![]() |
Başkanlık Sistemi
Nihayet Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti), başkanlık sistemi anayasa değişikliği teklifini Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) başkanlığına sundu. Bundan böyle konu üzerinde daha somut bir biçimde konuşabiliriz.
AK Parti'nin başkanlık sistemiyle ilgili anayasa değişiklik teklifinin maddelerini okudum. Önerilen değişikliğin artılarını ve eksilerini aşağıda belirteyim. AK Parti'nin Başkanlık Sistemi Anayasa Değişiklik Teklifinin Artıları: 1- AK Parti'nin başkanlık sistemi anayasa değişikliği teklifinde gördüğüm en önemli artı, sistemde başkana veto yetkisi verilmeyip başkanın meclise tekrar görüşülmek üzere geri gönderdiği yasa değişikliklerinin TBMM üye tam sayısının salt çoğunluğuyla yasalaşabilmesinin önerilmiş olmasıdır. Başkana veto yetkisi verilip başkanın veto yetkisinin ancak nitelikli çoğunlukla (üye tam sayısının beşte üçünün ya da üçte ikisinin oyu) aşılması önerisi getirilebileceğinden endişe ediyordum. Allah'a şükürler olsun ki bu endişem yönünde bir teklif getirilmedi. 2- Anayasa değişiklik teklifindeki ikinci önemli artı, başkanın kararname çıkarma yetkisinin sınırlandırılmış olması ve başkana kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi verilmemiş olmasıdır. Eğer kararname yetkisi sınırlandırılmasıydı başkanın meclisi by-pass ederek ülkeyi meclis olmadan kendi kafasına göre yönetip bütün yetkileri tek elde toplaması durumu söz konusu olabilirdi ve bu da demokrasimiz adına vahim bir tabloya neden olurdu. 3- Teklifin üçüncü artısı, başkanın TBMM'ye sunduğu Türkiye bütçesinin anladığım kadarıyla TBMM Plân ve Bütçe Komisyonu'nda olsun TBMM Genel Kurulu'nda olsun revize edilebilecek olmasıdır. Yani başkanın hazırlattığı Türkiye bütçesinin meclise dayatılmasına imkân verilmemiş. Meclis isterse başkanın bütçesi üzerinde değişiklik yapabiliyor. Bu da önerilen başkanlık sistemi anayasa değişiklik teklifinin önemli bir artısıdır. Eğer başkana veto yetkisi verilip başkanın vetosu ancak nitelikli çoğunlukla aşılabilir olsaydı ve ayrıca başkana kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi verilseydi ve buna ek olarak başkanın hazırlattığı bütçenin meclisi by-pass ederek yasalaştırılabilme imkânı sağlansaydı sistem seçilmiş diktatörlük sistemi olurdu. Fakat böyle hatalara gidinilmediği için AK Parti'nin önermiş olduğu başkanlık sistemi anayasa değişiklik teklifi demokratik sınırlar içinde kalabilmiş. 4- Anayasa değişiklik teklifinin diğer bir önemli bir artısı ise askerî yargının disiplin mahkemeleri dışında kaldırılarak tek ve sivil yargı dönemine geçiliyor olmasıdır. Bu, demokrasimiz adına çok sevindirici bir değişiklik önerisidir. AK Parti'nin Başkanlık Sistemi Anayasa Değişiklik Teklifinin Eksileri: 1- AK Parti'nin başkanlık sistemi anayasa değişikliği teklifinin en önemli eksisi, başkana ve meclise karşılıklı fesih yetkisi tanınıyor olmasıdır. Bu hatalı bir değişiklik teklifidir. Mademki sert kuvvetler ayrımına geçilinmesi öneriliyor öyleyse sert kuvvetler ayrımının gereği yerine getirilmeli ve başkan da meclis de birbirlerini fesh edememelidir. Sistemde kilitlenme ihtimali göz önüne alındığında çare olarak meclise genel seçimleri salt çoğunlukla yenileme hakkı tanınması teklif edilebilirdi mesela. Başkana meclisi fesh edebilme yetkisi verilmesi doğru olmadığı gibi meclise de başkanın görev süresini fesh edebilme yetkisi verilmesi doğru değildir. Sert kuvvetler ayrımı isteniyorsa herkes kendi işine bakacak. Meclis yasa yapacak, bütçe çıkaracak, denetleme faaliyetlerinde bulunacak (yasama faaliyetleri), başkan ise ülkeyi yönetecek (yürütme faaliyetleri). 2- Anayasa değişiklik teklifinin ikinci eksisi, önerilen teklifle başkana partisinin genel başkanı olarak kalabilme ya da partisine genel başkan olabilme imkânının tanınmış olmasıdır. Böyle bir durumda başkan, partisi yasamada çoğunluk durumunda olduğu zamanlarda hem yürütmeyi hem de yasamayı doğrudan kontrol edebilecektir ve bu da sert kuvvetler ayrımı ilkesine uygun değildir. Bu durumu düzeltmek için başkanın partisiyle üyelik ilişkisini sürdürebilmesi fakat partisinin genel başkanı olamaması şeklinde bir düzenlemenin yapılması gerekmektedir. 3- Anayasa değişiklik teklifinin üçüncü eksisi, başkanlık seçiminin ve meclis seçiminin aynı zamanda aynı günde yapılması teklifidir. Bu da başkanlık sisteminin özüne yani sert kuvvetler ayrımına ters bir öneridir. Mademki sert kuvvetler ayrımına geçmeği savunuyorsunuz öyleyse bırakın da başkan ile meclis çoğunluğu farklı siyasi partilerin, farklı siyasi zihniyetlerin hâkimiyetinde olabilsin. Hem sert kuvvetler ayrımına geçelim ama hem de başkanın partisi ile meclisin çoğunluk partisinin aynı partiden olmasını sağlamağa çalışalım diye uğraşmak doğru olmaz. 4- Anayasa değişiklik teklifinin diğer bir eksisi ise Hâkimler ve Savcılar Kurulu'nun Hâkimler Kurulu ve Savcılar Kurulu olarak ikiye ayrılmasının önerilmeyip Hâkimler ve Savcılar Kurulu olarak devam etmesinin teklif ediliyor olmasıdır. Anlamıyorum ki niye böyle yaptılar, MHP mi bu konuda sorun çıkardı acaba? Elinize böyle bir imkân geçmişken şu işi de düzeltip Hâkimler ve Savcılar Kurulu'nun olması gerektiği şekliyle Hâkimler Kurulu ve Savcılar Kurulu olarak ikiye ayrılmasını teklif etseydiniz ne olurdu?! Başkanlık sistemi anayasa değişiklik teklifinin gördüğüm kadarıyla kabaca artı ve eksilerini yukarıda dile getirdim. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki endişe ettiğim şekilde bir teklif getirmemişler sistemi seçilmiş diktatörlüğe dönüştürecek önerilerde bulunmamışlar. Genel hatlarıyla demokratik bir anayasa değişiklik teklifi önerilmiş. Kimse boşuna korkmasın, önerilen teklife göre Erdoğan ya da başka bir siyasetçinin başkan seçilmesi durumunda seçilen başkan, diktatörlük yetkilerine sahip olmayacak. Dediğim gibi önerilen teklif genel olarak demokratik sistem sınırları içinde kalmış; ama ben şahsen her ne kadar teoride karşı olmasam da Türkiye özelinde uygulanmasına karşı olduğum, bizim ülkemizin siyasi ve sosyolojik yapısına uygun bir sistem olmadığı için başkanlık sistemine karşıyım ve oy kullanmam nasip olursa bu başkanlık sistemi anayasa değişiklik teklifine hayır oyu kullanacağım inşaallah. Ülkemiz ve milletimiz için hayırlısı neyse o olsun. |
Başkanlık sistemi ve AK Parti'nin önermiş olduğu başkanlık sistemi anayasa değişikliği hakkındaki görüşlerinizi bu konuda yazabilirsiniz arkadaşlar.
|
Adalet ve Kalkınma Partisi'nin TBMM Başkanlığı'na sunmuş olduğu başkanlık sistemi anayasa değişikliği teklifi 5 gün sonra 20 Aralık 2016 tarihinde TBMM Anayasa Komisyonu'nda görüşülmeğe başlanacakmış.
Buradan anayasa değişiklik teklifinde eksik bulduğum hususların düzeltilmesi yönünde önerilerde bulunmak istiyorum. Sert kuvvetler ayrımına uygun olmayan, başkan ile meclisin karşılıklı fesih yetkisinin anayasa değişikliği teklifinden çıkarılmasını öneriyorum. Mademki başkanlık sistemine yani sert kuvvetler ayrımına geçilmek isteniyor, öyleyse başkanın da meclisin de birbirlerini fesh etmesine gerek yoktur. Çünkü sert kuvvetler ayrımı denildiğinde meclisin kendi işine bakacağı yani yasama faaliyetlerinde bulunacağı, başkanın da kendi işine bakıp yürütme faaliyetlerinde bulunacağı anlaşılır. Meclis, yürütme faaliyetlerine karışmayacağı, başkan da yasama faaliyetlerine karışmayacağı için birbirlerini fesh etmelerine gerek yoktur. İkinci düzeltilmesi gereken husus, başkana partisinin genel başkanı olma ya da genel başkanı olarak kalabilme imkânının verilmemesi gerekliliğinin anayasa değişiklik teklifine eklenmesidir. Çünkü partisinin genel başkanı da olan başkan, genel seçimde partisinin mecliste salt çoğunluğu elde etmesi durumunda hem yürütmeyi hem de yasamayı doğrudan kontrol edebilecektir ve bu da tek kişide güç temerküzünün oluşmasına neden olacaktır. Ayrıca yargı üyelerinin seçiminde başkanın ve meclis çoğunluğunun ağırlığını göz önünde bulundurduğumuzda, kendi partisinin genel başkanı da olan başkan, partisi mecliste salt çoğunluğu elde ettiği durumlarda hem yürütmeyi hem de yasamayı doğrudan, yargıyı ise dolaylı olarak kontrol edebilme imkânına sahip olacak ve böylelikle yasama, yürütme ve yargı kuvvetinin üçü de âdeta tek kişinin hâkimiyeti altına girmiş olacaktır. Böyle bir soruna yol açılmaması için anayasa değişiklik teklifine şöyle bir madde eklenebilir: Cumhurbaşkanı seçilenin partisiyle üyeliği kesilmez ama eğer partisinin genel başkanıysa genel başkanlığı düşer ya da partisinin genel başkanı değilse genel başkanlığa aday olamaz ve seçilemez. Anayasa değişiklik teklifinde düzeltilmesi gereken üçüncü husus, başkanlık seçimiyle meclis seçiminin aynı zamanda yapılmamasının sağlanmasıdır. Çünkü mademki sert kuvvetler ayrımına gidiliyor, öyleyse başkanın üye olduğu siyasi parti ile meclis çoğunluğuna sahip olan siyasi partinin aynı parti olmasını zorlamağa çalışmanın ve böyle olmasını istemenin gereği ve anlamı yoktur. Çünkü sert kuvvetler ayrımı demek herkesin kendi işine bakması demektir. Başkanlık sisteminde yani sert kuvvetler ayrımında yürütme faaliyetlerinin ne şekilde yerine getirileceği meclisin görev ve yetki alanına girmediği gibi, yasama faaliyetlerinin ne şekilde yerine getirileceği de başkanın görev ve yetki alanına girmez. Anayasa değişiklik teklifinde düzeltilmesi gereken diğer bir husus da Hâkimler ve Savcılar Kurulu'nun Hâkimler Kurulu ve Savcılar Kurulu olarak ikiye ayrılmasıdır. Doğrusu budur. Çünkü hâkimlik ve savcılık meslekleri birbirinden ayrı mesleklerdir. Savcılık makamı iddia makamıdır, hâkimlik makamı ise karar makamıdır. Dilerim ki ya TBMM Anayasa Komisyonu'nda ya da TBMM Genel Kurulu'nda yukarıda önerdiğim şekilde değişiklikler yapılarak AK Parti'nin başkanlık sistemi anayasa değişikliği teklifindeki hatalar ve eksiklikler düzeltilir. |
Alıntı:
|
|
Valla Başkanlık sistemi nedir şuan kimse tam bilmiyor.Ülkem için iyiyse gelsin, kötüyse gelmesin ama ülkeyi süper güç yapacak bişey olmadığını biliyorum. Bazı sorunları çözerken bazı sorunlar ekleyecek gibi duruyor. Referandumdan geçsede geçmesede biz sıradan insanların gündelik hayatı değişmeyecek. Şu metin tam olarak açıklansın da sonra ülkemizin menfaatlerini ön planda tutarak karar verilir. Belli olmayan bişeyin tamdestekçilerini de ve tam köstekçilerini de kınıyorum.
|
Getirilen başkanlık sistemi anayasa değişiklik teklifiyle ilgili olarak sonradan farkına vardığım bir eksiyi daha burada dile getirmek istiyorum.
Başkanlık sistemi teklifinde Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) üye sayısı 17'den 15'e düşürülüyor ve bu durumda AYM'nin 15 üyesinin 12'si başkan tarafından seçiliyor. AYM'nin üyelerinin seçiminde yürütmeye yani başkana bu kadar yetki verilmesi doğru değil. ABD'de bildiğim kadarıyla yüksek mahkeme üyelerini başkan aday gösteriyor ama senatonun aday gösterilen yüksek mahkeme üyesine onay vermesi gerekiyor. Senato onay vermedikçe başkanın aday gösterdiği yüksek mahkeme üyesi seçilemiyor. AYM üyelerinin seçiminde kanımca meclisin yarıdan fazla üyeyi seçmesi doğrusu olur ve seçme hakkı en azından yarı yarıya olmalı yani bu durumda AYM üyelerinin yarısını meclis, yarısını da başkan seçmelidir. Umarım ki anayasa değişiklik teklifinde mecliste değişiklik yapılır ve yürütmenin yani başkanın AYM üyelerinin büyük çoğunluğunu tek başına seçmesi uygulaması meclis lehine değiştirilir. Daha önce de dile getirdiğim bir şeyi tekrar vurgulamak istiyorum: Başkana partisinin genel başkanı olarak kalabilme ya da partisine genel başkan olabilme imkânı anayasa değişiklik teklifinde mutlaka ama mutlaka yasaklanmalı ve tek kişinin elinde güç temerküzüne imkân verilmemelidir. Sert kuvvetler ayrımına geçilmesi öneriliyorsa yürütmenin başı başkanının yasamadaki çoğunluk partisinin genel başkanı olarak hem yasamayı hem de yürütmeyi direkt olarak kontrol edebilmesine imkân verilmemelidir. Anayasa değişiklik teklifindeki karşılıklı fesih yetkisi hakkında da bir şeyler daha söylemek istiyorum: Teklife göre meclise verilen fesih yetkisi meclisin üye tam sayısının en az beşte üçlük oyuna bağlı. Yani 600'e çıkarılacak olan milletvekili sayısının en az 360 oyuyla başkanın görevi meclisin göreviyle birlikte fesh edilebiliyor. 600 milletvekilinin 360'ının oyunu sağlamak kolay değil zor. Oysa önerilen teklife göre başkan hem kendi görevini hem de meclisinin görevini süreler dolmadan istediği gibi kolaylıkla fesh edebiliyor. Burada yasamanın aleyhine ve yürütmenin lehine bir düzenleme söz konusu. AK Parti tarafından getirilmiş olan başkanlık sistemi değişikliği teklifinin özüne baktığımızda genel olarak yürütmenin ağırlıkta olarak korunup gözetildiğini ve yasamanın geri plânda bırakıldığını görüyoruz. Anladığım kadarıyla 'başkan, ülkeyi nasıl rahat rahat yönetir, bunu nasıl sağlarız' diye düşünülmüş ve düzenlemeler buna göre yapılmış. Sert kuvvetler ayrımı deniliyor ve bu isteniyorsa 1. kuvvet olan ve diğer kuvvetlerden daha üstün olan yasama kuvvetinin bu durumu sistemde belirgin bir biçimde yer almalıdır. Ana kuvvet yasamadır. Çünkü şimdi başkanlık sistemine geçmeğe çalışıyorlar, bunu kim sağlayabilir? Meclis ve gerekirse halk oyu sağlayabilir. Diyelim ki anayasa değişikliği teklifi meclisten geçti sonra da halk oylamasında kabul edildi ve başkanlık sistemine geçtik. Ve yine diyelim ki başkanlık sistemini beğenmedik ve tekrar parlamenter sisteme dönmeğe ya da yarı başkanlık sistemine geçmeğe karar verdik, böyle bir karara varılırsa bunu kim gerçekleştirebilir? Yürütme kuvveti ya da yargı kuvveti bunu yapabilir mi? Yapamaz! Kim yapabilir? Yasama kuvveti yani meclis yapabilir -duruma göre halk oyu desteğiyle-. Sert kuvvetler ayrımı diyorsan ve istiyorsan ana gücün yasama gücü yani meclis olduğunu kabul etmek ve düzenlemelerini bunu göre yapmak durumundasın. Yasayı meclis yapar, bütçeyi meclis çıkarır. Ülkenin hangi kanunlarla yönetileceğine de ülkenin parasının nasıl harcanacağına da meclis karar verir. Yasamanın sistemdeki bu ağırlığının göz ardı edilip yürütme lehine düzenlemelere gidilmesi âdeta aslanı kediye boğdurmak gibidir. Sert kuvvetler ayrımı öneriyorsan bu önerinin gereklerini yerine getirmen gerekir. Yani yasama faaliyetlerini yasamaya, yürütme faaliyetlerini de yürütmeye münhasır kılmalı ve bu iki kuvvetin birbirinin işlerine karışmasını tamamen engellemek için olabildiğince tedbirler almalısın. |
|
|
|
|
|
Aynen
|
|
|
|
AK Parti'nin getirmiş olduğu başkanlık sistemi teklifini artı ve eksi yönleriyle kabaca değerlendirdim. Anayasa değişiklik teklifini derinlemesine inceleyip teklifin başka artı ve eksi yönlerini de dile getirebiliriz ama yaptığım inceleme kanımca yeterlidir.
Bu mesajımda ise getirilmiş olan başkanlık sistemi teklifinin ruhu ve felsefesi hakkında değerlendirmelerde bulunmak istiyorum. AK Parti'nin getirmiş olduğu başkanlık sistemi teklifi özü itibariyle başkanlık sistemine karşı olan bir başkanlık sistemi teklifidir. Yukarıdaki cümlem sanki absürt bir cümleymiş gibi görülebilir ama cümlem absürt değil ve önerilen teklifin durumu maalesef ki bu şekildedir. Niye böyle dediğimi, getirilmiş olan başkanlık sistemi teklifinin özü itibariyle niye başkanlık sistemine karşı olan bir başkanlık sistemi teklifi olduğunu delilleriyle göstereyim. Başkanlık sistemi anayasa değişiklik teklifini getirenler teklifi inceldiğimizde açıkça görülüyor ki başkanlık sisteminden yana değiller hatta başkanlık sistemine karşılar. Çünkü başkanlık sistemi sert kuvvetler ayrımı demek olan bir yönetim modelidir ve AK Parti'nin getirdiği başkanlık sistemi modelinde ise başkanlık sistemi gerçekleşmesin, sert kuvvetler ayrımı oluşmasın diye elden gelen yapılmış. Bu hususun detaylarını aşağıda anlatayım. Önerilen teklife göre başkana ve meclise karşılıklı fesih yetkisi verilmesi başkanlık sistemine yani sert kuvvetler ayrımına aykırıdır. Çünkü sert kuvvetler ayrımı varsa yasama ve yürütme kuvvetleri kendi işlerine bakmak ve diğer kuvvetle uyumlu bir biçimde çalışmak ya da en azından diğer kuvvete tahammül etmek durumundadırlar. Oysa başkana ve meclise karşılıklı fesih yetkisi verilmesi sert kuvvetler ayrımının yürümesine engel oluşturmakta ve bilhassa başkana, meclisin ve milletvekillerinin üzerinde Demokles'in kılıcı gibi güç kullanabilme yetkisi vermektedir. Önerilen teklifte sert kuvvetler ayrımına karşı olan diğer bir öneri ise başkanlık seçimi ile meclis seçiminin aynı günde yapılması önerisidir. Bu da sert kuvvetler ayrımının oluşmamasını arzulayan bir öneridir. Başkanlık seçimi ile meclis seçiminin aynı günde yapılması teklifiyle murad edilen şey rüzgâr hangi siyasi partiden yana esiyorsa o siyasi partinin hem başkanlık seçimini hem de meclis seçimini kazanarak iki kuvvetin de (yasama ve yürütme) tek siyasi partide tek elde toplanması ve böylelikle sert kuvvetler ayrımına imkân verilmemesidir. Teklife göre sert kuvvetler ayrımı oluşmasının istenmediğinin diğer bir misali de başkana üye olduğu partisinin genel başkanı olabilme ya da genel başkanı olarak kalabilme hakkının verilmiş olmasıdır. Bu da sert kuvvetler ayrımına uygun olmayan bir durumdur. Çünkü mesela A partisinin genel başkanı başkanlık seçiminde aday olup başkan olduğunda ve partisi de genel seçimde milletvekili sayısında salt çoğunluğu elde ettiğinde başkan hem yasama kuvvetine hem de yürütme kuvvetine direkt olarak tek başına hâkim olabilecektir. Yasama ve yürütme kuvvetinin ikisine birden tek bir kişinin direkt olarak hâkim olabildiği sisteme herhâlde sert kuvvetler ayrımı yani başkanlık sistemi denilemez! Öyle bir sistem getiriliyor ki getirilen model görünürde başkanlık sistemi ama özü itibariyle başkanlık sistemiyle alâkalı olmayan bir model. Doğan görünümlü Şahin misali bir model getiriliyor. Sanki 'başkanlık sistemi gibi bir sistem getirelim ama sistemin başkanlık sistemi yani sert kuvvetler ayrımı olmasını, sistemde sert kuvvetler ayrımının oluşmasını engellemek için elimizden gelen her şeyi yapalım' demişler ve bunun için çalışmışlar. Bir kere sistemin kurulumunda başkanlık seçimiyle meclis seçiminin aynı günde yapılması teklif edilerek daha baştan başkanlık sistemi yani sert kuvvetler ayrımı oluşması engellenmeğe çalışılıyor. Bununla kalınmıyor ve başkana partisinin genel başkanı olabilme ya da genel başkanı olarak kalabilme imkânı verilerek başkana partisi mecliste çoğunluğu elde ettiği durumlarda direkt olarak yasamayı ve yürütmeyi kontrol edebilme ve yargıyı ise dolaylı olarak kontrol edebilme ve böylelikle bütün sisteme tek başına hâkim olabilme yetkileri veriliyor. Bununla da kalınmıyor ve başkanlık seçimiyle parlamento seçimi aynı gün yapılmasına rağmen ola ki yürütmeye hâkim olan başkanın siyasi partisi parlamentoda miletvekillerinin salt çoğunluğuna sahip olamayıp azınlık grup olur ve böylelikle sert kuvvetler ayrımı (başkanlık sistemi) oluşursa, bu 'arızalı(!)' durumu düzeltebilmesi için başkanın eline meclisin ve milletvekillerinin tepesinde tutmak üzere Demokles'in kılıcı gibi bir yetki (başkanın istediği herhangi bir zamanda hiçbir gerekçe göstermeden kendi görev süresini ve meclisin görev süresini fesh edebilme yetkisi) veriliyor. Bütün bunlar şu anlama geliyor: 'Size öyle bir başkanlık sistemi(!) getiriyoruz ki getirdiğimiz sistemde başkanlık sistemi yani sert kuvvetler ayrımı gerçekleşmesin diye başkanlık seçimiyle meclis seçiminin aynı gün yapılmasını sağlıyoruz; eğer bu uygulamamıza rağmen yine de başkanlık sistemi yani sert kuvvetler ayrımı oluşarak yürütmeye hâkim olan başkanın kendi siyasi partisinin mecliste azınlıkta kaldığı bir siyasi tablo oluşursa, başkan böyle bir durumda istediği zaman kendi görev süresini ve meclisin görev süresini fesh ederek sert kuvvetler ayrımına son verebilecek; ayrıca başkana üyesi bulunduğu siyasi partinin genel başkanı olabilme ya da genel başkanı olarak kalabilme yetkisi vererek böylelikle de sert kuvvetler ayrımının gerçekleşmesini engelleyip yasama ve yürütme kuvvetinin tek bir kişinin direkt kontrolü altında bulunabilmesini sağlamağa çalışıyoruz. Gördüğünüz gibi, teklif etmiş olduğumuz başkanlık sistemi önerisiyle başkanlık sistemi yani sert kuvvetler ayrımı oluşmasını engellemek için elimizden gelen bütün gayreti gösterdik.' Maalesef ki durum bu. Başkanlık sistemi anayasa değişiklik teklifini getirmiş olan AK Parti, getirilmiş olan anayasa değişiklik teklifini incelediğimizde açıkça görüyoruz ki başkanlık sistemine yani sert kuvvetler ayrımına inanmamış ve hatta başkanlık sistemi gerçekleşmesin yani sert kuvvetler ayrımı oluşmasın diye elinden geleni yapmış. İnanmadığınız ve inanmamakla da kalmayıp gerçekleşmemesi için elinizden geleni yaptığınız bir sistemi niye getirmeğe çalışıyorsunuz ki kardeşim, anlaşılır gibi değil! |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Meclisten geçmesi beklediğimden çok daha rahat oluyor. İnşallah aynı rahatlık referandumda da olur. :) Zaten bu halk "kürsü işgalcileri"ne, vekilimizi ısıran köpeğe en güzel cevabı verecektir.
|
olumlu ve olumsuz durumları var sahsen biraz dikkat etmek gerekir
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
All times are GMT +3. The time now is 17:18. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
AK Parti Forum 2007-2023