Saadet Partisi’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mehmet Bekaroğlu, "Mağduriyet ve mazlumiyetin sembolü olan türban, ciplerle teşhirin sembolü haline getirildi"


İSTANBUL - - Saadet Partisi’nin (SP) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mehmet Bekaroğlu, "mağduriyet ve mazlumiyetin sembolü türbanın, ciplerle teşhirin sembolü haline getirildiğini" savundu. Hürriyet gazetesinin haberine göre; Bekaroğlu, şunları söyledi:
"Bir otobüs durağında iki çocuğuyla soğukta titreyen bir kadın ve onunla aynı kareye giren, iki bin dolarlık çizmesi ve 500 dolarlık başörtüsü ile bir başka kadın; ben bu çelişkiyi vurgulamaya çalışıyorum, bu olmaz. Bu inançla, insanlıkla bağdaşır bir şey değil. AKP, böyle bir değişim ve dönüşümün de aracı haline geldi.

İNANÇTA GÖSTERİŞ OLMAZ
Halbuki inançta israf, gösteriş, çalmak yoktur. Ne oldu da bu noktaya gelindi? İslami burjuvaziden söz ediliyor. AKP, bu kesimi nereye sürüklüyor? Para, yaşam tarzını, harcama biçimini de dayatıyor. Türkiye’de çok sayıda harem-selamlık havuzları olan 5 yıldızlı otel açıldı. Havuzlar ayrı ama aynı israflar yapılıyor.
Çok namaz kılıp çok hacca gidiyor olabilirsin, ben işin ahlaki, israfla ilgili tarafına bakıyorum. Tuzla’da hakkını vermeden asgari ücrete 16 saat işçi çalıştırıyorsanız, ne kadar çok hacca gidip namaz kıldığınız bizi ilgilendirmez, burada önemli olan adalettir. Bu dinin temeli hak ve adalet değil mi? AKP böyle bir çelişkinin adıdır. Türkiye’nin son 6-7 senesi böyle garip, hormonlu, tuhaf bir değişimin tarihidir. Zaten insanlar şehir içinde, bunun hiç de gerekmediği bir yerde neden cip kullanır? Bir cip ne kadar benzin tüketiyor, çevreyi ne kadar kirletiyor? Bunu yapmaya hakkımız var mı? Ben, daha partilerinin kuruluş döneminde bu arkadaşlara (AKP’lilere), ’siz şerefinizi, iffetinizi fukara sofralarında aldınız, ancak zengin sofralarında bıraktınız’ demiştim. Bu, o zaman için önemli bir öngörüydü, ama oraya doğru gidiyorlar. Bunlar müthiş bir değişim ve dönüşüme uğradılar. İnsan merkezli yaklaşım kár-rant merkezli bir yaklaşıma dönüştü. Bunların temel felsefelerinde insan, etik, estetik yok, finans, kar ve rant var."
kaynak

YouTube Video

baş ortulu olsun yada olmasın işçisine asgari ucret veriyorsa ve bu işçinin hakkı olan, vermedigi parayla kendisi için luks tuketim malları alıyorsa. bu din yada insanlıkla bağdaşmaz.
zaten işçinin emeginin tam karşılıgını verse o luks harcamaları yapamazdı.

Toprak kölesini,ya da köleyi efendisi beslerdi; Kapitalist ise işçiye ücret adı altında, emeginin karşılıgının ancak yaşamını sürdürmeye yetecek kadar olanını verir. Hatta bazen kantin ücreti ve konut kirası adı altında bu ücretin tamamına yakınını geri aldıgı bile olur. YANİ KAPİTALİZM, TAM BİR "ÜCRETLİ KÖLELİK"TİR.