02-09-2009, 05:24 | #1 |
Şahsiyetsiz medya, ilkesiz siyasetçi! || Habervaktim Editör
29 Mart Yerel Seçimleri yaklaştıkça siyaset de renklenmeye başladı.
Geçtiğimiz hafta tartışmaların başında CHP’nin “Çarşaf” ve “Kur’an kursu” açılımı vardı. Yıllar yılı alenen din ve maneviyat düşmanlığı yapan CHP’nin bu seçimlerde Çarşaf’tan ve Kur’an kurslarından medet umması, ikiyüzlü bir tavır olarak değerlendirilerek tepki topladı. Geçtiğimiz dönemde Meclis’te rekor bir oyla kabul edilen özgürlük ve kılık kıyafet düzenlemesini AYM’ye başvurarak iptal edilmesini sağlayan CHP’nin bugün sergilediği tavır “samimiyetten uzak oy istismarına dönük manevralar” olarak değerlendiriliyor. Öte yandan dikkatlerden kaçmayan bir başka gelişme de AK Parti'ye açtığı kapatma davasında, Google gibi arama motorları yoluyla yalan haberlerin kupürlerini bile iddianameye alan Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'nın, CHP'nin “çarşaf ve Kur'an kursu açılımı” ile yaptığı din istismarcılığı karşısında “derin sessizliğe” bürünmesiydi. İşte maalesef ülkemizde, yargıda ve siyaset dünyasında böyle çelişkilerle, böyle çifte standartla karşılaşmak mümkün! Bunun en somut örneği CHP yönetimi, 2006 yılından bu yana kendi belediye meclis üyesi Hüsamettin Öztürk’ün Kur’an kurslarına maddi destek sağlamaya yönelik uygulamayı baltalama girişimden haberdar olmasına rağmen parmağını kıpırdatmamıştı. Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 11 Ekim 2006 günü eğitime destek için Diyanet'e bağlı Kur’an kurslarına yardım edilmesine ilişkin kararına CHP genel merkez yönetiminin bilgisi dâhilinde itiraz eden CHP’li üye Hüsamettin Öztürk, üç arkadaşıyla birlikte Ankara 14. İdare Mahkemesi’ne kararın iptali için itiraz davası açmıştı. Ancak mahkeme talebi reddetmişti. CHP’li Öztürk yine Baykal ve ekibinin onayıyla davayı Danıştay’a taşımıştı. Danıştay 8. Dairesi de, 11 Ekim 2008 günü talebi karara bağlayarak Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin Kur’an kurslarına yardımını öngören kararını iptal etmişti. O günden sonra CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve parti yönetimi, Danıştay’ın kararına ilişkin herhangi bir itirazı da dile getirmediler. Parti yönetimi, 2006 Ekiminden bu yana aradan geçen 27 ayda Kur’an kurslarına yardım düşmanı Hüsamettin Öztürk’e en ufak bir müdahalede bulunmazken, seçimlere 1,5 ay kala Kur’an kurslarına destek nutukları atmalarını halkın nasıl değerlendireceğini 29 Martta bir kez daha görmüş olacağız. Burada bir de CHP medyasının sergilediği tavra bakmak lazım. Kalemşorlar tam ortadan ikiye bölünmüş durumda. Bir kısmı CHP’nin açılımına isyan bayrağı açıp statükonun bekçiliğine soyunurken bir kısmı da her şartta her zeminde CHP amigoluğuna soyunmuş vaziyette. "Yürü be Kılıçdaroğlu titret AKP'yi" diyenleri mi ararsın, "İnşallah kazanacağız" diyenleri mi? Dünyanın gözleri önünde soykırım uygulanırken Gazze sokakları yerine Tel Aviv sokaklarına temsilci gönderen zihniyetten elbette sağduyu beklenemez. Azınlığın temsilcisi “holding medyası”nın niceliği ne olursa olsun bu milletin dokusuna uyum sağlamayı beceremeyip marjinalliğin esaretinden kurtulamayacaklardır. Yine ilkesiz siyasi partilere ve şahsiyetsiz medyaya gerekli dersi gerektiğinde sağduyulu milletimiz verecektir.
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|