06-18-2013, 20:21 | #1 |
Riyâkâr Batı
RİYÂKÂR BATI
Bosna, Çeçenistan, Filistin’de sen, Kaç bin kere düştü, medenî masken, Dilerim.. Cehennem, sana son mesken, Vahşet kusan kalbin, taştan da katı, Utanmaz.. Arlanmaz.. Riyâkâr Batı. Nezâket bir yana, kalem bir yana; Şiir âdâbını, bozdurdun bana, Gerçi.. Ne söylense, az gelir sana; Yüksek kalır senden, alçak sıfatı, Kendini beğenmiş, zavallı Batı. İnsan haklarından nutuklar atan! Tarihine baktım.. Her sayfası kan. Bâri katlettiğin, çocuktan utan. Çökecek.. Üstüne, bir gün bu çatı, Arz’ın yüz karası, kudurmuş Batı. Sonun başlangıcı sanma uzakta; Gör ki; o korktuğun dev uyanmakta. Er geç çözülecek, bu düğüm Hakk’ta, Hüsrâna mahkûmdur kâfir fıtratı, Şeytanın kuklası, vicdansız Batı. Nâmustan sıkıldın, edepten kaçtın, Vücudunda mahrem kalmadı.. Açtın, Sonunda şehveti, sokağa saçtın, Oysa aleniyet, hayvan ruhsatı, Edepsiz, iffetsiz, nikâhsız Batı. Hayvanlar, baş manken yeni modanda, Artık, köpeğinde yatak odanda. Yakındır.. Boğulman, bu toz dumanda, Sapıklık üstüne kurdun hayatı, Saldırgan, cür’etkâr, pervâsız Batı. Önder olsan bile, teknikte, fende, Esrarkeş çocuklar ordusu sende. Bekâret, “bağnazlık” oldu sayende, Batsın.. Bu kurduğun şer saltanatı, Ahlâk fukarası, şımarık Batı. Senin hayranların; ezik insanlar, Mânevi mayası, bozuk insanlar, Silik, şahsiyetsiz, yazık insanlar, İslâm neferinin, yoktur fiyatı, Bunu öğren artık, meşrepsiz Batı. Cengiz Numanoğlu
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
|
|