sınıf yok ama fakir sınıfta yok devlet zenginleşince herkes aynı oranda zenginleşiyor kapitalizmdeki gibi kucuk bir azınlık zenginleşmiyor. devlet büyüyorsa herkesin geliri buyuyor. |
Gelişmiş ülke statüsünde insanlar daha çok üçüncül grupda çalışırlar. Açıklayayım. Birincil hizmet grubu ham madde elde etmedir. İkincil hizmet grubu ham maddenin işlenmesi yani bu makine olayıdır. Üçüncül ise hizmet grubudur. Yani tarımsal mallar gelişmemiş ülkelerden ithal edilir. Robotlaşma dediğimiz olay yabancılaşmayı sağladığı gibi insanların köle olarak çalışmasından kurtarır. Yani insanların fabrikada köleler gibi kendi elleriyle sayısız ürün üretmesinin anlamı başka birşey değildir. Makineleşmeden rahatsız olunmamalı aksine sevinilmelidir. Çalışanlara köle gözüyle bakılmaması şart. İnsanlar fabrikanın üretiminde deli gibi çalışacaklarına fabrikanın halkla ilişkiler biriminde hizmet sektöründe çalışmaları örnek olabilir. Devir değiştikçe her gün yeni meslekler ortaya çıkıyor örneğin bir dönem önce gazeteciliğin popüler olduğu bir dünyada bugün aynı iletişim kolunda halkla ilişkiler yükselen bir meslek halinde. Yalnızca üretim açısından bakılmaz.
|
Alıntı:
|
Alıntı:
komunizm,sosyalizm masallarını bu topraklar kabul etmez.insanımızın bünyesi kabul etmez. komunizmin fikir babaları ateistken,temelini materyalizm oluştururken, 'islam komunizme karşı değil' masallarına inanmak ve inandırma gayretleri içine girmek muhakeme yeteneklerinden istifa etmek anlamına geliyor. |
Alıntı:
|
Alıntı:
sen bırak dini kısmını ekonomik kısmını tartış ben onu soruyorum sana ekonomik kısmının nasıl anladın dine aykırı oldugunu. ayrıca dunyada sosyalist ulkelerde halk dini ibadetlerini yerine getiremiyormu yasakmı var? mesela bulgaristanda neden kiliseler camiler vardı? kişileri degil sistemi tartışıyoruz burada. |
Alıntı:
kim diyor robotlar makineler yasaklansın diye. aksine makineleşme olmalı komunizm ancak makineler ile gerçekleşir. fakat makineleşme kapitalistler için olumsuzdur. işsizligi arttırır ve buda kapitalistlerin urunleri satacakları pazarı daraltır. insanlar aç ve işsizdir talep için ceplerinde yeterince para yoktur fakat uretim boldur. |
Alıntı:
|
All times are GMT +3. The time now is 12:55. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
AK Parti Forum 2007-2023