![]() |
Dursun Çiçek'i; HSYK'nın yeni atadığı üyeler ve ETÖ'nün bizden dediği MAHKEME saldı !
Albay Çiçek,tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı
http://www.ensonhaber.com/images/news/198866.jpg “İrtica ile Mücadele Eylem Planı” altında ıslak imzası bulunduğu iddiasıyla tutuklanan Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek ve Deniz Kurmay Yarbay Mehmet Emre Sezenler tahliye edildi. Çiçek, 11 Kasım günü tutuklanmıştı. AVUKATININ İTİRAZI ÜZERİNE SERBEST BIRAKILDI İrtica ile Mücadele Eylem Planı adlı belgenin altında ıslak imzası bulunan, terör örgütü üyesi olmak ve darbe girişiminde bulunmak suçlaması ile tutuklanan Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek, 43 saat sonra serbest kaldı. Perşembe günü, İstanbul Adliyesi'nin Beşiktaş'taki binasına gelen Dursun Çeçik, saat 21.15'te tutuklanmıştı. Karardan hemen sonra avukatı Mustafa Çevik, Dursun Çiçek'i tutuklayan İstanbul Nöbetçi 9. Ağır Ceza Mahkemesi'ne itiraz dilekçesi verdi. Mahkeme dilekçeyi bugün değerlendirmeye aldı. Bugün akşam saatlerinde Dursun Çiçek hakkında tahliye kararı verdi. DAHA ÖNCE DE 18 SAAT TUTUKLU KALMIŞTI Belgenin fotokosipinin bir gazete yayınlanmasından sonra açılan soruşturma kapsamında 30 Haziran 2009’da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na ifade veren Dursun Çiçek, sevk edildiği İstanbul Nöbetçi 14'üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından aynı suçtan tutuklanmıştı. Dursun Çiçek, avukatının tutuklama kararına itiraz etmesi üzerine çek, 18 saat sonra 1 Temmuz 2009'da tahliye edilmişti. Poyrazköy'de bulunan mühimmat ile ilgili soruşturmada Pazartesi tutulanan Yarbay Mehmet Emre Sezginler itiraz üzerine serbest kaldı. 12. MAHKEME ÜYESİ GÖREV ALDI Tutuklama kararı veren Nöbetçi 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nin asıl üyesi İdris Hasan, itiraz değerlendirmesine, tutuklama kararını verdiği için katılmadı. Ancak bu mahkemenin yedek üyesi yoktu. Bu nedenle Hakim İdris Hasan'ın yerine 12. Ağır Ceza Mahkemesi üyesi Oktay Kuban görev aldı. Mahkeme Başkanı Nurettin Ak, üyeler Tuncay Arslan, Oktay Kuban oybirliği ile tahliye kararı aldı. Mahkeme karar verirken Albay Çiçek ve Yarbay Sezenler'in kaçma şüphesinin bulunmamısınıda dikkate aldı. Mahkeme tutuksuz yargılanmasına oy birliğiyle karar verdi. 12. VE 14. MAHKEME BİZDEN Şener Eruygur'un eşi Mukaddes Eruygur'un GATA Beyin Cerrahisi Servis Şefi Kd. Albay Nusret Demircan'la yaptığı konuşmaların ses kaydı video paylaşım sitelerine düşmüştü. Eruygur ses kaydında "Şimdu bu Zekeriya Öz 13. Mahkemede. İtirazlarımızı bunlar kapatıyor. 12. Ve 14. Mahkemeler bizdenmiş. Ankara Barosu, İstanbul Barosu, İzmir Barosu hazırız biz dediler. Teşekkür ettik herkese ama bir ceza profesörü, anayasa profesörü birisi ceza profesörü. Sinan Aygün nasıl çıktı dedim. Sinan Aygün'ün yanında Hisarcıklıoğlu vardı dedi. Sizin arkanız nerde arkanız dedi bana." demişti. Albay Dursun Çiçek Hasdal Cezaevi'nden çıktı. ENSONHABER |
|
Albay Çiçek'i, HSYK'nın yeni atadığı hakimler kurtardı
http://medya.zaman.com.tr/2009/11/14/cicek.jpg Millete ve hükümete karşı 'kirli tezgah' belgesinin ıslak imzalı orijinalinin ortaya çıkmasından sonra çarşamba gecesi tutuklanan Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek, tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edildi. Çiçek'in avukatı Mustafa Çevik'in itirazını değerlendiren 9. Ağır Ceza Mahkemesi, 43 saat aradan sonra akşam saatlerinde sürpriz bir tahliye kararı aldı. Kararın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 'demokratik açılım'la ilgili TBMM'de konuşma yaptığı dakikalarda alınması dikkat çekti. Albay Çiçek için herhangi bir yurtdışı çıkış yasağı ve adli kontrol uygulaması da getirilmedi. Kararın tutuklu sanık Çiçek'in kaçma şüphesinin olmadığı ve mevcut delil durumlarının değerlendirilmesi sonucu alındığı öğrenildi. Nurettin Ak'ın başkanlık ettiği heyette hakim Tuncay Aslan ve iki hafta önce atanan üye hakim Yılmaz Alp gelmediğinden geçici görevlendirilen 12. Ağır Ceza hâkimi Oktay Kuban yer aldı. Heyet, kararı oy birliğiyle verdi. Kararda Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) tartışmalı yaz kararnamesinden sonraki atamalarıyla görevlendirilen iki hakimin yer alması dikkat çekti. Kararın gerekçeleri arasında ayrıca Çiçek'in memur olması, yerinin sabit olması, delillerin toplanmış olması, kaçma ihtimalinin olmamasının da yer aldığı belirtiliyor. Ancak, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 100. maddesinde tüm bu gerekçeler olsa bile şüphelinin TCK 314'tenyani terör örgütü üyeliğinden tutuklanması gerekiyor. Hukukçular, tutukluluk halinin sürmesi için bu maddeden tutuklama kararının alınmış olmasının bile yeterli olduğuna dikkat çekiyor. Tahliye kararı bu yönüyle de tartışılacak. Kurmay Albay Dursun Çiçek'i 43 saat sonra tahliye eden mahkemenin heyeti tartışmalı yaz kararnamesinden sonra yeniden oluşmuştu. Mahkeme Başkanı Nurettin Ak ve Hakim İdris Asan, atamalardan sonra heyette kaldı. Ancak itirazın değerlendirildiği dün akşamki heyet toplantısına İdris Asan ve Alp yer almazken, karar yeni atanan hakimlerin oyuyla çıktı. HSYK, kritik davalara bakan hakim ve savcıları almak istemesiyle tartışmalı hale gelen 22 Temmuz kararnamesinde mahkemeye yeni üye olarak hakim Tuncay Aslan'ı atamıştı. Daha sonra Hakim İsmail Gündüz emekli olduğu için yerine Ekim 2009'da hakim Yılmaz Alp İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nin yeni üyesi olarak görevlendirildi. Talebi inceleyen heyete İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi üye hakimi Oktay Kuban geçici olarak görevlendirildi. Oktay Kuban da, ekimde HSYK tarafından Hurşit Tolon'u tahliye eden İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'ne atanmıştı. Şener Eruygur'un eşi Mukaddes Eruygur bu mahkemeden 'bizim mahkeme' diye bahsetmişti. Hakimler Ede ve Kutluata'nın yerlerinin değiştirilmesine rağmen 22 Temmuz Kararnamesi'nde İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'ne atama yapılmadı. HSYK, Dursun Çiçek'in adliyeye çağrıldığı dönemde her iki mahkemeye yeni üye atadı. Albay Dursun Çiçek, 'İrtica ile Mücadele Eylem Planı' belgesinin ıslak imzalı orijinalinin savcılara gönderilmesiyle başlayan sürecin sonunda 11 Kasım Çarşamba günü tutuklanmıştı. Tutuklama kararını 9. Ağır Ceza Mahkemesi Hakimi İdris Asan vermişti. Tutuklanmasının hemen ardından Çiçek'in avukatı Mustafa Çevik tutuklamaya itirazda bulunmuştu. "AKP ve Gülen'i bitirme planı" isimli belgenin 12 Haziran'da Taraf gazetesinde gündeme gelmesinin ardından açılan soruşturma kapsamında 30 Haziran 2009'da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na ifade veren Dursun Çiçek, sevk edildiği İstanbul Nöbetçi 14'üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından aynı suçtan tutuklanmıştı. Dursun Çiçek, avukatının tutuklama kararına itiraz etmesi üzerine, 18 saat sonra 1 Temmuz 2009'da tahliye edilmişti. Sivil yargı, Kaos Planı'nı uygulayanların peşinde Kaos Planı'nda imzası bulunan Albay Dursun Çiçek'in sorgusunda önemli ipuçları saklı. Savcı, perşembe günü 3 saat boyunca ifadesini aldığı Çiçek'e Eylem Planı'nı hazırlarken kimlerden talimat aldığını sordu. Ardından planın hayata geçirilmesi aşamasında koordinasyonu kimin sağladığını açıklamasını istedi. Bu sorunun kirli tezgâhın somutlaştığına yönelik delillerin sivil yargının elinde olduğunu gösterdiği belirtiliyor. Çiçek'e yöneltilen bir diğer soru Poyrazköy'deki arazide ele geçirilen cephanelikle ilgili soruşturmada ismi geçen bir emekli astsubay hakkında. Çiçek'e İstanbul Üsküdar'da ele geçirilen el bombaları ve patlayıcılar ile ilgili olarak tutuklanan emekli Deniz Astsubay Ergin Geldikaya ile irtibatının boyutu soruldu. Üsküdar'da gözaltına alınan Geldikaya'nın evinde el bombaları, silah ve mühimmat bulunmuştu. Poyrazköy'de ormanlık arazide ve Çubuklu sahilinde bulunan mühimmatın izini süren İstihbarat ve Terörle Mücadele polisi, emekli SAT astsubayı Geldikaya'yı takibe almıştı. Ergenekon 3. iddianamesinde Geldikaya ile ilgili soruşturmanın devam ettiği belirtilmişti. Poyrazköy silahlarıyla ilgili soruşturma İstanbul Cumhuriyet Savcısı Süleyman Pehlivan tarafından yürütülüyordu. İŞTE ÇİÇEK'E YÖNELTİLEN SORULAR Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz ve Eldiven kod adlı darbe planları hakkında bildiklerinizi açıklayın. Avukat Mustafa Hüseyin Buzoğlu'ndan elde edilen "ANDIÇ" başlıklı gizli ibareli "Dz. P. Kur. Albay Cari İşl. Md. Dursun ÇİÇEK" imzalı belgeyi üst makamlara iletip iletmediği ve bu tarz başka belgeler hazırlayıp hazırlamadığı hakkında bilgi verin. Andıç, Eylem Planı, Bilgi Notu gibi belgelerin neden hazırlandığı, hazırlanma teknikleri ve bu tarz belgelerin hazırlanmasında askerî makamların dışında yardım alınıp alınmadığını açıklayın. İsmi Bilgi Destek Daire Başkanlığı olarak değiştirilen "Psikolojik Harekât Daire Başkanlığı" ve "Bilgi Destek Daire Başkanlığı"nın görevleri ve hangi bünyenin altında faaliyet yürüttüğünü anlatın. Avukat Serdar Öztürk'ün ofisinde fotokopisi bulunan İrtica ile Mücadele Eylem Planı belgesindeki imzanın kendisine ait olmadığını ifade ettiği, ancak 16.10.2009'da gelen ihbar mektubunun ekindeki ıslak imzanın Çiçek'e ait olduğunun tespit edildiği, bu plan ile ilgili olarak kimlerden talimat aldığı ve planın hayata geçirilmesi aşamasında koordinasyonu kimin sağladığını söyleyin. Belgenin içeriğinde yer alan dost unsurlar, düşman unsurlar, medya faaliyetleri, planlama ve genel faaliyetler ve kara propaganda faaliyetleri hakkında bildiklerinizi anlatın. İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nın 12 Haziran'da Taraf gazetesinde yayınlanmasından sonra Bilgi Destek Şube Müdürlüğü'nde belgenin hazırlandığı iddia edilen bilgisayar ve araç gereçlerde temizleme ve imha işleminin gerçekleşip gerçekleşmediğini anlatın. 16.10.2009 tarihinde gelen ihbar mektubunda isimleri geçen subay ve erleri tanıyor musunuz? 24 Haziran 2009 tarihinde Orgeneral Hasan Iğsız imzası ile özel içeriği bulunan evrakların (Hükümet, irticai şahıslar, STÖ vb. hukuki açıdan sıkıntılı evraklar) sızmasını önlemek, sızması durumunda ise Genelkurmay bünyesinde hazırlanmadığı algısı oluşturmak amacıyla "Bilgi Güvenliği Tedbirleri" başlıklı bir emir yayınlandı mı? Islak imzalı belgeyi gönderen subaydan gelen ve "İnternet Andıcı" olarak adlandırılan doküman ve internet siteleri hakkında bildiklerinizi ve bu ihbarda geçen diğer konulardaki bildiklerinizi anlatın. Ulusal Kanal İstihbarat Şefi Ufuk Akkaya'dan elde edilen "Bilgi Notu Dursun Çiçek" isimli belgenin içeriğinde "Tutuklanacağımı biliyordum. Genelkurmay da biliyordu... Genelkurmay.. Bu işin Karargâh'a kadar uzanacağını hiç hesap etmediler. İlker Başbuğ her şeyin farkında... Hâkim ve savcı haziran kararnamesi çok önemli. Yüksek Yargı üyeleriyle... Bizzat İlker Paşa görüştü. Ergenekon savcılarında önemli bir değişiklik olabilir... İlker Paşa Org. Iğsız'ı 1. Ordu Komutanlığı'na terfi edecek. Iğsız, Ergenekon'da yaşanan gelişmeleri de takip edecek." şeklinde yer alan konularla ilgili bildiklerinizi söyleyin. İSTANBUL ZAMAN Çok sıkıntılı bir durum, hukuku son derece zorladılar Ahmet Gündel (Yargıtay Eski Cumhuriyet Başsavcısı): Dursun Çiçek çok ağır suçlamalarla karşı karşıya. Darbeye teşebbüs etmek, yasa dışı örgüt üyesi olmak gibi suçlar isnat ediliyor ve hakkında da ciddî deliller var. Bu suçun sübut bulması halinde cezası kasten adam öldürmekten daha ağır cezaları gerektiriyor. O zaman katilleri de serbest bırakalım. Bu durumda ciddi deliller varsa eğer yargılama tutuklu devam ettirilir. Daha hafif suçlarda bile yıllarca tutuklu yargılanan kişiler var. Bu kişinin ikametgâhının sabit olması serbest bırakılmasını gerektirmez. Hukuk son derece zorlanmıştır. Tahliye kararında olağanüstü bir durum vardır. Çok sıkıntılı bir durumla karşı karşıya olduğumuzu ifade etmemiz gerekiyor. Yargı da böyle bir tahliye geleneği söz konusu değil. Bugün altı-yedi yıl hüküm giymiş olup da üç-dört yıl tutuklu kalan kişiler vardır. Dosyası Yargıtay'da görüşülürken tutuklu olan insanlar vardır. Adresinin belli olması, işinin olması serbest kalması için yeterli değil. Bundan dolayı da mahkemenin kararı tatminkâr değildir. Kamuoyunu tatmin etmeyecektir. Bu durum Dursun Çiçek'in suçsuz olduğu anlamına gelmez. Mahkeme delil yok demiyor. Bu tür suçlarda sabit ikametgahı dahi olsa şüpheli her zaman kaçacak varsayılır ve tutuklu yargılanır. Bu nedenle tahliye kararında sıkıntı vardır. Darbe teşebbüsünde bulunmak tutuklama gerektirir Ergin Cinmen (avukat): Tahliye olması demek, Dursun Çiçek'in suçu işlemediği anlamına gelmiyor. İddia konusu suç CMK'da tutuklama sebebi olan suçlar arasında, kaçacağı varsayılan suçlar arasında yer alıyor. Yargılamanın aslı tutuksuz yargılanmadır. Ancak ceza kanununda kaçacağı varsayılan bir suç olarak bulunuyor. Bunu bir hukukçu olarak söylüyorum. Söz konusu belgenin onun eli ürünü olduğu yönünde çok ciddi deliller var. 2009 Türkiye'sinde, hukuk devletinin geçerli olması gereken bir zamanda her türlü mahkeme kararı şaibeli hale gelmeye başladı. Suni atamalar söz konusuysa durum vahim Faik Tarımcıoğlu (Emekli Askeri Savcı): Ben hâkim olsaydım başka türlü bir karar verir miydim bilemiyorum. Mahkemenin teşkil tarzında bir sıkıntı yoksa problem yoktur. 9. Mahkeme normal üyeleriyle bu kararı vermişse bir sıkıntı yok; fakat farklı üyeler, suni atamalar söz konusuysa daha vahim bir durum söz konusudur. Normal olarak kabul etmek lazım; çünkü tutuklama kararı bir tedbirdir. Sanıyorum gerekçede delillerin karartılması şüphesi ve kaçma ihtimali olmadığı için bu karar verildi. Böyle bir itirazı başka bir mahkemenin değerlendirmesi çok anormal değildir. Kesin deliller varken serbest bırakılması şaşırtıcı Ahmet Cengiz Tangören (Emekli Deniz Albay Hâkim): Dursun Çiçek'in tahliyesini hayretle karşıladım. Geçen seferki tahliyesini ıslak imzanın olmamasına dayandırmışlardı. Şimdi ise bu kadar kuvvetli şüpheler, neredeyse kesin deliller varken serbest bırakılması şaşırtıcıdır. Serbest bırakılması suçsuz olduğu anlamına gelmez Sacit Kayasu (Eski savcı): Tutuklama normal olduğu gibi serbest bırakma da normal. Bu durum, Dursun Çiçek'in suçsuz olduğu anlamı taşımaz. Fakat tutuklu kalsaydı kamu vicdanı daha rahat ederdi. Çünkü kendisine isnat edilen suç çok ağır. ZAMAN |
ERGENEKON SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜ üyesi ŞENER ERUYGUR'un eşi;
12 ve 14. MAHKEMELER bizden ! SES KAYDI |
http://www.bugun.com.tr/newsFiles/1/...file/83873.jpg
Çiçek ifadeye gitmeden önce İlker Başbuğ ve komutanlarla yemek yemiş İkini kez tahliye edilen Kurmay Albay Çiçek, 10 Kasım törenlerinin ardından Karargah’ta, Genelkurmay Başkanı ve komutanlarla yemekte bir araya geldi. GELİNCİK SALOUNNDA ALTI GENERAL, BİR ALBAY AKP ve Gülen’i Bitirme Planı’nın altında imzası olan Albay Çiçek, Ergenekon savcılarına ifade vermesinin hemen öncesinde komutanlarla öğle yemeğinde buluştu. Genelkurmay Gelincik Salonu’ndaki yemeğe Orgeneral İlker Başbuğ ile birlikte dört kuvvet komutanı da katıldı. YEMEKTE 1.5-2 SAAT KOMUTANLARLA SOHBET ETTİ Çiçek yemeğe sonradan dahil oldu. Çiçek’ten kısa süre sonra, Genelkurmay İkinci Başkanı da salona geldi. Çiçek yemekte yaklaşık 1.5-2 saat komutanlarla sohbet etti. DURSUN ÇİÇEK’İ KARARGAH’TAN UĞURLADILAR İrticayla Mücadele Eylem Planı’nın altında imzası olan ve tutuklandıktan sonra ikinci kez tahliye edilen Albay Dursun Çiçek, 10 Kasım’da Genelkurmay Karargahı’nda Orgeneral İlker Başbuğ, Genelkurmay 2. Başkanı ve dört kuvvet komutanıyla birlikte yemek yedi. Karargah’taki Gelincik Salonu’ndaki yemek, Anıtkabir’deki 10 Kasım törenlerinin ardından, öğlen saatlerinde başladı. Çiçek’in yakın çevresinden alınan bilgiyle göre, yemeğe Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un yanı sıra Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Eşref Uğur Yiğit, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Aksay, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Işık Koşaner ve Jandarma Genel Komutanı Orgeneral A. Atilla Işık katıldı. Çiçek yemeğe, başladıktan bir saat sonra katıldı. Yemekte Albay Çiçek’e ‘general’ muamelesi yapıldı. Yemek başladıktan bir süre sonra, Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Aslan Güner de Gelincik Salonu’na geldi. Yemeğe ayrıca internet andıcında parafları olan birçok komutan da katıldı. Bir buçuk saate yakın süren yemekte sonra İlker Başbuğ, Genelkurmay 2. Başkanı’nı da yanına alarak kendi odasına geçti. 10 Kasım’da dikkat çeken bir başka olay da Savcı Zekeriya Öz’ün çağırdık gelmedi açıklamasından sonra Avukat Mustafa Çevik, Çiçek’in kanser olan annesinin yanında, Tokat’ta olduğunu açıklamıştı. Oysa Çiçek o gün Ankara’da ve Genelkurmay Başkanı’yla birlikte yemekteydi. (Kaynak: Mehmet Baransu/Taraf) |
Ahmet TAŞGETİREN-BUGÜN GAZETESİ
Asıl sorun yargıdaki Ergenekon Silivri'de bir büyük dava görülüyor. Ergenekon davası. Bu dava çerçevesinde ucu generallere kadar uzanacak şekilde askerler yargılanıyor, gazeteciler-yazarlar, üniversite öğretim üyeleri, istihbaratçılar, emniyet görevlileri, siyasetçiler yargılanıyor. Ergenekon derin bir yapı. Peki, acaba Ergenekon hiç yargıya uzanmadı mı? Yani yargı ayağı yok mu Ergenekon'un? Bu soru hep soruldu. Ama işin zorluğu var. Ergenekon davasını yargı görüyor ve o yargı, "Yargıdaki Ergenekon"u araştıracak... Bunun zorluğu açık. Hele "Yargıdaki Ergenekon", Silivri'deki davayı sürdüren kadroların çok üstünde bir kariyere sahipse, işin zorluğu bir kat daha artıyor ve belki de işi imkânsızlığa doğru sürüklüyor. Bir de her türlü ihtilafta son sözü söyleyecek olan yargının, yargı huzuruna çıkarılması "Yargıya baskı" iddialarına yol açabileceği için her zaman büyük tartışmalar getirmiştir. Şu anda patlak veren "Yargıdaki savaş" olayına baktığımızda, sözü geçen işin ne kadar zor olduğu daha iyi anlaşılır. Olay, bir "Telekulak olayı" gibi gözükse de meselenin derinliğinde, Ergenekon mücadelesinin bulunduğu açık. Hatta meselenin "Telekulak olayı" haline getirilmesi bile, Ergenekon savaşlarında benimsenen bir taktik olarak bile görülebilir. Çünkü olay o çerçevede ele alınırsa, "Dinleme karşıtı" bir kamuoyu oluşturmak, dolayısıyla Ergenekon duyarlılığını diskalifiye etmek çok daha kolay hale gelir. Oysa hadise Ergenekon boyutunda dikkate alındığında çok farklı bir görüntü ortaya çıkıyor. Bence haberin farklı çerçevesini Yeni Şafak verdi. Yeni Şafak'ta haber şu şekilde kurulmuştu: "On hakim ve savcının Ergenekon operasyonu kapsamında mahkeme kararıyla dinlenen bazı çete mensuplarıyla yaptıkları konuşmalar sırasında dinlemeye takıldıkları ortaya çıktı. Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz, YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu ile İstanbul Basın Savcısı Ali Çakır başta olmak üzere 10 yargı mensubunun mahkeme kararıyla dinlendiği öğrenildi. Edinilen bilgilere göre, Ergenekon soruşturması kapsamında İşçi Partisi'nin Genel Merkezi'ndeki aramada 50'ye yakın hâkim ve savcının telefon numaraları bulundu. Eski Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, bu deliller kapsamında, 'Ergenekon soruşturmasının yargı boyutunun ortaya çıkarılması' için soruşturma izni verdi. Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz'ün de bu dönemde aralarında Cumhuriyet Savcısı Murat Yiğit, hakim Hakkı Yalçınkaya ile savcı Ali Çakır'ın da bulunduğu ve terör örgütüyle ilişkileri saptanan 56 hakim ve savcıya ilişkin bilgileri Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu'na gönderdiği öğrenildi. Bu kapsamda Adalet Bakanlığı tarafından görevlendirilen 2 müfettiş İstanbul Adliyesi'nde bir süre inceleme yaptı. İki ay süreyle söz konusu hakim ve savcıların dosyalarını inceleyen, haklarındaki şikayetleri dinleyen müfettişlerin bir rapor hazırlayarak Adalet Bakanlığı'na sundukları belirlendi. Çetelerle dinlemeye takılan 56 yargı mensubunun isminin tespit edildiği ancak görevlendirilen 2 müfettişin yaptığı inceleme sonucunda sistemli ve düzenli olarak görüşen isimler üzerinde durduğu öğrenildi. Yargı mensuplarının Ergenekon operasyonu başta olmak üzere çetelere ilişkin bilgileri sızdırdıkları ve sanıkları yönlendirdikleri kuşkusunu yerinde bulan Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu 10 hakim ve savcının dinlenmesini uygun bulurken, 46 dinleme talebini ise geri çevirdi. Kısa bir süre önce emekliye ayrılan Bakırköy Adliyesi Savcısı Ali Çakır'ın Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Başkan Yardımcısı Ahmet Cinali ile yaptığı görüşme teknik takibe takılmıştı. Ergenekon sanığı Veli Küçük'ün de bir konuşmasında Mecit Ceylan'dan söz ettiği belirlenmişti. Basın davalarına bakan Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görev yapan hakim Hakkı Yalçınkaya'nın da Ergenekon sanığı Kemal Kerinçsiz ile yaptığı telefon görüşmesi dinlemeye takılmıştı. İstanbul Cumhuriyet Savcısı Murat Yiğit'in ise Ergenekon sanığı Adil Serdar Saçan'la yaptığı konuşmalar tespit edilmişti." Şimdi soru şu: Bu ilişkiler ağı ortaya çıkmasın mı? Klinik vak'a halinde bir YARSAV gerçeği var. Danıştay cinayeti şüphelerle yüklü. Bir "Yargıç" Cumhurbaşkanı yargılansın diye harekete geçiyor. Aydınlık bünyesinde, Başbakan'a, KKTC liderine kadar uzanan dinleme belgeleri ortaya çıkıyor. Liderleri Ergenekon'da yargılanan Aydınlık'ta, hakim listelerine rastlanıyor. AYM'den dışarıya bilgi sızıyor. Bunlar, "Yargı" açısından normal mi? "Yargıda Ergenekon" ukdesini kim çözecek? HSYK'nın, Yargıtay'ın ya da AYM'nin bu konuda bir girişimi var mı? Cin şişeden çıktı, diyoruz ya... O cin, bir gün yargı alanında da dolaşacaktı, bu kaçınılmaz bir şey. Cin şayet tüm karanlıklara ışık tutacaksa, hoş geldi safa geldi. |
Müebbet hapis cezası alması gerekenler rahat rahat dışarı çıkabiliyor. Ahmet Taşgetiren bey çok önemli bir noktaya parmak basmış, keşke daha uzatsaymış. Bu millete ihanet çetesinin kolları heryere uzanmış, artık radikal birşey yapmak lazım.
|
Bu iş anlaşıldıki hukuk yoluyla çözülemeyecek.Başbakanın yapması gereken tek birşey var,görevden almak.Bu güçler kavgası bitmez,bitmeyecek.Başbakan derhal ve derhal başbuğ paş ve ekibini görevden almalıdır.
|
Dursun çiçek dahi serbest bırakılmasına şaşırıldı.. yazıklar olsun.... Cuntacılar derhal yargılanmalı...
|
HSYK üyesi,Ali Suat Ertosun'un, Kent Otel'deki Ergenekon Toplantıları'na 13 defa katıldığı ortaya çıktı...
http://photos-a.ak.fbcdn.net/hphotos..._2680888_n.jpg Haziran sonunda çıkması gerekirken, Ergenekon, KCK ve faili meçhul savcıları-hakimleri ile bu operasyonlara izin veren İstanbul ve Diyarbakır başsavcılarının görevden alınması teklifi nedeniyle geciken yaz kararnamesi için HSYK bugün bir kez daha toplanıyor. Ek kararname şeklinde hazırlanan korsan taslağa itiraz eden Adalet Bakanlığı, toplantılara temsilci göndermedi. Teklifi getiren HSYK üyesinin Ergenekon toplantılarına katıldığını ve kararname taslağı HSYK’ya geldikten sonra Ergenekon sanıklarıyla görüştüğünün belgelenmesinin ardından bugünkü kritik toplantı sonrası yaz kararnamesinin açıklanması bekleniyor. HEDEFTEKİ SAVCI VE HAKİMLER 15 Haziran’da HSYK’ya gönderilen kararname taslağı konusunda bir ay boyunca sessiz kalan HSYK üyesi Ali Suat Ertosun, son dakikada verdiği önerge ile toplantıları kilitlemişti. Ertosun, Ergenekon savcıları ve Ergenekon davasına bakan mahkeme heyetinden iki hakim, PKK’nın şehir yapılanması KCK operasyonunu yapan 5 savcı, faili meçhul cinayetleri soruşturan savcılar, faili meçhullerle ilgili Kayseri İl Jandarma Komutanı Albay Cemal Temizöz’ü tutuklayan mahkeme heyeti başkanının görevden alınmasını istedi. Ertosun, Ergenekon ve KCK operasyonlarına izin veren İstanbul ve Diyarbakır Cumhuriyet başsavcılarının da görevden alınmasını talep etti. Adalet Bakanlığı, söz konusu girişime yargı bağımsızlığını zedelediği, yargıya müdahale niteliği taşıdığı, hakimlik teminatına aykırılık barındırdığı gerekçesiyle karşı çıktı. Bazı HSYK üyelerinin korsan taslağı geçirme konusunda ısrar etmesi üzerine son iki toplantıya Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve Adalet Bakanlığı Müsteşarı Ahmet Kahraman katılmayınca müzakereler bitmedi ve kararname de çıkmadı. KENT OTEL MÜDAVİMLERİNDEN Ergenekon savcılarının görevden alınmasını isteyerek kriz çıkaran HSYK üyesi Ertosun’un, Ergenekon iddianamesinde ‘örgüt toplantısı’ olarak gösterilen Kent Otel Toplantıları’na 13 kez katıldığı ortaya çıktı. 15 Haziran’da kararname taslağının HSYK’ya gönderilmesinin ardından Ertosun, Ergenekon sanığı Engin Aydın ile görüntülenmişti. Tüm bu ilişkilerin deşifre olmasının ardından teklifin ‘Ergenekon savcıları ve hakimleri kalsın ancak KCK ve faili meçhul savcıları alınsın’a dönüştüğü iddia edilmişti. Mustafa Duyar’ı Ertosun’a sorun Ergenekon iddianamesinde, Sabancı suikastı sanığı Mustafa Duyar hangi cezaevine nakledilirse Nurişler olorak bilinen Nuri ve Vedat Ergin’in de oraya nakledildiği ve sonunda Duyar’ın Nuriş tarafından öldürüldüğü anlatıldı. Nuri Ergin, ‘Zekeriya Öz, Ali Suat Ertosun’un neden Mustafa Duyar’a yakınlık gösterdiğini sorgulasın’ dedi. O dönem Ertosun Ceza Tevkif Evleri Genel Müdürüydü. Ankara’da çok ilginç trafik 15 Haziran’da kararname HSYK’ya gitti. Sonra Ertosun’la Aydın buluştu. Aydın daha sonra YARSAV Başkanı ile bir araya geldi Adalet Bakanlığı’nın 15 Haziran’da yaz kararnamesini tamamlayarak HSYK’ya göndermesinin ardından Ankara’da ilginç bir trafiğin yaşandığı ortaya çıktı. Star geçen hafta HSYK üyesi Ali Suat Ertosun ile Ergenekon sanığı Engin Aydın’ın 15 Haziran’dan sonra yaptıkları görüşmenin fotoğraflarını yayınlamıştı. Görüşme trafiğinin bu kadarla bitmediği ortaya çıktı. HSYK’DAN ÜÇ İSİM YARSAV ÜYESİ Engin Aydın’ın, Ertosun’la görüştükten hemen sonra YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu ile buluştuğu belirlendi. Eminağaoğlu, Engin Aydın ve Ergenekon şüphelisi Sabih Kanadoğlu’nun avukatı İsmail Sami Çakmak ile aynı masada yemek yerken görüntülendi. YARSAV’IN SUSKUNLUK NEDENİ BU MU? Ergenekon, KCK ve faili meçhul savcılarının görevden alınmasının istendiği HSYK’nın üç üyesinin YARSAV üyesi olduğu ortaya çıkmıştı. Atama bekleyen ancak geciken kararname nedeniyle zor günler geçiren hakimler ‘YARSAV niye sessiz? Bizimle ilgilenmesi için illaki Ergenekoncu mu olalım?’ diye isyan ediyorlar. Suskunluğun nedenini de bu fotoğraf açıklıyor. Star Gazetesi http://photos-c.ak.fbcdn.net/hphotos..._1746765_n.jpg |
All times are GMT +3. The time now is 09:40. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
AK Parti Forum 2007-2023