Korkma, devret yetkini!
 

Korkma, devret yetkini!

Yönetimin olmazsa olmazlarına herkes kafa yorar durur. Normaldir. Mesela geçtiğimiz günlerde Brian Trcay’i dinledik. United Eğitim Danışmanlık’ın Türkiye’de temsilciliğini yaptığı Brian Tracy konferansında genel yönetim konularında bir gezinti yaptırdı dinleyicilerine. Konuşmacı ne kadar tecrübesini konuşturursa o kadar başarılı oluyor. Tracy de yılların tecrübesini müşahhas olaylarla anlatararak ilgi çekmeyi başardı.
Üzerinde önemle durulan konulardan biri yine “delegasyon” yani “yetki devretme” idi. Yöneticinin en kritik görevini iyi adam seçmek ve sonra onu gerekli yetkilerle donatmak olarak özetledi.
Hemen her yönetim konferansında bu yetki devri konusu gündeme gelir. Yedi sekiz yıl kadar önce bendeniz de bir fuar dolayısıyla konuşmacı olarak davet edilmiştim. Konu yetki devrine gelince, ön sıradaki yöneticiler arasındaki Vali Beye takıldı gözüm. Kendisine bu konuda soru sormak üzere izin istedim. Yönetim konularına özel ilgisi olduğundan olsa gerek açılış konuşmalarından sonra hemen kalkıp gitmemiş olan Sayın Valimiz ile şu diyaloğu gerçekleştirdim:
R.İ: Sayın Valim, diyelim ki filan ilçenin Devlet Hastanesinde genel temizlikçi olarak görev yapan bir çalışan görevini iyi yapmıyorsa bu çalışanı hastane başhekimi veya müdürü işten çıkarabilir mi?
Vali: Hayır.
R.İ: Peki bu çalışanı, ilçe sağlık müdürü veya il sağlık müdürü, kaymakam işten çıkarabilir mi?
Vali: Hayır.
R.İ: Peki efendim siz bu çalışanın görevine son verip, yeni bir elemanı işe alabilir misiniz?
Vali: Hayır.
R.İ: Peki efendim bu işe yaramayan elemanı kim ve nasıl değişterecek?
Vali: Hakkında işini yapmadığına dair tutanak tutulacak, Ankara’dan müfettiş gelecek, müfettişin raporu sonrasında Ankara’dan müsteşar veya bakanın oluruyla işine son verilecek; yargı yolu açık olmak üzere!..
Yıllarca en ince seçme kriterleriyle göreve getirilen bir Vali’ye bile böyle bir yetki verilmeyince mesela sağlık hizmetlerinde verim alınabildi mi? Bizim nesil Devlet Hastanelerinin yirmiş beş otuz yıl önceki halini iyi hatırlarlar.
Şimdi ne oldu da hastaneler daha bir temiz ve düzenli oldu. Mesela temizlik işleri bir firmaya ihale edildi, temizlik işçilerinden işe yaramayanlar o hastanede görevli şefin teklifi ve firmanın müdürünün onayıyla, (tabii tazminatı ödenip, insanca bir muameleyle) işten çıkarılabilir hale geldi.
Özelleştirme denilen düzenlemelerin belki de en önemli faydası; asırlardır devredilemiyen “yetki”lerin alt kademelere devredilmesini sağlamasıdır. “Yönetimin en etkili olanı ‘yerinden’ olanıdır.”
Bu “söz” de benden olsun...

İş Dünyamız
Resul İzmirli