Sahiplenmek ve nihayetinde SAHİPLENİLMEK 2 - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

**baynars_sencer** · 04-18-2009, 19:50

Nikfer (eski adıyla Konak) 1992 yılında düğmesine basılan bir düzeneğin kurbanlarından biridir ne yazık ki…

1992 yılı DHKP-C terör örgütünün Nikfer’de adınının ilk duyulmaya başladığı zamanlardır.O zamanlar ben daha küçüktüm ve Nikfer halkı için de terörist kelimesi pek te sık duymadığımız bir söylemdi.Herneyse o yıl gece operasyonlarıyla BOZDAĞ denilen dağımızda 10 tane terörist yakalandığı haberini duymuştuk.Bu bazı şeylerin başlangıcıydı sanırım…

1998 yılına geldiğimizde ise teröristlerin bölgemizde tekrar görüldüğü haberleri dolanmaya başladı İSTİHBARAT görevlilerine bilgiler verilip konu güvenlik kuvvetlerine aktarıldı.
Hikayenin bundan sonrasını 27 kasım 1998 tarihli Hürriyet gazetesinin haberiyle anlatmak istiyorum…

Terör üssüne baskın
Denizli'nin dağlık kesiminde pazar günü 3 avcıyı rehin alıp 2 saat propaganda yapan 3'ü kadın dokuz DHKP-C militanı için başlatılan operasyonda teröristlerin 3 sığınağı bulundu. Sığınaklara 15 tona yakın yiyecek depolayan militanlardan birinin eşkalinin, DHKP-C lideri Dursun Karataş'a benzemesi heyecan yarattı.
Denizli'nin Tavas ve Acıpayam İlçeleri arasındaki dağlık kesimde yuvalanan yasadışı DHKP-C örgütü militanlarını etkisiz hale getirmek için 2 bin askerin salı günü başlattığı operasyon devam ederken, teröristlerin barındığı sığınaklar ortaya çıkarıldı. Görgü tanıklarının verdiği eşkale göre, DHKP- C'nin üst düzey yöneticileri oldukları sanılan ve halen çemberde olan 3'ü kadın 9 teröristten biri Dursun Karataş'a benziyor.
AVCILAR GÖRDÜ
Acıpayam İlçesi'nden pazar günü Konak Beldesi yakınındaki Belpınar ve İppınar kesiminde avlanan 3 avcıyı 2 saat süreyle rehin alıp örgüt propagandası yapan 3'ü kadın 9 DHKP- C'li teröristin bulunduğu bölgede, jandarma iki gün önce büyük bir operasyon başlattı. Yolları kesen jandarma birlikleri, teröristleri salı günü çembere aldı. Çember daraldıkça, teröristlerle güvenlik güçleri arasında zaman zaman sıcak temas sağlandı.
SİLAH VE BİLGİSAYAR
Bölgede 1992 yılında da yuvalanmaya çalışan ancak güvenlik güçlerince 10 militanının yakalanmasıyla çökertilen DHKP- C'nin, Konak beldesi yakınlarındaki dağlık kesimde yeniden üs kurduğu ortaya çıktı. Operasyon sırasında 3 sığınak ortaya çıkarıldı. Sığınaklarda 15 tona yakın erzak, 4 kalaşnikof tüfek, 25 şarjör, bine yakın kalaşnikof mermisi, 8 el bombası, 7 uyku tulumu, güneş enerjisiyle çalışan son teknoloji ürünü 2 bilgisayar, printer, uydu telefon, bataryalar, şarj cihazları, işaretlenmiş haritalar ve çeşitli örgütsel döküman bulundu.
ÇEMBERE ALINDILAR
Operasyon bölgesindeki yetkililer, 9 DHKP- C militanı arasında Dursun Karataş'ın da bulunduğu iddialarıyla ilgili sorulara, ‘‘O ya da değil diyemeyiz’’ yanıtını vermekle yetindi. Denizli Valisi Yusuf Ziya Göksu da yaptığı açıklamada, 9 teröristin güvenlik güçlerince çembere alındığını, bölgenin çok sarp ve kaçmaya müsait kırsal alan olduğu için operasyonun güç koşullarda gerçekleştirildiğini söyledi.
Haritalar ve disketler inceleniyor
Kamçı Operasyonu'nda ele geçirilen bölgeyi ve Ege kıyıları ile adaları ayrıntılarıyla gösteren haritalar komutanlar tarafından incelemeye alındı. Sığınakta bulunan uydu telefonunun, militanlarla ilgili ipucu verebileceği belirtildi. Telefonun yan tarafına yapıştırılmış kağıt üzerinde, aralarında Almanya'nın da bulunduğu tümü yurtdışı altı telefon numarası vebilgisayar disketleri de inceleniyor.

Bu iki senaryo tutmadı Örgüt NİKFER ve çevresinde tutunamadı.
Zaman tüm NİKFER halkına bir gerçeği gösterecekti.
NİKFERin coğrafi yapısı ve konumu nedeniyle örgütün buradan vazgeçmemiş olduğuydu. Bir de örgütün 2 defa yaşamış olduğu hezimet intikam duygusunu daha da körüklemişti
Ve yöntem değiştirildi.
Silahla yapılamayan, medyayla yapılacaktı ve pusuya yatıldı.
Tüm bu olanlardan habersiz olan NİKFER halkı normal hayatına devam ediyordu.
Bu suskunluk ve bekleyiş 2007 ‘e kadar sürdü ve hamle yapıldı zamanlaması hesaplanmış bir hamleydi…
Olayı internet sitelerinden ve medyadan nasıl lanse edildiğine bakarak hamlenin ne olduğunu görebilirsiniz:
BU KEZ DE İLKÖĞRETİM OKULUNDA VAAZ SKANDALI
Denizli'de Kutlu Doğum Haftası Nedeniyle Düzenlenen Etkinlikte, İlköğretim Okulu Öğrencilerinin Türban Takarak İlahi Söyleyip, Oynadıkları Piyeste Tekbir Getirerek, Temsili Canavarı Öldürmesi Gündemdeki Yerini Korurken, Tavas İlçesi'ne Bağlı Nikfer Beldesi Atatürk İlköğretim Okulu'nda da, Kutlu Doğum Haftası Nedeniyle Kadınlara Yönelik Vaaz ve Söyleşi Yapıldığı Ortaya Çıktı.
Denizli'de Kutlu Doğum Haftası nedeniyle düzenlenen etkinlikte, ilköğretim okulu öğrencilerinin türban takarak ilahi söyleyip, oynadıkları piyeste tekbir getirerek, temsili canavarı öldürmesi gündemdeki yerini korurken, Tavas İlçesi'ne bağlı Nikfer Beldesi Atatürk İlköğretim Okulu'nda da, Kutlu Doğum Haftası nedeniyle kadınlara yönelik vaaz ve söyleşi yapıldığı ortaya çıktı.
Denizli'de Kutlu Doğum Haftası nedeniyle düzenlenen etkinlikte, ilköğretim okulu öğrencilerinin türban takarak ilahi söyleyip, oynadıkları piyeste tekbir getirerek, temsili canavarı öldürmesi gündemdeki yerini korurken, Tavas İlçesi'ne bağlı Nikfer Beldesi Atatürk İlköğretim Okulu'nda da, Kutlu Doğum Haftası nedeniyle kadınlara yönelik vaaz ve söyleşi yapıldığı ortaya çıktı. Beldede 4 cami olmasına rağmen vaaz ve söyleşi için okulun seçilmesi ve söyleşinin belediye hopörlerinden duyurulması üzerine Genç Parti Denizli İl Başkanı Rızacan Özhan, etkinliğin fotoğraflarını çektirdi. Başörtülü ve türbanlı birçok kadın okuldan çıkarken fotoğraflandı. Tavas Kaymakamlığı, olayın duyulması üzerine soruşturma başlattı

Ankara'da yüzbinlerin katıldığı Cumhuriyet Mitingi'nin yapıldığı gün Denizli'nin Tavas İlçesi'nin Nikfer Beldesi'nde Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri kapsamında Atatürk İlköğretim Okulu'nda kadınlar için vaaz ve dini söyleşi düzenlendi. Çok sayıda başörtülü ve türbanlı kadın, okula gelerek Denizli Müftülüğü'nde görevli üç kadın görevlinin dini konularda verdiği söyleşiye katıldı. Dini söyleşinin okulda yapılacağı da birkaç gün öncesinden belediye hoparlöründen ilan edildi. Yaklaşık iki saat süren söyleşi ve vaaz sonunda başörtülü kadınlar, ön cephesinde Atatürk'ün portresinin bulunduğu okuldan ayrıldı.
Okulda dini söyleşi yapılacağı duyumunu alan Genç Parti Denizli İl Başkanı Rızacan Özhan, bir fotoğrafçı aracılığıyla okuldaki dini söyleşinin fotoğrafını çektirip belgeletti. Beldede 4 cami bulunduğunu, camiler dururken Kutlu Doğum Haftası nedeniyle dini vaaz verilmesi için ilköğretim okulunun seçilmesinin düşündürücü olduğunu belirten Rızacan Özhan, olayla ilgili olarak Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi. Kutlu Doğum Haftası'nın öneminin tartışılamayacağını, bu konuda etkinliklerin yapılmasının gayet doğal olduğunu vurgulayan Özhan, “Fakat bu yerler ilköğretim okulları olamaz. Özellikle Atatürk'ün adının verildiği bir ilköğretim okulunda dini vaaz verilmesi çok düşündürücü. Cumhuriyet'in temel ilkeleri ve Atatürk devrimlerinin çocuklarımıza öğretildiği bir okulda, böyle bir etkinliğin kimden izin alınarak yapıldığının araştırılması gerekir. Bu olay, bizde laikliğe karşı bir hareket mi düşüncesini çağrıştırdı” diye konuştu.
Öte yandan okulda dini etkinlik yapıldığının duyulması üzerine soruşturma başlatıldı. Tavas Kaymakamı Yusuf Güler, olayla ilgili olarak kaymakamlık ve İl Teftiş Kurulu'nun soruşturma açtığını açıkladı. İznin kendilerinden alınması gerektiğini, ancak böyle bir başvurunun olmadığını söyleyen Kaymakam Güler, “Dini söyleşiyle ilgili Valilik'ten izin alınmış. Ancak bu izinde söyleşinin okulda yapılacağı belirtilmemiş, sadece söyleşi için izin alınmış. Belgeyi okula götürmüşler, okul müdürü de izin vermiş. Burada Okul Müdürü Ali Rıza Onbaşıoğlu'nun büyük hatası var. Dikkatsizliği sonucu böyle bir olay yaşanmış. Gerekli soruşturmalar açıldı. Böyle bir etkinliğin okulda yapılması yanlış. Ben de izin vermezdim. Olayın herhangi bir tarikatla bağlantısı yok. Müftülüğün görevlendirdiği resmi görevliler söyleşi yapmış” dedi.
Tavas İlçe Milli Eğitim Müdürü Ömer Şimşek de, söyleşi için kendilerine bir başvuru yapılmadığını, olayla ilgili soruşturma başlatıldığını belirtti.

Haber böyleydi işte;
Kimsenin adını bile duymadığı NİKFER’in GENELKURMAYLIKTA bile adı telafuz edilir olmuştu.
Amaç belliydi Nikfer’i gözden düşürmek ve sahiplenmeyi kimsenin istemeyeceği bir yer haline getirmekti.
Senaryonun bu noktasına kadar her şey örgüt tarafından eksiksiz sahnelenmişti.
VE TARİHLER 2009 YEREL SEÇİM SÜRECİNİN START VERİLDİĞİ GÜNLERİ GÖSTERMEKTEYDİ.
Bizler KLASİK bir AKP-CHP seçimi olacağı düşüncesinde AKP adayımız MUSTAFA DAVULCU’nun arkasında çalışmalarımıza başlamıştık.
Bu seçimin böyle basit bir seçim olmayacağı CHP adayının açıklanıp ardından da seçmen listelerinin askıya çıkmasıyla ortaya çıkmıştı.
Bizim için çok zor bir sınav olacaktı ve mücadele çok çetinleşecekti.
Günler geçip seçim günü yaklaştıkça tanımadığımız kişiler NİKFERDE boy göstermeye başladı.Bizler onların CHP parti il yöneticileri veya üyeleri olduğunu düşünüp adaylarına destek amacıyla geldiklerini zannediyorduk.Misilleme olarak ta AKP İL Teşkilatına, Denizli Belediye Başkanımızın ( 2, kez Adaydı ve seçildi) ve İl başkanımızın Toplu olarak NİKFER de misafirimiz olmalarını böylelikle Nİkfer AKP adayımızın arkasında destek olduklarını göstermiş olacaklarını NİKFER deki AKP’lilere güven rakiplerimize korku vereceğimizi düşündük.
Bu düşüncemizi ne yazık ki gerçekleştiremedik İL TEŞKİLATIMIZIN ziyaretini saat 22:00 de yapabileceğini öğrenmemizden sonra bu ziyaretin amacına ulaşamayacağını bildiğimiz için ziyaret gerçekleşmedi.
Bizler bunlarla uğraşırken karşı tarafta daha farklı bir hareketlilik göze çarpıyordu.
Özelliklede CHP adayıyla beraber dolaşan bazı kişiler göze çarpıyordu.
-Bu kişilerden biri 1992 de DHKP-C nin ilk ortaya çıktığı sıralarda Teröristlerin normal halka bir şey yapmadığını üstüne para bile verdiklerini, teröristin işinin ASKERLE olduğunu söyleyerek bir nevi onların sözcülüğünü yapan birisiydi
-Diğeri 2000’li yıllarda DHKP-C nin siyasal ayağı olduğu bilinen ÖDP’nin NİKFER BELDE ÖRGÜTÜNÜN kurucusuydu.
-Bir diğeri ise 2007 yılında Okulda gerçekleştirilen KUTLU DOĞUM HAFTASI etkinliğini Genç Parti İL Başkanına haber vererek olayların fitilini ateşleyen 2 kişiden birisiydi.(Diğeri ise CHP NİKFER BELEDİYE BAŞKAN ADAYI ALİ YARENGÜNÜ’NÜN ABİSİYDİ.)
-Tüm bunlar olurken CHP adayının üniversiteden atılan oğlunun gençler arasında ÖDP ‘nin propagandasını yapıp GERÇEK SOL söylemleriyle solcuların bir cephede toplanıp Sağcıların ve Sağcıların çatısı altında buluştuğu AKP’nin kökünün kazınması gerektiği söylemleriyle kin ve nefret tohumları ekmekteydi.
Bu olanlar bizi daha fazla çalışmaya mecbur bırakıyordu.Basit mantıkla düşünen insanlara bu olanları anlatabilmek çok zordu ama bu insanlara mücadelemizde ihtiyacımız vardı.SAĞCI-SOLCU demeden herkese anlattık hatırı sayılır bir kesimin bizi anladığını düşünüyorum.
Normal bir seçim olsa BELDE VE HALKIN eksiklerini belirler bu eksikleri giderecek akılcı projelerle seçmen kitleni oluşturursun.
Ama durum normal bir seçimin ötesinde projelerin pek itibar görmediği satranç mücadelesine dönmüştü.
-Adrese dayalı seçmen sistemi nedeniyle bir uygunsuzluk olacağını düşünmüyorduk.
Ama yanılmıştık olayların oluşu o kadar açıktı ki bu işi yapanlar seçim sonrasında övünerek yaptıklarını anlattılar.
Tavas İlçe Seçim Kurulundaki memurlardan bazıları seçmen nakilleri sırasında CHP kökenli Fernik mah. Muhtarı Ramazan Şığıt’ı arayarak Nakil yaptırmaya gelen seçmen hakkında bilgi edinip CHP li değilse nakil işlemini bir bahaneyle yapmıyordu.Yok eğer CHP liyse eksik olan noktalar hakkında bilgi edindirilip eksiklerinin tamamlanmasından sonra onların nakillerini güle oynaya yapıyorlardı.
Seçmen listeleri askıya çıktıktan sonra Nİkfer de ikamet etmediği halde Adres nakli gerçekleştirilen seçmenleri belirleyip Seçim kuruluna itirazda bulunduk. Jandarmanın yaptığı adres kontrollerinde bulunmayan seçmenler hakkında jandarma tarafından tutanak tutuldu.
Daha sonra askıya çıkan listelerde bizim itiraz edip jandarma kontrölünde adreste bulunmadığına dair tutanak tutulan bazı seçmenlerin ismi hala listedeydi.
Tekrar yaptığımız itirazda ufak tefek birkaç hata olduğu belirtilip bunların da hemen düzeltileceğini belirttiler.Bu hataların seçime etki etmemesi için her türlü önlemlerinin olduğu konusunda teminatlarını verdiler.

Daha sonraki süreçte ise İlçe Savcısı şikayet edilen seçmenlerle ilgili kararını açıkladı.;
-OY KULLANABİLİRLER.(Adreste bulunmadıklarına dair tutulmuş olan tutanaklara ne olduysa artık)
Tabii hepsi değil, oy kullanamayacaklarda var kimler mi bunlar:
-AKP NİKFER BELEDİYE BAŞKAN ADAYININ OĞLU – KIZI – GELİNİ VE DAMADI
NİKFER Seçim Listelerindeler Yurtdışında işçi olarak çalışıyorlar çifte vatandaşlıkları yok TÜRKİYE’nin başka bir yerinde ikamet ettikleri bir adreste yok, başka bir seçmen listesinde kayıtlarıda yok TÜM BU NEDENLERDEN DOLAYI VATANDAŞ OLMA HAKLARI DA YOK OY KULLANMA HAKLARI DA
-kısacası AKP’LİYSEN OY KULLANAMAZSIN

YSK ‘nın vermiş olduğu karar itirazımızı yaptık GÖNÜLVEREN herkesten DESTEK bekliyoruz…

CHP : 899 - AKP: 900 = galib CHP
YETİŞ EY ADALET

DEVAM EDECEK
MÜCADELEMİZ GİBİ

04-18-2009, 19:50	#1
Kullanıcı Adı baynars_sencer	Sahiplenmek ve nihayetinde SAHİPLENİLMEK 2 Nikfer (eski adıyla Konak) 1992 yılında düğmesine basılan bir düzeneğin kurbanlarından biridir ne yazık ki… 1992 yılı DHKP-C terör örgütünün Nikfer’de adınının ilk duyulmaya başladığı zamanlardır.O zamanlar ben daha küçüktüm ve Nikfer halkı için de terörist kelimesi pek te sık duymadığımız bir söylemdi.Herneyse o yıl gece operasyonlarıyla BOZDAĞ denilen dağımızda 10 tane terörist yakalandığı haberini duymuştuk.Bu bazı şeylerin başlangıcıydı sanırım… 1998 yılına geldiğimizde ise teröristlerin bölgemizde tekrar görüldüğü haberleri dolanmaya başladı İSTİHBARAT görevlilerine bilgiler verilip konu güvenlik kuvvetlerine aktarıldı. Hikayenin bundan sonrasını 27 kasım 1998 tarihli Hürriyet gazetesinin haberiyle anlatmak istiyorum… Terör üssüne baskın Denizli'nin dağlık kesiminde pazar günü 3 avcıyı rehin alıp 2 saat propaganda yapan 3'ü kadın dokuz DHKP-C militanı için başlatılan operasyonda teröristlerin 3 sığınağı bulundu. Sığınaklara 15 tona yakın yiyecek depolayan militanlardan birinin eşkalinin, DHKP-C lideri Dursun Karataş'a benzemesi heyecan yarattı. Denizli'nin Tavas ve Acıpayam İlçeleri arasındaki dağlık kesimde yuvalanan yasadışı DHKP-C örgütü militanlarını etkisiz hale getirmek için 2 bin askerin salı günü başlattığı operasyon devam ederken, teröristlerin barındığı sığınaklar ortaya çıkarıldı. Görgü tanıklarının verdiği eşkale göre, DHKP- C'nin üst düzey yöneticileri oldukları sanılan ve halen çemberde olan 3'ü kadın 9 teröristten biri Dursun Karataş'a benziyor. AVCILAR GÖRDÜ Acıpayam İlçesi'nden pazar günü Konak Beldesi yakınındaki Belpınar ve İppınar kesiminde avlanan 3 avcıyı 2 saat süreyle rehin alıp örgüt propagandası yapan 3'ü kadın 9 DHKP- C'li teröristin bulunduğu bölgede, jandarma iki gün önce büyük bir operasyon başlattı. Yolları kesen jandarma birlikleri, teröristleri salı günü çembere aldı. Çember daraldıkça, teröristlerle güvenlik güçleri arasında zaman zaman sıcak temas sağlandı. SİLAH VE BİLGİSAYAR Bölgede 1992 yılında da yuvalanmaya çalışan ancak güvenlik güçlerince 10 militanının yakalanmasıyla çökertilen DHKP- C'nin, Konak beldesi yakınlarındaki dağlık kesimde yeniden üs kurduğu ortaya çıktı. Operasyon sırasında 3 sığınak ortaya çıkarıldı. Sığınaklarda 15 tona yakın erzak, 4 kalaşnikof tüfek, 25 şarjör, bine yakın kalaşnikof mermisi, 8 el bombası, 7 uyku tulumu, güneş enerjisiyle çalışan son teknoloji ürünü 2 bilgisayar, printer, uydu telefon, bataryalar, şarj cihazları, işaretlenmiş haritalar ve çeşitli örgütsel döküman bulundu. ÇEMBERE ALINDILAR Operasyon bölgesindeki yetkililer, 9 DHKP- C militanı arasında Dursun Karataş'ın da bulunduğu iddialarıyla ilgili sorulara, ‘‘O ya da değil diyemeyiz’’ yanıtını vermekle yetindi. Denizli Valisi Yusuf Ziya Göksu da yaptığı açıklamada, 9 teröristin güvenlik güçlerince çembere alındığını, bölgenin çok sarp ve kaçmaya müsait kırsal alan olduğu için operasyonun güç koşullarda gerçekleştirildiğini söyledi. Haritalar ve disketler inceleniyor Kamçı Operasyonu'nda ele geçirilen bölgeyi ve Ege kıyıları ile adaları ayrıntılarıyla gösteren haritalar komutanlar tarafından incelemeye alındı. Sığınakta bulunan uydu telefonunun, militanlarla ilgili ipucu verebileceği belirtildi. Telefonun yan tarafına yapıştırılmış kağıt üzerinde, aralarında Almanya'nın da bulunduğu tümü yurtdışı altı telefon numarası vebilgisayar disketleri de inceleniyor. Bu iki senaryo tutmadı Örgüt NİKFER ve çevresinde tutunamadı. Zaman tüm NİKFER halkına bir gerçeği gösterecekti. NİKFERin coğrafi yapısı ve konumu nedeniyle örgütün buradan vazgeçmemiş olduğuydu. Bir de örgütün 2 defa yaşamış olduğu hezimet intikam duygusunu daha da körüklemişti Ve yöntem değiştirildi. Silahla yapılamayan, medyayla yapılacaktı ve pusuya yatıldı. Tüm bu olanlardan habersiz olan NİKFER halkı normal hayatına devam ediyordu. Bu suskunluk ve bekleyiş 2007 ‘e kadar sürdü ve hamle yapıldı zamanlaması hesaplanmış bir hamleydi… Olayı internet sitelerinden ve medyadan nasıl lanse edildiğine bakarak hamlenin ne olduğunu görebilirsiniz: BU KEZ DE İLKÖĞRETİM OKULUNDA VAAZ SKANDALI Denizli'de Kutlu Doğum Haftası Nedeniyle Düzenlenen Etkinlikte, İlköğretim Okulu Öğrencilerinin Türban Takarak İlahi Söyleyip, Oynadıkları Piyeste Tekbir Getirerek, Temsili Canavarı Öldürmesi Gündemdeki Yerini Korurken, Tavas İlçesi'ne Bağlı Nikfer Beldesi Atatürk İlköğretim Okulu'nda da, Kutlu Doğum Haftası Nedeniyle Kadınlara Yönelik Vaaz ve Söyleşi Yapıldığı Ortaya Çıktı. Denizli'de Kutlu Doğum Haftası nedeniyle düzenlenen etkinlikte, ilköğretim okulu öğrencilerinin türban takarak ilahi söyleyip, oynadıkları piyeste tekbir getirerek, temsili canavarı öldürmesi gündemdeki yerini korurken, Tavas İlçesi'ne bağlı Nikfer Beldesi Atatürk İlköğretim Okulu'nda da, Kutlu Doğum Haftası nedeniyle kadınlara yönelik vaaz ve söyleşi yapıldığı ortaya çıktı. Denizli'de Kutlu Doğum Haftası nedeniyle düzenlenen etkinlikte, ilköğretim okulu öğrencilerinin türban takarak ilahi söyleyip, oynadıkları piyeste tekbir getirerek, temsili canavarı öldürmesi gündemdeki yerini korurken, Tavas İlçesi'ne bağlı Nikfer Beldesi Atatürk İlköğretim Okulu'nda da, Kutlu Doğum Haftası nedeniyle kadınlara yönelik vaaz ve söyleşi yapıldığı ortaya çıktı. Beldede 4 cami olmasına rağmen vaaz ve söyleşi için okulun seçilmesi ve söyleşinin belediye hopörlerinden duyurulması üzerine Genç Parti Denizli İl Başkanı Rızacan Özhan, etkinliğin fotoğraflarını çektirdi. Başörtülü ve türbanlı birçok kadın okuldan çıkarken fotoğraflandı. Tavas Kaymakamlığı, olayın duyulması üzerine soruşturma başlattı Ankara'da yüzbinlerin katıldığı Cumhuriyet Mitingi'nin yapıldığı gün Denizli'nin Tavas İlçesi'nin Nikfer Beldesi'nde Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri kapsamında Atatürk İlköğretim Okulu'nda kadınlar için vaaz ve dini söyleşi düzenlendi. Çok sayıda başörtülü ve türbanlı kadın, okula gelerek Denizli Müftülüğü'nde görevli üç kadın görevlinin dini konularda verdiği söyleşiye katıldı. Dini söyleşinin okulda yapılacağı da birkaç gün öncesinden belediye hoparlöründen ilan edildi. Yaklaşık iki saat süren söyleşi ve vaaz sonunda başörtülü kadınlar, ön cephesinde Atatürk'ün portresinin bulunduğu okuldan ayrıldı. Okulda dini söyleşi yapılacağı duyumunu alan Genç Parti Denizli İl Başkanı Rızacan Özhan, bir fotoğrafçı aracılığıyla okuldaki dini söyleşinin fotoğrafını çektirip belgeletti. Beldede 4 cami bulunduğunu, camiler dururken Kutlu Doğum Haftası nedeniyle dini vaaz verilmesi için ilköğretim okulunun seçilmesinin düşündürücü olduğunu belirten Rızacan Özhan, olayla ilgili olarak Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi. Kutlu Doğum Haftası'nın öneminin tartışılamayacağını, bu konuda etkinliklerin yapılmasının gayet doğal olduğunu vurgulayan Özhan, “Fakat bu yerler ilköğretim okulları olamaz. Özellikle Atatürk'ün adının verildiği bir ilköğretim okulunda dini vaaz verilmesi çok düşündürücü. Cumhuriyet'in temel ilkeleri ve Atatürk devrimlerinin çocuklarımıza öğretildiği bir okulda, böyle bir etkinliğin kimden izin alınarak yapıldığının araştırılması gerekir. Bu olay, bizde laikliğe karşı bir hareket mi düşüncesini çağrıştırdı” diye konuştu. Öte yandan okulda dini etkinlik yapıldığının duyulması üzerine soruşturma başlatıldı. Tavas Kaymakamı Yusuf Güler, olayla ilgili olarak kaymakamlık ve İl Teftiş Kurulu'nun soruşturma açtığını açıkladı. İznin kendilerinden alınması gerektiğini, ancak böyle bir başvurunun olmadığını söyleyen Kaymakam Güler, “Dini söyleşiyle ilgili Valilik'ten izin alınmış. Ancak bu izinde söyleşinin okulda yapılacağı belirtilmemiş, sadece söyleşi için izin alınmış. Belgeyi okula götürmüşler, okul müdürü de izin vermiş. Burada Okul Müdürü Ali Rıza Onbaşıoğlu'nun büyük hatası var. Dikkatsizliği sonucu böyle bir olay yaşanmış. Gerekli soruşturmalar açıldı. Böyle bir etkinliğin okulda yapılması yanlış. Ben de izin vermezdim. Olayın herhangi bir tarikatla bağlantısı yok. Müftülüğün görevlendirdiği resmi görevliler söyleşi yapmış” dedi. Tavas İlçe Milli Eğitim Müdürü Ömer Şimşek de, söyleşi için kendilerine bir başvuru yapılmadığını, olayla ilgili soruşturma başlatıldığını belirtti. Haber böyleydi işte; Kimsenin adını bile duymadığı NİKFER’in GENELKURMAYLIKTA bile adı telafuz edilir olmuştu. Amaç belliydi Nikfer’i gözden düşürmek ve sahiplenmeyi kimsenin istemeyeceği bir yer haline getirmekti. Senaryonun bu noktasına kadar her şey örgüt tarafından eksiksiz sahnelenmişti. VE TARİHLER 2009 YEREL SEÇİM SÜRECİNİN START VERİLDİĞİ GÜNLERİ GÖSTERMEKTEYDİ. Bizler KLASİK bir AKP-CHP seçimi olacağı düşüncesinde AKP adayımız MUSTAFA DAVULCU’nun arkasında çalışmalarımıza başlamıştık. Bu seçimin böyle basit bir seçim olmayacağı CHP adayının açıklanıp ardından da seçmen listelerinin askıya çıkmasıyla ortaya çıkmıştı. Bizim için çok zor bir sınav olacaktı ve mücadele çok çetinleşecekti. Günler geçip seçim günü yaklaştıkça tanımadığımız kişiler NİKFERDE boy göstermeye başladı.Bizler onların CHP parti il yöneticileri veya üyeleri olduğunu düşünüp adaylarına destek amacıyla geldiklerini zannediyorduk.Misilleme olarak ta AKP İL Teşkilatına, Denizli Belediye Başkanımızın ( 2, kez Adaydı ve seçildi) ve İl başkanımızın Toplu olarak NİKFER de misafirimiz olmalarını böylelikle Nİkfer AKP adayımızın arkasında destek olduklarını göstermiş olacaklarını NİKFER deki AKP’lilere güven rakiplerimize korku vereceğimizi düşündük. Bu düşüncemizi ne yazık ki gerçekleştiremedik İL TEŞKİLATIMIZIN ziyaretini saat 22:00 de yapabileceğini öğrenmemizden sonra bu ziyaretin amacına ulaşamayacağını bildiğimiz için ziyaret gerçekleşmedi. Bizler bunlarla uğraşırken karşı tarafta daha farklı bir hareketlilik göze çarpıyordu. Özelliklede CHP adayıyla beraber dolaşan bazı kişiler göze çarpıyordu. -Bu kişilerden biri 1992 de DHKP-C nin ilk ortaya çıktığı sıralarda Teröristlerin normal halka bir şey yapmadığını üstüne para bile verdiklerini, teröristin işinin ASKERLE olduğunu söyleyerek bir nevi onların sözcülüğünü yapan birisiydi -Diğeri 2000’li yıllarda DHKP-C nin siyasal ayağı olduğu bilinen ÖDP’nin NİKFER BELDE ÖRGÜTÜNÜN kurucusuydu. -Bir diğeri ise 2007 yılında Okulda gerçekleştirilen KUTLU DOĞUM HAFTASI etkinliğini Genç Parti İL Başkanına haber vererek olayların fitilini ateşleyen 2 kişiden birisiydi.(Diğeri ise CHP NİKFER BELEDİYE BAŞKAN ADAYI ALİ YARENGÜNÜ’NÜN ABİSİYDİ.) -Tüm bunlar olurken CHP adayının üniversiteden atılan oğlunun gençler arasında ÖDP ‘nin propagandasını yapıp GERÇEK SOL söylemleriyle solcuların bir cephede toplanıp Sağcıların ve Sağcıların çatısı altında buluştuğu AKP’nin kökünün kazınması gerektiği söylemleriyle kin ve nefret tohumları ekmekteydi. Bu olanlar bizi daha fazla çalışmaya mecbur bırakıyordu.Basit mantıkla düşünen insanlara bu olanları anlatabilmek çok zordu ama bu insanlara mücadelemizde ihtiyacımız vardı.SAĞCI-SOLCU demeden herkese anlattık hatırı sayılır bir kesimin bizi anladığını düşünüyorum. Normal bir seçim olsa BELDE VE HALKIN eksiklerini belirler bu eksikleri giderecek akılcı projelerle seçmen kitleni oluşturursun. Ama durum normal bir seçimin ötesinde projelerin pek itibar görmediği satranç mücadelesine dönmüştü. -Adrese dayalı seçmen sistemi nedeniyle bir uygunsuzluk olacağını düşünmüyorduk. Ama yanılmıştık olayların oluşu o kadar açıktı ki bu işi yapanlar seçim sonrasında övünerek yaptıklarını anlattılar. Tavas İlçe Seçim Kurulundaki memurlardan bazıları seçmen nakilleri sırasında CHP kökenli Fernik mah. Muhtarı Ramazan Şığıt’ı arayarak Nakil yaptırmaya gelen seçmen hakkında bilgi edinip CHP li değilse nakil işlemini bir bahaneyle yapmıyordu.Yok eğer CHP liyse eksik olan noktalar hakkında bilgi edindirilip eksiklerinin tamamlanmasından sonra onların nakillerini güle oynaya yapıyorlardı. Seçmen listeleri askıya çıktıktan sonra Nİkfer de ikamet etmediği halde Adres nakli gerçekleştirilen seçmenleri belirleyip Seçim kuruluna itirazda bulunduk. Jandarmanın yaptığı adres kontrollerinde bulunmayan seçmenler hakkında jandarma tarafından tutanak tutuldu. Daha sonra askıya çıkan listelerde bizim itiraz edip jandarma kontrölünde adreste bulunmadığına dair tutanak tutulan bazı seçmenlerin ismi hala listedeydi. Tekrar yaptığımız itirazda ufak tefek birkaç hata olduğu belirtilip bunların da hemen düzeltileceğini belirttiler.Bu hataların seçime etki etmemesi için her türlü önlemlerinin olduğu konusunda teminatlarını verdiler. Daha sonraki süreçte ise İlçe Savcısı şikayet edilen seçmenlerle ilgili kararını açıkladı.; -OY KULLANABİLİRLER.(Adreste bulunmadıklarına dair tutulmuş olan tutanaklara ne olduysa artık) Tabii hepsi değil, oy kullanamayacaklarda var kimler mi bunlar: -AKP NİKFER BELEDİYE BAŞKAN ADAYININ OĞLU – KIZI – GELİNİ VE DAMADI NİKFER Seçim Listelerindeler Yurtdışında işçi olarak çalışıyorlar çifte vatandaşlıkları yok TÜRKİYE’nin başka bir yerinde ikamet ettikleri bir adreste yok, başka bir seçmen listesinde kayıtlarıda yok TÜM BU NEDENLERDEN DOLAYI VATANDAŞ OLMA HAKLARI DA YOK OY KULLANMA HAKLARI DA -kısacası AKP’LİYSEN OY KULLANAMAZSIN YSK ‘nın vermiş olduğu karar itirazımızı yaptık GÖNÜLVEREN herkesten DESTEK bekliyoruz… CHP : 899 - AKP: 900 = galib CHP YETİŞ EY ADALET DEVAM EDECEK MÜCADELEMİZ GİBİ

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)