![]() |
Seda Şimşek - Monark mı Cumhurbaşkanı mı Seçilecek?
Seda Şimşek
http://imagizer.imageshack.us/v2/xq90/842/d9cn8.jpg Monark mı cumhurbaşkanı mı seçilecek? Türkiye ilk kez halkın seçtiği cumhurbaşkanı modelini deneyecek. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı adaylığına karşıtlık başta CHP ve MHP tarafından, genellikle “bir cumhurbaşkanının ‘siyaset üstü’ veya ‘siyaset dışı’ olması gerektiği ilkesi”nden hareketle inşa edilmeye çalışılıyor. Peki, her fırsatta atıfta bulunulan bu ilke, demokrasinin, cumhuriyetin bir ilkesi mi? Kaynağını nereden alıyor? Cumhuriyetçi monarşinin ilkesi “Siyaset dışı” ya da “siyaset üstü” bir devlet başkanı, demokrasinin değil tek başına cumhuriyetin de değil cumhuriyetçi monarşinin ilkesidir. Avrupa'daki demokratik parlamenter rejimlerin hemen hemen yarısının monarşilerden oluşması sebebiyle ortaya çıkmış, monarşilerden kalma bir mirastır. Bu ülkelerde çoğunlukla monarşinin demokratik parlamenter rejim açısından en büyük yararı, yansız ve partiler üstü, yani siyaset dışı bir devlet başkanlığını gerçekleştirmesi olarak görülüyordu; çünkü seçimle gelen devlet başkanlarının tarafsız veya partiler üstü olması mümkün değildi. “Monarşi”lere tarihî bir perspektifle bakıldığında, seçme ve seçilme hakkına sahip her vatandaşın parlamentoya giremeyeceği veya halkın oylarıyla cumhurbaşkanlığı makamına oturamayacağı gerçeği ile karşılaşırız. Yani, cumhuriyetçi monarşilerde her vatandaş cumhurbaşkanı olamaz. Prof. Dr. Hikmet Özdemir, bu durumu "Cumhuriyet de aslında bir aristokrasi üretmiş olur. Bir tür yeni hanedanlık. Öncekilerden farkı kan bağına, bir nevi verasete dayanmayışıdır” diye ifade eder. “Siyaset dışı” ya da “siyaset üstü” devlet başkanının, kökü, kökeni, özeti siyaset bilimi açısından böyle. O hâlde, bu ilkeden hareketle cumhurbaşkanı adayı belirleyen CHP ve MHP’nin önünde cevaplanması gereken bir soru çıkıyor: Bir monark mı yoksa cumhurbaşkanı mı seçilecek? Cumhurbaşkanına, “devletin başı” sıfatının yanı sıra “partiler arasında bir hakem” yahut “ombudsmanlık” rolü yüklenmesinden dolayı belki “siyaset üstü” tarifi yapılsa da, halkın oyuyla seçilecek bir cumhurbaşkanının “siyaset üstü”, “siyaset dışı” niteliklere büründürülmesine demokrasilerde pek rastlanmıyor. Kimi parlamenter rejimlerde cumhurbaşkanına sembolik yetkiler verilmesi yahut yarı başkanlık modelinde yetkilerinin güçlendirilmiş olması onun “siyaset üstü” veya “siyaset dışı” olmasıyla alakalı değil. Son seçimden % 45 oy alarak çıkmış bir cumhurbaşkanı adayı karşısında, ifade ettikleri ilkelerin yanı sıra CHP ve MHP’nin tabanlarından azade, sadece iki genel başkanın mutabakatı ile cumhurbaşkanı adayı belirleme yöntemi de “cumhuriyetçi monarşi”ye has bir yöntem. Bu yöntemle belirlenen bir adayı kendi tabanları dâhil kimseye “demokrasi” diye yutturamazlar. Zigana Dağı’nın tepesindeki portakal ağacının Çankaya’ya dikilmesi 2007 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 367 garabeti ile Meclis’e cumhurbaşkanı seçtirilmemesinin bir sonucu olarak Türkiye’de artık cumhurbaşkanlarını halk seçiyor. O gün 367 garabetinin içinde bir aktör olarak yer alanlar, bugün halkın önüne “siyaset üstü, siyaset dışı cumhurbaşkanı” formülü ile çıktılar. Aslında durdukları yer hep aynı: “Halksız cumhurbaşkanı.” Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı adaylığı ve seçilirse “halkın seçtiği ilk cumhurbaşkanı” olması hâli, aslında Türkiye'de adı konulmamış, parlamenter sistemin ardına gizlenmiş “cumhuriyetçi monarşiye” karşı bir meydan okumadır. “Zigana Dağı’nın tepesindeki portakal ağacının” Çankaya’ya dikilmesidir. Rahatsızlık da bundan. Kaynak Bugün 10.07.2014 |
All times are GMT +3. The time now is 19:37. |
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
AK Parti Forum 2007-2023