AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu| (https://www.akpartiforum.com/index.php)
-   Osmanlı Tarihi (https://www.akpartiforum.com/forumdisplay.php?f=137)
-   -   Bursa Ulu Camii // OSMANLININ SİLİNMEYEN MÜHÜRLERİ (https://www.akpartiforum.com/showthread.php?t=151621)

Seyyah 07-23-2011 00:28

Bursa Ulu Camii // OSMANLININ SİLİNMEYEN MÜHÜRLERİ
 
...


BURSA ULU CAMİ


http://3.bp.blogspot.com/_pnggTA5o9h...0/ulu+cami.jpg


.: BURSA ULU CAMİİ MİNBERİNDEKİ SIRLAR :.
602 yıllık bir minber.... Tarihi minber üzerinde güneş ve galaksi sistemleri var. İddiaya göre, gezegenlerin büyüklük oranları ve yörüngeleri gerçek oranlarla örtüşüyor....



1402 tarihinde (Hicri 804) inşa edilen Bursa’nın tarihi sembollerinden Ulu Caminin minberinin Doğu yakasında (mihraba bakan yüz) Güneş sistemi, Batı yakasında ise Galaksi Sistemi yer alırken evrenin kül olarak tasvir edildiği ileri sürüldü. 602 yıllık tarihi minberdeki şekillerin bu tespiti doğruladığı iddia ediliyor. Minberin her iki yüzünde de şaşırtıcı şekilde birer evren krokisi var. Bu sadece bir tesadüf mü, yoksa bu minberin banisi gerçekten bir astronomi hayranı mıydı?




http://www.bursaulucamii.com/sirlar/ulucamiiminber.jpg


İlginç şekillerle ilgili iddiayı ortaya atan Araştırmacı Fevzi Ülgü ALSANCAK. 1980 yılından bu yana minber üzerinde yaptığı çalışmalarla tarihin derinliklerinde kalan gerçeklere ışık tuttuğunu söyleyen Alsancak, “Alan süsleme motiflerinde simetri yoksa mutlaka bir mesaj vardır” ilkesinden yola çıkarak,minberdeki şekiller üzerine yapılan yorumların tutarsız olduğunu söylüyor. Bilim teknoloji ve uzay bilimleri araştırma tekniklerine kafa yoran bir öğretmen olduğunu belirten Ülgü, motifleri dikkatlice incelediğinde minberin mihraba bakan yüzünde güneş sistemini keşfettiğini söylüyor.

Bursa’da yayınlanmakta olan Apameia dergisinde yer alan bilgilere göre, minberin gizem ve sırlar içerdiğini ifade eden Ülgü, “minberin taşıdığı kıymet ve değerler, açısından şu noktalara dikkat etmek gerekir. Doğu yakası Güneş Sistemi, Batı yakası ise ise Galaksi sistemleri yerleştirilmek suretiyle bir kül halinde kainat sembolize edilmektedir” iddiasında.

Mihrapta yer alan Güneş Sisteminde 9 gezegen var. Ülgü'ye göre gezegenlerin güneşe göre konumlarının ve büyüklükleri gerçek ölçülerle örtüşür oranlarda. Güneş ve gezegenler arasındaki mesafe büyük olduğu için yıldız gezegenlerden farklı olarak 9 damlacıklı kurs olarak işaretlenmiş.


Ülgü, yine Kündekari sanatının bir özelliği olan parçaların birleşmesiyle oluşan çukur kanal çizgilerinin de gezegenlerin yörüngesini temsil ettiğini söylüyor. Bu yüzeyde yer alan bir başka gizem ise serpiştirilmiş halde yıldız motifleri yer alması ve buların içinda kuyruklu yıldızların da bulunması. Ülgü’nün dikkat çektiği en önemli detaylardan bir de Plüton gezegenin tek başına ayrı bir platformda ve bir açı farkı ile gösterilmiş olması. Bilindiği üzere güneş siteminin aynı düzlem üzerinde olan ilk 8 gezegeninin aksine Plüto ayrı düzlemde dolanmaktadır.


http://i1.trekearth.com/photos/17535/bursa_.jpg




Minberin Batı Cephesinde ise 7 adet Galaksi formatı tespit ettiğini söyleyen Ülgü, galaksi platformlarının 5 ayrı renkte sedef kakma ile gösterildiğini söylüyor. Ancak ne yazık ki bugün hatalı boyama teknikleri ile bu önemli detay büyük ölçüde yok edilmiş durumda. Ama kayıtlardan bunu doğrulamak mümkün...

Ülgü’nin bir diğer iddiası ise minberin her iki yüzünde yer alan 3’lü ve 12’li dolap kapaklarının Türk boylarını temsil ettiği yönünde.

Sırlarla dolu minberin giriş kapısı üzerinde Murat Han oğlu Yıldırım Beyazıt Hanın emriyle Hicri 804 yılında minberin yapıldığı bilgisi yer alıyor. Ülgü, kayıtlarda minberin ustası ile ilgili çelişkili bilgiler bulunduğuna dikkat çekiyor. Ülgü’ye göre minberi yapan kişi adını tırabzan süsleme motifine göre tırabzanın sağ ikinci sülüsle yazan Devaklı Abdülaziz oğlu Mehmet. Devak Tebriz yakınlarında bir Türk köyü. O tarihte Mülki amir olan Kadızade Rumi efendi, beceri ve bilgi alış verişi için 300 kadar sanat erbabını Tebriz’e göndermiş ve bir o kadar ustayı da oradan Bursa’ya getirmiştir. Oradan gelen Kündekari sanatçılarının başı Abdülaziz oğlu Mehmet’tir. Bu minber de onun ve ustalarının camiye bir hediyesidir.

Kündekari sanat açısından eşsiz bir değere sahip olan minberin ilginç bir özelliği de 6666 adet abanoz ağacı parçasından vücuda gelmesi. Bu rakamda halk arasında yaygın inaçla Kuran’ı Kerimdeki ayet sayısına tekabül etmektedir....

O dönemdeki İslam ve Türk alimlerinin matematik ve gök bilimlerine yönelik ilminin Batıya nazaran hayli ilerde olduğu da göz önüne alınırsa Ülgü’nün tezleri doğru olabilir mi?. Ne dersiniz bütün bu benzerlikler sadece bir tesadüf olabilir mi?


http://www.yenidenergenekon.com/wp-c...image00313.jpg

http://www.yenidenergenekon.com/wp-c.../image0055.jpg



http://www.yenidenergenekon.com/wp-c.../image0063.jpg

Minber bütünüyle kainatı sembolize ediyor. Minberin giriş kapısının üzerindeki kitabede altın yaldızla Osmanlıca olarak, ‘Yıldırım Beyazıt Han tarafından hicri 804 (miladı 1402) yılında yaptırılmıştır’ ibaresi yer alıyor. Sarmaşık motifleriyle süslü olan tırabzanların sağ çıkış ikinci kolonu üzerinde süsleme motifine uygun sülüs tarzda yazılmış, Devaklı Abdülaziz oğlu Mehmet işi ibaresi dikkat çekiyor. Sanatkarın bu imzası son yıllarda fark edildi. Minberin doğu cephesinde, biri dar dikdörtgen, diğeri alanı daha geniş üçgen biçiminde, bir diğeri en altta şerit halinde uzanan taşıyıcı dolap serisi banko olmak üzere birbirine bitişik üç kompozisyon alanı bulunuyor. Üçgen ve dikdörtgen yüze ikisi birlikte Güneş Sistemi’nin kabartma formlarla işlendiği bir alan var. Gezegenlerin her biri yörünge hareketleriyle birlikte küresel kabartma motifler halinde Güneş’e olan uzaklık ve aralarındaki büyüklük karşılaştırmaları da verilerek olması gereken yerlerde.
Gezegenler, Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs, Neptün, Pluto şeklinde olan Güneş’e uzaklık sıralaması da doğru. Büyüklük mukayesesi de baz alındığında Dünya’dan elli bin defa daha büyük olan Güneş, büyük bir ustalıkla mükemmel şekilde işlenmiş durumda.
Anlaşılacağı üzere dünyanın yuvarlak olup olmadığının bile tartışıldığı bir devirde bir ahşap işçisi bile o dönemde bilinen tüm gezegenleri rasgele bir yıldız olarak değil, güneş sistemimizdeki birer gezegen olarak işlemiş..
Peki o çağda bu bilginin sırrı nedir?
kündekâri nedir?
(Süsleme) Camilerde kapı, pencere gibi ağaçtan bölümlerin zamanla çalışarak bozulmaması için, bu bölümlerin küçük tahta parçalarını geometrik bezemeler meydana getirecek biçimde yan yana yapıştırarak yapılması tekniği; bu teknikle yapılmış iş.
Bu teknikte tahtalar çivi vs kullanılmadan birbirine bağlanmaktadır.








http://2.bp.blogspot.com/_pnggTA5o9h.../ulu+cami3.jpg
.: TÜRK TARİHİNİN EN BÜYÜK CAMİİ :.
Evet başlıkta doğru yazıyor. Ulucamii kapalı namaz kılma alanı bakımından Türk Tarihinde yapılan en büyük camidir. Hemen aklınıza Süleymaniye, Sultan Ahmet gelebilir. Fakat o camilerin büyüklüğü duvarlarla çevrili avlu alanlarıyla birliktedir. Ayrıca o camiler tek ve çok yüksek bir kubbe ile örtülü olduğundan çok geniş bir bir alanı varmış izlenimi verir. Bursa Ulucamii ise çok kubbeli ve alçak tavanlıdır. İçinde bulunan çok sayıdaki sütun yüzünden de daha ufakmış gibi hissetmemize neden olabilse de TÜRK TARİHİNİN EN BÜYÜK CAMİSİ halen Bursa Ulucamii'dir.

.: TARİHİ MİNBERİN ÖZELLİKLERİ :.
Minber bütünüyle kainatı sembolize ediyor.
Minberin giriş kapısının üzerindeki kitabede altın yaldızla Osmanlıca olarak, 'Yıldırım Beyazıt Han tarafından hicri 804 (miladı 1402) yılında yaptırılmıştır' ibaresi yer alıyor. Sarmaşık motifleriyle süslü olan tırabzanların sağ çıkış ikinci kolonu üzerinde süsleme motifine uygun sülüs tarzda yazılmış, Devaklı Abdülaziz oğlu Mehmet işi ibaresi dikkat çekiyor. Sanatkarın bu imzası son yıllarda fark edildi.
Minberin doğu cephesinde, biri dar dikdörtgen, diğeri alanı daha geniş üçgen biçiminde, bir diğeri en altta şerit halinde uzanan taşıyıcı dolap serisi banko olmak üzere birbirine bitişik üç kompozisyon alanı bulunuyor. Üçgen ve dikdörtgen yüze ikisi birlikte Güneş Sistemi'nin kabartma formlarla işlendiği bir alan var. Gezegenlerin her biri yörünge hareketleriyle birlikte küresel kabartma motifler halinde Güneş'e olan uzaklık ve aralarındaki büyüklük karşılaştırmaları da verilerek olması gereken yerlerde.
Gezegenler, Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs, Neptün, Pluto şeklinde olan Güneş'e uzaklık sıralaması da doğru. Büyüklük mukayesesi de baz alındığında Dünya'dan elli bin defa daha büyük olan Güneş, büyük bir ustalıkla mükemmel şekilde işlenmiş durumda.
Anlaşılacağı üzere dünyanın yuvarlak olup olmadığının bile tartışıldığı bir devirde bir ahşap işçisi bile o dönemde bilinen tüm gezegenleri rasgele bir yıldız olarak değil, güneş sistemimizdeki birer gezegen olarak işlemiş..
Peki o çağda bu bilginin sırrı nedir?



http://1.bp.blogspot.com/_pnggTA5o9h.../ulu+cami7.jpg


http://1.bp.blogspot.com/_pnggTA5o9h.../ulu+cami6.jpg



http://vthumb.ak.fbcdn.net/vthumb-ak...139596_707.jpg


http://yavuzmeyveci.com/foto/BELGESE...%20camii02.jpg




http://www.gazetegercek.com/resim/09...af-tuttu-2.jpg



http://4.bp.blogspot.com/-27jRFX-Sd3..._2212654_0.jpg



http://farm4.static.flickr.com/3177/...fbb123be_o.jpg



...



Muhteşem 07-23-2011 01:44

Bilgiler için teşekkürler. Gerçekten gidip görmek istediğim yerlerden biri.

http://upload.wikimedia.org/wikipedi...de_Moschea.jpg

Seyyah 07-23-2011 01:47

Burada Cuma namazı kılmak gerçekden bambaşka..
Çok yer gezdim ama böylesi ruh, böylesi müezzinler hiçbir camii de görmedim.
Namaz kılarken titriyosun, gözlerin doluyor hemen hemen...
Bursa'ya gelirsen uğramadan gitme.

serdary 07-23-2011 11:45

Osmanlı Farkı :güzel:

Ecdadımla gurur duyuyorum. Böyle bir geçmişe sahipken şu an böyle bir durumda olmak üzüntü verici.

Grup olarak gitmiştik harika bir yer...

Muhteşem 07-23-2011 17:26

Alıntı:

serdary Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 920623)
Osmanlı Farkı :güzel:

Ecdadımla gurur duyuyorum. Böyle bir geçmişe sahipken şu an böyle bir durumda olmak üzüntü verici.
.

Büyük haksızlık ediyorsunuz. Şuanda bulunduğumuz durum söylediğiniz kadar kötü değil. Halimize şükretmeyi bilmeliyiz. Ama tabi biz Türkler kabına sığamayan bir milletiz, tarih boyuncada pek çok yere sancaklarımızı taşıdık ve şimdide böyle olsun istiyoruz. Ve eminim ki bunu gerçekleştirecek güce, birikime, çalışkanlığa ve tecrübeye sahibiz. Umut ediyorum ki Türkiye, tıpkı ecdadının kurduğu devletler gibi bir süpergüç olacak ve dünyaya yön verecek, insanlığın gelişiminde çok büyük roller üstlenecektir.

Benim bu konudaki umudum sonsuz. Hele bu ülkeyi ve milleti gerçekten seven ve Türkiye için çalışan devlet adamları olduğu sürece.

HaArP 07-23-2011 17:43

Osmanlı İlmi farkı...!

serdary 07-23-2011 18:13

Osmanlı ile Türkiye arasında çok fark var. Tabii ki gelecekten umutluyum ama çok fazla iyimser olamıyorum maalesef...

Seyyah 07-24-2011 01:55

Serdar kardeşim'e kısmen katılıyorum aslında.
Osmanlı öyle bir medeniyettiki içinde bulunduğumuz konu olan Ulucamii'de bile bunu belli ediyordu, geç ilim irfanı, duvarlarını incelediğinizde kesik taşlardan kuşlar için yuva göreceksiniz, şu edep'e şevkat'e bakın.

Yıl 2011;
Ulucamii'de vakit namazlarını kılan toplasan 100 kişi ( Kapasite 8000 )
Dışarı cıkıyorsunuz hemen 10 metre ilerde hatta kapı önünde bir göz zinası fuarı açılmış sanki,
Elbiseler neredeyse hiç giyilmeyecek bir kültür devri,
50 metre ileride kafelerde, banklarda bırakın Osmanlıyı Avrupada bile hoş karsılanmayacak görüntüler, izah edemiyorum o kareleri anlayın siz.

Şimdi süper güç olacağız da; bi süper güç iken İslam'ı yayan, temsil eden Peygamber övgüsüne mazhar bir millettik, ya şimdi?

Şu saydığım görüntüleri Fâtih görse ne yapardı acep? ''Vurun ikisininde boynunu'' aşamasına varırmıydı acep?
Ya Süleyman Han ne derdi şu günümüze? Onu cinsi bir azgın gibi gösterenlere gıg çıkarmayısımıza?
Vel hasılı '' Muhteşem '' kardeşim;
Bizim Süper güç olacağımız yok, gerekde yok.
Biz olacaksak Süperİman Ülkesi olmaya gayret etmeliyiz, başka bir yol yok...

Serdar kardeşim'e katılıyorum, şimdi pek iyi değil durum çok tefekkür edip çok çalışmamız lazım çok...

Seyyah 07-24-2011 02:54

Ya abi artık cıplak gezmelerinede göz yumar olduk da,
daha 3 gün önce kumaşçılar tarafındaki kapıdan cıkınca hemen kenarda banklar var bilirsin,
Tam kuaförün karsısındaki bank,
Yandaki ilahi dükkanlarından ilahi çalıyor, önünde ulucamii,
Abi yatmıs bi kız oglanın kucagına hemen kapı dibinde...
Ya bu nasıl bir mantıktır? nasıl bir vicdandır ey Allahdan korkmaz bari ona saygın olsun,
biz ne olduk böyle,
nasıl bizi sınırsızlaştırdılar, domuzlaştırdılar
E şimdi ben bunların temelini atan o 1900 lü toplum mühendislerine ne diyeyim?
Bunları bana savunanlara ne diyeyim?

Ahh ahh İslam Şeriatını getireceksin,
Allah için tam anlamıyla uygulayacaksın varya hiçbirşey beni o kadar mutlu edemez.

Ukbâ 07-24-2011 03:00

Alıntı:

Seyyah Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 920982)
Ya abi artık cıplak gezmelerinede göz yumar olduk da,
daha 3 gün önce kumaşçılar tarafındaki kapıdan cıkınca hemen kenarda banklar var bilirsin,
Tam kuaförün karsısındaki bank,
Yandaki ilahi dükkanlarından ilahi çalıyor, önünde ulucamii,
Abi yatmıs bi kız oglanın kucagına hemen kapı dibinde...
Ya bu nasıl bir mantıktır? nasıl bir vicdandır ey Allahdan korkmaz bari ona saygın olsun,
biz ne olduk böyle,
nasıl bizi sınırsızlaştırdılar, domuzlaştırdılar
E şimdi ben bunların temelini atan o 1900 lü toplum mühendislerine ne diyeyim?
Bunları bana savunanlara ne diyeyim?

Ahh ahh İslam Şeriatını getireceksin,
Allah için tam anlamıyla uygulayacaksın varya hiçbirşey beni o kadar mutlu edemez.

Cıplak gezene karşı ufak bir uyarı mesajı versen hoş dille seni sapık diye yargılarlar. Sapkınlığın en dik alasını sergileyenlerin bu ruh hali onları dokunulmaz yapıyor. Toplum bu yönden erezyona uğradığı için edindikleri bilgilerin cılızlığı gördükleri yılışık dünyanın figürleri karakterlerine kadar sinmiş böyle dengesiz ruh ve beden ilişkisinin dışa yansıyan tarafı tabiiki köklerine sadakat ile bağlı olanların asit dengesini bozar. Demokrasinin ve özgürlüğün varlığını kullanarak bohemce yaşamayı bir halt sananlar şeriaat denildiği vakit tüyleri diken diken oluyorsa şeriatın kansız gelmeside mümkün değildir. Kanlı eylemler bekleyenlerin yine zaptı rapt altına alacaklar için bu catışmayı beklediklerini biliyorum. Toplum tepeden dönüşme yerine fikirsel ve bedensel dönüşmeden mevlamın rahmeti ulaşmaz.

Seyyah 07-24-2011 03:13

Allah kendini farkettirsin, yoksa bunu düzeltmek bu devirde kul işi değil.

Muhteşem 07-24-2011 23:35

Alıntı:

serdary Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 920699)
Osmanlı ile Türkiye arasında çok fark var. Tabii ki gelecekten umutluyum ama çok fazla iyimser olamıyorum maalesef...

Tabi ki var. Çağın ve değişimin getirdiği farklılıklar doğaldır. Bugün hangi ülke tarihindeki durumuna büyük bir benzerlik gösteriyor ki? Ama her şeyin özü aynıdır. Türkiye'de ve şimdiki devlet yapılanmamızda da bu potansiyel görülmektedir. Tarihe bakıp gururlanıp gelecekten umut kesmek pek mantıklı bir duruş olmayacaktır eminim. Tarihimizdeki başarılarımızla gurur duymamız, hatalarımızdan da ders çıkarmamız gerekmektedir ve yolumuzu buna göre çizmemiz lazımdır.

Mevlana'nın şöyle bir sözü var, bu konu üstüne vermek abes olmaz herhalde.

''Geçmişini iyi bil ki, geleceğe sağlam basasın. Nereden geldiğini unutma ki, nereye gideceğini şaşırmayasın .''


Alıntı:

Seyyah Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 920949)
Serdar kardeşim'e kısmen katılıyorum aslında.
Vel hasılı '' Muhteşem '' kardeşim;
Bizim Süper güç olacağımız yok, gerekde yok.
Biz olacaksak Süperİman Ülkesi olmaya gayret etmeliyiz, başka bir yol yok...

Serdar kardeşim'e katılıyorum, şimdi pek iyi değil durum çok tefekkür edip çok çalışmamız lazım çok...

Büyük bir güç haline geleceğimize, İslam dünyasının tekrar hamisi olacağımıza ve Avrupa' da etkili bir ülke olacağımız konusunda inancım sonsuzdur. Hatta bu inancı edinmemdeki en büyük etkenlerden biride AK Parti hükümetinin Türkiye'nin prestijini oldukça arttırması ve dünyaya yön veren bir ülke haline getirme vizyonudur.

Sizin endişeniz milletimizin İslam'dan kopmuş olmasıdır ki sözlerinizden bu anlaşılıyor. Fakat ben böyle düşünmüyorum. Toplumlar değişir bunun önüne geçemeyiz. Fatih gibi Kanuni gibi tarihi şahsiyetler bugün dünyaya gelse çok dindar bir ülke olsak bile ortaya çıkan değişime şaşırır ve öfkelenirdi. Aynı şey Fatih'ten önceki Müslümanlar içinde geçerlidir. Değişimin önüne geçilemez. Bir ulus herzaman her şeyi muhafaza edemez ve aynı kalamaz. Bu Avrupa içinde geçerliydi, bizim içinde geçerli.

Çalışmamız lazım evet, hemde çok. En azından ben üstüme düşeni yapmaya çalışıyorum ve yapacağım.

BeldeiTAYYIBe 07-25-2011 00:55

Bunlar Osmanlinin maddeten mührü...
Osmanli cografyasinda ,
viyanadan kafkaslara,
eflak, macar, kirimdan atlas okyanusuna kadar müsahede edebilecegimiz manevi mührü de var...arnavutlarin ve bosnaklarin islam ile sereflenmelerine vesile oluslari gibi.
Maddeyi güzel yapan mana ikliminde yogrulmus olmasidir.
Maddedeki mühürler, maneviyattaki ile anlam kazanir.

Allah onlardan razi olsun,
kendilerine layik evlatlar olabilmeyi nasip etsin.

Seyyah 07-25-2011 01:48

Güzel kardeşim,
Ülke dediğimiz maddi ve maneviyatın birlikte lanse edilmesidir,
Evet çağın gerekleri ile birlikde bunların kültüre de etkisi olabilir, bu aşikardır.
Fakat İslam'ın ana felsefesinde '' Sınır '' vardır.
Sınırsızlık ibaresi İslam'da '' Domuz '' ile sembolize edilmiştir.
Değişebiliriz, yeniliklere açık olabiliriz fakat bir şartla;
Kur-an dolayısı ile İslam tüm zamanları kapsar,
Biz dersek eğer, zaman değişti işde o zaman bu günkü halimizden kurtulamayız,
Biz büyük mü olacağız? Tekrar dünyanın halifesi mi olacağız?
Bu halde olamayız değil mi? Akparti hepimizin partisi bin şükür Allah nasip etti bu günlere geldik.
Ama şunuda unutmamak lazım;
Eğer dünyada güçler dengesi -20 ile +20 arasında bir değerde olsa biz -10 lardaydık ak parti bizi 1-2 lere getirdi,
Şimdi biz +18-19 ları düşünüyoruz,
Böylesi bir uçurumu kapatıp başarı sağlayacaksak eğer,
Gerçekden samimi olarak hedefimiz bu ise,
Önce sorunu çözmek için kabul etmeliyiz,

Bir düşünsene şu ortamda,
Saf bir iman,
Birlik,
Kardeşlik,
Yardımlaşma,
Etnik köken farklarının kaldırılması,
Milletçilikden Ümmetçiliğe geçiş.
Benden önce biz felsefesi,
Kısacası Allah buyruğu, Resul ölçüsü...


Bu saydıklarım 2011'de tam anlamıyla gerçekleşirse neler olur tahmin edebiliyormusun? Hayal gücümüz yeter mi bu öngürüye?

Vel hasılı kardeşim, Ütopya bizi yükseltmez sadece uyutur.
Eğer gerçekden bu davaya baş koyacak kadar inanıyorsak hemen şimdi adam gibi özeleştiri yapıp sorunları çözmeye başlamalıyız,
anlamalıyız anlatmalıyız.

Biz bunu daha önce yaptık,
Potansiyelimiz var,
Ya potansiyelimizle övüneceğiz ( ütopyalar ile )
Ya da bunu hemen kinetiğe çevireceğiz,
Kur-an'ı gerçek anlamda uygulayacağız.

Bu video'yu dikkatlice izleyiniz.

YouTube Video
ERROR: If you can see this, then YouTube is down or you don't have Flash installed.






Ha unutmadan,
Emin ol kardeşim ben tek pencereden bakmıyorum,
Ekonomik parametrelerden,
Diplomasiden,
Dış dengelerden,
Tarihimizden,
Gelecekle ilgili varsayımladan,
Türkiye üzerindeki oyunlardan,
Dünya üzerindeki oyunlardan,
Allah'a şükür karınca kararınca bilgim var,
Özellikle okudugum bölümünden etkisi ile ciddi anlamda takip etmişliğim var

Ama gördüm ki bunların hepsi aslında birer dal,
Kur'an ise rüzgar.

Biz dalları ancak Kur-an ile yönlendirebiliriz.
Tek yol bu.


Muhteşem 07-25-2011 02:00

Şuandaki durumumuzla ancak bölgesel bir gücüz zaten ki bunu da kimse inkar edemez. Fakat seninde söylediğin gibi ben bu 'potansiyeli' görüyorum. AK Parti eksilerden artılara getirdiyse, bizde AK Parti'nin ardından artıları çoğaltma derdine düşmeliyiz. Ana hedefimiz bu olmalıdır.

Sorunları kesinlikle inkar etmiyorum ve önümüzdeki sorunlarıda biliyorum, bunları çözmek için hepimizin fikri var fakat uygulamaya henüz geçememiş fikirler. Elbet tartışıp, görüşüp fiiliyata geçireceğiz.

Bunu milliyetçilikle yaparız, ümmetçilikle yaparız demek oldukça yanlış olacaktır. İki anlayışta Osmanlı'nın çöküş yıllarında ortaya çıkmıştır zaten. Bunu ayrı bir yerde tartışabiliriz. Hangisinin Türkiye'yi iyi yapacağı şahıstan şahısa değişir çünkü. Fakat önemli olan devletin ve ulusun ana sorunlarını ortadan kaldırarak bir vizyon belirlemek ve bu konuda ilerleme göstermektir.

Ütopya bizi yükseltmez uyutur demişsin. Çok doğru söylemişsin. Ama benim bahsettiğim şey bir ütopyadan ibaret değil, çalışırsak, sabredersek ve durmadan yola devam edersek varacağımız noktadır. Ve ben bizde bu özveriyi, çalışkanlığı ve potansiyeli görüyorum. Türkiye'nin bu sene itibariyle en hızlı büyüyen ekonomi haline gelmesi, stratejik konumu, tarihi zaferlerle dolu olması, nüfusunun diğer Avrupa ülkelerine göre ideal olması ve 21. yüzyıl itibariyle bölgesel bir güç haline gelmeside ülkemizin artık geliştiğini ve daha büyük hedefler çizmesi gerektiğinin kanıtı olarak görülebilir. Ecdadımızın kurduğu tarihteki diğer devletler gibi modern çağda kurduğumuz bu devleti dahada ileri taşımak gereklidir.

Özeleştiri kesinlikle yapılmalı ve daima yapmalıyızda. Malum ülkemizin eleştirilecek çok yanı var. Ama bir 10 sene, 20 sene öncesine bakarsan ülkemiz büyümüştür ve büyümeyede devam etmektedir. Eğer bu istikrar yakalanır ve Türkiye yeni anlayışlar kazanıp özveriyle çalışırsa ulaşmak istediğimiz noktaya varırız.

Seyyah 07-25-2011 02:10

Güzel düşünüyorsunuz lakin madde ile ruh gerçeğini idrak edemiyorsunuz,
madde gelir geçer, değişir, artar, eksilir.
Önemli olan kalıcılık için ruh ile birleştirmek.
O ruh ise Kur-an'ın emri ile kültürü düzenlemek.

Ümmetçilik yerine milliyetçiliği tavsiye etmişsiniz,
Şu andaki dış politikamız zaten Ümmetçiliğin yansımaları değil mi?

Biz 1930 larda milliyetçilik yapıp,
kafa taslarını ölçtürüp,
Din kardeşimize Arap oğulları, hainler deyip,
Kürt kardeşlerimize Dersimde, güneydoğuda mağlum olayları yasatıp,
Ne kazandık?

Arablarda milliyetçilik sol görüştür,
Bizde sağ,
İki toplumda'da milliyetçiliği körükleyenler aynı toplum mühendisleridir.
Bunun sebebini araştırmanızı tavsiye ederim.

Muhteşem 07-25-2011 02:19

Ben ümmetçiliğe karşı milliyetçiliği savunmadım, yanlış anlamışsınız. Aksine, milliyetçiliğin doğurduğu kötüleşmeyi çok iyi idrak edebiliyorum ve etmeyede devam edeceğim. Özellikle imparatorluktan devralınan çok uluslu bir ülkede milliyetçilik uygulamanın ne kadar mantıksız olduğunuda biliyorum.

Ben şahsi olarak ne ümmetçiliği ne de milliyetçiliği savunuyorum. Çünkü bu ülkede ve dünyada ne sadece Müslüman yaşıyor nede Türk.

Tekrar ediyorum ben milliyetçiliği savunmadım, iletimi bir daha okumanızı tavsiye ederim. Özellikle şu kısmı;

Alıntı:

Muhteşem Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 921306)
Bunu milliyetçilikle yaparız, ümmetçilikle yaparız demek oldukça yanlış olacaktır.


BeldeiTAYYIBe 07-25-2011 02:37

Alıntı:

Muhteşem Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 921314)
Özellikle imparatorluktan devralınan çok uluslu bir ülkede milliyetçilik uygulamanın ne kadar mantıksız olduğunuda biliyorum.

Mantiksiz oldugu kadar despotca bir yaklasim.
Onlarca milletin var oldugu bir cografyada, BIR milletin milliyetciligini yapmak, okyanusun ortasinda seyir halindeki gemiden kendiniz haric tüm mürettabati suya atmak gibidir...sonra o gemiyle bakalim nereye kadar seyahat yapabileceksiniz?...sonraki yillarda Türkiyede oldugu gibi.

Muhtesem kardese bir noktada katilmamak elde degil.
Anlayabildigim kadariyla, kar topu yuvarlanmaya basladi ve gittikce büyüyor... demek istiyor...

Seyyah 07-25-2011 02:49

Pardon kardeşim, yanlış okumuşum.

Size bir soru sormak isterim,
Ümmetçilik deyince aklınıza ne geliyor?

Muhteşem 07-25-2011 02:57

Alıntı:

Seyyah Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 921327)
Pardon kardeşim, yanlış okumuşum.

Size bir soru sormak isterim,
Ümmetçilik deyince aklınıza ne geliyor?

Önemli değil efendim, gözler bazen yanıltabiliyor.

Ümmetçilik, müslümanların birliğinin ve beraberliğinin sağlanması. İslam'a ve Müslümanlığa dayalı bir toplum olarak kalma güdüsü, toplumu İslam etrafında birleştirmek olarak tanımlanabilir. Zaten bu anlayışta Osmanlı'nın altın çağını yaşadığı dönemlerde değil aslında Osmanlı'nın çok sıkıntılı günler yaşadığı dönemde çözüm önerisi olarak ortaya çıkmıştır ve uygulanması denenmiştir.

Oysa herkesi belli bir din etrafında toplamak yerine benim görüşüm dinimizden ilham alarak ve onun adaletini devlet yapılanmasına geçirerek her dinden, her etnik kökenden ve her görüşten insanı ülke içerisinde yaşamasını sağlamaktır. İşte o zaman hoşgörüyü yakalamış oluruz diye düşünüyorum.

Alıntı:

BeldeiTAYYIBe Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 921319)
Mantiksiz oldugu kadar despotca bir yaklasim.
Anlayabildigim kadariyla, kar topu yuvarlanmaya basladi ve gittikce büyüyor... demek istiyor...

Aynen öyle kardeşim.

Seyyah 07-25-2011 03:21

Kardeşim Ümmetçiliği biraz daha detaylı arştırmanı öneririm.
Ümmetçilik herkesi bir din etrafına toplamak değildir, hatta tam tersidir.
Birde diyorsunuz ki Osmanlı ümmetçilik zamanında gerileme devrine girmiştir kusura bakmayın ben anımsayamadım hangi devir o?
Osmanlı'nın gerileme devirleri aslında devşirme ve çok ulusluluğun popüler oldugu zamanlardır, en büyük gerileme sebebi ise iç çatışma devirleridir,
Darbelerin yapıldıgı, padişahların tahttan indirip boyunlarının vuruldugu zamanlardır. Bu devrin ümmetçilik ile bağdaşmasını anlayamadım.
Hatta bununla ilgili Üstad NFK'nın yeniçeri ve moskof kitaplarını okumanızı öneririm.

Muhteşem 07-25-2011 03:33

Alıntı:

Seyyah Nickli Üyeden Alıntı (Mesaj 921354)
Kardeşim Ümmetçiliği biraz daha detaylı arştırmanı öneririm.
Ümmetçilik herkesi bir din etrafına toplamak değildir, hatta tam tersidir.
Birde diyorsunuz ki Osmanlı ümmetçilik zamanında gerileme devrine girmiştir kusura bakmayın ben anımsayamadım hangi devir o?
Osmanlı'nın gerileme devirleri aslında devşirme ve çok ulusluluğun popüler oldugu zamanlardır, en büyük gerileme sebebi ise iç çatışma devirleridir,
Darbelerin yapıldıgı, padişahların tahttan indirip boyunlarının vuruldugu zamanlardır. Bu devrin ümmetçilik ile bağdaşmasını anlayamadım.
Hatta bununla ilgili Üstad NFK'nın yeniçeri ve moskof kitaplarını okumanızı öneririm.

Ümmetçilik konusunda yeteri kadar bilgim olduğu ve fikrim olduğunu düşünüyorum. Yinede tavsiyeniz için teşekkürler. Bu konuda bende size daha fazla araştırma yapmanızı, tek yönden değil her yönden bakış atmanızı öneriyorum. Zira ümmetçiliğin işlevi ortadadır. Osmanlı İmparatorluğu'da yükselirken ve zirvedeyken bu anlayışta değildi ve bu anlayış devletin daha sonraki yıllarında ortaya çıktı.

Osmanlı'nın yükseliş devri İstanbul'un fethiyle başlar ve devlet bu dönemde tam anlamıyla bir imparatorluk olmaya başlamıştır. Ve bu dönemde Fatih, Çandarlı'yı idam ettirerek devşirmelerin yolunu açmıştır. Fatih'ten Kanuni devrine kadar geçen süreçte devletin yükselme ve doruk noktası olarak nitelendirilir ve bu dönemde devşirmeler bürokraside oldukça etkilidir. Ve devşirme sistemi bu dönemlerde oldukça başarılı bir şekilde işlemiş, devlete gerçekten çok faydası dokunmuş paşalar ve devlet adamları yetişmiştir. Yani devşirme sisteminin popülerliği gerileme veya çöküş dönemine denk gelir demek fazlasıyla yanlış olacaktır.

Osmanlı'nın çöküşü ümmetçiliğe bağlanamaz ki öyle de demedim zaten. Osmanlı çökmeye başladığında bu bir çözüm olarak görülmüş, fakat başarılı olamamıştır ve bu imparatorluğun sonu engellenememiştir.

Seyyah 07-25-2011 04:27

Efendim görüşlerize saygı duyarım fakat benim anladığım kadarı ile farklı persfektifden bakan kişilerin yazdığı kaynaklardan okumusuz Osmanlı'yı.

Şimdi ben ne kadar desem de anlatamam söylemek istediğimi,
Çünkü bu olayı su tarhide su oldu ondan su oldu diye kısaca acıklamak zor.

Bunun en güzel izahını Üstad yapmış ve resmi tez'e karsı cıkarak,
Bahsettiğim eserlerde bunların üzerine gitmiştir.

Devşirmelerin arasında illaki büyük devlet adamları cıkacaktır ki bunlar Barbaros gibi sadrazamlar gibi büyük işler basarmıslardır lakin,
Devşirme konusu Osmanlı'yı anlamak için çok mühimdir,

Şu anda hükümetimize darbe yapmak için ugranlar ve geçmide sık sık bunu yapanların aslında bir kökü var,
Yeniçeri'ler.

Yeniçeriler kurundugunda daha elbiseleri bile belli değil iken, Hacı Bekdaş Veli onların saçlarını oksayıp, dua etmiştir.
Öyle imanlı bir şekilde başlamıştır Yeniçeri tarihi,
Lakin bu sizinde söylediğiniz gibi Kanuni'ye kadar gitmiştir.

Sonraları ise düşmanın yapamayacapı şeyleri yapmıslardır.
Şu an diyarbakırda nasıl Pkk kepenk kapattırıyorsa tarihde bunu yapmıslardır,
Kadınlara sarkmış,
Haraç almışlardır,
Sultanahmet'de At meydanı bunların adam sallandırdıkları yerdir,
Adam dediğim ise yüksek rütbeli devlet adamları,
Bunlar ki Genç Osman'ı eşeğe bindirip mahrem yerlerini mıncıklayarak büyük zulmler etmiştir.
Devlete yaptıkları anlatmakla bitmez burada,
2. Mahmud bunları tımar etmek yerine öfkeyle yok etmiştir.
Lakin orada sadece belli bir kısmı ölmüştür,
Bunların yani hastalıklı askerlerin soyları, ideolojileri sivil hayatta devam etmiştir.
Osmanlı'nın asıl gerileme sebebi bu iç karısıklıklardır.

Ümmetçilikde ise,
Sadece Abdülhamid han'ın zamanına bakmak bile bizleri aydınlatır.
Hasta Adam devirlerinde Osmanlı'yı içden içe tedavi etmek için zaman kazanıp, aynı zamanda da Filistine, Suriyeye siyasi yardım etmiş Türkii devletlerdeki zulme karsı örgütlemiş, azınlıkların haklarını gözetmiş, efendimiz hakkında yapılacak tiyatro oyunlarını fransada yasaklatmıs, nerede bir müslüman var yanında olmustur hemde devletin en zor zamanlarında,
Bu gün Abdülhamid vefasını arastırırsanız neden bu kadar üstüne düştüğümü anlarsınız.
Abdulhamid zamanında Aşiretler için okullar acılırdı,
Kürtler ona baba derdi.
Şu an onun ddevri paralarını boynunda muska gibi tasıyanlar var,
Halen Ortadoğuda hicazda ondaan bahsedilir,
Geri gel ey Osmanlı denir.

Bunun gibi bir sürü şey sadece Abdülhamid han zamanındaydı.
Ümmetçilik felsefesi, bizi islam ülkelerinin kurtarıcısı, birleştiricisi olarak görevlendirirdi.
Görev büyük oldugu içinde eylemde büyük olurdu ve zaten gerisi corap söküğü gibi gelirdi lakin 1900 lerde bunu mağlum kesimler engelledir.
Kurandan kopmadan bu milleti dizginleyemeyiz dediler,
Kurandan kopması için 500 000 kişi asıldı çanakkalenin şehitlerinden fazla...
Said Nursi neden böyle azimle çalıştı? İşde bu Kur-an dan koparmaya karsı savaşmak için...

Bu gibi konuları forumda Yakın Tarih bölümündeki konularımdan takip edebilirsiniz.

Vel hasılı, yine başa döndük kardeşim,
Maddeye hükmetmek için Ruh'a köle olmak lazımdır.

Hadi ben yatıyorum yarın devam ederiz inşAllah, Allah'a emanet.

Muhteşem 07-25-2011 04:39

Hepimiz birilerini okuyup, öğrenip etkileniyoruz sonuçta. Şu açıdan öğrendik, şu açıdan baktık fikir edindik falan dersek zannediyorum bir hataya düşmüş oluruz. Sonuçta ikimizinki de görüştür.

Devşirme konusuna bir önceki mesajımda deyinmiştim zaten. Üstünde durmadan şöyle geçeyim.

Osmanlı'nın bozulmasında en büyük etkenin Yeniçerilerininde yarattığı iç savaş olduğunu söylemişsiniz. Zaten doğrudur, bunun aksini iddia eden yok.

Evet Yeniçerilerde zamanla bozulmalar yaşanmış, asker keyfi davranmış ve devletin gidişatını oldukça olumsuz etkilemiştir. Ancak bu onların devşirme olmalarından kaynaklanan bir durum kesinlikle değildir. Bu tamamen devletin otoritesini koruyamaması, askere fazla taviz vermesi, padişahın sıradanlaşması ve yeteneksiz, beceriksiz yöneticilerin Osmanlı'yı bu duruma sürükleyişinden kaynaklanmaktadır.

II. Abdülhamid'i ümmetçilik açısından örnek göstermişsiniz. Şahsi kanaatimce Abdülhamid, Osmanlı'nın çöküşünü ertelemiş değerli bir padişahtır ve tarihimizde önemli bir yer edinmeyi başarmıştır. Abdülhamid'in İslami bölgelere karşı yakın duruşu ve ümmetçilik anlayışı zaten Osmanlı'nın sadece Doğu/Müslüman topraklarını elinde tutabilmiş olmasından kaynaklanmaktadır. Bu dönemde nüfusun ve bölgenin büyük bir çoğunluğu Müslümandır. Ve bu toprakları birleştirmek ve bütünleştirmek adına ümmetçilik ve İslamcılık görüşü ortaya çıkmıştır.

İslam dünyası ve Arap memleketlerini de kaybedilince bu seferde bir diğer sorunlu görüş olan Türkçülük ve milliyetçilik akımı gündeme gelmiş, bu akım bugünkü Türkiye Cumhuriyeti'nin temelinde çok büyük rol oynamıştır. Bu oynadığı rolden dolayıda bugün aslında Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da ki vatandaşlarımız bu sorunları yaşamıştır.

Elbette her şey bu kadar basit değil ancak burada konuşabileceklerimiz oldukça sınırlıdır. Tabi ki bilmediğimiz noktalar vardır fakat ikimizde tarih hakkındaki tecrübelerimizden, bildiklerimizden ve fikirlerimizden yola çıkarak yorumlar yapıyoruz.

Bugün topraklarımızda yer alan Müslüman, Hıristiyan, Yahudi ve Ateist ayırmadan bütün halkımızı kucaklamalı ve demokrasi adı altında hepsine haklarını vermeliyiz. Çünkü bizim topraklarımızda farklı kültürler, diller, dinler ve görüşler var. Ve bütün bu görüşleri tek çatı altında toplayacak tarafsız bir sisteme ihtiyacımız kesinlikle vardır. Benim görüşüm ve ilkem budur.

İyi geceler ve iyi uykular diliyorum.


All times are GMT +3. The time now is 17:39.

Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
AK Parti Forum 2007-2023