AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu| (https://www.akpartiforum.com/index.php)
-   Kur'an-i Kerim (https://www.akpartiforum.com/forumdisplay.php?f=143)
-   -   Ayetler ve hadisler (https://www.akpartiforum.com/showthread.php?t=178523)

murataltug1985 05-04-2018 09:04

Ayetler ve hadisler
 
Kaynak msxlabs.com Kur'an-ı Kerimin indirilmesi

Ey insanlar! Size Rabbinizden bir öğüt, gönüllerdekine bir şifa, müminler için bir hidayet ve rahmet gelmiştir.Yunus

O gün her ümmetin birer şahit göndereceğiz. Seni hepsine şahit olarak getireceğiz. Kitab'ı da sana, bir açıklama, bir hidayet ve rahmet kaynağıdır müslümanlar için bir müjde olarak indirdik.Nahl

De ki: O Mukaddes Rûh iman edenlere sebat vermek, müslümanları doğruya iletmek ve müjde vermek için, Rabbin katından hak olarak indirildi.
Nahl

Elif. Lâm. Râ. Kur'an Rablerinin izniyle insanları karanlıklardan aydınlığa, her şeye galip ve övgüye lâyık Allah'ın yoluna çıkarman için indirdiğimiz bir kitaptır. İbrahim

ey Muhammed sana geçmiş kitapları tasdik eden ve onları kollayıp koruyan Kitab Kur'ânı hak ile indirdik. Onlara Allah'ın indirdiği ile hükmet. arzu ve heveslerine uyarak, haktan sapma. Biz, bir şeriat ve yol belirledik.

Eğer Allah dileseydi sizi tek bir ümmet yapardı, fakat size verdiklerinde sizi denemek istedi. iyiliklere koşun. dönüş Allah'adır. O, ihtilafa düştüğünüz şeyleri size haber verir. Maide

Bu Kur'an üstün ve çok merhametli Allah tarafından Ataları uyarılmamış, gaflet içinde kalmış bir toplumu uyarman için indirilmiştir. Yasin

Resûlüm Sana mübarek Kitab'ı, âyetlerini düşünsünler ve aklı olanlar öğüt alsınlar diye indirdik Sad

İHTİLAFLARI SONUÇLANDIRMAK İÇİN :

Bakara 213.ayet :
İnsanlar tek ümmet idi. Sonra Allâh, peygamberleri, müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdi; onlarla beraber, anlaşmazlığa hükmetmek üzere, gerçek Kitabı indirdi. Kendilerine Kitap verilenler delillerden kıskançlıktan ötürü anlaşmazlığa düştü Allâh, inananları, gerçeğe iletti. Allâh, dilediğini doğru yola iletir.*

Nahl 64.ayet :
Biz sana Kitabı indirdik ki, ayrılığa düştükleri şeyi açıklayasın ve o Kitap inanan bir kavim için yol gösterici ve rahmet olsun.*

Neml 76.ayet :
Kur'an, İsrâil oğullarına, kendilerinin ayrılığa düştükleri şeyleri anlatmaktadır.*

ZULMETTEN NURA ÇIKARMAK İÇİN :

Maide 16.ayet :
Allâh, rızâsına uyanları esenliğe iletir karanlıkdan aydınlığa çıkarıp dosdoğru yola iletir.*

İbrahim 1. ayet
Elif lâm râ. Bu, Rablerinin izniyle insanları karanlıklardan aydınlığa çıkarıp o güçlü ve övgüye lâyık Allâhın yoluna iletmen için sana indirdiğimiz Kitaptır.*

Hadid 9.ayet :
Sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için kuluna açık açık âyetler indiren O'dur. Şüphesiz Allâh, size karşı çok şefkatli, çok merhametlidir.*

Talak 11.ayet
size Allâh'ın âyetlerini okuyan bir elçi gönderdik ki inanıp yararlı olanları, karanlıkdan aydınlığa çıkarsın. Kim Allah'a inanır ve yararlı iş yaparsa Allâh onu, altlarından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere sokar. Allâh güzel rızık vermiştir.*

SIRAT-I MÜSTAKİME ULAŞTIRMAK İÇİN :

İsra 9.ayet :
Kur'ân da en doğru yola iletir ve iyi işler yapan mü'minlere, büyük bir ecir olduğunu müjdeler.*

Sebe 50.ayet :
De ki: "saparsam, kendi zararıma sapmış olurum. yolu bulursam, bu da Rabbimin vahyettiği Kur'ân sayesindedir. Şüphesiz O, işitendir, yakındır."*

Ahkaf 30.ayet :
Ey kavmimiz, dediler, biz Mûsâ'dan sonra indirilen, kendinden öncekini doğrulayan, gerçeğe ve doğru yola götüren bir Kitap dinledik."*

MÜ'MİNLERİN KALPLERİNİ YATIŞTIRMAK, İÇİN :

Hud 120.ayet
Peygamberlerin haberlerinden, senin kalbini sağlamlaştıracak her şeyi sana anlatıyoruz. sana hak ve inananlara öğüt ve ibret gelmiştir.*

Ra'd 28. ayet :
Onlar inanan ve Allâh'ı anmakla gönülleri huzur bulan kimselerdir. İyi bilin ki gönüller, ancak Allâh'ı anmakla huzur bulur.*

Nahl 102.ayet :
De ki: "İnananları sağlamlaştırmak ve müslümanlara yol gösterici ve müjde olmak üzere Ruhu'l-Kudüs Rabbinden gerçek bilgi indirdi."*

Hacc 54.ayet :
kendilerine ilim verilmiş olanlar da Kur'â nın, Rabbinden gelen gerçek olduğunu bilsinler inansınlar; kalbleri ona saygı duysun. Şüphesiz Allâh, inananları mutlaka doğru yola iletir.*

Zümer 23.ayet :
Allâh, sözün en güzelini, Kur'ân'ın âyetlerini Kitap halinde indirdi. Rablerinden korkanlar, ondan ürperir, derileri ve kalbleri Allâh'ın zikriyle yumuşar. İşte Kitap Allâh'ın rehberidir. Dilediğini doğruya Allâh kimi sapıklığında bırakırsa ona yol gösteren olmaz.*

Hadid 16.ayet :
İnananlar için vakit gelmedi mi ki kalbleri Allâh'ın Zikrine ve hakka saygı duysun bundan önce Kitap verilmiş, olanların kalbleri katılaşmış, ve yoldan çıkmış kimseler gibi olmasınlar?*

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla...
"Elif, Lam, Ra. Bu Kur'an, öyle bir Kitaptır ki, insanları Rablerinin izniyle zulumattan nura, hamde layık olan Allah'ın yoluna çıkarmak için onu sana indirdik." (İbrahim)

"O Kur'an sizi zulumattan nura çıkarmak için apaçık âyetler olarak kuluna Peygamber'e indirilmiştir." (Zümer, 39.ayet)

"O bir peygamber gönderdi; Allah'ın ayetlerini sizlere okuyor ki iman edip salih amel işleyerek zulumattan nura çıkasınız." (Talâk, 11.ayet)*

murataltug1985 05-14-2018 06:01

Kaynak sahihhadisler.com anne baba ayetleri


Rasulullah buyurdu: "Kıyamet günü arasında hüküm verilinceye kadar her kez, sadakasının gölgesinde olacaktır


Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:
وَاعْبُدُوا اللهَ وَلاَ تُشْرِكُوا بِهِ شَيْئًا وَبِالْوَالِدَيْنِ إِحْسَانًا وَبِذِي الْقُرْبَى وَالْيَتَامَى وَالْمَسَاكِينِ وَالْجَارِ ذِي الْقُرْبَى وَالْجَارِ الْجُنُبِ وَالصَّاحِبِ بِالجَنبِ وَابْنِ السَّبِيلِ وَمَا مَلَكَتْ أَيْمَانُكُمْ إِنَّ اللهَ لاَ يُحِبُّ مَن كَانَ مُخْتَالاً فَخُورًا
Allah’a*kulluk edin*ve O’na ortak koşmayın! Anneye, babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, komşuya, arkadaşa, yolcuya ve ellerinizin altındaki köle ve cariyeye iyi davranın! Allah kendini beğenen ve böbürlenen kimseyi sevmez”Nisa 36

Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:
وَقَضَى رَبُّكَ أَلاَّ تَعْبُدُوا إِلاَّ إِيَّاهُ وَبِالْوَالِدَيْنِ إِحْسَانًا إِمَّا يَبْلُغَنَّ عِندَكَ الْكِبَرَ أَحَدُهُمَا أَوْ كِلاَهُمَا فَلاَ تَقُل لَّهُمَآ أُفٍّ وَلاَ تَنْهَرْهُمَا وَقُل لَّهُمَا قَوْلاً كَرِيمًا*وَاخْفِضْ لَهُمَا جَنَاحَ الذُّلِّ مِنَ الرَّحْمَةِ وَقُل رَّبِّ ارْحَمْهُمَا كَمَا رَبَّيَانِي صَغِيرًا
Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, annen ve*babanıza iyi davranmanızı emretti. Onlar yaşlanırsa, öf! bile deme azarlama güzel söz söyle Onları esirge kanat ger ve: Rabbim! Küçüklüğümde onlar beni nasıl yetiştirmişlerse Sen de onlara öyle rahmet et diyerek dua et İsra 23, 24

Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:
وَوَصَّيْنَا الْإِنسَانَ بِوَالِدَيْهِ حُسْنًا
Biz insana, anne babasına en güzel bir biçimde davranmasını emrettik...Ankebut 8

Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:
وَوَصَّيْنَا الْإِنسَانَ بِوَالِدَيْهِ حَمَلَتْهُ أُمُّهُ وَهْنًا عَلَى وَهْنٍ وَفِصَالُهُ فِي عَامَيْنِ أَنِ اشْكُرْ لِي وَلِوَالِدَيْكَ إِلَيَّ الْمَصِيرُ
Biz insana, anne babasına güzel davranmasını emrettik. annesi onu nice sıkıntılarla taşımıştır. Sütten kesilmesi iki yıl içindedir Bana ve annene babana şükret! Dönüş Banadır.”Lokman


Rasulullah*buyurdu Hiçbir çocuk baba hakkını ödeyemez Ancak köle olarak hürriyetine kavuşturursa babalık hakkını ödemiş olur.”

Nebi buyurdu Allah’a ve ahiret gününe iman eden misafirine ikram etsin akraba ziyareti yapsın ya hayır konuşsun veya sussun!”


فَهَلْ عَسَيْتُمْ إِنْ تَوَلَّيْتُمْ أَنْ تُفْسِدُوا فِي الْأَرْضِ وَتُقَطِّعُوا أَرْحَامَكُمْ أُوْلَئِكَ الَّذِينَ لَعَنَهُمُ اللهُ فَأَصَمَّهُمْ وَأَعْمَى أَبْصَارَهُمْ

sizler iş başına gelecek olursanız, fesat çıkaracak ve akrabalığı keseceksiniz İşte bunlar, Allah’ın kendilerini lânetlediği, sağır yaptığı ve gözlerini kör ettiği kimselerdir!”*Muhammed 22, 23

Rasulullah*a Allah şöyle buyurdu Ey akrabalık bağı!Kim sana bağlı kalırsa, Ben de ona bağlı kalırım. Kim seninle ilgiyi keserse, Ben de onunla ilgiyi keserim!”

“Bir adam,*Rasulullah*a İnsanlar arasında kendisine en iyi davranmam gereken kimdir? diye sordu.
Rasulullah* buyurdu:−“Annen’dir.”−“Annen’dir.”
−“Annen’dir.”

Bir adam−Ya Rasulallah!*Kendisine güzel sohbet etmeme en hakkı olan kimdir? dedi.Rasulullah* buyurdu Annen baban ve akrabalarındır

Nebi*buyurdu:Burnu yerde sürünsün, burnu yerde sürünsün, burnu yerde sürünsün Ana babasına, ihtiyarlık zamanlarına yetişip de cennete giremeyen kimsenin.”

Rasulullah* buyurdu Kim rızkının çoğalmasını ve ömrünün uzamasını isterse akraba ziyareti yapsın!”

Ebu Talha*Ra Medine’de Ensarın hurma bahçesi yönünden en varlıklısı idi. en sevdiği malı da mescidin karşısındaki Beyruha adlı hurma bahçesiydi.*Rasulullah* Sellem bu bahçeden tatlı su içerdi.Sevdiğiniz şeylerden infak edinceye kadar asla iyiliğe erişemezsiniz Ayeti inince ebu talha inince*Rasulullah*ın yanına gelerek Ya Rasulallah Allah sana Her ne infak ederseniz şüphesiz ki Allah bilir.”*Ayetini gönderdi. en sevdiğim malım Beyruha bahçesidir. O, Allaha sadakadır. Allah’tan onun sevabını ve ahiret azığım olmasını isterim. Burayı Allah’ın gösterdiği şekilde kullan, dedi. Rasulullah* buyurdu Ne hoş, bu büyük bir şeydir İşte bu kazançlı bir maldır. Kuşkusuz seni işittim. Ben bahçeyi akrabalarına vermeni uygun görüyorum.”
Ebu Talha öyle yapayım Ya Rasulallah! dedi ve hurma bahçesini akrabalarına arasında taksim etti.

Bir adam*Nebi*(sav)’e gelerek Ben Allah’tan ecir isteyerek hicret ve cihad üzere sana biat ediyorum, dedi. Nebi* buyurdu Annen ve baban sağken Allah’tan ecir istiyorsan?”Annenin ve babanın yanına dön ve onlara güzel sohbet et!”

Nebi*buyurdu Akrabalık bağını gözeten, iyiliğe karşılık verip mükâfatlandıran değildir akrabalık bağı kopartıldığı halde onu gözeten kimsedir.”

Rasulullah* buyurdu Akrabalık bağı arşa tutunarak şöyle demiştir; Beni gözeteni Allah gözetsin. Benimle ilgisini keseni, Allah da onunla ilgisini kessin!”

Hz Ebu Bekir*in kızı Esma*ra ya Rasulullah* zamanında annem müşrik olarak yanıma geldi. kendisine iyi davranmamı umuyor. Anneme iyilik edebilir miyim? diyince Rasulullah*şöyle buyurdu:
Evet, annene iyilik et.”

Herakl, Ebu Süfyan’a “Nebi*sizlere ne emrediyor? diye sormuş.Ebu Süfyan O bize namaz kılmayı, sadaka vermeyi, iffetli olmayı ve akrabaya iyilik etmeyi emrediyor.”

Rasulullah* buyurdu:siz yakında Mısır’ı fethedeceksiniz. halkına iyi davranmanızı tavsiye ediyorum! Çünkü onlarla aramızda akrabalık ve hısımlık bağı vardır.”

“Sen yakın akrabalarını uyar!”*Şuara Suresi 214. ayeti indiği zaman, Rasulullah* Kureyş’i çağırdı. Ey Kureyş oğulları! Nefislerinizi ateşten kurtarınız!”
Ey Fatıma! Kendini ateşten kurtar sizi Allah’ın azabından kurtarmaya gücüm yetmez Ama akrabalık bağını kesmeyecek ve akrabalık haklarını yerine getireceğim.”

Nebi* buyurdu benim dostlarım Allah ve salih mü’minlerdir. Fakat akrabalık bağını kesmeyip akrabalık haklarını yerine getireceğim.”

Eyyub el-Ensari*ra*şöyle dedi Nebi’e bir adam geldi ve:Beni cennete yaklaştıracak ve cehennemden uzaklaştıracak bir işe kılavuzluk yap dedi.
Nebi buyurdu Allah’a ibadet edip O’na hiçbir şeyi ortak koşmazsın, namazı kılar, zekâtı verir ve akrabalarına iyilik edersin.”

Abdullah ibni Ömer*Ra şöyle dedi nikâhım altında bir kadın vardı onu seviyordum. Babam istemedi boşamamı emretti.durumu Rasulullah*a zikrettim.
Ey Abdullah bin Ömer! Karını boşa buyurdu
Ve karımı boşadım.”

Adamın biri gelerek karımı Annem boşamamı emrediyor ne yapmalıyım? diye sordu.Ebu Derda*ra şöyle dedi:Rasulullah*tan işittim şöyle buyuruyordu:“Baba cennetin orta kapısıdır. Artık sen istersen o kapıyı bırak istersen muhafaza et.”

Nebi*buyurdu:Teyze, anne menzilesindedir.”

Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor fesat çıkarıp akrabalık bağlarını kesenler Allah’ın lânetlediği, sağır yaptığı ve gözlerini kör ettiği kimselerdir!”
Muhammed 22, 23

Allah-u Teâlâ buyuruyor Rabbin, annen ve*babaya iyiliği emretti. Onlara öf bile deme azarlama güzel söz söyle Rabbim onlar beni nasıl yetiştirmişlerse, Sen onlara öyle rahmet et de ve dua et!

Nebi* buyurdu Büyük günahları size haber vereyim mi?”Allah’a şirk koşmak, ana babaya asi olmak yalan yere şahitlik yapmaktır!”

Rasulullah buyurdu Bir kimsenin kendi annesine ve babasına sövmesi büyük günahdır insanın anne ve babasına sövmesi şöyledir o kimse başkasının babasına söver, o da onun babasına söver! O kişi başka birinin annesine söver, o da onun annesine söver!”

Rasulullah*şöyle buyurdu Akrabayla ilgisini kesen cennete giremez!”

Nebi* buyurdu: Kuşkusuz ki, Allah annelere asi olmayı, borcun verilmemesini, verilmeyen şeyin alınmasını kız çocuklarını diri diri toprağa gömmeyi haram kıldı Allah size dedikoduyu, çok soru sormayı malı zayi etmeyi kerih gördü!”

murataltug1985 05-16-2018 06:59

Kaynak İSLAM VE İHSAN

ORUÇ VE RAMAZAN İLE İLGİLİ AYET VE HADİSLER

Bakara suresi

Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakınmanız için*oruç, sizden öncekilere ve size de farz kılındı. (Bakara Sûresi)

Oruç, sayılı günlerdedir. hasta, ve yolculukta olan tutamadığı gün sayısınca başka günlerde tutar.*

Oruca*gücü yetmeyenler bir yoksul doyumu fidye verir. gönülden kim bir iyilik yaparsa hayırdır. oruç*tutmanız sizin için daha hayırlıdır.

O sayılı günler insanlar için hidayet rehberi, doğru yol ve hak delilleri olarak Kur’an’ın* indirildiği* Ramazan ayıdır. kim bu aya ulaşırsa, oruçla*geçirsin. hasta ve yolcu olan tutamadığı günleri başka günlerde tutsun.

Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez. Bu da hidayete ulaştırmasına karşılık Allah’ı yüceltmeniz ve şükretmeniz içindir.

Oruç*gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helâl kılındı. Onlar, size örtüdürler, siz de onlara örtüsünüz. eşlerinize yaklaşın ve Allah’ın takdirini arayın.

Şafağın gecenin karanlığından ayırt edilinceye tan yeri ağarıncaya kadar yiyin, için. akşama kadar tutun. mescitlerde itikâfta iken eşlerinize yaklaşmayın. Bunlar, Allah’ın koyduğu sınırlardır. Bu sınırlara yaklaşmayın.

Haccı da, umreyi de Allah için tamamlayın.

Eğer düşman, hastalıkla engellenmiş olursanız* size kolay gelen kurbanı gönderin.kurban, yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. hasta veya rahatsız olanlarsa fidye olarak oruç*tutması, ya sadaka vermesi, ya da kurban kesmesi gerekir.

Allah’ın cezasının çetin olduğunu bilin.

Nisâ Sûresi

Bir mü’minin bir mü’mini öldürmesi olacak şey değildir. Ancak yanlışlık başka. Kim bir mü’mini yanlışlıkla öldürürse, bir mü’min köleyi azad etmesi ve bağışlamadıkları sürece ailesine diyet ödemesi gerekir. Bunlara imkân bulamayanın, Allah tarafından tövbesinin kabulü için iki ay oruç* tutması gerekir. Allah,* hüküm ve hikmet sahibidir.

Mâide Sûresi

Allah, boş bulunarak ettiğiniz yeminlerle sizi sorumlu tutmaz. bile bile yaptığınız yeminlerle sorumlu tutar.

yeminin keffareti, ailenize yedirdiğinizin orta hâllisinden on yoksulu doyurmak* onları giydirmek ya da bir köle azat etmektir. Kim imkân bulamazsa, keffareti üç gün*oruç*tutmaktır. yeminlerinizin keffareti budur.

Yeminlerinizi tutun. Allah, size âyetlerini
açıklıyor ki şükredesiniz.*

Ey iman edenler! İhramlı iken* av hayvanı öldürmeyin. Kim ihramlı iken onu kasten öldürürse kendisine ceza vardır. ceza Kâ’be’ye ulaştırılmak üzere, öldürdüğünün dengi olup, içinizden iki âdil kimsenin takdir edeceği bir kurbanlık hayvan; veya yoksulları yedirmek suretiyle keffaret; yahut onun dengi*oruç*tutmaktır.

Allah, geçmiştekileri affetmiştir. kim bir daha böyle yaparsa, Allah intikam alır. Allah, mutlak güç sahibidir, intikam sahibidir.

Tevbe Sûresi

tövbe edenler, ibâdet edenler, hamdedenler,* oruç*tutanlar, rükû’ ve secde edenler, Allah’ın emrini koruyanlardır. Mü’minleri müjdele.

Meryem Sûresi

Ye, iç, gözün aydın olsun. İnsanlardan birini görecek olursan, “Şüphesiz ben Rahmân’a susmayı oruç adadım. Bugün hiçbir insan ile konuşmayacağım” de.

Ahzâb Sûresi

müslüman erkeklerle müslüman kadınlara
mü’min erkeklerle mü’min kadınlara
itaatkâr erkeklerle itaatkâr kadınlara
sabreden erkeklerle sabreden kadınlara
Allah’a saygı duyan erkekler ve kadınlara, oruç*tutan erkeklerle oruç tutan kadınlara namuslarını koruyan erkeklerle kadınlara
Allah bağışlanma ve büyük mükâfat hazırlamıştır.

oruç*tutan erkeklerle oruç tutan kadınlara
Allah bağışlanma ve büyük mükâfat hazırlamıştır.

Mücâdele Sûresi

Kâfirler için elem dolu bir azap vardır.

Tahrim Sûresi

o sizi boşarsa, Rabbi ona, sizden daha hayırlı, müslüman, inanan, itaat tövbe ve ibadet eden,*oruç*tutan, dul ve bakire eşler verebilir.

Kadir Sûresi

Biz Kur’an’ı Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin bilir misin bin aydan hayırlıdır. Rablerinin izniyle melekler* iner dururlar. O gece, esenlik doludur. Ta fecrin doğuşuna kadar.

murataltug1985 05-16-2018 07:00

ORUÇ İLE İLGİLİ HADİSLER

İslamın Beş Şartından Biri Oruçtur

Resûlullah* buyurdu İslâm beş temel üzerine bina kılınmıştır: Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Resulü olduğuna şahitlik etmek. Namazı kılmak, zekâtı vermek, Allah’ın evi Kâbe’yi haccetmek ve Ramazan orucunu tutmak.”*

Allah’tan korkunuz

Resûlullah*Vedâ hutbesi’nde şöyle buyurdu
Allah’tan korkunuz. Beş vakit namazınızı kılın Ramazan orucunu tutunu Mallarınızın zekâtını verin Yöneticilerinize itaat edinizki Rabbinizin cennetine giresiniz.”

İnsanın oruç dışında her ameli kendisi içindir

Resûlullah* buyurdu Aziz ve celîl olan Allah İnsanın oruç dışında her ameli kendisi içindir. Oruç benim içindir, mükâfatını ben vereceğim” buyurmuştur.

Oruç kalkandır. Biriniz oruç tuttuğu gün kötü söz söylemesin ve kavga etmesin. Şayet biri kendisine söver ya da çatarsa: ‘Ben oruçluyum’ desin.

Muhammed’in canı kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki, oruçlunun ağız kokusu, Allah katında misk kokusundan daha güzeldir.

Oruçlunun rahatlayacağı iki sevinç vardır: Birisi, iftar ettiği zaman, diğeri orucunun sevabıyla Rabbine kavuştuğu andır.”

Oruçlular Cennette reyyân kapısından girecektir

Nebî* buyurdu: Cennette reyyân kapısı vardır kıyamet günü oradan oruçlulardan başka kimse giremeyecektir. Oruçlular nerede? diye çağrılınca Onlar kapıdan girerler ve başkası asla giremez. Oruçlular girince kapı kapanır kimse* giremez

Resûlullah* buyurdu Allah rızâsı için bir gün oruç tutan kimseyi Allah Teâlâ,*oruç sebebiyle cehennem ateşinden yetmiş yıl uzak tutar.”

Resûlullah* buyurdu:“Kim, faziletine inanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek ramazan orucu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır.”

Oruçlu kimse ile çekişmesin

Nebî* buyurdu Kim yalan konuşmayı ve yalan
işi yapmayı terketmezse,* Allah o kimsenin yemesini, içmesini bırakmasına kıymet vermez.”

Ramazandan bir iki gün önce oruç tutmayın

Nebî*buyurdu bir-iki gün öncesinden oruç tutarak ramazanı karşılamayın. belli günlerde oruç tutmayı âdet edinmiş kimse, o gün orucunu tutsun.”

Nice oruç tutanlar vardır ki, orucundan kendisine kuru bir açlıktan başka bir şey kalmaz!

Geceleri nice namazkılanlar vardır ki, namazdan kendilerine kalan yalnız uykusuzluktur.”*

Resûlullah* buyurdu Ramazan hilâlini görünce oruç tutunuz. Şevval hilâlini görünce* oruca son verin Ramazanın başlangıcı bulutlu bir güne rastlarsa, şâbanı otuza tamamlayın

Oruç tut sıhhat bul

Rasûlullah buyurdu Oruç tutunuz ki,*madden ve mânen sıhhat bulasınız!”*

Efendimiz buyurmuşlardır Mü’min öldüğü zaman, namazı baş ucunda, zekâtı sağında, orucu solunda bulur.”*

Oruç kalkandır

Allâh Rasûlü Oruç, oruçluya yakışmayan şeylerle zedelenmedikçe tutan için bir kalkandır.”*buyurdu.

Ashâb-ı Kirâm:*Orucu* ne ile zedeler?”diye sorunca Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:*“Yalan ve gıybetl…”*cevâbını verdi

Nebî*aleyhi ve sellem buyurdu unutarak bir şey yer veya içersen orucunu tamamla. Çünkü onu Allah yedirmiş ve içirmiştir.”

İbni Sabire*ra Ey Allah’ın Resûlü! Bana abdesti* anlat! dedi Güzelce abdest al, parmak aralarına suyu ulaştır. Oruçlu olmadığında suyu burnuna iyice çek!” buyurdu.

Resûlullah* buyurdu Ramazan ayı cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar bağlanır.”

“Ramazan ayının son on günü gelince, Resûlullah*geceleri ibadet eder, ailesini uyandırır, kulluğa soyunup paçaları sıvardı.”

Resûllullah*insanların en cömerdi idi. en cömert olduğu an da ramazanda Cebrâil* ile buluştuğu zamanlardı. Cebrâil*aleyhisselâm, ramazanın her gecesinde Hz. Peygamber ile buluşur, Kur’an okurlardı.

Resûlullah*Cebrâil ile buluştuğunda, esmek için engel tanımayan bereketli rüzgâr daha cömert davranırdı.”

Ramazan ayının son on gününde Resûlullah*geceleri* ihyâ eder, ev halkını uyandırır, ibadete soyunarak eşleriyle ilişkiyi keserdi.

Resûlullah buyurdu Büyük günahlardan kaçınılması halinde, beş vakit namaz, iki cuma ve iki ramazan,* küçük günahlara kefârettir.”

Nebî aleyhi ve sellem*buyurdu Ramazan ayında yapılan umre,* bir hac sayılır, yahut*benimle birlikte yapılmış bir haccın yerini tutar.”

“Eğer kullar, Ramazanın fazîletlerini bilselerdi, bütün senenin Ramazan olmasını temennî ederlerdi…”*buyruluyor.

Resûlullah buyurdu Sahur yapınız, sahurda bolluk-bereket vardır.”

Zeyd*ra dedi ki: Resûlullah*ile sahur yemeği yedik sabah namazını kıldık. Sahur yemeği ile sabah namazı arasında ne Elli âyet okuyacak kadar zaman geçdi.

Resûlullahın* iki müezzini vardı: Resûlullah* buyurdu Bilâl geceleyin erkence ezan okur. Siz İbni Mektûm ezan okuyuncaya kadar yiyiniz.“Bu ikisinin arasındaki zaman, biri inip diğeri çıkıncaya kadar geçen vakitten ibaretti” demiştir.

Nebî* aleyhi ve sellem buyurdu: Kim bir oruçluyu iftar ettirirse, oruçlu kadar sevap kazanır. Oruçlunun sevabından* eksilmez.”*

Oruç açmakta acele ediniz

Resûlullah* buyurdu Oruç açmakta acele ettikleri sürece müslümanlar hayır üzere yaşarlar.”

Âişe*radıyallahu anhâya soruldu ashâbından iki kişi hayırdan geri kalmıyorlar. Ancak* biri akşam namazı ve oruç açmakta acele ediyor, diğeri akşam namazını ve iftarı geciktiriyor, dedi.hz Âişe:
Resûlullah Akşam namazını kılmakta ve oruç açmakta acele ederdi buyurdu

Resûlullah*dedi ki: Allah Teâlâ şöyle buyurdu:*Kullarımın bana en sevgili olanı, oruç açmakta acele davranandır.” (Tirmizî, Savm 13)

Nebî*aleyhi ve sellem buyurdu: orucunuzu hurma ile açın. Hurma bulamazsanız, su ile iftar edin Su temizdir.”

Resûlullah*akşam namazından önce taze hurma ile orucunu açardı. Taze hurma bulamazsa, kuru bir hurmacıkla iftar ederdi. Kuru hurma bulamazsa, birkaç yudum su içerdi.

Resûlullah buyurdu Kim ramazanın faziletine inanarak sevabını Allah’tan bekleyerek terâvih namazını kılarsa, geçmiş günahları bağışlanır.”*

Efendimiz buyurur Allâh Teâlâ Ramazan’da orucu farz kıldı, ben de terâvîh namazını sünnet kıldım.”*

Nebî*aleyhi ve sellem* buyurdu Faziletine inanarak karşılığını Allah’tan bekleyerek Kadir gecesini değerlendiren kişinin geçmiş günahları bağışlanır.”

Kadir Gecesini Ramazanın son 7 gecesi arayın

bir grup sahâbî, rüyalarında Kadir gecesinin ramazan’ın son yedi gecesinde olduğunu görmüşler ve* Peygamber’e bildirmişlerdi. Resûlullah*şöyle buyurdu Kadir gecesini arayan onu ramazanın son yedi gecesinde arasın!”

Kadir Gecesini Ramazanın son 10 günü arayın

Resûlullah*ramazan ayının son on gününde câmiye kapanır ibadete soyunur ve şöyle buyururdu:
Kadir gecesini ramazanın son on günü içinde arayınız!”*

Peygamberimiz ramazan ayının son on günü* geceleri* ihyâ eder, ev halkını uyandırır ibadete soyunur ve eşleriyle ilişkiyi keserdi.

Âişe*ra*Ey Allah’ın Resulü! Kadir gecesinde nasıl dua edeyim? diye sordu efendimiz Allahım! Sen çok affedicisin, affetmeyi seversin. Beni bağışla! diye dua et” buyurdu.

Resûlullah* ramazanda diğer aylardan daha fazla çalışırdı. Ramazanın son on gününde de ramazanın öteki günlerinden daha fazla ibadet ederdi.

Resûlullah*ramazanın son on gününde i’tikâfa çekilirdi. Vefatından sonra eşleri itikâfa girmeye devam ettiler.

Peygamberimiz fitreyi farz kılmıştır

“Hz. Peygamber fitreyi köle, erkek, kadın, küçük ve büyüklere farz kılmış ve insanlar bayram namazına çıkmadan önce verilmesini emretmiştir.”

Fitre Bayram namazından önce verilir

Hz. Peygamber fitrenin, Bayram Namazından** önce verilmesini emretmiştir

Hz. Peygamber fıtır sadakasını 1 sâ’* hurma ve 1 sâ’ arpa olmak üzere köle, erkek, kadın, küçük ve büyüklere farz kılmış ve bayram namazından* önce verilmesini emretmiştir.

Peygamberimiz devrinde fitre yiyecek maddelerinden 1 sâ’* verirdi O zaman ki yiyecek arpa, kuru üzüm, hurma ve yağı alınmış peynir idi.”

Rasûlullah oruçluları gereksiz ve çirkin sözlerden arındırmak ve yoksullara yiyecek*sağlamak için fitreyi farz kılmıştır. Fitreyi kim bayramdan önce öderse, bu bir zekât, bayramdan sonra öderse, sadaka olur.”

Rasûlullah (s.a.s) Ramazan Bayramı’ndan önce şöyle buyurdu: “Buğdaydan, arpadan veya hurmadan 1 sâ’ını hür veya köle, küçük veya büyükler için sadaka veriniz.”

Rasûlullah sadaka ve infâkın geniş mânevî bereketini anlatarak buyurmuştur ki Allah bir lokma ekmek, bir avuç hurma ve yoksulun faydalanacağı bir şey vesîlesiyle kişiyi Cennet’ine koyar

Rasûlullah buyurmuştur ki sadakanın verilmesini emreden sadakayı hazırlayan ve Sadakayı veren hizmetçiyi Allah Cennet’ine koyar

Hiçbirimizi unutmayan Allah Teâlâ’ya hamd olsun

Sadaka malı eksiltmez

Allah Rasûlü* buyuruyor Sadaka vermekle mal eksilmez. Allâh Teâlâ, kulunun değerini artırır.

Allâh rızâsı için alçak gönüllü olanı Allâh yüceltir.”*

Sadaka günahların azabını söndürür

Suyun ateşi söndürdüğü gibi sadaka da günahın azâbını söndürür.”*

Sadaka, Rabb’in öfkesini söndürür ve kişiyi kötü ölümden uzaklaştırır.”*

Sadaka ömrü uzatır

Müslümanın verdiği sadaka, ömrü bereketlendirir kötü ölümü önler ve Allah Teâlâ onunla kibri, fakirliği ve övünmeyi giderir.”*

Sadaka belaları önler

“Sadaka vermekte acele edin! Çünkü belâ, sadakanın önüne geçemez.”*

“İnsanlar arasında hüküm verilinceye kadar, herkes sadakasının gölgesinde olacaktır.

Yarım hurmada olsa sadaka ver

“Yarım hurma ile de olsa ateşten korunun. Bunu* bulamayan, güzel ve hoş sözle korunsun.”*

Efendimiz anlatıyor insanlar Hz Îsâ’nın yanına uğradı. Hz Îsâ yanındakilere Bunlardan biri, Allah dilerse bugün ölecek!”*buyurdu.Akşam olunca insanlar odun demetleriyle Hazret-i Îsâya geldiler. Îsâ: Odunları yere bırakın!”*buyurdu. öleceğini söylediği kişiye Odun demetini çöz buyurdu. Ve siyah bir yılan çıktı. Hazret-i Îsâ Bugün hangi sâlih ameli işledin?”*diye sordu. Bugün amel işlemedim!
fakat elimde bir ekmek parçasını. yoksula verdim.”*dedi. Hazret-i Îsâ: İşte bu sâyede belâ senden uzaklaştırılmış!”*buyurdu.

Sadakasız cennet zor

Beşîr ra anlatır Nebiyy-i Efendimiz’e bey’at* için geldim. şehâdeti, namazı, zekâtı, haccetmemi, oruç tutmamı ve Allah yolunda cihâd etmemi şart koştu.şöyle dedim Ey Allâh’ın Rasûlü! Vallâhi* cihâd ve sadakaya gücüm yetmez. Ancak cihad etmeyenin Allâh’ın gazabına uğrayacağını söylüyorlar cihâd meydanında ,nefsimin korkuyla ölmeyi istememesinden endişe ediyorum. Sadakaya gelince, küçük bir koyun sürüsü ve on deveden başka bir şeyim yoktur. Onlar da âilemin binek hayvanlarıdır. Rasûlullah -buyurdu Cihâd yok, sadaka yok, peki ne ile Cennet’e gireceksin?!”
Yâ Rasûlâllah, Sana bey’at ediyorum!”dedim ve bütün şartlar üzerine bey’at ettim.

Resûlullah*Kur’an okuyunuz. Çünkü Kur’an, kıyametde okuyanlara şefaatçı olarak gelecektir”*buyurdu

Resûlullah buyurdu Kim Kur’ân-ı Kerîm’den bir harf okursa, onun için bir iyilik sevabı vardır. Her iyiliğin karşılığı on sevaptır. elif bir harftir lâm bir harftir, mîm de bir harftir.”*

murataltug1985 05-16-2018 07:01

RAMAZAN AYINDAKİ* FAZİLETLİ* İBADETLER

Ramazan ayında okunan Kur'ân'ın her bir harfine binler sevap yazılır

Ramazan ayı "Kur'ân ayı"dır. Diğer semavî kitaplar da Ramazan ayında indirilmiştir.

Her bir Kur'ân harfine normal vakitte on sevap varken Ramazan-ı şerifte binler sevap verilir.

Her Ramazan ayına Cebrail (as) Kur'ân'ı baştan sonra okur Efendimiz (asm) dinlerdi. Sonra da Peygamber Efendimiz mescidde sahabelere okur Hz. Cebrail de yanında bulunurdu. Bu hadiseye "arda" denilirdi.

Teravih namazı"nı kılan günahlardan temizlenir.

Resulullah buyurdu Allah(cc) Ramazan orucunu farz kıldı. Ben de gece ibadetini teravih namazını sünnet kıldım.

Kim, faziletine inanarak ve alacağı mükâfatı Allah'dan (cc) umarak orucunu tutup, gece ibadetini yaparsa, anasından doğduğu gün gibi günahlarından kurtulur.


Ramazan Ayında Dualar

دعاء اليوم الاول:*اللهمَ اجْعلْ صِيامي فيه صِيام الصّائِمينَ وقيامي فيهِ قيامَ القائِمينَ ونَبّهْني فيهِ عن نَومَةِ الغافِلينَ وهَبْ لي جُرمي فيهِ يا الهَ العالَمينَ واعْفُ عنّي يا عافياً عنِ المجْرمينَ.
Allahummec'al siyamî fîhi siyam'es-saimîn ve giyamî fîhi giyam'el-gâimîn ve nebbihnî an nevmet'il-ğâfilîn ve heb lî curmî fîhi ya ilâh'el-âlemin ve'fu annî ya âfiyen an'il-mucrimîn."

Allah'ım tuttuğum orucu ve ibadetimi gerçek ibadet edenlerin ibadeti gibi kıl; beni gafillerin uykusundan uyandır; suçumu bağışla; ey âlemlerin ilâhı! Affet beni, ey suçları affeden. Rabbim!

دعاء اليوم الثاني:*اللهمّ قَرّبْني فيهِ الى مَرْضاتِكَ وجَنّبْني فيهِ من سَخَطِكَ ونَقماتِكَ ووفّقْني فيهِ لقراءةِ آياتِكَ برحْمَتِكَ يا أرْحَمَ الرّاحِمين.
Allahumme garribnî fîhi ilâ merzâtike ve cennibnî fîhi min sehatike ve negimatike ve veffignî fîhi li-girâeti âyâtike bi-rahmetike ya erhem'er-râhimîn."

Allah’ım Bu* beni hoşnutluğuna yakınlaştır gazap ve azadan uzaklaştır. ayetlerini okumaya muvaffak kıl rahmetin hakkına ey merhametlilerin en merhametlisi.

دعاء اليوم الثالث:*اللهمّ ارْزُقني فيهِ الذّهْنَ والتّنَبيهَ وباعِدْني فيهِ من السّفاهة والتّمْويهِ واجْعَل لي نصيباً مِنْ كلّ خَيْرٍ تُنَزّلُ فيهِ بِجودِكَ يا أجْوَدَ الأجْوَدينَ
Allahummerzugnî fîh'iz-zihne ve't-tenbîh ve bâidnî fîhi min'es-sefâheti ve't-temvîh vec'al lî nesîben min kulli hayrin tunzilu fîh, bi-cûdike ya ecved'el ecvedîn."

Allah'ım bana zekâ ve uyanıklık ibadet ve itaat ver; beni cahillik ve batıldan uzaklaştır. indirdiğin her hayırdan nasip ayır; cömertliğin hakkına ey cömertlerin en cömerdi!

دعاء اليوم الرابع:*اللهمّ قوّني فيهِ على إقامَةِ أمْرِكَ واذِقْني فيهِ حَلاوَةَ ذِكْرِكَ وأوْزِعْني فيهِ لأداءِ شُكْرَكَ بِكَرَمِكَ واحْفَظني فيهِ بِحِفظْكَ وسِتْرِكَ يا أبْصَرَ النّاظرين
Allahumme gavvinî fîhi alâ igameti emrik ve ezignî fîhi halâvete zikrik ve evzi'nî fîhi li-edâi şukrik bi-keramik vehfeznî fîhi bi-hifzike ve sitrik, ya ebsar'an-nâzirîn."

Allah’ım emrini uygulamak için beni güçlendir; zikrinin güzel tadını bana tattır; kereminle şükrünü eda etmek için hazırla hıfzın ve örtünle beni günah ve beladan koru; ey basiretlilerin en basiretlisi

دعاء اليوم الخامس:*اللهمّ اجْعَلْني فيهِ من المُسْتَغْفرينَ واجْعَلْني فيهِ من عِبادَكَ الصّالحينَ القانِتين واجْعَلْني فيهِ من اوْليائِكَ المُقَرّبينَ بِرَأفَتِكَ يا ارْحَمَ الرّاحِمين.
Allahummecalnî fîhi min'el-musteğfirîn, vec'alnî fîhi min ibâdik'es-sâlihîn'el-gânitîn, vec'alnî fîhi min evliyâik'el-mugarrabîn, bira'fetike ya erham'er-râhimîn."

Allah'ım beni mağfiret dileyenlerden, sana itaat eden salih kullarından ve velilerinden kıl; lütuf ve şefkatin hakkında ey merhametlilerin en merhametlisi

دعاء اليوم السادس:*اللهمّ لا تَخْذِلْني فيهِ لِتَعَرّضِ مَعْصِتِكَ ولا تَضْرِبْني بِسياطِ نَقْمَتِكَ وزَحْزحْني فيهِ من موجِباتِ سَخَطِكَ بِمَنّكَ وأياديكَ يا مُنْتهى رَغْبةَ الرّاغبينَ
Allahumme la tehzulnî fîhi li-tearruzi ma'siyetik, velâ tazribnî bi-siyâti negimetik, ve zehzihnî fîhi min mûcibâti sehatike, bi-mennike ve eyâdîke, ya muntehâ rağbet'ir-râğibîn."

Allah'ım! günahtan ötürü beni yalnız bırakma; azap kırbacınla cezalandırma gazabından* uzaklaştır;
sonsuz- lütfün ve nimetlerin hakkına, ey insanların en büyük arzusu!

دعاء اليوم السابع:*اللهمّ اعنّي فيهِ على صِيامِهِ وقيامِهِ وجَنّبني فيهِ من هَفَواتِهِ وآثامِهِ وارْزُقْني فيهِ ذِكْرَكَ بِدوامِهِ بتوفيقِكَ يا هاديَ المُضِلّين
Allahumme einnî fîhi alâ siyamihi ve giyamih, ve cennibnî fîhi min hefevatihi ve asamih, verzugnî fîhi zikreke bi-devamihi, bi-tevfigike ya hadiy'el-muzillîn."

Allah'ım oruç tutup ibadete durmam için yardımcı ol; günahlardan beni uzaklaştır;* sürekli olarak seni zikretmeyi nasip eyle; tevfikinle ey yolunu şaşanlara hidayet eden!

دعاء اليوم الثامن:*اللهمّ ارْزُقني فيهِ رحْمَةَ الأيتامِ وإطْعامِ الطّعامِ وإفْشاءِ السّلامِ وصُحْبَةِ الكِرامِ بِطَوْلِكَ يا ملجأ الآمِلين.
Allahummerzugnî fîhi rahmet'el-eytami ve it'am'et-taam ve ifşa'es-selâm ve suhbet'el-kiram, bi-tavlike ya melce'el-amilîn."

Allah’ım! öksüzlere merhamet etmeyi, fakirlerin- karnını doyurmayı, karşıma çıkan herkese Selâm vermeyi ve değerli insanlarla oturup kalkmayı nasip eyle; iyilik ve ihsanınla, ey arzu edenlerin sığınağı

دعاء اليوم التاسع:*اللهمّ اجْعَلْ لي فيهِ نصيباً من رَحْمَتِكَ الواسِعَةِ واهْدِني فيهِ لِبراهِينِكَ السّاطِعَةِ وخُذْ بناصيتي الى مَرْضاتِكَ الجامِعَةِ بِمَحَبّتِكَ يا أمَلَ المُشْتاقين.
Allahummec'al lî fîhi nasiben min rahmetik'el-vasia, vehdinî fîhi li-berahinik'es-satia, ve huz bi-nasiyetî ila merzatik'el-camia, bi-mehabbetike ya emel'el-muştagîn."

Allah’ım! rahmetinden beni nasipsiz* açık delil ve burhanlarını göster ve beni alıp en kapsamlı hoşnutluğa götür; muhabbetinle ey* insanların arzusu

دعاء اليوم العاشر:*اللهمّ اجْعلني فيهِ من المُتوكّلين عليكَ واجْعلني فيهِ من الفائِزينَ لَدَيْكَ واجْعلني فيهِ من المُقَرّبينَ اليكَ بإحْسانِكَ ياغايَةَ الطّالِبين.
Allahummec'alnî fîhi min'el-mutevekkilîne aleyke, vec'alni fîhi min'el-faizîne ledeyke, vec'alnî fîhi min'el-mugarrabîne ileyke, bi-ihsanike ya ğayet'et-talibîn."

Allah’ım! sana tevekkül edenlerden, sana göre saadete erişenlerden ve sana yakınlaşan kimselerden kıl; ihsanınla ey arayanların en büyük talebi

دعاء اليوم الحادي عشر:*اللهمّ حَبّبْ اليّ فيهِ الإحْسانَ وكَرّهْ اليّ فيهِ الفُسوقَ والعِصْيانَ وحَرّمْ عليّ فيهِ السّخَطَ والنّيرانَ بِعَوْنِكَ يا غياثَ المُسْتغيثين.
Allahumme habbib ileyye fîh'il-ihsan, ve kerrih ileyye fîh'il-fusûge ve'l-isyan, ve harrim aleyye fîh'is-sehate ve'n-nîran, bi-avnike ya ğiyas'el-musteğisîn."

Allah’ım! iyilik ve ihsanı sevdir; fısk ve günahtan nefret ettir; gazabını ve cehennem- ateşini haram kıl; yardımınla ey imdat isteyenlerin imdadı

دعاء اليوم الثاني عشر:*اللهمّ زَيّنّي فيهِ بالسّتْرِ والعَفافِ واسْتُرني فيهِ بِلباسِ القُنوعِ والكَفافِ واحْمِلني فيهِ على العَدْلِ والإنْصافِ وامِنّي فيهِ من كلِّ ما أخافُ بِعِصْمَتِكَ يا عِصْمَةَ الخائِفين.
Allahumme zeyyinnî fîhi bi's-sitri ve'l-ifaf, vesturnî fîhi bi-libas'il-gunûi ve'l-kifaf, vehmilnî fîhi ala'l-adli ve'l-insaf, ve aminnî fîhi min kulli ma ehafu bi-ismetike ya ismet'el-haifin."

Allah’ım örtü ve iffetinle ziynetlendir kanaat ve yetinme libasını giydir; beni adalet ve insafa sevk et ve korktuğum her şeyden emniyete al; koruma ve ismetinle; ey korkanları koruyan -Rabbim-

دعاء اليوم الثالث عشر:*اللهمّ طَهّرني فيهِ من الدَنَسِ والأقْذارِ وصَبّرني فيهِ على كائِناتِ الأقْدارِ ووَفّقْني فيهِ للتّقى وصُحْبةِ الأبْرارِ بِعَوْنِكَ يا قُرّةَ عيْنِ المَساكين
Allahumme tahhirnî fîhi min'ed-denesi ve'l-egdar, ve sabbirni fîhi alâ kainat'il-egdar, ve veffignî fîhi li't-tuga ve suhbet'el-ebrar, bi-avnike ya gurrete ayn'il-mesakîn."

Allah'ım! beni maddi ve manevi kir ve pislikden temizle beni sabırlı kıl. takvalı olmaya ve iyi insanlarla arkadaşlık yapmaya* muvaffak eyle yardımınla, ey zavallı ve miskin insanların göz nuru!

دعاء اليوم الرابع عشر:*اللهمّ لا تؤاخِذْني فيهِ بالعَثراتِ واقِلْني فيهِ من الخَطايا والهَفَواتِ ولا تَجْعَلْني فيه غَرَضاً للبلايا والآفاتِ بِعِزّتِكَ يا عزّ المسْلمين.
Allahumme la tuahiznî fîhi bi'l-aserat, ve egilnî fîhi min'el-hataya ve'l-hefevat, vela tec'alnî fîhi ğarazan li'l-belaya vel-afat, bi-izzetike ya izz'el-muslimîn."

Allah'ım! ayak sürçmelerimi cezalandırma; hata ve yanlışlarımı bağışla.* beni bela ve afetlerin hedefi etme; izzetinle, ey Müslümanların izzeti!

دعاء اليوم الخامس عشر:*اللهمّ ارْزُقْني فيهِ طاعَةَ الخاشِعين واشْرَحْ فيهِ صَدْري بإنابَةِ المُخْبتينَ بأمانِكَ يا أمانَ الخائِفين.
Allahummerzugnî fîhi taat'el-haşiîn, veşreh fîhi sadrî bi-inabet'il-muhbitîn, bi-emanike ya eman'el-haifîn."

Allah'ım! huşu ehlinin itaatini nasip eyle; mütevazı insanlar gibi dönüş yapıp tövbe etmemle göğsümü genişlet; emanınla, ey korkanların emanı ve güveni!

دعاء اليوم السادس عشر:*اللهمّ وَفّقْني فيهِ لِموافَقَةِ الأبْرارِ وجَنّبْني فيهِ مُرافَقَةِ الأشْرارِ وأوِني فيهِ بِرَحْمَتِكَ الى دارِ القَرارِبالهِيّتَكِ يا إلَهَ العالَمينِفين.
Allahumme veffignî fîhi li-muvafeget'il-ebrar ve cennibnî fîhi murafagat'el-eşrar, ve avinî fîhi bi-rahmetike ila dar'il-garari bi-ilahiyyetike ya ilah'el-alemîn."

Allah'ım iyi insanlarla arkadaş olmaya muvaffak kıl ve kötüden uzaklaştır. Rahmetinle ebediyet ve sükûnet yurdu cennette- yer ver; ilahlığın hakkına, ey âlemlerin ilahı!

دعاء اليوم السابع عشر:*اللهمّ اهْدِني فيهِ لِصالِحِ الأعْمالِ واقْضِ لي فيهِ الحَوائِجَ والآمالِ يا من لا يَحْتاجُ الى التّفْسير والسؤالِ يا عالِماً بما في صُدورِ العالَمين صَلّ على محمّدٍ وآلهِ الطّاهِرين.
Allahummehdinî fîhi li-salih'il-e'mali, vegzi lî fîh'il-havaice ve'l-amal. Ya men la yehtacu ile't-tefsiri ve's-sual. Ya alimen bima fî sudur'il-âlemin, salli alâ Muhammedin ve Âlih'it-tahirin."

Allah'ım! salih amellere hidayet et* hacet ve arzularıma kavuştur. Ey açıklamaya ve sormaya ihtiyacı olmayan; ey âlemdekilerin göğsünde bulunanları içinde geçenleri bilen –Rabbim-! Muhammed'e ve onun tertemiz Ehlibeyti'ne rahmet et.

دعاء اليوم الثامن عشر:*اللهمّ نَبّهْني فيهِ لِبَرَكاتِ أسْحارِهِ ونوّرْ فيهِ قلبي بِضِياءِ أنْوارِهِ وخُذْ بِكُلّ أعْضائي الى اتّباعِ آثارِهِ بِنورِكَ يا مُنَوّرَ قُلوبِ العارفين.
Allahumme nebbihnî fîhi li-berakati esharih, ve nevvir fîhi galbî bi-ziyai envarih, ve huz bi-kulli â'zâî ile't-tibai asarih, bi-nûrike ya munevvira gulûb'il-arifîn."

Allah'ım! bereketlerinden yararlanmak için beni uyandır; nurlarınla kalbimi aydınlat uzuvlarımı eser ve bereketlerinden yararlandır; nurun ile, ey ariflerin gönüllerini aydınlatan!

دعاء اليوم التاسع عشر:*اللهمّ وفّرْ فيهِ حَظّي من بَرَكاتِهِ وسَهّلْ سَبيلي الى خَيْراتِهِ ولا تَحْرِمْني قَبولَ حَسَناتِهِ يا هادياً الى الحَقّ المُبين.
Allahumme veffir fîhi hazzî min berakatih, ve sehhil sebîlî ila hayratih, vela tehrimnî gabûle hasenatih, ya hadiyen ile'l-hagg'il-mubîn."

Allah'ım!* bereketlerinden nasibimi bol et; hayırlarına ulaşmami kolaylaştır; iyi amellerimin kabulünden beni mahrum bırakma; ey hakka hidayet eden -Rabbim-!

دعاء اليوم العشرين:*اللهمّ افْتَحْ لي فيهِ أبوابَ الجِنانِ واغْلِقْ عَنّي فيهِ أبوابَ النّيرانِ وَوَفّقْني فيهِ لِتِلاوَةِ القرآنِ يا مُنَزّلِ السّكينةِ في قُلوبِ المؤمِنين.
Allahummefteh lî fîhi ebvab'el-cinan, ve eğlig annî fîhi ebvab'en-nîran, ve veffignî fîhi li-tilavet'il-gur'an, ya munzil'es-sekîneti fî gulûb'il-mu'minîn."

Allah'ım! cennet kapılarını aç; cehennem kapılarını -yüzüme- kapat; Kur'ân okumaya* muvaffak kıl; ey müminlerin kalplerine sükunet ve huzur indiren -Yüce Allah-!

دعاء اليوم الحادي والعشرين:*اللهمّ اجْعَلْ لي فيهِ الى مَرْضاتِكَ دليلاً ولا تَجْعَل للشّيْطان فيهِ عليّ سَبيلاً واجْعَلِ الجَنّةِ لي منْزِلاً ومَقيلاً يا قاضي حَوائِجَ الطّالِبين.
"Allahummec'al lî fîhi ila merzatike delîla, vela tec'al li'ş-şeytani fîhi aleyye sebîla, vec'al'il-cennete lî menzilen ve megîla, ya gaziye havaic'it-talibîn."

Allah'ım! beni hoşnutluğuna kılavuz kıl* Şeytan'ı bana ulaştırma;* yerleşeceğim ve rahat edeceğim yeri cennet kıl; ey arayanların hacetlerini yerine getiren -Rabbim-!

دعاء اليوم الثاني والعشرين:*اللهمّ افْتَحْ لي فيهِ أبوابَ فَضْلَكَ وأنْزِل عليّ فيهِ بَرَكاتِكَ وَوَفّقْني فيهِ لِموجِباتِ مَرْضاتِكَ واسْكِنّي فيهِ بُحْبوحاتِ جَنّاتِكَ يا مُجيبَ دَعْوَةِ المُضْطَرّين.
Allahummefteh lî fîhi ebvabe fazlik, ve enzil aleyye fîhi berakatik, ve veffignî fîhi li-mucibati merzatik, ve eskinnî fîhi buhbûhati cennatik, ya mucîbe davet'il-muztarrîn."

Allah'ım! Fazl-ü rahmet kapılarını yüzüme aç; bereketlerini üzerime indir beni hoşnutluğuna* muvaffak kıl; beni cennetlerinin ortasına yerleştir; ey perişanların duasını kabul eden -Allah-!

دعاء اليوم الثالث والعشرين:*اللهمّ اغسِلْني فيهِ من الذُّنوبِ وطَهِّرْني فيهِ من العُيوبِ وامْتَحِنْ قَلْبي فيهِ بِتَقْوَى القُلوبِ يا مُقيلَ عَثَراتِ المُذْنِبين.
Allahummeğsilnî fîhi min'ez-zunûb, ve tahhirnî fîhi min'el-uyûb, vemtehin galbî fîhi bi-tegv'el-gulûb, ya mugîle eserat'il-muznibîn."

Allah'ım! günah ve kusurlardan beni yıkayıp temizle; kalb imtihanında kalp takvası ver; ey günahkârların sürçmelerini bağışlayan Rabbim-!

دعاء اليوم الرابع والعشرين:*اللهمّ إنّي أسْألُكَ فيه ما يُرْضيكَ وأعوذُ بِكَ ممّا يؤذيك وأسألُكَ التّوفيقَ فيهِ لأنْ أطيعَكَ ولا أعْصيكَ يا جَوادَ السّائلين.
Allahumme innî es'eluke fîhi ma yurzîk, ve eûzu bike mimma yu'zîk, ve es'eluk'et-tevfîge fîhi lien utîake vela a'siyek, ya cevad'es-sailîn."

Allah'ım!* seni razı edecek şeyleri senden diliyor seni rahatsız edecek şeylerden sana sığınıyorum. -Allah'ım!- sana itaat edip karşı gelmemek için tevfik ve yardım diliyorum; el el açıp dilenenlere cömert davranan –Rabbim-!

دعاء اليوم الخامس والعشرين:*اللهمّ اجْعَلْني فيهِ محبّاً لأوْليائِكَ ومُعادياً لأعْدائِكَ مُسْتَنّاً بِسُنّةِ خاتَمِ انْبيائِكَ يا عاصِمَ قُلوبِ النّبييّن.
Allahummec'alnî fîhi muhibben li-evliyaik, ve muadiyen li-e'daik, mustennen bi-sunneti hatemi enbiyaik, ya asime gulûb'in-nebiyyîn."

Allah'ım! Beni velilerini seven, düşmanlarına düşmanlık besleyen ve peygamberlerinin sonuncusu -Muhammed Mustafa'nın* sünnetine uyan kimselerden kıl; ey peygamberlerin kalplerini koruyan -Yüce Allah-!

دعاء اليوم السادس والعشرين:*اللهمّ اجْعَل سَعْيي فيهِ مَشْكوراً وذَنْبي فيهِ مَغْفوراً وعَملي فيهِ مَقْبولاً وعَيْبي فيهِ مَسْتوراً يا أسْمَعِ السّامعين.
Allahummec'al sa'yî fîhi meşkûran ve zenbî fîhi mağfûran ve amelî fîhi magbûlen ve aybî fîhi mestûra, ya esme'as-samiîn."

Allah'ım!* çabamı mükâfatlandır; günahımı bağışla; amelimi kabul buyur ve gözümü günahlara- kapa; ey duyanların en iyi duyanı!

دعاء اليوم السابع والعشرين:*اللهمّ ارْزُقْني فيهِ فَضْلَ لَيْلَةِ القَدْرِ وصَيّرْ أموري فيهِ من العُسْرِ الى اليُسْرِ واقْبَلْ مَعاذيري وحُطّ عنّي الذّنب والوِزْرِ يا رؤوفاً بِعبادِهِ الصّالِحين.
Allahummerzugnî fîhi fazle leylet'il-gadri ve sayyir umûrî fîhi min'el-usri ile'l-yusr, vegbel meazîrî ve hutta anni'z-zenbe ve'l-vizr, ya raûfen bi-ibadih'is-salihîn."

Allah'ım!* bana kadir gecesinin sevabını lütfeyle; işlerimi zorluktan kolaylığa dönüştür; mazeretlerimi kabul buyur; günah ve* vebalı üzerimden kaldır; ey salih kullarına şefkatli olan!

دعاء اليوم الثامن والعشرين:*اللهمّ وفّر حظّي فيهِ من النّوافِلِ واكْرِمْني فيهِ بإحْضارِ المَسائِلِ وقَرّبِ فيهِ وسيلتي اليكَ من بينِ الوسائل يا من لا يَشْغَلُهُ الحاحُ المُلِحّين.
Allahumme veffir hazzî fîhi min'en-nevafil, ve ekrimnî fîhi bi-ihzar'il-mesail, ve garrib fîhi vesîletî ileyke min beyn'il-vesail, ya men la yeşğaluhu ilhah'ul-mulihhîn."

Allah'ım! Bu sünnetden nasibimi çoğalt; -dünya ve ahirette- lütuf ve bağışta bulun; vesilemi yakınlaştır bana; ey ısrarla –yalvaranların- ısrarı kendisini –alıkoymayan –Rabbim-!

دعاء اليوم التاسع والعشرين:*اللهمّ غَشّني بالرّحْمَةِ وارْزُقْني فيهِ التّوفيقِ والعِصْمَةِ وطَهّرْ قلْبي من غَياهِبِ التُّهْمَةِ يا رحيماً بِعبادِهِ المؤمِنين.
Allahumme ğaşşinî fîhi bi'r-rahmet, verzugnî fih'it-tevfîga vel-isme, ve tahhir galbî min ğayahib'it-tuhmet, ya rahimen bi-ibadih'il-mu'minîn."

Allah'ım!* rahmetinle beni kapla; iyi amelleri yapmak için- tevfik ve -kötü amellerden- korunma -gücü- lütfeyle ve beni şüphe suç ve karanlıkdan temizle; ey mümin kullarına merhametli olan -Rabbim

دعاء اليوم الثلاثين::*اللهمّ اجْعَلْ صيامي فيهِ بالشّكْرِ والقَبولِ على ما تَرْضاهُ ويَرْضاهُ الرّسولُ مُحْكَمَةً فُروعُهُ بالأصُولِ بحقّ سَيّدِنا محمّدٍ وآلهِ الطّاهِرين والحمدُ للهِ ربّ العالمين.
Allahummec'al siyamî fîhi bi'ş-şukri ve'l-gabûli alâ ma terzahu ve yerzah'ur-resûl, muhkemeten furûuhu bi'l-usûl, bi-haggi seyyidina Muhammedin ve Âlih'it-tahirîn, ve'l-hamdulillahi rabb'il-alemîn."

Allah'ım tuttuğum orucu kendin ve resulün beğendiği şekilde mükâfatlandır bütün övgüler sana efendimiz hz Muhammed ve onun tertemiz Ehlibeytine olsun Ey Rabbim! bütün övgüler âlemlerin rabbi olan Allah'a mahsustur.

murataltug1985 05-19-2018 07:40

Kaynak ulkucudunya.com
16.CÜZ : Kehf suresi

Hızır dedi ki: "Doğrusu sen benimle asla sabredemezsin demedim mi sana?"*Musa dedi ki: Eğer sana bir şey sorarsam bana arkadaş olma
üzerine yine yürüdüler. köy halkından yemek istediler. köy halkı onlardan . Derken yıkılan bir duvar buldular. Hızır onu doğrulttu. Musa "İsteseydin ücret alırdın" dedi.*Hızır dedi ki: "İşte bu, seninle benim aramızın ayrılmasıdır. Şimdi sana sabredemediğini haber vereceğim."*Gemi,bir yoksula aitti. kusurlu kılmak istedim, çünkü ileride sağlam gemiye el koyan bir hükümdar vardı."*
Oğlana gelince, ana-babası mümindi. Çocuğun onları azgınlık ve inkâra sürüklemesinden korktuk."*
İstedik ki Rabbleri ondan daha hayırlı ve daha çok merhamet eden birini versin."**Duvar ise, o şehirde iki yetim oğlana ait idi. Duvarın altında hazine vardı. Babaları iyi bir kimse idi. Rabbin istedi ki iki çocuk erginlik çağlarında Rabbinden rahmet hazinelerini çıkarsınlar. Ve ben bunların hiçbirini kendiliğimden yapmadım. İşte senin sabredemediğin şeyler budur."*

sana Zülkarneyn'den soruyorlar. De ki bir hatıra okuyacağım.biz onu Zülkarneyn'i yeryüzünde iktidar sahibi yaptık ve ona yol verdik.*o yolu tuttu güneşin battığında güneşi,kara bir balçıkta batıyor buldu. Bir de bir kavim buldu. Biz dedik ki: "Ey Zülkarneyn! Onları ya cezalandırırsın veya iyi davranırsın."*O demişti ki: "Kim haksızlık ederse muhakkak azab edeceğiz; Sonra Rabbine geri döndürülecek, O da onu görülmemiş bir azabla cezalandırır."*Amma her kim iman edip iyi bir iş yaparsa, en güzel mükâfat vardır. Biz ona kolaylık gösterir zor işlere koşmayız."*Zülkarneyn yine bir yol tuttu.*İşte Zülkarneyn'in kudret ve saltanatı böyleydi. Ve biz her şeyi bilgimizle kuşatmıştık.*

Nihayet iki dağ arasına ulaştığında hiç söz anlamayan bir kavim buldu.*Dediler ki: "Ey Zülkarneyn! Ye'cuc ve Me'cuc fesat çıkarıyorlar. bizimle onlar arasında bir sed yapman şartıyla sana vergi versek olur mu?"*Dedi ki: "Rabbimin bana servet ve saltanat, sizinkinden hayırlıdır. Bana maddî yardımda bulunun sizinle onlar arasına en sağlam seddi yapayım.*Bana, demir kütleleri getirin." Nihayet dağın ucunu denkleştirdiği vakit: "Ateş yakıp körükleyin" dedi. Demiri ateş koru haline getirince. "Bana erimiş bakır getirin dökeyim" dedi.*Artık Ye'cuc ve Me'cuc bu seti ne aşabildiler ne de delebildiler.*Zülkarneyn dedi ki: "Bu Rabbimin lütfudur. Rabbimin vaadi geldiğinde onu dümdüz yapacaktır. Rabbimin vaadi haktır.*

Biz kıyamet günü onları bırakıvermişizdir. Dalgalar halinde birbirlerine girerler, Sûr'a üfürülmüştür. onların hepsini bir araya toplamışız Ve cehennemi o gün kâfirlere göstereceğiz

Onlar ki, beni hatırlatan âyetlerimden gözleri bir örtü içindeydi. İşitmeye de tahammül edemiyorlardı.*kâfirler, beni bırakıp kullarımı dostlar edineceklerini mi sandılar?

biz cehennemi kâfirlere bir konukluk olarak hazırladık.*

Onların dünya hayatında çalışmaları boşa gitmiştir. Oysa onlar güzel işler yaptıklarını sanıyorlardı.*

onlar, Rabblerinin âyetlerini ve O'nun huzuruna çıkacaklarını inkâr etmişlerdi iyilik amelleri boşa gitmiştir. kıyamet günü onlar için hiçbir ölçü tutturmayız.*

onların cezaları cehennemdir. inkâr etmişler âyetlerimi, peygamberlerimi alaya almışlardır.*

İman edip salih ameller işleyenlere Firdevs cennetleri konak olmuştur.*İçlerinde ebedî kalacaklar, hiç ayrılmak istemeyeceklerdir.*

ey Muhammed Deki: "Eğer Rabbimin sözlerini yazmak için deniz mürekkep olsa, Rabbimin sözleri tükenmeden önce, deniz muhakkak tükenecekti,

De ki: "Ben de sizin gibi bir beşerim. Ne var ki, bana vahyolunuyor. her kim Rabbine kavuşmayı arzu ederse iyi amel işlesin Rabbine yaptığı ibadete hiç kimseyi ortak etmesin."*

Kaynak ulkucudunya.com
MERYEM suresi

Kâf, Hâ, Yâ, Ayn, Sâd.*Bu, Rabbinin, kulu Zekeriyya'ya olan rahmetini anmadır.*

Bir zamanlar o, Rabbine yalvarmıştı.*Ey Rabbim Şüphesiz kemiğim zayıflayıp gevşedi ve başım bembeyaz tutuştu. Sana dua etmekle de ey Rabbim, bedbaht olmadım."*ben, yerime geçecek varislerden endişedeyim. Karım kısır katından bana bir çocuk ihsan et."*bana da mirasçı olsun, Yakub ailesine mirascı olsun. Rabbim, onu sen rızana kavuştur."*

Allah şöyle buyurdu "Ey Zekeriyya! Şüphesiz sana Yahya isminde bir oğlanı müjdeliyoruz. Bundan önce ona adaş yapmadık."*Zekeriyya: "Rabbim Karım kısır, ben kocamışken nasıl oğlum olabilir?" dedi. Rabbin buyurdu ki, bu işi yapmak kolaydır. bundan önce seni yarattım. sen hiçbir şey değildin."* Zekeriyya şöyle dedi: "Rabbim alâmet ver." Allah: "Senin alâmetin, sapasağlam halde, üç gün, üç gece insanlarla konuşamaz hale gelmendir." buyurdu.*Nihayet konuşamayınca mihrabdan çıktı kavmine "Sabah akşam Rabbinizi tesbih edin" diye işaret etti.*

Ey Yahya! Kitaba kuvvetle sarıl" dedik ve çocukken ona hikmet verdik.*katımızdan merhamet günahdan paklık verdik, o çok takva sahibi idi.*
Anne ve babasına iyi davranan idi, zorba ve isyankâr değildi.Doğduğu gün, öleceği gün ve dirileceği gün ona selam olsun.*

Ey Muhammed Kur'ân'daki Meryem kıssasını an insanlara anlat o, ailesinden ayrılarak evine çekilmişti.*ailesiyle kendisi arasına perde koymuştu. Biz meleğimiz Cebraili gönderdik ona insan şeklinde göründü.*Meryem: "Ben senden Rahmân a sığınırım. Allah'dan korkuyorsan dokunma bana" dedi.*Melek: "Ben, sana temiz bir oğlan bağışlamak için, Rabbinin gönderdiği elçiyim" dedi.*Meryem: "Benim nasıl çocuğum olabilir? Bana insan dokunmamıştır. iffetsiz değilim" dedi.*Melek: dediğin gibidir. Ancak Rabbin buyurdu ki: babasız çocuk vermek, bana kolaydır. biz onu insanlara bir mucize ve rahmet kılacağız. bu ezelde kararlaştırılmış bir iştir." dedi.*Nihayet Allah'ın emri gerçekleşti Meryem İsa'ya gebe kaldı ve o uzak bir yere çekildi.*

doğum sancısı onu bir hurma dalına tutunup dayanmaya zorladı. "Keşke ölseydim de unutulup gitseydim" dedi.*Melek, Meryem'e, aşağı tarafından seslendi. "Sakın üzülme, Rabbin alt tarafında bir ırmak akıttı.Hurma dalını kendine doğru silkele, üzerine devşirilmiş taze hurmalar dökülsün."*
Ye, iç, gözün aydın olsun. Eğer insanlardan birini görürsen, ben Rahmâna bir oruç adadım bugün hiç kimseyle konuşmayacağım" de.*

Meryem İsa'yı yüklenerek kavmine getirdi. Onlar hayretler içinde dedilerki: "Ey Meryem sen görülmemiş bir şey yaptın.Ey Harun'un kızkardeşi Senin baban kötü bir adam değildi, annen iffetsiz bir kadın değildi."*Meryem çocuğu gösterdi. "Biz beşikteki çocukla nasıl konuşuruz?" dediler.*
Allah'ın bir mucizesi olarak İsa şöyle dedi: "Şüphesiz ben Allah'ın kuluyum. O bana kitab verdi ve beni bir peygamber yaptı."*Beni, mübarek kıldı. Hayatta bulunduğum müddetçe namaz kılmamı zekat vermemi emretti."*anneme hürmetkar kıldı. zorba ve isyankar yapmadı."*Doğduğum gün, öleceğim gün ve dirileceğim gün selam ve emniyet benim üzerimedir."*İşte Meryemoğlu İsa'ya dair Allah'ın sözü budur.*

Çocuk edinmek asla Allah'ın şanına yakışmaz. O bundan münezzehtir. O, bir şeyin olmasını dilerse, ona sadece "ol" der, o da oluverir.*

Şüphesiz benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz Allah'tır. O halde ona ibadet edin, işte dosdoğru yol budur."*

yahudi ve hıristiyanlar ihtilafa düştüler. O büyük dehşetli günü görecek kâfirlerin vay haline!*

zalimler apaçık bir sapıklık içindedirler.*

Ey Muhammed İnsanları pişmanlık duyacağı kıyamet günü ile uyar. Onlar gaflet içindedirler, iman etmezler.*

Şüphesiz bütün yeryüzü ve üzerindekiler mutlaka bize döndürüleceklerdir.*

Kur'ân'da İbrahim'i kıssasını an. Şüphesiz o, sıddık özü, sözü doğru bir peygamberdi.*O babasına Babacığım! İşitmeyen, görmeyen sana hiçbir faydası olmayan şeylere niçin tapıyorsun?"* Babacığım sana gelmeyen ilim bana geldi. bana uy da, seni doğruya eriştireyim."*Babacığım! Şeytana tapma, çünkü şeytan Rahmân a âsî oldu."* Babacığım korkarım ki, sana Rahmân'dan azab dokunur da şeytana arkadaş olursun."*Babası "Ey İbrahim! Sen ilâhlarımdan yüz mü çeviriyorsun? onları kötülemekten vazgeçmezsen, seni taşlarım. Haydi benden uzak ol" dedi.*

İbrahim şöyle dedi: "Selâm sana olsun, senin için Rabbimden mağfiret dileyeceğim. o, bana lütufkârdır."*Ben, sizden ve şeylerden ayrılırım Rabbime dua ve ibadet ederim. Rabbime yalvarışımda mahrum kalmayacağımı umarım."*

İbrahim, kavminden ve Allah'tan başka ibadet ettiklerinden uzaklaşınca, biz İshak'ı ve İshak'ın oğlu Yakub'u ihsan ettik. hepsini peygamber yaptık.*rahmetimizden lütuflarda bulunduk. Hepsine dillerde güzel ve yüksek bir övgü verdik.*

Kur'ân'da Musa'yı da an; Şüphesiz ki o, ihlaslı bir kuldu ve gönderilmiş bir peygamberdi.*Biz ona Tur dağının sağ yanından seslendik ve onu kendimize yaklaştırdık.*Rahmetimizden ona, kardeşi Harun'u peygamber ihsan eyledik.*

Kur'ân'da İsmail'i de an; çünkü o, vaadine sadık bir kuldu ve gönderilmiş bir peygamberdi.*Ailesine ve çevresine namaz kılmayı ve zekat vermeyi emrederdi ve Rabbinin katında hoşnutluğa ermişti.

Kitapta İdris'i de an; çünkü o, çok sadık özü, sözü doğru bir peygamberdi.*Biz onu yüce bir yere yükselttik.*

İşte bunlar, Allah'ın nimetler verdiği peygamberlerden, Âdem'in soyundan ve gemide Nuh ile taşıdıklarımızın neslinden, İbrahim soyundan, hidayete erdirdiğimiz seçtiğimiz kimselerdir. Kendilerine Rahmân ın âyetleri okunduğu zaman ağlayarak secdeye kapanırlardı.*

öyle bir nesil geldi ki, namazı terkettiler, heva ve heveslere uydular; onlar taşkınlıklarının karşılığını mutlaka göreceklerdir. Cehennemdeki "Gayya" vadisini boylayacaklardır.

tevbe edip iman eden ve salih amel işleyen cennete girecek ve hiçbir haksızlığa uğratılmayacaklardır.*

O cennet, Rahmân ın kullarına görmedikleri halde vadettiği "Adn" cennetleridir. Şüphesiz O'nun vaadi mutlaka yerini bulacaktır.*Onlar orada boş söz işitmezler. Ancak "Selam" işitirler. sabah akşam rızıkları da hazırdır.*İşte takva sahibi olanlara vereceğimiz cennet budur.*

Cebrail dedi ki: Ey Muhammed "Biz senin Rabbinin emri olmadıkça inmeyiz. Önümüzdeki ve ardımızdaki bunların arasındakiler hep O'nundur. Rabbin seni unutmuş değildir?"*

O, göklerin, yerin Rabbidir. O halde, ibadet et ibadet etmekte sabırlı ol.

insan şöyle der: öldüğüm zaman, diri olarak mezardan çıkarılacak mıyım?"*O insan, hiçbir şey değilken kendisini yoktan var ettiğimizi hatırlamaz mı?*Rabbine andolsun ki biz onları öldükten sonra dirilmeyi inkâr eden kâfirleri şeytanları ile beraber mahşerde toplayacağız. cehennemin etrafında diz üstü hazır bulunduracağız ki cennetlikleri görüp hasret çeksinler.

her zümreden Rahmân'a karşı en isyankâr hangileri ise, muhakkak atacağız.*cehenneme atılmaya layık olanların kimler olduğunu elbette biliriz.*

İçinizden hiçbiri istisna edilmemek üzere herkes cehenneme varacaktır. Bu, Rabbinin kesinleşmiş hükümdür.*Sonra Allah'dan korkup, sakınanları kurtaracağız ve zalimleri toptan cehennemde bırakacağız.*

Âyetlerimiz inkâr edenler, iman edenlere dediler ki :"Mümin ve kâfirlerden hangisi iyi, ve güzeldir?"*
Halbuki biz, kendilerinden evvel, mal ve gösterişce daha güzel nice halkı helak etmişizdir.*

Kim sapıklık içinde ise, Rahmân ona mal ve evlatça ziyadelik ve azgınlığında mühlet verir. kendilerine vaad edilen azabı kıyameti cehennemi gördükleri vakit, artık bilecekler kimin mevkii fena ve yardımcıları daha zayıfmış.*

Allah, hidayeti kabul edenlere, hidayet verir. Baki kalacak olan salih ameller, Rabbinin katında sevap ve sonuç bakımından daha hayırlıdır.*

âyetlerimizi inkâr eden ve bana mal ve evlat verilecektir." diyen adamı gördün mü?*O kâfir gaybı mı bildi? Yoksa Rahmân olan Allahdan bir söz mü aldı?*Hayır, asla öyle değil; biz onun söylediklerini yazacağız ve azabını çoğalttıkça çoğaltacağız.*
elinden alacağız ve o, tek başına bize gelecektir.*

Onlar, kendilerine kuvvet ve şeref kazandırsın diye, Allah'dan başka ilâh edindiler.* tapındıkları ilâhlar onların inkâr edecekler ve düşman olacaklardır.*
Biz şeytanları kâfirlere musallat ettik. Onları günaha kışkırtıyorlar.*

onların hemen azaba uğratılmalarını isteme. Biz onların ecelini sayıyoruz.*

O gün, takva sahiplerini, heyet olarak Rahmân'ın huzuruna toplayacağız.*

Suçluları da susuz olarak cehenneme süreceğiz.*

O gün Rahmân olan Allah'ın katında bir ahd almış olan kimseden başkaları şefaat etme hakkına sahip olamayacaklardır.*

Yahudilerle hıristiyanlar "Rahmân, çocuk edindi" dediler.*Yemin olsun ki, siz çok çirkin söylediniz.*
söyledikleri sözden gökler çatlayacak, yer yarılacak ve dağlar parçalanıp dağılacaktı,*Rahmân'a çocuk edinmek yaraşmaz.*

Göklerde ve yerde bulunan hiçbir kimse yoktur ki kıyamet günü Rahmân'ın huzuruna kul olarak çıkmasın.*Allah onların hepsini kuşatmış, yaptıklarını saymıştır.*

Kıyamet günü onların herbiri Allah'ın huzuruna tek başına çıkacaktır.*

İman edip, salih amel işleyenler var ya, Rahmân olan Allah onları gönüllere sevdirecektir.*

Ey Muhammed Biz Kur'ân'ı senin dilin üzere kolaylaştırdık ki, onunla Allah'tan korkup sakınanları müjdeleyesin, inat edenleri de korkutasın.*

onlardan önce nice nesilleri helak ettik. onları görüyor musun, sesini işitiyor musun?*

murataltug1985 05-22-2018 02:53

Kaynak ülkücüdünya. Com

Taha suresi

Ey Muhammed! Kur'ân'ı sıkıntıya düşesin diye indirmedik.*Allah'tan korkan için bir öğüt* indirdik.

Rahmân kudret ve hakimiyyetiyle Arş'a hakim oldu

gök ve yerdekiler, toprak altında olanlar O'nundur.*

Sen Allah'a dua ve zikirle sesini yükseltirsen O şüphesiz gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilir.*

Allahtan başka ilâh yoktur. En güzel isimler O'nundur.*

Habîbim! Musa'nın başından geçen hayat* sana geldi mi?*Hani o bir ateş görmüştü de, "Yerinizde durun, gözüme bir ateş ilişti, belki size kor getiririm, yahut ateşin yanında yol gösterici bulurum" demişti.*Ateşe vardığı zaman şöyle çağrıldı: "Ey Musa!*Ben şüphesiz senin Rabbinim. Hemen ayakkabılarını çıkar, çünkü sen kutsal bir vadi olan Tuvâ'dasın."Ben seni seçtim, şimdi* vahyolunacak şeyleri dinle."*

Şüphesiz ben Allah'ım, benden başka* ilâh yoktur. bana kulluk et ve beni anmak için namaz kıl.*

kıyamet muhakkak gelecektir. Onun vaktini gizli tutuyorum ki, herkes yaptığının karşılığını görsün.

Sakın kıyamete inanmayıp, heva ve hevesine uyan kimse seni, iman etmekten alıkoymasın; sonra helak olursun.*

Ey Musa! Sağ elindeki nedir?* Musa dedi: "O* asâmdır, ona dayanırım, onunla davarlarıma yaprak silkerim ve onda başka hacetlerim de var"*
Allah: "Ey Musa! onu yere bırak dedi.*Musa bir de ne görsün o yılan olmuş koşuyor.*Allah buyurdu ki: "Tut onu, korkma; biz onu eski durumuna çevireceğiz"*Bir de bir mucize olmak üzere elini koynuna koy ki, embeyaz çıksın."*Bunları mucizelerimizi gösterelim diye yaptık."*

Firavun'a git, çünkü o hakikaten azdı."*

Musa dedi ki: "Ey Rabbim göğsüme genişlik ver,*
İşimi kolaylaştır,*Dilimden düğümü çöz Ki, sözümü anlasınlar.*bana ailemden bir vezir ver.*Kardeşim Harunla Onunla arkamı kuvvetlendir.*Elçilikde onu bana ortak et.*seni çok tesbih edelim.*Seni çok analım.*Şüphe yok ki sen bizi görüp duruyorsun."*
Allah buyurdu: "Ey Musa! Dilediğin sana verildi."*

And olsun biz, sana ihsan etmiştik"*Hani bir vakit şu ilhamı annene verdik:*Onu* tabuta koy* denize bırak. Deniz onu sahile atsın. Onu hem bana düşman, hem ona düşman olan biri alsın." benim gözetimim altında yetiştirilmen için, üzerine katımdan bir sevgi bırakmıştım. Ey Musa

Hani kız kardeşin Firavun'un sarayında "Ona bakacak birini size buluvereyim mi? diyordu. Böylece seni tekrar annene verdik gözü aydın olsun kederlenmesin. sen, bir adam öldürdün de seni gamdan kurtardık. Seni musibetlerle imtihan ettik. yıllarca Medyen halkı içinde kaldın. ey Musa! peygamberlik yaşına geldin.*Ben, seni kendime peygamber seçtim.*

Sen kardeşinle birlikte mucizelerimle Firavun'a gidin, çünkü o azdı.*İkiniz de beni anmakta gevşeklik etmeyin.*Varın da ona yumuşak söz söyleyin; olur ki, öğüt dinler, yahut korkar.*
Musa ile Harun Rabbimiz! Onun bize kötülük yapmasından veya azgınlığından korkarız" dediler.*
Allah buyurdu ki: "Korkmayın, zira ben sizinle beraberim, işitir ve görürüm."*

Firavun'a deyin ki: "Biz Rabbinin* elçileriyiz. İsrailoğulları'nı bizimle gönder azab etme; biz sana Rabbinden bir mucize ile geldik. Selam doğru yolda gidenleredir."

Bize vahyolundu ki, azab şüphesiz gerçeği inkâr edip ona sırt çevirenleredir."*

Firavun: "Ey Musa! Sizin Rabbiniz kimdir?" dedi.*
Musa: "Bizim Rabbimiz her şeye şeklini veren, sonra da yolunu gösterendir." dedi.*

Firavun geçmiş asırlar insanların durumu nedir?" dedi.*Musa dedi ki Onların bilgisi Rabbimin katında kitapta yazılıdır. Rabbim yanlış yapmaz ve unutmaz."

Yeryüzünü sizin için bir döşek yapan, oradan sizin için yollar açan ve gökten bir su indiren O'dur."

İşte biz su ile türlü türlü bitkilerden çiftler çıkardık.*
Hem siz yiyin, hem hayvanlarınızı otlatın.

Akıl sahibleri için nice ibretler vardır!*

Sizi topraktan yarattık, ölümünüzden sonra ona döndüreceğiz. sizi bir kere daha çıkaracağız.*

And olsun ki, Firavun'a mucizelerimizi gösterdik. o yalan sayıp kabulden çekindi.*

Firavun Musa'ya şöyle dedi: "Ey Musa! Sen sihrinle bizi yerimizden çıkarmak için mi geldin O halde biz de senin sihrin gibi bir sihirle geleceğiz şimdi bir buluşma yeri tayin et ki caymayacağımız bir yer olsun."*Musa: "Sizinle buluşma zamanı, süs* günü ve insanların toplanacağı kuşluk vaktidir." dedi.*
Firavun bütün hile vasıtalarıyla geldi.*

Musa dedi ki: Yazıklar olsun size! Allah'a yalan uydurmayın. Sonra bir azab ile kökünüzü keser. Allah'a iftira eden hüsrana uğramıştır."*

Sihirbazlar tartıştılar ve Musa ve Harun'u göstererek şöyle dediler: "Bu ikisi sihirbazdır; büyülerle sizi yurdunuzdan çıkarmak ve dininizi yok etmek istiyorlar."*

bütün tuzaklarınızı bir araya getirin, hep bir sıra halinde gelin. üstün gelen muhakkak zafer kazanmıştır."*

Korkma, çünkü sen muhakkak üstünsün galib geleceksin

Büyücü her nerede olursa olsun başarıya ulaşamaz."*

bütün sihirbazlar secdeye kapandılar, "Musa ile Harun'un Rabbine iman ettik" dediler.*

Firavun: "And olsun ki, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim* sizi hurma dallarına asacağım. hangimizin azabının şiddetli ve devamlı olduğunu bileceksiniz" dedi.*

Sihirbazlar: "Ey Musa! Ya sen at, yahud ilk* biz olalım" dediler.*Musa dedi ki: "Hayır, siz atın." Bir de ne görsün!* ipleri ve değnekleri, sihirden ötürü kendisine sanki yürüyorlarmış gibi geldi.*Musa içinde bir korku hissetti.*dedik ki: "Korkma, çünkü sen muhakkak üstünsün galib geleceksin
Sağ elindekini atıver, o, onların yaptıklarını yutar. Çünkü o büyücü tuzağıdır. Büyücü ise, her nerede olursa olsun başarıya ulaşamaz."*Sonunda bütün sihirbazlar secdeye kapandılar, "Musa ile Harun'un Rabbine iman ettik" dediler.*

Firavun: "Ben izin vermeden mi* iman ettiniz? O, muhakkak size sihir öğretendir. And olsun ki, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim muhakkak sizi hurma dallarına asacağım. hangimizin azabının şiddetli ve devamlı olduğunu bileceksiniz" dedi.*İman eden sihirbazlar şöyle dediler: "Bize gelen mucizeler ve bizi yaratana karşı, asla seni tercih edemeyiz. Ne hüküm vereceksen ver. Sen, ancak bu dünyaya hükmedebilirsin."*

biz hem günahlarımıza, ve sihre karşı, bizi bağışlasın diye, Rabbimize iman ettik.

Allah sevabça sdaha hayırlı ve azab verme bakımından da daha devamlıdır."*

Her kim Rabbine suçlu olarak varırsa, şüphesiz ki ona cehennem vardır. Orada ne ölür, ne de dirilir.*

Kim de bir mümin olarak salih amellere varırsa, ionlara en yüksek dereceler vardır.*

Adn cennetlerinin altlarından ırmaklar akar, onlar, orada ebedî olarak kalırlar. işte bu, küfür ve isyandan arınanların mükafatıdır.*

Musa'ya şöyle vahyettik: "Kullarımla geceleyin yürü Mısır'dan çık asânı vurarak denizde kuru bir yol aç; firavundan korkmazsın ve boğulmaktan endişe* etme

Firavun ve ordularını* denizde korkunç bir boğulma sarıverdi*

Firavun kavmini yanlışa sürükledi ve doğruya götürmedi.*

Ey İsrailoğulları! Sizleri düşmandan kurtardık Tûr dağında size söz verdik, üzerinize de kudret helvası ve bıldırcın indirdik.*Size verdiğimiz rızıkları yiyin taşkınlık etmeyin, sonra üzerinize gazabım iner. Kime gazabım inerse, muhakkak mahvolur.*

ben, tevbe eden, iman edip salih amel işleyen, hak yolda sebat gösteren kimse için çok bağışlayıcıyım.*

Ey Musa! Seni kavminden ayırıp gelmeye sevkeden nedir?" dedik. Musa Onlar benim izimdeler Ben sana acele geldim ki, hoşnud olasın" dedi.*
Allah biz senden sonra kavmini imtihan ettik. Sâmirî onları saptırdı" dedi.*

Musa öfkeli ve üzgün olarak kavmine* şöyle
dedi: "Ey kavmim! Rabbiniz size güzel bir vaad vermedi mi? Size süre mi uzun geldi, yoksa Rabbinizden gazab inmesini arzu ettiniz de mi, vaadinizden caydınız?"*

Onlar dediler ki: "Biz verdiğimiz sözden, kendiliğimizden caymadık.* biz o Kıbtî kavminin eşyasından ağırlıklar yüklenmiştik. Onları ateşe attık. Sâmirî de kendi mücevheratını atmıştı."*
böğüren bir buzağı heykeli çıkardı. Sâmirî ve adamları: "İşte sizin de, Musa'nın da ilâhı budur, ama o unuttu" dediler.*Onlar görmüyorlar mıydı ki, buzağı,* hiçbir söze karşılık veremiyor; onlara ne* zarar, ne bir yarar veremiyordu.*

And olsun* Harun daha önce onlara: "Ey kavmim! Siz* imtihana çekildiniz. Sizin* Rabbiniz Rahmân'dır. Gelin uyun ve emrime itaat edin" demişti.*Onlar şöyle demişlerdi: "Musa bize gelinceye kadar, biz buzağıya* tapmaya* devam edeceğiz."*

Musa gelince kardeşine şöyle dedi: "Ey Harun! bunların sapıklığından , seni engelleyen ne oldu?"*
Neden yolumu takip etmedin, emrime karşı mı geldin?"*Harun: "Ey anamın oğlu! Sakalımı ve başımı tutma. Ben senin 'İsrailoğullarında ayrılık çıkardın, sözüme bakmadın' diyeceğinden korktum." dedi.*

Hz. Musa Ey Sâmirî! Senin yaptığın nedir?" dedi.*
Sâmirî: "Onların görmediklerini gördüm: Sana gelen Cebrail'in izinden bir avuç toprak aldım onu mücevherata attım. Bunu, nefsim hoş gösterdi" dedi.*Musa şöyle dedi: "Haydi çekil git. Artık senin için 'benimle temas yok'* vahşi gibi yalnızlığa mahkum olacaksın senin için* kaçamayacağın bir ceza daha vardır. ibadet edip durduğun ilâhını yakacağız, sonra kül edip denize savuracağız."*

Sizin ilâhınız, kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayan Allah'dır. Onun ilmi her şeyi kuşatmıştır.*

Ey Muhammed Sana geçmişi* anlatıyoruz. Şüphe yok ki, sana katımızdan bir zikir ve ibret alınacak bir kitab verdik.*

Kim ondan yüz çevirirse, şüphesiz o, kıyamet günü bir günah yüklenecektir.*Devamlı azabın altında kalacaklar.

Kıyamet günü ne fena bir yüktür

Sûr'a üfürüleceği gün ki biz suçluları gözleri göğermiş olarak mahşerde toplayacağız.*

gizli gizli konuşurlar konuştuklarını biz çok iyi biliriz

Ey Muhammed* Sana dağların kıyametteki durumunu sorarlar, de ki: "Rabbim onları ufalayıp savuracak."*yerlerini dümdüz boş bir halde bırakacak."*ne bir çukur, ne de bir tümsek göreceksin."*

O gün, hiçbir tarafa sapmadan o davetçiye Sûr'un çağrısına uyarlar. Rahmân'ın heybetinden sesler kısılmıştır. bir fısıltıdan başka* işitemezsin.*

O gün, Rahmân'ın* izin verdiği ve hoşnud olduğu kimselerden başkasının şefaatı fayda vermez.*

Allah, onların geleceklerini de, geçmişlerini de bilir. Onlar ise O'nu ilmen kavrayamazlar.*

Bütün yüzler, diri ve bütün yarattıklarını gözetip duran Allah'a baş eğmiştir.

Bir zulüm yüklenen gerçekten hüsrana uğramıştır.*

Her kim mümin olarak salih amel işlerse, o, ne bir haksızlıktan ne de çiğnenmekden korkar.*

biz Arapça bir Kur'ân indirdik. tehditleri açıkladık belki sakınırlar, onlara bir ibret ve uyanış verir.*

Hükmü gerçek ve* hükümdar olan Allah en yücedir.

Ey Muhammed Kur'ân sana vahyedilirken, vahiy bitmeden önce Kur'ân'ı okumada acele etme; "Rabbim! benim ilmimi artır" de.*

Âdem'e ağaçtan yeme diye emrettik, fakat unuttu biz onda bir azim ve kararlılık bulmadık.*

Bir vakit meleklere: "Âdeme hürmet için secde edin" demiştik; İblis'ten başka hepsi secde etmişti.*

Biz Âdem'e şöyle demiştik: "Ey Âdem! Şüphesiz İblis sana ve eşine düşmandır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın, sonra* perişan olursun

senin acıkmaman ve çıplak kalmaman ancak cennettedir. sen orada ne susarsın, ne de güneşin sıcağında kalırsın"*

şeytan vesvese verdi. Şöyle dedi "Ey Âdem! Sana sonsuzluk ağacını ve çökmesi olmayan bir saltanatı göstereyim mi?"*ikisi de ağaçtan yediler. ayıp yerleri* açıldı cennet yaprağından örttüler Âdem Rabbinin emrinden çıktı da şaşırdı.*

Rabbi, onu seçti de tevbesini kabul buyurdu doğru yolu gösterdi.*

Artık benden size bir hidayet geldiği zaman, kim hidayetime uyarsa io, sapıklığa düşmez ahirette zahmet çekmez.*

Her kim zikrimden ve Kur'ân'dan yüz çevirirse, ona darlık vardır ve onu kıyamette kör* haşrederiz.*

Kur'ândan yüz çeviren Rabbim! beni niçin kör haşrettin, oysa ben gören bir kimseydim" der.*
Allah sen âyetlerimizi unutmuştun, der

haddi aşanları, Rabbine âyetlerine inanmayanları biz cezalandırırız.

muhakkak ki ahiret azabı* şiddetli ve devamlıdır.*

yok edilen nesiller onları doğruya sevk etmedi mi

bunda ibret alacak aklı olanlara nice deliller vardır.*

hüküm zamanı olmasaydı, hemen azaba uğrarlardı

güneşin doğmasında ve batmasında sabret

Rabbini hamd ile tesbih et.

Gece ve gündüz tesbih et ki hoşnudluğa eresin.

Kâfirlerden sınamak için dünya hayatının zineti
mal ve saltanatı verdik

mal ve saltanata sakın rağbetle bakma.

Rabbinin ahiret rızkı hayırlı ve devamlıdır.*

Ey Muhammed Ehline namaz kılmalarını emret,

senden bir rızık istemiyoruz. Seni biz rızıklandırırız.

Güzel akibet takva sahiplerinindir.*

De ki: "Hepimiz beklemekteyiz, siz de bekleyedurun.

Şüphesiz düz yolun sahiplerini ve kimlerin doğru yolda olduğunu yakında bileceksiniz.

murataltug1985 05-22-2018 02:54

Kaynak dua ve sureler android programı

Resulullah buyuruyor

Babanıza iyilik edin oğullarınız da size iyilik etsin.

Bana itaat eden Allah'a itaat etmiş olur. Bana âsi olan da Allah'a asi olmuş olur.

Emire* itaat eden bana itaat etmiş, Emir'e asî olan bana da asi olmuş olur.

doğruya çağırana ve uyanlara sevap verilir. Ve onların sevabı eksilmez.

Sapıklığa çağırana günah verilir. ona uyanların günahlarından hiçbir şey eksilmez.

Beş günahın keffâreti yoktur. Bunlar; Allâh'a şerik koşmak,adam öldürmak,mümine iftira etmek, muharebeden* kaçmak ve yalan yere yemin*

Beşikten mezara kadar ilim tahsil ediniz.

Biat etmeyerek ölen cahiliyet zamanında ölür*

Cemaatten ayrılarak ölen cahiliyette ölür

Binekli yürüyene, yürüyen durana, az olanlar çok olanlara, küçük büyüğe selâm verir.

Bir adamın hayra sarfettiği paranın en efdali, Allah yolunda atı için verdiği ve Allah rızası için mücahid arkadaşlarına sarfettiği paradır.

baba, çocuğa güzel terbiyeden iyi miras bırakamaz

insanın* zenginliği, dünyada yaptığı iyiliklerdir.

kul ki,Allâhü Teâlâ onun kalbinden beşere merhamet yaratmamıştır,haib ve hâsir olmuştur

Bir topluluk bir yere vardığında, birinin selâm vermesi ve Oturanlardan birinin* selâm alması yeterlidir.

Allah (c.c) korkusundan ağlayan ve Allah* rızası nöbet bekleyen igözü cehennem ateşi yakmaz.

Büyüklerle oturunuz, alimlere sorunuz. Hikmet ehli ile düşüp kalkınız.

Cahiller cesur olurlar.

- Cenabı Hakkın rızası aranan bir ilmi sırf dünya metaına nail olmak için öğrenen bir kimse, kıyamet gününde cennet’in kokusunu bile duymaz.

- Cennet, onun ayakları altındadır.

- Dünya tatlı ve manzarası câziptir. Allah sizi dünyâda başkalarına halef kılacak ve nasıl muâmele edeceğinize bakacaktır. Binâen aleyh dünyâdan korkunuz ve kadınlardan korununuz.

- Dünyada iki yüzlü olanlar, kıyamet günü ateşten iki yüzlü olarak gelirler.

- Dünyanızı ıslah ediniz. Yarın ölecekmiş gibi de ahiret için çalışınız.

- Düşmanlarınızın en kuvvetlisi içinizdedir.

- Eğer biriniz, hoşlanmadığı bir rüya görürse, hemen kalkıp namaz kılsın ve o rüyayı kimseye anlatmasın.

- Evlâdım! Evine girince selâm ver ki, selâmın hem sana, hem de aile halkına bir bereket olsun.

- Evlat kokusu, cennet kokusudur.

- Ey insanlar! Allah’a tövbe ve istiğfar ediniz, ben günde yüz kere tövbe ediyorum.

- Farz ibadetlerinden sonra Allâh yanında amellerin en sevgilisi (rızâsına muvâfık olanı) , müslümanın kalbine sevinç koymaktır.

- Gece ile gündüz müsavi olduğu veya ahirzaman yaklaştığı vakitte mü’minin rüyası ekseriye doğru olur. Mü’minin rüyası nübüvvetin kırkaltıda bir cüz’üdür. Müslimin diğer bir rivayetinde: Sizden hanginiz en doğru sözlü ise onun rüyası da en doğrudur.

- Gizli ve âşikâr her işinde,Allah'dan korkmayı tavsiye ederim..

- Güçlü kimse insanları güreşte yenen değil, belki hiddet anında kendini zapteden, iradesine sahip olan adamdır.

- Günahlara tevbe eden günah işlemeyen gibidir. Günahlara tevbe ve istiğfar edip, o günaha devam eden,Rabbi ile istihza (alay) eden gibidir.

- Haset, ateş nasıl odunu yer yutarsa iyilikleri yer yutar, mahveder.

- Hayır büyüklerinizle beraberdir..

murataltug1985 05-22-2018 02:54

Kaynak Sorularlaislamiyet.com

KEHF SURESİ

*Kur'an-ı Kerim'in onsekizinci Sûresidir. ashâb-ı kehf'den bahsettiği için bu adı almıştır. Mekke'de nâzil olmuştur. Yüz on âyettir Yirmi sekizinci âyetin Medine'de indiği rivâyet edilir. Kehf, geniş mağara anlamına gelir. Sûrede üç önemli kıssa vardır Ashâb-ı Kehf, Musa ve Hızır (a.s) kıssası ve
Zülkarneyn kıssası.*Sahâbeden Üseyd ra Kehf sûresini okumuştu. Evindeki atı ürkmeğe, deprenmeğe başladı. Üseyd Yâ Râb! Sen âfetten emin kıl, diye dua etti. Hemen onu bulut kapladı. Üseyd olayı Hz. Peygambere anlattı. Rasûlüllah, "Oku ey kişi. Çünkü o bulut Sekine'dir. Kur'ân dinlemek için yahut Kur"ân-ı tebcil için inmiştir", buyurdu Hz. Peygamber buyurmuştur: "Kim, Kehf sûresinden on âyet ezberlerse, deccâl'den korunmuş olur" *Kureyş'in kâfirlerinden Hâris, Hire'ye gitmiş Rüstem ve İsfendiyer hikâyelerini öğrenmişti.Allah Rasûlü insanlara İslâm'ı anlatırken bu adam söze karışır "Ben, ondan daha güzelini anlatırım" diyerek peygamberimizin etkisini azaltmaya çalışırdı İslâmı önleyemeyen Kureyşliler, Hâris'in yanına Mu'ayt'ı da kattılar, ve Medine Yahudilerine gönderdiler. Kureyşlilerin amacı fitne ile müslümanlığı engellemekti Yahudilerin yanına giden iki Kureyşli "siz kitap ehlisiniz" dediler. Peygamberimizin tebliğ ettiği din için bilgi istediler.Yahudiler, üç öğütte bulundu. genç yiğitleri, seyyah adamı, ruhu sorun" dediler. Haris Mekkede Allah Rasûlüne üç soru sordular. Ve kehf sûresi nâzil oldu

*Ashab-ı Kehf . Yahudilerin "genç yiğitleridir mağara arkadaşları", "yedi uyurlar" da denilir Sûrenin onuncu âyetinden yirmi yedinci âyetin sonuna kadar Ashâb-ı Kehf'den bahsedilir. Ashâb-ı Kehf, İsa aleyhisselâm'ın dinine amel eden birkaç gençtir putlara taptırmak veya öldürmek isteyen Roma mücâdele etmiş ve mağaraya gizlenmişlerdir Cenâbı Hak onları düşmanlarından korumak öldükten sonra dirilmeye ibret kılmak için üç yüz dokuz yıl mağarada uyuttu. Uyandıkları zaman birkaç saat uyuduklarını sandılar. İçlerinden birisi, kasabaya inince bir kaç asır önceki gümüş para, olayın anlaşılmasına yol açtı. Ve topluma, öldükten sonra dirilme gösterildi *Musa (a.s), Hızır (a.s)'dan ledün ilmini öğrenmek ister. ve yolculuk yaparlar. bir gemiye binerler, gemi denize açılınca Hızır (a.s) deler. Musa (a.s) anlam veremez ve Hızır'a itiraz eder. Hızır (a.s) açıklar. Gemi denizdeki yoksullarındır. Yoluna devam ederse ikorsanlar pusu kurup, gemiyi ele geçireceklerdi. Ve hızır gemiyi delerek gasptan kurtardı Yolculuk karada devam etti Hızır (a.s) bir bir çocuğu öldürdü. Çocuğun suçsuz öldürülmesine Musa (a.s) itirazı etti hızır as Oğlana gelince, anası ve babası iman etmişdi. onları bir azgınlık ve kâfirlik bürümesinden endişe ettik" Yasarsa ana babayı küfre düşürecek bu çocuk yerine, yüce Allah o aileye daha hayırlı ve merhametli başka bir çocuk verecektir diğer kasabada yiyecek istediler. halk vermedi. Bu Hızır'ın dikkatini yıkılan bir duvar çekti. Duvarı sağlamlaştırdı. ücret istemedi. Hz. Musa itiraz etti. Hızır (a.s) Bu ev yetim çocuğa aitti. Duvarın içinde, hazine vardı. Çocukların babası sâlih bir zattı duvarın yıkılması hazinenin ortaya çıkması önlendi. bütün bunları Allah'ın emriyle yapmıştır.

*üçüncü kıssa Zülkarnayn'e aittir. Zülkarneyn'in kim Peygamber olup olmadığı da tartışmalıdır. Allah'ın sâlih kulu, tevhid inancına sahip bir mü'mindir Kendisine yeryüzünde büyük güç verilmiş doğu ve batıya yolculuk yapmıştır. Azerbaycan'a ulaştığında söz dinlemeyen bir kavim buldu. Onlar, fesat çıkaran Ye'cuc ve Me'cuc kabilelesine karşı, Zülkarneyn'den yardım istediler. Zülkarneyn azgın kavmin önüne demir ve bakırdan set yaptı "Artık onu aşmaya ve delmeye de muvaffak olamadılar. Bu dedi Rabbimden merhamettir. Rabbimin va'di gelince. O, bunu dümdüz yapar" *zengin inkârcı ile yoksul mü'min örneği ibretlidir. Allah birine üzüm bağı, hurmalık ve ekinlik verir. su fışkırtır. Güzel ürün alır serveti arttıkça gurura kapılır, yoksulu küçük görür. Kendisini güçlü görür çiftliğin sonsuza kadar kalacağını sanar Kıyameti inkâr eder. onu uyarırlar Allah dilerse bir anda helâk olabileceğini hatırlatırlar. Fakat söz dinlemez. Bir gün serveti, çiftliği batar, hiçbir şeyi kalmaz. Keşke Rabbime ortak tutmasaydım diyerek pişman olur. Artık ona Allah'tan başka yardım edecek yoktu ve kendisi Allah'tan öç alabilecek değildir *Sürede dünya nimetlerinden, âhiret azabından, müşriklerin Peygambere sorularından, iman örneklerinden bahsedilir. Sûre şu âyetle son bulur: "De ki; Ben ancak sizin gibi beşerim. bana ilâhınızın bir tek Allah olduğu vahyediliyor. kim Rabb'ıne kavuşmayı ümit ediyorsa güzel amel işlesin ve Rabb'ine kullukta ortak tutmasın

murataltug1985 05-28-2018 07:00

Kaynak islamveihsan.com

MAZLUM MÜSLÜMANLARA OKUNACAK DUALAR

Rasûlullah şöyle buyurmuştur: Allah katında, kulun اَللّٰهُمَّ ارْحَمْ أُمَّةَ مُحَمَّدٍ رَحْمَةً عَامَّةً demesinden daha sevimli bir dua yoktur: Allah’ım! Ümmet-i Muhammede rahmetin ile merhamet eyle!»”*

Rasûlullah buyurmuştur Kim mü’minlerin affedilmesi için istiğfâr ederse, Allah Teâlâ ona her mü’min için bir hasene yazar.”*

Rasûlullâh buyurmuştur: Kim sadaka bulamazsa, duasında Allâh’ım, kulun ve Rasûlün Muhammed’e Mü’min erkek kadınlara müslüman erkek ve kadınlara da salât ve rahmet eyle!» desin! Bu sadaka yerine geçer.”*

Rasûlullah Efendimize Allah Teâlâ şöyle buyurdu:
Eğer rahmetimi istiyorsanız mahlûkâtıma merhamet edin!».

Hz. Ömer*(r.a)’in üzerinde tam on altı yama vardı… ve Şöyle dua ediyordu Allah’ım! Ümmet-i Muhammed’i benim yüzümden helâk etme!”

Kerhî (k.s) şöyle buyurur: Kim her gün on defa:
Allâh’ım, ümmet-i Muhammed’in ıslâh eyle! sıkıntılarını gider! Allâh’ım, ümmet-i Muhammed’e rahmet eyle» derse Allah dostlarından yazılır.

Dahhâk*şöyle anlatır: Rüyamda Şurayh bin Yûnus’u gördüm Rabbimiz sana nasıl muâmele etti?” diye sordum. O da: affetti ve lutuf olarak sarayımı Muhammed bin Beşir’in sarayı yanına yaptı” dedi. hayretle:Ama sen bizim yanımızda daha üstün ve değerliydin?!” dedim.Öyle deme!” dedi. “Allah Teâlâ mü’minlerin amellerinden ona nasîb ihsân eyledi. o Allah’a dua ederken:اَللّٰهُمَّ اغْفِرْ لِلْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ وَالْمُسْلِمِينَ وَالْمُسْلِمَاتِ وَالْكَائِنِينَ مِنْهُمْYâ Rabbî, mü’min ve müslüman kullarını ve nesilleri affeyle!» derdi.”

Allah dostları, dualarında hep ümmet-i Muhammed’i düşünerek şu şekilde ilticâ etmişlerdir:اَللّٰهُمَّ اغْفِرْ أُمَّة مُحَمَّدٍ اَللّٰهُمَّ ارْحَمْ أُمَّةَ مُحَمَّدٍاَللّٰهُمَّ انْصُرْ أُمَّةَ مُحَمَّدٍاَللّٰهُمَّ احْفَظْ أُمَّةَ مُحَمَّدٍ للّٰهُمَّ اجْمَعْ أُمَّةَ مُحَمَّدٍ اَللّٰهُمَّ أَصْلِحْ أُمَّةَ مُحَمَّدٍ اَللّٰهُمَّ فَرِّجْ عَنْ أُمَّة مُحَمَّدٍ Allah’ım! Ümmet-i mağfiret eyle rahmet eyle Allah’ım! Ümmet-i Muhammed’e yardım eyle, zafer nasîb eyle!Ümmet-i Muhammed’i muhâfaza eyle Allah’ım! Ümmet-i Muhammed’i yekvücût eyle Allah’ım! Ümmet-i Muhammed’i ıslah eyle sıkıntılarını gider!

murataltug1985 05-28-2018 07:01

Kaynak islamveihsan.com

DUALAR ve ZİKİRLER KURÂN’DA GEÇEN DUALAR

Fatiha Sûresi Bismillahirrahmânirrahîm. Elhamdü lillâhi rabbil’alemin. Errahmânir’rahim. Mâliki yevmiddin. İyyâke na’budü ve iyyâke neste’în. İhdinessırâtel müstakîm. Sırâtellezine en’amte aleyhim ğayrilmağdûbi aleyhim ve leddâllîn.”
Rahmân ve rahîm olan Allah’ın adıyla.*Hamd âlemlerin Rabbi Allah’a mahsustur. O, rahmân ve rahîmdir. mâlikidir. Rabbimiz! Ancak sana kulluk ederiz ve yalnız senden medet umarız. Bize doğru yolu göster. lütuf ve ikram yolunu; gazab ve sapmış yolu değil

Bakara Sûresi: 67.* Âyet Eûzu billâhi en ekûne minel câhilîn. Cahillerden Allah’a sığınırım.”

Bakara Sûresi: 127. Âyet Rabbenâ tekabbel minnâ inneke entessemiy’ul’aliym.”Ey Rabbimiz! Bizden kabul buyur! sen işitensin, hakkıyla bilensin.”

Bakara Sûresi: 128. Âyet Ey Rabbimiz! Bizi sana boyun eğenlerden kıl, neslimizden sana itaat eden bir ümmet çıkar, bize ibadeti göster, tevbemizi kabul et; tevbeleri kabul eden, merhametli olansın

Bakara Sûresi: 201. Âyet Rabbenâ âtina fiyddünyâ haseneten ve fiyl’âhireti haseneten ve kınâ azâbennâr.”Ey Rabbimiz! Bize dünya ve ahirette iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru!”

Bakara Sûresi: 250. Âyet Rabbenâ efrig aleynâ sabren ve sebbit ekdâmenâ vensurnâ alel kavmil kâfirîn.”Ey Rabbimiz! sabır yağdır, ayaklarımızı sağlam bastır kâfir kavme karşı bize yardım et.”

Bakara Sûresi: 286. Âyet Rabbimiz! Unutursak veya hataya düşersek bizi sorumlu tutma. Ey Rabbimiz! Bize ağır yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediğini yükleme! Bizi affet Bizi bağışla! Bize acı! Sen mevlâmızsın. Kâfire tokarşı bize yardım et!”

Âl-i İmrân Sûresi: 8. Âyet Rabbenâ lâ tüzığ kulûbenâ ba’de iz hedeytenâ veheb lenâ min ledünke rahmeten, inneke entel vehhâb.”
Rabbimiz! Bizi hidayetten eğriltme. katından rahmet bahşet. sen çok bahşedensin.”

Ârâf Sûresi: 47. Âyet Rabbenâ lâ tec’alnâ ma’al kavmiz zâlimiyn.”Ey Rabbimiz! Bizi zalimler topluluğu ile beraber bulundurma!”

Ârâf Sûresi: 126. Âyet Rabbenâ efriğ ‘aleynâ sabren ve teveffenâ müslimiyn.”Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır ve müslüman olarak canımızı al.”

Ârâf Sûresi: 155 . Âyet Ente veliyyunâ fagfir lenâ verhamnâ ve ente hayrul gâfirîn.”Sen sahibimizsin, bizi bağışla bize acı! Sen bağışlayansın en iyisisin

Ârâf Sûresi: 156 . Âyet Vektub lenâ fî hâzihid dunyâ haseneten ve fîl âhırati innâ hudnâ ileyk…”Bize dünyada ve ahirette iyilik yaz Şüphesiz biz sana döndük…”

Yûnus Sûresi: 85. Âyet Fe kâlû alâllâhi tevekkelnâ, rabbenâ lâ tec’alnâ fitneten lil kavmiz zâlimîn.”
Biz yalnız Allah’a tevekkül ettik. Ey Rabbimiz, bizi zalimin baskı ve şiddetine maruz bırakma!”

Hud Sûresi: 41. Âyet Bismillâhi mecrâhâ ve mursâhâ, inne rabbî le gafûrun rahîm.”O’nun yürümesi ve durması Allah’ın adıyladır. Rabbim bağışlar ve merhamet eder.”

Hud Sûresi: 47. Âyet Rabbi innî eûzu bike en es’eleke mâ leyse lî bihî ilm ilmun ve illâ tagfirlî ve terhamnî ekun minel hâsirîn.”Rabbim bilgim olmayanı istemekten sana sığınırım beni bağışlamaz ve acımazsan, ziyana uğrarım

Hud Sûresi: 88. Âyet Ve mâ tevfîkî illâ billâhi aleyhi tevekkeltu ve ileyhi unîb.”Başarım Allah’ın yardımı iledir. yalnızca O’na dayandım ve O’na döneceğim”

Yusuf Sûresi: 101. Âyet Teveffenî muslimen ve elhıknî bis sâlihîn.”Ey Rabbim Beni müslüman olarak vefât ettir beni sâlihler arasına kat

İbrahim Sûresi: 40. Âyet Rabbic’alnî mukîmes salâti ve min zurriyyetî rabbenâ ve tekabbel duâi.”
Ey Rabbim! Beni ve soyumu namazı kılanlardan eyle; Rabbimiz Duamı kabul et!”

İbrahim Sûresi: 41. Âyet Rabbenâgfirlî ve li vâlideyye ve lil mu’minîne yevme yekûmul hisâb.”
Rabbimiz hesap günü beni, ana-babamı ve müminleri bağışla

İsrâ Sûresi: 24. Âyet Rabbirhamhumâ kemâ rabbeyânî sagîrâ. Rabbim! Küçüklüğümde onlar beni nasıl yetiştirmişlerse, sen de öyle rahmet et!”

İsrâ Sûresi: 80. Âyet Rabbi edhılnî mudhale sıdkın ve ahricnî muhrace sıdkın vec’al lî min ledunke sultânen nasîrâ.”Rabbim! Gireceğim ve çıkacağım yerde dürüstlük sağla. Bana hakkıyla yardım edici kuvvet ver.”

Kehf Sûresi: 10. Âyet Rabbenâ âtinâ min ledunke rahmeten ve heyyi’ lenâ min emrinâ raşedâ.”
Rabbimiz! Bize rahmet ver kurtuluş ve doğruluğa ulaşmayı kolaylaştır.”

Kehf Sûresi: 24. Âyet Asâ en yehdiyeni rabbî li akrabe min hâzâ raşedâ.”Rabbim beni doğruya ulaştırır.”

Tâhâ Sûresi: 25-28. Âyetler Rabbişrah lî sadrî. Ve yessir lî emrî. Vahlul ukdeten min lisânî. Yefkahû kavlî.”Rabbim! Gönlüme ferahlık ver. İşimi kolaylaştır. Dilimdeki tutukluğu çöz. Ki sözümü anlasınlar.”

Tâhâ Sûresi: 114. Âyet Rabbi zidnî ılmâ.”
Rabbim, ilmimi artır.”

Enbiyâ Sûresi: 83. Âyet Ennî messeniyed durru ve ente erhamur râhimîn.” Başıma dert geldi. Sen, merhametlilerin en merhametlisisin.”

Enbiyâ Sûresi: 89. Âyet Rabbi lâ tezernî ferden ve ente hayrul vârisîn.”Rabbim! Beni tek bırakma. Sen varislerin en hayırlısısın.”

Müminun Sûresi: 26. Âyet Rabbinsurnî bimâ*kezzebûni.”Rabbim! yalanlamalarına karşı bana yardım et!”

Müminun Sûresi: 29. Âyet Rabbi enzilnî munzelen mubâraken ve ente hayrul munzilîn.”Ey Rabbim! Beni bereketli bir yere kondur. Sen konuk edenlerin en hayırlısısın.”

Müminun Sûresi: 97-98. Âyetler Rabbi eûzu bike min hemezâtiş şeyâtîn. Ve eûzu bike rabbi en yahdurûni.”Ey Rabbim! Şeytan vesveselerinden ve benim yanımda bulunmalarından sana sığınırım.”

Müminun Sûresi: 109. Âyet Rabbenâ âmennâ fagfir lenâ verhamnâ ve ente hayrur râhımîn.”Ey Rabbimiz! Biz inandık, bizi bağışla, bize merhamet et, sen merhamet edenlerin en hayırlısısın.”

Furkan Sûresi: 65. Âyet Rabbenâsrif annâ azâbe cehenneme inne azâbehâ kâne garâmâ. Ey Rabbimiz! cehennem azabını uzaklaştır onun azabı sürekli bir helaktir!”

Furkan Sûresi: 74. Âyet Rabbenâ heb lenâ min ezvâcinâ ve zurriyyâtinâ kurrate a’yunin vec’alnâ lil muttakîne imâmâ.” Rabbimiz gözümüzü aydınlatacak eşler ve zürriyetler bağışla ve bizi takvâ sahiplerine önder kıl

Şuara Sûresi: 83-85. Âyetler Rabbi heb lî hukmen ve elhıknî bis sâlihîn. Vec’al lî lisâne sıdkın fîl âhırîn. Vec’alnî min veraseti cennetin naîm.”
Ey Rabbim! hikmet bahşet ve beni salih kimselere beni doğrulukla anılanlardan kıl. Naîm cennetinin varislerinden eyle.”

Neml Sûresi: 19. Âyet Rabbi evzı’nî en eşkure ni’metekelletî en’amte aleyye ve alâ vâlideyye ve en a’mele salihan terdâhu ve edhılnî bi rahmetike fî ibâdikes sâlihîn. Rabbim! Beni; bana ve ana-babama verdiğin nimetlere şükretmeye salih amellere sevk et ve rahmetinle salih kullarına kat

Kasas Sûresi: 16. Âyet Rabbi innî zalemtu nefsî fagfirlî…”Rabbim kendime zulmettim başıma iş açtım. Beni bağışla…”

Kasas Sûresi: 21. Âyet Rabbi neccinî minel kavmiz zâlimîn.”Rabbim! Beni zalimlerden kurtar.”

Kasas Sûresi: 24. Âyet Rabbi innî limâ enzelte ileyye min hayrin fakîr. Rabbim hayra muhtacım.”

Saffat Sûresi: 100. Âyet Rabbi heb lî mines sâlihîn.”
“Ey Rabbim! Bana sâlihlerden bir oğul ihsan et!”


Ey Rabbimiz! rahmet ve ilmin her şeyi kuşatmıştır. tevbe eden ve senin yoluna gidenleri bağışla,
onları cehennem azabından koru
Rabbimiz Onları iyi olanları Adn cennetlerine koy. Şüphesiz azîz ve hakîm olan sensin!”

Zuhruf Sûresi: 13-14. Âyetler Subhânellezî sahhara lenâ hâzâ ve mâ kunnâ lehu mukrinîn.*Ve innâ ilâ rabbinâ le munkalibûn. Bunu hizmetimize veren Allah’ın şanı yücedir. bizim gücümüz yetmez Şüphesiz Rabbimize döneceğiz.”

Ahkaf Sûresi: 15. Âyet Rabbi evzı’nî en eşkure ni’metekelletî en’amte aleyye ve alâ vâlideyye ve en a’mele sâlihan terdâhu ve aslıh lî fî zurriyyetî, innî tubtu ileyke ve innî minel muslimîn.”
Rabbim! Bana ve ana-babama nimete şükretmemi yararlı iş yapmamı temin et. Benim ve zürriyetim için iyiliği devam ettir. sana döndüm. elbette ki ben müslümanlardanım.”

Haşr Sûresi: 10. Âyet Rabbenâgfir lenâ ve li ihvâninâllezîne sebekûnâ bil îmâni ve lâ tec’al fî kulûbinâ gıllen lillezîne âmenû rabbenâ inneke raûfun rahîm.”Rabbimiz! Bizi ve imanlı kardeşlerimizi bağışla; kalplerimizde, iman edenlere karşı kin bırakma! Rabbimiz sen şefkatli, çok merhametlisin!”

Mümtehine Sûresi: 4-5. Âyetler Rabbenâ aleyke tevekkelnâ ve ileyke enebnâ ve ileykel masîr. Rabbenâ lâ tec’alnâ fitneten lillezîne keferû, vagfir lenâ rabbenâ, inneke entel azîzul hakîm.”Rabbimiz sana dayandık, ve Dönüş ancak sanadır. Rabbimiz! Bizi, inkâr edenlere deneme kılma, bizi bağışla! Rabbimiz! Yegâne galip ve hikmet sahibisin

Tahrim Sûresi: 8. Âyet Rabbenâ etmim lenâ nûranâ vagfir lenâ, inneke alâ kulli şey’in kadîr. Ey Rabbimiz! Nûrumuzu tamamla, bizi bağışla; çünkü sen her şeye kadirsin.”

Kalem Sûresi: 51-52. Âyetler (Nazar Duası)
Ve in yekâdullezîne keferû le yuzlikûneke bi ebsârihim lemmâ semiûz zikra ve yekûlûne innehu le mecnûn.*Ve mâ huve illâ zikrun lil âlemîn.”
inkâr edenler Zikr’i işittiklerinde seni devirivereceklerdi. Hâla da kin ve hasetlerinden o delidir» derler. Oysa Kur’an âlemler için öğüttür.”

Nuh Sûresi: 28. Âyet Rabbigfirlî ve li vâlideyye ve li men dehale beytiye mu’minen ve lil mu’minîne vel mu’minât ve lâ tezidiz zâlimîne illâ tebârâ.”
Rabbim! Beni, ana-babamı, iman ile evime girenleri, imanlı erkek ve kadınları bağışla, zalimlerin helâkini arttır.”

Şifa Âyetleri (Hastalara Okunacak Dualar)

Ve yeşfi sudûre kavmin mu’minîn.”
Anlamı:*“Allah, müminin kalplerine şifa versin
gönüllerini ferahlatsın!” (et-Tevbe)

Ve şifâun limâ fîs sudûr…”
Anlamı:*“…Gönüllerdeki dertlere şifâdır…” (Yûnus, 57)

Yahrucu min butûnihâ şarâbun muhtelifun elvânuhu fîhi şifâun lin nâs…”arıların karınlarından şerbet çıkar onda insanlara şifâ vardır…” (en-Nahl)

Ve nunezzilu minel kur’âni mâ huve şifâun ve rahmetun lil mu’minîn…”Biz, Kur’ân’dan öyle bir şey indiriyoruz ki o, mü’minler için şifâ ve rahmettir…” (el-İsrâ,)

Ve izâ maridtu fe huve yeşfîn.”Hastalığımda bana şifâ veren O’dur.” (Şuarâ)

Kul huve lillezîne âmenû huden ve şifâ’…”
De ki: Kur’ân inananlar için doğruyu gösteren bir kılavuzdur ve şifâdır…” (Fussılet)

murataltug1985 06-04-2018 03:16

Kaynak ülkücüdünya.com

*MÜ'MİNUN SÜRESİ

Gerçekten müminler kurtuluşa ermiştir,*

Onlar namazlarında huşû içindedir boş ve yararsız şeylerden yüz çevirir zekat yerine getirirler,*
Ve onlar ki, iffetlerini korurlar,*eşleri ve cariyeleriyle ilişkilerinden kınanmış değillerdir.*onlar emanet ve ahidlerine riayet ederler,*namazlarını muhafaza ederler,*Firdevs'e varis olan bu kimseler orada ebedî kalırlar.*

And olsun biz insanı, çamurdan, yarattık.*

İnsanı emin ve sağlam bir karargahta nutfe haline getirdik.*nutfeyi bir alaka (embrio) yarattık, alakayı bir mudga (bir çiğnem et parçası halinde) yarattık,

kemik yarattık, kemiklere et giydirdik, sonra onu diğer bir yaratık olarak teşekkül ettirdik. Yapıp yaratanların en güzeli Allah, pek yücedir.*

siz muhakkak ki öleceksiniz.*şüphesiz, kıyamet gününde tekrar diriltileceksiniz.*

Gökten uygun bir ölçüde yağmur indirip onu yerde durgunlaştırdık. Bizim onu gidermeye elbet gücümüz yeter.*

yağmurun sayesinde syararınıza hurma bahçeleri ve üzüm bağları meydana getirdik bunlarda sizin için meyveler vardır ve siz yersiniz.*

Tûr-ı Sinâ'da yetişen bir ağaç meydana getirdik bu ağaç, hem yağ, hem de yiyenlerin ekmeğine katık verir.*

Hayvanlarda da sizin için ibretler vardır. Onların karınlarındakilerden size içiririz. Onlarda sizin için faydalar daha vardır; etlerini yersiniz.*

And olsun biz, Nûh'u kavmine gönderdik. "Ey kavmim dedi, Allah'a kulluk edin. O'ndan başka ilah yoktur. Hâlâ sakınmaz mısınız?"*

Nuh kavminin içinden kâfir kodaman "Bu, dedi sizin gibi bir beşerden başka bir şey değildir. Size hakim olmak istiyor. Eğer Allah peygamber göndermek isteseydi, muhakkak melek gönderirdi. Biz atalarımızdan böyle bir şey duymadık."*
Bu, delidir. Öyle ise, ona katlanıp gözetleyin

Hz Nuh: "Rabbim! dedi, beni yalana çıkarmalarına karşı bana yardım et!"*şöyle vahyettik vahyimizle gemiyi yap. emrimiz gelip tandır kaynayınca, her cinsten eşler halinde iki tane ve bir de içlerinden, hüküm verilmiş dışındaki aileni gemiye al. Zulmetmişler için yalvarma! onlar kesinlikle boğulacaklardır

Sen, yanındakilerle beraber gemiye yerleştiğinde: Bizi zalimler topluluğundan kurtaran Allah'a hamdolsun" de.*Ve de ki: "Rabbim! Beni mübarek bir yere indir. Sen, konuklatanların en hayırlısısın."*

Şüphesiz sizin için ibretler vardır. biz, kullarımızı denemişizdir.*

Allah'a kulluk edin; çünkü sizin O'ndan başka bir rabbınız yoktur. Hâlâ Allah'tan korkmaz mısınız? bir resul gönderdik.*

kâfir olup ahireti yalanlayan ve dünyada kendilerine refah verdiğimiz kodaman peygambere dedi ki Bu sizin gibi bir insandır; sizin yediğinizden yer,
bir beşere itaat ederseniz ziyan edersiniz."*

Kâfir der ki o peygamber Size, öldüğünüz, toprak ve kemik yığını haline geldiğinizde, tekrar çıkarılacağınızı mı vaad ediyor?"*Heyhât o size vaad edilen ne kadar uzak!"*Dünya hayatından başka gerçek yoktur. ölür ve yaşarız; diriltilecek değiliz."*Bu adam,Allah hakkında yalan uydurandır biz ona inanmıyoruz."*

Peygamber: "Rabbim, dedi, beni yalanlamalarına karşı bana yardımcı ol!"*Allah şöyle buyurdu: "Pek yakında onlar pişman olacaklar!"*

Hak tarafından korkunç bir ses yakalayıverdi onları! Kendilerini kuşattık. Zalimler topluluğunun canı cehenneme!*

Hiçbir ümmet, ecelini ne öne alabilir, ne de erteleyebilir.*

biz peygamberlerimizi gönderdik. onlar peygamberi yalanladılar; biz onları yokluğa yuvarladık iman etmeyen kavmin canı cehenneme!*

birtakım âyetlerimiz ve açık bir ferman ile Musa'yı ve kardeşi Harun'u gönderdik.*Firavun kibire kapıldı ululuk taslayan zorba bir kavim oldu Biz, dedi "kavimler bize kölelik ederken bu iki adama inanacak mıyız?"*yalanladılar, ve helâk edilenlerden oldular.*

Andolsun biz Musa'ya bonlar yola gelirler diye, kitabı verdik.*Meryemoğlu ve annesini (kudretimize) alâmet kıldık; onları, yerleşmeye elverişli, sulu bir tepeye yerleştirdik.*

Ey peygamberler! Temiz ve helali yiyin; güzel amel ve hareketlerde bulunun. ben yaptıklarınızı bilirim.*

işte sizin ümmetiniz bir tek ümmet ve ben de sizin Rabbinizim. Öyle ise benden sakının."

insanlar işlerini parça parça böldüler. Her grup, kendinde bulunan ile sevinip böbürlendi.*
Sen şonları bir zamana kadar gaflet ve sapıklıkları ile başbaşa bırak onlar farkına varamıyorlar.*

Rablerine olan saygıdan titreyenler,*âyetlerine inananlar,*Rablerine ortak tanımayanlar,*
Ve, Rablerine dönecekleri için yapmakta oldukları işleri kalpleri titreyerek yapanlar;*onlar, iyiliklere koşuşurlar ve iyilik için yarışırlar.*

Biz hiç kimseyi, gücünün yettiğinden başkası ile yükümlü kılmayız. hakkı söyleyen bir kitap vardır ve onlar haksızlığa uğratılmazlar.*

onların kalpleri cehalet içindedir. birtakım kötü işleri vardır refah ve bolluk içinde olanları sıkıntıya uğrattığımızda, feryadı basarlar.*

Boşuna feryad etmeyin bugün yardım göremeyeceksiniz.*Çünkü âyetlerimiz okunurdu siz arkanızı dönerdiniz.*Kafa tutardınız

Onlar Kur'ân'ı hiç düşünmediler mi? Yoksa kendilerine, atalarına gelmeyen bir şey mi geldi?*
peygamberlerini tanımadılar da inkâr ediyorlar?*
deli olduğunu mu söylüyorlar? Aksine o, hakkı getirmiştir. onlar haktan hoşlanmamaktadırlar.*

hak, onların kötü arzu ve isteklerine uysaydı, mutlaka gökler ve yer kimseler bozulur giderdi. biz onlara şan ve şeref getirdik; fakat onlar kendi şereflerine sırt çevirirler.*

Resulüm istiyorsun? Rabbinin vergisi daha hayırlıdır. O, rızık verenlerin en hayırlısıdır.*sen doğru yola çağırıyorsun.ahirete inanmayanlar ise, ısrarla yoldan çıkmaktadırlar.*

onlara acıyıp sıkıntıyı giderseydik, körleşerek azgınlıkda direnirlerdi.*Andolsun, biz onları sıkıntıya düşürdük yine Rablerine boyun eğmediler, niyazda da bulunmadılar.*

üzerlerine, azabı çok şiddetli bir kapı açtığımız zaman, bir de bakarsın ki onlar orada şaşkın ve ümitsiz kalmışlardır!*

sizin için kulağı, gözleri ve gönülleri yaratan O'dur. Ne de az şükrediyorsunuz!*

sizi yeryüzünde yaratıp türeden O'dur. O'nun huzuruna toplanacaksınız.* O, yaşatan ve öldürendir; gecenin ve gündüzün değişmesi O'nun eseridir. Hâlâ aklınızı kullanmaz mısınız?*

Kafirler Dediler ki: "Sahi biz, ölüp de bir toprak ve kemik yığını haline gelmişken, mutlaka yeniden diriltileceğiz öyle mi?"*Yemin ederiz ki, atalarımıza böyle bir vaadde bulunuldu; fakat bu masaldan başka bir şey değildir!"

Resulüm de ki: "bu dünya Allah'a aittir" "Öyle ise siz hiç düşünüp taşınmaz mısınız?"

Yedi kat göklerin Rabbi, azametli Arş'ın Rabbi Allahdır." siz Allah'tan korkmaz mısınız?"

her şeyin melekûtu yönetimi kendisinin elinde olan, her şeyi koruyup kollayan; fakat kendisi korunmayan muhtaç olmayan kimdir?" Allahdır."

Allah evlat edinmemiştir; O'nunla beraber hiçbir ilâh yoktur. Aksi takdirde her ilâh kendi yarattığını idare eder ve bir gün mutlaka biri mutlaka galip gelirdi. Allah, onların yakıştırdıklarından münezzehtir.*

Allah, gaybı da, açık olanı da bilir. O, müşriklerin ortak koştukları şeylerden çok yüce ve münezzehtir.*

Resulüm De ki: Rabbim! Eğer onlara yöneltilen tehdidi göstereceksen,*beni, o zalimler topluluğunda bulundurma, Rabbim!*

Biz, onlara yönelttiğimiz tehdidi sana göstermeye elbette ki kadiriz.*

Sen, kötülüğü en güzel tutumla sav, biz onların yakıştırmakta oldukları şeyi çok iyi bilmekteyiz.*
Ve de ki: Rabbim! Şeytanların kışkırtmalarından sana sığınırım!*Onların yanımda bulunmalarından sana sığınırım.*

müşriklerden birine ölüm gelip çattığında, Rabbim, der, lütfen beni dünyaya geri gönder,"*
boşa geçirdiğim dünyada iyi iş yapayım. Onun söylediği söz boştur.

yeniden dirilecekleri güne kadar bir berzah vardır.*
Sûr'a üflendiği zaman aralarında artık ne soysop vardır, ne de birbirlerini soruşturacaklardır.*
kimlerin tartıları ağır basarsa, bunlar kurtuluşa erenlerdir.*Kimlerin de tartıları hafif gelirse, kendilerine yazık etmişlerdir; ebedî cehennemdedirler.*

Orada dişleri sırıtır halde iken ateş yüzlerini yalar.
Allah Teâlâ, Size âyetlerim okunurdu da, siz onları yalanlardınız değil mi?... der.*

Derler ki: Rabbimiz Azgın ve sapıklar idik.*
Bizi çıkar. biz zalim insanlarız.*Allah buyurur ki: Alçaldıkça alçalın orada! konuşmayın artık.*

kullarım Rabbimiz! iman ettik; bizi bağışla, ve merhamet et, sen, merhametlilerin en iyisisin." diyorlardı.*Bugün onlara, sabrettiklerinin karşılığını verdim; onlar, muradlarına erenlerdir.*

siz kullarımı alaya aldınız; beni yâd etmeyi unuttunuz kullarıma gülüyordunuz.* inkârcılar Yeryüzünde kaç yıl kaldınız?" Sizi huzurumuza getirilmeyeceğinizi mi sandınız?*

Mutlak hâkim ve hak olan Allah, çok yücedir. O'ndan başka ilâh yoktur. O, bereketli Arş'ın sahibidir.*

Her kim Allah ile birlikte diğer bir ilaha taparsa hesabı ancak Rabbinin nezdindedir.

kâfirler kurtuluşa eremezler.*

Resulüm! De ki: "Rabbim, bağışla ve merhamet et! Sen merhametlilerin en iyisisin."*

murataltug1985 06-04-2018 03:17

Kaynak ülkücüdünya.com

NUR SURESİ

Nur suresi âyetlerini bizim indirdiğimiz ve hükümlerini farz kıldığımız bir sûredir.

düşünüp öğüt alırsınız diye âyetler indirdik.*

Zina eden kadın ve erkeğe yüz sopa vurun

Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allah dinini tatbik hususunda sizi acıma kaplamasın Müminler cezaya şahit olsun.*

Zina eden erkek, zina eden veya müşrik bir kadından başkası ile evlenemez; zina eden bir kadınla da ancak zina eden veya müşrik erkek evlenebilir. Bu, müminlere haram kılınmıştır.*

Namuslu kadınlara zina isnadında bulunup, sonra dört şahit getiremeyene seksener sopa vurun şahitliğini kabul etmeyin. Onlar günahkardırlar.*

tevbe edip ıslah olanlar müstesnadır. Allah bağışlayıcı ve merhametlidir.*

Eşlerine zina isnadında bulunup da şahitleri olmayanlara gelince, onların şahitliği kendisinin doğru söyleyenlerden olduğuna dair dört defa Allah adına yemin ederek şahitlik etmesidir.*
Beşinci defa eğer yalan söyleyenlerden ise, Allah'ın lanetinin kendi üzerine olmasını dilemesidir.*

Kadının, kocasının yalan söyleyenlerden olduğuna dair dört defa Allah adına yemin ve şahitlik etmesi,*Beşinci defa kocası doğru ise, Allah'ın gazabının kendi üzerine olmasını dilemesi kendisinden cezayı kaldırır.*

Allah'ın size bol lütfu ve merhameti olmasaydı ve Allah tevbeleri kabul eden hüküm ve hikmet sahibi olmasaydı haliniz nice olurdu.

Haberiniz olsun ki Muhammed'in(sav) eşine ağır iftira uyduranlar içinizdendir. Bunu kötülük saymayın; aksine iyiliktir. Onlar günah olarak ne işlemişse ceza) vardır. Elebaşlılık yapan, ve günahın büyüğünü yüklenene çok büyük azap vardır.*

Erkek ve kadın müminlerin, iftirayı işittiklerinde kendi vicdanları ile hüsnü zanda bulunup bu apaçık biftiradır" demeleri gerekmez miydi iddiayı atanların dört şahit getirmeleri gerekmez miydi? Madem ki şahitlerle ispat edemediler, öyle ise onlar Allah nezdinde yalancıların ta kendisidir

Eğer dünyada ve ahirette Allah'ın lütuf ve merhameti üstünüzde olmasaydı, size mutlaka büyük bir azab isabet ederdi.*

siz iftirayı, gelişi güzel alıyor ve bilgili olmadığınız uydurma haberi ağızlarınızda geveleyip duruyorsunuz. önemsiz olduğunu sanıyorsunuz. Halbuki Allah katında çok büyük bir suçtur.*

Eğer inanmış insanlarsanız, Allah, sizi sakındırıyor Ve Allah âyetlerini açıklıyor. Allah, çok iyi bilir, hüküm ve hikmet sahibidir.*

İnananlar arasında kötü söz ve davranışın yayılmasını arzulayan kimseler için dünyada da, ahirette de acı veren bir azab vardır.

Her şeyi Allah bilir; siz bilmezsiniz.*

sizin üstünüze Allah'ın lütuf ve merhameti olmasaydı; Allah çok şefkatli ve merhametli olmasaydı haliniz nice olurdu

Ey iman edenler! Şeytanın adımlarını takip etmeyin. Kim şeytanın adımlarını takip ederse, şunu bilsin ki o, edepsizlikleri ve kötülüğü emreder.

üstünüzde Allah'ın lütuf ve merhameti olmasaydı, hiç kimse temize çıkmazdı. Allah, dilediğini arındırır. Allah işitir ve bilir.*

İçinizden faziletli ve servet sahibi kimseler akrabaya, yoksullara, Allah yolunda göç edenlere mallarından bağışlasınlar, feragat göstersinler.

Allah'ın sizi bağışlamasını arzulamaz mısınız? Allah çok bağışlayandır, çok merhametlidir.*

Namuslu, kötülüklerden habersiz mümin kadınlara zina isnadında bulunanlar, dünya ve ahirette lanetlenmişlerdir.

Onlar için çok büyük bir azab vardır.*O gün dilleri, elleri ve ayakları, yaptıklarına şahitlik edecektir.*

O gün Allah onlara gerçek cezalarını tastamam verecek ve onlar Allah'ın gerçek olduğunu anlayacaklar.*

Kötü kadınlar, kötü erkeklere, kötü erkekler kötü kadınlara; temiz kadınlar temiz erkeklere, temiz erkekler de temiz kadınlara yaraşır. Kendilerine bağışlanma ve güzel bir rızık vardır.*

Ey iman edenler! Kendi evinizden başka evlere, geldiğinizi farkettirip ev halkına selam vermedikçe girmeyin. Bu iyidir. bunu düşünüp anla

Bir eve geldiğinizde size izin verilinceye kadar girmeyin. size, "Geri dönün!" denilirse, hemen dönün. bu, temiz bir davranıştır.

Allah, yaptığınızı bilir.*Allah, sizin açığa vurduklarınızı da, gizlediklerinizi de bilir.*

İçinde kendinize ait bir şeylerin bulunduğu oturulmayan eve girmenizde herhangi bir sakınca yoktur.

Resulüm Mümin erkeklere, gözlerini harama dikmemelerini, ırzlarını korumalarını söyle. bu, temiz bir davranıştır. Şüphesiz Allah, haberdardır.*

Mümin kadınlar Gözlerini haramdan korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. zinetlerini teşhir etmesinler. Baş örtülerini, yaka üzerine kadar örtsünler.

Mümin kadınlar Kocaları, babaları, kayınbabaları, oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları köleleri erkeklerden, cinsî güçten düşmüş hizmetçiler, yahut kadınlığının farkında olmayan çocuklardan başkasına zinetlerini göstermesinler.

Mümin kadınlar Gizlemekte oldukları zinetleri anlaşılsın diye, ayaklarını yere vurmasınlar.

Ey müminler! Hep birden Allah'a tevbe ediniz ki, kurtuluşa eresiniz.*

bekarları, kölelerinizden ve cariyelerinizden iyi davranışta olanları evlendirin. fakir iseler, Allah lütfu ile zenginleştirir. Allah, lütfu geniş olan ve her şeyi bilendir.*

Evlenme imkanını bulamayanlar ise, Allahın lütfu ile varlıklı kılınıncaya kadar iffetlerini korusunlar.

Dünya hayatının menfaatlerini elde edeceksiniz diye, namuslu kalmak isteyen cariyelerinizi fuhşa zorlamayın. Kim onları zorda bırakırsa, Allah onlar için çok bağışlayıcı ve merhametlidir.*

Andolsun ki biz size âyetler, sizden öncekilerden örnekler ve takvaya ulaşmış kimseler için öğütler indirdik.*

Allah, göklerin ve yerin nurudur O'nun nuru içinde lamba bulunan bir kandil gibidir. O lamba bir billurdur inciye benzer bir yıldız gibidir mübarek bir ağaçtan çıkan yağdan tutuşturulur. Bu öyle bir ağaç ki yağı, kendisine ateş değmese bile ışık verir. ışık nur*üstüne nurdur.

Allah dilediği kimseyi nuruyla hidayete iletir. Allah insanlara misal verir; Allah her şeyi bilir.*

Allah o evlerin yücelmesine ve içlerinde isminin okunmasına izin vermiştir. Orada sabah akşam O'nu tesbih ederler.*

Birtakım insanlar Allahı tesbih ederler ne ticaret ne alış veriş onları Allah'ı anmaktan, namaz kılmaktan ve zekat vermekten alıkoymaz.

Onlar, kalplerin ve gözlerin allak bullak olduğu bir günden korkarlar.*

Allah işledikleri amellerin en güzeli ile ecir verecek, lütfundan fazlasını bahşedecektir Allah, dilediğine hesapsız rızık verir.*

Küfredenlerin amelleri, ıssız çöllerdeki serap gibidir susayan onu su zanneder, ona vardığında hiç bir şey bulamamış, yanıbaşında inanmadığı, Allah'ı bulmuştur. Allah onun hesabını tastamam görmüştür.

Allah hesabı çok çabuk görür.*

kâfirlerin davranışları engin denizdeki karanlıklar gibidir onu dalga üstüne dalga kaplıyor; üstünde de bulut. Bir biri üstüne karanlıklar... İnsan, elini çıkarıp uzatsa, nerdeyse onu dahi göremez.

Bir kimseye Allah, nur vermemişse, artık o kimsenin ışık ve aydınlıktan nasibi yoktur.*

Görmez misin göklerde ve yerde bulunanlarla dizi dizi kanat çırpan kuşların Allah'ı tesbih ettiklerini? Her biri kendi tesbihini ve duâsını bilmiştir. Allah, onların yapmakta olduklarını hakkıyla bilir.*

Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır; dönüş ancak O'nadır.*

Görmez misin ki Allah bulutları sürüklüyor; biraraya getirip üstüste yığıyor. Ve yağmur çıkıyor.

O, gökten,dağlardan dolu indirir. onu dilediğine isabet ettirir; dilediğinden de uzak tutar; bulutlardan çıkan şimşeğin parıltısı gözleri alır!*

Allah gece ile gündüzü evirip çeviriyor. Şüphesiz hakikatli gözler için mutlak bir ibret vardır.*

Allah, her hayvanı sudan yarattı. kimi karnı üstünde sürünür, kimi iki ayağı üstünde yürür, kimi dört ayağı üstünde yürür... Allah dilediğini yapar Allah her şeye kâdirdir.*

Andolsun biz her şeyi bildiren âyetler indirdik. Allah dilediğini doğru yola iletir.*

Allah'a ve Resulüne inandık ve itaat ettik" diyorlar sonra yan çiziyorlar; bunlar mümin değillerdir.*

Allah'a ve Resulüne çağrıldıkları zaman, yüz çevirip dönerler.*eğer Allah ve Resulü kendi lehlerine ise, gönülden saygı ile gelirler.*Kalplerinde hastalık mı var? şüphe ve tereddüd içinde midirler? Allah ve Resulünün zulüm edeceğinden mi korkuyorlar? Hayır, asıl zalimler kendileridir!*

Allah'a ve Resulüne davet edildiklerinde müminlerin sözü ancak "işittik ve itaat ettik" demeleridir. bunlar kurtuluşa erenlerdir.*

Her kim Allah'a ve Resulüne itaat eder, Allah'a saygı duyar ve O'ndan sakınırsa, işte asıl bunlar bedbahtlıktan kurtulanlardır.*

emrettiğinde en ağır yeminleri ile Allah'a yemin ettiler. De ki: Yemin etmeyin. İtaatiniz malumdur! Bilin ki Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.*

De ki: Allah'a itaat edin; Peygambere itaat edin. yüz çevirirseniz bilin ki, Peygamberin sorumluluğu kendine yüklenen, sizin sorumluğunuz size yüklenendir.

itaat ederseniz, doğruyu bulursunuz. Peygambere düşen, sadece açık açık duyurmaktır.*

Allah, iman edip iyi davranışlarda bulunanlara, i, kendilerini yeryüzüne sahip ve hakim kılacağını, onlar için seçtiği dini onların iyiliğine yerleştirip koruyacağını ve geçirdikleri korkudan sonra, güven sağlayacağnı vaad etti. Çünkü onlar kulluk ederler. Hiçbir şeyi eş tutmazlar.

kim inkâr ederse, büyük günahkarlardır.*

namazı kılın, zekatı verin ve peygambere itaat edin ki rahmete eresiniz.*

İnkâr edenlerin, Allah'ı aciz bırakacaklarını sanmayasın! Onların varacağı yer cehennemdir. Ne kötü varış yeridir orası!*

Ey iman edenler! köle ve evlerinizde bulunanlar, soyunduğunuz vakit yanınıza gireceklerinde sizden üç defa izin istesinler. Bu mahrem bulunacağınız vakittir. Bu vakitlerin dışında ne sizin için, ne de onlar için bir mahzur yoktur.

İşte Allah, âyetlerini size açıklar. Allah her şeyi bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.*

nikah ümidi kalmayan, çocuktan kesilmiş yaşlı kadınların zinetlerini göstermeksizin dış elbiselerini çıkarmalarında vebal yoktur. iffetli olmaları kendileri için daha hayırlıdır. Allah işitendir, bilendir.*

A'maya topala güçlük ve hastaya güçlük yoktur.

Sizin için de kendi evlerinizden, baba anne kardeş amca hala dayı, teyze veya anahtarlarına malik olduğunuz yerlerden, dostlarınızın evlerinden yemenizde sakınca yoktur.

Toplu halde veya ayrı ayrı yemenizde bir güçlük ve günah yoktur.

Evlere girdiğiniz zaman Allah tarafından mübarek ve güzel bir yaşama dileği olarak selam verin. Allah düşünüp anlayasınız diye âyetlerini açıklar.*

Müminler Allah'a ve Resülüne gönülden inanmış kimselerdir. Peygamberden izinsiz bırakıp gitmezler.

Resulüm senden izin isteyenler, Allah'a ve Resulüne iman etmiş kimselerdir. sen de onlardan dilediğine izin ver; onlar için Allah'tan bağış dile; çünkü Allah mağfiret edicidir, merhametlidir.*

Ey müminler Peygamberin davetini başka davetler gibi zannetmeyin. İçinizden, sıvışıp gidenleri muhakkak ki Allah bilmektedir.

O'nun emrine aykırı davrananlar, başlarına bela gelmesinden veya elemli bir azaptan sakınsınlar.*

Bilmiş olun ki, göklerde ve yerde ne varsa Allah'ındır. O, sizin ne yolda, ne durumda olduğunuzu iyi bilir.

Huzuruna döndürülecekleri günde yapmış olduklarını haber verir. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir..*

murataltug1985 06-04-2018 03:17

Kaynak ülkücüdünya.com

FURKAN SÜRESİ

O öyle bir ilâhtır ki, göklerin ve yerin hükümranlığı kendisinindir. O hiç çocuk edinmedi, hükümranlıkta ortağı yoktur. O, her şeyi yaratıp bir ölçüye göre düzenleyerek takdir etmiştir.*

Kâfirler, O'nu bırakıp bir şey yaratamayan, kendileri yaratılmış olan, kendilerine ne zarar ve ne fayda verebilen; öldürmeye, diriltmeye ve ölümden sonra canlandırmaya güçleri yetmeyen tanrılar edindiler.*

İnkâr edenler: "Bu Kur'ân Muhammed'in uydurmasıdır, ona başka bir topluluk yardım etmiştir" diyerek haksız ve asılsız bir söz uydurdular.*Kur'ân öncekilerin masallarıdır; başkalarına yazdırmış dediler.*

Ey Muhammed(sav) De ki: "Onu, göklerin ve yerin sırrını bilen indirmiştir. Şüphesiz O, bağışlayandır, merhamet edendir."*

İnkâr edenler Şöyle dediler: "Bu ne biçim peygamber ki, yemek yer, sokaklarda gezer? Ona, melek indirilseydi ya!"*Yahut kendisine hazine verilseydi veya besleneceği bahçe olsaydı ya zalimler, inananlara "Siz sadece büyülenmiş bir adama uyuyorsunuz" dediler.*

Ey Muhammed(sav) sana nasıl misaller getirdiklerine bir bak! Onlar sapmışlardır, yol bulamazlar.*

Öyle yücedir dilerse sana altından ırmaklar akan cennetler verir, sana köşkler de yapar.*

onlar kıyameti yalanladılar. Biz ise o saati yalanlayanlara çılgın alevli bir ateş hazırladık.*

cehennem ateşi uzaktan görününce, onun hışımlanmasını kaynamasını ve uğultusunu işitirler.*

Elleri boyunlarına bağlı olarak cehennemin dar bir yerine atıldıklarında, yok olmayı isterler.*Onlara şöyle denilir Bu gün bir yok olmayı değil, nice yok olmaları isteyin!*

takva sahiplerine vaad olunan ebedilik cenneti bir mükafattır ve bir varış yeridir.*orada ne isterlerse var, orada ebedî kalacaklar. bu Rabbinden yerine getirilmesi istenen bir vaaddir.*

o gün Rabbin onları Allah'tan başka taptıkları şeylerle toplar da, der ki: "Siz mi saptırdınız şu kullarımı, yoksa kendileri mi yolu kaybettiler?"*
Onlar: "Sübhansın seni tenzih ederiz. senden başka dost bize yaraşmaz;

sen onlara ve atalarına nimet verdin seni anmayı unuttular ve helaki hak eden bir kavim oldular."

taptıklarını sizi yalancı çıkardılar. Artık ne azabınızı geri çevirebilir, ne de bir yardıma çare bulabilirsiniz içinizden kim zulmederse, ona büyük bir azab tattıracağız.*

Sizin bir kısmınızı bir diğerine imtihan sebebi kılmışızdır bakalım sabredecek misiniz Rabbin her şeyi hakkıyla görmektedir.

murataltug1985 06-04-2018 03:18

Kaynak kurandan.com

Hz. Muhammed (S.A.V.) 40 HADİS*

Hadis-i şerifte: "Kim ümmetime dini işlerine dair kırk hadis hıfzediverirse, Allah Teâlâ onu alimler zümresinde haşreder.... Ben de kıyamet gününde ona şahid ve şefaatçi olurum" buyurulmuştur.

Kolaylaştırınız, güçleştirmeyiniz, müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz.

İslâm, güzel ahlâktır.

merhamet etmeyene Allah merhamet etmez.

Nerede olursan ol Allah'a karşı gelmekten sakın;

kötülüğün arkasından bir iyilik yap onu yok etsin.

İnsanlara karşı güzel ahlakın gereğine göre davran.

Hayra vesile olan, hayrı yapan gibidir.

Mümin, bir delikten iki defa sokulmaz.

Allah yaptığınız ameli ve görevi sağlam ve iyi yapmasından hoşnut olur.

İman, yetmiş küsurdür En üstünü “Lâ ilâhe illallah Allah'tan başka ilah yoktur sözüdür,

İmanın en düşüğü rahatsız edici bir şeyi yoldan kaldırmaktır.

Haya imandandır.

Müslüman, elinden ve dilinden emin olunandır

Mümin kardeşinle münakaşa etme, onun hoşuna gitmeyecek şakalar yapma ve ona yerine getirmeyeceğin bir söz verme.

İnsanların Peygamberlerden öğrenegeldikleri sözlerden biri de: “Utanmadıktan sonra dilediğini yap!” sözüdür.


Allah Rasûlü Din Allah'a, Kitabına, Peygamberine, Müslümanların yöneticilerine ve bütün müslümanlara nasihat ve samimiyettir” buyurdu.

Kim kötü ve çirkin iş görürse eliyle gücü yetmezse diliyle düzeltsin; buna da gücü yetmezse, kalben karşı koysun. Bu imanın en zayıf derecesidir.

İki göz vardır ki, cehennem ateşi onlara dokunmaz: Allah korkusundan ağlayan göz, bir de gecesini Allah yolunda, nöbet tutarak geçiren göz.


Zarar vermek ve zarara zararla karşılık vermek yoktur.

Hiçbiriniz kendisi için istediğini mü'min kardeşi için istemedikçe iman etmiş olamaz.

Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu düşmanına teslim etmez.

Kim, mümin kardeşinin ihtiyacını giderirse Allah da onun bir ihtiyacını giderir.

Kim müslümanı bir sıkıntıdan kurtarırsa, Allah da onu kıyamet günü sıkıntılarından kurtarır.

Kim bir müslümanın kusurunu örterse, Allah da Kıyamet günü onun kusurunu) örter.

İman etmedikçe cennete giremezsiniz birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olamazsınız.

İşçiye ücretini, alnının teri kurumadan veriniz.


Rabbinize karşı gelmekten sakının, beş vakit namaz kılın,oruç tutun, zekat verin, yöneticilerinize itaat edin.Böylelikle Rabbinizin cennetine girersiniz.


Hiç şüphe yok ki doğruluk iyiliğe İyilik cennete götürür.

Kişi doğru söyleye söyleye Allah katında sıddîk diye yazılır.

Yalancılık kötüye Kötülük cehenneme götürür.

Kişi yalan söyleye söyleye Allah katında kezzâb diye yazılır.


Mümin kardeşine tebessüm etmen sadakadır. İyiliği emredip kötülükten sakındırman sadakadır. yol göstermen sadakadır. Yoldan taş, diken, kaldırıp atman da sadakadır.

Allah sizin ne dış görünüşünüze ne mallarınıza bakar. o sizin kalplerinize ve işlerinize bakar.

Allah'ın rızası, anne ve babanın rızasındadır.
Allah'ın öfkesi de anne babanın öfkesindedir.


Üç dua kabul edilir: Mazlumun duası, misafirin duası ve babanın evladına duası.


Hiçbir baba, çocuğuna, güzel terbiyeden daha üstün bir hediye veremez.

Peygamberimiz yetimi görüp gözeten kimse ile ben, cennette yanyanayız” buyurmuştur.

Küçüklerimize merhamet etmeyen, büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir.


en hayırlınız hanımına en iyi davranandır.

Cebrâil bana komşu hakkında çok tavsiyede bulundu ki; ben Allah Teâlâ komşuyu komşuya mirasçı kılacak zannettim.

Birbirinize buğuz etmeyin, haset etmeyin, birbirinize arka çevirmeyin; ey Allah'ın kulları, kardeş olun

Bir müslümana, üç günden fazla din kardeşi ile dargın durması helal olmaz.


İnsanı helâk eden şu yedi şeyden kaçının onlar Allah'a şirk koşmak, sihir, Allah'ın haram kıldığı cana kıymak, faiz yemek, yetim malı yemek, savaştan kaçmak, suçsuz ve namuslu mümin kadınlara iftirada bulunmaktır

Allah'a ve ahiret gününe imân eden komşusuna eziyet etmesin. misafirine ikramda bulunsun. ya hayır söylesin veya sussun.

Söz taşıyanlar cezalarını çekmeden affedilmedikçe cennete giremezler.

Dul ve fakire yardım eden Allah yolunda cihad eden veya gündüzlerioruç tutup, gecelerini ibadetle geçiren kimse gibidir.

Her insan hata eder. Hata işleyenlerin en hayırlıları tevbe edenlerdir.

İnsanda bir organ vardır. Eğer o sağlıklı ise bütün vücut sağlıklı olur; o bozulursa bütün vücut bozulur. Dikkat edin! O, kalptir.


Mü'minin hiç kimsede bulunmayan bir hali vardır; O'nun her işi hayırdır. nimete şükreder bu onun için bir hayır olur. darlığa uğrarsa sabreder ve bu da onun için hayır olur.

Bir müslümanın diktiği ağaçtan veya ektiği ekinden insan, hayvan ve kuşların yedikleri şeyler, o müslüman için birer sadakadır.

Bizi aldatan bizden değildir.

murataltug1985 06-04-2018 03:19

Kaynak onlinekuraan .net

Mü’minûn Suresinin Fazilet ve Sırrı

*Resulullah buyurdu ki: "Her kim Müminun Suresini okumaya devam ederse, ölüm anında melekler, cenneti müjdeler."**Resulullah buyurdu ki: "Bana on âyet indi ki, kim hakkını vererek hükmünü yerine getirerek ve yaşayarak okunursa, Cennete girilir: Bu, Müminun Suresinin ilk on ayetidir."**Mü’minûn Suresi’ni okuyan imani ve itikadi yönden düzelir, imanın kemaline erer.İ bni Kuteybeden rivayetle Bir adama deri hastalığı isabet etmiş, cildi soyulmuştu. Her türlü ilacı denedi derman bulamadı. derdine derman bir kafileye katılarak Hicaz’a çıktı. Hastalığı şiddetlenince Küfe’ye yakın bir yerde kafile-den ayrıldı.rüyasında Hz. Ali yi gördü. Ona: Hazreti Ali Müminun suresinin 14.ayetini okudu. Adamın Cilt Hastalığı iyileşti cildi güzel bir hal aldı Ayeti Kerime derhal tesirini gösterdi Bu ayey sedef ve cilt hastalığına tam bir iman ile yedi gün yedişer defa okunmalıdır. Yalancılara karşı İlahi yardım isteyen Müminun suresinin 26. ayetini okumalıdır. Yolculukta selamet isteyen aracından inerken Müminun suresinin 29. ayetini okumalıdır.

*Kötülük yapmasından korkulan bir kişinin Müminun suresinin 93-94 ayetlerini okursa, korktuğundan emin olur.Belalardan emin olmak ve şeytandan korunmak için Müminun suresinin 97-98. ayetlerini okunmalıdır İmam Şafii (Rahimehullah) Mısır’a ulaşınca, insanlar onu çok güzel karşıladılar. Herkes İmam Şafii’yi misafir etmek istiyordu. Halifenin adamlarından ona halifeye gelmesini söyledi. İmam Şafii Sarayda Müminun suresinin 97-98. ayetlerini okudu. ayet tesirini gösterdi hakkında kötü düşünen halife onu ayakta karşıladı. meclisine oturttu. hediyeler sundu.*Muhammed bin İbrahim ra Resulullah tarafından savaşta görevlendirildi ve sabah-akşam Müminun suresinin 115-118. ayetlerini okuması emredildi ayet-i kerime sayesinde ganimet elde edildi selamet bulundu Abdullah ibni Mesud Ra kulağından şikayeti olan bir kimse getirildi. Müminun suresinin 115. ayetinden sonuna kadar sure okundu. kurtuldu. olay Resulullaha intikal edince buyurdu ki:Nefsim kudretinde olan Allah’a yemin ederim ki, bir kimse inanarak bu ayeti celileleri bir dağ üzerine okumuş olsaydı, dağ yerinden oynardı." Bunalıma düşen, sinir hastası olan cinlenmiş kişilerin kulaklarına Müminun Suresinin 115 ve 116 ayetleri okunursa, Allah’ın izniyle şifa olur.hastalık geçmezse, 21 gün 21 kere okunur.

murataltug1985 06-04-2018 03:19

Kaynak kuraanvakti.com

MÜMİNUN SURESİ
*
*Sure adını ilk ayetdeki “el-Mü’minûn” kelimesinden alır. ilk âyetlerde kurtuluşa eren müminlerin ibadetlerinden, nâil olacakları nimetlerden bahsedildiği için sûre “el-Mü’minûn” adını almıştır. Sure Risalet’in Mekke döneminin ortalarında indirilmiştir. Ayetleri okurken, işkenceler vahşet derecesine ulaşmamışsa da, Hz. Peygamber’le Mekkeli kâfirler arasında çetin bir mücadele başlamıştır Sure Risalet’in ortalarında meydana gelen ‘kıtlık’ senesinde inmiştir surenin indiği günlerde İslâm’a giren Hz. Ömer (r.a) şöyle demiştir: “sure indiğinde Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurdu“Şimdi bana on ayet geldi ki, onlara uyan Cennete girecektir.” Sonra da Sure’nin başlangıç ayetlerini okudu*Sure’nin ana teması, Hz. Peygamber’in (s.a) getirdiği mesajı kabul ve çağrıdır Hz. Peygamber’i kabul edenlerin soylu karakter nitelikleri kazanmıştır tüm kainatı; tevhid ve ahiret inancına çağıran Hz. Peygamber’in (s.a) mesajının açık bir delil olduğunu vurgulamak için insan ve kaniatın yaratılışına dikkat çeker. önceki rasullerle kavimlerinin hikayeleri anlatılarak tarihi deliller getirilmekte ve şu gerçekler vurgulanmaktadır Düşmanların Hz. Muhammede karşı itirazlar Aynı itiraz ve şüpheler Allah’ın elçilerine karşı da yükseltilmiştir. tarihten bir ders almalı ve peyamberlerin ı doğru yolda olduklarına karar verilmelidir

*Hz. Muhammed’in tevhid mesajı ve ahiret inancı öteki rasullerin aynısıdır, kabul edilmelidir
Mekkeli müşrikler, peygamber mesajını reddetmiştir müşrik toplumlardan ders alınmalıdır
peygamberler Allah’dan tek dini getirmişlerdir hepsi tek ve aynı ümmetin üyeleridir. Sapık ve batıni inançları, insan uydurmuş, Allah’tan gelme değildir.Dünya hayatındaki başarı ve mutluluk, Allah katındaki kurtuluş ve başarı için ölçü değildir. Eğer kişiler zengin, güçlü ve refah içindeyse, bu kişinin Allah’ın sevgilileri olduğu anlamına gelmez. yoksulluk ve başa gelen felaketler, Allah’ın onlardan razı olmadığının delili değildir. *Hz. Muhammed’in Allah’ın peygamberi olduğunu delillerle sıralamaktadır. kıtlığın uyarı olduğu anlatılmakta ve yolunuzu doğrultun, yoksa korkunç bir azaba uğratılacaksınız” denmektedir. Müşrikler, Hz. Peygamber’in delillerinedeniyle, yeniden kainattaki ayetler”i gözlemeye çağrılmaktadırlar. Hz. Peygamber’e (s.a) düşmanların kötü davranışlarına misilleme olarak herhangi bir yanlışa girmemesi ve şeytanın dürtmelerine karşı korunması söylenmektedir. gerçeğin düşmanları ahirette hesap verecekleri ve müminlere yaptıkları işkencelerin sonuçlarına katlanacaklardır onlar yollarını düzeltmek konusunda uyarılmaktadırlar

murataltug1985 06-18-2018 20:43

Kaynak online kuraan.net

Furkan Suresinin Fazileti

Resulullah (Sav) buyurdu ki: “Her kim Furkan suresini kursa, yorgunluk çekmeksizin cennete girer.“Furkan Suresi Düşmanın perişan olması için okunur.Kötü alışkanlıkdan kurtulmak için 7 kere okunması tavsiye edilmiştir.Ağaçların verimli meyve vermesi için, ağaçların altından alınan toprağa Furk’an suresi 48-49. ayetleri okunur. Cehennem azabından korunmak için Furkan suresinin 65. ayeti okunur Hayırlı evlat isteyen kişi, Furkan Suresinin 74. ayetini okumalıdır

Kaynak mumsema.org

FURKÂN SURESİ*

*Adını, ilk ayetinde geçen "furkan" kelimesinden alır. "Furkan", hakkı bâtıldan ayırandır ve Kur'an-ı Kerim'in isimlerindendir. 77 ayettir. Mekke döneminin ortalarında ve Yâsin Sûresinden sonra nâzil olmuştur. 68-70. ayetlerinin Medine'de indiği rivâyet edilir. Mushaftaki resmi sırası 25., iniş sırasına göre ise 42. suredir.*surede; Mekke'li müşriklerin Kur'an'a ve Hz. Muhammed'in peygamberliğine itirazlar ele alınmakta ve bunlara uygun cevaplar verilmektedir. Sure sonunda, Müminun Suresi'nin başında olduğu gibi, müminlerin ahlâkî-manevî üstünlükleri tasvir edilmektedir.*Surenin temel mesajları
Kur'an Allah kelamıdır, o bir insan sözü değildir. Allah, onu parça parça indirmiştir.*Her şey Allah'ındır.*Allah'ın eşi ve ortağı yoktur. yarattıklarına ölçü ve düzen veren odur.
*yarattıklarına rızık veren Allah'tan başkasını tanrı edinmek zalimliktir. Yüce Allah, kâinatı altı zamanda yaratmıştır. Gökyüzünde burçları, güneşi ve ayı, gece ile gündüzü yaratan ve bütün kâinatı yöneten odur.*Tüm peygamberler gibi, Hz. Muhammed bir insandır. bir uyarıcı ve müjdecidir.*
İnkarcılar, hakkı işitmeyen, düşünmeyen hayvandan aşağı olan varlıklardır.*Ahireti inkar edenler şiddetli azapla karşılaşacakdır. İnananlar ebedi cennetle ödüllendirileceklerdir.*Allah'ın Elçisi gerçek dost ve doğru yoldur. İnsanlar onu dost edinmeli ve onun yolunu takip etmelidirler.*Geçmişteki inkarcı toplulukların başlarına gelenlerden ibret alınmalıdır.*, müminlerin şu hususlara dikkat etmelidir Alçak gönüllülük,cahillere uymamak,*
geceyi ibadetle geçirmek,*cehennem azabından Allah'a sığınmak,**harcamalarda israf ve cimrilikten kaçınmak şirkten uzak durmak sadece Allah'a yalvarmak;*haksız yere kimsenin canına kıymamak,*zinadan kaçınmak;*Allah'ın ayetlerini görmezlikten ve duymazlıktan gelmemek;*Allah'tan hayırlı eş ve çocuk istemek.*müminler, sabretmelerine karşılık en yüce cennetlerle ödüllendirilip orada sürekli olarak kalacaklardır.*Dua ve ibadet, insana değer kazandırır. İbadeti ve duası olmayan kişinin Allah katında hiçbir değeri yoktur.*

murataltug1985 06-18-2018 20:44

Kaynak ülkücüdünya.com

*FURKAN SURESİ

bize kavuşmayı ummayanlar "Bize melekler indirilmeliydi, ya da Rabbimizi görmeliydik" dediler. Andolsun ki, büyük azgınlık ettiler.*Melekleri görecekleri gün, günahkarlara sevinç yoktur.

her iyi işi dikkate alırız, onu saçılmış zerreler haline getiririz.*O gün cennetliklerin kalacakları yer çok iyi, dinlenecekleri yer pek güzeldir.*O gün gökyüzü beyaz bulutlar halinde yarılacak ve melekler bölük bölük indirileceklerdir.*

o gün gerçek hükümranlık, çok merhametli olan Allah'ındır. Kâfirler için ise pek çetin bir gündür.*
zalim ellerini ısıracak: "Eyvah!" diyecek, "keşke Peygamberin yanında bir yol tutsaydım!"*

Şeytan insanı uçuruma sürükleyip yapayalnız ve yardımcısız bırakmaktadır.*

biz her peygamber için günahkarlardan düşman yapmışızdır. hidayet verici ve yardımcı olarak Rabbin yeter.*

O yüzleri üstü cehenneme toplanacaklar var ya! işte onlar, yerleri en kötü, yolları en sapık olanlardır.*

Andolsun ki Musa'ya kitap verdik, kardeşi Harun'u yardımcı yaptık.*Haydi âyetlerimizi yalan sayan o kavme gidin" dedik. Sonunda yola gelmeyen kavmi yerle bir ettik.*

Nuh kavmi Peygamberleri yalancılıkla itham ettiler, onları suda boğduk ve kendilerini insanlara ibret yaptık. Biz zalimler için acıklı bir azab hazırlamışızdır.*

Ad'ı, Semud'u, Ress halkını ve bir çok nesilleri inkârcılıkları yüzünden helak ettik Onlara misaller getirdik; öğüt almadıkları için hepsini kırdık geçirdik.*Andolsun ki, putperestler bela ve fenalık yağmuruna tutulmuşlardır.

Seni gördükleri zaman "Bu mu Peygamber diye alaya alıyorlar.*bizi neredeyse tanrılarımızdan saptıracaktı" diyorlar. Azabı gördükleri zaman, kimin sapık olduğunu bilecekler!*

Kötü duygularını kendisine tanrı edinen kimseyi gördün mü? onların söz dinleyeceğini yahut akıllanacağını mı sanıyorsun? onlar hayvanlar gibidir, gidişçe daha sapıktırlar.*

Rabbinin gölgeyi nasıl uzatmakta olduğunu görmedin mi? Dileseydi onu hareketsiz kılardı. Sonra biz güneşi, delil kılmışızdır.*Sizin için geceyi örtü, uykuyu istirahat kılan, gündüzü çalışma yapan
Rüzgarları rahmetine müjdeci gönderen ve gökten tertemiz bir su indiren O'dur.*

ölü toprağa can verelim, yarattığımız nice hayvanlara ve insanlara su sağlayalım, diye.*
gökten tertemiz bir su indiren O'dur.*

Andolsun insanların öğütleri anlatmışızdır; ama insanlar nankörlük edip diretmiştir.*

Habibim Şayet dileseydik her köye bir uyarıcı gönderirdik.*Madem yalnız seni gönderdik Öyleyse kâfirlere boyun eğme ve Kur'ân ile onlara karşı olanca gücünle büyük bir savaş ver!*

Birinin suyu tatlı ve susuzluğu giderici, diğerininki tuzlu ve acı iki denizi salıveren ve aralarına bir engel, aşılmaz bir serhat koyan O'dur.*

O sudan, bir insan yaratıp ona bir neseb bahşeden ve sıhriyet bağı ile akraba yapan O'dur. Rabbinin her şeye gücü yeter.*

Allah'ı bırakıp kendilerine ne fayda, ne zarar veremeyen şeylere kulluk ediyorlar. İnkârcı olan Rabbine karşı uğraşıp durmaktadır.

biz seni müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.*
De ki: "Ben, sizden ücret değil, ancak Rabbine doğru yol tutmayı dileyen kimseler olmanızı istiyorum."*

Sen, ölümsüz ve daima diri olan Allah'a güvenip dayan. O'nu hamd ile tesbih et. Kullarının günahlarından haberdar olarak O yeter.*

Gökleri yeri altı günde yaratan, sonra Arş'a hükmeden Rahmân'dır. Haydi ne dileyeceksen her şeyden haberdar olan Rahmândan dile.*

Onlara "Rahmân'a secde edin" dendiğinde "Rahmân da neymiş? Senin emrettiğine secde eder miyiz derler ve bu emir onların nefretini artırır.*

Gökte burçları var eden, onların içinde bir kandil güneş ve nurlu bir ay barındıran Allah, yüceler yücesidir.*

İbret almak veya şükretmek dileyen kimseler
O çok merhametli Allah'ın kulları tevazu ile yürür cahil kimseleri incitmeksizin selam" derler
Rablerine secdeler ve kıyama yatarlar.*

Onlar ki, şöyle derler: Cehennem azabını üzerimizden sav! Doğrusu azab geçici değildir.*
Orası cidden ne kötü bir uğrak, ne kötü bir konaktır.*

onlar ki, harcadıklarında ne israf ne cimrilik ederler; orta yol tutarlar.*onlar ki, Allahtan başkasına yalvarmazlar, Allah'ın haram kıldığı cana kıymaz ve zina etmezler. Bunları yapan cezasını bulur.*
Kıyamet günü azabı kat kat olur ve orada alçaltılmış olarak temelli kalır.*

tevbe ve iman edip iyi davranışlarda bulunanlar başka; Allah onların kötülüklerini iyiliğe çevirir. Allah bağışlayıcı engin merhamet sahibidir.*
tevbe edip iyi davranış gösteren şüphesiz tevbesi kabul edilmiş olarak Allah'a döner.

onlar yalan şahitlik etmezler, boş bir şeye rastladıkları zaman vakar ile giderler.*
Rablerinin âyetleri hatırlatıldığında onlara karşı sağır ve kör davranmazlar.*

onlar ki: "Ey Rabbimiz! Bize gözümüzü aydınlatacak eşler ve zürriyetler bağışla ve bizi takva sahiplerine önder kıl" derler.*

İşte onlar, sabretmelerine karşılık cennetin en yüksek makamları ile mükafatlandırılacaklar, orada hürmet ve selamla karşılanacaklar Orada ebedî kalacaklar, orası ne güzel bir konak ve ne güzel bir makamdır.*

Resulüm De ki: "Rabbim size ne kıymet verir duanız olmasa? Ey inkârcılar! Size bildirileni yalan saydınız; o halde azab yakanızı bırakmayacaktır!*

murataltug1985 06-18-2018 20:45

Kaynak online kuraan.net

Şuara Suresinin Fazilet ve Sırları

Resulullah (Sav) buyurdu ki: “Her kim şu’ara Suresini okursa, hz Nuh*hz Hud*hz Salih*hz Şuayb*hz İbrahim*ve*hz Muhammed*(Sav)‘e iman edenlerin ve yalanlayanların sayısınca sevap verilir."
Her türlü zarardan korunmak için okunur.Kabakulak bölgenin etrafı çizilip Şuara suresinin 130. ayeti çizili olan kısmın içine yazılırsa, Allah’u Teala’nın izniyle şifa bulur Her türlü kötülüğün işlendiği günümüzde kendimizi ve ailemizi küfür, şirk ve sapkınlıktan korumak için Şu’ara suresinin 169. ayeti okunmalıdır.

ŞUARA SURESİ

Tâ, Sîn, Mîm.*Bunlar apaçık kitabın âyetleridir.*

Resulüm iman etmiyorlar diye kendine kıyacaksın*
Biz dilersek üzerlerine gökten bir âyet indiririz de, boyunları eğilekalır.*

Rahmân'dan yüz çevirirler.*yalandır" dediler; fakat onlara alay edip durdukları haber yakında gelecektir.*

Yeryüzüne bakmadılar mı? Biz orada her güzel çiftten nice bitkiler yetiştirmişiz.*Şüphesiz bunda mutlak âyet vardır; ama onlar iman etmezler.*
şüphe yok ki Rabbin, galip ve engin merhamet sahibidir.*

Bir vakit de Rabbin, Musa'ya Git o zalim kavme" dedi.*Firavun kavmi, hâlâ sakınmayacak mı?"*

Musa şöyle seslendi: "Ya Rab! Doğrusu korkarım ki beni yalancı sayarlar."*göğsüm daralır, dilim dönmez, onun için Harun'a elçilik ver."*
onların isnad ettikleri bir suç var. korkarım ki, hemen beni öldürürler."*

Allah buyurdu, "haydi ikiniz âyetlerimizle gidin. Şüphesiz ki, sizinle beraberiz. Haydin Firavun'a gidin de deyin ki: biz, âlemlerin Rabbinin elçisiyiz.*
İsrail oğullarını bizimle gönder."*Â, dedi, biz himayemizde büyütmedik mi? Hayatını aramızda geçirmedin mi?"*o kötü işi yaptın. Sen nankörün birisin!"*Musa, "Ben, dedi, o işi yaptım şaşkınlardandım."*Sizden korkunca kaçtım. Rabbim bana hikmet bahşetti ve beni peygamberlerden kıldı."*

Firavun dediki Âlemlerin Rabbi dediğin nedir ki?"*
Musa cevap olarak: "Eğer gerçeğini düşünüp anlayan olsanız itiraf edersiniz O, göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunan her şeyin Rabbi'dir."*


Musa dedi ki: "O sizin de Rabbiniz, daha önce ki atalarınızın da Rabbidir."*Firavun Size gönderilen elçiniz mutlaka delidir" dedi.*Musa dediki Şayet aklınızı kullansanız anlarsınız ki O, doğunun, batının ve ikisinin arasında bulunanların Rabbidir."*

Firavun: "Benden başkasını ilâh tutarsan, andolsun seni zindana kapatılmışlardan ederim" dedi.*
Musa sordu: "Sana apaçık bir şey getirmiş olsam da mı?"*Firavun: "Haydi getir onu bakayım, doğrulardan isen" dedi.*Musa asâsını bıraktı apaçık bir ejderha oluverdi.*

Elini koynundan çıkardı; bakanlara bembeyaz nur oluverdi.*Firavun çevresindeki lere: "Bu dedi, sihirbaz!"*Sizi sihriyle yurdunuzdan çıkarmak istiyor. ne buyurursunuz?"*

Dediler ki: "Bunu ve kardeşini eğle, şehirlere toplayıcılar gönder."*Bütün sihirbazlar bir araya getirildi.*Halka, toplanın denildi.*Sihirbazlar Firavun'a "Şayet üstün gelirsek, ücret vardır, değil mi?" dediler.*Firavun cevaben: "gözde olacaksınız" dedi.*

Musa Atın, ne atacaksanız" dedi.*iplerini ve değneklerini attılar ve "Firavun'un kudreti hakkı için galip geleceğiz" dediler.*Musa asâsını attı; bir de ne görsünler, onların uydurduklarını yutuyor!*
Sihirbazlar derhal secdeye kapandılar.*İman ettik, dediler, Âlemlerin Rabbine "*Musa ve Harun'un Rabbine!"*

Firavun dedi ki: "Ben size izin vermeden iman ettiniz ha! Anlaşıldı ki o sihri öğreten büyüğünüzmüş! Ama bileceksiniz: Andolsun, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim, hepinizi çarmıha gerdireceğim!"*Zararı yok dediler nasıl olsa biz Rabbimize döneceğiz."*

biz müminlerin evveli olduğumuzdan Rabbimizin bize mağfiret buyuracağını ümit ederiz"*

Biz, Musa'ya: "Kullarımı geceleyin yola çıkar, çünkü takip edileceksiniz" diye vahyettik.*Firavun askerler gönderdi:*bunlar, sayıları az bölük pörçük bir cemaattır."*hakkımızda gayz besliyorlar. "*
Biz uyanık ve tekvücut bir cemaatız. diyorlar

biz, Firavun ve kavmini bahçelerden, pınarlardan,*
Hazinelerden ve şerefli makamlardan çıkardık.*
onlara İsrail oğullarını mirasçı yaptık.*

Firavun ve adamları onların ardına düştüler.*
Musa'nın adamları "Eyvah, yakalandık! dediler.*
Musa: "Hayır, aslâ! dedi, Rabbim şüphesiz benimledir, bana yolunu gösterecektir."*

Musa'ya "Vur asân ile denize" diye vahyettik; infilak etti, her bölük koca bir dağ oluverdi,*Musa ve beraberindekilerin hepsini kurtardık,*ötekileri suda boğduk.*

Şüphesiz âyetlerde ibret vardır; ama çokları iman etmiş değillerdir.*şüphesiz, Rabbin, mutlak galip ve engin merhamet sahibidir.*

Resulüm onlara İbrahim'in kıssasını naklet.*
o, babası ve kavmine, "Neye tapıyorsunuz?" demişti.*Birtakım putlara taparız onlar sayesinde toplanırız" dediler.*

İbrahim as dediki yalvardığınızda onlar sizi işitiyormu size fayda veya zararları olur mu?"*Yok, dediler, ama biz babalarımızı böyle yapar bulduk."*
İbrahim as dedi ki: atalarınızın, neye taptığını düşündünüz mü?"*

onlar benim düşmanımdır ancak âlemlerin Rabbi dostumdur O beni yaratan doğruyu gösterendir,"*
yediren, içirendir,"*Hastalağıma şifâ verir."*
O ki, canımı alacak, ve diriltecektir. hesap günü, hatamı bağışlayacağını umduğumdur."*

Ya Rab! Bana hikmet ve hüküm ver ve beni iyilere kat."*beni doğru anılanlardan eyle!"*beni cennetin varislerinden eyle!"*Babamı da bağışla, çünkü o yanlıştadır

İnsanların diriltilecekleri gün, beni mahcub etme."*
O gün ki ne mal fayda verir ne oğullar Ancak Allah'a temiz bir kalple gelenler kurtuluşa erer O gün Cennet müttakilere yaklaştırılmıştır.*Azgınlar için cehennem hortlatılmıştır.*

Onlara, "Allah'ı bırakıp taptıklarınız, nerede? Size yardım edebiliyorlar mı kendilerini kurtarabiliyorlar mı?" denilir.*Ve arkasından putlar ve azgınlar cehennemin içine fırlatılmaktadırlar.*

İblis orduları dediler ki:*Vallahi biz, apaçık sapıklık içindeymişiz."*biz sizi, âlemlerin Rabbi ile bir tutuyorduk."*bizi hep o günahkarlar saptırdı."*
bizim için ne şefaatçi var,"*Ne de yakın bir dost."*


şüphesiz Rabbin, mutlak galip ve engin merhamet sahibidir.*Nuh kavmi de peygamberleri yalancılıkla itham etti.*

kardeşleri Nuh onlara şöyle demişti: "Siz Allah'tan korkmaz mısınız?"*Haberiniz olsun ki ben, güvenilir bir Peygamberim.Gelin Allah'tan korkun ve bana itaat edin."*sizden ücret istemiyorum. mükafaatımı verecek olan ancak, âlemlerin Rabbidir."*

Nuh dedi ki Gelin, Allah'tan korkun ve bana itaat edin." dedilerki, senin ardına düşük kimseler düşmüşken, biz sana inanır mıyız?"*Nuh as dedi ki: "Onların hesabı ancak Rabbime aittir. Ben ancak uyarıcıyım."*

Dediler ki: "Ey Nuh! vazgeçmezsen, taşa tutulacaksın!"*Nuh as "Rabbim! dedi, kavmim beni yalancılıkla itham etti."*benimle onların arasında hükmünü ver. Beni ve müminleri kurtar."*
biz onu ve beraberindekileri, gemide kurtardık.*
arkasında kalanları suda boğduk.*

Şüphesiz mutlak âyete alınacak derslere iman etmiş değillerdir.şüphesiz Rabbin, mutlak galip ve engin merhamet sahibidir.*

Âd kavmi peygamberleri yalancılıkla itham etti.*
kardeşleri Hûd şöyle demişti: "Siz Allah'tan korkmaz mısınız?"*

ben, size gönderilmiş, güvenilir bir Peygamberim."*
Gelin Allah'tan korkun ve bana itaat edin."*
ben sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim mükafatımı verecek olan ancak âlemlerin Rabbidir. "*
Siz her tepeye bir alâmet bina edip eğlenir durur musunuz?"*Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz?"*Artık Allah'tan korkun ve itaat edin."*


O Allah'tan korkun ki, size Davarlar, oğullar,"*
Cennet gibi bağlar, bahçeler, pınarlar ihsan etmektedir."*

ben sizin hakkınızda büyük bir günün azabından korkuyorum."*Dediler ki: "Sen ha vaaz etmişsin, ha vaaz edenlerden olmamışsın, Biz azaba uğratılacak da değiliz."*biz kendilerini helak ettik. Şüphesiz bunda mutlak âyet alınacak ders vardır, ama çokları*iman etmiş değillerdir.*

şüphesiz Rabbin, mutlak galip ve merhamet sahibidir.*Semûd kavmi de peygamberleri yalanladılar kardeşleri Salih şöyle demişti: Allah'tan korkmaz mısınız?"*ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim."*Gelin, Allah'tan korkun ve bana itaat edin."*

sizden hiçbir ücret istemiyorum. mükafatımı verecek olan ancak âlemlerin Rabbidir."*


Siz Bahçelerin, pınarların içinde,"*Ekinlerin, salkımları sarkmış hurmalar arasında,"*güven içinde bırakılacak mısınız?"*bir de dağlardan keyifli kâşâneler oyuyorsunuz."*

Gelin! Allah'tan korkun itaat edin."*Yeryüzünde bozgunculuk yapıp dirlik düzenlik vermeyen bozguncuların emrine uymayın."*

Sen büyülenmişsin!"*Sen de ancak bizim gibi beşersin. doğru isen, haydi bize bir mucize getir."*
Salih as "İşte mucize bu dişi devedir; su içme hakkı onundur, belli bir günün içme hakkı sizin" dedi.*

Sakın ona kötülükle ilişmeyin, yoksa sizi büyük bir günün azabı yakalayıverir."*Derken onu kestiler; kendilerini azap yakalayıverdi. Şüphesiz bunda âyet ve ders vardır, ama iman etmiş değillerdir.*

Rabbin, mutlak galip ve engin merhamet sahibidir.*
Lût kavmi peygamberleri yalancılıkla itham etti.*
Hani kardeşleri Lût as şöyle demişti
erkeklere mi gidiyorsunuz?"*sizler insanlıktan çıkmış bir kavimsiniz!"*

dediler ki "Ey Lût! davadan vazgeçmezsen sürülenlerden olacaksın."*Lût "Doğrusu ben, size buğzedenlerdenim."*Yâ Rabbi! Beni ve ailemi onların vebalinden kurtar."*Biz de onu ve ailesini kurtardık,*

hepsini helak ettik.*üzerlerine öyle bir yağmur yağdırdık ki, o yağmur ne kötü bir yağmurdu!*
Şüphesiz âyet ve ders vardı Ama iman etmiş değillerdir.*Rabbin, mutlak galip ve engin merhamet sahibidir.*

Eyke halkı da peygamberleri yalancılıkla itham etti.*Şuayb şöyle demişti: Allah'tan korkmaz mısınız?"*Ölçeği tam ölçün hak yiyenlerden olmayın."*doğru tartın."*değer düşürmeyin. bozgunculuk yapmayın."*sizi nesilleri yaratan Allah'tan korkun."*

dedilerki"Sen, büyülenmişsin."*bizim gibi beşersin biz seni yalancı sayıyoruz."*doğru sözlü isen, üstümüze gökten parça düşürüver."*Şuayb, "Rabbim, yaptıklarınızı en iyi bilendir" dedi.*
onu yalancı saydılar da kendilerini azab yakaladı büyük azab idi!*

Şüphesiz bunda bir âyet ve ders vardır. Ama iman etmiş değillerdir.*şüphesiz Rabbin, galip ve merhamet sahibidir.*muhakkak Kur'ân âlemlerin Rabbinin indirmesidir.*Resulüm Onu Rûhu'l-emin Cebrail indirdi; Uyarıcılardan olasın diye kalbin üzerine;*Açık bir Arapça lisan ile.*

O, şüphesiz daha önceki kitaplarda vardı.*
İsrailoğullarının onu bilmesi, onlar için bir âyet değil midir?*Biz onu Arapça bilmeyenlere indirseydik yine iman etmezlerdi.onu günahkar kalplere soktuk. anladılar, ama acıklı azabı görünceye kadar iman etmezler.*

İşte azab onlar farkında olmadan, ansızın geliverecektir.*O zaman "Bize mühlet verilir mi diyeceklerdir.*Oysa dünyada iken azabımızı çarçabuk istiyorlardı.*

onlara senelerce zevk ettirsek,*Sonra vaad edilen azab gelip çatarsa,*yaşadıkları zevkin hiçbir faydası olmayacaktır.*biz hangi memleketi helak ettikse muhakkak uyarıcı olmuştur.*ihtar edilmiştir ve biz zulmetmiş değiliz.*

Şüphesiz onlar vahyi işitmekten uzak tutulmuşlardır.*sakın Allahtan başkasına kulluk edip yalvarma, yoksa azaba uğratılanlardan olursun.*

Önce en yakınlarını uyar.*sana uyan müminlere kanadını indir.*sana karşı gelirlerse, de ki: "Ben sizin yaptıklarınızdan uzağım."*Sen mutlak galip ve engin merhamet sahibine güvenip dayan.*

O gece namaza kalktığın zaman seni görüyor.
secde edenler arasında dolaşmanı görüyor.
her şeyi işiten, her şeyi bilen O'dur.*

Şeytanlar günaha, iftiraya düşkün herkesin üzerine iner Onlar şeytana kulak verirler ve yalancıdırlar
onlara sapıklar uyar.*her vadide şaşkınca dolaşıp yapmadıkları şeyleri söylerler

iman edip iyi ameller işleyenler, Allah'ı çok çok ananlar ve haksızlığa uğratıldıklarında kendilerini savunanlar müstesna; haksızlık*edenler, hangi dönüşe döndürüleceklerini bileceklerdir.*

murataltug1985 06-18-2018 20:45

Kaynak mumsema.org

Şuara Süresi Nuzul Sebebi*


İbn Abbâs'tan rivayetine göre Sûre, son beş âyeti 224-227. âyetleri dışında Mekke'de nazil olmuştur. İbnu'z-Zübeyr'den ise sûrenin mekkî olduğunu kaydedlmektedir.Şuarâ Sûresi, Vakıa Sûresinden sonra nazil olmuştur.Âyet adedi, iki yüz yirmi yedidir.*197.*İsrail oğullarının bilginlerinin bunu bilmesi de onlar için bir âyet değil midir?
İbn Abbâs'tan rivayetle Mekkeliler, Hz. Peygamber hakkında Yesrib yahudilerine birilerini göndermişdi. Yahudiler:*Evet, o peygamberin geliş zamanıdır." deyip vasıflarını saydılar fakat vasıflarını karıştırdılar. İşte bunun üzerine bu âyet-i kerime nazil oldu.204.*azabımızı çabucak istiyorlar?
Bu âyet-i kerime "Ey Muhammed, daha ne zamana kadar bizi azâbla tehdit edip duracaksın? Tehdit ediyorsun ama başımıza gelmiyor." diye alay etmeleri üzerine nazil olmuştur.*205.*Gördün mü, şayet Biz Azîmüşşân onları yıllarca yararlandırsak;* 206.*Sonra kendilerine va 'dolunan şey başlarına gelse,207.*Eğlendirilmiş olmaları onlara bir fayda sağlamaz.Ebu Cehdam'dan rivayetine göre Hz. Peygamber rüyasında kendisi şaşkın gösterilmiş ve rüyasını ashabına anlatmış O'na sormuşlar ve Efendimiz Benden sonra düşmanımın ümmetimden olduğunu gördüm."buyurmuş ve bunun üzerine*Gördün mü, şayet Biz Azîmüşşân onları yıllarca yararlandırsak; Sonra kendilerine va'dolunan gelse, Eğlendirilmiş olmaları fayda sağlamaz."* âyet-i kerimeleri nazil olmuş Efendimiz (sa)'in gönlü hoş olmuştur

*214.*Ve yakın akrabalarını uyar.Bu âyet-i kerimenin inmesiyle Hz. Peygamber Safa tepesine çıkarak Kureyşlileri çağırıp onları uyarır, Ebu Leheb
"Soyu kesilesice bizi bunun için mi topladın." demesi üzerine Mesed Sûresi nazil oldu
215.*Mü'minlerden sana tâbi olanlara kanatlarını ger.âyet-i kerimesi nazil olunca Hz. Peygamber (sa), uyarmaya ehl-i beyti ve ailesi ile başladı bu, müslümanlara ağır geldi.. bunun üzerine Allah Tealâ:*"Mü'minlerden sana tâbi olanlara kanatlarını ger."*âyet-i kerimesini indirdi.*224.*Şairlere gelince; onlara da ancak azgınlar tabi olurlar.* 225.* Görmedin mi onlar, her vadide şaşkın şaşkın dolaşırlar.**226.*Ve onlar, gerçekten yapmadıklarını söylerler. Ayetlerin nüzul sebebi ise Biz Muhammed'in söyledikleri gibisini söyleriz." deyip Hz. Peygamber i hicveden şiirler dinlemek üzere bedevilerin toplandığı Abdullah ibnu'z-Ziba'râ, Hübeyre ibn Vehb el-Mahzûmî, Müsâfi' ibn Abdi Menâf, gibi müşrik şâirleri hakkında nazil olmuştur. Ayetteki şairlere tabi olan*"azgınlar"dan maksat Hz. Peygamber (sa)'i ve getirdiklerini hicveden şiirlerini dinlemek üzere toplanan bedevilerdir.İkrime şöyle demiştir:*
İki şair karşılıklı birbirlerini hicvediyordu insanlardan bir grub birisini desteklerken diğer bir grup ötekine destek veriyordu. bu âyet-i kerimeler bunun üzerine nazil olmuştur.

*227.*Ancak iman etmiş, salih ameller işlemiş, Allah'ı zikretmiş ve zulmden sonra zafer kazanmış olanlar müstesnadır.zulmetmiş olanlar nasıl bir yıkılışla yıkılacaklarını görecek ve bileceklerdir.
"Şairlere gelince; onlara da ancak azgınlar tabi olurlar." âyet-i kerimesi nazil olunca Hassan ibn Sabit, Abdullah ibn Revaha Peygamber e ağlıyarak geldiler ve:*Ey Allah'ın elçisi, elbette Allah, âyet-i kerimeyi indirirken bizim şair olduğumuzu biliyordu." diye sızlandılar da bunun üzerine Allah Tealâ bu âyet-i kerimeyi indirdi Hz. Peygamber onları çağırarak kendisine inen*"Ancak iman etmiş, salih ameller işlemiş olanlar müstesnadır..."*âyet-i kerimesini tilâvet buyurdular.*Şairlere gelince; onlara ancak azgınlar tabi olurlar."*âyet-i kerimesinin nüzulü üzerine ağlıyarak Hz. Peygamber e gelenlere Hz. Peygamber âyet-i kerimenin:*"Ancak iman etmiş, salih ameller işlemiş, Allah'ı çokça zikretmiş ve zulme uğratıldıktan sonra zafer kazanmış olanlar müstesnadır..."*kısmını okudu*"İşte bunlar sizsiniz."*buyurdu

murataltug1985 06-18-2018 20:46

Kaynak ülkücüdünya.com

NEML SURESİ

Tâ, Sîn. Bunlar sana, Kur'ân'ın ve apaçık kitabın âyetleridir.*İman eden müminler için hidayet rehberi ve müjdeci olmak üzere.*müminler namazı doğru kılar zekatı verir ahirete kesin olarak iman ederler.*

Şüphesiz ahirete inanmayanların işlerini süslü gösterdik ilerisini göremezler, kalpleri körelmiştir.*
bunlara ağır azab vardır, ahirette en çok ziyana uğrayacaklar onlardır.*

Resulüm Şüphesiz Kur'ân, sana hikmet sahibi ve her şeyi bilen Allah tarafından indirilmektedir.*


Musa as ailesine şöyle demişti: "Gerçekten ben ateş gördüm, size oradan haber getireceğim yahut kor ateş getireyim, umarım ki ısınırsınız."*Oraya geldiğinde şöyle seslenilmişti: "Ateş ve çevresindekiler mübarek kılınmıştır! Âlemlerin Rabbi Allah, eksiklikden münezzehtir

Ey Musa! İyi bil ki, ben, mutlak galip ve hikmet sahibi Allah'ım Asânı at!" onu yılan gibi görünce arkasına bakmadan kaçtı. Ey Musa korkma! benim huzurumda peygamberler korkmaz."*

kim haksızlık yapar, sonra kötülüğü iyiliğe çevirirse, bilsin ki ben bağışlayıcıyım, çok merhamet sahibiyim."*

Firavun ve kavmine git onlar yoldan çıkmış bir kavimdir âyetlerimize sihirdir" dediler.*
zulüm ve kibirden ötürü inkâr ettiler. Bozguncuların sonuna bir bak!*

Andolsun ki biz, Davud'a ve Süleyman'a ilim verdik. Onlar: "Bizi mümin kullarından üstün kılan Allah'a hamd olsun" dediler.*Süleyman dedi ki: "Ey insanlar! Bize kuş dili öğretildi ve bize her şeyden nasip verildi. bu bir lütuftur."*

Cinlerden, insanlardan ve kuşlardan ordular Süleyman'ın hizmetinde toplandı, hepsi onun tarafından sevkediliyordu.*

karınca vâdisine geldikleri zaman, bir karınca: "Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin; Süleyman ve ordusu farkına varmadan sizi ezmesin!" dedi.*

Süleyman dedi ki: "Ey Rabbim! Bana*
ve ana babama verdiğin nimete şükretmemi ve hoşnut olacağın iyi iş yapmamı gönlüme getir. Rahmetinle, beni iyi kulların arasına kat."*

Süleyman Kuşları gözden geçirdi ve şöyle dedi: "Hüd-hüd'ü göremiyorum? kayıplara mı karıştı?"*
Ya bana mazeretini getirecek, ya da onu şiddetli bir azaba uğratacağım, yahut boğazlıyacağım!"*
Hüdhüd gelip: "Ben, senin bilmediğini öğrendim. Sebe'den sana çok önemli bir haber getirdim.*

Sebelilere hükümdarlık eden, büyük bir tahta sahip bir kadınla karşılaştım."*Onun ve kavminin, Allah'ı bırakıp güneşe secde ettiklerini gördüm. Şeytan, yaptıklarını süslü göstermiş doğrudan alıkoymuş. Bunun için hidayete giremiyorlar."*

Göklerde ve yerde gizleneni açığa çıkaran, gizleyi bilen Allah'a secde etmezler."*O büyük Arş'ın sahibi olan Allah'tan başka tapılacak yoktur."*

Süleyman Hüdhüd'e dedi ki: "Doğru mu söyledin, yoksa yalancılardan mısın, Şu mektubumu götür, kendilerine ver, sonra çekil sonuca bak."*
Sebe melikesi Beyler, ulular! Bana çok önemli bir mektup bırakıldı Mektup Süleyman'dandır, Rahmân ve Rahîm Allah'ın adıyla başlamaktadır. "*

Bana baş kaldırmayın, teslimiyetle gelin yazmaktadır Melike dedi ki: "Beyler, ulular bir fikir verin. Onlar, cevap verdiler: "Biz güçlü kimseleriz, savaş erbabıyız, buyruk senindir; emrini düşün taşın."*

Melike, "Hükümdarlar bir memlekete girdiler mi perişan ederler ve halkı hakir hâle getirirler.Onlar böyle yapacaklardır" dedi.*Ben hediye göndereyim bakayım elçiler ne ile dönecekler."*

Elçiler, hediyelerle gelince Süleyman şöyle dedi: "Siz bana mal ile yardım mı etmek istiyorsunuz? Allah'ın verdiği, sizin verdiğinizden daha iyidir. Ama siz, hediyenizle böbürlenirsiniz."*

Ey elçi Onlar iyi bilsinler ki, kendilerine karşı koyamayacakları ordularla gelir, onları, muhakkak surette hor ve hakir halde oradan çıkarırız!"*
Süleyman müşavirlerine dedi ki: "Ey ulular! Onlar teslimiyet gösterip gelmeden önce, hanginiz Melike'nin tahtını bana getirebilir?"*Cinler Sen makamından kalkmadan ben onu sana getiririm. Gerçekten gücüm ve güvenim var." dedi.*

Kitaptan ilmi olan şükür mü edeceğim, yoksa nankörlük mü edeceğim diye Rabbimin lütfundandır. Şükreden ancak kendisi için şükretmiştir nankörlük eden bilsin ki Rabbim müstağnidir, kerem sahibidir."*

Süleyman dedi ki: "Onun tahtını bilemeyeceği bir vaziyete sokun; bakalım tanıyabilecek mi, yoksa tanıyamayanlardan mı olacak?"*Melike gelince, bize daha önce bilgi verilmiş ve biz teslimiyet göstermiştik."*

O'nu, Allah'tan başka taptığı şeyler alıkoymuştu. Çünkü kendisi inkârcı bir kavimdendi.*

Ona "köşke gir!" dendi. Melike onu derin bir su sandı eteğini çekti. Süleyman "Bu billurdan yapılmış, şeffaf bir zemindir" dedi. Melike dedi ki: "Rabbim! kendime yazık etmiştim. âlemlerin Rabbi olan Allah'a teslim oldum."*

Andolsun Allah'a ibadet edin diye Semud'a kardeşleri Salih'i gönderdik. birbirleriyle çekişen iki zümre oluverdiler.*

Salih dedi ki: "Ey kavmim! İyilik dururken niçin kötülüğe koşuyorsunuz? Allah'a istiğfar etseniz, belki rahmete ulaşırdınız."*Size çöken uğursuzluk Allah katında yazılı-dır. siz imtihana çekilen bir kavimsiniz" dedi.*

O şehirde dokuz çete vardı yeryüzünde bozgunculuk yapıyor iyiliğe yanaşmıyorlardı.*
Allah'a and içerek dedilerki Gece baskın yapalım; ailenin yok edilişi sırasında orada değildik, inanın ki doğru söylüyoruz' diyelim."*

Onlar tuzak kurdular, biz de planlarını altüst ettik.*
İşte bak! Tuzaklarının akibeti nice oldu: Onları da, kavimlerini de helak ettik.İşte haksızlıkları yüzünden çökmüş evleri! Bilen bir kavime elbette ibret vardır.*

İman edip Allah'a karşı gelmekten sakınanları kurtardık.*

Lût'u peygamber olarak kavmine gönderdik O, kavmine şöyle demişti: "Göz göre göre hayasızlık mı yapacaksınız

Siz kadınları bırakıp şehvetle erkeklere yaklaşacak mısınız? Doğrusu siz beyinsiz bir kavimsiniz

murataltug1985 06-18-2018 20:46

Kaynak onlinekuraan.net

Neml Suresi Fazilet ve Sırları

Resulullah buyurdu ki: "Her kim Neml Suresini okursa,*Hz Süleyman* Hz*Hud*Hz Salih*Hz Şuayb* ve Hz İbrahim*e iman eden ve inkar edenlerin sayısınca, on sevap verilir. Ve kabirden "Lâ ilâhe illallah" diyerek kalkar"*Sureyi okuyan kimse, düşman şerrinden korunur. saygınlığının artmasını isteyen Neml Suresinin 9-11 ayetlerini, Receb ayında Cuma günü üzerinde taşımalı ve sürekli okumalıdır.bereketli yağmura kavuşmak düşman ve kötülükden korunmak için neml suresinin 59-64 ayetleriyle dua edilmelidir.İlim ve Fende ilerlemek ve eşyanın hakikatini tanımak için Neml suresinin 93. ayetini okumalıdır.

Kaynak mumsema.org

Neml Süresi Nuzul Sebebi*

*Sûre Mekkede bazı âyetlerinin Medinede nazil olduğu önce Şuarâ, sonra Neml, sonra da Kasas Sûreleri nazil olmuştur. 93 âyettir. “Neml” karınca demektir. 18. âyetde, Süleyman aleyhisselâmın ordusuna yol veren karıncalardan söz edildiği için sûre bu ismi almıştır.surede Neml karınca Vadisi kıssasının yer alması ve karıncaların birbirine hitaben" "Hz. Süleyman'ın (a.s.) ordusunca çiğnenmeye maruz kalmamaları" için yuvalarına girmelerini tavsiye eden nasihatinin anlatılır
Cenab-ı Hakk'ın kendisine kuş ve hayvan dilini öğrettiği Hz. Süleyman (a.s.) karıncanın sözünü anladı tebessüm etti. verdiği nimetden dolayı Rabbine şükretti.**Bu sure önceki suredeki peygamberlerin kıssalarının devamı gibidir. Hz. Davud ve Hz. Süleyman (a.s.) kıssaları anlatılır.Şuara Suresi'nde peygamber kıssaları anlatılmaktadır. Meselâ, Hz. Musa Hz. Salih kıssası Hz. Lût kıssası gibi.Şuara, Nemi ve Kasas sureleri peşpeşe ve bu sırayla, nazil olmuşlardır. üç surenin başlangıcında benzerlik bulunur: ta-sin-mim ile, başlamaktadırlar Nemi ve Şuara surelerinde konu benzerliği bulunmaktadır. Şuara suresinde ayetler kitabın ayetleridir." Kur'an âlemlerin rabbi tarafından indirilmedir. ", ayetler Kur'anın ayetleridir." âlemlerin rabbi tarafından indirilmedir, denmiştir.kavminden gördüğü eziyete ve kavminin kendisinden yüz çevirmesine karşılık Rasulullah(sav) teselli edilmiştir

murataltug1985 06-28-2018 21:32

Kaynak ülkücüdünya.com

Neml Suresi

kavminin cevabı sadece: "Lût ailesini memleketinizden çıkarın onlar temiz kalmak isteyen insanlarmış!" demelerinden ibaret oldu.*
onu ve ailesini kurtardık. Yalnız karısı müstesna; onun azaba uğrayanların içinde kaldı

Onların üzerlerine öyle bir yağmur indirdik ki, ne kötü idi uyarılanların yağmuru!*

Resulüm de ki: "Hamd olsun Allah'a, selam olsun* kullarına. Allah mı hayırlı, yoksa O'na koştukları ortaklar mı?"*

gökleri ve yeri yaratan, gökten su indiren mi onunla, bir ağacına bile gücünüzün yetmediği güzel bahçeler bitirmişizdir.

Allahtan başka bir ilâh mı var onlar sapık bir güruhtur. hakikatı bilmiyorlar.*Onlar mı hayırlı yoksa, yalvardığında* karşılık veren sıkıntıyı gideren, sizi yeryüzüne hakim yapan mı?
Ne kıt düşünüyorsunuz!

Onlar mı hayırlı yoksa, yeryüzünü oturmaya elverişli kılan, nehirler akıtan, sabit dağlar yaratan, mı Onlar mı hayırlı yoksa, kara ve denizin karanlığında size yol bulduran, rahmetinin* önünde yağmuru rüzgarı müjdeci gönderen mi? Allah çok yücedir,

Onlar mı hayırlı yoksa, önce yaratan, sonra yaratmayı tekrar eden sizi hem gökten, hem yerden rızıklandıran mı? Allah ile beraber başka bir ilâh mı var?

De ki: Göklerde ve yerde Allah'tan başka kimse gaybı bilmez. Ne zaman diriltileceklerini* bilmezler.*ahiret hakkında bilgiler ardarda gelmektedir. Ama onlar* şüphe içindedirler. kördürler.*

İnkârcılar dediler ki:* biz ve atalarımız toprak olduktan sonra çıkarılacak mıyız?"*And olsun, bu tehdit atalarımıza da yapılmıştır. Bu masaldan başka bir şey değildir."*

De ki: "Hele bir yeryüzünde gezin de, günahkarların sonu nice oldu, bir bakın!"*Habibim Onlara karşı mahzun olma, kurmakta oldukları tuzaklardan ötürü sıkıntı duyma

vaad ettiğiniz azab ne zaman?" derler.*
De ki: "Çabucak gelmesini istediğiniz* azabın bir kısmı yakında ensenize binecektir."*

Rabbin, insanlara karşı lütuf sahibidir insanların çoğu şükretmezler.*Rabbin* onların sinelerinin gizlediklerini de, açığa vurduklarını da bilir.*
Gökte ve yerde* hiçbir şey yoktur ki Lehv-i mahfuzda bulunmasın.*

Haberiniz olsun kiKur'ân, İsrail oğullarına, çok şey anlatmaktadır.*o, müminler için hidayet rehberi ve rahmettir.*Rabbin onlara hükmünü verecektir. O, mutlak galiptir, hikmet sahibidir.*

sen Allah'a güven. Çünkü sen hakikatin üzerindesin.*sen, ölülere işittiremez* kaçmakta olan sağırlara da daveti duyuramazsın.*

Sen körleri sapıklıkdan doğruya getirecek değilsin. Ancak gönülden teslim olana âyetlerimize iman edenlere duyurabilirsin.*

Söylenen başlarına geleceği vakit, bunlar için yerden bir "dâbbe" çıkarırız ki bu, onlara* âyetlerimize kesin bir iman getirmemiş olduklarını söyler.* âyetlerimizi yalan sayanlar hesap yerine sevkedilirler.*

Allah buyurur: "Siz âyetlerimi, yalan saydınız haksızlıktan dolayı söz gerçekleşmiştir onlar konuşamazlar.*

Görmediler mi dinlensinler diye geceyi yarattık ve çalışsınlar diye gündüzü aydınlık yaptık. İman eden bir kavim için elbette* ibretler vardır.*

Sûr'a üfürüldüğü gün Allah'ın diledikleri müstesna göklerde ve yerde bulunanlar dehşete kapılır. Hepsi boyunları bükük O'na gelirler.*

Sen dağları görürsün yerinde durur sanırsın. Oysa onlar bulutun yürümesi gibi yürümektedir Bu, her şeyi sapasağlam yapan Allah'ın sanatıdır. Şüphesiz O, yaptıklarınızdan* haberdardır.*

Kim iyilikle gelirse, ona daha iyisi verilir ve onlar o gün korkudan emin kalırlar.*Her kim kötülükle gelirse yüzleri ateşte sürtülür.* yaptığınız amellerin cezasını çekeceksiniz."

De ki Ben* her şeyin sahibi olan ve burayı kutlu kılan Mekke'nin Rabbine kullukla emrolundum. bana müslümanlardan olmam emredildi."*
Kur'ân'ı okumam emredildi."

kim doğruya gelirse, yalnız kendisi için gelir* kim saparsa de ki:* Hamd, Allah'a mahsustur. O, âyetlerini size gösterecek, siz de* görüp tanıyacaksınız. Rabbin, yaptıklarınızdan habersiz değildir.*

murataltug1985 06-28-2018 21:32

Kaynak sorularlaislamiyet. Com

KASAS SURESİ

Kur'an-ı Kerîm'in yirmisekizinci sûresidir. Mekke'de nazil olmuştur. Seksensekiz âyet bin yüz kırk bir kelime ve sekiz bin beş yüz harftir Hz. Mûsa'nın doğduğu andan itibaren yaşadığı olaylar Firavun'a karşı verdiği mücadeleler, genişçe anlatılır ve 23. âyette "el-Kasas" kelimesi geçtiğinden sûrey'e "el-Kasas" ismi verilmiştir. Kasas dilde, kıssa, hikaye ve rivayet anlamdadır. İbni Abbas tan rivayetle Şuara, Neml ve Kasas sureleri sırayla nazil olmuşlardır. Kasas suresinde Hz. Musâ (a.s)'ın kıssası genişletilerek açıklanmıştır. Şuarâ ve Neml surelerinden sonra, Hz. Musa ve Firavun kıssasına Kasas suresinde de yer verilmesinin sebebi; Firavun'un İsrailoğullarına yaptığı işkence ve zulüm ile Kureyşlilerin mü'minlere çektirdikleri cefa ve eziyetlerin birbirine son derece benzemeleridir.

Kasas Sûresi şöyle özetlenebilir. Firavun kavmine karşı egemenliğiyle övünüp, böbürlenir toplumu birbirine kırdırır, şeytan fikirliler* ona: "Senin mülkünü İsrailoğullarından biri yıkacaktır" deyince büyük bir endişeyle, zulümünü arttırır gibi şu emri verir "İsrailoğullarından doğacak erkek çocukları boğazlayın!" Hz. Musa doğar -onu koruyan Cenab-ı Hakk Firavun ve azgınları kendi eştiği çukura düşürür Allah (c.c): "Biz Hz. Musa'nın annesine onu korkmadan suya bırakmasını,* onu kendisine* peygamber seçeceğini vahyetti"* Dalgalar onu Firavunun kapısına getirdi. Karısı çocuğa ısındı* evlatlık edinip boğazlanmasını önledi

Yüce Allah'ın zalim tâğutlara karşı ihlasla amel edemi* korur** Hz. Muhammed ve ashabınıda korudu Allah'ın yolundan sapan, azgınlık eden, hidayetten alıkoyanı ise bozguna uğrattı
Süt annesi sıfatıyla asıl annesine iade edilen Hz. Musa, Allah (c.c) tarafından, zulüm ve haksızlığa uğrayan sınıfı hâkim kılmak için büyütülüyordu.* zorda kalanlar kendisinden yardım istedi yardım için birisine byumruk vurarak-bilmeden- ölümüne sebep oludu artık İsrailoğullarından olduğu anlaşılmıştı.korkuyla şehirden çıktı. Medyen şehrinde Allah'tan doğru yolu göstermesini* zâlimlerden korumasını diledi Medyen'de evlenip, sekiz sene çalışarak mihrini ödedikten sonra, Mustaz'afları azgınların baskısından kurtarmak için, ailesini de alarak dönüş yoluna koyuldu.

Yolculuğunda uzaktan bir ateş gördü ve ailesine* getirmek için "Ateşe doğru gelince, o mübarek* ağaçtan; "Ey Musa, şüphen olmasın ki ben, âlemlerin Rabbı olan Allah'ım" asânı yere atıver, denildi. Musa asânın yılan gibi hareket ettiğini görünce uzaklaştı, Allah Teâla Yâ Musa beri gel, korkma. emniyetle olanlardansın!" buyurdu "Elini koynuna sok kusursuz beyaz* çıksın Korkudan kollarını toparla. İşte bu mûcize Firavun ve cemaatına, Rabbinden belgedir, çünkü onlar fasıklar topluluğudur" denildi" Kardeşi harun Peygamber ile Firavun'a giden Hz. Musa, "... Bu büyüden başkası değildir. Biz atalarımızdan* işitmedik" cevabıyla karşılaşır. Firavun Kavmini* hidayetten engellemekle birlikte Rabbü'l-âlemin ile alay etme küstahlığını da gösterir:

'...Ey Haman! Haydi benim için çamurun üzerine ateş yak bana büyük bir kule yap. Belki ben Musa'nın tanrısına* bakarım. onu yalancılardan sayıyorum Bunun üzerine Biz onu askerlerini* yakalayıp denize fırlatıverdik... Bak zalimlerin âkıbeti nice oldu İşte Yüce Allah'ın kanunu budur.
Allah (c.c) Hz. Musa'yı Firavundan su ve dalgalarla korumuş, Firavun'u inkâr edeni suda boğmuştur. vündüğü sular kendini yutuvermiştir Firavun'u iktidardan uzaklaştıran çocuk, Firavun'un ve karısının yardımıyla büyümüş, Firavun kimi beslediğinin farkına aramamıştır. Öyleyse kim Allah'a başkaldırıp plânlarını bozabilir?
Hz. Muhammed (s.a.s)'den* ikibin sene önceki târihî olayların Kasas Sûresinde* anlatılmasının bir sebebi de, onun peygamberliğine delil olmasıdır. o, okuma-yazma bilmeyen bir ümmî idi. Mekkeli müşrikler Hz. Muhammed'in ikibin yıllık bilgileri öğrenebileceği kaynak olmadığını biliyorlardı. Öyleyse nereden öğreniyordu?

Hz. Musa ve İsrailoğullarını Firavun'a galip getiren Allah Hz. Muhammed (s.a.s) ile ashabını da güçlü müşriklere karşı galip getirecektir* Kârun kıssasında ise mal ve bilgilerle övünmenin, anahtar taşımanın* kötü sonucu açıklanmaktadır İlâhi kudret Kârun'u da hazinelerini de yere batırır
İsrailoğullarını ezen Firavun'un bilgi ve mal varlığını sömüren Karun ilâhi kudret ile helâk olmuşlardır. Her ikisinde askerî* güç,vardır ihlaslı insanlar acze düşünce, meseleyi* ilâhî kudret halletmiştir.
Kasas suresinin son bölümünde müşriklerin Rasûlüllah'a niçin inanmadıkları ele alınmaktadır: "Tevhid inancını benimseyerek, dinî, siyasî ve ekonomik üstünlüğümüzün sonu olur bu!.. Gidebileceğimiz bir yer kalmaz."

Allah (c.c) derin hastalıklara şu çareyi teklif etmiştir: "İşte Âhiret yurdu.. Biz onu, yeryüzünde büyüklenmeyi ve bozgunculuk çıkarmayı istemeyenlere armağan kılarız. Güzel sonuç takva sahiplerinindir" Allah ile birlikte başka bir ilaha* tapma... O'ndan başka ilah yoktur. O'ndan başka her şey helâk olacaktır. Hüküm O'nundur. Ve O'na döndürüleceksiniz"

Kaynak onlinekuran.net

Resulullah sav. buyurdu ki: "Her kim Kasas suresini okursa, Hz*Musa*as ’a iman eden ve inkar edenlerin sayısınca sevap verilir. Yerde ve gökte tüm melekler o kişinin inancında sadık olduğuna kıyametde şahidlik ederler.Azap ve esaretten kurtulmak için okunur.Karın veya karaciğer hastalıklarından şifa bulmak isteyen Kasas Suresinin 22-28. ayetlerini okumalıdır. bu ayetler yolculukta her türlü kaza ve bela gibi musibetlerden korur Zulmünden korkulan bir kişinin şerrinden korunmak için o kişilerin yüzüne* kasas Suresinin 23-25. ayetleri okunmaldır. Öğrendiği ve ezberlediğini unutmamak isteyen kişi kameri ayın ilk Perşembe günü başlayarak 3 gün oruç tuttuktan sonra Kasas suresinin 51-55 ayetlerini cam bir kaba yazıp üzerine zemzem suyu koyarak sabah aç karnına içmelidir.Yalancı şahitlerin şerrinden korunmak isteyen kişi, Kasas Suresinin 68-70 ayetlerini* okumalı* üzerinde taşımalıdır.

murataltug1985 06-28-2018 21:33

Kaynak ülkücüdünya.com

KASAS SURESİ

Tâ, Sîn, Mîm.*Bunlar, apaçık kitabın âyetleridir.*
İman edecek bir kavim için Musa ile Firavun'un haberlerinden bir*kısmını okuyacağız.*

Firavun, Mısırda azmış, halkını parça parça etmişti. bir zümreyi güçsüz buluyor oğullarını boğazlıyor, kızlarını sağ bırakıyordu.* o bozgunculardandı.*

Biz istiyorduk ki,güçsüz düşürülenlere lütufta bulunalım, onları önder yapalım, onları hakim kılalım, Firavun ordularına, çekinmekte oldukları şeyi gösterelim.*

Musa'nın anasına "Onu emzir, zarardan kaygılandığında onu denize bırakıver, hiç korkup kaygılanma, biz onu tekrar sana vereceğiz ve onu peygamber yapacağız" diye bildirdik.*

Firavun ailesi onu aldı. o, kendilerine düşman ve bir tasa olacaktı. Şüphesiz Firavun Hâmân ve askerleri yanılıyorlardı.Firavun'un karısı sepetin içinden çocuk çıkınca kocasına gözün aydın! Onu öldürme* bize faydası dokunur, evlad ediniriz" dedi. sonunu sezemiyorlardı.*

anasının yüreği* bomboştu. vaadimize inananlardan olmasaydı meydana çıkacaktı.*
biz onu, gözü aydın olsun, gam çekmesin* Allah'ın vaadinin gerçek olduğunu bilsin, diye anasına geri verdik.

yiğitlik çağına girip olgunlaşınca, hikmet ve ilim verdik. güzel davrananları* mükafatlandırırız.*

Musa, şehre girdi. biri kendi tarafından diğeri düşman tarafından iki adamı döğüşür buldu. Kendi düşmana karşı olan yardım diledi. Musa ötekine* yumruk indirip* ölümüne sebep oldu. "Bu, şeytan işidir. O,* saptırıcı, bir düşmandır" dedi.*

Musa, "Rabbim! kendimi ziyana uğrattım. Beni bağışla!" dedi; Allah onu bağışladı. Çünkü, çok bağışlayıcı, çok merhamet edici olan ancak O'dur.*

Musa, "Rabbim! Bana lutfettiğin nimetlere andolsun ki, artık suçlulara arka olmayacağım" dedi.*Şehirde korku içinde, sabahladı. Bir de ne görsün, dün yardım isteyen kimse feryadla yardım istiyor. Musa dedi ki: "Doğrusu sen, azgınsın!"

Musa, düşmanı yakalamak isteyince, adam dedi ki: "Ey Musa! Dün cana kıydın, bana da mı kıymak istiyorsun? arabuluculardan olmak istemiyor* yaman bir*zorba olmayı arzuluyorsun sen!"*

Şehrirden bir adam geldi dedi ki: "Ey Musa!* gelenler seni öldürmek istiyorlar. buradan çık! İnan ki senin iyiliğini isteyenlerdenim."*Musa korka Rabbim! Beni zalimlerden kurtar" Umarım Rabbim beni doğru yola iletir." dedi.*

Musa, Medyen suyuna varınca, hayvanlarını sulayan insanlar buldu. iki kadına Derdiniz nedir?" dedi. cevap verdiler: "Çobanlar çekilmeden biz sulamayız; babamız* yaşlıdır. "*Musa, onların davarlarını suladı.* gölgeye çekildi Rabbim! indireceğin her hayra muhtacım" dedi.*

iki kadından biri utana utana "Babam, dedi, bizim yerimize hayvanları sulamanın karşılığını ödemek için seni çağırıyor." Musa, Hz. Şuayb'a gelip başından geçeni anlatınca korkma, o zalim kavimden kurtuldun" dedi.*

Hz Şuayb'ın iki kızından biri: "Babacığım! Onu ücretle çoban tut. Çünkü ücretle istihdam edeceğin en iyi kimse, bu güçlü ve güvenilir adamdır" dedi.*
Hz Şuayb* sekiz yıl çalışmana karşılık kızımı sana nikahlamak istiyorum.on yıla tamamlarsan sana ağırlık vermek istemem. İnşaallah beni iyi* bulacaksın."*Musa cevap verdi: "Bu seninle benim aramdadır. süreyi doldurursam* ki, bana karşı husumet yok. Söylediklerimize Allah vekildir."*

Musa süreyi doldurup ailesiyle yola çıkınca, Tûr tarafında bir ateş gördü. Ailesine: bekleyin; size ısınmanız içinbateşten bir parça getiririm" dedi.*
mübarek vâdide ağaç* seslendi: "Ey Musa ben, bütün âlemlerin Rabbi olan Allah'ım."*

Asânı at!" denildi. Musa asâyı yılan gibi* görünce, dönüp kaçtı. "Ey Musa!i gel, korkma.* sen emniyette olanlardansın." buyuruldu.Elini koynuna sok, bembeyaz çıkacaktır. kollarını kendine çek. bu Firavuna karşı Rabbinin delilidir.* onlar, yoldan çıkan bir kavim olmuşlardır

Musa dedi ki: "onlardan birini öldürmüştüm, beni öldürmelerinden korkuyorum."*Kardeşim Harun'un dili benimkinden düzgündür. Onu beni doğrulayan bir yardımcı olarak gönder. bana yalancılık ithamında bulunmalarından endişe ediyorum."*

Allah buyurdu: "Seni kardeşinle destekliyeceğiz ve size öyle bir kudret vereceğiz ki, âyetlerimiz sayesinde onlar size erişemeyecekler. Siz ve size tabi olanlar üstün geleceksiniz."*

Musa apaçık âyetleri getirince, "Bu,* uydurulmuştur sihirdir. dediler.*Musa* dediki: "Rabbim, kendi katından kimin hidayet rehberi getirdiğini* hayırlı akibetin kime nasip olacağını en iyi bilendir. Muhakkak zalimler, kurtuluşa eremezler."*

Firavun: "Ey ileri gelenler! Sizin için benden başka bir ilâh tanımıyorum. Ey Hâmân, haydi ateş kule yap Musa'nın ilâhına çıkayım; ama , o mutlaka yalan söyleyenlerdendir." dedi.*

O ve askerleri, yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladılar ve gerçekten döndürülmeyeceklerini sandılar.*Biz onu ve askerlerini yakalayıp denize atıverdik. Bir bak, zalimlerin sonu nice oldu!*

Onları ateşe çağıran öncüler kıldık. Kıyamet günü görmeyeceklerdir.*arkalarına lanet taktık. Onlar, kıyamet gününde kötülenmişler arasındadır.*
Andolsun ki biz, nesillerini yok ettik

Musa'ya olur ki düşünür, öğüt alırlar diye, insanlar için apaçık deliller, hidayet rehberi ve rahmet olarak o Kitab'ı Tevrat'ı vermişizdir.*Resulüm Musa'ya vahyettiğimizde sen* bulunmuyordun hadiseyi görenlerden değildin.*

biz nice nesiller var ettik de, uzun zamanlar geçti. Sen Medyen halkından* değildin;* biz başka peygamber göndermiştik.*Musa'ya seslendiğimiz zaman Tûr'un yanında değildin. senden önce peygamber gelmeyen bir kavmi uyarman için Rabbinden bir rahmet olarak* bildirdik ola ki öğüt alırlar.*

başlarına musibet geldiğinde, "Rabbimiz! Ne olurdu bize bipeygamber gönderseydin âyetlerine uysak ve müminlerden olsaydık" diyecek olmasalardı seni göndermezdik onlara hak gelince, "Musa'ya verilen mucizeler ona da verilmeli değil miydi?" dediler.

Peki Musa'ya verileni* inkâr etmemişler miydi? "sihir" demişler ve şunu söylemişlerdi: "Doğrusu biz hiçbirine inanmıyoruz."*Resulüm De ki: "Eğer doğru sözlüler iseniz, Allah katından* bir kitap getirin de uyayım!"*

onlar, sırf heveslerine uymaktadırlar. kendi hevesine uyandan daha sapık kim olabilir? Elbette Allah zalim kavmi doğru yola iletmez.*

Onlar Kur'ân okunduğu zaman "O'na iman ettik. o, Rabbimizden gelmiş hakikattir. derler.*onlara, sabretmelerinden ötürü mükafatları iki defa verilecektir.

kötülüğü iyilikle savarlar,* verdiğimiz rızıktan* Allah rızası için harcarlar.*boş sözden* yüz çevirirler "Bizim işlerimiz bize, sizin işleriniz size.* selam olsun. Biz kendini bilmezleri istemeyiz" derler.*

Resulüm Sen sevdiğini hidayete eriştiremezsin; Allah dilediğine hidayet verir ve hidayete girecek olanları en iyi O bilir.*

Biz seninle beraber doğru yola uyarsak, yurdumuzdan atılırız" dediler. Biz onları,* katımızdan bir rızık olarak her şeyin toplanıp getirildiği, güvenli, dokunulmaz bir yere yerleştirmedik mi? onlar bilmezler.*

Biz, şımarmış nice memleketi helak etmişizdir
Rabbin, âyetleri okuyan bir peygamber göndermedikçe, helâk edici değildir. biz, ancak zalim memleketleri helâk etmişizdir.*

Size verilen şeyler, dünya hayatının* vasıtası ve debdebesidir. Allah katında olanlar daha hayırlı ve* kalıcıdır.* buna aklınız ermeyecek mi?*

güzel vaadde bulunduğumuz, ve ona kavuşan kimse, dünya hayatının geçici zevkini yaşattığımız ve kıyametde azab için huzurumuza getirilenler arasında bulunan kimse gibi midir?*

O gün Allah onları çağırarak, ortaklarım olduklarını iddia ettikleriniz, nerede?" diyecektir.*O gün* azab hükmü gerçekleşen kimseler, "Rabbimiz! Biz nasıl azmışsak, azmışları da azdırdık. Onların suçlarındanbberi olduğumuzu arzederiz. Zaten onlar bizlere tapmıyorlardı." derler.*

Allah'a koştuğunuz ortaklarınızı çağırın onlar cevap vermezler karşılarında azabı görürler. Ne olurdu dünyada doğru yola girselerdi O gün Allah onları çağırıp "Peygamberlere ne cevap verdiniz?" diyecektir.*o gün onlar kapkaranlık olmuştur; onlar birbirlerine de soramayacaklardır.*Fakat tevbe ederek, iman edip iyi işler yapan kimse kurtuluşu umabilir.*

Rabbin, dilediğini yaratır ve seçer. Onların seçim hakkı yoktur. Allah, onların ortak koştuklarından münezzehtir şanı yücedir.*Rabbin, onların, sinelerinde gizlediklerini de, açığa vurduklarını* bilir.*

İşte O, Allah'tır. O'ndan başka* yoktur.* hamd O'nundur, hüküm O'nundur. Ve ancak O'na döndürüleceksiniz.*

Resulüm De ki: "Düşündünüz mü hiç, eğer Allah üzerinizde geceyi kıyamete kadar* devam ettirse, Allah'tan başka size ışık getirecek* kimdir? işitmeyecek misiniz?"*

De ki: eğer Allah üzerinizde gündüzü kıyamet gününe kadar devam ettirse, Allah'tan başka, istirahat edeceğiniz geceyi size getirecek kimdir? görmeyecek misiniz?"*

Rahmetinden dolayı, Allah, geceyi ve gündüzü yarattı ki geceleyin dinlenesiniz gündüzün O'nun lütuf ve kereminden rızkınızı arayasınız.* şükredesiniz.*

o gün Allah onları çağırarak:* ortaklarım olduklarını iddia ettikleriniz hani, nerede?" diyecektir.*O gün her ümmetten bir şahit çıkarılır, "Haydin,* delilinizi getirin!" deriz. bilirler ki, hakikat Allah'a aittir ve uydura geldikleri putlar kaybolmuşlardır.*

Karun, Musa'nın kavminden idi* azgınlık etmişti. Biz ona hazineler vermiştik ki, anahtarı kuvvetli bir topluluk zor taşırdı. Kavmi ona demişti ki: "Şımarma! Bil ki Allah şımarıkları sevmez."*

Allah'ın sana verdiğini O'nun yolunda harca ahiret*
yurdunu gözet, dünyadan nasibini unutma! Allah'ın sana ihsan ettiği gibi sen de insanlara iyilik et. bozgunculuğu arzulama. Şüphesiz* Allah, bozguncuları sevmez."*

Karun ise: "O servet bana bilgim sayesinde verildi." demiştir. Bilmiyordu ki Allah, önceki nesillerden, daha güçlü, ondan daha çok taraftarı olan kimseleri helak etmişti. Günahkarlardan günahları sorulmaz Allah* hepsini bilir

Karun, ihtişam içinde kavminin karşısına çıktı. Dünyayı arzulayanlar, "Keşke Karun'a verilen biz de olsaydı. o, çok büyük devlet sahibidir" dediler.*

Kendilerine ilim verilmiş olanlar dedilerki: " İman edip iyi işler yapanlara Allah'ın mükafatı üstündür. Ona* ancak sabredenler kavuşabilir."*

biz onu da, sarayını da yerin dibine geçirdik. Artık Allah'a karşı kendisine yardım edecek taraftarları olmadığı gibi, o, kendini savunup kurtarabilecek kimselerden değildi.*

dün karunun yerinde olmayı isteyenler* Demek ki Allah kullarından dilediğine rızkı çok da, az da verir. Şayet Allah* lütufta bulunmuş olmasaydı, bizi yerin dibine geçirirdi. Demek ki inkârcılar iflah olmazmış"

ahiret yurdu!nu böbürlenmeyi ve bozgunculuğu arzulamayan kimselere veririz. En güzel akıbet, takva sahiplerinindir.*

Kim iyilik getirirse ona ondan* üstünü vardır kim kötülük getirirse, kötülükleri işleyenler, yaptıkları kadar ceza görürler.*

Resulüm Kur'ân'ı okumayı, tebliğ etmeyi ve* uymayı sana farz kılan Allah, elbette seni dönülecek yere döndürecektir. De ki: "Rabbim, kimin hidayetle geldiğini ve kimin* sapıklık içinde olduğunu en iyi bilendir."*

bu kitab* Rabbinden bir rahmettir. sakın kâfirlere arka çıkma!*Allah'ın âyetleri indirildikten sonra,* seni âyetlerden alıkoymasınlar. Rabbine davet et. Asla müşriklerden olma!*

Allah ile birlikte başka bir tanrıya tapıp yalvarma! O'ndan başka ilah yoktur. O'nun zatından başka her şey helak olacaktır. Hüküm O'nundur ve siz ancak O'na döndürüleceksiniz.*

murataltug1985 06-28-2018 21:33

Kaynak sorularlaislamiyet.com

ANKEBUT SÛRESİ


Kur'an-ı Kerîm'in yirmi dokuzuncu suresi. Mekke'de nazil olmuştur. Altmış dokuz ayet, yedi yüz seksen beş kelime, dört bin ikiyüz onbir harftir Fâsılası mim, nûn, râ harfleridir. Adını kırk birinci ayetde geçen "Ankebût" kelimesinden alır. Ankebût, örümcek demektir. Ayetin bütünü içinde şu şekilde kullanılır Allah'tan başka veliler liderler edinip onlara bağlananlar kendisine ev edinen örümceğe benzerler. Evlerin en çürüğü örümcek evidir. Keşke bilselerdi. " kâfirlerin kurdukları düzen ve sistemler, yönetimleri son derece zayıf ve yıkılmağa çökmeye hazırdır en zayıf yapı örümcek ağına benzetilir Örümcek ağı bir ev ve barınak olarak ne kadar çürük ise, kâfirlerin tapındığı putlar, tutundukları tâğût ve düzenler o kadar aciz ve zayıftır.

Ankebût suresi Mekki surelerdendir. baştaki onbir ayet Medine'de nazil olmuştur. cihad'dan ve münâfıklardan söz edilmektedir. sekizinci ayetin Ebi Vakkâs hakkındadır Mekke'de hicrete yakın bir zamanda indiği görüşündedirler surenin başındaki cihat kıtal" anlamında değil, müşriklerin işkence ve zulümlerine karşı sabredip insanın nefsiyle cihat etmesi anlamındadır Ammâr b. Yâsir, Ayyâş b. Ebi Rebîa, Mekke'de işkence çekiyorlardı. Ammâr'ın annesi, Ebu Cehil tarafından dövülmüş, sıcak günde demir zırh giydirilerek güneşin altında eziyet edilmişti. Sure eziyetlere sabredilmesi gerektiği hakkındadır Mekke'de insanlar İslâm'a girmişdi. Hicret ayeti nazil olunca ashab-ı kirâm Medine'den "Hicret etmedikçe ikrarınız kabul olunmayacak, derhal Medine'ye geliniz" diye haber gönderdi. Bderhal Medine'ye doğru yola çıktılar. Müşrikler bunları takib ederek geri çevirdiler.

Medine'den "hakkınızda ayetler nazil oldu" diye haber gönderdiler. yola çıktılar. Müşrikler onları takib ettiler. çarpışma çıktı. Müslümanlar şehît oldu, kimi kurtuldu. Bedir savaşında ilk şehit Mihca' b. Abdullah hakkında nazil olduğu rivayet edilir.iman ve imtihandan söz etmekte, iman mükellefiyetlerine değinmektedir. iman dille söylenen değil, zorluklara ve sıkıntılara karşı dayanmak ve sıkıntılarla ilâhî emirleri sabırla taşımaktır. surenin temel ekseni budur.
Bir gün Resulullah (s.a.s.) Aziz ve Celîl olan Allah bana dünya hazinelerini ve arzuları emretmedi. Ben ne altın ve gümüş biriktirmedim. rızık ayırmadım." buyurdu.

Bir topluluk Resulullah'a gelip: "Ey Allah'ın Resulü, sana inanırız. Fakat sayıca azız. Bedeviler çoktur. sayımız onlara eriştiği vakit sana inanır ve rızka kavuşuruz." dediklerinde ankebut suresinin 67.ayeti indi: "Çevrelerinde insanlara zulmedilirken, Mekke'yi mukaddes ve emin bir belde yaptığımızı görmüyorlar mı? Yoksa batıla inanıp Allah'ın nimetine küfür mü ediyorlar?" Ankebût suresinde Cenâb-ı Hakk'ın emirleri şöyledir Allah'dan başkasına ibadet edenlerin amelleri örümcek ağı kadar dayanıksız ve amelleri boşunadır Mü'minler kâfir toplum ve yönetim altında yaşarken sıkıntıya uğramaları kaçınılmazdır ancak Allah ahirette müminleri mükâfatlandıracaktır Allah'a iman yolunda çekilen sıkıntılar mihverdir dönüyor. Sure İnsanlar, "inandık" demekle bırakılacaklarını mı sanıyorlar?" diye başlar

Sıkıntı zulüm ve işkenceye dayanılmalıdır Eğer insanların işkencesi mazeret gösterilecek olursa, Allah'ın azabı daha şiddetlidir Allah Resulleri Allah'ın rızasını elde etmek için katlandılar onları yalanlayan ve inananlara işkence eden zâlimler helâk oldu Cenâb-ı Allah, iman edenleri teselli için, insanlıktan misaller verir ilk önce Hz. Nuh'u örnek gösterip Allah yolunda 950 yıl mücadele ettiğini tüm çabasına rağmen az sayıda insanı yola getirebildiği ifade ediliyor. Hz. İbrahim, Hz. Lut ve Hz. Şuayb'i zikredip hayatlarından, mücadelelerinden misaller veriyor. Salih müminlerin ahireti kazandığını; Âd, Semûd gibi kâfir ve zalim kavimlerin, Firavûn, Kârûn ve Hâmân gibi düzenbaz kimselerin helâk olduklarını bildirip, müminleri, Allah yolundaki mücadelelerinde direnmeye davet ediyor.

Allah'ın diniyle çelişen isteklerde bulunmaları hâlinde, ana-babaya itaat edilmemesi gerektiği,
Kur'an-ı Kerîm'in Rabbimiz'in yüce mucizelerinden olduğu, İslâm'a düşmanlık edenin uğrayacağı kötü sonun hak olduğu; Müminlerin Allah'u Teâlâ tarafından sonsuz nimete kavuşacakları, Allah yolunda mücadele edenlerin emeklerinin kayıp olmayacağı,dünya hayatının oyun ve eğlence olduğu ve geçici bir hayat ile insanların varacakları ahiret hayatının devamlı ve müminlere ikram edilecek uhrevî nimetlerinin ebedî olduğu,
Allah'a iftira edenlerin acıklı azabı hak ettikleri düstûrlarla belirtilir.Ankebût Hz. Peygamber'in Hicret'inde Sevr Dağı'ndaki Hıra Mağarası'na Hz. Ebû Bekir ile birlikte sığındığında mağarayı ördüğünden dolayı İslâm tarihinde ayrı bir kavram olarak geçmektedir.

Mekkeli müşrikler Resulullah'ı Mekke'den çıkıp Hıra Mağarasına vardığını gördüler.develerin izini takip ederek oraya ulaşırlar Fakat Mekkeliler Hıra Mağarası'na geldiklerinde kapının örümcek tarafından örülmüş olduğunu ve bir çift güvercinin orada yumurtladıklarını görmüşlerdi. Kureyşli müşrikler mağarada kimsenin olabileceğine ihtimal vermeden döndüler. Ankebût (örümcek) İslâm tarihine bu şekilde geçmiştir.

Kaynak onlinekuraan.net

Ankebut Suresinin Faziletleri

Resulullah (Sav) buyurdu ki: "Her kim Ankebut suresini okursa,yeryüzündeki mü’minler ve münafıklar sayısınca sevap verilir."*Ruhi bunalımda okunursa, şifa bulur. sure yazılıp, hastaya içirilirse, Allah’ın izni ile şifa bulur. 1 kere suya okunup içenin hafızası güçlenir. kötülük yapacağı bilinen bir topluluğa Ankebüt Suresinin 30. ayeti Besmele ile okunmalıdır.Çare bulunamayan maddi ve manevi hastalıklara karşı Ankebüt suresinin 46. ayeti ile Rum suresinin 17-20. ayetleri 72 kere okunmalıdır.

murataltug1985 06-28-2018 21:34

Kaynak ülkücüdünya.com

ANKEBUT SURESİ



Elif, Lâm, Mîm.*İnsanlar, imtihandan geçirilmeden, sadece "İman ettik" demeleriyle bırakılacaklarınımı sandılar

Andolsun imtihandan geçirmişizdir. Allah, doğruları ortaya çıkaracak, yalancıları mutlaka ortaya koyacaktır.*

kötülük yapanlar bizden kaçabileceklerini mi sandılar? Ne kadar kötü ve yanlış hüküm veriyorlar!*

kim Allah'a kavuşmayı umuyorsa bilsin Allah'ın tayin ettiği vakit gelecektir. O her şeyi bilendir.*

Cihad eden ancak kendisi için cihad etmiştir Şüphesiz Allah, âlemlerden müstağnidir.*
İman edip iyi işler yapanların kötülüklerini örteriz onlara, yaptıklarının daha güzeli ile karşılık veririz.*

Biz insana, ana babasına iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. onlar, seni, bana ortak koşman için zorlarlarsa, itaat etme. Dönüşünüz banadır. size yaptıklarınızı haber vereceğim.*

İman edip iyi işler yapanları, muhakkak salihler zümresine katarız.*

İnsanlardan kimi vardır ki, "Allah'a inandık" der; fakat Allah uğrunda eziyete uğratıldığı zaman, insanların işkencesini Allah'ın azabı gibi tutar. Rabbinden bir yardım gelse sizinle beraberdik" derler. Allah, elbette iman edenleri de, iki yüzlüleri de bilir.*

Kâfirler, iman edenlere, "Bizim yolumuza uyun, sizin günahlarınızı yüklenelim" derler. onların günahını yüklenecek değillerdir. onlar, yalan söylemektedirler.*

elbette kendi yüklerini, ve nice yükleri taşıyacaklar uydurdukları şeylerden kıyamet günü sorguya çekileceklerdir.*

Andolsun ki Nuh'u kendi kavmine gönderdik , o dokuz yüz elli yıl onlarla kaldı. Sonunda, onlar zulümlerini sürdürürken tufan kendilerini yakalayıverdi.*biz onu ve gemidekileri kurtardık ve âlemlere ibret yaptık.*

İbrahim as kavmine şöyle demişti: "Allah'a kulluk edin, O'na karşı gelmekten sakının. Eğer bilmiş olsanız bu sizin için daha hayırlıdır."*

Siz Allah'ı bırakıp putlara tapıyor, asılsız sözler uyduruyorsunuz. Bilmelisiniz ki, Allah'ı bırakıp taptıklarınız, size rızık veremezler. rızkı Allah katında arayın. O'na kulluk edin. Ancak O'na döndürüleceksiniz."*

Eğer tebliğ edileni yalan sayarsanız, bilin ki sizden önceki milletler de yalan saymışlardı. Peygambere düşen yalnız açık bir tebliğdir.*

Allah'ın mahlukunu ilk baştan nasıl yarattığını, sonra bunu tekrarladığını görmediler mi? Şüphesiz bu, Allah'a kolaydır.*

De ki: "Yeryüzünde gezip dolaşın Allah nasıl yaratmış bakın. Allah ahiret hayatını da yaratacaktır." Gerçekten Allah her şeye kadirdir.*
O, dilediğine azab eder, dilediğine rahmet eder. O'na döndürüleceksiniz.*Allah'tan başka dost ve yardımcı bulamazsınız.*

Allah'ın âyetlerini ve O'na kavuşmayı inkâr edenler var ya, işte onlar rahmetimden ümitlerini kesmişlerdir ve onlar için acıklı bir azab vardır.*

Kavminin İbrahim'e cevabı Onu öldürün, yahut yakın!" demelerinden ibaretti. Ama Allah onu ateşten kurtardı. bunda, iman eden kavim için ibretler vardır.*

İbrahim dedi ki: "Siz, dünya hayatına has muhabbet uğruna Allah'ı bırakıp putlar edindiniz. kıyamet günü kiminiz kiminizi tanımayacak, kiminiz kiminizi lanetleyecektir. Varacağınız yer cehennemdir. hiç yardımcınız da yoktur."*

Lut iman etti. İbrahim de dedi ki: "Ben Rabbime hicret edeceğim. Şüphe yok ki O çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir."*O'na İshak ve Yakub'u bağışladık. Peygamberliği ve kitapları, soyundan gelenlere verdik. Onu dünyada mükafatlandırdık. Şüphesiz o, ahirette de salihlerdendir.*

Lut'u kavmine demişti ki: siz, daha önce hiçbir milletin yapmadığı bir hayasızlığı yapıyorsunuz!"*

siz, ille de erkeklere yaklaşacak, yol kesecek ve toplantılarınızda edepsizlik yapacak mısınız?" Kavminin cevabı ise, Doğru söyleyenlerden isen Allah'ın azabını getir bize!"*

Lut:Ey Rabbim! Şu fesatçılar güruhuna karşı bana yardım eyle" dedi.*Elçilerimiz İbrahim'e iki oğul müjdelediklerinde şöyle dediler: "Biz bu memleketi helak edeceğiz. oranın halkı zalim kimselerdir."*

İbrahim dedi ki: orada Lut var!" Şöyle cevap verdiler: "Biz oradakileri çok iyi biliyoruz. Onu ve ailesini elbette kurtaracağız. karısı azabda kalacak


Elçilerimiz Lut'a gelince, tasalandı. takatten düştü. O'na: "Korkma, tasalanma! biz seni de, aileni de kurtaracağız. Yalnız azabda kalacak karın müstesna"

Biz şüphesiz yoldan çıkanlara feci bir azab indireceğiz Andolsun biz, aklını kullanan kavim için ibret nişanesi bırakmışızdır.*

Medyen'e de kardeşleri Şuayb'ı gönderdik Şuayb, "Ey kavmim! Allah'a kulluk edin, ahiret gününe ümit bağlayın, bozgunculuk yapmayın!" dedi.*onu yalancılıkla itham ettiler. kendilerini sarsıntı yakaladı yurtlarında diz üstü çökekaldılar.*

Ad ve Semud'u da helak ediverdik. Sizin için, onların başına nelerin geldiği anlaşılmaktadır. Şeytan onlara*yaptıklarını güzel gösterip onları yoldan çıkardı. Oysa görebilecek durumdaydılar.*

Karun'u, Firavun'u ve Hâmân'ı helak ettik Andolsun ki, Musa apaçık deliller getirmişti onlar büyüklük taslamışlardı. Halbuki azabımızı aşacak değillerdi.*
onlardan günahlarıyla suç üstü yakaladık: üzerine taşlar savuran rüzgarlar gönderdik,

kimini korkunç bir ses yakaladı, kimini yerin dibine geçirdik, kimini suda boğduk. Allah onlara zulmetmiyor, onlar kendilerine yazık ediyorlardı.*

Allah'tan başka dost edinenlerin durumu, kendine yuva yapan örümceğin durumu gibidir. evlerin en çürüğü şüphesiz örümcek*yuvasıdır. Keşke bilselerdi.*

Allah, onların kendisini bırakıpta hangi şeye yalvardıklarını şüphesiz bilir. O mutlak güç ve hikmet sahibidir.*

İşte temsilleri insanlar için getiriyoruz; onları ancak bilenler düşünüp anlayabilir.*Allah gökleri ve yeri hak olarak yarattı. Şüphesiz, iman edenler için bir nişane bulunmaktadır.*

vahyedilen Kitabı oku ve namazı kıl. Muhakkak namaz hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah'ı anmak elbette en büyük ibadettir. Allah yaptıklarınızı bilir.

murataltug1985 06-28-2018 21:34

Kaynak islam ansiklopedisi android programı

Hz. ADEM İLE HAVVA

Allahü Teala, varlığını bilsin, ibadette bulunsun yer yüzünü imar etsin diye insanı yaratmayı mürad etti Meleklerine:*Ben yer yüzünde muhakkak halife tayin edeceğim kendi irademden kudret ve sıfatımdan selahiyetler vereceğim ki, o mahlukatım üzerinde bir takım tasarruflara sahip olacak, benim namıma hükümler icra edecek, vekilim olarak emirlerimi, kanunlarımı tatbike memur bulunacak. onun arkasından gelenler ona halef olacak vazifeyi icra edecekler buyurdu.*

Melekler bundaki şerefi takdir ettiler, yeryüzündeki bir mahluka böyle yüksek bir irade bahşedilmesinde ki şer ihtimalinden korktular. Allahü Tealanın ghikmetlerini de bildirmedikleri için:*Ey Rabbimiz! Yer yüzünde onu fesada Verecek, onda fesadlar çıkaracak kanlar dökecek bir mahluk mu yaratacaksın? biz hep sana hamdederek, daima seni tesbih ve takdis edip dururken,» dediler.*Ve maksatları —haşa itiraz olmayıp hikmetini sormak olduğunu bildirdiler, Allahü Teala cevaben:*ben sizin bilemeyeceğiniz şeyleri bilirim,» buyurdu. Melekler sustular ve birbirlerine:*Elbette rabbımız her şeyi bilir, faydası olmayan bir mahluk yaratmaz,» dediler.*

Allahü Teala, Meleklere: .* ben, kuru çamurdan, şekillenmiş bbalçıktan bir beşer yaratacağım, ben, onu insan kıvamına koyup içine ilahi emrim ruhtan feyiz verdiğim vakit, onun için secdeye kapanın,» dedi.*Melekler, secde ettiler, iblis, kibrine yediremedi ve secdeden kaçındı. Çünkü o- kendisini en üstün mahluk kabul ediyordu.*
Allahü Teala:*Ya iblis! Sen niçin secde edenlerle beraber olmadın?» dedi. iblis Benim kuru çamurdan, bir suretlenmiş balçıktan yarattığın beşere secde etmem mümkün değildir. ben ateşten yaratıldım, Ateş topraktan üstündür,» dedi ve itaat dairesinden çıkarak kafir oldu.*Allahü Teala: çık oradan, çünkü sen tard olundun. lanet ceza gününe kadar üzerindedir.»

Şeytan:*Rabbim! öyle ise bana onların tekrar dirilecekleri güne kadar mühlet ver,» dedi.*
Allahü Teala da ecel günü yani birinci sürün üfürülmesine kadar mühlet verdi Şeytan:*
Ya rabbi! benim azgın ve asiliğime yemin ederim ki, ben, insanlar için yer yüzünde ziynetler yapıp onları kandırarak hepsini yoldan çıkaracağım, ancak içlerinden ihlaslı Kulların müstesna.
Allahü Teala, Şeytana buyurdu ki:*İşte bu dediğin, sahiplerini azıtamayacağını itiraf ettiğin ihlas ve tevhid, bana kavuşturan dosdoğru bir yol, hak kanundur. kullarım üzerine musallat olacak kudretin yoktur. Ancak sana uyan azgınlar müstesna. onları sürükleyebilirsin. o da senin hükmün ile değil, onların iradeleri sana uymaları ve arkana düşmeleri sebebiyledir.

Şüphesiz Cehennem de sana uyan azgınların vaad olunan yerleridir.»*Allahü Teala, insanın şerefli, itibarlı ve halife olmaya layık bir mahluk olduğunu göstermek üzere Hz. Ademi ilim ve kelam sıfatlarına mazhar kıldı, i Meleklere işaret ederek:*
Haydin, siz iman ile hilafete layık olma davanızda isabetli iseniz; isimleri güzelce haber veriniz, buyurarak onları, acziyetlerini isbat için imtihan etti.*imtihana karşı Melekler:*Subhansın ya Rab! Senin bize bildirdiğinden başka bizim hiç bir ilmimiz yoktur, her şeyi bilen daima bilen alim, hakim, hakikat Sensin diyerek acziyetlerini tesbih eylediler.*

Melekler acziyetlerini izhar edince, Allahü Teala: .*
Ya Adem! Meleklere şunların isimlerini haber ver, dedi, hitabı ile halifenin kim olacağına işaret buyurdu vMeleklerden sonra Hz. Adem'i imtihan etti. Hz. Adem o arz olunanı haber verince, Allahü Teala, Meleklere:*Ben size arz ve semanın gaybını bilirim, demedim mi? siz ne açıklıyorsunuz ne gizliyorsunuz, biliyorum, buyurdu.*Allahü Teala Hz. Adem'e eş olarak kendi kaburga kemiğinden Havva validemizi yarattı ve:*Ya Adem, sen ve zevcen Cennette rahat yaşayınız. Nimetlerimden bol bol yiyiniz. Ancak şu bur ağaca yaklaşmayınız, meyvesinden yemeye kalkışmayınız haddi aşanlardan olursunuz, buyurdu.Şeytanın kendilerine düşman olduğunu bildirerek onun sözüne kanmamalarını istedi.*

Allahü Teala onlara yalnız bir meyveyi yasaklamıştı ki insana, iradesini kullanmayı ve nefsine hakim olmayı öğretiyordu.*Onlara verilen nimetler üzerine insanoğluna düşmanlığını ilan eden Şeytan, ilk olarak örtülü yerlerini meydana çıkarmak; avretlerini açmak için vesvese verdi Hz. Adem ve Havvayı Hakk Teala örtmüş ve gizlemişti.*Şeytan yaklaştı Ey Adem! seni devleti haber vereyim mi? Diyerek, Allahü Tealanın yasak ağacını gösterdi.*Hz. Adem, Şeytana aldırış etmedi, yılgınlık göstermedi Rabbimiz sizi ağaçtan iki Melek olacağınız veya Cennette ebedi kalacağınızdan dolayı nehyetti. bundan yerseniz ya Melekler gibi yemek, içmek ihtiyacından müstağni olursunuz, ölüm yüzü görmez burada ebedi kalırsınız, dedi. Kendisine inanmaları için yemin ederek, «ben sizin nasihatçınız ve hayrınızı isteyicinizim» diye emin olmalarını istedi.*

Hz. Adem ve Havva hiç kimsenin yalan yere Allaha yemin etmeyeceğini düşünerek yanıldı ağaca meyletti Hz. Adem ağacın meyvesinden yemekte mahzur görmedi Allahü Teala'nın yasak ağacının meyvesinden tattıkları vakit örtülü ve gizli avret mahalleri açıldı. hayalarından üzerlerine Cennetin incir yaprağından yamalar yamadılar. Allahü Teala şöyle nida etti:*Ben sizi o ağaçtan nehyetmedim mi idi? Şeytan düşmandır demedim mi Hz. Adem ile Havva cevaben:*Ey rabbimiz! Biz kendimize zulmettik, eğer sen bize rahmet ve mağfiret etmezsen, en büyük zarar ve felaketin içinde kalanlardan olacağız, diye tevbe ve niyazda bulundular.*

Allahü Teala, Hz. Adem, Havva ve Şeytan'a hitap etti:* Haydi, bazınız bazınıza düşman yer yüzüne inin. Size orada bir müddet i nasiplenmek ve geçinmek vardır. Orada yaşayıp ölecek ve yine ondan çıkarılacaksınız.*Hz. Adem ve zevcesi, insan gibi yer yüzünde mekan tuttu ve Şeytanla mücadele eddi Rabbından tevbe ve istiğfarda bulundu. Allahü Teala'nın emirleri ile amel etti ve tevbeleri kabul olundu. Çünkü Allahü Teala esirgeyici ve bağışlayıcıdır.*Hz. Adem beş şeyi ile bahtiyar olmuştur:*Hatasını itiraf, pişmanlık, nefsini kötülemek, tevbeye devam ve rahmetten ümidi kesmemek.*iblis beş şey ile bedbaht olmuştur Günahını ikrar etmemek, pişmanlık duymamak, kendini kötülemeyip azgınlığını Allahü Teala'yı suçlamak etmek ve rahmetten ümidini kesmek.*

— Adem aleyhisselama vefat emri geldiği zaman; «Ya Rab, düşmanım iblis, beni görünce kıyamet gününe kadar mühlete kavuşmakla sevinecek, bana şamata edecek,» dedi. Cevap verildi «Ya Adem, sen Cennete iade olunacaksın, o mel'un ise evvelkilerin ve sonrakilerin adedi kadar ölüm acısını tatacak.»*Hz. Adem, Azraile: «— Ona ölümü nasıl tattıracaksın? anlat,» dedi.*Onun ölümü anlatıldığı zaman, Hz. Adem: «— Ya Rabbi! Kafi» dedi*Allahü Teala, birinci sur'un ufürülmesinde Azrail'e diyecek ki:*Sana yedi Sema ve yedi Arz ahalisinin kuvvetini verdim ve bugün sana bütün gadap kisvelerini giydirdim. Şiddetli gadabımla in, o tard olunmuş İblis'e ölüm acısını tattır,

İblise evvel ve ahirlerin acılarını illet ve hastalıkları yüklet. gayz ve gadapla dolu yetmiş bin zebani, her biriyle de Cehennem zincirlerinden zincirler, bulunsun. Cehennem kancalarından yetmiş bin kanca ile o mel'unun kokmuş canını çıkarın. Malik'i çağırın Cehennem kapılarını açsın.» Azrail öyle bir suret ile inecek ki ona Sema'ların ve Arz'ların ahalisi baksa korku ve dehşetlerinden ölürlerdi, ya habis! sana ölümü tattıracağım, çok ömür sürdün. Nice nesilleri azdırdın, yoldan çıkardın. vakit geldi.» diyecek. Mel'un Şeytan Doğuya kaçacak, bakacak Melekül'mevt gözleri önünde, Batıya kaçacak bakacak denizlere dalacak denizler kabul etmeyecek, yer yüzüne kaçacak, sığınacak kurtulacak hiç bir yer bulamayacak, sonra Dünyanın ortasında, Hz. Adem'in kabri yanında duracak

Şeytan Doğudan Batıya Batıdan Doğuya topraklarda sürünecek, Adem aleyhisselam'ın yer yüzüne indiği mevziye varınca Arz, kor gibi olacak Zebaniler kancaları takıp didikleyecekler Allahü Teala'nın dilediği zamana kadar can çekişip azap içinde kalacak. O can çekişirken Hz. Adem ve Havva'ya'da:*Kalkınız düşmanınız ölümü nasıl tadıyor, bakınız» denecek. Kalkacaklar, onun çektiği azabın şiddetine bakacaklar da:*
Ya Rab, bize nimetini tamamladın» diyecekler.*

murataltug1985 01-28-2019 18:01

Kaynak ülkücü dünya .com

*
*
*ANKEBUT SURESİ

deyin ki: "Bize indirilene de, size indirilene de iman ettik.

Bizim ilâhımız da, sizin ilâhınız da birdir ve biz O'na teslim olmuşuzdur."*

(Resulüm!) sana (önceki kitapları tasdik eden) bu kitabı indirdik kitap verdiklerimiz ona iman ediyorlar.

ona iman eden nice kimseler vardır.

Ayetlerimizi ancak kâfirler bile bile inkâr eder.*

Sen bundan önce, ne bir yazı okur, ne de elinle yazardın. Öyle olsaydı, batıla uyanlar kuşku duyarlardı.*

Kur'ân kendilerine ilim verilenlerin sinelerinde yer eden apaçık âyetlerdir.

Ayetlerimizi ancak ve ancak zalimler bile bile inkâr eder.*

de ki: "Mucizeler ancak Allah'ın katındadır. Ben ise bir uyarıcıyım."*

Sana indirdiğimiz ve okunmakta olan kitapta iman edecek bir kavim için elbette bir rahmet ve öğüt vardır.*

De ki: Benimle şahit olarak Allah yeter.

Allah göklerde ve yerde ne varsa bilir.

Batıla inanıp inkâr edenler ziyana uğrayacaktır

Senden azabı çabuk getirmeni istiyorlar.önceden tayin edilmiş bir vade olmasaydı, azab onlara çatmıştı.

azab hiç farkına varmadıkları bir sırada kendilerine mutlaka gelecektir.*

cehennem, hiç şüpheleri olmasın, kâfirleri kuşatacaktır.

O gün azap, onları hem üstden, hem ayaklarının altından saracak ve Allah Yaptıklarınızın cezası diyecektir.*

Ey iman eden kullarım! Şüphesiz benim yarattığım yeryüzü geniştir. O halde yalnız bana kulluk edin.*

Her can ölümü tadacaktır. Sonunda bize döndürüleceksiniz.*

İman edip güzel işler yapanları muhakkak ırmaklar akan cennet köşklerine yerleştireceğiz.

iyi işler yapanların mükafatı ne güzeldir!*

onlar, sabretmiş olup yalnız Rablerine güvenip dayanmaktadırlar.*

Nice hayvanlar var onların ve sizin rızkınızı Allah veriyor.

O, her şeyi işitir ve bilir.*

Andolsun ki onlara, nasıl haktan çevrilip döndürülüyorlar?*

Gökleri ve yeri yaratan, güneşi ve ayı buyruğu altında tutan kimdir?" diye sorsan "Allah" derler.

Allah, kullarından dilediğine rızkı bol bol verir, dilediğine de kısar.

Şüphesiz Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.*

Andolsun ki onlar Allah " derler.

Gökten su indirip, onunla ölümünün ardından*yeryüzünü canlandıran kimdir?"

hamd Allah'a mahsustur. Fakat çokları akıllarını kullanmazlar.*

Bu dünya hayatı sadece bir oyun ve oyalanmadan ibarettir.

Ahiret yurduna gelince, işte asıl hayat odur. Keşke bilmiş olsalardı.*

gemiye bindiklerinde, dini yalnız Allah'a yalvarırlar. Fakat onları salimen karaya çıkarınca, Allah'a ortak koşarlar

Kendilerine verdiklerimize nankörlük etsinler ve safâ sürsünler bakalım! Ama yakında bilecekler.*

Çevrelerinde insanlar götürülür öldürülür ve esir edilirken bizim Mekke'yi güven içinde kudsî bir yer yaptığımızı görmediler mi?

Hâlâ batıla inanıp Allah'ın nimetine nankörlük mü ediyorlar?*


Allah'a karşı yalan uyduran, yahut hak gelmişken onu yalan sayandan daha zalim kimdir?

Cehennemde kâfirlere yer mi yok?*

yolumuzda cihad edenleri, elbette kendi yollarımıza eriştireceğiz.

Hiç şüphe yok ki Allah iyi davrananlarla beraberdir.*


Rum Suresi

Elif, Lâm, Mim.*

Rumlar yenildi. yenilgilerinin ardından mutlaka galib geleceklerdir.*

önce de sonra da emir Allah'ındır

o gün müminler, sevineceklerdir.*

Allah'ın yardımıyla Allah dilediğine yardım eder, galip kılar.

O çok güçlüdür, çok merhamet edicidir.*

Allah, vaadinden caymaz. Fakat insanların çoğu bilmezler.*

Onlar, sadece dünya hayatının dış yüzünü bilirler. Ahiretten gafildirler.*

hiç düşünmediler mi Allah göklerde, yerde ve ikisi arasındaki her şeyi ancak hak ile belirli bir süre için yaratmıştır?

Gerçekten insanların çoğu, Rablerine kavuşmayı inkâr etmektedirler.*

Onlar, yeryüzünde gezmediler mi , kendilerinden öncekilerin sonu nasıl olmuş baksınlar?

Onlar, güçlüydüler. Toprağı sürüp imar etmişlerdi. Onlara peygamberleri delillerle gelmişdi. Allah onlara zulmetmiyor onlar, kendilerine zulmediyorlardı.*

o kötülük edenlerin sonu çok kötü oldu. Onlar, Allah'ın âyetlerini yalan sayıp alay ediyorlardı.*

Allah yaratmayı yapar, sonra da çevirir, yeniden yapar. Sonra döndürülüp O'na götürüleceksiniz.*

Kıyamet saatinin gelip çattığı gün suçlular, her ümidi keserler.*

Allah'a ortak koştuklarından, kendilerine şefaat edecekler bulunmaz. Onlar, Allah'a koştukları ortakları inkâr ederler.*

Kıyamet saatinin çattığı gün inananlarla inanmayanlar ayrılırlar.*

iman edip salih amel yapanlar gelince, bir bahçe içinde neşelenirler.*

Âyetlerimizi ve âhireti yalan sayıp küfredenler azab içinde hazır bulundurulurlar.*

akşama ve sabaha girdiğiniz zaman tesbih Allah'ındır. daima O tesbih edilir

Göklerde ve yerde, ikindi erdiğiniz zaman hamd O'na mahsustur.*

O, ölüden diri çıkarır, diriden ölü çıkarır toprağa ölümünden sonra hayat verir. Sizler de işte öyle çıkarılacaksınız.*

O'nun âyetlerinden ve kudretinin delillerindendir ki, sizi bir topraktan yarattı. Sonra yeryüzünde yayılan insanlar oluverdiniz.*

O'nun âyetlerindendir ki, sizin için nefislerinizden kendilerine ısınırsınız diye eşler yaratmış,

aranıza bir sevgi ve merhamet koymuştur. Şüphesiz düşünecek bir kavim için nice ibretler vardır.*

göklerin ve yerin yaratılışı ile dillerinizin ve renklerinizin farklı oluşu O'nun âyetlerindendir. Şüphesiz bilenler için nice ibretler vardır.*

gecede ve gündüzde uyumanız ve lütfundan nasib aramanız O'nun âyetlerindendir.

Şüphesiz dinleyecek bir kavim için nice ibretler vardır.*

O'nun âyetlerindendir ki, size hem korku ve hem de umut vermek için şimşeği gösteriyor.

Ve gökten bir su indiriyor da onunla yeryüzüne ölümünden sonra hayat veriyor.

Şüphesiz ki bunda aklını kullanacak bir kavim için nice ibretler vardır.*


göğün ve yerin, emriyle durması O'nun âyetlerindendir.

sizi bir tek çağırışla çağırdığı zaman bir de bakarsınız ki yerden diriltilip çıkarılıyorsunuz

Göklerde ve yerde kim varsa hepsi O'nundur. Hepsi de O'na itaat etmektedirler.*

yaratmayı ilkin yapan O'dur. Sonra onu çevirip yeniden yapacak olan da O'dur

Göklerde ve yerde en*
yüksek şan ve şeref O'nundur.

O çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.*

zulmedenler, bilgisizce hevalarına uydular. Artık Allah'ın şaşırddığını kim yola getirebilir? Onların yardımcıları yoktur.*

yüzünü, Allah'ı bir tanıyarak dine, Allah'ın insanları üzerine yaratmış olduğu fıtratına doğrult.

Allah'ın yaratışında değişiklik bulunmaz. Dosdoğru din budur


Başkasından geçerek hep O'na gönül verin ve O'ndan sakının.

Namaza devam edin ve müşriklerden olmayın.*

O müşrikler dinlerini ayırıp öbek öbek olmuşlardır. Her grup kendilerininkine güvenmektedir.*

insanlara bir keder dokunduğu zaman her şeyden geçerek Rablerine yalvarır, dua ederler

sonra bir rahmet tattırıverdiği zaman Rablerine ortak koşarlar.*

insanlara bir rahmet tattırdığımız zaman ona güveniyorlar da; ellerinin yaptığı şeyler sebebiyle başlarına fenalık gelirse, hemen ümid kesiyorlar
*
Onlar görmediler mi Allah dilediği kimseye rızkı serer ve daraltır. Şüphesiz iman edecek bir kavim için ibret vardır.
*
O halde akrabaya da hakkını ver, yoksula da, yolcuya da... Bu, Allah'ın rızasını dileyenler için daha hayırlıdır.

Kurtuluşa erecek olanlar işte onlardır.*

İnsanların malları içinde artsın diye verdiğiniz faiz, Allah yanında artmaz.

Allah'ın rızasıyla verdiğiniz zekat işte onlar, malları kat kat artmış olanlardır.*

Allah, O'dur ki, sizi yarattı, sonra da size rızık verdi, sonra sizi öldürür, sonra sizi diriltir.

Allah, onların ortak koştuklarından münezzeh ve yücedir.*

Yaptıklarının bir kısmını tatsınlar diye insanların kazandığı şeyler yüzünden karada ve denizde fesat çıktı. Umulur ki onlar hakka dönerler.*

De ki, yeryüzünde bir gezin de bakın, bundan öncekilerin sonu nasıl olmuş! Onlar müşrik idiler.*

Allah'tan geri çevrilmesine çare olmayan bir gün gelmeden yüzünü dosdoğru, sabit dine çevir.

kim inkâr ederse, inkârı aleyhinedir Kim salih amel işlerse, onlar kendilerine rahat bir yer hazırlarlar.*

O, iman edip salih amel işleyenlere lütf ve mükafat verecektir. O,kâfirleri sevmez.*

Rüzgarları müjdeciler olarak gönderip size rahmetinden tattırması, emriyle gemilerin gitmesi ve lütfundan rızık kazanmanız O'nun âyetlerindendir.
gerek ki şükredesiniz.*

Andolsun senden önce birçok peygamberleri kavimlerine gönderdik onlara delillerle vardılar.

günah işleyenlerden intikam aldık. Müminlere yardım ise, bizim nezdimizde bir hak oldu.*

Allah O'dur ki, rüzgarları gönderir de bir bulut savururlar.onu gökyüzünde nasıl dilerse öyle serer,

Allah dilerse parça parça eder.

Allah yağmuru kullarından kimlere diliyorsa dökü verdi mi derhal yüzleri güler.*

onlar, daha önce üzerlerine yağmur indirilmeden evvel ümidi kesmişlerdi.*

Şimdi bak Allah'ın rahmetinin eserlerine

Allah yeryüzünü ölümden sonra nasıl diriltiyor? Şüphe yok ki O, mutlaka ölüleri diriltir. O her şeye kâdirdir.*

Andolsun ki biz, bir rüzgâr göndersek de onu rahmetin eseri olan ekini sararmış görseler, mutlaka nankörlüğe başlarlar.*

sen ölülere işittiremezsin. O daveti, arkalarını dönmüş giderlerken sağırlara da duyuramazsın.*

Sen ancak âyetlerimizi iman edeceklere duyurursun da onlar müslüman olur, selâmeti bulurlar.*

Allah sizi güçsüz yaratır, sonra kuvvet verir kuvvetin arkasından güçsüzlüğe ve ihtiyarlığa getirir.

Allah dilediğini yaratır. Ve O, her şeyi bilir, her şeye gücü yeter.*


Kıyamet günü günahkarlar dünyada bir saatten fazla durmadıklarına yemin ederler. Onlar önceden de haktan çevriliyorlardı.*

Andolsun ki, Allah'ın kitabında takdir edilen dirilme gününe kaldınız. bu, dirilme günüdür siz bilmiyordunuz

o gün zulmedenlere mazeretleri fayda vermeyecektir. dertlerinin çaresine bakılmayacaktır.*

Andolsun ki, biz insanlar için bu Kur'ân'da her türlü meselden örnekler getirdik.

İşte bilmeyenlerin kalblerini Allah böyle mühürler.*

Şimdi sen sabret. Çünkü Allah'ın vaadi mutlaka haktır.

Sakın imanı sağlam olmayanlar seni hafifliğe sevketmesinler.*

LOKMAN SURESİ


Elif, Lâm, Mîm.*Bunlar, o hikmetli kitabın âyetleridir.*


O, güzellik ve iyilik yapanlar için bir hidayet ve rahmettir.*

Onlar, namazı kılarlar, zekatı verirler, âhirete de kesin olarak inanırlar.*

bunlar, Rableri tarafından bir hidayet üzeredirler.

Kurtuluşa erecek olanlar da işte onlardır.*


onlar için aşağılayıcı bir azab vardır.*

Ona âyetlerimiz okunduğunda sanki işitmemiş, sanki kulakda ağırlık varmış gibi büyüklük taslayarak yüz çevirir.

onu, acı verecek bir azab ile müjdele.*

iman edip de salih amel işleyenlere nimet cennetleri vardır.*

Allah'ın vaadi çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir

Allah gökleri direksiz yarattı, Yeryüzüne de sizi çalkalar diye ağır ve sabit büyük dağlar bıraktı

biz gökten bir su indirdik de her güzel çiftten hoş çeşit bitkiler yetiştirdik.*

İşte bu, Allah'ın yarattığıdır

Haydi gösterin bana O'ndan başkaları ne yaratmıştır? o zalimler, apaçık bir sapıklık içindedirler.*

Andolsun ki biz, Lokman'a "Allah'a şükret!" diye hikmet verdik.

Kim şükrederse kendi iyiliğine eder.

Allah muhtaç değildir daima övülmeye layıktır.*

bir zaman Lokman, oğluna öğüt vererek demişti ki: "Yavrucuğum! Allah'a ortak koşma, Allah'a ortak koşmak şirk ve büyük bir zulümdür.

biz insana, anasına ve babasına itaati tavsiye ettik.

Anası onu zayıflık üstüne zayıflıkla taşıdı. Onun sütten ayrılması iki yıl içindedir.

Biz insana "Bana, anana ve babana şükret" diye de tavsiye ettik. Dönüş, ancak banadır.*

bir şeyi, bana ortak koşman hususunda seni zorlarlarsa, onlara itaat etme.

dünyada onlarla iyi geçin ve bana yönelenlerin yolunu tut.

dönüşünüz ancak banadır. ben size yaptıklarınızı haber vereceğim.*

Yavrucuğum! Haberin olsun ki, yaptığın hardal tanesi ağırlığınca olsa da, bir kaya veya göklerde gizlense de Allah onu getirir, mizanına kor.

Allah en ince şeyleri bilir, her şeyden haberdardır."*

Yavrucuğum! Namazı kıl, iyiliği emret, kötülükten sakındır.

Başına gelenlere sabret, çünkü bunlar, azmi gerektiren işlerdendir."*

insanlara karşı kibirlenme ve çalımla yürüme.

Allah övünen ve kuruntu edenlerin hiçbirini sevmez.*

sesini alçalt, çünkü seslerin en çirkini elbette eşeklerin sesidir.*


Görmediniz mi Allah göklerde ve yerde ne varsa hepsini sizin hizmetinize vermiş,

Allah gizli ve açık olarak nimetlerini üzerinize yaymıştır.


insanlar içinde kimi de var ki, ne bir ilme, ne bir mürşide dayanmaksızın Allah hakkında mücadele ediyor.*

Allah'ın indirdiğine tabi olun dendiğinde Hayır, biz atalarımızı neyin üzerinde bulduksa, onuna gideriz." diyorlardı Ya şeytan onları cehennnem azabına çağırıyor idiyse ona mı uyacaklar

kim iyilik yaparak yüzünü tertemiz Allah'a tutarsa, o gerçekten en sağlam kulpa yapışmıştır.

bütün işlerin sonu Allah'a dayanır.*

Kim inkâr ederse, onun inkârı seni üzmesin. Onlar dönüp bize gelecekler.

biz onlara bütün yaptıklarını haber vereceğiz. Allah, kalblerin özünü bilir.*

Biz onlara biraz zevk ettiririz de sonra kendilerini ağır bir azaba zorlarız.*

Andolsun ki onlara: "Gökleri ve yeri kim yarattı?" diye sorsan, elbette "Allah" diyecekler.

"Allah'a hamd olsun." de.

Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ındır.

Allah, hiçbir şeye muhtaç değildir, daima övülmeye lâyıktır.*

yeryüzündeki ağaçlar kalem olsa, deniz de arkasından mürekkep olsa, yine de Allah'ın kelimeleri yazmakla tükenmez.

Şüphesiz ki Allah çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.*

Sizin yaratılmanız da tekrar diriltilmeniz de ancak bir tek nefsin yaratılması ve tekrar diriltilmesi gibidir.

Allah her şeyi işitir ve görür.*

Görmedin mi ki, Allah geceyi gündüze sokuyor, gündüzü geceye sokuyor. Güneş ile ayı emrine boyun eğdirmiştir.

Şüphesiz ki Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.*

Allah hakkın ta kendisidir.

İnsanların taptıkları mutlaka batıldır. Şüphesiz ki Allah, çok yücedir,

Görmedin mi Allah, âyetlerini size göstersin diye gemiler, Allah'ın nimetiyle denizde akıp gidiyor.

Şüphesiz çok sabredenler ve çok şükredenler için nice ibretler vardır.*

Onları kara bulutlar sardığı zaman, Allah'a yalvarırlar. Onları kurtardığı zaman ise giden de bulunur.

Bizim âyetlerimizi nankör ve gaddarlardan başkası inkâr etmez.*

Ey insanlar! Rabbinizden sakının ve o günden korkun ki, baba çocuğuna hiçbir fayda veremez. Çocuk da babasına fayda sağlayacak değildir

Şüphesiz Allah'ın vaadi gerçektir.

dünya hayatı sizi aldatmasın,

sakın o çok aldatıcı şeytan sizi Allah'ın affına güvendirerek aldatmasın.*

Şüphesiz ki, kıyamet saatinin bilgisi Allah yanındadır.

Yağmuru O yağdırır, rahimlerde ne varsa O bilir.

Hiçbir kimse yarın ne kazanacağını bilmez. Hiçbir kimse hangi yerde öleceğini de bilemez.

Şüphesiz ki Allah her şeyi hakkıyla bilir, her şeyden haberdardır.*


SECDE SURESİ

Elif, Lâm, mim.*Kendisinde şüphe olmayan bu kitabın indirilişi, âlemlerin Rabbi olan Allah tarafındandır.*

onu (Muhammed) uydurdu mu diyorlar? Hayır, uyarıcı gelmemiş olan kavmi korkutman için, Rabbin tarafından gelen bir haktır. Gerek ki, hidayeti kabul ederler.*

Allah O'dur ki, gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri altı günde yaratmış, sonra Arş üzerine istivâ buyurmuştur

Sizin için O'ndan başka ne bir dost vardır, ne de bir şefaatçi! Artık düşünmeyecek misiniz?*

Allah gökten yere, kadar tüm işleri düzenler, o işler, O'na yükselir.*

Allah görüleni ve görülmeyeni bilir, her şeye gücü yeter, çok merhametlidir

Yarattığı her şeyi güzel yaratan ve insanı yaratmaya bir çamurdan başlayan O'dur.*

onun soyunu süzülmüş bir özden, değersiz bir sudan yaratmıştır.*

sizin için kulaklar, gözler ve gönüller var etti. Siz pek az şükrediyorsunuz!*

Onlar: "Biz yerde kaybolup gittikten sonra, gerçekten yeni bir yaratılışta bulunacağız?" dediler.

onlar Rablerine kavuşmayı huzura varacaklarını inkâr eden kâfirlerdir.*

De ki: "Size vekil kılınan ölüm meleği canınızı alacak, sonra Rabbinize götürüleceksiniz."*

Ey Muhammed! Günahkârlar Rableri huzurunda başları öne eğik olarak: "Ey Rabbimiz! Gördük ve dinledik, bizi geri çevir de salih bir amel işleyelim, biz artık inanıyoruz." derlerken bir görsen!*

biz dilemiş olsaydık her nefse hidâyetini verirdik.

Bütün insanlar ve cinlerden cehennemi elbette dolduracağım." sözü hak olmuştur.*

unuttuğunuzdan dolayı tadın azabı! İşte biz de sizi unuttuk.

Yapmakta olduğunuz işler yüzünden tadın ebedî azabı!"*

âyetlerimize öyle kimseler iman eder ki, kendilerine öğüt verildiği zaman secdelere kapanırlar

Rablerine hamd ile tesbih ederler büyüklük taslamazlar.*


Onların korku ve ümid içinde Rablerine dua ederler ve rızıklardan hayıra sarfederler.*

Öyle ya iman eden kimse, fâsık olan gibi olur mu? Onlar eşit olamazlar.*

iman edip de salih amelleri işleyenlere bir konukluk yeri olarak cennet vardır.*

fâsıklık etmiş olanların barınakları ateştir. her çıkmak istediklerinde oraya çevrilirler

Haydi tadın o ateşin yalanlayıp durduğunuz azabını!"

murataltug1985 01-30-2019 06:31

Kaynak ülkücü dünya. Com

*
Ülkücülük; Müslüman ve Dokuz Işıkçı Milliyetçiliktir...

"...Şehitlere ölüler demeyin. Bilakis Onlar diridirler..." Bakara-154

SECDE SURESİ


kim Allah'a ve Resulü'ne boyun eğer, salih amel işlerse, ona mükâfatını iki kat veririz.

onun için bol bir rızık hazırlamışızdır.*

Ey peygamberin hanımları! Siz herhangi biri gibi değilsiniz takva ile korunacaksanız, konuşurken kırıtmayın kalbinde hastalık bulunan tamaha düşmesin. Güzel ve doğru söz söyleyin

Ey peygamberin hanımları evlerinizde durun da cahiliyet devrinde ki gibi süslenip çıkmayın.

Namazı kılın, zekatı verin. Allah ve Resulü'ne itaat edin.

Ey ehli beyt! Allah sizden kiri gidermek ve sizi tertemiz, yapmak istiyor

Oturun da evlerinizde okunan Allah'ın âyetlerini ve hikmeti anın.

Şüphe yok ki Allah lütuf sahibidir ve her şeyden haberdardır.*

Şüphe yok ki müslüman erkeklerle müslüman kadınlar, mümin erkeklerle mümin kadınlara Allah mükâfat hazırlamıştır.

itaat eden erkeklerle itaat eden kadınlar, sadık erkeklerle sadık kadınlar, sabreden erkeklerle sabreden kadınlara Allah mağfiret hazırlamıştır.

mütevazi erkeklerle mütevazi kadınlar, sadaka veren erkeklerle sadaka veren kadınlara Allah büyük bir mükâfat hazırlamıştır.


oruç tutan erkeklerle oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkeklerle ırzlarını koruyan kadınlara Allah bir mağfiret ve büyük mükâfat hazırlanmıştır.

Allah'ı çok zikreden erkeklerle Allah-'ı çok zikreden kadınlar var ya onlar için Allah mağfiret ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır.

Allah ve Resulü hükmettiği zaman, mümin için, tercih hakkı yoktur.

Her kim de Allah ve Resulüne âşi olursa açık bir sapıklık etmiş olur.*

Peygambere Allah'ın takdir ettiği, mübah kıldığı şeyde bir darlık yoktur.

Allah'ın emri ise biçilmiş bir kaderdir.*

Onlar, Allah'ın gönderdiklerini tebliğ ederler ve O'ndan korkarlar,

Allah'tan başka kimseden korkmazlardı.

Hesap görücü olarak da Allah yeter.*

Muhammed, adamlarınızdan hiçbirinin babası değildir. Ama Allah'ın Resulü ve peygamberlerin sonuncusudur.

Allah her şeyi hakkiyle bilendir.*

ey iman edenler! Allah'ı çokça anın.*

O'nu sabah akşam tesbih edin.*


Sizleri karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için melekleri ile üzerinize rahmet ve bereket indiren O'dur

O, müminlere çok merhametlidir.*

O'na kavuşacakları gün müminlere Allah cömertçe mükafat hazırlamıştır.*

Ey peygamber! Biz seni hem bir şahit, hem bir müjdeci, hem bir uyarıcı olarak gönderdik.*

Allah'a bir davetçi ve nurlar saçan bir kandil gönderdik

Müminlere müjdele! Onlara Allah'tan bir mükafat vardır...*

Kâfirlere ve münafıklara itaat etme, onların ezalarını bırak aldırma

Allah'a tevekkül et. Allah vekil olarak hepsine yeter.

Ey iman edenler! Mümin kadınları nikâh edip de onlara dokunmadan boşadığınızda, Derhal müt'alarını verip onları güzelce salıverin.*

Allah kalblerinizdekini bilir. Allah her şeyi bilir ve yumuşak davranır.*

Allah her şeye gözcü bulunuyor.*

Ey iman edenler! Peygamberin evlerine vaktine bakmaksızın ve yemeğe izin verilmedikçe girmeyin.

çağırıldığınız vakit girin. Yemeği yediğinizde de hemen dağılın.

Sohbet etmek için de izinsiz girmeyin. Çünkü bu peygambere eziyet veriyor, o sizden utanıyor. Fakat Allah gerçeği söylemekten utanmaz.

Peygamber hanımlarına soru soracağınızda perde arkasından sorun. Bu hem sizin kalbleriniz hem de onların kalbleri için daha temizdir

sizin Resulullah'a eziyet hakkınız yoktur. Ondan sonra hanımlarını da ebediyyen nikâh edemezsiniz. bu Allah katında çok büyük bir günahtır.*

Siz bir şeyi açıklasanız da gizleseniz de şüphe yok ki Allah her şeyi bilmektedir.
*
ey Peygamberin hanımları Allah'tan korkun.Allah her şeye şahit bulunuyor.*

Allah ve melekleri Peygambere salât ederler. Ey iman edenler! siz de ona teslimiyetle salât ve selâm edin.*

Şüphesiz ki Allah'a ve Resulü'ne eziyet verenlere Allah hem dünyada, hem ahirette lânet etmiştir.

Onlara aşağılayıcı bir azab hazırlamıştır.*

Mümin erkeklere ve mümin kadınlara eziyet edenler bir iftira ve açık bir günah yüklenmişlerdir.*

peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle de cilbablarından üzerlerini sımsıkı örtsünler.

Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.*

münafıklar ve kalblerinde hastalık olanlar ve Medine'de dedikodu yapanlar, vaz geçmezlerse, mutlaka seni musallat ederiz. seninle orada az bir zamandan fazla komşu kalamazlar.
*
Melun nerede bulunursa yakalanırlar ve öldürülürler.*Allah'ın kanunu budur.

sen Allah'ın kanununu değiştirmeye asla çare bulamazsın.*

İnsanlar sana kıyamet saaatini soruyorlar. De ki: "Onun ilmi ancak Allah'ın nezdindedir.

Ne bilirsin belki kıyamet yakında olur."*

muhakkak ki, Allah kâfirleri lânetlemiş ve çılgın bir ateş*hazırlamıştır


O gün yüzleri ateş içinde çevirilirken: keşke Allah'a itaat etseydik, peygambere itaat etseydik!" derler.*

Derler ki: "Ey Rabbimiz! Biz beylerimize ve büyüklerimize itaat ettik de bizi yanlış yola götürdüler."*

Ey Rabbimiz! Onlara azabın iki katını ver ve büyük bir lânet ile lânetle.

Ey iman edenler: Sizler Musa'ya eziyet edenler gibi olmayın. O, Allah yanında mevki sahibi idi.*

Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve sağlam söz söyleyin,*

Allah işlerinizi yoluna koysun ve günahlarınızı bağışlasın.

kim Allah'a ve Resulü'ne itaat ederse, o gerçekten büyük murada ermiştir.*

Biz emaneti göklere, yere ve dağlara arz ettik, onlar, yanaşmadılar korktular da onu insan yüklendi. O çok zalim ve çok cahildir.*

Allah münafık erkeklerle münafık kadınlara, müşrik erkeklerle müşrik kadınlara azab edecek,

mümin erkeklerle mümin kadınların
tevbelerini kabul edecektir. Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.*


SEBE SÜRESİ


Hamd, o Allah'ındır ki göklerde ne var, yerde ne varsa hep O'nundur.

Ahirette de hamd O'nundur. O hüküm ve himet sahibidir, herşeyden haberdardır.
*
Yere ne giriyor ve ondan ne çıkıyor, gökten ne iniyor ve ne çıkıyorsa Allah bilir. O merhamet edici ve bağışlayıcıdır

İnkâr edenler: "Bize kıyamet saati gelmez." dediler.

De ki gaybı bilen Rabbim hakkı için kıyamet size mutlaka gelecektir.

O'nun ilminden göklerde ve yerde zerre kadar bir şey kaçmaz.

küçük ve daha büyük ne varsa, hepsi muhakkak açık bir kitaptadır."

Allah iman edip iyi amel işleyenlere mükafat verecektir.

onlar için bir mağfiret ve cömertçe verilmiş bol rızık vardır.*

Âyetlerimizi hükümsüz bırakmak için yarışanlara kötü ve elem verici azab vardır.*

Rabbinden sana indirilen Kur'ân, hakkın kendisidir.

O, gücüne nihayet olmayan, her hamde lâyık bulunan Allah'ın yolunu gösteriyor

âhirete inanmayanlar, derin bir sapıklıkla azab içindedirler.*

Dilesek kendilerini yere geçiriveririz. Yahut gökten üzerlerine parçalar düşürüveririz.

Şüphesiz bunda Allah'a yönelen hakka gönül veren her kul için bir ibret vardır.*

Andolsun biz Davud'a bir fazilet verdik. Ey dağlar! Onunla beraber tesbih edin." dedik ve kuşlara da emrettik

Andolsun biz Davud'a demiri yumuşattık.* Bol bol zırhlar yap ve biçimlemede ölçüyü gözet dedik.

Siz de iyi işler yapın, çünkü ben her yapacağınızı gözetiyorum.*


Süleyman'ın emrine rüzgarı verdik.
Erimiş bakır menbaını ona sel gibi akıttık. Rabbi'nin izniyle elinin altında cinlerden de çalışan vardı.

kim emrimizden dışarı çıkarsa ona ateş azabından tattırırdık.*


Çalışın ey Davud hanedanı, şükür için çalışın.

kullarım içinde şükreden azdır.*

Ne zaman ki Süleyman'a ölümü hükmettik, cinlere onun ölümünü sezdiren olmadı. Yalnız bir güve böceği yere dayandığı asâsını yiyordu.

cinler eğer gaybı bilir olsalar*
o zilletli azab içinde bekleyip durmazlardı.*

Andolsun ki Sebe' kavmi için oturdukları yerde bir ibret vardı:

Sağ*ve soldan iki bahçe "Rabbinizin rızkından yiyin O'na şükredin, ne güzel bir belde ve çok bağışlayıcı bir Rab

onlar şükürden yüz çevirdiler Biz de üzerlerine Arim selini salıverdik

o güzelim bahçelerini buruk yemişli, ılgınlık ve içinde sidir ağacı bulunan iki harap bahçeye çevirdik.*Bu nankörlerin cezası

biz nankör olanları cezalandırırız.*

Biz bereket verdiğimiz memleketler arasında, sırt sırta şehirler meydana getirmiştik.

Onlara Buralarda gecelerce ve gündüzlerce emniyet içinde gezip yürüyün dedik onlar: "Ey Rabbimiz! Seferlerimizin arasını uzaklaştır" dediler ve nefislerine zulmettiler.

Biz de onları efsanelere çevirdik didik didik dağıttık.

Şüphesiz çok şükredecek her sabırlı için elbette ibretler vardır.*

müminlerden başkası iblise uydular.*
Halbuki İblis'in onlar üzerinde hiçbir saltanat kudreti yoktu.

biz ahirete imanı olanı belli edecek, ondan şüphe içinde bulunandan ayırt edecektik.

Rabb'in her şeyi gözetleyendir.*


De ki: "Allah'ı bırakıp da tanrı saydığınız putlarınıza istediğiniz kadar yalvarın. Onların ne göklerde, ne yerde zerre kadar güçleri yetmez.

Allah'ın huzurunda şefaat da fayda vermez. Ancak izin verdiği kimseninki müstesna.

Nihayet kalblerinden dehşet giderildiği zaman "Rabbiniz ne buyurdu?" derler. Şefaat sahipleri "Hakkı söyledi" derler.

O, her şeyden yüksek ve büyüktür.*


De ki: "Size göklerden ve yerden rızık veren kimdir?" Yine de ki: "Allah'tır,

biz, ya da siz mutlak bir hidayet üzerindeyiz veya açık bir sapıklık içindeyiz."

De ki: "Siz bizim yaptığımız günahdan . Biz de sizin yaptıklarınızdan sorumlu olmayız."*

De ki: "Rabbimiz hepimizi bir araya toplayacak, sonra da hak hükmü ile aramızı ayıracaktır.

Asıl hüküm veren ve her şeyi bilen O'dur."*

De ki: "O'na ortak diye takıştırdıklarınızı gösterin Hayır, öyle şey yoktur,

doğrusu güçlü ve hikmet sahibi olan ancak Allah'tır."*

Biz seni ancak bütün insanlara müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. Fakat insanların çoğu bilmezler.*

Ve gerçekçiyseniz vaad ne zaman diyorlar.*De ki: "Size vaad edilen öyle bir gündür ki ne geri kalabilir ne de ileri geçebilirsiniz."*

Kâfirler: "Biz ne bu Kur'ân'a inanırız, ne de ondan öncekilere." dediler

o zalimleri yakalanıp Rablerinin huzuruna durduruldukları zaman, birbirlerine söz atarken bir görsen zayıf düşürülenler büyüklük taslayanlara: "Siz olmasaydınız bmutlaka mümin olurduk" derler.*

büyüklük taslayanlar, zayıf düşürülenlere: "Size hidayet geldikten sonra, sizi ondan biz mi çevirdik? Hayır, siz kendiniz suçluydunuz." derler.*

zayıf düşürülenler büyüklük taslayanlara: "Hayır, işiniz gece, gündüz hilekârlıktı. Allah'ı inkâr etmemizi ve eş koşmamızı emrediyordunuz." derler

azabı gördükleri zaman içlerinden pişmanlık getirmektedirler. Onlar sadece yaptıklarının cezasını çekiyorlar

Biz kâfirlerin boyunlarına demir halkalar geçirmişizdir.

Onlar sadece yaptıklarının cezasını çekiyorlar

Biz bir memlekete tehlikeyi haber veren uyarıcı gönderdikse oranın refah ile şımartılanları: gönderildiğinizi tanımayız." dediler.*

dediler ki: "Biz malca da çoğuz, evlatça da, bize azab edilmez."*

De ki: "Rabbim rızkı dilediğine genişletir, dilediğine sıkar. insanların çoğu bilmezler."*

sizi huzurumuza yaklaştıracak olan, mallarınız ve evlatlarınız*değildir

iman edip de salih amel işleyenlere amellerine karşı kat kat mükafat vardır.

Onlar cennet köşklerinde emniyet içindedirler.*

Âyetlerimizi hükümsüz bırakmak için yarışanlara gelince, onlar Hakk'ın huzuruna azab içinde getirileceklerdir.*

De ki: Rabbim kullarından dilediği kimseye rızkı hem genişletir, hem daraltır.

Her neyi hayra harcarsanız O, onun yerine başkasını verir.

O, rızık verenlerin en hayırlısıdır."*

O gün Allah, onları hep birlikte mahşere toplayacak, sonra meleklere: "Şunlar size mi tapıyorlardı?" diyecektir

Onlar Seni tenzih ederiz. Bizim onlara karşı sığınacak velimiz sensin.

onlar cinlere tapıyorlardı. Çoğu onlara inanmışlardı.

o gün birbirinize ne bir menfaate, ne de bir zarara sahip olabilirsiniz.

biz zulmedenlere: Tadın bakalım yalan deyip durduğunuz ateşin azabını deriz.*


âyetlerimiz okunduğu zaman o zalimler: "Bu, sırf sizi atalarınızın taptığı tanrılardan men etmek isteyen bir adam." dediler.

Bu (Kur'ân), sırf uydurulmuş bir iftira" dediler. kâfirler, hak geldiği zaman: "Bu sihirden başka bir şey değil." dediler.*

biz onlara ders alacakları kitaplar göndermedik. senden önce bir uyarıcı da göndermedik.*Onlar yalanlamışlardı.

Peygamberlerimi yalanladılar, ama beni inkâr edişin sonu nasıl oldu?*

O, yalnız şiddetli bir azabın önünde, sizi sakındıracak bir peygamberdir.

De ki: "Ben sizden ücret istemem, ecrim ancak Allah'a aittir. O, şahittir."*

Rabbim, hakkı yerine koyar. O, gaybları hakkıyla bilendir."

De ki: "Hak geldi, batılın önü de kalmaz, sonu da."

De ki: yanılırsam, yalnız kendi adıma yanılırım. Ve eğer hidayeti bulmuşsam, Rabbimin bana vahiy vermesiyledir. Çünkü O, yakındır, işitir, işittirir."*

telaşa düştükleri zaman kaçamak yoktur. Yakın yerden yakalanmışlardır.*

O'na iman ettik" demektedirler. Fakat onlar dünyada inkâr etmişlerdi. Uzak yerden gayba taş atıyorlardı.*

kendileriyle arzularının arasına set çekilmiştir. Çünkü hepsi işkilli bir şüphe içinde bulunuyorlardı.*

FATIR SÜRESİ

Hamd, gökleri ve yeri yaratan, melekleri ikişer, üçer, dörder kanatlı elçiler kılan Allah'a mahsustur.

O, yaratmada dilediği kadar artırır. Gerçekten Allah her şeye kâdirdir.*

Allah, insanlara rahmetinden neyi açarsa artık onu tutacak, kısacak olan yoktur.

Allah, neyi tutar kısarsa, onu da, ondan sonra salacak yoktur. O, çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.*

Ey insanlar! Allah'ın üzerinizdeki nimetini anın.

Allah'tan başka bir yaratıcı mı var? O size gökten ve yerden rızık verir.

O'ndan başka ilâh yoktur. O halde haktan nasıl çevrilirsiniz?*

onlar seni yalanlıyorlarsa, senden önce birçok peygamberi yalanladılar. Bütün işler Allah'a döndürülür.*

Ey insanlar! Haberiniz olsun ki, Allah'ın vaadi muhakkak haktır.

Sakın bu dünya hayatı sizi aldatmasın,

sakın o aldatıcı şeytan sizi, Allah hakkında aldatmasın.*

şeytan size düşmandır. Siz de onu düşman tutun.

Şeytan etrafına toplanan taraftarlarını ancak cehennemlik olsun diye davet eder.

İnkâr edenler için şiddetli bir azab vardır.

İman edip salih amel işleyenler için bir bağışlanma ve büyük bir mükafat vardır.*

Ya kötü ameli allanmış pullanmış onu güzel görmüş olan kimse de mi iman edip salih amel işleyenler gibi olacak

Şüphe yok ki Allah dilediğini şaşırtır, dilediğini de doğru yola çıkarır.

canın onlara (üzüntülerle) sıkılıp gitmesin. Allah, onların bütün yaptıklarını bilir.*

Rüzgârları gönderip bir bulut kaldıran da Allah'tır.

o bulutu ölmüş bir beldeye sevketmişizdir. yeryüzüne ölmünden sonra hayat veririz. o dirilme böyledir.*

Her kim izzet istiyorsa bilsin ki izzet tamamıyla Allah'ındır.

onu salih amel yükseltir.

Kötülükler kuranlara gelince, onlara şiddetli bir azab vardır.

Onların tuzakları hep darmadağın olur.*

Allah sizi bir topraktan, sonra bir damla sudan yarattı. Sonra sizi çiftler kıldı.

O'nun bilgisi olmadan ne bir dişi hamile olur, ne doğurur.

Kendisine ömür verilenin ömrünün uzatılıp kısaltılması mutlaka kitapta yazılıdır. Şüphe yok ki bu, Allah'a göre kolaydır.*

iki deniz eşit olmuyor. Şu tatlı, hararet keser, içerken boğazdanbkayar; şu da tuzlu, yakar kavurur.

Allah'ın lütfundan nasib arayasınız diye suyu yara yara giden gemileri görürsün Gerek ki şükredeceksiniz.*

O, geceyi gündüze sokuyor, gündüzü de geceye sokuyor.

Güneşi ve ayı emrine âmâde kılmıştır.

Her biri mukadder bir gayeye akıp gidiyor. İşte bu gördüklerinizi yapan Allah sizin Rabbinizdir.

Mülk ve hükümranlık O'nundur. O'ndan başka taptıklarınız bir çekirdek zarını bile idare edemezler.

dua ederseniz duanızı işitmezler. İşitseler bile size cevabını veremezler.
Sana her Allah gibi haber veren olmaz.*


Ey insanlar! Siz Allah'a muhtaçsınız.

Allah ise zengin ve her hamde lâyıktır.*


O dilerse sizi yok eder ve yerinize yeni bir halk getirir.*Ve bu, Allah'a zor değildir

günah çeken bir kimse, başkasının günahını çekmeyecek;

yükü ağır basan, onun yüklenilmesine çağırsa da ondan bir şey yüklenilmeyecek,

sen ancak o kimseleri sakındırırsın ki, gaybda Rablerinin korkusunu duyarlar, namazı dürüst kılarlar. Temizlenen de sırf kendisi için temizlenir.

Nihayet dönüş Allah'adır.*

Ne kör ile gören eşit olur,*
Ne de karanlıklar ile aydınlık,*
Ve ne de gölge ile sıcaklık.*
Ölülerle diriler eşit olmaz.

Allah, her dilediğine işittirirse de sen, kabirlerdekine işittirecek değilsin.*
Sen sadece bir uyarıcısın.*

Muhakkak ki biz seni hak ile hem bir müjdeci, hem bir uyarıcı olarak gönderdik

Seni yalanlıyorlarsa, öncekiler i de yalanlamışlardı. Onlara peygamberleri mucizelerle, sahifelerle ve aydınlatıcı kitaplarla gelmişlerdi.*


ben o inkâr edenleri tutup yakaladım. O zaman beni inkâr etmek nasıl oldu?*
Görmedin mi

Allah gökten bir su indirdi. Biz onunla renkleri başka başka meyveler çıkardık.

Dağlarda da yollar, beyazlı kırmızılı çeşitli renklerde ve kapkara topraklar var.*

Yine insanlardan, hayvanlardan ve davarlardan da türlü renklileri vardır.

Kulları içinde Allah'tan ancak âlimler korkar.

Şüphe yok ki Allah çok güçlüdür. Hüküm ve hikmet sahibidir.*

Allah'ın kitabını okuyan, namazı kılan ve verdiğimiz rızıktan gizli ve açık olarak verenler, batma ihtimali olmayan bir ticaret umarlar.*

Allah mükafatlarını kendilerine l ödedikten başka, lütfundan fazlasını verecektir.

O çok bağışlayıcı ve şükrün karşılığını vericidir.*

Kitaplar içinde sana vahyettiğimiz kitap da kendinden öncekileri tasdik edici olmak üzere bir haktır.

Şüphe yok ki, Allah, kullarının bütün hallerinden haberdardır ve her şeyi görendir.*

biz o kitabı kullarımızdan süzüp seçtiklerimize miras bıraktık.

Onlardan da nefislerine zulmeden, orta yolu tutan var, Allah'ın izniyle hayırda ileri geçenler var. bu büyük lütuftur.*

Onlara Adn cennetleri vardır. Orada altın bilezikler ve incilerle süsleneceklerdir. elbiseleri de ipektir.
*
Onlar orada şöyle derler: "Hamd olsun Allah'a, bizden üzüntüyü giderdi.

Gerçekten Rabbimiz çok bağışlayıcı ve şükrün karşılığını vericidir."*


Lütfundan bizi durulacak bir yurda kondurdu. Burada bize yorgunluk ve usanç gelmeyecektir."*

İnkâr edenlere cehennem ateşi vardır.

Hüküm verilmez ki ölsünler, kendilerinden azab da hafifletilmez. İşte biz nankörü böyle cezalandırırız.*


Onlar, orada feryad ederler: "Ey Rabbimiz! Bizleri çıkar,salih bir amel yapalım." Onlara düşünecek bir ömür vermedik mi?

O halde azabı tadın. Çünkü zalimleri kurtaracak yoktur."


Şüphe yok ki Allah, göklerin ve yerin gaybını bilir. o, sinelerin içini de bilir

Sizi yeryüzünde halifeler yapan O'dur.

kim küfrederse, küfrü kendi aleyhinedir.

Kâfirlerin küfürleri, Rablerinin katında buğzdan başka bir şey artırmaz,

kâfirlerin küfürleri zarardan başka bir şey artırmaz.*

Gördünüz ya, Allah'ı bırakıp da tapmakta olduğunuz ortaklarınızı! Gösterin bana, yer yüzünden neyi yaratmışlardır

onların gök yüzünde bir ortaklığı mı var? Yoksa biz kendilerine kitap vermişiz de ondan bir delil bulunuyorlar? Hayır

o zalimler, birbirlerine aldatmadan başka bir vaadde bulunmuyorlar.*

Doğrusu gökleri ve yeri yok oluvermekten, Allah tutuyor.

onları O'ndan başka kimse tutamaz. Gerçekten O, çok yumuşak davranır, çok bağışlayıcıdır.*

Olanca güçleriyle Allah'a yemin etmişlerdi ki, bir peygamber gelirse, mutlaka en doğru yolda olacaklardı.

Fakat kendilerine uyarıcı bir peygamber geldiği zaman bu, onların sırf ürküntülerini artırdı.*

Halbuki fena düzen ancak sahibinin başına geçer.

Sen Allah'ın sünnetinde asla bir değişme bulamazsın. Sen Allah'ın sünnetinde asla bir başkalaşma da bulamazsın.*

Yeryüzünde gezip bakmadılar mı, kendilerinden öncekilerin sonu nasıl olmuş?

Ne göklerde ve ne de yerde hiçbir şey Allah'ı aciz bırakamaz. o her şeyi bilen ve her şeye kâdir olandır

Allah, insanları kazandıkları günah yüzünden hemen yakalayıverseydi, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı.

onları belli bir süreye kadar erteliyor. Nihayet ecelleri gelince gereğini yapar.

Şüphe yok ki Allah, kullarını görmektedir.*

YASİN SÜRESİ

Ey Muhammed! Hikmetli Kur'ân'a andolsun ki, sen risâlet görevi*
Dosdoğru bir yol üzerindesin.*

Babaları korkutulmamış kendileri de gafil olan bir kavmi, çok güçlü ve çok merhametli Allah'ın indirdiği (Kur'ân) ile korkutasın.*

Andolsun ki onların üzerine azab sözü hak olmuştur. Onlar imana gelmezler.*

biz onların boyunlarına kelepçeler geçirmişiz. O kelepçeler çenelerine dayanmıştır

önlerinden bir sed, arkalarından bir sed çekmişiz, kendilerini sarmışızdır. Baksalar da görmezler.*

Onları korkutsan da korkutmasan da onlara göre birdir, inanmazlar.*


Sen ancak Kur'ân'a tabi olan ve görünmediği halde Rahman olan Allah'tan korkan kimseyi sakındırırsın.

onu bir bağışlanma ve çok şerefli bir mükafatla müjdele.*

biz ölüleri diriltiriz,

biz her şeyi açık bir kütükte, imam-ı mübin"de ana kitap yani Levh-i mahfuzda sayıp tesbit etmişizdir.*


Sen onlara, o şehir halkını örnek ver. Hani oraya peygamberler gelmişti.*
Hani biz onlara iki peygamber göndermiştik, fakat onlar ikisini de yalanlamışlardı.

onları üçüncü bir peygamberle destekledik. Onlara: "Şüphesiz biz size gönderilmiş elçileriz." dediler.*

Onlar Siz bizim gibi insandan başka birşey değilsiniz, Rahman olan Allah, hiçbir şey indirmedi. Siz sadece yalan söylüyorsunuz." dediler.*

Peygamberler dediler ki: "Rabbimiz biliyor ki biz gerçekten size gönderilmiş elçileriz."*

Bize düşen de sadece apaçık tebliğdir."*

Onlar dediler ki: biz sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık vazgeçmezseniz, andolsun ki, sizi hiç tınmadan taşlarız ve mutlaka bizden size azab dokunur."*

Peygamberler de şöyle cevap verdi "Sizin uğursuzluğunuz beraberinizdedir. Siz uğursuzluğa uğradınız

Doğrusu siz israfı âdet etmiş bir kavimsiniz."*

Ey kavmim! Uyun o elçilere!"*
Uyun sizden hiçbir ücret istemeyen o zatlara ki, onlar hidayete ermişlerdir."*

Bana ne oluyor da kulluk etmeyecekmişim beni yaratana? Hep*
döndürülüp O'na götürüleceksiniz."*

Hiç ben O'ndan başka ilâhlar edinir miyim?

O Rahman, bana zarar dileyecek olsa, onların şefaati benden yana hiçbir şeye yaramaz ve onlar beni kurtaramazlar."
*
ona haydi gir cennete!" denildi. O da dedi ki: "Ne olurdu kavmim bilseydi

Rabbimin beni bağışladı beni ikram edilen kullarından kıldı

murataltug1985 01-31-2019 06:53

Kaynak ülkücü dünya. Com

Yasin suresi

Sadece bir gürültü oldu, onlar da hemen sönüverdiler.*

Yazıklar olsun o kullara ki, her peygamberle mutlaka alay ediyorlardı.*

Görmediler mi kendilerinden önce nice kuşakları helak etmişiz.

Onlar kendilerine dönüp gelmiyorlar.*
Onların hepsi toplanıp huzurumuza getirilmişlerdir.*

ölü toprağa hayat verdik ve ondan taneler çıkardık ondan yiyip duruyorlar.*

Biz hurmalıklardan, üzüm bağlarından bahçeler yaptık pınarlardan sular fışkırttık.*

Hâlâ şükretmeyecekler mi?*

Yerin bitkilerinden, kendi nefislerinden bilemeyecekleri şeylerden bütün çiftleri yaratan Allah'ın şanı ne yücedir.*

bir de bakarlar ki karanlığa dalmışlar.*

Güneş bir delildir kendi yolunda akıp gidiyor. bu çok güçlü ve her şeyi bilen Allah'ın takdiridir.*

Ay'a gelince, ona menziller tayin ettik. o eski hurma salkımının çöpü gibi yay haline dönmüştür.*

Ne güneşin aya çatması yaraşır, ne de gece gündüzü geçebilir; onların her biri kendi yörüngesinde yüzerler.*

Eğer dilesek onları boğarız

o zaman ne onların feryadına yetişen bulunur, ne de onlar kurtarılır.*

Önünüzdekinden ve arkanızdakinden korkun ki size rahmet edilsin"

Rablerinin âyetlerinden bir âyet geldiği zaman mutlaka yüz çevirirler

Allah'ın size rızık olarak verdiği şeylerden hayra harcayın"

kâfirler, müminler için: "Allah'ın doyurabileceği kimseyi biz mi doyuracağız? Siz sapıklık içinde değil de nesiniz?" dediler.*

onlar: doğru söylüyorsanız kıyamet vaadi ne zaman?" diyorlar.*

Onlar sadece bir tek çığlığa bakıyorlar,

bir çığlık ki, onları yakalayıverir.*


Çığlık vakti bir vasiyette bile bulunamazlar. Ailelerine dönemezler.*

Sûr'a üfürülmüştür, kabirlerinden Rablerine doğru akın ediyorlar.*

Onlar: "Eyvah başımıza gelenlere Mezarımızdan bizi kim kaldırdı? O Rahmân'ın vaad buyurduğu işte bu Gönderilen peygamberler de doğru söylemişler" derler.*

sadece bir tek çığlık olmuş, derhal toplanmış huzurumuza getirilmişlerdir.*

bugün hiç kimseye zerre zulmedilmez.*

yaptıklarınızın cezasını çekeceksiniz.*

cennetlik olanlar bugün bir meşguliyet içinde zevk etmektedirler.*

Kendileri ve eşleri gölgelerde koltuklar üzerine kurulmuşlardır.*

Onlara orada bir meyve vardır. İsteyecekleri her şey onlarındır.*

Onlara Rahîm olan Rab'den "selâm" sözü vardır.*

Ey Âdemoğulları! Şeytana tapmayın, o size apaçık bir düşmandır

ve bana kulluk edin, doğru yol budur,

birçok nesilleri yoldan çıkardı o zaman düşünmüyor muydunuz?*

İşte bu size vaad edilen cehennemdir.*

biz onların ağızlarını mühürleriz

neler kazandıklarını bize elleri söyler, ayakları da şahitlik eder.*

dileseydik gözlerini üzerinden silme kör ediverirdik de yola dökülürlerdi.

dileseydik oldukları yerde kılıklarını değiştirirdik de ne ileri gidebilirlerdi, ne de geri dönebilirlerdi.*

kimin ömrünü uzatıyorsak, yaratılışta onu güç*ve kuvvetini alarak tersine çeviriyoruz. Hakıllanmayacaklar mı?*

Biz ona şiir öğretmedik. Bu ona yaraşmaz O bir öğüt ve Kur'ân'dır.*

Bu diri olanları uyarmak ve kâfirlere de azab sözünün hak olması içindir.*

Biz onlar için kudretimizlen birtakım hayvanlar yaratmışız onlara sahip bulunuyorlar.*

Onları, kendilerinin hizmetine vermişiz de, hem onlardan binekleri var, hem de onlardan yiyorlar.*

Onlarda birçok menfaatleri ve türlü içecekleri var. şükretmeyecekler mi?*


Onlar, Allah'tan başka ilâhlar edindiler.

onların sözleri seni üzmesin. Biz onların içlerini de biliriz, dışlarını da.*

İnsan, kendisini bir damla sudan yarattığımızı görmedi mi de

Yaratılışını unutarak bmesel fırlattı: "Kim diriltecekmiş o çürümüş kemikleri?" dedi.*De ki: "Onları ilk defa yaratan diriltecek o her yaratmayı bilir."*

Size yeşil ağaçtan ateş yapan O'dur. Şimdi siz ondan tutuşturmaktasınız.*

Gökleri ve yeri yaratan, onlar gibisini yaratmaya kâdir değil midir? Elbette kâdirdir.

o her şeyi yaratandır, her şeyi bilendir.*

O'nun emri, bir şeyi dileyince ona sadece "Ol!" demektir. O hemen olur

her şeyin mülkü ve hükümranlığı elinde bulunan Allah'ın şanı ne yücedir.

Siz yalnız O'na döndürüleceksiniz.*


SAFFAT SÜRESİ

Andolsun saf bağlayıp duranlara yolda zikir okuyanlara sizin ilâhınız birdir

O, göklerin, yerin ve aralarındakilerin Rabbidir, bütün doğuların da Rabbidir.*

biz dünya göğünü yıldızlarla süsledik.*

Onu her inatçı şeytandan koruduk

Onlar yüksek (melekler) topluluğunu dinleyemezler. Her taraftan kovulurlar

Onlara ardı arkası kesilmez azab vardır

Onu yakıcı bir alev takip eder.*

onlara sor: "Yaradılışça kendileri mi çetin, yoksa bizim yarattıklarımız mı

biz onları cıvık bir çamurdan yarattık.*

sen onlara şaşıyorsun, ama onlar seninle eğleniyorlar.*Kendilerine hatırlatıldığında düşünmüyorlar

Bir mucize gördükleri zaman eğlenceye alıyorlar.*diyorlar ki: "Bu apaçık büyüden başka bir şey değildir."*

Öldüğümüz ve toprakla bir yığın kemik olduğumuz zaman tekrar mı dirilecekmişiz De ki, hem de aşağılanmış olarak dirileceksiniz


Eyvah bizlere! İşte bu hesap günüdür

İşte bu, sizin yalanlamakta olduğunuz iyi ve kötüyü ayırt etme günüdür"

Toplayın mahşere o zulmedenleri,

Allah'tan başka taptıkları şeyleri. Toplayın götürün onları sırata doğru.*

durdurun onları, sorguya çekilecekler.*


Ne oldu sizlere yardımlaşmıyorsunuz

bugün onlar teslim olmuşlardır.*siz inanmamıştınız."*

Bizim size karşı bgücümüz yoktu. Fakat siz azmış bir kavimdiniz."*

üzerimize Rabbimizin azab sözü hak oldu. Şüphesiz azabımızı tadacağız."*

biz, kışkırttık. Çünkü biz azgındık

hepsi o gün azabda ortaktırlar.*

biz günahkarlara böyle yaparız.*Elbette siz o acı azabı tadacaksınız.*


onlar, kendilerine: "Allah'tan başka ilâh yoktur" denildiği zaman kafa tutuyorlardı

Biz, hiçbir mecnun şair için ilâhlarımızı bırakır mıyız?" diyorlardı.*amellerinizle cezalandırılacaksınız.*


o, hak ile geldi ve bütün peygamberleri tasdik etti.*

yaptığınız amellerinizle cezalandırılacaksınız.*

Sadece Allah'ın ihlaslı kulları müstesnadır.*onlar için rızık vardır.*

Meyveler vardır Naîm cennetlerinde onlara hep ikram edilir.*

Onlar tahtlar üzerindedirler.*

İçenlere lezzet veren, pınardan doldurulmuş bembeyaz kadehle onların etrafında dolaşılır.*O ne zarar ne de sarhoşluk verir.*


Yanlarında iri gözlü, bakışlarını kocalarından başkalarına çevirmeyen hanımlar vardır.*onlar örtülüp saklanmış yumurta gibidirler.*

Sen gerçekten inananlardan mısın?"*

Öldüğümüz ve bir toprakla bir yığın kemik olduğumuz zaman biz hakikaten cezalanacak mıyız?"*

bakınır ve onu cehennemin ta ortasında görür.*

Allah'a yemin ederim ki sen az daha beni helak edecektin."*

Rabbimin nimeti olmasaydı, ben tutuklananlardan olacaktım."*

Nasılmış bak. Biz ilk ölümümüzden başka bir daha ölmeyecek miymişiz?

Biz azaba uğratılmayacak mıymışız?*

İşte bu büyük kurtuluştur Çalışanlar kurtuluş için çalışsınlar.*

bu mu daha hayırlı konukluk için, yoksa zakkum ağacı mı?*

zakkum ağacı nı biz zalimler için bir fitne ve imtihan yaptık.*


Zakkum bir ağaçtır cehennem dibinde çıkar.*Tomurcukları şeytanların başları gibidir Mutlaka onlar, ondan yiyecekler karınlarını bundan dolduracakdır.*


onlar için kaynar bir içecek vardır.*

dönecekleri yer, şüphesiz cehennemdir

onlar, atalarını sapıklıkta buldular.*
kendileri onların izlerinde koşturuyorlar.*

Andolsun ki, onlardan öncekilerin çoğu sapıklıkta idiler.*

biz onlara içlerinden uyarıcı peygamberler de gönderdik.*

bak o uyarılanların sonu nasıl oldu?*
Ancak Allah'ın ihlaslı kulları başka.*

Andolsun ki Nuh bize seslenip dua etmişti de biz de ne güzel kabul etmiştik.*

Biz hem onu, hem ailesini o büyük sıkıntıdan kurtardık.*

onun neslini bâki kalanlar kıldık.*
sonradan gelenler içinde güzel bir namını bıraktık.*

Bütün âlemler içinde Nuh'a selam olsun.*

biz iyilik yapanları mükafatlandırırız.*

o bizim mümin kullarımızdandı.*
diğerlerini suda boğduk.*

o, Rabbine tertemiz bir kalb ile gelmişti.*

O babasına ve kavmine şöyle demişti: Siz nelere tapıyorsunuz?"*Yalancılık etmek için mi Allah'tan başka ilâhlar istiyorsunuz?"*Siz âlemlerin Rabbini ne zannediyorsunuz?"*

Hz ibrahim onların ilâhlarına kuvvetli bir darbe indirdi.*ve putperestler birbirlerine yürüdüler. İbrahim dedi ki: siz yonttuğunuz şeylere mi tapıyorsunuz?"*Halbuki sizi de yaptıklarınızı da Allah yaratmıştır.


Onlar: bir tuzak kurmak istediler. Biz de kendilerini daha alçak düşürdük.*


Ben Rabbime gidiyorum, o bana yolunu gösterir."*


Ey Rabbim! Bana salihlerden bir oğul ihsan et!"*


Hz ibrahim Rabbine dua edince Rabbi
Ona yumuşak huylu bir oğul müjdeledi

Hz ibrahim in oğlu koşacak çağa gelince: "Ey oğlum! Ben seni rüyamda boğazladığımı görüyorum ne düşünürsün?" dedi. Çocuk: "Babacığım emri yap, inşaallah beni sabreden bulacaksın" dedi.*

Hz ibrahim ve oğlu bu Allah'a teslim oldular

Hz ibrahim oğlunu şakağı üzerine yatırdı.*ve ona seslenildi Ey İbrahim! "*
Rüyana sadakat gösterdin, şüphesiz biz iyiliği mükafatlandırırız. Şüphesiz bu imtihandı Ve ona büyük bir kurbanlık fidye verildi

Kendisine sonradan gelenler içinde iyi bir nâm bıraktık.*

Selam olsun İbrahim'e...*

biz iyilik yapanları mükafatlandırırız.*

o bizim mümin kullarımızdandı.

Ona salihlerden bir peygamber olmak üzere İshak'ı müjdeledik.*

ona bereketler verdik.

Her ikisinin neslinden de hem iyilik yapanlar var, hem de açıkça kendi nefsine zulmedenler var.*

Andolsun ki biz Musa ile Harun'a da nimetler verdik.*

kendilerini ve kavimlerini büyük sıkıntıdan kurtardık

yardım ettik onlara da, galip gelenler onlar oldular.*

kendilerine o belli kitabı Tevrat'ı verdik.
*
Kendilerini doğru yola çıkardık.*

Sonrakiler içinde onlara iyi bir nam bıraktık:*

Selam olsun, Musa ile Harun'a.*

İşte biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız.*

onların ibizim mümin kullarımızdandı.*

Şüphesiz İlyas da gönderilen peygamberlerdendir.*


Siz Allah'tan korkmaz mısınız? Yaratanların en güzeli olan, sizin de Rabbiniz, daha önceki atalarınızın da Rabbi bulunan Allah'ı bırakıp da "Ba'l ismindeki puta mı yalvarıyorsunuz?

onlar, onu yalanladılar. Bu yüzden mutlaka cehennemde hazır bulundurulacaklardır.*

Ancak Allah'ın ihlaslı kulları müstesna.*
biz iyilik yapanları mükafatlandırırız.*

o bizim mümin kullarımızdandı. Şüphesiz Lût da gönderilen peygamberlerdendi

biz onu ve ailesinin tamamını kurtarmıştık.*geride kalıp batanlar içinde diğerlerini helak etmiştik.*

siz elbette sabahleyin ve geceleyin onlara uğrar ve üzerlerinden geçersiniz.

Hâlâ akıl edip düşünmez misiniz?*

Şüphesiz Yunus da gönderilen peygamberlerdendir.*

Hani o bir gemiye kaçmıştı.* Oradakilerle kur'a çekmiş de yenilenlerden olmuştu.*

Derken denize atılmış ve kendisini balık yutmuştu.

çok tesbih edenlerden olmasaydı, dirilecekleri güne kadar karnında kalırdı

Biz Yunus'u yüz bin veya daha çok insana peygamber olarak gönderdik.*

ona iman ettiler de biz onları bir zamana kadar yaşattık.*

Onlar, şüphesiz uydurdukları iftiralarından dolayı: "Allah doğurdu" derler. Hiç şüphesiz onlar, yalancıdırlar.
*
Allah kızları oğullara tercih mi etmiş?*
Size ne oldu? Nasıl hükmediyorsunuz?*
Hiç düşünmüyor musunuz?*

sizin için bir delil mi var doğru söylüyorsanız getirin kitabınızı.*
Onlar, Allah ile cinler arasında bir neseb hısımlık bağı uydurdular.

o yalancılar mutlaka cehenneme götürüleceklerdir.*

Allah, onların yakıştırdıkları vasıflardan münezzeh ve yücedir.*

Allah'ın ihlas ile seçilen kulları Allah'ı şirk ile vasıflamazlar

siz ve taptıklarınız, kendiliğinden cehenneme saldıran kimseden başkasını, Allah'a karşı kandırıp, saptıramazsınız.*

"Bizden her birimizin belli bir makamı vardır. Biziz o saf saf dizilenler, biziz o tesbih edenler, biziz!"

Müşrikler diyorlardı ki yanımızda bir kitap olsaydı, elbette biz de Allah'ın ihlas ile seçilmiş kullarından olurduk."*

şimdi onu inkâr ettiler. Ama ilerde bileceklerdir.*


Onlar var ya, elbette onlar muzaffer olacaklardır

elbette bizim ordularımız mutlaka galip geleceklerdir."*


Sen,onlardan yüz çevir Onlara inecek azabı gözetle Yakında onlar görecekler

onlar, bizim azabımıza uğramakta acele mi ediyorlar?*

azabımız onların sahasına indiği zaman, o acı sonuçla uyarılanların sabahı ne kötüdür!*

sen, onlardan yüz çevir.*azabı gözetle!

Senin güç ve kuvvet sahibi Rabbin, onların yakıştırdıkları vasıflardan münezzeh ve yücedir.*

Gönderilen bütün peygamberlere selam olsun.*

Hamd, âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur.*

murataltug1985 02-01-2019 08:55

Kaynak ülkücü dünya. Com

SÂD SÜRESİ

Bu öğütle dolu Kur'an'a bak!

o küfredenler bir onur ve ayrılık içindeler.

Kendilerinden önce nicelerini helak ettik.

Çığrıştılar; fakat kurtulma zamanı değildi

kendilerine bir peygamber geldiğine şaştılar kafirler: "Bu bir sihirbaz, yaman bir yalancı" dediler.

onlar Kur'an'ımdan şüphe içindeler; doğrusu henüz azabımı tatmadılar.

Kur'an'ı veren çok güçlü ve ihsan sahibi Rabbinin hazineleri onların yanında mı?

Onlar hiziplerin döküntülerinden, kalma bozuk bozguna uğramış bir ordudur.

Onlardan önce Nuh kavmi, Ad kavmi ve o kazıkların sahibi Firavun da peygamberleri yalanladılar.

Semud, Lut ve Eykeliler de gönderilen peygamberleri yalanladılar da azabım böyle hak oldu.

Ey Rabbimiz, hesap gününden önce bizim payımızı acele ver!" dediler.

sen onların dediklerine sabret de güçlü kulumuz Davud'u an!

o içli, zikir ve tesbih ile Bize çok yönelen biri idi.

Biz dağları onun emrine vermiştik, akşam ve işrak vakti onunla birlikte tesbih ederlerdi.

Kuşları toplu olarak onun emrine vermiştik hepsi onun için ahenkle içli zikir ve tesbih ederlerdi

mülkünü güçlendirmiş, hem de kendisine hikmet ve hakkı batıldan ayırt etme kabiliyeti vermiştik.

sen aramıza doğrulukla hükmet ve aşırı gitme

bizi doğru yolun ortasına çıkar.

(Davut) dedi ki: "Doğrusu senin bir koyununu kendi koyunlarına katmak istemesiyle sana zulmetmiştir.

Ancak iman edip de salih amel işleyenler başka. Ama onlar da pek az.

Davut Hemen Rabbinden mağfiret diledi , rüku ile yere kapandı , tevbe ederek Allah'a yöneldi.

Biz hatasını bağışladık. ona, yanımızda yakınlık ve akibet güzelliği vardır.

Ey Davut , gerçekten biz seni yeryüzünde bir halife yaptık.

insanlar arasında doğrulukla hükmet, keyfe uyma ki, seni Allah yolundan sapıtmasın

Allah yolundan sapanlar hesap gününü unuttular

kendilerine pek şiddetli bir azap vardır.

o göğü, yeri ve aralarındakileri Biz boşuna yaratmadık.

küfredenlere ateşten bir veyl var.

iman edip de salih amel işleyenleri
yeryüzündeki bozguncular gibi yapar mıyız o takva sahiplerini, arsız çapkınlar gibi yapar mıyız?

Bu mübarek, kitabı, sana, özü temizler ayetlerini düşünsünler ve ibret alsınlar diye indirdik.

Davud'a Süleyman'ı ihsan ettik; ne güzel kuldu. O tesbih edip Allah'a yönelirdi.

Kendisine safkan atlar gösterildiğinde:
Ben, at sevgisine, Rabbimi anmaktan ötürü tutuldum." Nihayet

Andolsun ki Süleyman'ı fitneye düşürdük ve tahtının üzerine ceset bıraktık. tevbe ile önceki haline döndü

"Ya Rab, beni bağışla ve öyle bir mülk ihsan et ki hiç kimseye yaraşmasın.

Şüphesiz bütün dilekleri veren Sensin,

Biz rüzgarı onun emrine verdik. Emriyle istediği yere yumuşacık akardı.


İşte bu bizim ihsanımızdır. Artık dilersen başkasına ver, dilersen verme. Hesabı yok." dedik.

Şüphesiz ki ona huzurumuzda bir yakınlık ve bir akibet güzelliği vardır.

Kulumuz Eyyub'u da an o Rabbine şöyle nida etmişti: "Bak bana, Meşekkat ve acı ile şeytan dokundu

Ayağınla depren! işte sana yıkanılacak ve içilecek soğuk bir su." dedik.

Ve ona, bütün ailesini tarafımızdan bir rahmet olarak bahşettik ki, temiz akıllılar için bir ibret olsun.

Biz onu sabırlı bulduk; ne güzel kul

Hakikaten o bir evvabtır daima Allah'a yönelmektedir

güçlü ve basiretli kullarımız İbrahim'i, İshak'ı ve Yakub'u da an.

Biz onları temiz ve halis ahiret yurduna ermiş has kullarımızdan kılmışızdır.

onlar, gerecekten nezdimizde süzülüp seçilmiş en hayırlı kimselerdendir.

İsmail'i, Elyesa'ı ve Zülkifl'i de an! Hepsi de en hayırlı kimselerdendir.

bu bir öğüttür. Şüphesiz korunan müttakiler için güzel bir istikbal vardır

Bütün kapıları kendilerine açılmış olan Adn cennetleri vardır.

Adn cennetlerine kurularak bir çok yemişle bambaşka bir içki isteyeceklerdir.

Adn cennetlerinde gamzeleri kasan bakışları yalnız kocalarına dönük aynı yaşta dilberler vardır.

bu hesap günü size va'dedilenlerdir.

bu bizim hiç tükenmeyecek rızkımızdır.

Şüphesiz azgınlar için kötü bir gelecek vardır.

Cehennem! Ona yaslanacaklar, fakat o ne çirkin döşektir!

İşte kaynar su ve irin; tatsınlar onu.

Ve o şekilden çifter çifter azaplar. onlar cehenneme salınıyorlar.

Şu maiyyetiniz, göğüs germiş bir alay!

Onlara merhaba ve rahatlık yok

onlar cehenneme salınıyorlar.

size rahatlık yok, bunu siz hazırladınız; bakın ne kötü yatak!" derler.


Ey Rabbimiz ateşteki azabım kat kat artır." derler.

Şüphesiz şu gerçektir ki, ateş ehlinin birbiriyle tartışması muhakkak olacaktır.

De ki: "Ben ancak korkuyu haber veren bir peygamberim.

O tek ve kahredici Allah'tan başka hiçbir ilah yoktur."

O göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin çok güçlü, çok bağışlayan Rabbi.

De ki: "Bu (Kur'an) bir büyük haberdir;

ben açık bir uyarıcı olduğum için o bilgi bana vahyolunuyor."

Bir vakit Rabbin meleklere demişti ki: "Haberiniz olsun çamurdan bir insan yaratmaktayım


Onu şekillendirip ruhumdan üfledim mi, derhal secdeye kapanın

meleklerin hepsi toptan secde ettiler.


iblis kibirlendi ve kafirlerden oldu.


Allah : "Ey iblis, yarattığıma secde etmene ne engel oldu? Kibirlenmek mi istedin? Yoksa yücelerden mi bulunuyorsun?" dedi.

İblis dedi ki: "Ben ondan hayırlıyım; beni ateşten onu ise çamurdan yarattın. Deyince Allahu çık oradan, çünkü artık sen kovuldun. Buyurdu

lanetim ceza gününe kadar senin üzerindedir.


İblis de "Yarab, insanların diriltilecekleri güne kadar beni geri bırak." dedi. Allah "Haydi belirli bir vakte kadar bırakılanlardansın." buyurdu.

Allah: "Haydi belirli bir vakte kadar mühlet verilenlerdensin" buyurunca
İblis yüceliğine yemin ederim ki, ben onları mutlaka aldatıp saptırırım.
Ancak ihlas ile seçilmiş has kulların müstesna." dedi.

Allah buyurdu ki Ben hep doğruyu söylerim.

Andolsun cehennemi mutlaka senden ve sana uyanların, topunuzdan tıkabasa dolduracağım."

O (Kur'an) bütün alemler için sırf bir zikir, bir öğüttür.


ZÜMER SURESİ

Bu kitabın indirilişi, Azîz ve Hakîm olan Allah tarafındandır.*

Emin ol, biz sana kitabı hakkıyla indirdik.

Onun için dini yalnız kendisine halis kılarak Allah'a ibadet ve kulluk et.*

İyi bil ki, halis din ancak Allah'ındır.

O'ndan başka dostlar tutanlar da şöyle demektedir "Biz onlara sadece bizi Allah'a yaklaştırsın diye ibadet ediyoruz

Şüphe yok ki Allah, onların aralarında ihtilaf edip durdukları şeyde hükmünü verecektir.

yalancı ve nankör olan kimseyi Allah doğru yola çıkarmaz.*

Allah çocuk edinmek isteseydi, elbette yaratacağından, dileyeceğini seçecekti. Ama o bundan münezzehtir.

O, tek ve kahredici olan Allah'tır.*

O, gökleri ve yeri hak ile yarattı,

geceyi gündüzün üstüne sarıyor, gündüzü de gecenin üstüne sarıyor.

Güneşi ve ay'ı emrine âmade kılmış,*
her biri belli bir süreye kadar akıp gitmektedir.

İyi bil ki, çok güçlü ve çok bağışlayıcı olan ancak O'dur.*

O, sizi bir nefisten yarattı. onun eşini de ondan var etti.

Sizin için yumuşak başlı hayvanlardan sekiz çift indirdi.

Sizi analarınızın karınlarında üç karanlık içinde yaratılıştan yaratılışa yaratıp duruyor. İşte Rabbiniz Allah O'dur.

Mülk O'nundur, O'ndan başka tanrı yoktur. O halde nasıl haktan çevrilirsiniz?*


Eğer inkâr ederseniz, şüphe yok ki Allah'ın size ihtiyacı yoktur.

kulları hesabına küfre razı olmaz. Eğer şükrederseniz sizin hesabınıza ona razı olur.

Hiçbir günahkar diğerinin günahını çekecek değildir.

dönüşünüz, Rabbinizedir.

O vakit, O size bütün yaptıklarınızı haber verecektir.

O, bütün kalplerin özünü bilir.*


İnsana bir sıkıntı dokunduğu zaman bütün gönlünü vererek Rabbine dua eder.

kendisine bir nimet lütfettiği zaman O'na dua ettiği hali unutur yolundan sapıtmak için Allah'a ortaklar koşar

"Küfrünle biraz zevk et, çünkü sen, o ateşliklerdensin."*

o, gece secdeye kapanıp, kıyama durarak vazifesini yapan, ahireti hesaba katan ve Rabbinin rahmetini uman kimse gibi

Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" Ancak temiz akıl sahibi olanlar anlar.*

Ey Muhammed! "Ey iman eden kullarım! Rabbinizden korkun.

Bu dünyada güzellik yapanlara bir güzellik vardır.

Allah'ın yeryüzü geniştir.

sabredenlere mükafatları ödenecektir

Bana Allah'a ibadet etmem emredildi

O'nun birliğine teslim olan müslümanların ilki olmam emredildi."*


De ki Rabbime isyan edersem, büyük bir günün azabından korkarım."*

yalnız Allah'a kulluk ederim."*

Asıl hüsrana düşenler, kıyamet günü kendilerine ve mensuplarına ziyan edenlerdir. asıl hüsran budur

Onların üstlerinde ateşten tabakalar, altlarında yine ateşten tabakalar vardır.

Allah, "Ey kullarım! benden korkun diyor

Tağuttan, ona kulluk etmekten kaçınıp da tam gönülle Allah'a yönelenlere gelince, müjde onlaradır. Haydi müjdele

O kullarım ki, söz dinlerler, en güzeline uyarlar. İşte temiz akıllılar da onlardır.*

onlar, Allah'ın kendilerine hidayet verdiği kimselerdir.


Ya üzerine azab kelimesi hak olmuş kimse o ateşteki kimseyi sen mi çıkaracaksın?*

Rablerine sığınarak korunanlar için altlarından ırmaklar akan, üzerlerinden şehnişinler yapılmış, köşkler vardır.

Bu, Allah'ın vaadidir. Allah vaadinden caymaz.*

Allah'ın gökten su indirip de onu yol
yeryüzündeki menbalara koyduğunu görmedin mi?

onunla türlü renklerde bir ekin çıkarır, onun olgunlaşıp sarardığını görürsün.

onu bir çöpe çevirir. Elbette temiz akıllılar için bir ihtar vardır.*

Allah, kimin bağrını İslâm'a açmış ise işte o, Rabbinden bir nur üzerinde

Allah'ın zikri hususunda kalpleri katılaşmış olanların vay haline!

bunlar, apaçık bir sapıklık içindedirler.*

Allah, kelamın en güzelini ikizli, ahenkli bir kitap olarak indirdi.

Rablerine saygısı olanların derileri ürperir

derileri de, kalpleri de Allah'ın zikrine karşı yumuşar.

İşte bu Allah'ın rehberidir. Allah, onunla dilediğini doğru yola çıkarır.

kimi Allah şaşırtırsa ona doğru yolu gösterecek yoktur.*

O halde kıyamet günü zalimlere: "Tadın bakalım kazanıp durduklarınızı!" denilir

Onlardan öncekiler de yalanladılar da kendilerine, azab geliverdi.*

Allah, onlara dünya hayatında zilleti tattırdı.

Ahiret azabı ise elbette büyüktür. Keşke bilselerdi!*

Yemin ederim ki Kur'ân'da insanlar için her türlü temsil getirdik iyi düşünsünler.

Pürüzsüz Arapça bir Kur'ân indirdik ki Allah'ın azabından korunsunlar.*

Allah misal vermiştir Bir adam ve ortakları vhırçın hırçın çekişiyorlar Bir de yalnız bir kişiye bağlı selamet içinde bir adam var. Bu ikisi hiç bir olur mu

Hamd Allah'ındır, fakat pek çokları bilmezler.*

Sen elbette öleceksin, onlar da elbette öleceklerdir.*

siz muhakkak kıyamet gününde Rabbinizin huzurunda birbirinizden davacı olacaksınız.*


Allah'a karşı yalan söyleyen ve doğru geldiği zaman onu yalan sayandan daha zalim kim olabilir?

Kâfirlerin yeri cehennemde değil midir?*

Doğruyu getiren ve onu tasdik eden onlar kötülükten korunan müttakilerdir.*

Onlara, Rablerinin yanında ne dilerlerse vardır. bu, iyilik yapanların mükafatıdır.*


Allah, onların önceden yaptıkları amelin en kötüsünü bile keffaretle örter

işlemekte oldukları güzel amellerin en güzeline göre mükafat verecektir.*

Allah, kuluna kâfi değil midir?

Her kimi Allah şaşırtırsa, ona hidayet edecek yoktur.*

kime Allah hidayet verirse onu şaşırtacak yoktur.

Allah aziz çok güçlü ve intikam sahibi değil midir?*

Andolsun ki onlara: gökleri ve yeri kim yarattı?" diye soracak olsan: "Elbette Allah!" diyeceklerdir.


Allah'tan başka çağırdıklarınızı Allah bana zarar vermek isterse, zararı giderebilirler mi bana bir rahmet dilerse O'nun rahmetini tutabilirler mi?

De ki: "Allah, bana yeter."

Tevekkül edenler, hep O'na dayanırlar.*

Ey kavmim! Haliniz üzere çalışın. Ben de kendi halime göre çalışıyorum.

"Kendisini rezil edecek azabın kime geleceğini yakında bilecekler

ve sürekli bir azabın kimin üzerine konacağını yakında bilecekler

Biz kitabı sana, insanlar için hak ile indirdik.

kim doğru yola gelirse kendi lehinedir.
Kim saparsa, kendi aleyhine sapar.


Allah, o canları öldükleri zaman, ölmeyenleri de uyuduklarında alır.

Allah haklarında ölüm hükmü verdiklerini alıkor, diğerlerini takdir edilmiş bir süreye kadar salıverir.

Şüphesiz düşünecek bir kavim için nice ibretler vardır.

Yoksa Allah'tan başka şefaatçiler mi edindiler? De ki: "Onlar hiçbir şeye güç yetiremez ve akıl erdiremezler

De ki: "Bütün şefaat Allah'ındır.

Göklerin ve yerin mülkü O'nundur.

hep döndürülüp O'na götürüleceksiniz."*

Allah bir olarak anıldığı zaman ahirete inanmayanların yürekleri burkulur

De ki: "Ey gökleri ve yeri yaratan, görüleni ve görülmeyeni bilen Allah'ım

Allah'ım Kulların arasında, sen hüküm vereceksin."*


yeryüzündekiler zulmedenlerin olsaydı, kıyamette azabın kötülüğünden kurtulmak için mutlaka feda ederlerdi.

hiç hesaba katmadıkları şeyler, Allah tarafından karşılarına çıkarılır.*

yaptıkları amellerin kötülükleri karşılarına çıkmış ve alay edip durdukları şeyler, kendilerini sarmıştır

insana sıkıntı dokunuverince yalvarır, kendisine nimet bahşettiğimizde:"O bana bir bilgi üzerine verildi." der bu imtihandır, fakat bilmezler.*


o kazandıkları, kendilerini kurtarmadı.*

kazandıklarının kötülükleri, başlarına geçti.

o zulmedenlerin de kazandıkları kötülüklerbbaşlarına geçecektir.

Allah, rızkı dilediğine açar ve kısar.

iman edecek bir kavim için nice ibretler vardır.*

De ki: "Ey haddi aşarak nefislerine karşı israf etmiş olan kullarım! Allah'ın rahmetinden ümid kesmeyin.

Allah, bütün günahları bağışlar.
çok bağışlayıcı çok merhamet edicidir

ümidi kesmeyin de başınıza azab gelmeden tevbe ile Rabbinize yönelin ve teslim olun. Sonra kurtulamazsınız
.*
ansızın başınıza azab gelmeden önce halis müslüman olun

Rabbinizden size indirilenin en güzelini takib ve tatbik edin.*


O günden sakının günahkar nefis diyecektir ki Allah'ın*yanında yaptığım kusurlardan dolayı yazık bana

Doğrusu ben alay edenlerdendim."*
Yahut diyecektir ki Allah bana doğruyu gösterseydi ben müttaki olurdum.


azabı gördüğü zaman diyecektir ki Bana geri dönüş olsaydı da ben o iyilik yapanlardan olsaydım."*

âyetlerim geldi onlara yalan dedin, kibirlenmek istedin ve kâfir oldun.

kıyamet günü görürsün ki, Allah'a karşı yalan söyleyenlerin yüzleri kararmıştır.


Kibirlenenlerin yeri cehennem değil mi

Kötülükten sakınan müttakileri Allah başarılarından dolayı kurtuluşa çıkarır.

Onlara fenalık dokunmaz ve onlar üzülecek de değillerdir.*

Allah, her şeyin yaratıcısıdır

Her şey üzerine vekil de O'dur.*

Bütün göklerin ve yerin kilitleri Allah'ın

Allah'ın âyetlerini inkâr edenler işte onlar, kendilerine yazık edenlerdir.*

De ki: "Ey cahiller! bana Allah'tan başkasına mı kulluk etmemi emrediyorsunuz?"*

sana da, senden öncekilere de şu vahyedildi: "Yemin ederim ki şirk koşarsan çalışmaların boşa gider kendine yazık edenlerden olursun."*

yalnız Allah'a kulluk et ve şükredenlerden ol

Allah'ı hakkıyla takdir edemediler
bütün yer kıyamet günü O'nun avucundadır

Gökler kudretiyle dürülmüştür. O ortak koştuklarından münezzeh ve çok yüksektir.*

Ve sûra üflenmiştir. Göklerde kim var, yerde kim varsa çarpılıp yıkılmıştır.

Sonra sûra bir daha üflenmiştir. Bu defa da hep onlar kalkmışlar bakıyorlardır.*

Yer, Rabbinin nuru ile parlamıştır.

peygamberler ve şahitler getirilmiş hak ile hüküm verilmektedir. hiç haksızlık yapılmaz.*

Herkese ne amel yaptıysa karşılığı tam olarak ödenmiştir.

Allah yaptıklarını en iyi şekilde bilmektedir.*

İnkâr edenler bölük bölük cehenneme sevkedilmektedir.

İçinizden size Rabbinizin âyetlerini okuyan, sizi uyaran peygamberler gelmedi mi?"

kâfirler üzerine azab kelimesi hak oldu

Ebedî olarak içinde kalmak üzere girin cehennemin kapılarından" denir.

büyüklük taslayanların yeri ne kötüdür!*

Rablerinden korkanlar da bölük bölük cennete sevk edilmektedir.

Cennete vardıkları zaman kapılar açılır ve bekçileri Selâm sizlere, ne hoşsunuz! derler.*

Hamdolsun o Allah'a ki, vaadini doğru çıkardı ve bizi cennet arzına varis kıldı.

Cennette istediğimiz yerde oturuyoruz"

ne güzeldir mükafatı iyi amel işleyenlerin!*

Meleklerin de arşın etrafını kuşatarak, Rablerine hamd ile tesbih ettiklerini görürsün.

âlemlerin Rabbi Allah'a hamdolsun"


MÜ'MİN Süresi

Hâ Mîm.*Bu kitabın indirilişi, çok güçlü ve her şeyi bilen Allah tarafındandır.*

O, günah bağışlayıcı, tevbe kabul edici, azabı şiddetli, kerem sahibi Allahdır

O'ndan başka ilâh yoktur dönüş O'nadır.*

Allah'ın âyetleri hakkında ancak kâfirler mücadele ederler.

Şimdi onların beldeler içinde dönüp dolaşmaları seni aldatmasın.*


Onlardan önce Nuh kavmi ve çeşitli topluluklar Her ümmet peygamberlerini yakalamak kastında bulundu. Hakkı batılla gidermek için boşuna mücadele ettiler. onları tuttum Bak o zaman azabım nasıl oldu?*

nankörlük eden kâfirlere Rabbinin azab sözü hak oldu.

Onlar, mutlaka cehennemliktirler.*

Arşı taşıyanlar ve onun etrafındakiler, Rablerinin hamdiyle tesbih ederler

inanananlar. İman etmişler için bağışlanma dilerler:

Ey Rabbimiz! Rahmetin ve ilmin her şeyi kuşatmıştır. tevbe edip yoluna uyanları bağışla, cehennemden koru.

Ey Rabbimiz! iyi olanları vaad buyurduğun Adn cennetlerine koy

Şüphesiz çok güçlü, hüküm ve hikmet sahibi olan sensin."*


Onları fenalıklardan koru. Sen kimi fenalıklardan korursan, onu rahmetinle yargılamışsındır. büyük kurtuluş budur

kâfirlere şöyle bağırılacaktır: "Elbette Allah'ın buğzu, sizin nefislerinize buğzunuzdan daha büyüktür

siz imana davet ediliyordunuz da inkâr ediyordunuz."*

Kâfirler diyecekler ki: "Ey Rabbimiz! Sen bizi iki defa öldürdün, iki defa dirilttin. günahlarımızı anladık çıkmaya bir yol var mı?"*

azab size şu sebeptendir: Siz Allah'a davet edildiğiniz zaman inkâr ettiniz.

O'na ortak koşulunca inandınız. Artık hüküm, o yüce ve büyük Allah'ındır."*

Size âyetlerini gösteren, sizin için gökten bir rızık indiren O'dur.

onları ancak gönül verip düşünen anlar


siz, dini Allah için halis kılarak hep O'na yalvarın. İsterse kâfirler hoşlanmasın

O dereceleri yükselten Arş'ın sahibi Allah,


O gün onlar kabirlerinden meydana fırlarlar. Kendilerinin hiçbir şeyi Allah'a karşı gizli kalmaz.

Bugün mülk kimindir?" diye sorulur. Tek ve kahhar olan Allah'ındır." denir

her nefis kazandığı ile cezalanacaktır. Bugün zulüm yoktur.

Şüphesiz Allah, hesabı çabuk görendir.*

Yaklaşmakta olan o felaket ve kıyamet gününü onlara haber ver.

O dem ki yürekler gırtlaklara dayanmıştır, yutkunup dururlar.

Zalimler için ne ısınacak bir dost vardır, ne de sözü dinlenecek bir şefaatçi.*

Allah, gözlerin hain bakışını da bilir, gönüllerin gizlediğini de.*

Allah hakkı yerine getirir.

Onların O'ndan başka yalvardıkları ise hiçbir şeyi yerine getiremezler.

hakkıyla işiten ve gören ancak Allah'tır.
*
Yeryüzünde gezmediler mi? Baksalar ya öncekilerin sonları nasıl olmuş?

Onlar yeryüzünde kuvvetçe kendilerinden daha üstündü Öyle iken Allah günahları sebebiyle tutup alıverdi.

Kendilerini Allah'ın azabından koruyacak biri bulunmadı.*

peygamberleri inkâr ettiler. Allah da kendilerini alıverdi O'nun kuvveti ve azabı şiddetlidir.*

Andolsun Musa'yı âyetlerimizle ve açık bir delil ile gönderdik.*

Musa, hakkı getirince iman etmiş olanların oğullarını öldürün, kadınlarını diri tutun." dediler.

kâfirlerin tuzağı hep boşa çıkmaktadır.*

Firavun: "Bırakın öldüreyim Musa'yı da Rabbine dua etsin onun, dininizi değistirip bozgunculuk çıkarmasından korkuyorum" dedi.*

Ben hesap gününe inanmayan her kibirliden, benim de sizin de Rabbiniz olan Allah'a sığınırım"



Bir adamı, Rabbim Allah dediği için öldürecek misiniz? Halbuki o size Rabbinizden delillerle gelmiştir.

o bir yalancı ise çok sürmez, yalanı boynuna geçer.

Şüphe yok ki Allah aşırı giden bir yalancıyı doğru yola çıkarmaz."*

Ey kavmim! Bugün mülk sizindir. Dünyada yüze çıkmış bulunuyorsunuz.

Eğer gelecek olursa Allah'ın hışmından bizi kim kurtarır?"

Ey kavmim! ben sizin hakkınızda Ahzab günleri gibi bir günden korkuyorum."*

murataltug1985 02-02-2019 17:33

Kaynak ülkücü dünya. Com

MÜ'MİN Süresi

Nuh Kavmi'nin, Âd'ın, Semud'un ve sonrakilerin maceraları gibi bir günün geleceğinden korkuyorum

Allah, kulları için bir zulüm istemez."*

Ey kavmim! Ben size gelecek o çağrışma gününden gününden korkuyorum

O gün arkanıza dönüp kaçacaksınız.

sizi Allah'tan koruyacak olan yoktur

kimi Allah şaşırtırsa ona yol gösterici bulunmaz.

size delillerle Yusuf gelmişti. O zaman da şüphe edip durmuştunuz.

Allah asla peygamber göndermez" dediniz. İşte Allah böyle şaşırtır.*

Onlar, Allah'ın âyetleri hakkında mücadele ederler. Bu Allah katında ve iman edenler yanında buğzu gerektirir.

Allah, her böbürlenen zorbanın kalbini mühürler.

Firavun dedi ki: "Ey Hâmân! Bana kule yap, belki ben Göklerin yollarına ulaşabilirim de, Musa'nın ilâhının ne olduğunu anlarım.

Ben onu mutlaka yalancı sanıyorum."

Firavun'a kötü ameli süslü gösterildi de yoldan çıkarıldı

Firavun düzeni hep boşa çıkar.*

iman etmiş olan kimse dedi ki kavmim! Bana uyun ki size doğruyu göstereyim

Ey kavmim! Bu dünya hayatı ancak geçici bir menfaatten ibarettir.

Ahiret ise durulacak karar yurdudur."*

Her kim kötülük yaparsa, ona ancak yaptığının bir misli ile ceza verilir.

Erkek veya kadın, her kim mümin olarak iyi bir amel işlerse onlar cennete girerler.


Orada kendilerine hesapsız rızık verilir."*

ey kavmim! Niçin ben sizi kurtuluşa davet ederken, siz beni ateşe davet ediyorsunuz?"*

Siz beni Allah'ı inkâr etmeye ve bence hiç ilimde yeri olmayan şeyleri O'na ortak koşmaya davet ediyorsunuz.

Ben sizi o çok güçlü ve çok bağışlayıcı olan Allah'a davet ediyorum."*

Hepimizin dönüşü Allah'adır.

Şüphesiz haddi aşanların hepsi cehennemliktir."*

Ben işimi Allah'a havale ediyorum.

Şüphesiz Allah, kullarını görür, gözetir."*

Allah o mümini, onların kurdukları tuzakların kötülüklerinden korudu.

Firavun'un adamlarını kötü azab kuşattı

Onlar, sabah akşam ateşe arzolunurlar.

Kıyamet kopacağı gün Firavun hanedanını azabın en şiddetlisine tıkın

ateş içinde birbirlerine bizden ateş nöbetini savabiliyor musunuz?" derler.*

Allah kulları arasında hükmünü vermiştir


Ateştekiler, cehennem bekçilerine derler ki: "Rabbinize dua edin bir gün olsun bizden azabı biraz hafifletsin."*

Kâfirlerin duası ise hep çıkmazdadır.
*
Biz peygamberimize ve inananlara dünya hayatı ve şahitlik gününde elbette yardım ederiz.*

O gün zalimlere özür dilemeleri fayda vermez.

Onlara lanet vardır

onlara yurdun kötüsü cehennem vardır.*


Andolsun biz Musa'ya hidayeti verdik ve İsrailoğullarına o kitabı miras kıldık
*
Aklı başında olanlara bir yol gösterici ve bir hatırlatma

sabret. Çünkü Allah'ın vaadi haktır.

günahından dolayı istiğfar et

Rabbini hamd ile tesbih et


Allah'ın âyetleri hakkında mücadele edenlerin göğüslerinde ancak kibir vardır.

Sen hemen Allah'a sığın her şeyi işiten ve gören O'dur.*

Elbette göklerin ve yerin yaratılması, insanların yaratılmasından daha büyüktür. insanların çoğu bilmezler.*

Kör ile gören bir olmaz,

iman edip salih ameller işleyen kimseler ile kötülük yapan bir değildir.

Ne kadar da az düşünüyorsunuz!*

o saat (kıyamet) muhakkak gelecektir.


Rabbiniz: "Bana yalvarın, dua edin ki size karşılık vereyim. Buyurdu

ibadet etmekten kibirlenip yüz çevirenler yarın horlanmış olarak cehenneme gireceklerdir.

İçinde dinlenesiniz diye geceyi, göz açıcı bir aydınlık olarak da gündüzü sizin için yaratan Allah'tır.

Allah insanlara karşı lütuf sahibidir.

insanların çoğu şükretmezler.*

İşte Rabbiniz, her şeyin yaratıcısı olan o Allah'tır.

O'ndan başka ilâh yoktur. O halde haktan nasıl çevrilirsiniz?*

âyetleri inkâr edenler çevriliyorlar

Allah, O'dur ki sizin için yeri bir karargâh, göğü de bir bina yapmıştır.

Size şekil vermiş ve güzelleştirmiştir. Hoş nimetlerden size rızık vermiştir. İşte Rabbiniz o Allah'tır.

Âlemlerin Rabbi olan Allah ne yücedir!*

Daimî bir hayat sahibi ancak O'dur. O'ndan başka ilâh yoktur. O'na, hep O'na yalvarın.

Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur.*

ben o sizin Allah'ı bırakıp taptıklarınıza ibadet etmekten kesinlikle men edildim

bana âlemlerin Rabbine teslim olmam emredildi."*

O, hem yaşatır, hem öldürür.

O, bir şey isteyince sadece "ol!" der

Bakmaz mısın şimdi Allah'ın âyetleri hakkında mücadeleye kalkanlara! Haktan nasıl döndürülüyorlar?*

Kitaba ve Resullerimize yalan diyenler, artık ilerde bilecekler.*

boyunlarında halkalar ve zincirler olduğu halde sürükleneceklerdir.*

Kaynar suda, sonra da ateşte kaynatılacaklardır.*

İşte Allah, kâfirleri böyle şaşırtır.

siz yeryüzünde haksız yere seviniyor ve güveniyordunuz.*

İçlerinde ebedî olarak kalmak üzere cehennemin kapılarından girin.

ne kötü o kibirlenenlerin yeri?*

Ey Muhammed! Sen sabret, şüphesiz Allah'ın vaadi haktır gerçekleşecektir

onlar mutlaka bize getirileceklerdir.*

Andolsun ki biz nice peygamberler göndermişizdir. Onlardan kimini sana anlatmışız, kimini de anlatmamışızdır.

Hiçbir peygamber, Allah'ın izni olmaksızın bir mucize getiremez.

Allah'ın emri gelince hak yerine getirilir.

Batıl dava peşinde koşanlar hüsrana uğrarlar.*

Kimine binesiniz, kimini de yiyesiniz diye sizin için o yumuşak başlı hayvanları yaratan Allah'tır.*

Sizin için onlarda nice menfaatler var

Hem onlar üzerinde, hem de gemiler üzerinde taşınırsınız.*

Allah size âyetlerini gösteriyor. Şimdi Allah'ın âyetlerinin hangisini inkâr edersiniz?*

yeryüzünde gezip de bakmazlar mı? Köncekilerin sonu nasıl olmuş?

Onlar hem çok, hem kuvvetçe yeryüzünde eserlerinin sağlamlığı bakımından çetindiler.

kazandıkları kendilerini kurtaramadı

onlara peygamberleri, delillerle geldikleri zaman ilme güvendiler

o alay ettikleri şey onları kuşatıverdi.*

hışmımızı gördüklerinde: "Allah'ın birliğine inandık ve şirk koştuğumuz şeyleri inkâr ettik" dediler.*

hışmımızı gördükleri zamanki imanları kendilerine fayda verecek değildi.

Allah'ın kulları hakkındaki kanunu budur

kâfirler hüsrana düştüler.*



FUSSİLET SURESİ

Hâ Mîm.*Bu Kur'ân Rahmân ve Rahîm olan Allah tarafından indirilmiştir.*


Bu, Arapça Kur'an âyetleri bilen kavim için ayırt edilip açıklanmış bir kitaptır.*

O, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderilmiştir.

insanların çoğu yüz çevirmişlerdir. Artık gerçeği işitmezler

Onlar: "Ey Muhammed! Senin bizi davet ettiğin şeye karşı kalplerimiz kapalıdır. Kulaklarımızda da ağırlık vardır dediler

Onlar aramızda anlaşmamıza engel bir perde vardır. Sen istediğini yap, çünkü biz yapıyoruz" dediler

Ey Muhammed! De ki: "Ben sizin gibi bir insanım, ancak bana ilâhınızın bir tek ilâh olduğu vahyediliyor.

hep O'na yönelin bağışlanma dileyin.

Vay O'na ortak koşanların haline!*

Onlar, zekatı vermezler,
ahireti de inkâr ederler.*

iman edip, salih amel işleyenler için de bitmez tükenmez bir mükafat vardır.*

De ki: "Siz yeri iki günde yaratanı gerçekten inkâr edip duracak mısınız?

O'na eşler koşuyorsunuz ha? O bütün âlemlerin Rabbidir."*


O, yerin üstünde sabit dağlar yarattı. Orada bereketler meydana getirdi.

Orada rızıkları tam dört günde belli bir seviyede takdir edip, düzene koydu.*

yerküreye: "İsteyerek veya istemeyerek buyruğuma gelin." dedi. Her ikisi de: "İsteyerek geldik" dediler.*

Allah Her göğe kendi işini bildirdi.

en yakın göğü kandillerle süsledik ve koruduk. bu çok güçlü ve her şeyi bilen Allah'ın takdiridir.*

de ki: "Ben sizi Âd ve Semud'un başına gelen yıldırıma karşı uyardım."*

Allah'tan başkasına kulluk etmeyin

peygamberler geldiği zaman Rabbimiz
melekler indirirdi. Biz tebliğinize inanmayız dediler

Âd kavmi yeryüzünde büyüklük tasladılar Bizden kuvvetli kim var dediler. Onlar Allah'ı görmediler mi?

âyetlerimizi bile bile inkâr ediyorlardı.*
dünyada rezillik tattırmak için o uğursuz günde kasırga gönderdik.

Ahiret azabı elbette çok rezil edicidir.

Onlara yardım edilmeyecektir.*

Semûd kavmine doğru yolu gösterdik. onlar körlüğü doğru yola tercih ettiler.

kazandıkları kötülük yüzünden alçaltıcı azabın yıldırımı onları çarpıverdi.*

Biz iman edenleri ve kötülükten sakınanları ise kurtardık.*

O gün Allah'ın düşmanları cehenneme sürülmek üzere bir araya toplanırlar.*

kulakları, gözleri ve derileri yaptıkları
aleyhinde şahitlik ederler.

Onlar derilerine: "Niçin aleyhimize şahitlik ettiniz?" derler. Derileri de: "Bizi her şeyi konuşturan Allah konuşturdu,

sizi ilk defa yaratan O'dur ve siz yine O'na döndürülüyorsunuz"

Siz kulak göz ve derilerinizin aleyhinizde şahitlik edeceğinden korkarak kötülükten sakınmıyordunuz.

yaptıklarınızı Allah'ın bilmeyeceğini zannediyordunuz.*

Rabbiniz hakkında beslediğiniz zannınız sizi helak etti

zarara uğrayanlardan oldunuz.*

dayanabilirlerse onların yeri ateştir.

onlar hoşnut edileceklerden değildirler.*

onlara birtakım arkadaşlar musallat ettik de onlar kendilerine ne varsa hepsini güzel gösterdiler. B

azab sözü onlar için hak oldu.

onların hepsi kendilerine yazık etmişdir


İnkâr edenler: "Bu Kur'ân-ı dinlemeyin, okunurken gürültü yapın, belki üstün gelirsiniz" dediler.*


inkâr edenlere şiddetli bir azab tattıracağız.

onlara yaptıkları amellerin en kötüsünün cezasını vereceğiz.*

Allah'ın düşmanlarının cezası ateştir.

Âyetlerimizi inkâr etmelerinin cezası onlara cehennem yurdu vardır.*

İnkâr edenler: "Ey Rabbimiz! Cin ve insanlardan bizi saptıranları göster ayaklarımızın altına alalım cehennemin en altında kalanlardan olsunlar diyeceklerdir.*

Ey Rabbimiz bizi saptıranları göster ayaklar altına alalım

cehennemin en altında kalanlardan olsunlar

Rabbimiz Allah'tır"

doğrulukta devam edenlere melekler iner Korkmayın, üzülmeyin, size vaad edilen cennetle sevinin derler

Biz dünya hayatında da, ahirette de sizin dostlarınızız.

Cennette sizin için canınızın çektiği ve istediğiniz her şey vardır."*

Bunlar çok bağışlayıcı ve çok merhametli olan Allah tarafından bir ağırlamadır.*

3Allah'a davet eden, salih amel işleyen müslümanlardanım" diyenden daha güzel sözlü kim olabilir?*

iyilik de bir değildir, kötülük de.

Kötülüğü en güzel bir şekilde sav.

olgunluğa ancak sabredenler kavuşturulur,

şeytandan gelen kötü bir düşünce seni dürtecek olursa hemen Allah'a sığın.

O her şeyi işitir ve bilir.*


Gece ile gündüz ve güneş ile ay Allah'ın kudretinin delillerindendir.

Güneşe ve aya secde etmeyin sadece Allah'a kulluk yapmak istiyorsan onları yaratan Allah'a secde edin.*


Rabbinin yanındaki melekler gece gündüz O'nu tesbih ederler ve hiç usanmazlar.*

Senin yeryüzünü boynu bükük, kupkuru görmen Allah'ın kudret delillerindendir.

suyu indirdiğimiz zaman titreşir ve kabarır ona hayat veren Allah mutlaka ölüleri de diriltir her şeye gücü yeter

Âyetlerimiz hakkında doğruluktan ayrılıp inkâra sapanlar gizli kalmazlar

ateşe atılacak olan mı daha hayırlıdır, yoksa kıyamet günü güven içinde gelecek olan mı?

İstediğinizi yapın. Şüphesiz ki Allah, yaptığınız şeyleri hakkıyla görür.*


Kur'ân kendilerine geldiğinde inkâr edenler, mutlaka ceza çekceklerdir.

O gerçekten çok değerli bir kitaptır.*

O hüküm ve hikmet sahibi, öğülmeye layık olan Allah tarafından indirilmiştir.
*
Ey Muhammed! Sana önceki peygamberlere söylenenden başkası söylenmiyor.

senin Rabbin hem mağfiret sahibidir hem de acı verecek bir azap sahibidir.*

Sen de ki: "O, iman edenler için bir hidayet ve şifadır."

İman etmeyenlerin kulaklarında ise bir ağırlık vardır.

Andolsun ki biz Musa'ya Tevrat'ı vermiştik onda ihtilafa düşmüşlerdi.

Rabbin tarafından azabın ertelenmesine dair bir söz geçmeseydi mutlaka hüküm verilirdi

onlar Kur'ân hakkında bir şüphe ve tereddüt içindedirler.*

Her kim iyi iş yaparsa, kendi lehine yapmış olur.

Kim de kötülük yaparsa, kendi aleyhine yapmış olur.

Rabbin kullara zulmedecek değildir.

Kıyamet zamanını bilmek ancak Allah'a havale edilir.

Onun bilgisi dışında hiçbir meyve kabuğundan çıkmaz, hiçbir dişi gebe kalmaz ve doğurmaz.

Onlar kendileri için kaçacak bir yer olmadığını anlamışlardır.*

İnsan hayır istemekten usanmaz, fakat kendisine kötülük dokununca üzülür ve ümitsizliğe düşer.*

Andolsun zarardan sonra, ona rahmet tattırsak, Bu hakkımdır kıyametin kopacağını sanmıyorum der

Rabbime döndürülmüş olsam bile mutlaka O'nun yanında benim için güzel şeyler vardır" der.

Biz inkâr edenlere yaptıkları şeyleri mutlaka haber vereceğiz

onlara ağır bir azap tattıracağız.*

Biz insana nimet verdiğimiz zaman o yüz çevirir, yan çizer.

Ona kötülük dokunduğu zaman uzun uzun yalvarır.*

Ey Muhammed! De ki: "Ne dersiniz? O Kur'ân Allah tarafından gelmiş olup
siz onu inkâr etmişseniz

Hak'tan uzak bir ayrılığa düşenden daha sapık kim olabilir?"*

Biz onlara hem ufuklarda hem kendi nefislerinde delillerimizi göstereceğiz

Kur'ân'ın hak olduğu belli olsun.

Rabbinin her şeye şahit olması kafi değil mi


onlar Rablerine kavuşmaktan şüphe içindedirler,

Allah her şeyi ilmiyle kuşatmıştır.*

ŞÛRA SURESİ

Hâ-mîm. Ayn-sîn-qaf.*İşte hakikat

Allah; o azîz-hakîm hakikat O'nundur

O öyle ulu, öyle azîm ve büyük ki: Gökler çatlayacak gibi titreşiyorlar,

melekler hamd ile Rab'lerine teşbih ediyorlar

melekler yerdeki kimseler için mağfiret diliyorlar.*

Allah'tır öyle gafur öyle rahîm

Allah gözcü, sen değilsin vekîl.*

işte sana Arabî dil ve kültür itibariyle Arab'a has bir kur'ân hitabe
vahyetmekteyiz

Ummu'l-Kurâ'yı Mekke ve çevresindekileri uyarıp sakındırasın

o toplanma gününün dehşetini haber veresin,

o günün geleceğinde şüphe yok o gün bir fırka cennette, bir fırka çılgın ateşte

Dileseydi Allah hepsini bir ümmet yapardı, velakin dilediğini rahmetine koyuyor

zalimlere gelince, ne bir dost var onlara, ne de bir nyardımcı

O'ndan beride velî dost ve hâmiller mi edindiler? Allah'tır ancak velî, ölüleri

O diriltir ve her şeye kadir O'dur.


İhtilaf ettiğiniz herhangi birşey hakkında hüküm Allah'a aittir.

İşte" o Allah benim rabbim,

ben Allaha güvenip dayanmaktayım

hep Allaha sığınırım".*


O gökleri ve yeri yaratan, size kendi cinslerinizden çift eşler yapmış,

deve, koyun, keçi ve sığırdan çiftler yaratmıştır sizi o suretle üretip duruyor.

O'nun misli gibi birşey yoktur O öyle semî işiten öyle ba-sîr görendir.*

Göklerin, yerin kilitleri O'nun;


rızkı dilediğine açar ve kısar O her şeyi bilir.*

Sizin için, dinden Nuh'a İbrahim Musa
ve sana vahyeylediğimizi buyurdu;

Dîni doğru tutun tefrikaya düşmeyin

Müşriklere, bu davet ettiğin emir Allah'ı birleyip O'na teslim olma işi ağır geldi

Allah dilediklerini seçecek ve kendisine yöneleni hidayetle erdirecektir.*

Tefrikaya düşmeleri haset ve kıskançlıktan dolayıdır

eğer Rabbinden bir ecel olmasaydı, aralarında hükm-i kaza mutlak icra edilir, işleri bitirilirdi.

kitaba vâris kılınanlar da ondan işkilli bir şek ve şüphe içindedirler.*

durma davet et ve emrolunduğun gibi doğru git,

onların hevalarına tâbi olma de ki: "Ben Allah'ın indirdiği kitaba iman getirdim

Allah*bizim rabbimiz olduğu gibi sizin de rabbiniz.

Bize kendi amellerimizin size de kendi amellerinizin sorumluluğu vardır,

hak açık tartışmaya hacet yok.

Allah hepimizi bir-araya getirecek ve O'na gidilecektir .*


delileri sakıttır geçersizdir üzerlerine gazap ve şedit bir azap vardır;

Allah'tır ki, hakka dair kitap ve mîzan indirdi


ne bilirsin belki kıyamet saati yakındır.*


Onu, inanmayan imansızlar acele ister iman edenler onun hak olduğunu ve mutlaka kopacağını bilirler

kıyamet) saati hakkında mücadele edenler dalalet içindedirler.*

Allah (kıyamet gününden korkup vazifesini yapan kullarına lütufkârdır

her dilediğini rızıklandırır O öyle kavî güçlü öyle azîz.*

kim âhiret ekimi isterse ona, ekini artırırız;

kim dünya ekimi isterse ona veririz, amma âhirette nasip yoktur.*

onların Allah'a ortak olmak için küfür şerikleri ortakları var Allah'ın izin vermediği şeyleri meşru kıldılar


Eğer o kelime olmasaydı, hüküm icra edilir, işleri bitirilirdi

zalimler için elîm acı ve azap vardır.*

Göreceksin zalimleri kazandıkları günahlarından ötürü titrerlerken,

İman edip salih amel işleyerek güzel güzel işler yapanlar cennetlerin hoş hoş ravzalarında,

onlara Rab'lerinin indinde ne dilerlerse var; işte bu, o büyük fazl lütuf


bu müjdedir ki: Allah iman edip iyi işler yapan kullarına müjdeliyor

Ey Muhammed De ki sizden yakınlıkta sevgiden başka bir ecir ücret istemem

kim çalışır bir güzellik kazanırsa ona, mükâfat olarak güzellik veririz,

Allah gafurdur bağışlayıcıdır şekûrdur.*


Allah dilerse senin kalbini mühürleyiverir

Allah bâtılı mahveder

O, kullarından tevbeyi kabul eder

salih ameller yapanlara icabet buyurur, fazlı lütfundan onlara ziyade de verir,

küfredenlere şiddetli bir azap var.*

Allah kullarına rızkı bol bol seriverse arzda azar ve taşkınlık ederlerdi,

şüphesiz O, kullarının durumuna habîrdir vâkıftır basîr ve görendir.*


O ümidi kesmişlerken feyz indirir rahmet yayıp neşreder.

O velî koruyucu ve hamd edilendir.*

O göklerin ve yerin yaratılışı ve onlarda ürettiği hercanlının üretilişi O'nun
âyetlerindendir

O dileyeceği zaman onları toplamaya da kadirdir.*

Başınıza her ne musibet geldi ise, kendi kazancınız günahlar sebebiyiledir,

günahlarınızın bir çoğundan sizi affediyor siz arzda Allah'ı aciz bırakacak değilsiniz

size, Allah'tan başka kurtaracak ne bir hâmi, ne de bir yardımcı yoktur.*


Yine O'nun âyetlerindendir; denizde, o dağlar gibi batmadan akanlar

Dilerse gemileri hareket ettiren o rüzgârı durduruverir

şüphesiz nice âyet işaret ve delililer var

çok sabırlı, çok şükredici her kimse için ka-zanç ve af buyurulur

bilsinler âyetlerimizle mücadele edenler ki: kaçacak yer yoktur.*

size verilmiş olan şeyler dünya hayatın geçicikazancıdır

Allah yanındaki daha hayırlı ve daha kalıcıdır.

mükâfat o kimseler için

İman etmişlerdir Rab'lerine itimat edip tevekkül ederler

onlar ki günahın büyüklerine ve açık çirkinliklere uzak bulunurlar

her gazaplandıkları vakit kusur örterler onlar ki Rab'leri için davete icabet etmekte ve namazı kılmaktadırlar


Kötülüğün cezası misli kadar kötülüktür kim affedip ıslah ederse ecri Allah'adır.

şüphesiz O zalimleri sevmez.*

kim zulm olunduktan uğradıktan sonra öcünü alırsa, onlara ceza yoktur

Ceza ancak haksızlıkla yeryüzünde taşkınlık ederek insanlara zulmeyleyenler üzerinedir.

onlara elîm acı bir azap vardır.*

kim de sabreder suç örterse, o azm olunacak işlerdendir

kimi Allah şaşırtırsa ona hiçbir velî hami ve yardımcı yoktur

o zalimleri; azabı gördükleri vakit diyecek ki Var mı geri dönmeye bir yol

göreceksin onlarıateşe arz olunurken; zilletten boyunlarını bükerek göz altından bakarlarken;

iman etmiş olanlar şöyle demekte Gerçek hüsrana düşenler, kıyamet günü kendilerine ve ailelerine yazık edenlermiş

zalimler hakikaten azap içindedirler

onları Allah'ın önünden kurtaracak velî
Ve hâmiler yoktur.

kimi Allah saptırırsa onun için yol yoktur


Allah'tan, reddedilip geri çeviril-mesine çare olmayan gün gelmezden evvel Rabbinizin davetine icabet ediniz;

o gün sizin için ne sığınacak yer vardır, ne de inkâra çare.*

biz seni üzerlerine gözcü göndermedik sana düşen ancak tebliğdir.

biz insana rahmet tattırdığımız vakit onunla ferahlanır

kendi elleriyle başlarına bir fenalık gelirse o vakit insan hepsini unutan bir nankördür;

(isyan insanın tabiatında vardır, süratle nankörlüğe gider, sanki hiç rahmet ve nimet görmemiş gibi davranır).*

Allah'ındır göklerin ve yerin mülkü


dilediğini yaratır, dilediği kimseye dişiler bahşeder, dilediği kimseye de erkekler bahşeder


O'nun ilmi çok. kudretine nihayet yok

O çok yüksek, çok hakimdir.*

Ve işte sana emrimizden biz ruh vahyettirdik.*

sen kitap nedir, iman nedir bilmiyordun, biz onu bir nur kıldık,

onunla kullarımızdan dilediğimize hidayet vereceğiz

emin ol sen hakikate doğru yola çağırıyorsun; o Allah'ın yoluna

Göklerde ve yerde ne varsa O'nundur.*

Bütün işler, döner dolaşır Allah'a varır.*

murataltug1985 02-03-2019 20:02

Kaynak ülkücü dünya. Com

ZUHRUF SÜRESİ

Hâ, mîm.*kitaba andolsun ki biz onu anlayasınız diye Arapça Kur'an yaptık.*

o bizim nezdimizde bulunan yüce ve hikmet dolu bir kitaptır

Siz haddi aşan bir kavim oldunuz

Biz nice peygamberler göndermiştik.*
Onlar her peygamberle* alay ediyordu

Biz daha kuvvetli olanları da helâk ettik

onlara: "Gökleri ve yeri kim yarattı?" diye sorsan elbette çok güçlü ve herşeyi bilen Allah yarattı." derler.*

O, yeryüzünü size beşik yaptı doğru gidesiniz diye orada sizin için yollar meydana getirdi.*

Allah gökten belli bir ölçüye göre su indirdi.

Biz onunla ölü bir memlekete yeniden hayat verdik.

siz kabirlerinizden diriltilip çıkarılacaksınız

Allah Sizin için bineceğiniz gemiler ve hayvanlar var etmiştir.*

Siz onların sırtına binip üzerlerine yerleştiğinizde, Rabbinizin nimetini anın

Bunları bizim hizmetimize veren Allah'ı tenzih ve tesbih ederiz. Yoksa bizim bunlara gücümüz yetmezdi.

biz Rabbimize döneceğiz

insan apaçık bir nankördür.*

Onların yüzü simsiyah kesilir de öfkesinden yutkunur durur.*

Onlar meleklerin yaratılışını gördüler mi? Onların şahitlikleri yazılacak

onlar sorguya çekileceklerdir.*

Onlar: "Eğer Rahman olan, Allah dileseydi, biz meleklere tapmazdık dediler.

Onların hiçbir bilgileri yoktur. Onlar sadece yalan söylüyorlar.*

kendilerine bir kitap verdik onlar, ona sarılıyorlar?*

Biz babalarımızı bu din üzerinde bulduk, onların izinde gidiyoruz." dediler

Ey Muhammed! senden önce hangi memlekete uyarıcı göndermişsek, oranın şımarık kimseleri: "Biz babalarımızın izlerine uyarız." dediler.*

size babalarınızın bulunduğu dinden daha doğrusunu getirmişsem de mi bana uymazsınız?"

Biz onlardan intikam aldık.

Bak peygamberleri yalanlayanların sonu nasıl oldu

ben sizin taptığınız şeylerden uzağım.*
Ben ancak beni yaratana taparım.

Şüphesiz O, beni doğru yola iletecektir."

İbrahim, bu sözü, ardından geleceklere miras* bıraktı ki doğru yola dönsünler.*

Kendilerine hak geldiği zaman onlar: "Bu bir büyüdür doğrusu biz onu tanımıyoruz." dediler.*

Onlar: Kur'an, şu iki şehirden bir büyük adama indirilmeli değil miydi?" dediler.*

Ey Muhammed! Rabbinin rahmetini onlar mı taksim ediyorlar? Dünya hayatını* biz taksim ettik.

Birbirlerine işlerini gördürsünler diye biz onların bir kısmını diğerlerinden derecelerle üstün kıldık.

Rabbinin rahmeti onların biriktirdikleri şeylerden daha hayırlıdır.*

küfre sapan bir ümmet olmasalardı
Rahman olan Allah inkâr edenlerin* evlerine gümüşten tavanlar yapardı

küfre sapmasalardı evleri için gümüşten kapılar, üzerine yaslanacak koltuklar ve nice ziynetler verirdik.

Bütün dünya hayatı geçici menfaatden başka bir şey değildir.

Ahiret Rabbin katında takva sahipleri içindir

kim Rahman olan Allah'ın zikrinden yüz çevirirse biz şeytanı musallat ederiz.

şeytan onun yakın dostudur.*

şeytanlar onları yoldan çıkarır da Onlar** doğru yolda olduklarını sanırlar.*

kıyamet günü gelince, arkadaşına Keşke seninle aramda doğu ile batı arasındaki kadar bir uzaklık olsaydı* Sen ne kötü arkadaşmışsın!" der.*

Bugün pişmanlık duymanız size fayda sağlamayacaktır.

siz zulmettiniz. Şimdi* hepiniz azapta ortaksınız." denir.*

Ey Muhammed! sağırlara sen mi işittirecek körlere ve sapıklık içinde olanlara sen mi doğruyu göstereceksin

biz onlardan intikam alırız.*

onlara vaad ettiğimiz azabı gösteririz

onlara azap etmeye gücümüz yeter

sen vahyedilen Kur'an'a sarıl. Şüphesiz ki sen doğru bir yol üzerindesin.*

Kur'an, senin için de, kavmin için de bir öğüttür ve sorguya çekileceksiniz.*

Ey Muhammed peygamberlerimize de sor, Rahman olan Allah'tan başka* ibadet edilecek ilâhlar yapmış mıyız

Andolsun biz Musa'yı mucizelerimizle Firavun'a ve adamlarına gönderdik.

Musa: "Ben gerçekten âlemlerin Rabbi olan Allah'ın peygamberiyim." dedi.*

Musa mucizelerimizi getirince onlar hemen bu mucizelere gülüverdiler.*

Bizim gösterdiğimiz her bir mucize diğerinden daha büyüktü.

doğruya dönerler diye biz onları azapla yakaladık.*

azâbı görünce: "Ey sihirbaz! bizim için Rabbine dua et. Biz doğru yola gireceğiz." dediler.*

azabı* kaldırdığımız zaman hemen sözlerinden dönüverdiler.*

Firavun kavmine dedi ki Mısır ve akıp giden şu ırmaklar benim değil mi?

Firavun kavmini küçümsedi. Onlar* O'na itaat ettiler. onlar fâsık bir kavimdi.*

Nihayet gazaplandırdıkları zaman intikam aldık. Hepsini suda boğduk

Onları sonradan gelecekler için ibret ve örnek kıldık.*

Meryem oğlu İsâ anlatılınca, kavmin bağrışmaya başladılar.*dediler ki: "Bizim ilâhlarımız mı* hayırlıdır İsâ mı?"

onlar çok kavgacı bir topluluktur.*

İsâ nimet verdiğimiz* İsrailoğullarına örnek kıldığımız bir kuldur.*

biz dileseydik, sizden yeryüzünde yerinize geçecek melekler yaratırdık.*

kıyâmet hakkında şüpheye düşmeyip, bana uyun, bu doğru yoldur.*

Sakın şeytan sizi doğru yoldan alıkoymasın.

o sizin için apaçık bir düşmandır.*

İsâ mucizelerle indiği zaman dedi ki: Ben hikmeti getirdim* ihtilâfa düştüklerinizi açıklamaya geldim.

Allah'tan korkun, ve itaat edin.*

benim de Rabbim sizin de Rabbiniz Allah'tır O'na kulluk edin. Bu doğru yol

Acı bir günün azâbından dolayı vay zulmedenlerin hâline!

Onlar ansızın kıyâmetin başlarına gelmesini mi bekliyorlar?*

O gün Allah'tan korkanlar hariç dost olanlar birbirlerine düşmandırlar.*

Allah, takva sahiplerine şöyle nida eder: Ey âyetlerimize imân edip müslüman olan kullarım

Bugün size hiçbir korku yoktur ve siz üzülmeyeceksiniz.*

Siz ve eşleriniz cennete girin. Orada ağırlanıp sevindirileceksiniz."*

Onların etrafında yiyecek ve içecekler altın tepsiler ve kadehlerle dolaştırılır.

cennette canların çektiği ve gözlerin hoşlandığı herşey vardır.

Siz cennette ebedi olarak kalacaksınız.*

İşte yaptıklarınıza karşılık size miras verilen cennet budur.*

cennette sizin için bol bol meyveler vardır. Onlardan yersiniz.*

Şüphesiz ki suçlular, cehennem azâbında ebedi olarak kalacaklardır.*

Onların azâbı hafifletilmez ve onlar azab içersinde ümitsizdirler.*

Biz onlara zulmetmedik, fakat onlar kendileri zâlimler oldular.*

Onlar cehennem bekçisine: "Ey Mâlik! Rabbin bizi öldürsün." diye seslenir Mâlik Siz böylece kalacaksınız." der.*

Andolsun size hakkı getirdik. Fakat çoğunuz haktan hoşlanmıyorsunuz.*

onlar hakka karşı gelmek için bir iş* kararlaştırdılar? Biz de onları cezalandırmak için kararlıyız.*

onlar bizim sırlarını ve gizli konuşmalarını işitmediğimizi mi sanıyorlar?

işitiriz ve elçi meleklerimiz her yaptıklarını yazıyorlar.*

Göklerin ve yerin Rabbi, arşın Rabbi onların nitelendirdikleri şeyden münezzehtir, yücedir.*

Şimdi sen bırak onları, tehdit edildikleri güne kadar batıla dalsınlar oynasınlar.*

Gökteki ilâh da yerdeki ilâh da O'dur.

O hüküm ve hikmet sahibidir

Göklerin, yerin ve her ikisinin hükümranlığı kendisine ait olan Allah'ın şanı yücedir.

Kıyâmet saatinin bilgisi yalnız onun yanındadır

Siz sadece O'na döndürüleceksiniz.*

Onların Allah'ı bırakıp da tapdıkları putlar şefaat hakkına sahip değillerdir.

Ancak bilerek hakka şahitlik edenler şefâat edebilir.*

sen onlara kendilerini kimin yarattığını sorsan elbette: "Allah" derler.

Peygamberin sözü şudur Ey Rabbim Bunlar* imân etmeyen bir kavimdir."*

Ey Muhammed sen onlara Size selâm olsun." de.

O Kitab'a andolsun onu* mübarek bir gecede indirdik.

biz onunla insanları uyarmaktayız.*

O gecede her hikmetli iş tarafımızdan bir emirle ayrılır.

biz Rabbin tarafından bir rahmet olarak peygamberler göndeririz.

Şüphesiz O, herşeyi işitir ve bilir.*

inanıyorsanız, iyi bilin ki Allah göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbidir.*

Ondan başka hiçbir ilâh yoktur.

O hem yaşatır, hem öldürür.

O sizin de Rabbiniz, sizden önceki babalarınızın da Rabbidir.*

kâfirler bir şüphe içinde* eğleniyorlar.*

Ey Muhammed! sen göğün, insanları bürüyecek açık bir duman getireceği günü gözetle. Bu acı bir azabdır

O gün insanlar: "Ey Rabbimiz! Bizden azabı kaldır. biz inanıyoruz" derler.*

Onlar için düşünüp öğüt almak nerede? Oysa kendilerine gerçeği açıklayan bir de peygamber gelmişti.*

peygamberden yüz çevirdiler ve: "Bu öğretilmiş bir delidir." dediler.*

Biz azabı sizden birazcık kaldırırız. Ama siz mutlaka eski halinize dönersiniz.*

Biz o büyük şiddetle çarptığımız gün mutlaka intikamımızı alırız.*

Andolsun ki, biz Firavun kavmini denemiştik Onlara çok kıymetli bir peygamber gelmişti.*

peygamber demişti ki Esaret altındaki Allah'ın kullarını bana teslim edin. ben size gönderilmiş* peygamberim

Allah'a karşı üstünlük taslamayın. Şüphesiz size açık delil getiriyorum.*

beni taşlamanızdan dolayı benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz Allah'a sığındım

siz bana iman etmezseniz hemen yanımdan uzaklaşın."

Musa: bunlar suçlu bir kavimdir." diyerek yardım için Rabbine yalvardı.*

Allah buyurdu ki: "Kullarımı geceleyin yürüt. Çünkü siz takib edileceksiniz.*

onlar suda boğulacak bir ordudur.

Onlar neler bırakmışlardı, ne bahçeler, ne pınarlar!*Ne ekinler, ne kaynaklar

içinde eğlenip durdukları nice nimetler
biz onları bir kavme miras bıraktık.*

Gök ve yer onlara ağlamadı. Onlara mühlet de verilmedi.*

Andolsun ki biz İsrailoğullarını* aşağılayıcı azabdan kurtardık.*
Firavun'dan da kurtardık

o üstünlük taslayıp haddi aşan bir zorbaydı.*

Andolsun ki biz onları bilerek o zamanki alemlere üstün kıldık.*

Biz onlara içinde apaçık bir imtihan bulunan mucizeler verdik.*

kâfirler diyorlar ki ilk ölümden başka bir şey yoktur. Biz diriltilecek değiliz.
*
Biz onları helak ettik onlar suçluydular.*

Biz gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri oyun ve eğlence olsun diye yaratmadık

Biz onları hak ve hikmetle yarattık.

hakkı batıldan ayırd etme günü onların hepsinin bir araya toplanacağı gündür.*

O gün dostun dosta faydası olmaz.

Onlara yardım da edilmez.*

Şüphesiz ki Allah çok güçlüdür, çok merhamet edicidir

Gerçekten zakkum ağacı,*
Günahkârların yemeğidir.*

zakkum ağacı karınlarda kaynar.*O, kızgın sıvının kaynaması gibidir

Allah meleklere emreder. "Şunu tutun Cehennem'in ortasına sürükleyin."

onun başının üstüne kaynar su azabından dökün."*

Ona şöyle denir! "Tat bakalım azabı! hani sen çok güçlü ve çok üstündün.*

kötülükten sakınanlar
güvenli makamdadırlar
Bahçelerde ve pınar başlarındadırlar.*

Onlar ince ipekten ve parlak atlastan elbiseler giyerek karşılıklı otururlar.*

biz onları iri siyah gözlü hurilerle evlendiririz.*

Onlar orada güven içinde her çeşit meyveyi isteyebilirler.*

Allah onları cehennem azabından korumuştur.*

Rabbinden bir lütuf* İşte büyük kurtuluş

Biz Kur'ân'ı senin dilinle indirip kolaylaştırdık. Umulur ki öğüt alırlar

sen onların başlarına gelecekleri bekle: onlar da bekleyip durmaktadırlar.

CASİYE SÜRESİ

Hâ, mîm*kitap, Azîz ve Hakîm olan Allah tarafından indirilmiştir.*

Şüphesiz göklerde ve yerde müminler için birçok âyetler vardır.*

Sizin yaratılışınızda ve canlıları yeryüzüne yaymasında inanan* için ibret vardır.*

Gece ile gündüzün değişmesinde* Allah'ın gökten rızık indirip
yağmurla yeryüzünü* diriltmesinde rüzgârları yönlendirmesinde
aklını kullanan* için nice deliller vardır.*

bunlar, Allah'ın âyetleridir onları hakkıyla okuyoruz.

Allah'a ve âyetlerine inanmadıktan sonra hangi söze inanacaklar?

Her günahkâr kişinin vay haline

Allah'ın âyetlerini işitir de sanki kibrinden hiç işitmemiş gibi ısrar eder.

sen ona, can yakıcı bir azabla müjdele!*

Âyetlerimizi öğrendiği zaman alaya alıyor.onlar için rezil bir azap vardır.*

Ötelerinde cehennem var.

Ne kazandıkları ne de Allah'tan başka edindikleri dostlar, kendilerinden hiçbir azabı kaldıramaz.

Onlar için büyük bir azab vardır.*

Bu Kur'an bir hidâyettir.

Rablerinin âyetlerini inkâr edenlere ise, en şiddetlisinden acıklı bir azab vardır.*

Allah O (yüce) zâttır ki, emriyle içinde gemilerin seyretmesi de O'nun

lütfundan rızık aramanız ve şükr için denizi emrinize vermiştir.*

O, gök ve yerdeki herşeyi kendinden bir lütuf olarak hizmetinize vermiştir.

Şüphesiz düşünen topluluklar için ibret ve deliller vardır.*

Ey Muhammed! İman edenler Allah'ın cezalandıracağı günlerin geleceğini ummayanları şimdilik bağışlasınlar.

Allah her kavmi kazandıklarıyla cezalandıracaktır.*

kim iyi bir iş yaparsa onun faydası kendisinedir. Kim kötülük yaparsa zararı yine kendinedir.

hep Rabbinize döndürüleceksiniz

Andolsun vaktiyle İsrailoğulları'na kitap, hüküm ve peygamberlik vermiştik.

Onları temiz rızıklarla rızıklandırmıştık. Ve onları âlemlerden üstün kılmıştık.*

Din hususunda onlara apaçık deliller verdik.

onlar, kendilerine ilim gelince aradaki çekememezlik ve düşmanlık yüzünden ayrılığa düşmüşlerdi.

Şüphesiz Rabbin, ayrılığa düştükleri şeylerde, kıyâmet günü aralarında hükmedecektir.*

Ey Muhammed seni din hususunda apaçık bir şeriat sahibi kıldık.

Sen bilmeyenlerin hevâ ve hevesine uyma

onlar Allah'tan gelecek hiçbir şeyi senden uzaklaştıramazlar.

Şüphesiz zâlimler, birbirlerinin
Allah ise müttakilerin dostudur.*

Kur'an insanların kalb gözünü açan bir nur, kesin bilgi edinmek isteyen bir toplum için de hidâyet ve rahmettir.*

kötülük işleyenler, hayat ve ölümde kendilerini, iman ve iyi amelli kimseyle bir tutacağımızı mı zannetti* Ne kötü

Allah, gökleri ve yeri hak ile yarattı.

herkese yaptığının karşılığı verilmek üzere, asla haksızlık edilmez.*

Ey Muhammed hevesini ilâh edinen, Allah'ın saptırıp kulak ve kalbini mühürleyip gözüne perde çektiği kimseyi görüyor musun?

onu Allah'tan başka kim hidâyete erdirebilir? Hala düşünmez misiniz?*

müşrikler dediler ki: "Hayat, ancak bu dünya hayatımızdan ibarettir.

Ölürüz ve yaşarız.

onların hiçbir bilgileri yoktur. Onlar, sadece zannederler.*

Ey Muhammed De ki: "Allah sizi diriltir. Sonra sizi o öldürür,

şüphe olmayan kıyamet gününde sizi diriltip* bir araya toplar.

Gök ve yerin mülkü sadece Allah'ındır.

Kıyâmetin kopacağı gün batıla sapanlar hüsrana düşecekler.*

O gün her ümmeti, diz çökmüştür Her ümmet, kendi kitabına çağırılır,

Bugün yaptığınız amellerin cezası verilecektir.*

İşte kitabınız, yüzünüze karşı hakkı söylüyor,

İman edip iyi işler yapanları Rableri rahmeti içine koyacaktır.

İşte apaçık kurtuluş budur.*

kâfirlere denilir ki; "Size âyetlerim okunmadı mı? Siz büyüklük tasladınız

günah işleyen bir kavim oldunuz

Allah'ın vaadi gerçektir.

kıyâmetin geleceğinde şüphe yoktur."

Kıyamet nedir bilmiyoruz zandan ibâret sanıyoruz. kesin bilgimiz yok. derdiniz.*

yaptıkları amellerin kötülüğü gözlerinin önüne serildi,

alay edip durdukları şey onları kuşatıverdi.*

kâfirlere şöyle denilir; "Siz, dünyada bugüne kavuşmayı nasıl unuttuysanız, biz de bugün sizi unutacağız.

Yeriniz ateştir

sizin yardımcılardan kimse de yoktur."*

Siz Allah'ın âyetlerini alaya aldınız, dünya hayatı sizi aldattı.

bugün onlar, ateşten çıkarılmayacaklar

kendilerinden özür dilemeleri kabul edilmeyecektir.*

Hamd, göklerin Rabbi, yerin Rabbi ve âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur

Göklerde ve yerde büyüklük ve hâkimiyet O'nundur. O, Aziz'dir galiptir Hakîm'dir hüküm ve hikmet sahibidir

AHKAF SÜRESİ

kitabın indirilişi, çok güçlü, hüküm ve hikmet sahibi olan Allah tarafındandır.*

gökleri, yeri ve arasındakileri ancak hak ile ve belirli bir süre için yarattık.

İnkâr edenler u yüz çeviriyorlar.*

Ey Muhammed! De ki: "Allah'tan başka yalvardıklarınızı gördünüz mü? Onlar ne yaratmışlar gösterin.

siz doğru iseniz Kur'an'dan önce indirilmiş bir kitap veya ilim getirin."*

Allah'ı bırakıp* kıyamet gününe kadar kendisine cevap veremeyecek olan puta dua edenden daha sapık kimdir

taptıkları şeylerin, onların yalvarışlarından haberleri bile yoktur.*

Kıyamet günü insanlar biraraya toplandığı zaman taptıkları şeyler kendilerine düşman kesilirler.

âyetlerimizi inkâr edenler hak kitap için: "Bu* büyüdür." dediler.*

Onu Muhammed uydurdu." mu diyorlar? de ki: onu uydurmuşsam Allah'tan* gelen cezayı savmaya gücünüz yetmez

O sizin yaptığınız taşkınlıkları iyi bilir.

şahit olarak Allah yeter.

O çok bağışlayıcı* merhamet edicidir.*

Ey Muhammed! De ki: "Ben Peygamberlerin ilki değilim Ben vahyedilene tabi olan bir uyarıcıyım.*

siz büyüklük taslarsanız haksızlık etmiş olmaz mısınız

Allah zalim topluluğu doğruya iletmez

İnkâr edenler, iman ednlere İslâm'da* hayır olsaydı onlar, bizi geçemezlerdi." derler. bu bir yalandır." diyeceklerdir.*

Kur'ân'dan önce de bir rehber ve rahmet olarak Musa'nın kitabı Tevrat vardı.

Kur'ân zulmedeni uyarmak, iyiliği* müjdelemek için Arap lisanı ile indirilen öncekileri tasdik eden bir kitaptır.*

Gerçekten Rabbimiz Allah'tır."

dosdoğru olanlara korku yoktur

onlar üzülmeyeceklerdir.*
onlar cennetlikdirler,

yaptıklarına karşılık orada ebedi olarak kalacaklardır.*

Biz insana ana ve babasına iyilik yapmayı tavsiye ettik.

Anası onu zahmetle karnında taşıdı ve zahmetle doğurdu.

Onun ana karnında taşınması ile sütten kesilme süresi otuz aydır.

insan olgunluğa ulaşıp, kırka geldiğinde der ki Rabbim! Bana ve ana babama ihsan ettiğin nimetlerine şükretmemi salih amel işlememi ilham et.

neslimden gelenleri salih kıl tevbe edip sana yöneldim ben* müslümanlardanım

yaptıklarının en güzelini kabul edeceğimiz günahlarını bağışlayacağımız kimseler

cennetlikler arasındalar* onlara vaad edilen dosdoğru bir sözdür.*

Ana ve babasına: "Öf size! siz ölünce dirilip kabrimden çıkarılacağımı mı vaad ediyorsunuz? O kimseye yazık

Allah'a sığınarak "Yazıklar olsun sana!

Gel iman et, Allah'ın vaadi gerçektir."

o Kur'ân öncekilerin masallarından başka bir şey değildir" diyordu.*

onlar haklarında azab vaadi hak olmuş

Onlar gerçekten hüsrana uğramışlardır.*

Herkesin yaptıklarına göre dereceleri vardır.

Allah onlara yaptıklarının karşılığını tam olarak verir. Onlara haksızlık edilmez.
*
İnkâr edenler ateşe arzedilecekler

bugün büyüklük taslayıp yoldan çıkmanız dan dolayı aşağılayıcı bir azabla cezalandırılacaksınız.
*
Ey Muhammed! Âd kavminin kardeşi Hud'u hatırla.O, Ahkâf denilen yerde kavmini uyarmıştı.

O'ndan önce ve sonra da nice peygamberler gelip geçmiştir.

Hud, kavmine: "Allah'tan başkasına kulluk etmeyin ben sizin büyük bir günün azabından korkuyorum. demişti
*
Onlar: "Sen Eğer doğru isen bize vaad edip durduğun azabı getir." dediler.*

azabın ne zaman geleceğine dair ilim Allah katındadır.

Ben size tebliğ ediyorum. Fakat sizi cahil bir kavim olarak görüyorum

O sizin acele gelmesini istediğinizdir O bir rüzgârdır ki, acı bir azab vardır.*

O rüzgâr, Rabbinin emri ile herşeyi yıkar mahveder." dedi.

Nihayet helâk oldular evlerinden başka hiçbir şey görünmez oldu.

biz günahkâr kavmi böyle cezalandırırız.*

And olsun ki, biz onlara size vermediğimiz imkanlar vermiştik.
Fakat fayda sağlamadı.

Onlara kulaklar, gözler ve kalpler vermiştik. Fakat kulakları, gözleri ve kalpleri hiçbir fayda sağlamadı.

onlar Allah'ın âyetlerini bile bile inkâr ediyorlardı. Alay etmekte oldukları şey onları sarıp kuşattı.*

Andolsun etrafınızda bulunan bir çok memleketleri helak ettik.

Belki tevhide dönerler diye ayetlerimizi çeşitli şekillerde açıkladık.*

Allah'ı bırakıp da kendilerine yakınlık sağlamak için edindikleri ilâhları onlara yardım etselerdi ya!

onlar kaybolup gittiler.

bu onların yalanları ve uydurup durdukları iftiralarıdır.*

Ey Muhammed! Hani biz cinlerden bir grubu Kur'ân'ı dinlemeleri için sana yöneltmiştik.

Onlar Kur'ân'ı dinlemek için hazır bulundular ve "susun" dediler.

Ey kavmimiz biz Musa'dan sonra indirilen ve kendisinden öncekileri tasdik eden bir kitap dinledik.

O kitap gerçeği ve doğruyu gösteriyor.*

Ey kavmimiz! Allah'ın davetçisine uyun ve O'na iman edin

Allah sizin günahlarınızı bağışlasın ve sizi acı bir azabdan korusun

kim Allah'ın davetçisine uymazsa bilsin ki, Allah'ı aciz bırakacak değildir.

Allah'tan başka dost yoktur.

onlar açık bir sapıklık içerisindedirler

O gökleri ve yeri yaratan ve onları yaratmakla yorulmayan Allah

Allah ın ölüleri diriltmeye kadir olduğunu görmüyorlar mı?

şüphesiz O'nun herşeye gücü yeter.*

İnkâr edenler ateşe arz olunacakları gün Bu gerçek değil miymiş?" denir.

Allah onlara: inkâr ettiğinizden dolayı şimdi tadın azabı!" der.*

Ey Muhammed! Azim sahibi peygamberlerin sabrettikleri gibi sen de sabret!

Onlar için azaba acele etme.

onlar vaad edilen azabı gördükleri gün dünyada sadece gündüzün bir saati kadar kaldıklarını sanırlar.

Bu bir tebliğdir.

Hiç yoldan çıkan fasıklar topluluğundan başkası helak edilir mi?*

MUHAMMED SÜRESİ

İnkâr edip Allah yolundan alıkoyanların amellerini Allah boşa çıkarır.*

İman edip salih amel işleyenlerin ve kitaba inananların kötülüklerini Allah örter ve durumlarını düzeltir.*

Savaşta inkâr edenlerle karşılaştığınız zaman hemen boyunlarını vurun.

inkâr edenlere üstün geldiğiniz zaman bağı sıkı bağlayıp esir alın.

inkâr edenlerin harp ağırlıklarını atıp, savaş bitince onları ya karşılıksız* ya da fidye ile salıverin.

Allah'ın emri budur.

Allah dileseydi başka türlü* intikam alırdı. Bu sizi denemek içindir.

Allah yolunda öldürülenlerin amelini Allah asla boşa çıkarmaz.*

Allah onları doğru yola iletecek ve durumlarını düzeltecektir.*

Allah onları cennete koyacaktır.*

Ey iman edenler siz Allah'ın dinine yardım ederseniz Allah da size yardım eder ve ayaklarınızı sabit tutar.*

İnkâr edenlere gelince, artık yıkım onlara

Allah onların amellerini boşa çıkarmıştır

Allah'ın indirdiklerini beğenmediklerinden dolayı Allah* amellerini boşa çıkarmıştır.*

Onlar yeryüzünde gezmediler mi? Baksalar ya öncekilerin sonları nasıl

Allah onların üzerlerine helak yağdırmıştır.

kâfirlere onların başına gelenlerin benzerleri yaraşır.*

Allah iman edenlerin yardımcısıdır.

İnkâr edenlerin yardımcısı yoktur.*

Allah iman edip salih amel işleyenleri, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyar.

İnkâr edenler dünyada zevk edip geçinirler. Hayvanların yediği gibi yerler.

Onların varacakları yer ateştir

Ey Muhammed! Seni yurdundan çıkaran şehirden kuvvetli olan nice şehirler vardı ki helâk ettik

biz onları helâk ettik de onlara yardım eden çıkmadı.*

Rabbi tarafından bir delil üzerinde bulunan kimse, kötü işleri güzel gösterilmiş de heves peşine düşmüş kimse gibi olur mu?*

vaad edilen cennet şöyledir: Orada bozulmayan temiz sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar vardır

cennette içenlere lezzet veren şaraptan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır.

Onlar için cennette her çeşit meyve ve Rablerinden bir bağışlanma vardır.

İşte ateşte ebedî olarak kalıp bağırsak parçalayan kaynar su içirilen kimse

Allah onların kalplerini mühürledi

Onlar sadece heva ve heveslerine uyar

Doğru yola girenlerin, Allah* hidayetini artırmış kötülükten sakınma çarelerini ilham etmiştir.*

onlar, kıyamet saatinin kendilerine ansızın gelivermesine mi bakıyorlar

Şüphesiz onun alametleri gelmiştir.* kıyamet çatınca anlamaları neye yarar?*

Ey Muhammed! Bil ki, Allah'tan başka hiçbir ilâh yoktur.

Hem kendi günahın için, hem de mümin erkekler ve mümin kadınlar için Allah'tan bağışlanma dile.

Allah, sizin gezip dolaştığınız yeri de duracağınız yeri de bilir.*

İman edenler: "Keşke cihad hakkında bir sûre indirilse." derlerdi.

hükmü açık bir sûre indirilip de,* savaş zikredilince kalplerinde hastalık olanlar ölüm korkusuyla baygınlık geçiren bir kimsenin bakışı gibi sana bakar

onlar için ölüm yaşamaktan daha uygundur

Onların vazifesi itaat ve güzel söz

Allah'ın emrine sadakat gösterselerdi, elbette kendileri için daha hayırlı olurdu

siz iş başına gelecek olursanız yeryüzünde bozgunculuk çıkaracak ve akrabalık bağlarını koparacaksınız

onlar, Allah'ın lanetlediği, kulaklarını sağır, gözlerini kör ettiği kimselerdir.*

Onlar Kur'an'ı düşünmüyorlar mı?

kalplerinin üzerinde kilitleri mi var?*

Onlar doğru yol belli olduktan sonra gerisin geri küfre dönenler

şeytan, kötülüklerini güzel göstermiş ve onları uzun emellere düşürmüştür.*

onlar Allah'ın indirdiğini beğenmeyen kimseler

Allah onların gizlediklerini biliyordu.*

Melekler onların yüzlerine ve arkalarına vurarak canlarını alır

Allah'ı gazablandırana uyup* rızayı* beğenmemelerinden dolayı Allah amellerini boşa çıkarmıştır.*

kalplerinde hastalık olanlar Allah kinlerini ortaya çıkarmaz mı sandılar?*

Ey Muhammed Sen de onları yüz ve sözlerinin üslubundan tanırsın.

Allah* bütün yaptıklarınızı bilir.*

Andolsun içinizden cihad edenlerle sabredenleri ortaya çıkarıncaya kadar sizi deneyeceğiz.*

Şüphesiz inkâr edenler, Allah yolundan menedenler

Peygamber'e karşı gelenler Allah'a hiçbir zarar veremeyeceklerdir.

Allah yaptıklarını boşa çıkaracaktır.*

Ey iman edenler! Allah'a itaat edin,

Peygamber'e itaat edin amellerinizi boşa çıkarmayın.*

inkâr edip, Allah yolundan saptıran, kâfir olarak ölenleri Allah* asla bağışlamayacaktır.*

Sakın gevşemeyin ve üstün olduğunuz halde barışa çağırmayın.

Allah sizinle beraberdir. O sizin amellerinizi eksiltmeyecektir.*

Dünya hayatı ancak bir oyun ve eğlenceden ibarettir.

iman eder kötülükten sakınırsanız, Allah size mükâfatınızı verir.

sizler Allah yolunda harcamaya çağrılan kimselersiniz.

İçinizden kiminiz cimrilik ediyor cimrilik eden ancak kendi zararına cimrilik eder

Allah zengindir, siz ise fakirsiniz

siz Hakk'tan yüz çevirirseniz Allah başka bir kavim getirir onlar sizin gibi olmazlar.*

FETİH SURESİ

biz sana apaçık bir fetih ihsân ettik.*

Allah senin geçmiş ve gelecek günahını bağışlar.

Allah Sana olan nimetini tamamlar* seni doğru yola iletir.*

Allah sana şanlı bir zaferle yardım eder

İmanlarına iman katsınlar diye müminlerin kalplerine güven indiren O'dur.

Göklerin ve yerin orduları Allah'ındır.

Allah bilendir, herşeyi hikmetle yapandır.*

Mümin erkeklerle mümin kadınları, ebedi kalacakları, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyar

Mümin erkek ve kadınları ırmaklar akan cennetlere koyması onların günahlarını örtmesi içindir.

İşte bu, Allah katında büyük bir kurtuluştur.*

Kötülük onların başlarına gelmiştir.

Allah onlara gazap ve, lânet etmiş* cehennemi kendilerine hazırlamıştır.

Göklerin ve yerin orduları Allah'ındır. Allah çok güçlü hüküm* sahibidir.*

Şüphesiz seni, şâhit, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.*

Allah'a ve Resulüne iman edesiniz, ve O'na sabah akşam tesbih edesiniz.*

sana bey'at edenler ancak Allah'a bey'at etmektedirler.

Allah'ın eli onların ellerinin üzerindedir.

Kim ahdi bozarsa ancak kendi aleyhine bozmuş olur.

Kim Allah'a verdiği ahde vefa gösterirse Allah ona büyük bir mükâfat verecektir
.*
a'râbilerden geri kalanlar diyecekler ki, Mallarımız ve ailelerimiz bizi alıkoydu

Allah'tan bizim bağışlanmamızı dile.

Allah size zarar gelmesini dilerse veya fayda isterse O'na kimin gücü yetebilir

Allah yaptıklarınızdan haberdardır.*

siz Peygamber ve müminlerin, ailelerine dönmeyeceğini sanmıştınız. Bu sizin gönüllerinize güzel göründü

kötü zanda bulundunuz ve helâki hak etmiş bir topluluk oldunuz.*

Kim Allah'a ve Rasulüne iman etmezse şüphesiz kâfirler için çılgın bir ateş hazırlamışızdır

Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır dilediğini bağışlar dilediğini azaplandırır

Allah çok bağışlayan çok merhamet edendir

ganimetleri almak için gittiğinizde geri kalanlar: biz de* diyecek Olanlar, Allah'ın sözünü değiştirmek isterler.

A'rabilerin geri bırakılmış olanlarına de ki: Siz yakında çok kuvvetli bir kavme karşı savaşmaya çağırılacaksınız.

itaat ederseniz, Allah size güzel bir mükâfat verir

önceden döndüğünüz gibi dönecek olursanız sizi acıklı bir azaba uğratır.*

Köre topala hastaya da vebal yoktur

kim Allah'a ve peygambere itâat ederse, Allah, altından ırmaklar akan cennetlere sokar.

Kim geri kalırsa Allah acı azaba uğratır.*

Andolsun o ağac altında Hudeybiye'de sana bey'at ederlerken Allah, müminlerden razı olmuştur.

Allah Kalplerinde olanı bilmiş onlara güven indirmiş ve fetih ile mükâfatlandırmıştır.

Allah onları elde edecekleri birçok ganimetlerle de mükâfatlandırdı.

Allah çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.*

Allah size, elde edeceğiniz birçok ganimetler vaad etmiştir.

Allah sizi doğru yola iletsin.*

Allah'ın sizin için kuşattığı ganimetler vardır. Allah herşeye kâdirdir.*

kâfirler sizinle savaşsalardı arkalarına dönüp kaçarlardı. bir dost ve yardımcı bulamazlardı.*

Allah'ın kanunu budur. Allah'ın kanununda asla değişiklik bulamazsın

*
O sizi muzaffer kıldı

Mekke'nin göbeğinde onların ellerini sizden, sizin ellerinizi onlardan çeken Allah, yaptıklarınızı görendir.*

Onlar inkâr eden ve Mescid-i Haram'ı ziyaretinizi ve kurbanların yerlerine ulaşmasını men edenlerdir

inkâr edenleri elemli bir azaba çarptırırdık.*

Allah da elçisine ve müminlere sükûnet ve güvenini indirdi.

Onlar takva sözü üzerinde durdu onlar buna pek layık ve ehil kimselerdi.

Allah herşeyi bilendir.*

Andolsun ki Allah, elçisinin rüyasını doğru çıkardı.

Allah dilerse güven içinde başı tıraşlı saçlar kısaltılmış olarak, korkmadan Mescid-i Haram'a gireceksiniz.

Allah sizin bilmediğinzi bilir.

size yakın bir fetih verdi.*

Bütün dinlerden üstün kılmak üzere, Peygamberini hidayet ve hak din ile gönderen O'dur.

Şahit olarak Allah yeter.*

Muhammed Allah'ın elçisidir.

Onun yanında olanlar kâfirlere karşı çetin, kendi aralarında merhametlidirler

Onları rükûa varır ve secde ederken görürsün

Allah'tan lütuf ve rıza isterler.

Yüzlerinde secdelerin izinden nişanları vardır.

Allah onları çoğaltıp kuvvetlendirmekle kâfirleri öfkelendirir.

Allah inanıp iyi işler yapanlara mağfiret ve büyük bir mükâfat vaad etmiştir.*

HUCURAT SÜRESİ

Ey iman edenler! Allah'ın ve Resulünün huzurunda öne geçmeyin.

Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah işitendir, bilendir.*

Ey iman edenler Seslerinizi Peygamber sesinden fazla yükseltmeyin.

Birbirinize bağırdığınız gibi, Peygamber'e yüksek sesle bağırmayın. Öyle yaparsanız, ameller boşa gider

Allah'ın elçisinin huzurunda ses* kısanlar Allah'ın kalplerini takva ile imtihan ettiği kimselerdir.

Onlara mağfiret ve büyük* mükâfat vardır.*

Resülüm Sana oda arkasından bağıranlar, aklı ermez kimselerdir.*

onlar sabretselerdi, elbette iyi olurdu.

Allah çok bağışlayan ve merhamet edendir.*

Ey iman edenler! fasıkın biri size haber getirirse doğruluğunu araştırın.

Allah'ın elçisi size uysaydı, sıkıntıya düşerdiniz.

Allah size imanı sevdirmiş ve onu kalplerinize zinet yapmıştır.

Küfrü, fasıklığı ve isyanı size çirkin göstermiştir doğru yolda bunlardır.*

Bu, Allah'tan bir lütuf ve nimettir.

Allah herşeyi bilir, hüküm ve hikmet sahibidir.*

müminlerden iki grup birbiriyle vuruşursa aralarını düzeltin.

müminlerden biri ötekine saldırırsa, Allah'ın buyruğuna dönünceye kadar saldıran tarafla savaşın.

müminlerin aralarını adaletle düzeltin

her işte adaletli davranın.

Şüphesiz Allah, adil davrananları sever.

Müminler ancak kardeştirler.

kardeşlerinizin arasını düzeltin

Allah'tan korkun ki rahmete eresiniz.*

Ey iman edenler! Bir topluluk diğer bir toplulukla alay etmesin. Belki de onlar, kendilerinden daha iyidirler.

Kadınlar kadınları alaya almasınlar. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler.

Kendi kendinizi ayıplamayın, birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın.

İmandan sora fâsıklık ne kötü bir isimdir!

Kim tevbe etmezse* zalimlerdir.*

Ey iman edenler! Zannın bir çoğundan kaçının. zannın bir kısmı günahtır.

kusurunu araştırmayın. arkadan çekiştirmesin. Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı?

Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah, tevbeyi çok kabul eden ve merhamet edendir.

Ey insanlar biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık.birbirinizle tanışmanız için sizi kabilelere ayırdık.

Allah yanında en değerli ve en üstününüz O'ndan en çok korkanınızdır.

Şüphesiz Allah bilendir, herşeyden haberdar olandır.*

Bedevîler "inandık" dediler. De ki: Siz iman etmediniz ama "İslâm olduk." deyin. Henüz iman kalbe yerleşmedi.

Allah'a ve Resulüne itaat ederseniz, Allah işlerinizden hiçbir şeyi eksiltmez.

Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir.*

Gerçek müminler ancak Allah'a ve Resulüne iman eden, şüpheye düşmeyenlerdir

Allah yolunda mal ve canlarıyla savaşanlar doğrular ancak onlardır.*

De ki: Siz dininizi Allah'a mı öğretiyorsunuz? Oysa Allah göklerde olanları da bilir, yerde olanları da.

Allah herşeyi hakkıyla bilendir.*

Onlar İslâm'a girdikleri için sana minnet ediyorlar. De ki Allah'a minnettar olmanız gerekir

Şüphesiz Allah, göklerin ve yerin görülmeyen esrarını bilir.

Allah yaptıklarınızı görür.*

KAF SÜRESİ

Kâf. Şanlı ve şerefli Kur'an'a andolsun ki

kâfirler kendilerinden uyarıcı peygamber geldiğine şaşırdılar dediler ki: "Bu şaşılacak bir şeydir

biz toprağın onlardan neyi eksilttiğini elbette biliyoruz.

Yanımızda herşeyi kaydedip muhafaza eden bir kitap vardır.*

hak kendilerine geldiği zaman yalanladılar da şimdi* ıztırap içindeler.*

üstdeki göğe bakmazlar mı onu nasıl bina etmiş ve süslemişiz hiç bir çatlağı yoktur.*

Yeri nasıl uzatmış, üzerine sabit dağlar oturtmuşuz. Orada görünüşü güzel her çeşit bitkiden çiftler yetiştirdik.*

Bunlar, Allah'a yönelen her kula gönül gözü açmak ve ibret vermek içindir.*

gökten bereketli su indirip onunla bağlar, bahçeler* bitirmekteyiz.*

Tomurcukları birbiri üzerine dizilmiş uzun boylu hurma ağaçları yetiştirdik.*

Bunları kullara rızık olması için yetiştirmekteyiz

O su ile ölü bir toprağa can verdik, işte hayata çıkış da böyledir.*

Onlardan önce Nuh'un kavmi, Ress halkı ve Semûd da yalanlamıştı.*

Âd, Firavun, Lût'un kardeşleri de yalanladılar

Eyke halkı ve Tübbâ kavmi de, peygamberleri yalanladılar onlara azabım hak oldu.*

Biz ilk yaratmada acizlik mi gösterdik? onlar yaratılıştan şüphe içindedirler.*

Andolsun insanı biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz.

biz ona şah damarından daha yakınız.*

İnsan hiçbir söz söylemez ki onu gözetleyip dediklerini zapteden bir melek hazır bulunmasın.*

Ölüm sarhoşluğu geldiğinde, "Ey insan! bu senin ö kaçtığın şeydir." denir.*

Sur'a üfürülür, bu, tehdidin gerçekleşme günüdür.*

Her can bir sevk memuru ve bir şahid bulunduğu halde gelir.

Allah sen gaflet içinde idin senden gaflet perdesini kaldırdık. Bugün gözün keskindir." der.*

Allah iki meleğe buyurur ki Haydi ikiniz, atın cehenneme her inatçı nankörü!*

O ki Allahdan başka ilâh edinmiştir. Haydi onu şiddetli azaba atın."*

şeytan der ki: "Rabbimiz! Ben onu azdırmadım o sapıklık içindeydi".*

Allah buyurur ki: "Huzurumda söz değiştirilmez. Ve ben kullara asla zulmedici değilim.*

Biz cehenneme: "Doldun mu?" diyeceğiz. O da: "Daha fazla var mı?" diyecektir.*

Cennet de kötülükten sakınanlara yaklaştırılır. Zaten uzak değildir.*

Onlara denir ki: "İşte size vaad edilen bu cennet,

Cennet Allah'a yönelen, emre riayet eden Rahman olan Allah'tan korkan kalple gelenlere mahsustur.*

Şimdi selam ve selametle oraya girin. İşte sonsuzluk günü budur."*

Orada onlara ne isterlerse vardır. Katımızda daha fazlası da vardır.*

Ey Muhammed! Biz daha kuvvetli olan beldeleri ve nice nesilleri helak ettik, hiç kurtuluş var mı?*

Şüphesiz kalbi olan ve kulak veren kimse için elbette bir öğüt vardır.*

Andolsun ki biz gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri altı günde yarattık,

Ey Muhammed! Onlara karşı sabret.

Güneşin doğuşundan önce sabah ve batışından önce de öğle ve ikindi namazalarını kıl

Rabbini Hamd ile tesbih et.*

Geceleyin akşam ve yatsı sonra da vitir ve nafile kılarak O'nu tesbih et.*

Bir münadinin yakın bir yerden sesleneceği güne kulak ver.*

insanlar çağrıyı duyarlar.* bugün, kabirlerden çıkış günüdür.*

biz hem yaşatırız, hem öldürürüz.

Sonunda dönüş yalnız bizedir.*

O gün yer yarılır, insanlar kabirlerinden çabucak çıkarlar.

Biz onların söylediklerini daha iyi biliriz.

Sen onlara karşı zor kullanacak değilsin.

sen, benim tehdidimden korkanlara bu Kur'ân ile öğüt ver.*


Zariyat suresi

O tozdurup savuranlara,*ağırlık taşıyanlara,*kolaylıkla akanlara,*
emir taksim edenlere andolsun

O size vaad edilen elbette doğrudur.*
Ceza ve hesap günü* olacaktır

Yollara sahip göğe andolsun Siz elbette çelişkili sözler içindesiniz.*

Ondan çevrilen imana çevrilir Kahrolsun o fikir adına kendi tahminlerini ileri sürenler!*

Onlar sarhoşluk ve cehalet içinde şuursuzdurlar.*

Onlar: "Hesap ve ceza günü ne zaman?" diye soruyorlar.*

O gün, onların ateş üzerinde azap görecekleri gündür.*

Onlara: "Tadın inkarınızın cezasını, işte acele istediğiniz budur!" denecektir.*

Şüphesiz takva sahipleri Rablerinin* verdiği sevabı almış olarak cennet bahçelerinde ve pınar başlarındadır

onlar bundan önce iyilik yapıyorlardı.*

geceleyin pek az uyurlar seherde Allah'tan bağışlanma dilerlerdi

Onların mallarında isteyen ve istemeyen yoksullar için bir hak vardı.*

Kesin olarak inananlar için, yeryüzünde ve kendi nefislerinde nice ibretler var görmüyor musunuz?*

Sizin rızkınız da size vaad edilen sevap ve ceza da göktedir.*

Gök ve yerin Rabbine andolsun ki size edilen o vaad, haktır. O* gibi gerçektir.*

Ey Muhammed! İbrahim'in şerefli misafirlerinin haberi sana geldi mi?*

Ben kısır ım nasıl çocuğum olur?" dedi.*
melekler Rabbin böyle buyurdu.

O hüküm ve hikmet sahibidir. Herşeyi hakkıyla bilir."

Hz İbrahim misafir meleklere sizin işiniz nedir ey elçiler?" dedi Onlar* biz günahkâr Lût kavmine gönderildik.*
Onlara çamurdan pişirilmiş sert taşlar yağdıracağız.*

O taşlardan herbiri haddi aşanlara* isabet edecek bu Rabbin katında işaretlenmiştir

Biz orada acı bir azabdan korkan kimseler için bir ibret nişanesi bıraktık.
*
Musa'nın kıssasında da ibret vardır biz onu apaçık bir delille Firavun'a göndermiştik.*

Firavun ve ordusu* yüz çevirmiş, Bu sihirbaz ya da delidir." demişti de
biz o ve ordusunu denize atmıştık.

Âd kavminin helâkinde* ibret vardır. biz onların köklerini kesecek bir rüzgar göndermiştik.*

rüzgar üzerine uğradığı hiçbir şeyi bırakmıyor, kül gibi dağıtıyordu.*

Semud kavminin helâkinde ibret vardır. onlara: "Belirli süreye kadar dünyadan yararalanıp, geçinin!" denmişti.*

Onlar Rablerinin emrine karşı büyüklük tasladılar.

kendilerini, yıldırım yakalayıp, çarptı.*

onlar, ne kendi kendilerine ayağa kalkabildiler, ne de yardım gördüler.*

Nuh kavmini helâk etmiştik onlar yoldan çıkmış fâsık bir kavimdiler.*

Biz göğü kudretimizle bina ettik. Hiç şüphesiz genişlik ve kudret sahibiyiz

Yeryüzünü biz döşedik.* biz onu ne güzel döşüyoruz!*

Biz herşeyden iki çift yarattık. Umulur düşünürsünüz.*

Ey Muhammed! de ki: "Öyleyse Allah'a koşun, ben size O'nun tarafından gönderilmiş apaçık bir uyarıcıyım.*

Allah'a başka bir tanrı uydurmayın O'na ortak koşmayın

ben size gönderilmiş apaçık bir uyarıcıyım."*

onlardan öncekilere de peygamber gelince mutlaka: "Bir sihirbazdır veya bir delidir." dediler.*

Onlar azgın bir kavimdir

Ey Muhammed! Sen onlardan yüz çevir. sen kınanacak değilsin.*

Sen öğüt verip hatırlat. hatırlatmak müminlere fayda verir

Ben cinleri ve insanları ancak bana ibadet etsinler diye yarattım.*

Şüphesiz rızık veren O sağlam kuvvet sahibi olan Allah'tır.*

Şüphesiz ki, zulmedenlerin geçmiş arkadaşlarının payı gibi, dolgun bir azab payı vardır.

Kendilerine vaad edilen günde uğrayacakaları azabdan dolayı vay inkâr edenlerin haline!.*

TUR SÜRESİ

Andolsun Tûr'a,*Yayılmış ince deri üzerine, satır satır yazılmış kitaba,*

Andolsun Ma'mur eve,*Yükseltilmiş tavana,*Kaynatılmış denize Rabbinin azabı mutlaka vuku bulacaktır.*

O gün gök, bir çalkanış çalkalanır*
Dağlar da bir yürüyüş yürür.*
Vay haline o gün yalanlayanların!*

onlar, daldıkları batak ve bâtılda oynayıp duruyorlar

onlar cehennem ateşine itilip kakılacaklar.*

Onlara İşte yalanlayıp durduğunuz ateş budur" denilecek Bu da mı bir sihir?

siz görmüyor musunuz?* yaptıklarınıza göre cezalandırılacaksınız

Şüphesiz günahlardan korunanlar* cennetlerde, nimetler içindedirler.*

Rablerinin verdiği ile zevk ü sefâ sürer onları, cehennemden korunmuştur

Onlara Yaptıklarınıza karşılık afiyetle yeyin, için" denilir

Sıra sıra dizilmiş koltuklara yaslanırlar. biz onları ceylan gözlü hûrilerle evlendirdik.

İman edip zürriyetleri de iman ile kendilerine tâbi olanlar biz, onların nesillerini de kendilerine kattık.

Kendi amellerinden birşey eksiltmedik. Herkes kendi kazandığına bağlıdır.*

Onlara canlarının istediği meyvalar ve etlerden bol bol verdik.*

Orada bir kadeh kapışırlar ki, onda ne bir saçmalama vardır, ne de günaha sokma.

murataltug1985 02-04-2019 19:07

Kaynak ülkücü dünya. Com

Tur suresi

diyorlar ki biz daha önce dünya hayatında âilemiz içinde âkibetimizden korkardık

Allah bize lutfetti bizi kavurucu azabdan korudu."*

biz bundan önce de O'na yalvarıyorduk. iyilik eden, esirgeyen ancak O'dur."*

Ey Muhammed sen hatırlat, öğüt ver. Rabbinin nimeti sayesinde sen ne kâhinsin, ne de mecnûn.*

onlar o Bir şâirdir, felaketlere çarpılmasını gözetliyoruz. diyorlar?*
Bekleyin ben de bekleyenlerdenim.
*

onlar azgın bir topluluk mudur?*

Onu uydurdu" mu diyorlar? onlar inanmıyorlar.*

doğru iseler onun benzeri bir söz meydana getirsinler.*

onlar, hiçbir şey olmadan yaratıcısız mı yaratıldılar

kendileri yaratıcı mıdırlar?*gökleri ve yeri onlar mı yarattı onlar düşünüp hakikati anlamazlar.*

Rabbinin hazineleri onların yanında mı

Yoksa üzerine çıkıp sır dinleyecekleri bir merdivenleri mi var

Yoksa sen bir ücret istiyorsun da, onlar ağır bir borç altında mı kalıyorlar?*

Yoksa gayb kendilerinin yanında da onlar mı yazıyor Yoksa bir tuzak mı kurmak istiyorlar?

o küfredenler tuzağa düşeceklerdir.*


Yoksa Allah'tan başka bir ilâh mı var? Allah, ortak koştuklarından uzaktır

Gökten bir parça düştüğünü görseler, "Üst üste yığılmış bulutlardır." derler.*

çarpılacakları güne kadar onları kendi hallerine bırak

O gün tedbirlerinin kendilerine zerre kadar faydası olmayacak

hiçbir şekilde yardım görmeyeceklerdir

Şüphesiz zulmedenlere azab vardır.

Rabbinin hükmüne sabret.

Kalktığın zaman Rabbini hamd ile tesbih et


Gecenin bir kısmında ve yıldızların batışında O'nu tesbih et.*

NECM SÜRESİ

İnmekte olan yıldıza andolsun ki,*
Arkadaşınız sapmadı, azmadı.*

O, hevâdan konuşmaz.*konuşması vahyedilenden başkası değildir.*

o akıl ve görüşünde kuvvetli bir melekdir.

O, en yüksek ufukta idi.*

Cebrail ona yaklaştı Onunla arasındaki mesafe, iki yay kadar, yahut daha az
*
Allah kuluna verdiği vahyi verdi.*
Onun kalb(i) yalanlamadı.*

Onun gördükleri hakkında şimdi kendisi ile tartışacak mısınız.*

Andolsun onu bir kez daha görmüştü.*
Sidretü'l- Müntehâ'nın yanında.*

Cennetü'l- Me'vâ onun yanındadır.*

Peygamberin gözü şaşmadı ve sınırı aşmadı.*

Andolsun ki o, Rabbinin âyetlerinden en büyüğünü gördü.*

gördünüz değil mi o Lât ve Uzza'yı?*
Ve üçüncü put Menat'ı Onlar hiçbir şey değil


Onlar hiçbir şey değil, boş isimlerdir

Allah onlar hakkında delil indirmedi. Onlar yalnız zanna ve nefis sevdasına uyuyorlar.

onlara Rableri tarafından yol gösterici gelmiştir.*

Son da ilk de ahiret de dünya da Allah'ındır.*

Göklerde nice melek var

Allah'ın dileyip razı olduğuna izin vermeden onların şefaatları işe yaramaz

Ahirete iman etmeyenler meleklere dişi adları takıp duruyorlar*

Onların bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar.

Zan şüphesiz hakikat bakımından birşey ifade etmez.*

bizi anmaktan yüz çeviren ve dünya hayatından başka bir şey istemeyenden yüz çevir.*

onların erişebilecekleri son sınır budur.

Rabbin, yolundan sapanı da iyi bilir; hidayette olanı da iyi bilir.*

Göklerde ve yerde olanlar Allah'ındır.

kötülük yapanlar yaptıkları ile cezalandıracak, güzel davrananlar daha güzeliyle mükafatlandırılacaktır

Onlar günahın büyüklerinden ve çirkin işlerden kaçınır yalnız bküçük kusurlar hariç.

Şüphesiz Rabbinin affı geniştir.


O, sizi topraktan yarattı

O siz anne karınlarında iken sizi en iyi bilendir.

kendinizi temize çıkarmayın O
kötülükten sakınanı daha iyi bilir.*

Şimdi gördün mü yüz çevireni?*
vermemekte direneni?*

haber verilmedi mi Musa'nın sahifelerinde Ve çok vefakâr olan İbrahim'in sahifelerindekiler?*

hiçbir günahkâr başkasının günah yükünü yüklenmez.*

insana çalışmasından başka bir şey yoktur.*Ve çalışması görülecektir.*

ona karşılığı tastamam verilecektir.*
en son varış, Rabbinedir.*

güldüren de ağlatan da Öldüren de dirilten de O'dur.*

Şüphesiz erkeği, dişiyi iki eş yaratan O'dur,*

Şüphesiz tekrar diriltmek de O'na aittir.*


Şüphesiz zengin eden de sermaye veren de O'dur.*

Doğrusu Şi'râ yıldızının Rabbi O'dur.*

O, helak etti önce gelen Âd'ı.*Ve Semûd'u bırakmadı.*

Önceden Nuh kavmini helak etmişti onlar zulmetmiş ve azmıştı.*

Altı üstüne getirilmiş şehirleri devirip yıktı.*Onları neler kapladı neler!


Rabbinin hangi nimetinden kuşku duyuyorsun.*

Bu ilk uyarıcılardan bir uyarıcıdır.*

Yaklaşan yaklaştı.*Onu Allah'tan başka çıkaracak yoktur.*siz bu söze mi hayret ediyorsunuz?*

Gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz?*
6siz mi kafa tutuyorsunuz ey gafiller?*

Allah için secdeye kapanın ve kulluk edin.*

KAMER SÜRESİ

Kıyamet saati yaklaştı, Ay yarıldı.*

Bir mucize görseler yüz çevirirler ve "süregelen bir büyüdür" derler.*

Yalanladılar, nefislerinin arzularına uydular. her iş yerini bulacaktır.*

Andolsun ki onlara kötülükte vazgeçirecek nice önemli haber gelmiştir.

Bunlar üstün bir hikmettir fakat uyarılar fayda vermiyor.*

Sen de onlardan yüz çevir

o gün çağırıcı, görülmedik müthiş bir şeye çağırır.*

Gözleri düşkün düşkün zelil ve hakir kabirden çıkarlar yayılan çekirgeler gibidirler


O çağırana koşan, kâfirler: "Bu çetin bir gündür." derler.*

Nuh'un kavmi de Kulumuzu yalanladılar ve: "Cinlenmiştir." dediler. Ve Nuh davetten vazgeçmeye zorlandı.*

NUH Rabbine: yenik düştüm yardım et!" diyerek yalvardı.*Biz de bir su ile göğün kapılarını açtık.*


Yeri kaynaklar halinde fışkırttık sular takdir edilen bir iş için birleşti.*

Nuh'u tahtalardan yapılmış, çivilerle çakılmış gemi üzerinde taşıdık.*

Bunu bir ibret olarak bıraktık, ibret alan yok mudur?*

Benim azabım ve uyarılarım nasılmış görsünler

Andolsun biz Kur'ân'ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur?*

Âd kavmi da yalanladı, azabım nasıl oldu

onların üstüne, uğursuzluk gününde dondurucu rüzgar gönderdik

O rüzgar insanları, sökülmüş hurma kütükleri gibi yere seriyordu.*

Nasılmış benim azabım ve uyarım?*

Andolsun Kur'ân'ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur?*

Semûd da o uyarıları yalanladılar.*
bir insana mı uyacağız? O takdirde sapıklık ve çılgınlığa düşmüş oluruz." dediler

o, yalancı, küstahın biridir"

onlar, yalancı, küstahın kim olduğunu bilecekler.*

Biz onlara imtihan için dişi deve göndereceğiz sen onları gözet ve sabırlı ol


azabım ve uyarılarım nasıl oldu.*

Biz onların üzerine tek sayha korkunç bir ses gönderdik;

ağılcının topladığı çalı çırpı kırıntıları gibi kırılıp dökülüverdiler.*

Andolsun biz Kur'ân'ı öğüt almak için kolaylaştırdık.

Öğüt alan yok mudur?*

Lût kavmi de yalanladı.*onların üzerlerine taşlar savuran fırtına gönderdik.

Lût ailesini seher vakti kurtardık,*
Katımızdan bir nimet olarak şükredeni mükafatlandırırız.*

Lût onları uyarmıştı. Fakat karşı kuşku duydular,*gözlerini siliverdik azab ve uyarıları tadın!" dedik

onları kararlı bir azab yakaladı.*

Azabımı ve uyarılarımı tadın!" dedik

Andolsun Kur'ân'ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur?*

Şüphesiz Firavun ailesine de uyarıcı peygamberler geldi.*Bu kıssalardan hisse

onlar yalanladılar. onları çok kuvvetli ve kudretli bir yakalayışla yakaladık.*


sizin kâfirleriniz, onlardan hayırlı mı? Yoksa kitaplarda size beraet mi var?*

Yoksa "Biz birbirimize yardım eden bir topluluğuz." mu diyorlar?*

o topluluk bozulacak ve kaçacaklardır.*

kıyamet onlara vaad edilen asıl saattir. çok feci ve acıdır.*

Muhakkak suçlular sapıklık ve çılgınlık içindedir

O gün yüz üstü ateşte sürüklenecekler,

Cehennemin dokunuşunu tadın denilir

biz her şeyi bir kadere göre yarattık.*


Buyruğumuz yalnız ve tekdir, göz açıp yumma gibidir.*

Andolsun sizin benzerlerinizi helak ettik

Öğüt alan yok mudur her şey, kitaplarda mevcuttur.

Takva sahipleri cennetde, nur içindedir

Güçlü padişahın huzurunda doğruluk koltuklarındadırlar.*

RAHMAN SÜRESİ

Rahmân çok merhametli olan Allah Kurân'ı öğretti İnsanı yarattı.*

Güneş de ay da bir hesab iledir.*

Bitkiler ve ağaçlar secde etmektedirler.*

Göğü yükseltti ve mizanı koydu.*
Sakın tartıda taşkınlık etmeyin.*

Tartıyı adaletle yapın, terazide eksiklik yapmayın.*

Allah yeri mahlukat için aşağıya koydu

Orada meyvalar ve salkımlı hurma ağaçları Yapraklı taneler ve hoş kokulu bitkiler vardır

Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?*

Allah insanı, pişmiş bir çamura benzeyen bir balçıktan yarattı.*

Cinleri hâlis ateşten yarattı.*Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?*

O iki doğunun ve iki batının Rabbidir.*

Acı ve tatlı iki denizi salıverdi birbirine kavuşuyorlar aralarında bir engel vardır, birbirlerine karışmıyorlar

Denizde koca dağlar gibi yükselen gemiler onundur.*Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz

Yer üzerinde bulunan her şey fânidir.*

Yalnız celâl ve ikram sahibi Rabbinin yüzü baki kalacaktır.*

Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?* Göklerde ve yerde bulunanlar, O'ndan isterler.


Ey insan ve cin! sizin hesabınızı ele alacağız.*Gök ve yerin çevresinden geçmeye gücünüz yeterse geçin Allah'ın verdiği güç olmadan geçemezsiniz

Üzerinize ateşten alev ve duman gönderilir, kendinizi savunamazsınız.*
Rabbinizin nimetlerini yalanlıyorsunuz*

Gök yarılıp da, erimiş yağ gibi kıpkırmızı gül olduğu zaman
Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz

o gün, ne insana ne de cinne günahından sorulmaz.*hangi nimetleri yalanlıyorsunuz?*

Suçlular simalarından tanınır, alınlarından ve ayaklarından tutulur.*

Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz? bu, suçluların yalanladığı cehennemdir.*

Onunla kaynar su arasında dolaşırlar.*
Rabbinin nimetlerini yalanlıyorsunuz?*

Rabbinin makamından korkan kimselere iki cennet vardır.*İkisinin de ağaçları, meyvaları vardır.*

Astarları atlastan yataklara yaslanırlar. İki cennetin de devşirmesi yakındır.*

Oralarda gözlerini yalnız eşlerine çevirmiş dilberler var ki, onlara ne insan ne de cin dokunmuştur.*


onlar yâkut ve mercandırlar İyiliğin karşılığı, yalnız iyilik değil midir?*

iki cennet daha vardır.*yemyeşildirler.*
Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz

fışkıran iki kaynak vardır.*her türlü meyva, hurma ve nar vardır.*İçlerinde güzel huylu, güzel yüzlü kadınlar vardır.
*
Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?*Çadırlar içinde gözlerini yalnız kocalarına çevirmiş hûriler vardır.*

Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?*Büyüklük ve ikram sahibi Rabbinin adı ne yücedir!*

murataltug1985 02-06-2019 10:00

Kaynak kuraan.gen.tr


Vakıa suresi

Kesin gerçekleşecekKıyamet koptuğunda, onu yalanlayacak kimse olmayacaktır

Yeryüzü şiddetle sarsıldığı, dağlar parça parça dağılıp toz olduğu zaman, O, (kimini) yükseltir, (kimini) alçaltır

Ahiret mutluluğuna erenler var ya; ne mutlu kimselerdir!

Kötülüğe batanlara gelince; ne mutsuz kimselerdir!

İman ve amelde öne geçenler Ahirette de öne geçenlerdir.

onlar (Allah'a) yaklaştırılmış kimselerdir.

.Onlar, Naîm cennetlerindedirler.

Onlar mücevherâtla işlenmiş tahtlar üzerindedirler.

Ebediyen genç kalan uşaklar etrafında içmekle başlarının dönmeyeceği sarhoş olmayacakları cennet pınarından dolaştırırlar

Ebedi kalanlar etrafında sürahi ibrik ve kadehlere doldurulmuş meyveler ve
kuş etlerini dolaştırılır


Onlar için saklı inciler gibi, iri gözlü huriler de vardır. amellere karşılık

amellere karşılık bir mükâfat verilir

Orada ne boş söz, ne de günah işitirler. Sadece "selam! sözünü işitirler

Ahiret mutluluğuna erenler, ne mutlu kimselerdir

(Onlar), dikensiz sidir ağaçları ve meyveleri küme küme dizili muz ağaçları altında, yayılmış

sürekli gölgede, çağlayan su başında, tükenmez ve yasaklanmaz meyveler içinde ve yüksek döşeklerdedirler.

Biz onları yepyeni bir yaratılışta yarattık.

Onları ahiret mutluluğuna erenler için, eşlerini çok seven gösterişli bakireler yaptık.

Kötülüğe batanlar ise ne mutsuz kimselerdir

Onlar, iliklere işleyen ateş ve bkaynar su içindedirler. zifiri bir gölge içinde!..

onlar dünyada varlık içinde sefahata dalmış azgın kimselerdi.

Büyük günah üzerinde ısrar ediyorlardı.

Diyorlardı ki: öldükten, toprak ve kemik haline geldikten sonra mı, biz mi bir daha diriltilecekmişiz?"

De ki: "Şüphesiz öncekiler ve sonrakiler, mutlaka belli bir gün belli bir vakitde toplanacaklardır."

Sonra siz ey haktan sapan yalanlayıcılar! Mutlaka cehennem ağacı zakkumdan yiyeceksiniz.

Karınlarınızı zakkumla dolduracak. kaynar sudan içeceksiniz.

Kanmak bilmez susamış develerin suya saldırışı gibi zakkumdan içeceksiniz

hesap ve ceza gününde onların ziyafeti zakkum ağacıdır

Sizi biz yarattık. tasdik etmeyecek misiniz?

Attığınız meniye ne dersiniz? Onu siz mi yaratıyorsunuz, yoksa yaratan biz miyiz?

Sizin yerinize benzerlerinizi getirmek ve sizi yeniden yaratmak üzere aranızda ölümü biz takdir ettik.

Andolsun, yaratılışı(nızı) biliyorsunuz. O halde düşünseniz ya!

Ektiğiniz tohuma ne dersiniz? siz mi bitiriyorsunuz, yoksa bitiren biz miyi

Dileseydik, onu kuru bir çöp yapardık da şaşkınlık içinde geveleyip dururdu

Muhakkak biz çok ziyandayız mahrumuz

İçtiğiniz suya ne dersiniz? Siz mi onu buluttan indirdiniz, yoksa biz mi Dileseydik onu acı bir su yapardık.

şükretseydiniz ya Tutuşturduğunuz ateşe ne dersiniz Onun siz mi yarattınız, yoksa yaratan biz miyiz?

Biz onu ibret ve ıssız yerlerde yaşayanlara bir yarar kaynağı kıldık

yüce Rabbinin adını tesbih et yücelt

.Yıldızların yerlerine yemin ederim ki, -bu, büyük bir yemindir O, elbette değerli bir Kur'an'dır.

Korunmuş bir kitaba, ancak tertemiz olanlar dokunabilir.

Âlemlerin Rabb'inden indirilmedir siz, bu sözü mü küçümsüyorsunuz

Allah'ın verdiği rızka O'nu yalanlayarak mı şükrediyorsunuz?

Can boğaza geldiğinde, onu geri döndürsenize siz o zaman bakıp durursunuz.

Biz size yakınız. Fakat siz göremezsiniz.

Allah'a yakın kılınmışlara rahatlık, güzel rızık ve Naîm cenneti vardır.

Ahiret mutluluğuna erene Selam sana Ahiret mutluluğuna ermişlerden!" denir.

haktan sapan yalancılara kaynar sudan bir ziyafet vardır.

cehenneme atılma vardır

yüce Rabbinin adını tesbih et.

** ** ** ** ** **
HADİD suresi


Göklerde ve yerde bulunan her şey Allah'ı tesbih etmektedir.

O, çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.*

Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. O, diriltir, öldürür, O, her şeye kadirdir.*

O ilktir, sondur, zahirdir, bâtındır. O herşeyi bilendir.*

O'dur ki gökleri ve yeri altı günde yarattı Yere gireni çıkanı, gökten ineni, bilir.

Nerede olsanız O sizinledir. Allah yaptıklarınızı görmektedir.*

Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. Bütün işler O'na döndürülecektir.*

Geceyi gündüzün içine sokar, gündüzü gecenin içine sokar. O, göğüslerin özünü bilir

Allah'a ve Resulüne iman edin.


inanan ve harcayanlara mükafat vardır

Size ne oldu ki, Resul sizi Rabbe inanca davet ettiği halde Allah'a inanmıyorsunuz

Sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için kuluna âyetler indiren Allah tır

Allah, size karşı çok şefkatli, çok merhametlidir.*

Neden Allah yolunda harcamayasınız ki? Göklerin ve yerin mirası zaten Allah'ındır.

Elbette içinizden, fetihten önce harcayan ve savaşan bir olmaz.

Onların derecesi, sonradan infak eden ve savaşanlardan daha büyüktür.

Allah hepsine güzel sonucu vaad etmiştir yaptıklarınızdan haberdardır.*

Kimdir Allah'a güzel bir borç verecek olan Allah da onun verdiğini kat kat artırsın şerefli bir mükafat versin.*

inanan erkekler ve inanan kadınları görürsün nurları, önlerinde ve sağlarında koşuyor.

müjdeniz altlarından ırmaklar akan, ebedi kalacakları cennetlerdir

münafık erkekler ve münafık kadınlar iman edenlere diyeceklerdir ki "Bize bakın da nurunuzdan alalım?"

Arkanıza dönün de nur arayın!"

Aralarına kapılı bir sur çekilir ki, onun içinde rahmet, dışında azap vardır.*

Münafıklar sizinle beraber değil miydik?" diye seslenir Müminler der ki siz kendi canlarınıza kötülük ettiniz,

gözlediniz, şüpheye düştünüz kuruntu sizi aldattı. O çok aldatan şeytan) sizi, Allah hakkında aldattı

Nihayet Allah'ın emri gelip çattı.


Bugün ne sizden ne de inkar edenlerden fidye kabul edilir,

varacağınız yer ateştir. Size yaraşan odur. Orası ne kötü bir dönüş yeridir!*

İnananlar için vakit gelmedi mi kalbleri Allah'ın zikrine ve hakka saygı duysun

önce verilmiş, sonra kalbleri katılaşmış, ve yoldan çıkmış kimse gibi olmasınlar


Biliniz ki Allah yer yüzünü ölümünden sonra diriltir.

Belki aklınızı kullanırsınız diye size âyetleri açıkladık.*

sadaka veren erkeklere ve kadınlara Allah'a güzel bir ödünç verenlere, verdikleri kat kat artırılır

onlara şerefli bir mükafat vardır.*

Allah'a ve peygambere iman edenler Rableri yanında sözü doğru olanlar şehitlik mertebesine erenlerdir.

Onların mükafat ve nurları vardır.

İnkar edip âyetlerimizi yalanlayanlar cehennemin adamlarıdır.*

Biliniz ki dünya hayatı bir oyun, bir eğlence, bir süs övünme, mal ve evlat çoğaltma yarışından ibarettir.

Dünya tıpkı yağmura benzer bitirdiği ot, ekincilerin hoşuna gider, sonra kurur, onu sapsarı görürsün, çerçöp olur.

Ahirette ise çetin bir azab; Allah'tan mağfiret ve rıza vardır.


Dünya hayatı, aldatıcı bir zevkten başka bir şey değildir.*

Rabbinizden mağfirete; Allah'a ve peygamberine koşuşun

inananlar için hazırlanmış genişliği gökle yer genişliği kadar olan cennete koşuşun.

İşte bu Allah'ın lütfudur.

Onu dilediğine verir. Allah büyük lütuf sahibidir.*

Yeryüzünde herhangi bir musibet yoktur ki kitapta yazılmış olmasın.

elinizden çıkana üzülmeyesiniz Allah'ın size verdiği nimetlerle şımarmayasınız

Allah, kendini beğenip böbürlenen kimseleri sevmez.*


Onlar cimrilik edip insanlara da cimriliği emrederler.

Kim yüz çevirirse Allah, zengindir, övgüye layıktır.*


Andolsun biz peygamberlerimizi açık delillerle gönderdik

insanların adaleti yerine getirmeleri için kitabı ve ölçüyü indirdik

Biz demiri de indirdik onda büyük bir kuvvet ve insanlar için faydalar vardır.

Allah kuvvetlidir, daima üstündür.*

Andolsun, Nuh'u ve İbrahim'i elçi gönderdik,

Onlardan yola gelen de vardı, ama onlardan çoğu yoldan çıkmışlardı.*
*
*
MÜCADELE SÜRESİ

Kocası hakkında seninle tartışan ve Allah'a şikayette bulunan kadının sözünü Allah işitmiştir.

Allah, sizin konuşmanızı işitir. Çünkü Allah, işitendir, bilendir.*

onlar çirkin ve yalan bir laf söylüyorlar. Kuşkusuz Allah, affedici, bağışlayıcıdır
*
Kadınlardan zıhâr ile ayrılmak isteyip de sonra dönenlerin, karılarıyla temas etmeden bir köleyi hürriyete kavuşturmaları gerekir.

Size öğütlenen budur. Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır.*


Bunlar Allah'ın hükümleridir. Kâfirler için acı bir azap vardır.*

Allah'a ve Resulüne karşı gelenler, öncekilerin alçaltıldığı gibi alçaltılacakdır.

Biz apaçık âyetler indirmişizdir.

Kâfirler için küçük düşürücü azap vardır

Allah onların hepsini diriltecek ve yaptıklarını haber verecektir.

Allah onları bir bir saymıştır. Onlar ise unutmuşlardır. Allah her şeye şahiddir*

Göklerde ve yerde olanları, Allah'ın bildiğini görmüyor musunuz?

Üç kişinin gizli konuştuğu yerde dördüncüsü mutlaka O'dur.

nerede bulunurlarsa bulunsunlar mutlak O, onlarla beraberdir.

Kıyamet günü onlara yaptıkları haber verilecektir. Allah, her şeyi bilendir.*


Gizli konuşmaktan menedildikten sonra yine menedildiklerini yapmaya kalkışarak günah, düşmanlık ve Peygamber'e karşı gizlice konuşanları görmedin mi?

Onlar sana geldikleri zaman seni, Allah'ın selamlamadığı bir tarzda selamlıyorlar.

Kendi içlerinden söylediklerimiz yüzünden Allah'ın bize azap etmesi gerekmez miydi?" derler.

Cehennem onlara yeter. Oraya girecekler ne kötü dönüş yeridir orası!*

Ey iman edenler gizli konuşacağınız da günahı düşmanlığı ve Peygamber'e karşı gelmeyi fısıldamayın.

İyilik ve takvayı konuşun. Huzuruna toplanacağınız Allah'tan korkun.*

Gizli konuşmalar şeytandandır. Bu iman edenleri üzmek içindir.

şeytan, Allah'ın izni olmadıkça, müminlere hiçbir zarar veremez.

Müminler Allah'a dayanıp güvensinler.*


Ey iman edenler! Size: "Meclislerde yer açın." denilince yer açın ki Allah da size genişlik versin.

Size "Kalkın." denilince kalkın ki Allah inananları ve ilim verilenleri yükseltsin.

Allah yaptıklarınızdan haberi olandır.*


Ey iman edenler! Peygamber ile gizli bir şey konuşacağınızda önce sadaka veriniz.

Bu sizin için daha hayırlı ve daha temizdir.

Allah bağışlayan ve merhamet edendir..*


Gizli konuşmanızdan önce sadaka vermekten korktunuz da mı yerine getirmediniz? Fakat Allah da sizi affetti.

namazı kılın, zekatı verin, Allah'a ve Resulüne itaat edin.

Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır.*


Allah'ın kendilerine gazap ettiği bir topluluğu dost edinenleri görmedin mi?

Onlar ne sizdendirler, ne de onlardan. Bilerek yalan yere yemin ediyorlar.*


Allah onlara çetin bir azab hazırlamıştır. Onlar ne kötü işler yapıyorlar!*

Yeminlerini kalkan yapıp Allah'ın yolundan çevirenlere küçük azab vardır

Onların ne malları, ne evlatları, kendilerinden, Allah'dan hiçbir şey savamaz.

Onlar ateş halkıdır. Orada ebedî kalacaklardır.*

İyi bilin ki onlar yalancıdırlar

Şeytan onları istilâ etmiş, onlara Allah'ı anmayı unutturmuştur.

Onlar, şeytanın hizbidir. İyi bilin ki şeytan kaybedecektir.*


Allah'a ve Resulüne düşman olanlar on
en alçaklar arasındadırlar.*

Allah: "Elbette ben ve elçilerim galip geleceğiz." diye yazmıştır.

Şüphesiz Allah güçlüdür, galipdir.*

Allah'a ve ahirete inanan bir millet babaları, oğulları da olsa Allah'a ve Resulüne düşman olanla dostluk etmez

Allah kalblerine iman yazmış ve onları kendinden bir ruh ile desteklemiştir.

Onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacak, orada ebedî kalacaklardır.

Allah onlardan razı olmuş, onlar da O'ndan razı olmuşlardır.

onlar Allah'ın dininin yardımcılarıdır İyi bil ki, kurtuluşa ulaşacak olanlardır


HAŞR SÜRESİ


Göklerde ve yerde olanların hepsi Allah'ı tesbih etmektedir,

O üstündür, hikmet sahibidir.*

Ehl-i kitaptan inkar edenleri, ilk sürgünleri yurtlarından çıkaran O'dur.

Onlar kalelerinin, kendilerini Allah'tan koruyacağını sanmışlardı.

Allah'ın azabı, onlara beklemedikleri yerden geliverdi.

O, yüreklerine korku düşürdü; öyle ki evlerini kendi elleriyle, hem de müminlerin elleriyle harap ediyorlardı.

Ey akıl sahipleri! İbret alın.*


Allah onlara sürgün yazmamış olsaydı, elbette başka şekilde cezalandıracaktı.

Ahirette de onlar için ateş azabı vardır.*


Onlar Allah'a ve Resulüne karşı geldiler; Kim karşı gelirse azab şiddetlidir.*

Hurma ağaçlarından kesmeniz veya kökleri üzerinde bırakmanız hep Allah'ın izniyle

Allah peygamberini, dilediği kimselerin üzerine gönderir Allah kadirdir.*


Allah'ın Resulüne verdiği ganimetler, Allah'a, Resul'e, akrabalığı bulunanlara, yetimlere, yoksullara, yolcuya aittir.

Peygamber size ne verdiyse alın. Size neyi yasakladıysa ondan sakının

Allah'tan korkun Allah'ın azabı şiddetlidir


göç eden fakirlere yurtlarından ve mallarından çıkarılmıştır Allah'ın lütuf ve rızasını ararlar;

Allah'a ve Resulüne yardım ederler doğru olanlar onlardır.*

onlardan önce yurda yerleşen imana sarılanlar göç edip gelenleri severler

onlara verilenlerden ötürü bir ihtiyaç duymazlar. ihtiyaçları olsa dahi, onları öz canlarına tercih ederler.

Kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar umduklarına erenlerdir.*


Rabbimiz, bizi ve bizden önce inanan kardeşlerimizi bağışla,

kalplerimizde inananlara karşı kin bırakma! Rabbimiz! Sen çok şefkatli, çok merhametlisin

savaşa tutuşursanız, mutlaka yardım ederiz." dediklerini görmedin mi?

Allah, onların yalancı olduklarına şahitlik eder.*

Andolsun onlar savaşta yardım etmezler; arkalarını dönüp kaçarlar, kendilerine de yardım edilmez.*

Onların kalblerinde sizin korkunuz, Allah'ın korkusundan fazladır. onlar anlamayan bir topluluktur.*

Onlar sizinle savaşamazlar, ancak, duvarların ardından savaşmak isterler

Kendi aralarındaki çekişmeleri şiddetlidir. Sen onları toplu sanırsın, oysa kalbleri dağınıktır.

onlar aklını kullanmayan bir topluluktur.*


yahudiler günahını tatmış ahirette kendileri için acı bir azab bulunan kimseler gibidir.*

münafıkların durumu tıpkı şeytanın durumuna benzer

Şeytan insana "İnkâr et." dedi, insan inkar edince de senden uzağım âlemlerin Rabb'i Allah'tan korkarım!" dedi.

sonu, ebedi ateş oldu. Zalimlerin cezası budur.*

Ey inananlar, Allah'tan korkun

kişi, yarın için ne yapıp gönderdiğine baksın.

Allah'tan korkun; çünkü Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.*

Allah'ı unutup da Allah'ın da kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın onlar, yoldan çıkan kimselerdir.*


Cehennem ehli ile cennet ehli bir olmaz.

Cennet ehli kurtularak isteklerine erişenlerdir.*


Biz Kur'ân'ı bir dağa indirseydik, Allah'ın korkusundan onu baş eğmiş, parça, parça olmuş görürdün.

misalleri düşünsünler diye insanlara veriyoruz.*

O, öyle Allah'tır ki O'ndan başka ilah yoktur.

Görülmeyeni ve görüleni bilendir. O, esirgeyen bağışlayandır.*

O, öyle bir Allah'tır ki, kendisinden başka ilah yoktur. O, mâlik sahip münezzeh ve selâmet verendir,

O emniyete kavuşturan gözetip koruyan, üstün ve eşsiz olan Allah

Allah puta tapanların ortak koştukları şeylerden münezzehtir.*



yaratan, var eden, varlıklara şekil veren Allah'tır.

En güzel isimler O'nundur.

Göklerde ve yerde olanlar O'nun şânını yüceltmektedir

O, gâlib olan, her şeyi hikmeti uyarınca yapandır.*

murataltug1985 02-07-2019 21:27

Kaynak ülkücü dünya. Com

MÜMTEHİNE SÜRESİ

Ey inananlar! Benim de sizin de düşmanınız olan kimseleri dost edinmeyin.

Onlar gerçeği inkar ettiler, Rabbinize inandığınızdan dolayı Resulü ve sizi yurdunuzdan çıkardılar

Rabbiniz yolunda savaşmak ve rıza kazanmak için yola çıktınızsa ben açığa vurduğunuz her şeyi bilirim.

sizi ele geçirirlerse düşman kesilecekler, size el ve dillerini kötülükle uzatacaklardır

Kıyamet günü yakınlarınız ve çocuklarınız size fayda vermezler

Allah yaptıklarınızı görendir.*

İbrahim'de ve onunla beraber bulunanlarda güzel bir misal vardır,

İbrahim babasına: "Senin için mağfiret dileyeceğim, fakat Allah'tan gelecek hiçbir şeyi önlemeye gücüm yetmez.

Rabbimiz! Yalnız sana dayandık, sana yöneldik. Dönüşümüz de ancak sanadır.*

"Rabbimiz! Bizi inkar edenlere mağlub etme bizi bağışla Ey Rabbimiz! Yegane gâlib ve hikmet sahibi ancak sensin."*


Andolsun, onlarda Allah'ı ve ahireti arzulayanlara güzel bir örnek vardır.

Kim yüz çevirirse şüphesiz Allah, zengindir, hamde layık olandır

Olur ki Allah sizle düşmanlarınız arasında yakında dostluk meydana getirir. Allah gücü yetendir.

Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir.*

Allah din hakkında savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayan kimselere iyilikten ve adaletten men etmez.

Allah adalet yapanları sever.*

Allah sizi, din hakkında savaşan sizi yurtlarınızdan çıkaran kimselere dost olmaktan men eder.

Kim onlarla dost olursa zalimler onlardır

Ey iman edenler! Mümin kadınlar hicret edip size geldiğinde, imtihan edin. Allah onların imanlarını iyi bilir.

onların inanmış kadınlar olduğunu öğrenirseniz onları kâfirlere geri döndürmeyin.

Kâfir kadınları nikâhınızda tutmayın, sarfettiğinizi isteyin. Onlar da sarfettiklerini istesinler.

Allah'ın hükmü budur. O, hükmeder, Allah bilendir, hikmet sahibidir.*

eşlerinizden biri, kâfirlere kaçar ve savaşta galip olursanız, eşleri gidene ganimetten, harcadığı kadar verin.

İnandığınız Allah'a karşı gelmekten sakının.*

İnanmış kadınlar Allah'a ortak koşmamak hırsızlık ve, zina etmemek iftira etmemek iyiye karşı gelmemek için bey'at edenlerin bey'atlarını al

Allah'tan mağfiret dile Allah, çok bağışlayan, çok merhamet edendir.*

Ey inananlar, Allah'ın gazab ettiği kimselerle dostluk etmeyin.

Kâfirler, mezarlık halkından nasıl ümidi kesmişse, onlar da ahiretten öyle ümidi kesmişlerdi.*

SAF süresi

Göklerdekilerin ve yerdekilerin hepsi Allah'ı tesbih eder.

O, üstündür, hikmet sahibidir.*

Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyi niçin söylüyorsunuz?*

Yapmayacağınızı söylemeniz, Allah yanında şiddetli bir buğza sebeb olur.*

Allah, kendi yolunda kenetlenmiş duvar gibi saf bağlayarak savaşanları sever.*

Bir zaman Musa,"Ey kavmim Allah'ın elçisi olduğumu bildiğiniz halde niçin beni incitiyorsunuz?" demişti.

Allah da kalblerini eğriltti. Allah fasıkları doğru yola iletmez.*

Meryem oğlu İsa da: "Ey İsrailoğulları! ben Allah'ın elçisiyim. benden önce ki Tevrat'ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek Ahmed adlı peygamberi müjdeleyici olarak geldim demişti

İslâm'a davet olunduğu halde Allah üzerine yalan uydurandan daha zalim kim olabilir?

Allah zalim toplumu doğru yola iletmez.*

Ağızlarıyla Allah'ın nurunu söndürmek istiyorlar kâfirler hoş görmese de Allah nurunu tamamlayacaktır.*

O, Resulünü hidayet ve hak dinle gönderdi

müşrikler istemese de onu, bütün dinlerin üstüne çıkarsın.*

Ey İman edenler! Sizi acı azabdan kurtaracak ticareti size göstereyim mi?*

Allah'a ve Resulüne inanır mal ve canlarınızla Allah yolunda savaşırsınız. en iyisi budur.*

Allah günahlarınızı bağışlar sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere, Adn cennetlerinde hoş yerlere koyar.

İşte büyük kurtuluş budur.*Allah'tan yardım ve yakın bir fetih.. Müminleri müjdele.*

Ey inananlar, Allah'ın yardımcıları olun.

Meryem oğlu İsa havarilere "Allah'a giden yolda yardımcılarım kimdir demişti. Havariler biziz." dediler.

İsrail oğullarından bir zümre inandı, bir zümre inkar etti.

inananları, düşmanlarına karşı destekledik, onlar üstün geldiler*


CUMU'A SÜRESİ

Gök ve yer padişah, mukaddes, azîz ve hakîm olan Allah'ı tesbih etmektedir.*

ümmiler içinde, Allah'ın âyetlerini okuyan, kitap ve hikmeti öğreten bir Peygamber gönderildi.

onlar, apaçık bir sapıklık içinde idiler.*


insanlara da Peygamber göndermiştir O, çok güçlü hüküm sahibidir.*


Bu, Allah'ın lütfudur. Allah lütuf sahibidir

Kendilerine Tevrat yükletilip de sonra onu taşımayanların durumu, kitaplar taşıyan eşeğin durumu gibidir.

Allah'ın âyetlerini yalanlayanların durumu ne kötüdür.

Allah zalim toplumu doğru yola iletmez.*

De ki: "Ey Yahudi olanlar! yalnız sizin, Allah dostları olduğunuzu sanıyorsanız, o halde ölümü temenni edin,


onlar, ellerinin yapıp öne sürdüğü işler yüzünden ölümü asla temenni etmezler.

Allah zalimleri bilir.*

De ki: "Sizin kendisinden kaçtığınız ölüm, muhakkak sizi bulacaktır.

görünmeyeni ve görüneni bilene döndürüleceksiniz. O bütün yaptıklarınızı haber verecektir.*

Ey inananlar! Cuma namazına çağrıldığınız da, Allah'ı anmaya koşun, alışverişi bırakın. bu hayırlıdır.*

Namaz kılındıktan sonra yeryüzüne dağılın ve Allah'ın lütfundan (nasibinizi) arayın.

Allah'ı çok anın ki kurtuluşa eresiniz.

Bir ticaret ve eğlence gördükleri zaman hemen dağılıp ona gittiler ve seni ayakta bıraktılar.

Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır."*


MÜNAFİKUN suresi

"Şahitlik ederiz ki sen muhakkak Allah'ın elçisisin."

Senin mutlaka kendisinin elçisi olduğunu Allah bilir v

Allah münafıkların yalancı olduklarına şahitlik eder.*

Yeminlerini kalkan yapıp Allah'ın yolundan çevirdiler yaptıkları ne kötü

Onlar inandılar, sonra inkar ettiler, kalblerinin üzeri mühürlendi onlar anlamazlar.*

Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider, sözlerini dinlersin. Onlar keresteler gibidir

Onlar düşmandır, onlardan sakın. Allah onları kahretsin! Nasıl döndürülüyorlar

Onlara: "Gelin, Allah'ın Resulü size mağfiret dilesin." denildiğinde başlarını çevirir büyüklük taslayıp yüz çevirirler

Onlara mağfiret dilesen de, dilemesen de birdir. Allah onları bağışlamayacaktır

Allah, yoldan çıkmış toplumu doğruya iletmez.*

Onlar öyle kimselerdir ki: "Allah'ın elçisinin yanında bulunanları beslemeyin dağılıp gitsinler." diyorlar.

göklerin ve yerin hazineleri Allah'ındır, fakat münafıklar anlamazlar.*

Diyorlar ki: "Andolsun Medine'ye dönersek, daha üstün olan, daha alçak olanı oradan mutlaka çıkaracaktır."

Üstünlük, ancak Allah'a, elçisine ve müminlere mahsustur.

Ey İnananlar! Mallarınız ve çocuklarınız sizi Allah'ı anmaktan alıkoymasın

bunu yapanlar ziyana uğrayanlardır.*

size verdiğimiz rızıktan Allah için harcayın.*

Allah süresi geldiği zaman hiç bir canı ertelemez. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.*


TEĞABUN SÜRESİ

Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ı tesbih eder.

Mülk O'nundur, hamd O'nadır. Her şeye gücü yeten O'dur.*

Sizi O yarattı. Kiminiz kâfirdir, kiminiz mümin.

Allah yaptıklarınızı görmektedir.*

gökleri ve yeri hak ile yarattı. Sizi şekillendirdi ve şekillerinizi güzel yaptı. Dönüş ancak O'nadır.*

Göklerde ve yerde olanları, gizlediğiniz ve açığa vurduğunuz şeyleri bilir.

Allah, göğüslerin özünü bilir.*

inkâr edenlerin haberi size gelmedi mi? Onlar vebali tattılar ve onlara acı bir azap vardır.*

onlara peygamberleri, açık delil getirdi, onlar: "Bir insan mı bize yol gösterecek dediler ve yüz çevirdiler.

Allah muhtaç olmadığını gösterdi. Allah zengindir, övülmeye lâyıktır.*

İnkâr edenler, katiyyen diriltilmeyeceklerini sandılar.

Rabbim hakkı için mutlaka diriltilecek yaptıklarınız haber verilecektir. Bu, Allah'a göre kolaydır".*

Allah'a, Resulüne ve indirdiğimiz nura (Kur'ân'a) inanın.

Allah yaptıklarınızdan haberdardır.*


Toplanma günü kimin aldandığının açığa çıkacağı aldanma günüdür.

Kim Allah'a inanır ve yararlı iş yaparsa, Allah kötülüklerini örter

onu, içinde ebedi kalacakları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokar. İşte büyük kurtuluş budur

İnkâr eden ve âyetlerimizi yalanlayanlar cehennem ehlidirler.

Ne kötü gidilecek yerdir orası!*

Allah'ın izni olmayınca hiç bir musibet isabet etmez.

Kim Allah'a inanırsa, Allah onun kalbini doğruya götürür.

Allah her şeyi bilendir.*


Allah'a ve Peygamber'e itaat edin Yüz çevirirseniz elçimize düşen duyurmadır


Allah ki O'ndan başka ilah yoktur. Müminler Allah'a dayansınlar.*

Ey iman edenler! Eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olanlar da vardır. Onlardan sakının.

affeder, kusurları başa kakmaz, hoş görür ve bağışlarsanız, bilin ki Allah çok bağışlayan çok merhamet edendir.*

mallarınız ve çocuklarınız sizin için bir imtihandır.

Büyük mükafat ise Allah'ın yanındadır.*

gücünüzün yettiği kadar Allah'tan korkun, dinleyin, itaat edin,

Kim nefsinin cimriliğinden korunursa onlar kurtuluşa erenlerdir.*

Allah'a güzel bir borç verirseniz, Allah onu size kat kat yapar ve sizi bağışlar.

Allah çok mükafat veren halimdir.*
Görünmeyeni ve görüneni bilen Üstün hikmet sahibidir.*

TALAK SÜRESİ

Ey Peygamber! Kadınları boşamak istediğinizde onları iddetleri içinde boşayın ve iddeti de sayın.

Rabbiniz Allah'tan korkun.

Kim Allah'ın sınırlarını aşarsa, şüphesiz kendine zulmetmiş olur.

onları güzelce tutun, yahut güzellikle ayrılın. İçinizden adalet sahibi iki kişiyi şahit tutun. Şahidliği Allah için yapın.

İşte Allah'a ve son güne inanan kimseye öğütlenen budur.

Kim Allah'tan korkarsa Allah ona bir çıkış yolu yaratır.*

Kim Allah'a güvenirse O, ona yeter.

Allah, emrini yerine getirendir. Allah her şey için bir ölçü koymuştur.*


Kim Allah'tan korkarsa, Allah ona işinde bir kolaylık verir.*

Bu, Allah'ın size indirdiği buyruğudur.

Kim Allah'tan korkarsa Allah onun kötülüklerini örter ve onun mükafatı büyütür.*

kadınları, güç ölçüsünde oturduğunuz yerde oturtun ve onları sıkıştırmak için zarar vermeye kalkışmayın.

gebe iseler, yüklerini bırakıncaya kadar onları besleyin.

sizin için emzirirlerse ücretlerini verin

aranızda güzellikle konuşup danışın.

Güçlük çekerseniz çocuğu, başka bir kadın emzirecektir.*

Eli geniş olan genişliğine göre nafaka versin.

Rızkı kısılmış bulunan da Allah'ın kendisine verdiğinden versin.

Allah bir güçlükten sonra bir kolaylık yaratacaktır.*

Nice kent var ki Rabbine ve elçinin emrine başkaldırdı, onları çetin bir hesaba çektik

onlara görülmemiş şekilde azab ettik.*

İşlerinin vebalini tattılar sonuç tam bir hüsran olmuştur.*


Allah onlara şiddetli bir azap hazırlamıştır.

ey inanan akl-ı selim sahipleri! Allah'tan korkun, Allah size bir uyarıcı gönderdi.*


Size Allah'ın açık âyetlerini okuyan bir elçi gönderdi ki inananları, karanlıkdan aydınlığa çıkarsın

Kim Allah'a inanır ve yararlı iş yaparsa Allah altlarından ırmaklar akan ebedi cennetlere sokar.

Allah ona ne güzel rızık vermiştir.*

Allah yedi göğü ve yeri yarattı Emir bunlar arasında iner

Allah'ın her şeye kâdir olduğunu
Allah'ın bilgisinin, her şeyi kuşattığını bilesiniz.*

TAHRİM SÜRESİ

Ey Peygamber! Eşlerinin rızasını arayarak Allah'ın helâl kıldığı şeyi niçin kendine haram ediyorsun

Allah çok bağışlayan çok esirgeyendir.*


Allah sizin sahibinizdir. O bilendir, hikmetle yönetendir.*

Allah'a tevbe ederseniz ne iyi, çünkü kalpleriniz eğildi.

eğer Peygamber'e karşı birbirinize arka olursanız bilin ki onun dostu Allah

onun dostu Cibrîl ve müminlerin iyileridir melekler de ona arkadır

o sizi boşarsa Rabbi ona, sizden daha hayırlı, kendisini Allah'a teslim eden, inanan itaat eden, tevbe eden, oruç tutan dul ve bakire eşler verir.*

Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi ateşten koruyun onun yakıtı insanlar ve taşlardır

Onun başında Allaha karşı gelmeyen ve emredildiği şeyi yapan melekler vardır.*

İnkâr eden kâfirler özür dilemeyin. Siz işlediklerinizin cezasını çekeceksiniz

Ey iman edenler! Samimi bir tevbe ile Allah'a dönün.

Umulur ki Rabbiniz sizin kötülüklerinizi örter,

Peygamber'i ve onunla birlikte iman edenleri Allah içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokar.

onların nurları, önlerinde ve yanlarında koşar

Ey Rabbimiz! Nurumuzu tamamla, bizi bağışla, sen her şeye kâdirsin.

Ey Peygamber! Kâfirler ve münafıklarla savaş, onlara karşı sert davran.

Onların varacağı yer cehennemdir.
O gidilecek yer, ne kötüdür!*


Allah, inkâr edenlere, Nuh'un karısı ile Lut'un karısını misal verdi.

onlara hıyanet ettiler. Allah'tan hiçbir şeyi savamadı. Onlar

Haydi girenlerle birlikte siz de ateşe girin

Allah, inananlara Firavun'un karısını örnek gösterdi. O demişti ki"Rabbim! Bana yanında cennetde ev yap, beni Firavun'dan ve zalim toplumdan kurtar

Irzını korumuş olan, İmrân kızı Meryem'i de Allah örnek gösterdi.

Rabbinin sözlerini ve kitaplarını tasdik etti. O, gönülden itaat edenlerdendi.

Değerli Kardeşim!..Ülküdaşım, Gardaşım Yüce Allah’ın selamı
rahmeti inananların üzerine olsun.


peygamber Efendimizin şefaati siz ve inananların üzerine olsun.

MÜLK SÜRESİ

Mutlak hükümranlık elinde bulunan Allah, yüceler yücesidir her şeye gücü yeter


O, hanginizin güzel iş yapacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı.

O, üstündür, bağışlayandır.*
O, yedi göğü, birbiri üzerine yarattı.

Rahmân'ın yaratmasında aykırılık, uygunsuzluk görmezsin. Gözünü döndür de bak

Rahmân'ın yaratmasına gözünü döndür bak). Göz bozukluğu bulmaktan âciz ve bitkin sana dönecektir.*

Andolsun biz, en yakın göğü kandillerle donattık

onları, şeytanlar için taşlamalar yaptık. Ve alevli ateş azabını hazırladık.*

Rablerini inkâr edenler için cehennem azabı vardır. Ne kötü gidilecek yerdir o

Oraya atıldıklarında, onun kaynarken çıkardığı uğultuyu işitirler.*

Her ne zaman oraya bir topluluk atılsa, bekçiler Size korkutucu bir peygamber gelmemiş miydi?" diye sorarlar.*

Derler: "Evet, bize uyarıcı geldi ama biz yalanladık Allah hiçbir şey indirmedi, siz sapıklık içindesiniz." dedik.

derler ki biz dinleseydik, düşünüp anlasaydık çılgın ateşin halkı arasında bulunmazdık


o çılgın ateş halkı Allah'ın rahmetinden uzak olsunlar

görmeden Rablerinden korkanlar var ya, onlar için bağışlanma ve büyük bir mükâfat vardır.*

Sözünüzü ister gizleyin, ister açığa vurun; bilin ki, O, göğüslerin özünü bilir.*

Hiç yaratan bilmez mi? O, en ince işleri görüp bilmektedir her şeyden haberdar

O size yeri boyun eğer kıldı onun omuzlarında dağlarında, tepelerinde yürüyün

ve Allah'ın rızkından yeyin. Dönüş ancak O'nadır.*

siz, gökte olanın üzerinize taş yağdıran kasırga göndermeyeceğinden emin misiniz?

Tehdidim nasılmış bileceksiniz.*
Andolsun, onlardan öncekiler de yalanladılar Ama beni inkâr nasıl oldu

Üstlerinde kanatlarını açıp yumarak uçan kuşları görmüyorlar mı? Onları Rahmân'dan başkası tutmuyor.

Rahmân her şeyi görmektedir.*

Rahmân olan Allah'a karşı size yardım edecek askerleriniz hani kimlerdir?

İnkârcılar, ancak derin bir gaflet içinde bulunmaktadırlar.*

Allah size verdiği rızkı kesiverse, size rızık verecek olabilen kimdir?

onlar azgınlık ve nefrette direnip durmaktadırlar

Şimdi yüz üstü kapanarak yürüyen mi doğru gider, yoksa dosdoğru yolda yürüyen mi?*


De ki: "Sizi yaratan, size kulaklar gözler ve gönüller veren O'dur.

Ne kadar az şükrediyorsunuz!"*


De ki: "Sizi yerden üreten O'dur ve O'na toplanıp götürüleceksiniz."*


(Onlar): "Doğru iseniz tehdit ne zaman diyorlar*(O'na ait) bilgi, Allah'ın yanındadır.

Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım."*

Onu inkâr edenlerin yüzleri kötüleşti. Ve: çağırıp durduğunuz şey budur!" dendi.*


Allah beni ve benimle olanları öldürse, yahut merhamet etse, kâfirleri acı bir azabdan kim kurtarabilir?*


De ki: "O çok merhametlidir. O'na inanmış, O'na dayanmışızdır.

Yakında kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu bileceksiniz."*

De ki: "Baksanıza, eğer suyunuz çekilse, size kim bir akarsu getirebilir?"*

KALEM Süresi

Nûn, Kaleme ve yazdıklarına andolsun.*

Sen Rabbinin nimetiyle mecnun değilsin Kuşkusuz senin için tükenmez bir ecir var.*

Sen elbette yüce bir ahlak üzeresin.*


Sen de göreceksin, onlar da görecek.*
Hanginizde imiş o fitne ve cinnet.*

Rabbin, yolundan sapanı en iyi bilendir. Hidayete ereni de en iyi bilen O'dur.*

yalanlayıcılara itaat etme.*Şunların hiçbirine boyun eğme: Yemin edip duran aşağılık,*kusur arayıp kınayan,

hep lâf götürüp getiren,*Hayra engel olan, saldırgan, günahkâr,*kötülükle damgalı,*olana itaat etme


âyetlerimiz okunduğunda: "Eskilerin masalları" der biz onu (burnunun) üzerinden damgalayacağız.*

Biz onlara da belâ verdik, bahçe sahiplerine verdiğimiz gibi. Onlar
inşaallah" demiyorlardı

onlar uyurken dolaşıcı bir belâ sardı da
Bahçe simsiyah kesiliverdi.*

sabahleyin birbirlerine seslendiler:*
ekininize gidin" diye.*aralarında Sakın bugün hiçbir yoksul bahçeye sokulmasın diyorlardı.*

biz mahrum edilmişiz." dediler

Ben size Rabbinizi tesbih etsenize dememiş miydim?"*

"Rabbimizi tesbih ederiz, biz zalimler imişiz." dediler

suçu birbirlerine yüklemeye başladılar.*
Yazıklar olsun bize, dediler, biz azgınlarmışız.*

Rabbimiz bize hayırlısını verir. Biz Rabbimize yönelir, ondan umarız.*

azap böyledir. Elbette ahiret azabı daha büyüktür. Fakat bilselerdi.*

korunanlar için de, Rableri katında nimetleri bol bahçeler vardır.*

teslimiyet gösterenleri suçlular gibi tutar mıyız hiç?*

Neyiniz var, nasıl hüküm veriyorsunuz?*
size ait bir kitap var da onda mı okuyorsunuz?*

kitapta, "beğendiğiniz her şey sizindir" diye mi yazılı*Yoksa ne hükmederseniz mutlaka sizindir diye mi

kıyamet günü işler zorlaşır secdeye davet edilirler. Fakat güç yetiremezler.
*
Gözleri düşük bir halde kendilerini zillet kaplar. Oysa onlar sapasağlam iken secdeye davet ediliyorlardı.*

sözü yalanlayanı bana bırak. Onları bilmedikleri yönden derece derece azaba yaklaştıracağız.*

Onlara mühlet veriyorum. Doğrusu benim tuzağım sağlamdır.*

Yoksa onlardan bir ücret istiyorsun da onlar ağır bir borç altında mı kalıyor

Rabbinin hükmüne sabret, balık sahibi gibi olma o öfkeye boğulmuş da nida etmişti.*

Rabbinden nimet yetişmiş olmasaydı, elbette kınanacak ıssız bir diyara atılacaktı.*

Rabbi onu seçti de iyilerden kıldı.*

kafirler Kur'ân'ı işittikleri zaman o bir deli" diyorlar Halbuki o âlemler için bir öğüttür.*

HAKKA SÜRESİ

Gerçekleşecek Kıyamet!* Nedir, o Kıyamet Kıaymetin ne olduğunu ne bileceksin?*

Semûd ve Âd, kapılarını çalacak olan o felaketi yalan saymışlardı.*

Semûd kavmi korkunç bir sesle
Âd kavmi ise gürültülü ve azgın bir fırtına ile yok edildiler.*

Allah o fırtınayı yedi gece sekiz gün musallat etti o kavmi içi boş hurma kütüğü gibi yere serilmiş görürdün.*

görebilir misin onlardan bir kalıntı?*
Firavun, ondan öncekiler ve alt üste edilen beldeler hep hati işleyegeldiler.*

Rablerinin elçilerine karşı geldiler. O da onları pek şiddetli bir şekilde yakalayıverdi.*

Kuşkusuz, sular kabarınca sizi gemide taşıdık.*Onu size ibret yapalım ve kulaklar bellesin diye.*

Sûr'a bir tek üfleme üflendiği Arz ve dağlar kaldırılıp darmadağın olduğunda
İşte o gün olacak olur.*

O gün gök yarılmış, sarkmıştır.*O gün hesap için Allah'a arz olunursunuz gizli bir haliniz kalmaz.

Melekler onun etrafındadır,

O gün Rabbinin Arşını sekiz melek yüklenir.*Kitabı sağından verilen okuyun kitabımı.."*hesabıma kavuşacağımı sezmiştim" der.*

o hoşnut bir hayatta Yüksek bir cennettedir.*cennetin meyveleri sarkmıştır.*

Geçmiş günlerde yaptığınız işlerden ötürü afiyetle yeyin, için."

Kitabı sol tarafından verilen der ki: "Keşke kitabım verilmeseydi de,*
Hesabımın ne olduğunu bilmeseydim,*

Ne olurdu o ölüm, iş bitirici olsaydı.*
Malım bana fayda vermedi.*Gücüm yok olup gitti."*

Zebanilere denir ki"Onu yakalayın da bağlayın."*

cehenneme atın onu."*

o, büyük Allah'a inanmıyordu Yoksula yedirmeye teşvik etmiyordu onun candan bir dostu yoktur.*

günahkârlara irinden başka yiyecek yok
Onu günahkârlardan başkası yemez.
*
Andolsun gördüklerinize,*Ve görmediklerinize..*Kur'ân, şerefli bir peygamberin Allah'tan getirdiği sözdür
*
O şair ve kâhin sözü değildir, ne az düşünüyor çok az inanıyorsunuz.*

O, âlemlerin Rabbi tarafından indirilmedir.*

O, bize sözler uydurmaya kalkışsaydı,*
onu kuvvetle yakalar şah damarını keser atardık.*

O hiç kuşkusuz, takva sahipleri için unutulmayacak bir öğüttür .*

Kuşkusuz Kur'ân kafirler için pişmanlık vesilesidir.*haydi tesbih et

haydi tesbih et Rabbinin yüce ismiyle.*

MEARİC SÜRESİ

Bir isteyen, azabı istedi.*Kâfirler için onu savacak yok.*

O, derece ve makamların sahibi Allah'tandır.*

O halde güzel bir sabır ile sabret.*

onu uzak görürler de Biz yakın görüyoruz.*O gün gök erimiş bir maden gibi olur.*

O gün Dağlar atılmış renkli yün gibi olur.*Dost dostu soramaz.*Suçlu o günün azabından kurtulmak için fidye vermek ister

o alevlenen bir ateştir.*Derileri kavurur, soyar.*Çağırır, sırt döneni,*Mal toplayıp kasada yığanı,*


insan dayanıksız ve huysuz yaratılmıştır.* kötülük dokundu mu sızlanır.*

İnsan hayır dokundu mu cimrilik eder.*
Ancak namaz kılanlar bunun dışındadır
Onlar namazlarını sürekli kılarlar.*

mallarında belli bir hak vardır,*
Hem isteyen için, hem de istemekten utanan yoksul için.*

Onlar ceza gününü tasdik eder
Rablerinin azabından korkarlar.*
Rablerinin azabından emin olunmaz.*

Onlar ki ırzlarını korurlar.*Ancak zevce ve cariyelerine karşı hariç. onlara yaklaştıklarında kınanmazlar.*

ötesini isteyenler onlar haddi aşanlardır.*

Onlar emanet ve ahireti gözetir Şahitliklerinde dürüsttürler Namaza devam ederler ve
cennetlerde ağırlanırlar


Şimdi ne oluyor o inkâr edenlere ki, sana doğru boyunlarını uzatarak koşuyorlar nimet cennetine sokulacağını mı umuyor?*


Rabbine yemine ne gerek, elbette gücümüz yeter.*Onları kendilerinden daha hayırlı olanlarla değiştirebiliriz ve bizim önümüze geçilmez.*

O halde bırak onları vaad edilen günlerine kavuşuncaya kadar dalıp oynaya dursunlar.*

O gün kabirlerden hızlı hızlı çıkacaklar, Gözleri düşük, kendilerini alçaklık İşte onlara vaad edilen gün, o gündür.*

NUH SÜRESİ

biz Nûh'u kavmine gönderdik acı azap gelmezden önce onları uyar" diye.*

ey kavmim! Gerçekten ben size açık bir uyarıcıyım

Allah'a kulluk edin, ondan korkun ve bana itaat edin."*

Günahlarınızı bağışlasın ve sizi bir süre ertelesin. Kuşkusuz Allah'ın takdir ettiği süre gelince ertelenmez.

Nûh dedi ki: "Ey Rabbim! Ben kavmimi gece gündüz davet ettim."*Fakat benim çağırmam, sadece kaçmalarını artırdı."*

Ben davet ettiğimde, onlar parmaklarını tıkadılar, elbiselerine büründüler, ısrar ettiler, kibirlendikçe kibirlendiler. "*

ben onları açık açık hem ilan ederek söyledim onlara, hem gizli gizli çağırdım."*Gelin, dedim, Rabbinizden bağışlama isteyin o çok bağışlayıcıdır."*

Allah'a Üzerinize gökten bol yağmur yağdırsın."*Mallar ve oğullar vererek imdadınıza koşsun. Sizin için bahçeler yapsın, ırmaklar yapsın.


Allah'a sizi aşama aşama yaratmıştır."*
Görmediniz mi Allah yedi göğü nasıl yaratmış?"*

Ay'ı bir nur yapmış, güneşi bir lamba kılmış


Allah sizi yerden bir bitki bitirir gibi bitirdi.*Sonra sizi tekrar oraya geri çevirecek ve tekrar çıkaracaktır.*

Allah sizin için yeri bir yaygı yapmıştır.*
Ki, ondan açılan geniş yollarda gidesiniz

Nûh dedi ki: "Ey Rabbim! Onlar bana isyan ettiler; hüsrandan başka bir şeyini artırmayan kimsenin ardına düştüler."*

Büyük büyük tuzaklar kurdular."*
Çok kişiyi yoldan saptırdılar. Sen de zalimlerin şaşkınlıklarını artır.*

Hatalarından dolayı boğuldular, ateşe sokuldular, kendilerine Allah'a karşı yardımcılar bulamadılar.*

Nûh dedi ki: "Yeryüzünde kafirlerden bir tek kişi bırakma."*

onlar kullarını yoldan çıkarırlar ahlâksız ve kâfir çocuklar doğururlar."*

Ey Rabbim! Bana, baba ve anama mümin olarak evime girene ve inanmış erkek ve kadınlara mağfiret buyur.

Ey Rabbim Zalimlerin helakini artır."*

CİN SÜRESİ

bir takım cinni Kur'ân dinleyip de şöyle dedi Şüphesiz biz, hayret verici bir Kur'ân dinledik.*

O Kur'ân hidayete erdiriyor, biz ona iman ettik. Rabbimize hiçbir şeyi ortak koşmayacağız.

Rabbimizin şanı çok yüksektir. Ne bir arkadaş edinmiştir, ne de bir çocuk.*

bizim beyinsiz (İblis), Allah hakkında saçma şeyler söylüyor

biz insanları ve cinleri Allah'a karşı asla yalan söylemez sanmışız.*

insanlardan bazı erkekler, cinlerden bazı erkeklere sığınırlardı da şımarıklıklarını artırırlardı.*

(Cinler, dediler ki): "Biz göğe dokunduk, onu kuvvetli bekçi ve alevlerle dolu bulduk

biz göğün mevkilerinde dinlemek için otururduk şimdi kim dinleyecek olursa kendini gözleyen parlak bir alev buluyor

biz bilmiyoruz, yeryüzündekilere kötülük mü murat edildi, yoksa Rableri onlara bir hayır mı diledi?"*

bizden iyi olanlar da var, olmayanlar da var. Biz çeşitli yollara ayrılmışız.*

biz anladık ki, Allah'ı yerde acze düşürmemize imkân yok. Kaçmakla da O'nu asla âciz bırakamayacağız."*

biz hidayet rehberini dinlediğimizde ona iman ettik.

Kim Rabbine inanırsa, ne hakkının eksik verilmesinden korkar, ne de kendisine kötülük edilmesinden."*

bizlerden müslümanlar da var, hak yoldan sapanlar da var.

Müslüman olanlar onlar doğru yolu arayanlardır."*

yoldan çıkanlar cehenneme odun olmuşlardır.*

Onlar yol üzere dosdoğru gitselerdi, elbette kendilerine bol bir su verirdik

Kim Rabbini anmaktan yüz çevirirse, Rabbi onu gyükselen bir azaba sokar.*

Mescitler kuşkusuz Allah'ındır.

Allah ile birlikte kimseye yalvarmayın.*

Allah'ın kulu kalkmış dua ederken, (cinler) onun etrafında keçe gibi birbirlerine geçeceklerdi.*

De ki: "Ben ancak Rabbime dua eder ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmam"*

De ki ben size ne bir zarar verebilirim, ne de bir yol gösterebilirim.

De ki, "Allah'tan beni kimse kurtaramaz ve ben O'ndan başka bir sığınak bulamam

Benim yapabileceğim, sadece Allah'tan size duyuru yapmak ve O'nun elçilik görevlerini yerine getirmektir

kim Allah'a ve onun elçisine baş kaldırırsa cehennem ateşi vardır

Kendilerine vaad edileni gördüklerinde kimin yardımcısının en zayıf ve az olduğunu bileceklerdir.*


De ki: "Ben bilmem, o size vaad edilen yakın mı, yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koyar

O bütün gaybı bilir. Fakat gaybını hiç kimseye açmaz.*

onlar Rablerinin elçiliklerini yerine getirmişlerdir. Allah onlarda bulunanı kuşatmış ve her şeyi saymıştır

MÜZZEMMİL SÜRESİ

Ey örtünen! geceleyin kalk namaz kıl

Gecenin yarısında kalk, yahut biraz eksilt.*Veya artır ve ağır ağır Kur'ân oku

biz, senin üzerine ağır bir söz bırakacağız (Kur'an vahyedeceğiz).*

gece kalkışı hem etkili, hem de söz bakımından daha sağlamdır.*

gündüz senin için uzun bir meşguliyet vardır.*

Rabbinin adını an ve bütün gönlünle ona yönel.*

O, doğunun ve batının Rabbidir.

Ondan başka ilah yoktur. O halde yalnız O'nu vekil tut.*

Başkalarının diyeceklerine sabret, güzellikle onlardan ayrıl.*

O yalanlayıcı zevk ve refah sahiplerini bana bırak, onlara biraz mühlet ver.*

bizim yanımızda bukağılar var, bir cehennem var.* Boğaza duran yiyecek, elem verici bir azap var.*

O gün yer ve dağlar sarsılacak, dağlar erimiş bir kum yığınına dönecek.*

Doğrusu biz Firavun'a elçi göndermiştik
Firavun o elçiye isyan etmişti. Biz de onu ağır bir yakalayışla yakaladık.*

inkâr ederseniz, çocukları ihtiyarlatacak o günden kendinizi nasıl kurtaracaksınız

O günün dehşetinden gök yarılır. Allah'ın sözü gerçekleşmiştir.*

İşte bu bir öğüttür. Artık dileyen Rabbine bir yol tutar.*

Rabbin, gecenin üçte ikisinde azında, yarısında kalktığını, seninle beraber bir topluluğun da böyle yaptığını biliyor.

Gece ve gündüzü Allah takdir eder.

O, sizi affetti. Bundan böyle Kur'ân'dan size ne kolay gelirse okuyun.

Allah, içinizden hastalar, yeryüzünde gezip lütf arayan kimseler ve Allah yolunda savaşan insanlar olacağını bilmiştir.

Kur'ân'dan kolayınıza geldiği kadar okuyun, namazı kılın, zekatı verin

Allah'a güzel bir borç verin Hayıra sarfedin

her iyiliği, Allah katında daha hayırlı ve sevapça daha büyük olarak bulacaksınız.

Allah'tan bağış dileyin. Kuşkusuz Allah bağışlayandır, merhamet edendir.*


MÜDDESSİR SÜRESİ

Ey örtüsüne bürünen Peygamber
Kalk uyar.*Sadece Rabbini yücelt.*

Elbiseni temizle.*Pislikten sakın.*
Yaptığını çok görerek başa kakma.*
Rabbin için sabret.*

O sûra üflendiği zaman,*İşte o gün pek zorlu bir gündür.*Kâfirler için hiç kolay değildir.*

yarattığım o kimseye bol servet göz önünde oğullar verdim.*ona büyük imkânlar sağladım.*

o bizim âyetlerimize karşı inatçı kesildi.*Ben onu dimdik bir yokuşa sardıracağım.*

o düşündü, ölçtü, biçti.*
Kahrolası nasıl da ölçtü, biçti.*

kahrolası, nasıl ölçtü biçti Sonra baktı.*
Sonra kaşını çattı, surat astı arkasını döndü ve büyüklük tasladı.*

Bu, dedi, sihirdir. insan sözüdür."*
Ben onu Sekar'a cehenneme sokacağım.*

Bilir misin nedir o sekar?*Ne geriye bir şey kor, ne bırakır.*Durmadan derileri kavurur.*

Biz ateşin muhafızlarını hep melekler yaptık. Bunların sayılarını kâfirler için bir imtihan kıldık

kendilerine kitap verilenler kesin bilgi edinsinler, iman edenlerin de imanı artsın.

Kendilerine kitap verilenler ve müminler şüpheye düşmesinler.

Kalplerinde hastalık bulunanlarla kâfirler Allah bu misalle ne demek istedi?" desinler.

Allah dilediğini şaşırtır, dilediğini de yola getirir.

Rabbinin ordularını ancak Rabbin bilir.

Bu, insanlar için uyarıdan başka bir şey değildir.

andolsun aya,*Döndüğü an geceye,*
açtığı sıra sabaha.*Kuşkusuz Sekar, büyük belalardan biridir.*

Her nefis kendi kazancına bağlıdır.*

amel defterleri sağından verilenler
Onlar cennettedirler,

sorup dururlar Suçlular*Nedir sizi Sekar'a sokan?" diye.*Suçlular der ki: "Biz namaz kılan değildik

Yoksula yedirmez"*Boş şeylere dalar giderdik."*Ceza gününü yalanlardık."*
Nihayet bize ölüm gelip çattı."*

onlara şefaatçilerin şefaatı fayda vermez.*Kur'ân'dan yüz çevirirlerken ne mazeretleri var?*

Sanki onlar ürkmüş yaban eşekleri.*
Arslandan kaçmaktalar.*

onlardan her kişi kendisine açılmış sayfalar verilmesini istiyor.*onlar ahiretten korkmuyorlar.*

O kur'ân kuşkusuz bir öğüttür.*
Dileyen düşünür.*

Allah dilemedikçe onlar öğüt alamazlar. Koruyacak da O'dur, bağışlayacak da.*

murataltug1985 02-09-2019 21:35

Kaynak ülkücü dünya. Com

KIYAMET SÜRESİ

yemin ederim kıyamet gününe Yine yemin ederim o kendini kınayan nefse.*
İnsan kemiklerini toplamayacağımızı mı sanıyor?*biz onun parmak uçlarını bile eski haline getiririz

insan günahı devam ettirmek ister.*
kıyamet ne zaman? diye sorar.*

Ne zaman şimşek çakar,*Ay tutulur,*
Güneş ve ay toplanır,*o gün insan, "kaçacak yer neresi?" der.*

O gün varılıp durulacak yer, ancak Rabbinin huzurudur.*

O gün insana, yapıp öne sürdüğü ve geri bıraktığı ne varsa bildirilir.*

insan kendi nefsini görür Bir takım özürler ortaya atsa da.*Onu okumak için dilini depretme.*

Kuşkusuz onu toplamak ve okumak bize aittir.*

biz onu okuduğumuz zaman sen onun okunuşunu takip et.*onu açıklamak bize aittir.*

siz peşin olanı dünyayı seviyorsunuz da*Ahireti bırakıyorsunuz

Yüzler var ki o gün ışıl ışıl parlar.*
Rabbine bakar.*


Yüzler var ki o gün asıktır.*Anlar ki kendisine belkıran kemik kıran belalı bir iş yapılır.*


ne zaman ki can köprücük kemiğine dayanır,*Tedavi edebilecek kimdir?" denilir.*Can çekişen bunun ayrılık anı olduğunu anlar.*

o gün sevk, ancak Rabbinedir.*

o, ne sadaka verdi, ne namaz kıldı.
yalanladı ve döndü.*çalım sata sata ailesine gitti.*Bacak bacağa dolaşır..*

Gerektir o bela sana, Evet, gerektir o bela sana gerek.*

İnsan başıboş bırakılacağını mı sanır?*


O, dökülen erlik suyundan bir damla (sperm) değil miydi?*


Sonra bir aleka (embriyon) oldu Rabbi onu biçime koydu, sonra şekil verdi.*

iki cinsi; erkek ve dişiyi var edenin
ölüleri diriltmeye gücü yetmez mi?*


İNSAN SÜRESİ

insan üzerine öyle bir müddet geldi ki o zaman o, anılmaya değer değildi.*

biz insanı, imtihan için karışık nutfeden yarattık onu işitici, görücü yaptık.*

Kuşkusuz biz ona yolu gösterdik; ister şükredici olsun, ister nankör.*

kâfirler için zincirler, demir halkalar ve alevli bir ateş hazırlamışızdır.*

Kuşkusuz iyiler kâfûr olan dolgun kadehten içerler Bir kaynak ki ondan Allah'ın kulları içerler,

O kullar adaklarını yerine getirir fenalığı salgın (olan) bir günden korkarlar.*

Düşküne, yetime ve esire seve seve yedirirler.*sırf Allah rızası için yediriyor Sizden ne karşılık, ne de teşekkür bekliyoruz."*Biz sert ve belalı bir günde Rabbimizden korkarız." derler

Allah onları o günün fenalığından korur, yüzlere parlaklık, gönüllere sevinç verir

Sabırlarına karşılık onlara bir cennet ve ipekten elbiseler verir.*

Orada donatılmış koltuklara dayanmışlardır ne yakıcı güneş görürler, ne de şiddetli soğuk.*


Üzerlerine cennet gölgeleri sarkmış, meyveleri bol bol önlerine konmuştur

*
Gümüşten kadehler türlü biçimlere koyulmuştur Onlara bir kadeh sunulur ki, karışımı zencefildir.*

Bu bir pınardır adına "selsebil" derler.*
Etrafında ölümsüz hizmetçiler dolaşır, onları görünce saçılmış inci sanırsın

Orada nereye baksan nimet ve büyük bir mülk görürsün.*

Üstlerinde zarif yeşil, kalın ipek elbise vardır. Gümüş bileziklerle süslenmiş ve Rableri temiz bir içecek içirmiştir


Onlara denirki bu sizin mükâfatınızdır Gayretiniz karşılığını bulmuştur."*

Kur'ân'ı sana kısım kısım biz indirdik

Rabbinin hüküm vermesi için sabret.

hiçbir günahkâr ve nanköre itaat etme.
*
Sabah akşam Rabbinin ismini an.*


Gecenin bir bölümünde secde et

akşam ve yatsı namazlarını kıl). O'nu uzun bir gece tesbih et teheccüd kıl

onlar bu dünyayı seviyorlar ve önlerindeki ağır günü arkaya atıyorlar.*

Onları biz yarattık ve mafsallarını sımsıkı bağladık. Dilediğimiz vakit kılıklarını değiştiririz.*

İşte bu bir öğüttür. Dileyen Rabbine giden yolu tutar.*

Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz. Kuşkusuz Allah, bilen hüküm sahibidir

Allah dilediğini rahmetine sokar.

Zalimlere acıklı bir azap hazırlanmıştır


MÜRSELAT SÜRESİ

Andolsun gönderilenlere,*Büküp devirenlere Yaydıkça yayan Seçip ayıran ve öğüt bırakanlara,*vaad olunan kesinlikle olacaktır.*


Gerek özür için olsun, gerek uyarı için,*
size vaad olunan kesinlikle olacaktır.*

yıldızlar silindiğinde Gök yarıldığında Dağlar savrulduğu zaman,*Elçiler vakitlerine erdirildikleri zaman,*
O gün yalanlayanların vay haline!*

Bunlar ertelendiler Hüküm gününe..*
Bildin mi, nedir o hüküm günü?*
Biz, öncekileri helak etmedik mi?*

Biz suçlulara böyle yaparız.*
O gün yalanlayanların vah haline

Biz sizi âdi bir sudan yaratmadık mı?*

Onu sağlam bir yerde oturttuk.*
Belli süreye kadar.*Ne güzel biçimlendireniz biz.*

O gün yalanlayanların vay haline!*
Yeryüzünü bir toplanma yeri yapmadık mı?*Gerek diriler, gerek ölüler için.*

Orada yüksek yüksek dağlar oturtup da size bir tatlı su sunmadık mı?*

O gün yalanlayanların vay haline!*
Kıyameti yalanlayanlar "Haydin gidin o yalanladığınız şeye doğru."*

Haydi gidin cehenneme


O, ne gölgelendirir, ne alevden korur.*
O, saray gibi kıvılcımlar atar.*
yalanlayanların vay haline

Bugün, konuşamıyacakları gündür.*
izin de verilmez ki, özür beyan etsinler.*
yalanlayanların vay haline

Bu hüküm günüdür. Sizi ve öncekileri bir araya topladık.*Bir hileniz varsa beni atlatın.*yalanlayanların vay haline!*

Kuşkusuz takva sahipleri gölgeler altında ve pınar başlarındadır.*

Canlarının çektiği türlü meyveler arasındadırlar Onlara): "Yaptıklarınıza karşılık afiyetle yiyin, için" denir

biz güzel amel işleyenleri mükafatlandırırız.*

O gün yalanlayanların vay haline!*
Yiyin, zevklenin çünkü siz suçlularsınız.
*
O gün yalanlayanların vay haline!*
Onlara: "Rüku edin" denildiğinde etmezler

Vay haline yalanlayanların!*Kur'an'dan sonra hangi söze inanacaklar?

Değerli Kardeşim!..Ülküdaşım, Gardaşım Yüce Allah’ın selamı, rahmeti peygamberimizin şefaati sizin ve bütün inananların üzerine olsun.

Ülkücülük; Müslüman ve Dokuz Işıkçı Milliyetçiliktir...

"...Şehitlere ölüler demeyin. Bilakis Onlar diridirler..." Bakara-154

NEBE SÜRESİ

Birbirlerine neyi soruyorlar? O büyük kıyameti mi?*Ki onlar ayrılığa düşmektedirler.*ilerde bilecekler.*

Biz yeryüzünü beşik yapmadık mı?*
Dağları birer kazık kılmadık mı?*
Sizleri çift çift yarattık.*

Uykunuzu dinlenme Geceyi örtü yaptık.*
Gündüzü de bir geçim zamanı yaptık.*

Üstünüze yedi sağlam gök çattık.*
İçlerine ışık saçan bir kandil astık.*
Yoğunlaşmış bulutlardan şarıl şarıl su indirdik Onunla taneler ve otlar çıkaralım diye

Kuşkusuz hüküm günü kararlaştırılmış bir vakit olmuştur.*

O gün Sûr'a üflenir, bölük bölük gelirsiniz Gök açılmış, kapı kapı olmuştur.*Dağlar serap olmuştur.*

Kuşkusuz Cehennem gözetleme yeri olmuştur.*Azgınlar için son varılacak yer olmuştur.*

Orada çağlarca kalacaklardır.*ne serinlik tadacaklar, ne de içecek
Ancak bir kaynar su ve irin içecekler

Bir ceza ki tam yaptıklarına uygun.*
onlar hiçbir hesap ummazlardı.*
Âyetlerimizi yalanlaya yalanlaya tam bir yalancı olmuşlardı.*

Biz herşeyi sayıp kitaba geçirmişiz.*
Onlara tadın cezanızı Artık size azabtan başka bir şey yapmayacağız" denir

Kuşkusuz takva sahipleri için kurtuluş var.*Bahçeler bağlar var.*Memeleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar var.*

Dopdolu kadehler var.*Orada ne boş bir söz işitirler, ne bir yalan.*Bunlar Rabbinden bağış olarak verilir

O, göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbidir. Rah-mân'dır. Hiç kimse ondan bir hitaba mâlik olamaz.*

O gün Ruh ve melekler sıra sıra durur Rahmân'ın izin verdikleri dışında hiç kimse konuşamaz

İşte bu hak gündür İzin verilen doğruyu söyler.*dileyen Rabbine bir yol tutar.*

Biz sizi yakın bir azap ile uyardık.

O gün kâfir diyecek ki: "Ah ne olaydı, ben bir toprak olaydım."*


NAZİ'AT SÜRESİ

Andolsun şiddetle çekip çıkaranlara,*
Usulcacık çekenlere,*Yüzüp yüzüp gidenlere,*kasem olsun ki kıyamet var

O gün deprem sarsar Onu ikinci sarsıntı izler.*Yürekler vardır, o gün kaygıdan hoplar.*Gözler kalkmaz saygıdan

Diyorlar ki eski halimize mi döndürülecekmişiz çürümüş kemikler olduktan sonra ha?"*

bu çok zararlı bir dönüştür." dediler.*
o bir tek haykırıştır.*Bir de bakarsın hepsi meydandadır.*

Musa'nın haberi sana geldi mi?*Rabbi ona kutsal vaadi Tuva'da seslenmişti:*
demişti, git Firavun'a o çok azdı."*

İster misin arınasın?*Seni Rabbinin yoluna ileteyim de ondan korkasın.*

Musa Firavun'a o büyük mucizeyi gösterdi.*

Firavun yalanladı, karşı geldi.*
koşarak dönüp gitti.*adamlarını topladı
Ben sizin Rabbinizim" dedi.*

Allah onu tuttu, dünya ve ahiret azabıyla yakalayıverdi.*

Kuşkusuz bunda, saygı duyacaklar için bir ibret vardır.*

Yaratılışça siz mi daha çetinsiniz, yoksa gök mü? Onu Allah bina etti.*

Göğün Tavanını yükseltti bir düzene koydu.*Gecesini kararttı, kuşluğunu çıkardı.*yeryüzünü döşedi.*

suyu ve otlağı çıkardı.*Dağlarını oturttu.*Sizin ve hayvanlarınızın geçimi için

o her şeyi bastıran felaket geldiği vakit,* insanın neyin peşinde koştuğunu anladığı gün,*

Görenler için cehennem hortlatıldığında kim azgınlık etmiş,*dünyayı tercih etmişse varacağı yer cehennemdir.*

Kim de Rabbinin divanında korkmuş, nefsini boş hevesden menetmiş ise,*
varacağı yer cennettir.*

Sana kıyameti soruyorlar, ne zaman kopacak diye.*

Onun ilmi Rabbine aittir.*Sen ancak ondan korkacak olanları uyarıcısın.*

Onlar o kıyameti görecekleri gün sanki dünyada bir akşam veya kuşluğundan başka durmamışa dönecekler.*


ABESE SÜRESİ

Yüzünü ekşitti ve döndü.*Kendisine âmâ geldi, diye.*Ne bilirsin, belki temizlenecek öğüt belleyecek ve ona fayda verecek.*

sana can atarak gelen,*Allah'tan korkarak gelmişken,*Sen ilgilenmiyorsun o Kur'ân bir öğüttür.*

dileyen onu düşünür.*O, değerli sahifelerdedir. Yüksek tutulan tertemiz sahifeler


O kahrolası insan, ne nankör şey.*

yaratan onu Bir damla sudan yarattı biçime koydu.*yolunu kolaylaştırdı.*

onu öldürdü de kabre koydurdu.*
dilediği vakit onu tekrar diriltir.*

o, hiç Allah'ın emrini tam yerine getirmedi,*o insan yiyeceğine baksın.*

Biz suyu bol bol döktük.*toprağı nasıl da yardık.*orada ekinler bitirdik.*
Üzümler, yoncalar,*Zeytinlikler,

hurmalıklar,*İri ve sık ağaçlı bahçeler,*
Meyveler, çayırlar bitirdik.*Siz ve hayvanlarınız faydalansın diye.*

Kulakları sağır eden o gürültü geldiğinde,*O gün kişi kaçar, kardeşinden Anasından , babasından

Yüzler var ki, o gün parıl parıl,*
Güler, sevinir.*Yüzler var ki o gün tozlanmış

Onları karanlık bürümüş onlardır kâfirler, haktan sapanlar.*

TEKVİR SÜRESİ

Güneş katlanıp dürüldüğünde,*
Yıldızlar bulanıp Dağlar yürütülünce Herkes ne getirmiş olduğunu anlar.*

Kıyılmaz mallar bırakıldığında,Vahşi hayvanlar toplandığında,*Herkes ne getirmiş olduğunu anlar.*

Denizler ateşlendiğinde suları çekilip, volkanlar halinde ateş püskürdüğünde
Herkes ne getirmiş olduğunu anlar.*


Nefisler eşleştirildiğinde iyiler iyilerle, kötüler kötülerle toplandığında Herkes ne getirmiş olduğunu anlar.*


Diri diri toprağa gömülen kıza sorulduğunda,*Hangi günahtan dolayı öldürüldü?" diye.*Herkes ne getirmiş olduğunu anlar.*


Amel defterleri ve Gök açıldığında,*
Cehennem kızıştırıldığında,*
cennet yaklaştırıldığında,*
Herkes ne getirmiş olduğunu anlar.*


yemin ederim gündüze gözden kaybolan yıldızlara yuvasına gidenlere,*
gece ve ağaran sabaha Kur'an, değerli bir elçinin sözüdür.*

O elçi güçlüdür, Arş'ın sahibinin yanında çok itibarlıdır.*ona itaat edilir, güvenilir.*

Arkadaşınızı cin çarpmış değildir.*
Andolsun o, Cebrail'i açık ufukta gördü

O, kovulmuş şeytanın sözü değildir.*
böyle iken, siz nereye gidiyorsunuz?*

O, âlemler için öğütten başka bir şey değildir,*

Âlemlerin Rabbi olan Allah dilemeyince, siz dileyemezsiniz.*

İNFİTAR SÜRESİ

Gök çatladığı Yıldızlar döküldüğü vakit,*
Denizler yarılıp akıtıldığı Kabirlerin içi dışına getirildiği vakit,*Herkes neyi gönderip neyi geri bıraktığını bilir.*

Ey insan! İhsanı bol Rabb'ine karşı seni aldatan nedir?*

Allah ki seni yarattı, düzgün yapılı kılıp ölçülü biçim verdi.*Seni dilediği şekilde parçalardan oluşturdu

siz cezayı yalanlıyorsunuz Oysa üzerinizde koruyucular Değerli yazıcılar*var ne yaparsanız bilirler*

Kuşkusuz iyiler nimet içindedirler.*

Kötüler de cehennemdedirler.*

Ceza günü ona girecekler.*cehennemin gözünden kaçamazlar.*

Ceza gününün ne olduğunu sen bilir misin?*bilir misin nedir ceza günü?*

O gün, hiç kimsenin başkası için hiçbir şeye sahip olamadığı gündür.

O gün buyruk yalnız Allah'ındır.*

MUTAFFİFİN*SÜRESİ

Eksik ölçüp tartanların vay haline!*

Onlar aldıklarını tam ölçer başkalarına eksik ölçer ve tartarlar.*tekrar diriltileceklerini zannetmiyorlar mı?*


Büyük bir gün Öyle bir gün ki, insanlar Rabblerinin huzurunda divan duracaklar.*

kötülerin yazısı muhakkak Siccin'dedir.*

Bildin mi Siccin nedir?*Yazılmış bir kitaptır Vay haline yalanlayanların

Onlar ceza gününü yalanlayanlardır.*
Onu ancak sınırı aşan ve günaha düşkün olanlar yalanlar.*

Ona âyetlerimiz okunduğu zaman, "eskilerin masalları" der.*günahlar kalplerinin üzerine pas olmuştur.*

onlar o gün Rablerini görmekten mahrumdurlar.*muhakkak cehenneme girecekler.*

onlara: "bu, yalanlayıp durduğunuz şeydir" denilecek.* iyilerin yazısı ise muhakkak Illiyyîn'dedir.*

Bildin mi sen, Illiyyîn nedir?*Yazılmış bir kitaptır Allah'a yaklaştırılmış melekler ona tanık olurlar.*

Haberiniz olsun ki, iyiler nimet içindedir.*Tahtlar üzerinde etrafa bakarlar.*

Yüzlerinde nimet ve mutluluğun sevincini görürsün.*

Onlara damgalı saf bir içki sunulur.*
Onun sonu misktir. ona imrensin artık imrenenler.*

Karışımı Tesnim'dendir En üstün cennet şarabındandır Allah'a yakın olanların içecekleri bir kaynaktır o

suç işleyenler inananlara gülüyorlardı.*
Onlara birbirlerine göz kırpıyor Evlerine
zevklenerek dönüyorlardı.*

Müminleri gördükleri vakit sapık diyorlardı bugün de inananlar kâfirlere gülecek.*

kâfirler yaptıklarının cezasını buldular mı?*


İNŞİKAK SÜRESİ

Gök yarıldığı,*Rabbini dinleyip kendisine yaraşır şekilde boyun eğdiği vakit,*kitabı sağ eline verilen,*Kolay bir hesaba çekilecek,*

Yer uzatılıp düzlendiği,*İçinde ne varsa boşaldığı*Ve Rabbini dinleyip boyun eğdiği vakit,*kitabı arkadan verilen,*
Yetiş ey ölüm!" diye bağıracak*


Ey insan! Kuşkusuz sen Rabbine doğru çaba üstüne çaba sarfetmektesin, nihayet O'na varacaksın.*

kitabı sağ eline verilen,*Kolay hesaba çekilecek,*sevinçli olarak ailesine dönecektir.*

kitabı arkasından verilen,*Yetiş ey ölüm!" diye bağıracak*Ve alevli ateşe girecektir.*

o sevinçli idi.*Rabbine dönmeyeceğini sanmıştı.*Hayır Rabbi onu görmekte

yemin ederim şafağa,*Geceye ve içinde barındırdığı şeylere,*Derlendiği zaman aya,*siz halden hale geçeceksiniz.*

onlar neden iman etmezler?*Kur'ân okunduğu vakit secde etmezler?*
o nankörler yalanlıyorlar.*

Allah içlerinde sakladıklarını biliyor.*
onlara elem verici bir azabı müjdele.*

iman edip iyi amel işleyen başkadır. Onlara tükenmez bir ecir vardır.*


BURUC SÜRESİ

gökyüzüne,*Vaad olunan güne,*
Şahitlik edene ve edilene andolsun ki,*
Kahroldu o hendeğin sahipleri,*

O çıralı ateşin,*başına oturmuşlar,*
Müminlere yaptıklarını seyrediyorlardı.*

Müminlere kızmalarının sebebi onların yalnız çok güçlü ve övgüye lâyık olan Allah'a iman etmeleri idi

O Allah ki, göklerin ve yerin hükümranlığı O'nundur ve Allah her şeye şahittir.*

İnanan erkek ve kadınlara işkence yapıp da tevbe etmeyenlere cehennem azabı ve yangın azabı vardır.*

İnanan ve iyi amel yapanlar için de altından ırmaklar akan cennetler vardır. İşte büyük kurtuluş odur.*

Kuşkusuz Rabbinin yakalaması serttir.*
Yoktan yaratır ve tekrar diriltir.*
çok bağışlayan çok sevendir.*

Arş'ın sahibidir, yücedir.*Dilediğini yapandır.*

O orduların kıssası sana geldi mi?*
Yani Firavun ve Semud'un?*
o inkarcılar hâlâ bir yalanlama içinde.*

Allah onları arkalarından kuşatmıştır.*
o şerefli bir Kur'ân'dır.*Levh-i Mahfuz'dadır.*

TARIK SÜRESİ

Andolsun o göğe ve Târık'a,*Târık nedir, bildin mi?*O, karanlığı delen yıldızdır.*

Hiçbir nefis yoktur ki başında denetleyici bulunmasın.*Onun için insan neden yaratıldığına baksın.*

Atılan bir sudan yaratıldı.*O su, erkeğin sulbü ile kadının göğüs kemikleri arasından çıkar.*

Elbette Allah'ın döndürmeye gücü yeter.*O gün bütün sırlar meydana çıkarılır.*

İnsanın o gün ne bir gücü vardır, ne de bir yardımcısı.*

Andolsun o dönüşlü göğe O yarılıp çatlayan yere Kuşkusuz Kur'ân, ayırıcı bir sözdür.*asla bir şaka değildir

Haberin olsun ki, kâfirler hep hile kuruyorlar.*Ben hilelerine karşılık veririm

sen kâfirlere mühlet ver, onlara az bir zaman tanı.*

A'LA SÜRESİ

Rabbinin yüce adını tesbih et.*

Yaratıp düzene koyan O'dur.*
Takdir edip hidayeti gösteren O'dur.*

Otlağı çıkaran,*onu karamsı sel köpüğü haline getiren O'dur.*

sana Kur'ân'ı okutacağız da unutmayacaksın.*

Allah'ın dilediği başkadır. o açığı da bilir, gizliyi de.*

Seni en kolay yola muvaffak kılacağız.*
öğüt ver öğüt fayda verirse Saygısı olan öğüt alacaktır.*

bedbaht olan ondan kaçınacaktır.*
O en büyük ateşe girecektir.*
ne ölecek onda, ne de hayat bulacaktır.
*
Rabbinin adını anıp namaz kılan için
ahiret daha hayırlı ve kalıcıdır.*Fakat siz dünya hayatını tercih ediyorsunuz.*


ĞAŞİYE SÜRESİ

O her şeyi kuşatacak olan Kıyamet'in haberi sana geldi mi?*

Yüzler var ki eğilmiş, zillete düşmüştür.*
Kızışmış bir ateşe girer.*Onlara kızgın kaynaktan su verilir.*

Onlar için kuru dikenden başka yiyecek yoktur.*O ne besler, ne de açlığı giderir.*

Yüzler de var ki nimetle mutludur.*
Yaptığından hoşnuttur.*

Yüksek bir cennettedir.*boş söz işitmez.*

Orada akan bir kaynak Yüksek bir divan Konulmuş kadehler,*Dizilmiş koltuklar, Serilmiş halılar vardır

Bakmıyorlar mı develere, nasıl yaratılmış

Göğe bakmıyorlar mı, nasıl yükseltilmiş?*

Bakmıyorlar mı dağlara, nasıl dikilmiş?*
Yere bakmıyorlar mı, nasıl yayılmış?*

Haydi öğüt ver; sen sırf bir öğütçüsün.*
Onların üzerinde zorba değilsin.*

kim yüz çevirir ve kâfir olursa,*
Allah en büyük azap ile azap edecek.*

Kuşkusuz onlar döne gelecekler.*
Sonra da bize hesap verecekler.*

FECR SÜRESİ

Andolsun fecre.*On geceye Zilhicce ayına Çifte ve teke.*Gitmekte olan geceye.*bunlarda akıl sahibi için yemin var

Görmedin mi Rabbin ne yaptı Âd kavmine?*Sütunlar sahibi İrem'e?*
ülkeler içinde onun benzeri yaratılmamıştı

Vâdide kayaları yontan Semud kavmi
Kazıklar sahibi kuvvetli Firavun
azmış bozgunculuk yapmışdı.*
Rabbin onlara azap kamçısı yağdırdı.*

Rabbin her an gözetlemededir.*

insan, ne zaman Rabbi onu sınayıp ikramda bulunur, nimet verirse, "Rabbim bana ikram etti." der.*

her ne zaman sınayıp rızkı daraltılırsa, o vakit Rabbim beni zillete düşürdü." der.
*
siz yetime ikram etmiyor yoksulu yedirmeye teşvik etmiyorsunuz.*
mirası öyle yiyorsunuz ki, haram-helal gözetmeden.*


yer sarsılıp dümdüz olduğu zaman,*
Rabbinin emri gelip melekler sıra sıra dizildiği zaman,*Ki cehennem de o gün getirilmiştir.

o gün insan anlar. Fakat anlamanın ne yararı var?* Keşke hayatım için bir şeyler gönderseydim." der.*

o gün Allah'ın edeceği azabı kimse edemez.*Onun vuracağı bağı kimse vuramaz.*

Ey, Rabbine, itaat edip huzura eren nefis!*hoşnut edici, hem de hoşnut edilmiş olarak Rabbine dön.*Kullarımın arasına Cennetime gir.*

BELED SÜRESİ

Andolsun bu beldeye*Ki sen bu beldede oturmaktasın.*

Ve and olsun baba ve çocuğuna Biz insanı bir sıkıntı içinde yarattık.*

İnsan, kendisine karşı kimse güç yetiremez mi sanıyor?*

Ben yok ettim diyor.*gören olmadı mı sanıyor?*Biz ona iki göz vermedik mi?*
Bir dil ve iki dudak?*

Ona iki yolu gösterdik.*o sarp yokuşa göğüs veremedi Bildin mi sarp yokuş nedir?*Köle azat etmek,*salgın ve kıtlıkta yemek yedirmektir,*

yetime,*yoksula. iman sabr merhamet tavsiye edenler amel defterleri sağlarından verilenlerdir.*

Âyetlerimizi tanımayanlara amel defterleri sollarından verilir Onların üzerine ateş bastırılıp kapıları kapanır


ŞEMS SÜRESİ

Güneş'e ve parıltısına onun ardından gelen Ay'a,*Güneş'i açıp çıkaran gündüze,*onu örten geceye,*yemin olsun ki Nefsini kirleten ziyan etmiştir.*

Göğe ve onu bina edene,*Yere ve onu döşeyene,*Nefse ve onu biçimlendirene
yemin olsun ki, Nefsini kirletip gömen ziyan etmiştir.*

kötülük ve takva kabiliyetini verene yemin olsun ki,*nefsini temizleyip parlatan kurtulmuştur.*

Semud, azgınlığıyla Hakk'ı yalanladı,*
En azgınları ileri atılınca,*Allah'ın Rasulü Allah'ın devesini ve onun su nöbetini gözetin." demişti.*

onlar peygamberi yalanlayıp deveyi kestiler. Rableri günahlarını başlarına geçiriverdi orayı dümdüz etti.*


LEYL SÜRESİ

Örttüğü zaman geceye,*Açıldığı zaman gündüze,*Erkeği ve dişiyi yaratana and olsun

kim malını hayır için verir ve korunursa,*
en güzel olanı doğrularsa,*Biz onu muvaffak kılacağız.*

Kim de cimrilik eder kendini hiçbir şeye ihtiyacı kalmamış görür.*en güzeli yalanlarsa,*Onu en zor yola hazırlarız

Çukura yuvarlandığı zaman malı onu kurtaramayacak.*

Doğru yolu göstermek muhakkak bize aittir.*Kuşkusuz ahiret de dünya da bizimdir.*

Ben sizi köpürdükçe köpüren ateşe karşı uyardım.*Ona ancak en azgın olan girer.*azgın yalanlamış sırt dönmüştür


En çok korunan ise Allah yolunda malını verir, temizlenir.*

O ancak yüce Rabbinin rızası için verir.*
Elbette yakında hoşnut olacaktır.*

DUHA SÜRESİ

Andolsun kuşluk vaktine.*Ve sakinleştiği zaman geceye ki,*
Rabbin seni bırakmadı ve darılmadı.*

Ahiret senin için dünyadan iyi olacaktır.*
Rabbın sana verecek ve sen hoşnut olacaksın.*

O seni yetim bulup barındırmadı mı?*
yol bilmez bulup yola iletmedi mi?*
Seni yoksul bulup zengin etmedi mi?*
Öyleyse sakın yetimi ezme.*

Dilenciyi de azarlama.*Fakat Rabbinin nimetini anlat da anlat.*

İNŞİRAH SÜRESİ

Biz senin göğsünü açmadık mı?*
yükünü indirmedik mi şanını yüceltmedik mi?*

zorlukla beraber bir kolaylık vardır.*
boş kaldın mı, kalk ibadetle yorul.*
Ancak Rabbine yönel.*

TİN SÜRESİ

Tîn'e ve Zeytun'a,*Sina dağına*
Ve güvenli beldeye andolsun insanı en güzel biçimde yarattık.*

iman edip iyi işler yapanlar başka; onlar için kesintisiz bir ecir vardır.*

O halde sana dini ne yalanlatır?*
Allah, hakimlerin hakimi değil mi?*

ALAK SÜRESİ

Yaratan Rabbinin adıyla oku O, insanı bir alekadan embriyodan yarattı.*

Oku! Rabbin sonsuz kerem sahibidir.*

O Rab ki kalemle yazmayı öğretti.*
İnsana bilmediği şeyleri öğretti.*

kâfir insan azgınlık eder muhtaç olmadığını zannettiği için.*

dönüş mutlaka Rabbinedir.*

Namaz kıldığı zaman, bir kulu engelleyeni gördün mü?*O adam, Allah'ın gördüğünü hiç bilmiyor mu?*


Gördün mü o kul doğru yolda olur,*
kötülükden sakınmayı emreder
yalandan yüzçevirir

O adam, Allah'ın kendini gördüğünü bilmiyor mu?*o davranışından vazgeçmezse, and olsun ki onu*
günahkâr ve yalancı perçeminden tutup cehenneme sürükleriz.*

secde et ve yaklaş!*


KADİR SÜRESİ

Kur'ân ı Kadir gecesinde indirdik.

Kadir gecesini sen nereden bileceksin?*
Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır.*

Melekler ve Ruh Cebrail o gece Rablerinin izniyle, her iş için inerler.*

O gece, tanyeri ağarıncaya kadar süren bir selâmettir.*


BEYYİNE SÜRESİ

müşriklerden Hakk'ı tanımayanlar delil gelinceye kadar inkârdan ayrılacak değillerdi.*

Bu delil tertemiz sayfaları okuyan, Allah tarafından gönderilmiş peygamberdir.*

O sayfalarda, en doğru hükümler vardır.*

Kitap ehli, ancak kendilerine apaçık delil geldikten sonra ayrılığa düştüler.*

onlar, Allah'ı birleyerek, Allah'a ibadetle namazla zekatla emrolunmuşlardır.

İşte dosdoğru din budur.*

Kâfirler, gerek kitap ehlinden gerek puta tapanlardan olsun muhakkak, cehennem ateşindedirler.

Onlar, insanların en şerlileridir.*

İnanan ve güzel amel işleyenler insanların en hayırlılarıdır.*

Rableri katında onların mükâfatı, altlarından ırmaklar akan Adn cennetleridir.

Allah onlardan razı olmuş, onlar da O'ndan razı olmuşlardır.

mükâfat, Rabbine saygı gösterene mahsustur.*


ZİLZAL suresi

Yer yaman sarsıntı ile sarsıldığı,* içindeki ağırlıkları dışarı attığı insan: Ona ne oluyor?" dediği zaman.O gün yer, Rabbinin vahyetmesiyle haberlerini anlatacaktır.*

O gün insanlar, amellerinin karşılığı kendilerine gösterilmek üzere bölük bölük çıkacaklardır.

kim zerre hayır işlemişse onu görecek kim, zerre şer işlemişse onu görecektir

ADİYAT SÜRESİ

harıl harıl savaşa koşanlara,* Tırnaklarıyla yerden ateş çıkaranlara,*
akın edenlere,*Tozu dumana karıştırana,*yeminle Şüphesiz insan Rabbine karşı nankördür


yemin ederim ki,*Şüphesiz insan, Rabbine karşı çok nankördür.*

kendisi de buna şahittir o dünya malını çok sevdiği için katıdır.*Bilmiyor mu kabirlerin içindekiler fırlatılacak.*

sinelerin içindekiler derlenecek.*O gün

Rableri onların bütün yaptıklarından haberdardır*

KAARİ'A: SÜRESİ

Kâria! Çarpacak kıyamet Nedir o kâria?

Kârianın ne olduğunu bilir misin?
O gün insanlar yayılmış pervane gibi Dağlar atılmış renkli yün gibi olur

O gün kimin tartıları ağır basarsa o, hoşnut olacağı bir hayat içindedir.*

Kimin tartıları hafif gelirse, onun anası varacağı yer, sığınacak durağı hâviye uçurumdur

uçurumun ne olduğunu sen nereden bileceksin?*O, kızgın bir ateştir.*

TEKASÜR SÜRESİ

Çoklukla övünmek, sizi kabirlere varıncaya kadar oyaladı.*

Yakında bileceksiniz.*hatanızı
elbette cehennemi görürsünüz.*

yemin olsun ki, cehennemi yakin gözüyle göreceksiniz.*

yemin olsun ki size verile her nimetten sorulacaksınız*


ASR SÜRESİ


Asra yemin olsun ki,*İnsan mutlaka ziyandadır.*Ancak iman edenler, salih amel ve iyi işler yapıp hakkı ve sabrı tavsiye edenler bunun dışındadır*


HÜMEZE SÜRESİ

Mal toplayıp sayan, insanları çekiştirip, kaş göz hareketiyle alay edenlerin vay haline!*

Malının, kendisini ebedi yaşatacağını sanır.*andolsun ki, o hutame cehenneme atılacaktır.*

Hutame'nin ne olduğunu bilir misin?*
O, kalplerin içine işleyecek, Allah'ın tutuşturulmuş ateşidir.*

Cehennemlikler, dikilmiş direklere bağlı oldukları halde ateşin kapıları üzerlerine kapatılacaktır.*


FİL SÜRESİ

Görmedin mi Rabb'in fil sahiplerine ne yaptı?*

Onların tuzaklarını boşa çıkarmadı mı?*

Üzerlerine sürü sürü kuşlar gönderdi.*
çamurdan sertleşmiş taşlar atıyorlardı.*
onları, yenilmiş ekin yaprağı gibi yaptı.*

KUREYŞ SÜRESİ

Kureyş'in güven ve barış andlaşmalarından faydalanmak için.*
Kış ve yaz seferlerinde kadrini bilmiş olmaları için.*Rabbine kulluk etsinler.*

Beyt Kâbenin Rabbine kulluk etsinler.*
O, kendilerini açlıktan kurtararak beslemiş ve tehlikeye karşı emniyet vermiştir.*

MA'UN SÜRESİ

Dini yalanlayanı gördün mü?*o, öksüzü iter, kakar.*Yoksula önayak olmaz.*
Vay haline

o namaz kılanlar ki,*namaza aldırış etmez Gösteriş yapar yardımı sakınır zekatı vermez Vay haline

KEVSER SÜRESİ

Muhakkak biz sana Kevser'i verdik.*
Öyleyse Rabb'in için namaz kıl ve kurban kes.*


KAFİRUN SÜRESİ

Ey kâfirler*Sizin taptıklarınıza ben tapmam.*Siz de benim taptığıma tapıcılar değilsiniz.*Sizin dininiz size, benim dinim banadır.*

NASR SÜRESİ

Allah'ın yardımı ve fetih geldiğinde,*
insanların dalga dalga Allah'ın dinine girdiklerini gördüğünde,*Rabbini öğerek tesbih et, bağışlanma dile, O, tevbeleri çok kabul edendir.*

TEBBET SÜRESİ

Ebu Leheb'in elleri kurusun yok olsun

o zaten yok oldu Ne malı ne de kazandığı onu kurtaramadı.*

(O), alevli bir ateşe girecektir Karısı da odun hamalı olarak onunla beraber girecektir Boynunda hurma lifinden bir ip olacaktır.*

İHLAS SÜRESİ

De ki; O Allah bir tektir.*

Allah eksiksiz, sameddir

Bütün varlıklar O'na muhtaç O muhtaç değildir*Doğurmadı ve doğurulmadı*
O 'na bir denk de olmadı.*

FELAK SÜRESİ

De ki ağaran sabahın Rabbine sığınırım,*Yarattığı şeylerin şerrinden,*


Karanlık çöktüğü zaman gecenin şerrinden büyücü ve* hasetçinin şerrinden.*Rabbime sığınırım

NAS SÜRESİ

De ki: Sığınırım ben insanların Rabbine,*

İnsanların hükümdârı ve ilahı olan Rabbime sığınırım

O sinsi vesvesecinin şerrinden insanların göğüslerine vesvese fısıldayan cinlerden ve insanlardan.
Rabbime sığınırım

Atacann 05-10-2023 00:19

Medyum Falcı,büyü bozma,büyü nasıl bozulur,rukye ayetleri
 
TCK 158/1-A dini istismar sebebi ile dolandırıcılık medyum ve falcı ile ilgili olup davacı olunduğunda 3 yıl hapis cezası verilir.

web sitesi,sosyal medya hesabı,banka hesap hareketi,cep telefonu Hts kaydı(whatsapp gibi)

-Cep telefonundan yasin suresini kulaklıkları takıp yüksek sesle dinlememiz gerekir.
-Kurandan bazı sureleri okuyup güçlü bir şekilde kalbimize ve karnımıza üflememiz gerekir.tekrardan sureleri okuyup elimizin içine üfleyip elimizi vücudumuza bastırarak sürmemiz gerekir.

*Zariyat suresi 56.ayet:ben,insanları ve cinleri ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.
*Felak suresi:düğümlere üfleyen büyücülerin şerrinden allaha sığınırım.
*Hicr suresi 27.ayet:cinleri,insan gözeneklerinden geçebilen dumansız ateşten yarattık.
*Araf suresi 179.ayet:birçok cin ve insanı cehennem için yarattık.onların gözleri,kulakları ve kalpleri olmasına rağmen kavramaz.işte onlar hayvan gibidir.

#Haşeratların içine cinler girdiği için onları öldürmeden önce uyarmamız gerekir.


All times are GMT +3. The time now is 23:05.

Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
AK Parti Forum 2007-2023