AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu| (https://www.akpartiforum.com/index.php)
-   Tartışıyorum (https://www.akpartiforum.com/forumdisplay.php?f=121)
-   -   Görünmeyenler (https://www.akpartiforum.com/showthread.php?t=35178)

rikopasa 07-09-2008 09:46

Görünmeyenler
 
Alıntı
Türklerin gurur kaynağı olan ve onurunu temsil eden Ergenekon adı konulan soruşturma, aslında bizlere bugüne kadar söylenmeyen birçok gerçeğin ortaya çıkmasına da neden oluyor. Bunlardan bence en önemlisi bizim askeri karargâhlarımıza sızmanın ne kadar kolay olduğunu göstermesi.

Bir karargâh düşününki gizli görüşmelerin videosu çekilebiliyor, Dağlıca baskınının belgeleri, kuvvet komutanlarının günlükleri gazetelerde yayınlanabiliyor. Haberleşme özgürlüğünün en önemli merkezi sanki mübarek yerler. (Bu arada kusura bakmayın aklımdayken yazmam lazım, bizim zamanımızda askerlerin cerideleri, kızlarında günlüğü olurdu, devir ve kurumlar değişmiş anlaşılan)

Eee, karargâhlar böylesine yolgeçen hanına dönerse bir gazetecinin, savcının eline geçen istihbarat bilgileri, neden PKK terör örgütünün eline geçmesin? Herhalde onlarda tüm operasyonlara ait bilgileri, Kandil’i ziyaret eden veya Mecliste bulunan kankaları aracılığıyla önceden alabiliyorlardır. Belki de uzun süredir kayıplarımız bu nedenle akıl almaz boyutlarda, her gün bir iki evladımızı şehit veriyoruz.

Ben başından beri emekli askerlerin darbe yapacağına inanmadım. Bunun en son başarısız örneği 1963 yılında Albay Talat Aydemir tarafından denendi. Ancak bu gidişatın tehlikeli yanı, terörle mücadele eden komutanları, terörist diye gözaltına alıp yargılamaya başlamak. Ama biz bu başarıyı gösterdikten sonra yakında teröristlerle çarpışacak, asker ve subayda bulamayabiliriz. Acaba bu soruşturmaların amacı da bumu?

Yahut ta birinci torba olayı ile gururu zedelenen Türk ordusunun siyasiler karşısında elini kuvvetlendirmek ve yola getirmek için oynanan bir başka oyun olabilir mi? Hani şu BOP veya Ilımlı İslam tezgâhları gibi. Bilemiyorum ama her şey o kadar çirkin ki, artık midem kaldırmıyor.

Mutlaka yakında Atatürk’ü seviyorum demekte suç sayılacak. Gidiş o gidiş. Veya bir gece kalkacağız ki birileri, anayasa kaldırılmıştır, Kuranı Kerim yeni anayasamızdır, hâkimlerin yerini kadılar alacaktır derse de hiç şaşmayacağım. Yakışır da Araplara bu kadar özenilen bir ülkede Arapvari bir sisteme geçiş mutlaka ılımlı İslam olacaktır.
İyi de Kral kim olacak. Şu anda krallar hep hastalıklı ve veliahtları kim olabilir. Yoksa birde taht kavgası mı yaşayacağız, halifelik geri gelecek mi? Plajlarda bikinili kadın görüntüleri gösteren Türk TV’leri de bu konuda çaba harcasa iyi olur. Zira yakında bu tür görüntüler de doğal olarak yasaklanacak.

Tabii bu arada insan haklarına saygılı Avrupa Birliği ve ABD gözaltında daha neyle suçlandığını bilemeden ölen kişiler konusunu da, aynı kedilerin pisliğinin üzerini örtmeleri gibi örteceklerdir. Onlar için ölçü vatan ve milletini sevmeyeceksin, Türkiye’ye düşman olacaksın o zaman senden iyisi yok.

Diyarbakırlara kadar giden gözlemcileri ve diplomatları için masum insanların ölmesi bir ölçü olamaz. Ancak teröristleri kollar ve korurlar. Olacak o kadar. Onlarda haklı, rahmetli futbol federasyonu başkanına Türk basının verdiği önem, yaşamını gözaltındayken kaybeden ve neden gözaltına alındığı bilemeden ölen zavallı Kuddusi Okkır’a verilmedi. Keneden insanların öldüğü bir ülkede susuzluktan Konya ovası çöle dönen bir memlekette aslında normal olmalı.

Yani bizler hala kendi haklarımızı ve bize, insanlığımıza karşı işlenen suçlarda başkalarının çıkıp bizi savunmasını ve bize haksızlığı yapanları cezalandırmasını bekliyorsak vah bize. Yanmışız ki yanmış. Ha, birilerinin aklından bu tür olaylarla Atatürk’e inanları korkuttukları falan geliyorsa, kendilerine fizikteki etki ve tepki yasasını hatırlatırım. Vallahi kendi adıma söyleyeyim çok korktum.


Kaynak: Savaş Süzal

Alıntı

Cambaza baktırılırken” birileri –“malı” bildiğimiz anlamdaki Türkiye Cumhuriyetini götürüyorlar, parça parça, ama bilinçli ve maksatlı olarak! “Ergenekon” harekâtıyla eş zamanda- Kıbrıs’ta – teslimiyet ve tavizin arkasından, Ermeni meselesi gelecek ve de düşmanların dağarcıklarında, ne kadar, hangi kuyruk acısı varsa onlar da, Sevr’de olduğu gibi karşımıza çıkarılacak!

Ergenekon operasyonuyla tutuklanan orgeneral ve generallere “vurulurken” asıl onların şahıslarında, tüm Türk Ordusuna saldırıldığı, gittikçe daha küstahlaşan iç ve diş çevrelerin, söz ve yazılarından belli! İçimizdeki – medyadaki, “liboştan” öte “hainler”, dış düşmanlarla söz ve elbirliği yaparak, kendi Ordularını saf dışı kılmaya çalışıyorlar! İki Orgeneral tutuklandığı için ağızları kulaklarına varıyor! TARAF gazetesi bu haberi nispet yapar gibi, Hurşit Tolon Paşanın Şener Eruygur Paşanın büyük üniformalarıyla çekilmiş boy fotoğraflarıyla vermiş!

Seviniyorlar, Öyle ya, “TSK” engeli - onlara göre, “tehlikesi” ortadan kalkarsa, menfur emellerine, pervasızca, kolaylıkla, ulaşacaklar! O kadar aşikâr, alçakça bir oyun ki bu, “büyük gözaltı operasyonları”, sözde delil ve ayrıntıları artık Türk milletinin ve Ordusunun nefsi müdafaaya – sathı müdafaaya ve müdafaa geçmesi vacip oluyor!

KÜRT SORUNU

Ve tabii, aynı zamanda en açık ve yakın tehlike bölücülük ve Büyük Kürdistan tehlikesi. Eğer Türk ordusu, böylece, saf harici kılınırsa bu tehlikeye karşı ülkenin bütünlüğü nasıl savunulacak? Burada da belli bir fesat var! Ve tesadüf mü, tutuklanan Generaller, subaylar, hep Güneydoğu’da kahramanca görev yapmış kişiler… Ve tesadüf mü? Eş zamanda Fethullah Hocanın “Yazarlar ve Gazeteciler Vakfının” Abant Platformunda, "kürt Sorunu: Barışı ve Geleceği Birlikte Aramak" konulu paneli yapılıyor! Konu: “Barışçı Çözümün yolları” Eşhas bilumum sözde aydın liboş kürt Muhipleri Mehmet Altan, Cengiz Çandar, vs. Ortak teşhis: “kürt sorununu 'bürokratik elit'in tavrı derinleştiriyor”. Pekiyi “Bürokratik elit” kim: bazı siyasi partiler gerçek aydınlar, yargı, ama en önemlisi “Askeri Bürokrasi” yani Ordu! Bu ordu olmasa barışçı çözüm ne kadar kolay olacak!

Bu “sivil” Panelin açış konuşmasını devletin “resmi” Bolu Valisi, Halil İbrahim Akpınar, yapıyor. kürt sorununun, askerler başta “bürokratik elit” yüzünden, Türkiye'ye ayak bağı olduğunu söylüyor!

Ve emekli MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş PKK terörünün çözülemeyen kürt sorununun sonuçlarından biri olduğunu söylüyor! Anlamı Ordu “barışçı çözüme” engel!

Panel’de, açıkça “çözüm Federasyondur” diyemediler ama çok kültürlülük… AB’nin, Güneydoğu’da, henüz olmayan, bölgesel Yargıtay’ın binasını ve okulları inşa etmesi, “federasyonun” hazırlıkları. Daha acısı Anayasanın amir hükmüne rağmen, “çok dilli toplum” anlayışı önce kürtçeden başlayarak, TC’nin değişmez, temeli olan “tek dile” tecavüz var! Ve bu iktidar TRT de kürtçe yayınları başlatarak buna katılıyor. Türkçe bilmeyen Kürtlere Türkçe öğretmek yerine kürtçe bilmeyen Kürtlere kürtçe öğretecek ve Büyük Kürdistan’ın bir temeline katkıda bulunulacak!

Ve bu sırada Kürtler nüfusları artarak bütün Türkiye’ye yayılıyorlar Musa Anterin dedikleri olacak. O, “Biz neden Şırnak ta Diyarbakır’da sıkışıp kalalım Mersin de Antalya da bizim” demişti! Bu tehlikenin farkında mıyız?

MELİK FIRAT

Bu platformda, panelde söylenenler çok. Fakat asıl HAK-PAR Onursal Başkanı Abdülmelik Fırat’ın Şeyh Sait’in torunun söyledikleri “Biz yorgun savaşçıyız. Ben yalnızca 50 sene bir zulme duçar kalmadım. Aile olarak 9. kuşaktan gelen bir zulmün son halkası olarak konuşuyorum. Türk aydınları, demokratik bir anayasa ortaya çıkarmazsa Kürtlere hiçbir şey veremez.” demiş

Melik Yassı ada’da koğuş arkadaşımdı! Bu sözlerine karşılık, daha önce de yazdığım Onunla ilgili bir koğuş anısını hatırlatmanın zamanıdır. Melik koğuştaki sohbette bana açıkça “Bir gün gelecek Türklerin analarını belleyeceğiz” demişti! Orada her fırsatta, dedesinin Şeyh Saitin idam edilmiş olmasının hıncını ifade ederdi! Şimdi de sözünü ettiği “elli yıllık zülüm” bu!

Cumhuriyet ve ordu Kürtlere yıllarca zül metti –kimliklerini inkâr etti- başkaldırılarını bastırdı!


Sözlerin özü: “mani (Türk Ordusu” ) zail edildi “memnular (yasaklılar” ) avdet edildiler!


DİP NOTU- Bu yazı yazarken Mustafa Balbay’ın tutuklama ve sorgulamalarda başına gelenleri anlatmasını dinledim. Sadece ona sorulan sorular ve yargılanmasına sebep olacak “suçların” ifadesi Hem kara mizah hem de bu operasyonun ne kadar büyük bir balon olduğunu gösteriyor! Bu balon birilerin yüzüne patlayacak!






Kaynak : Altemur KILIÇ


All times are GMT +3. The time now is 01:00.

Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
AK Parti Forum 2007-2023