AK Gençliğin Buluşma Noktası
Köşe Yazıları Köşe yazıları burada paylaşılıyor.



Cevapla
Seçenekler
 
Alt 11-25-2011, 19:13   #1
Kullanıcı Adı
Cihannur
Standart Prof. Nevzat Tarhan - Dersim, Özür, Kerbela Travması ve Tazminat Hakkı
Prof. Nevzat Tarhan



Dersim, özür, Kerbela travması ve tazminat hakkı


Kerbela olayı Emeviler’in uzun ömürlü olmamasının en büyük nedeniydi. Abbasiler 500 yıl yaşarken Emeviler’in 80 yıllık kısa ömrü anlamlıdır. Dersim konusuna gelince...


Gerçeklerle yüzleşip özür dilemek, nefreti arttırmaz tam tersi bağışlamayı sağlayarak düşmanlığı azaltır.

İnsanların hayatında travmatik yaşantılar da olduğu gibi toplumların hayatında da travmatik yaşantıların toplumsal davranışları belirleyici etkisi vardır. Kerbela olayı Emeviler’in uzun ömürlü olmamasının en büyük nedeni idi. Hemen sonraki dönem Abbasiler 500 yıl yaşarken Emeviler’in 80 yıllık kısa ömrü anlamlıdır.

Zalim yöneticiliğin ve siyasetin çıkarının girdiği yerde kardeşliklerin kolayca unutulmasının acı örneği o tarihlerde yaşanmıştı. Emeviler’in siyasi otoritesine itiraz eden, verilmiş sözlerin tutulmasını isteyen seyyitler topluluğu katledildi. O acının etkisi ile halen Mezopotamya’nın acı çekme kültürünün Muharrem ayında yaşatıldığını biliyoruz.


Aynı biçimde Seyit Rıza, Anadolu’daki seyyitlerdendi. Osmanlı zamanında aşireti istenmeyerek de olsa idare edilmişti. Doğru dürüst vergi vermeyen, askere adam göndermeyen ama isyan da etmeyen bu topluluğu Osmanlı özel fermanlarla isyan ettirmeden yönetebiliyordu.


Fakat Cumhuriyet döneminin yukarıdan aşağı modernleşmesine direnen, eski alışkanlıklarını terk etmeyen ve Şeyh Sait isyanına karışmayan, ancak isyan etmeyen bu topluluğu o tarihlerin Ergenekonu tahrik etti. Tıpkı Şeyh Sait’in düğününe baskın yapıp isyanı başlatan, Menemen’de ne olduğu belirsiz olayları gibi…


O tarihlerin Ergenekon çetesi, Said Nursi’yi ve Arvasi’leri tahrik edip taraftarlarını sokağa dökmeyi başaramamıştı.

6-7 Eylül azınlık katliamı, 12 Eylül öncesi Maraş, Çorum olayları, 27 Mayıs Hürriyet meydanında Üniversiteli Turan Emeksiz’in öldürülmesi olayları gibi faili meçhul olaylarla halk tahrik edilerek olaylar başlatılıyor ve sonra “En kötü olasılıklı senaryoya göre hazırlanmış harekat plânı” uygulamaya geçiyordu.

En kötü olasılıklı senaryo olarak hazırlanmış Balyoz plânının ayrıntıları incelendiğinde Adapazarı, İzmit ve Fatih camii olayları ve arkasından isyana müdahale senaryoları ne kadar birbirine benziyor.

Osmanlı döneminde Yavuz Sultan Selim, Doğu Anadolu’da benzer katliam yapmak istiyor; fakat tarihçilere göre şeyhülislamın fetva vermediği Dersim benzeri kıyımın gerçekleşmediği biliniyor. Çünkü Osmanlı dönemi hukuk içinde kalarak asayişi sağlamayı esas almıştı.


Ancak Cumhuriyetin ilk yıllarında “Devletin âli menfaati için hukuku rafa kaldırarak” isyanlara müdahale olağan bir durumdu.


Bu uygulamalar toplumsal yara oluşturuyordu. Mamafih Sayın Başbakan’ın açıkladığı belgede şu cümlelerin satır aralarını iyi okumak gerekiyor.


“Dersim gittikçe Kürtleşiyor, mefkureleşiyor, tehlike büyüyor. Seyit Rıza'nın hükümete karşı takındığı vaziyetten kendisine husumetleri hasabile müteessir olan bazı aşairin hissiyatının da istifadeye çalışılacaktır.

Dersim, Hükümeti Cumhuriye için bir çibandır. Bu çiban üzerinde kat'i bir ameliye yapmak ve ihtimalatı elimeyi önlemek, selameti memleket namına farzı ayindir…”

1-Bazı aşiretlerin hissiyatından istifade eden o tarihin provakosyanları nelerdi?

2-Dersim’in Türkleşmeye direnmesinin suç sayılması dikkat çekiyor.

3-Çıban’a müdahale eder gibi düşünülüp ameliyat-ı cerrahiye çözüm olarak sunuluyor.

Muhtemelen Seyit Rıza, İstiklal savaşını desteklemiş birisi olarak böyle bir oyuna geleceğini hiç düşünememişti.

Sonuçta o bölge insanının unutamayacağı acılar ve kayıplar yaşandı. Anlatılar halinde bugüne geldi; hatta yanılmıyorsam yönetmenliğini Özgür Fındık’ın yaptığı ‘Kara Vagon/38 Dersim Sürgünleri’ adlı bir belgesel de yapıldı.

Çözülmemiş travmaların çözülmüş travma haline gelmesi için hem mantıksal hem de duygusal çözümlenmesi gerekmektedir.

Travmalarda yüzleşme ile gerçek ortaya çıktıktan sonra dört türlü tepki çözümlemeyi sağlar.

1-İntikamın alınması,

2-Kurban ve mağdurun kusurluyu affetmesi,

3-Kusurlu tarafın özür dilemesi,

4-İntikamın kader mahkemesine havale edilmesi.

Güneydoğu’da ve Dersim’de teröristin çok yetişmesinde çözülmemiş travmanın büyük rolü vardı; tarihî gerçekler konuşulamıyor dolaylı psikodinamik işliyor, öfke farklı ifade ediliyor, acılar sürüyordu.

Başbakan ileri bir tavırla kanayan travmaya özür ilacını uyguladı. Gerçeklerle yüzleşip özür dilemek nefreti artırmaz; tam tersi bağışlamayı sağlayarak düşmanlığı azaltır. Yarayı yanlış tedavi eden uzva zarar veren hekim bedelini ödemeli veya affedilmeyi beklemeliydi.

Özür dileyen tarafın özürün kabulü için kan parası vermesi de gelenek haline gelmiştir. Dersim kurbanları kuru özürle yetinmeden mahkeme yolu ile en azından tazminat davaları açabilirler mi?


Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde davalar şimdiden kazanılmış olarak düşünülemez mi?

Haber 7 25.11.2011

 

Cihannur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Cevapla


Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi