06-28-2010, 21:19 | #1 |
Rüveyda
Ah rüveyda gönlümde yaktığın ateş
Korkarım ki mahşerde davacı senden Sen misin yoksa zaman mı kalleş Ey hiçlik gömleğine kiralı beden Bak herşey aleyhime olmuş seferber Kaderimle şeytanlar oynar sinsiden İnsanlar ismiyle müsemma derler Bu istisna kaideyi bozar cinsinden Dudağı ağlamaklı bir çocuk gibi En temiz duygularla seslendim durdum Gelsen de anlamazdım ben geldiğini Ben senin yerine hicranı koydum Ben miyim sen söyle aşk gemisinde Sevdayı kaldırıp bırakan suya Hangi gemidesin ki neyin izinde Sahip olup çıktın bu sahte huya Bir çocuk dilinde masum bir türkü Duyarsan sen bilki işte ben oyum Bir imam söylerse yar öldüğümü Ölümüme rüveyda diye ad koyun Ya gel gönül vahamın sultanı sen ol Yada serap diyerek görünme bana Bu çöller ki şansıma düşen bir yol Olurda bir gün hani getirir sana Görülmedik sevdanın yol almışları Mutlu olmuşlar mıdır nerden bileyim kKm doyurur uğruna aç kalmışları Ölüm vuslat ise hemen öleyim Gözümden gönlüme düşen her damla İçimde bir rüveyda besler de durur Desem de bu sevgi uzar sonsuza Gün gelir bu gözün yaşı da kurur Ellerim üşüyorsa temmuz ayında Buz kesen kalbinin sirayetidir Sevgili can dediğim hasret koyunda Bu sözler bir aşkın nihayetidir Günler geçtikçe birbir yaram azıyor önlüme inat gözlerim diyor ki çık gel Hangi adalet kitabında söyle yazıyor Eşsiz bir sevgiye ayrılık bedel Ayrılık hicranı değil yalnızlık hicabı Utanır oldum sevda denen güzelden Rüveyda sen önce kendini tanı Bak farkın kalmadı kuru gazelden Okyanusta gördüğün bu dalgalanmalar Bir aşkın gelgiti değildir gülüm Asla unutmayacak unutulanlar Hasretten ötesi ölümdür ölüm! Sen çaldın gözümden kandil yağını Görmüyor gözlerim söyle nerdesin Görmedim sabahın hiç aydınlığını Geceden kalan kara perdesin İyi oku iyi düşün bak ne yazıyor Kalbimden aklıma düşen heceler Bir hoyrat türkü ki dilde geziyor Gözümün yaşına şahit geceler Rüveyda geceleri yalnız ağladığımı Kimseler bilmez ki sevgimi desin Gidermek istiyorsan sen merağını Sevgimi sana mecnun söylesin Serabı bile olmayan aşksın Yokluğunun yangını çöllerden beter Artık nefretimde bile sen varsın Yandıkça dilimden düşmeyen yeter Tarumar ordunun en son neferi Aşk bezminde kendine önder arıyor Ne kadar olmaz dese de seni Bildiği tüm yollar sana varıyor Bembeyaz bulutular bile kıskanır O çocuksu sevgiyi gördüğü zaman Sevilen değil hep seven aldanır Kaderin elinde böyledir zaman Sevda dediğin yanarak varılan menzil Ve yanmak içinde tutuşmak gerek Koşmadan bu yolda yorulan rezil Sevmeyi çok yanlış biliyor demek Özlemek dediğin sevgili diye Bir körün ışığa hasret kalışı Denk tutma kendini bu sevdam ile Bir olmaz topalın ayla yarışı İnan ki korkutmaz kopsa kıyamet Daha kötüsünü gördüğü için Hicrandır bilesin senden nihayet Beni hallere sürdüğün için Geceleri gözüme sürme diyerek Çeker dururum senin sevdanı Sevgili ya bilerek ya bilmeyerek Kuşatıveriyorsun sen her yanımı Rüveyda seni her gün gözlemek Gül olup açmadan solmak gibidir Gelmeyeceğini bilerek seni özlemek Bayram günü annesiz kalmak gibidir Terk edilen olduk bu yolda yine Terk eden değiliz ama çok şükür Bırakıp gitmeyi kaldıran sine Kader yazısından nefreti okur Ellerim değil de dilim titriyor Senin için yüreğimi açtığım zaman Nerdeyim ne zaman nasıl biliyor O sevda, elinden kaçtığım zaman Ayrılıktan lezzet alıyor isem Bu benim kadere biat edişim Yanıp ta menzile kanıyor isem Bu yolculuk vefasıza inat gidişim Bunun adı aşktır bilinmez nolur Kinini ezer mi aşk denen topuz Zannetmem ama belki de ders olur Aşkına sarılıp ta kurtulan yunus Niceler sevdiler şimdiye kadar Sevenin sevilene ayandır hali Sadece sevgili düşünen anlar Kim niye yaptırmış o tacmahali… Hoyrat bir türkünün son nakaratı Dilimde dolanır dolanır durur Hoyrat sevdaların yalnız adamı Gönlünü sultanın yolunda bulur Hazırla çantamı düşeyim yola Görelim gurbet denilen neymiş Ne hasret ne gurbet koymaz adama Ama anlaşılmamak zor meseleymiş!... Ziya Paşa Akyürek
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|