![]() |
#1 |
![]() ![]() Ya Rahman… Rahmet eden, Rahmetinde, merhametinde sınır olmayan… “Şüphesiz Allah’ın yüz Rahmeti vardır. İşte onlardan bir Rahmet vardır ki; mahlukat kendi aralarında birbirlerine onunla acırlar. Doksan dokuzu ise kıyamet günü içindir.” ( Müslim, tevbe 20) buyuruyor ya Allah Resulü (s.a.v) bir hadisi şeriflerinde, işte dünyada payımıza düşen o bir Rahmet ile geldi bir kez daha bahar… Güneş, çözdü buzlarını, kıştan kalma donmuşlukların… Yine Rahmetin bir tecellisi olan soğuk havadan kaçıp korunaklı evlerde geçirilen kıştan sonra… Sobada fokurdayan çaydanlığın yanı başında mis kokular salarak patlayan kestanelerin ve fırında kumpir olan patateslerin verdiği keyiflerle dolu kış akşamlarından sonra… Balkon veya bahçelere kurulan masalarda baharın tüm güzelliklerini seyrederek yudumlanan çaylara geldi sıra… Rahmetin tecellisi ile güneş ısıttı; kışın içe işleyen soğuğundan arınmaya çalışan tenleri ve soydu kışın giydirdiklerini… Rahmetin tecellisi ile toprağını çatlattı tohum… Çeşit çeşit sebze olma yolunda… Yine Rahmet ile çiçekler bastı ağaçları… Her ağaçta farklı renk ve kokuda çiçekler önce gözleri doyurdu zevkle ve ardından biri diğerine benzemeyen lezzette meyveler damaklarda unutulmaz tatlar bırakmaya başladı. Rahmetti bahar güneşi eşliğinde ve her birini bir meleğin taşıdığı, tenlere pamuk misali yumuşak dokunuşlarla konan damlalar… Sağanak altında yıkanan çamlar ve ıslanan topraktan yayılan enfes kokular… Rahmetin tecellisi ileydi kışın dinlendiriciliği ve ardından gelen baharın içi kıpır kıpır eden coşkusu… Kırlangıçların baharın kanatlarına takılıp yuvalarına dönüşleri, yardımlaşarak ve cıvıldaşarak yuvalarını tamir edip yeni yavrularını yeni evlerinde karşılamaları Rahmetleydi. Bir tavuğunun civcivlerini korumak için tilkinin karşısında duruşu ve yavruları için kendini feda edişi Rahmetleydi. “Bir annenin çocuğuna olan merhameti Allah’ın Rahmet denizinden bir damla bile değildir.” buyuruyor ya Allah Resulü (s.a.v), annenin yavrusunu bağrına basması, süt vermesi, bakıp koruması Rahmetleydi. Olmasaydı Rahmet; doğar mıydı her sabah güneş? Olmasaydı Rahmet yorgun bedenlerin dinlenmesi için gecenin simsiyah örtüsü çekilir miydi gökyüzüne? Olmasaydı Rahmet yağar mıydı bereket? Olmasaydı Rahmet ekinler olgunlaşıp başaklar taneye durur muydu? Olmasaydı Rahmet sarar mıydı canlıları sevgi gibi doyumsuz lezzet? Ve olmasaydı Rahmet akar mıydı gözyaşı gönülden Ya Hak! diyerek… Ya Rahman! Rahmetinde sınır tanımayan! Rahmetini, merhametini çekme bir an bile üzeremizden… Eylül Başak Sayha dergi
![]() |
|
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|