AK Gençliğin Buluşma Noktası
Şiir Şairler, şiirler ve öz geçmişleri.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 04-28-2009, 16:03   #11
Kullanıcı Adı
ultrAstribun
Standart
Ahmet Şahin


--------------------------------------------------------------------------------
Eğitimci şâir ve yazar.

Ahmet Şahin, 20 Aralık 1956 tarihinde Ordu İli’nin Gürgentepe İlçesi’ne bağlı Okçabel Mahallesi’nde doğdu. İlk tahsîlini aynı yerde(1969), Ortaokulu Gürgentepe’de(1972), Lise’yi Perşembe(1972-1973) ve Ankara İlköğretmen Okulu ve Lisesi’nde tamamladı(1976). Aynı sene Gümüşhane İli’nin Bayburt İlçesi Harmanözü Köyü’ne Öğretmen olarak atandı. Ankara Eğitim Enstitüsü’ne kayıt yaptırdığı için bu vazîfesinden istifa etti(1976). Eğitim Enstitüsü’nü Ankara (1976-1977) ve Kırşehir Eğitim Enstitüsü’nde tamamladı(1980).

Türk Standardları Enstitüsü(TSE), Bağ-Kur Genel Müdürlüğü, Başbakanlık Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü’nde çeşitli vazîfelerde bulundu. 1985 senesinde yeniden öğretmenlik mesleğine döndü. Samsun İli Terme İlçesi Gölyazı-Balkamlı Beldesi’nde üç sene öğretmenlik yaptıktan sonra, Gürgentepe İlçesi Halk Eğitimi Merkezi Müdürlüğü vazîfesine atandı(1989). Buradaki vazîfesi esnasında Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’nde Lisans Tamamlama Programı’nı bitirerek Türkçe Bölümü’nden mezun oldu (1999).

Husûsî anma ve yıl dönümleri münâsebetiyle; târih, kültür ve edebiyat ile ilgili çeşitli konferanslar düzenledi. Zaman zaman bu konferanslarda hem idareci ve hem de konuşmacı olarak hizmetlerde bulundu. 1989-2001 târihleri arasında 12 sene hizmette bulunduğu idarecilikten kendi isteği ile ayrılan ve halen Ünye’de öğretmenlik vazîfesine devam etmekte olan Ahmet Şahin, evli ve dört çocuk babasıdır.

Ahmet Şahin’in, 1983 senesinden itibaren bazı gazeteler ile edebiyat, kültür, sanat mecmualarında aralıklı olarak çeşitli mevzû’lara ilişkin araştırma-inceleme yazıları ve makaleleri yayınlanmaktadır. Bu yayınlar: Dâvet, Erciyes, İnanç, Boğaziçi, Yeni Düşünce, Yeni Türkiye, Olaylara Bakış, Türkeli, Sükût, Cümle, Tarih ve Medeniyet’tir.

Sanatalemi, Türkçesi, Fikiryolu, Kültegin, Teksevgi, Semazen, Türk Yurdu, Kendince Yorumla, Türk Eğitim, İkizdere, Türk Ocak, Türkiye Sevdalıları… gibi “internet” kürsülerinde de şiir, makale ve yazıları yayınlanmaktadır. Ayrıca “Târihi-Kültürü-Coğrafi Özellikleri ve Tabiat Güzellikleri ile GÜRGENTEPE” adlı yayınlanmış bulunan tanıtım kitabının hazırlayıcılarından olan Ahmet Şahin’in, şiir çalışmaları devam etmektedir.

ÇIKACAK ESERLERİ
1.Şiir Kitabı: Dîvânçe
2.Makaleler: Târih-Dil-Kültür ve Edebiyat Sohbetleri
ultrAstribun isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 04-28-2009, 16:04   #12
Kullanıcı Adı
ultrAstribun
Standart
Ahmet Hamdi Tanpınar ( 23.06.1901)- (24.01.1962)


--------------------------------------------------------------------------------
Ahmet Hamdi Tanpınar, 23 Haziran 1901 tarihinde İstanbul'da doğdu.İstanbul'da Ravaz-i Maarif İbtidaisi'nde, Sinop ve Siirt rüşdiyelerinde, Vefa, Kerkük ve Antalya sultanilerinde öğrenim gördü. Baytar mektebini bırakarak girdiği İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nden 1923 yılında mezun oldu. Erzurum, Konya ve Ankara liseleriyle, Gazi Eğitim Enstitüsü ve Güzel Sanatlar Akademisi'nde edebiyat öğretmenliği yaptı, aynı akademide estetik ve sanat tarihi dersleri verdi (1932 - 1939). 1939 yılında İstanbul Üniversitesi'ne Yeni Türk Edebiyatı Profesörü olarak atandı. Maraş Milletvekili olarak 1942-1946 yıllarında Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bulundu. Bir süre Milli Eğitim Müfettişliği yaptıktan ve Güzel Sanatlar Akademisinde eski görevinde çalıştıktan sonra 1949 yılında İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'ne yeniden döndü ve bu görevde iken 24 Ocak 1962 tarihinde İstanbul'da öldü.


ESERLERİ
Şiir:
Şiirler (1961 - Bütün Şiirler)

Hikaye:
Abdullah Efendi'nin Rüyaları (1943), Yaz Yağmuru (1955).

Roman:
Huzur (1949), Saatleri Ayarlama Enstitüsü (1962), Sahnenin Dışındakiler (1973), Mahur Beste (1975), Aydaki Kadın (1987).

Deneme:
Beş Şehir (1946), Yahya Kemal (1967), Edebiyat Üzerine Makaleler (1969), Yaşadığım Gibi (1970).

Tarih:
XIX. Asır Türk Edebiyatı Tarihi (1949), Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Mektupları (1974 - Der. Z. Kerman).

HAKKINDA YAZILANLAR

Hazır Reçete Yok !
Her şey bizden bir yeni terkip bekliyor
Mahmut Çetin

Türk aydını, Osmanlı devletinin Batı karşısında çözülmesiyle yeni bir kültür dünyasına açılır.Bu çaba Osmanlı devletinin yıkılması ve onun değer yargılarının tasfiyesiyle hızlanır.Aydınlarımız bu maksatla önce yerli olanla islami olanı ayırıp, yerli olana bağlanmayı dener.Ardından yerli olan kültür kaynağını iyice daraltıp folklordan hareketle teorik bütüne ulaşmayı düşünürler.Folklordan hareketle bir çok fikri üretim yapılmasına rağmen, bu arayış asıl amaç olan ‘yeni bir teorik zemin’i oluşturamaz.I.Tarih Kongresiyle ortaya yeni bir tez atılır.Tez şudur: “Bütün dünyaya şamil medeniyetin mebde ve menşei Orta Asya’dır.”(1)

Erol Güngör esaslı bir eleştiriye tabi tuttuğu bu tezi şöyle özetler.Yeni teze göre Orta Asya medeniyetin beşiğidir.Türkler Orta Asya’da yaşarken bir kuraklıkla yurtlarından ayrılmışlar, dünyanın değişik yerlerine göç etmişler ve medeniyeti dünyaya yaymışlardır.Bu arada Anadolu, Mısır ve Mezopotamya’da yeni yeni medeniyetler kurmuşlardır.Etiler, Hititler ve Sümerler gibi.Türkler müslüman olunca yeni bir göç dalgasıyla yeniden Anadolu’ya ulaşmışlar, buradaki Eti , Hitit kültürleriyle yeniden kaynaşmışlardır.Anadolu 4 bin yıllık Türk yurdudur.Cumhuriyetle bu en eski Türk kültürlerine sahip çıkılmıştır.(2)

Karahanlı-Selçuklu-Osmanlı zinciri Türk tarihinden bir sapma mı ?

Teorinin buraya kadar olan kısmı, Anadolu üzerinde gözü olan Batı ülkelerine karşı sevimli bir çıkış olarak görülebilir.Ancak teoriyi üretenler hızını alamayıp asıl Türk tarihinin kaynağını Anadolu Medeniyetleri adı altında Eti-Hitit-Sümer zincirine bağlar ve Türk tarihinin Karahanlı-Selçuklu-Osmanlı zincirini asıl özden bir sapma olarak niteler.Bu nedenle Türklerin müslümanlaşmasından sonraki dönemler, gözden geçirilmesi gereken dönemlerdir.Aydınlar başlangıçta -genellikle- kabul etmekle birlikte zaman bu tezi geçersiz kılar.

İki ara bir dere: Batı

Karahanlı-Selçuklu-Osmanlı dönemini es geçerek oluşturulmak istenen tarih anlayışlarının geçersizliği, arayış içindeki odakları, Batı medeniyetini evrensel tek bir medeniyet olarak görmeye ve ona entegre olmaya itmiştir.

Batı medeniyetine entegre olma düşüncesi Nurullah Ataç tarafından teorik birliğe ulaştırılmaya çalışılır.Belki de yabancılaşma dönemi boyunca sınırlı da olsa başarıya ulaşmış tek düşünce budur.1938 yılından sonra fikir hayatımıza bu düşünce hakim olmuştur.Bu görüşe göre Batı medeniyetinin gelişme çizgisi, bütün insanlık için ortaktır.Batı medeniyeti dışında ortaya çıkan medeniyetler ayrıktır ve onların ancak folklorik bir değeri vardır.Yerli medeniyetlerin tasfiye edilip, Batı medeniyetine adapte olmaları tarihi bir zarurettir.Bundan dolayı Yunan, Latin ve Fransız kaynaklarından Batı kültürü aktarılarak, pozitivizmde karar kılınmıştır.Resmi görüşe paralel olarak, Batı’dan aktarılan yeni fikir akımları sınıf ya da üretim temelinden yoksun olmasına rağmen siyasi yönelişlerde ve kadrolaşmada kaynak olmuştur.Batı alıntılarıyla, aktarmacılığıyla devlete ‘kapılanma’ mümkün olduğundan resmi siyaset ve kültürü kendilerine göre yorumlayan siyasi gruplar, üretimden kaynaklanmayan gelirlerle ‘sübvanse’ edilerek ithal bir kültür ortaya konmuştur.(3)Bu aktarma kültürün etkisi günümüzde azalarak sürmektedir.

Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren ileri sürülen tarih görüşleri 1950 sonrası serbestlik ortamıyla, devlet görüşü olmaktan çıkmıştır.Bu görüşlerin ileri sürüldüğü dönemlerde ise daima karşı tezler var olmuştur.

Kültüre dayalı çözüm: ‘değişerek devam etmek’

Bu karşı tezlerden biri de Anadoluculuktur.Özellikle Yahya Kemal’in tarih görüşü bu isimle ifade edilmiştir.Bu görüşe göre Türk Tarihi, Malazgirt Zaferiyle başlar.Dilin ve milletin önceki macerası, bu tarihin bir çeşit mukaddimesinden ibarettir.Malazgirt Zaferi, İstanbul’un Fethi ve Milli Mücadele, Fransız İnkılabı çapında ‘doğu rönesansı’na kaynaklık etmişlerdir.

Yahya Kemal’in fikri halefi durumundaki büyük yazarımız Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur adlı şaheserinde roman örgüsü içinde üç önemli tezi de yoğurmaktadır.Tarihinin sürekliliği, kültür devrimlerinin başarısızlığı ve milli çözüm: halkın gücü.

Bizim üç ana başlıkta topladığımız Huzur tezleri, bütüncül bir tarih tezi ortaya koymuştur.“Yalnız bir şeyi biliyoruz.O da bir takım köklere dayanmak zarureti, tarihimize bütünlüğünü iade etmek zarureti.bunu yapmazsak ikiliğin önüne geçemeyiz.Muvazalar daima tehlikelidir.”(4)

Tarihi bütünlüğün sağlanması, yani tarihin bir takım zoraki tezlerle değil, sadece vakıa-olgu olarak değerlendirilmesini gerektirir.Tarihin belirli devirlerini tasviye edip yerine mantıki tezler teklif edememe durumu, toplumda mutlak bir yabancılaşmayı başaramasa da değer yargılarını yozlaştırmaktadır.
Bu tahribat nedeniyle fertler, toplumlarına has hüviyetlerini temsil edemez hale gelmektedir.Hüviyetini bulamayan fertlerin oluşturduğu toplum bunalımlara gebe bir toplumdur. “Evvela insanı birleştirmek.Varsın aralarında hayat standardı yine ayrı olsun; fakat aynı hayatın ihtiyaçlarını duysunlar.”(5)Köklerine bağlı fertler, farklı içtimai sınıflara mensup olsalar bile ‘biz şuuru’nu muhafaza edeceklerdir. “Maziyi ihmal edersek hayatımızda ecnebi bir cisim gibi bizi rahatsız eder.”(6) Tarihi birikimden kaçmak boşuna bir çabadır.İnsan için hafıza neyse, millet için de tarih odur.Nasıl insan fikir değiştirebildiği halde hafızasını silip atamamaktaysa, milletler de günlük zaruretler nedeniyle tarihi birikimlerini silip atamazlar.Silip atmaya kalktıkları durumda bile hayatın tabii akışı ‘günlük dayatma’ları geçersiz kılacaktır.Yabancılaştırmanın başarıldığı iddia edilen sömürge topraklarda bile toplumsal doku hepten silinememekte ve tarihi birikim ‘ecnebi bir cisim gibi’ insanları rahatsız etmektedir.

Halkın içinde ve önünde aydın

Toplum için değişik bakış açılarıyla değişik tasnifler yapılabilir.Bunlardan biri de halk ve aydın ayırımıdır.Halk ve aydın ikiliği yabancılaşma döneminin başından itibaren cemiyetimizde etkisini gösterir.Türk toplumu için bu iki kesim de yeni dönemin rengini vermeğe tek başına yeterli değildir.Huzur romanındaki karakterlerden Mümtaz, Türkiye’nin kültür birliği sağlanamadığından gelecekten ümitsizdir.Ancak romanın diğer kahramanı İhsan yani romandaki Yahya Kemal, “Güçlük var.Fakat imkansız değil.Biz şimdi bir aksülamel devrinde yaşıyoruz.Kendimizi sevmiyoruz.Kafamız bir yığın mukayeselerle dolu; Dede’yi Wagner olmadığı için, Yunus’u Varlaine, Baki’yi Goethe ve Gide yapamadığımız için beğenmiyoruz...Coğrafya, kültür, her şey bizden bir yeni terkip bekliyor; biz misyonlarımızın farkında değiliz.Başka milletlerin tecrübesini yaşamaya çalışıyoruz”(7) der.

Başkasının hayatını yaşayamazsınız

Medeniyetlerin farklı gelişme çizgileri vardır.Ancak batıcı ortodoks görüşe göre Batı medeniyeti evrensel ideal gelişim sürecinden geçmiştir.Bu medeniyetin dışındaki medeniyetlerin yaşaması, Batı medeniyetine adapte olmasına bağlıdır.Bu görüş kültür hayatımıza hakim olmuş ve aydınımızı kültür ikiliğine yani kimlik bunalımına düşürmüştür.Bu hususta Tanpınar’ın işareti şudur: ‘başka milletlerin tecrübesi’nden faydalanılabilir, ama onun tecrübesini yaşamak mümkün değildir.

Kaynaklar
1.İnanç ve Kültür Sadettin Elibol s.133
2.Kültür Değişmesi ve Milliyetçilik Erol Güngör s.66
3.Niçin Arabesk Değil Sibel Özbudun s.40
4-7.Huzur Ahmet Hamdi Tanpınar s.302-304
ultrAstribun isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 04-29-2009, 11:24   #13
Kullanıcı Adı
ultrAstribun
Standart
Ahmet Sırrı Arvas ( 1972)
--------------------------------------------------------------------------------
Gazeteci-Yazar-Şair.
1972 Van'da doğdu. İşletme Fakültesi/Yönetim ve Organizasyon bölümünden mezun oldu.
Hakimiyet, Tercüman, Türkiye, Yeni Mesaj gazetelerinde ve Tüketici, Special Hospital, Tarih ve Düşünce, Medikal, Team Magazin dergilerinde editörlük yaptı. "Amele" mizah dergisinde genel yayın yönetmeni olarak çalıştı. Fitness Palace Spor Merkezi ve çeşitli belediyelere basın danışmanlığı yaptı. "İz Bırakanlar" ismiyle biyografiler hazırladı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Türkiye Yazarlar Birliği üyesidir. Türkiye Yeşilay Cemiyeti Genel Sekreteri olarak görev yapmaktadır. Yayıncılık ile ilgilenen ve basılmış on adet kitabı olan Arvas, evli ve iki çocuk babasıdır.

Eserleri:
1- Hüznüm Dağlara Düştü (şiir)
2- Herkesin Bir Hikayesi Var (Hikâye)
3-Sen Hiç Duvarlarla Konuştun mu? (Hikâye)
4- Çalacak Kapınız Var mı? (Hikâye)
5- Senin Bekleyenin Var mı? (Hikâye)
6- Gittin Ama Sesin Kaldı Bu Kubbede
7- Orda Bir Adam Var Uzakta
8- Her Kayan Yıldız Değildir
9-Mucebince Amel Oluna
10- Gönül Kılavuzları
ultrAstribun isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 04-29-2009, 11:24   #14
Kullanıcı Adı
ultrAstribun
Standart
Akif İnan ( 1940)- (2000)


--------------------------------------------------------------------------------
Mehmet Akif İnan, İlk ve Orta öğrenimini Urfa'da tamamladı. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü (1972) mezunu. Öğrencilik yıllarında Hilâl dergisi ve yayınlarını yönetti (1960-64), bir ara Türk Ocakları Genel Merkez Müdürü oldu. Mezuniyetinden sonra Ankara'da çeşitli liselerde ve Gazi Eğitim Enstitüsü'nde edebiyat öğretmenliği yaptı. İlk yazı ve şiirleri 1957'den sonra mahalli gazetelerde çıktı. 1959'da Derya adlı bir gazete yayımladı. Edebiyat ve Mavera dergisinin kurucuları arasında yer aldı. Daha çok Edebiyat dergisinde çıkan yazıları, 1977'de Yeni Devir gazetesinde Akif Reha imzası ve kendi adıyla yazdığı köşe yazılarıyla tanındı. Bazı ürünleri Türk Ruhu, Türk Yurdu, Filiz, Yeni İstiklal ve Hilal gibi gazete ve dergilerde yayımlanmıştı. Divan ve halk şiiri geleneğinden yararlandığı şiirleriyle kendi kuşağının usta şairleri arasında yer aldı.

ESERLERİ: Edebiyat ve Medeniyet Üzerine (deneme, 1972), Hicret (şiirler, 1974), Din ve Uygarlık (deneme, 1986), Tenha Sözler (1991), Yazarın ayrıca Yeni Türk Edebiyatı adlı bir ders kitabı vardır. Kalemin avuçları bu kadar yaktığı, parmaklara diken gibi battığı çok az olmuştur Nazif Gürdoğan:
ultrAstribun isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 04-29-2009, 11:26   #15
Kullanıcı Adı
ultrAstribun
Standart
Ali Marufoğlu ( 1927)


--------------------------------------------------------------------------------
Ali Marufoğlu
/şair/çiftçi/
Irak Türkmen edebiyatının güçlü isimlerinden olan Ali Marufoğlu 1927 de Kerkük'ün uzun yıllar ilçesi olan Tuzhurmatı'da doğdu. İlkokulu 1939'da Tuzhurmatı'da, ortaokulu 1946'da Kerkük'te bitirdi. Askerlik hizmetini tamamlayınca, Tuzhurmatı'ya döne-rek çiftçiliğe başladı. 1950 yılında ticarete de atılan Marufoğlu, diğer yandan çiftçilik işine de devam etti. Halen doğduğu ilçede yaşayarak, edebiyat çalışmalarına devam etmektedir.
ultrAstribun isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 04-29-2009, 11:27   #16
Kullanıcı Adı
ultrAstribun
Standart
Ali İzzet Özkan ( 1902)- (1981)


--------------------------------------------------------------------------------
Şarkışla’lı Ali İzzet Özkan adından çokça söz edilen bir halk ozanımızdır. 1902 yılında Şarkışla’nın Üğük köyünde doğdu. Belli bir öğrenim görmedi. Aşık Sabri den saz dersleri aldı. Ve küçük yaşlarda aşık oldu. 22 yaşlarında Adana'ya giderek Çukurovalı aşıklarla karşılaşmalar yaptı. Uzun yıllar yurdun çeşitli yerlerinde gezip dolaştı. Pek çok şiir söyledi. 500'ü aşkın şiiri vardır ve şiirlerini zaman zaman çıkardığı kitaplarda toplamıştır. Bazı türküleri de sanatçılar tarafından plağa okundu. Bunlar arasında “Mecnunum Leylamı Gördüm, Şu Sazıma Düzen Ver, Mühür Gözlüm" . Ali İzzet Özkan Konya da yapılan Türkiye aşıklar bayramına katılmıştır. Aşık 1981 yılında bu dünyadan göçüp gider.

BAKTI GEÇTİ (MECNUNUM LEYLAMI GÖRDÜM)

Mecnun'um Leyla'mı gördüm
Bir kerece baktı geçti
Ne sordum ne de söyledi
Kaşlarını yıktı geçti

Soramadım bir çift sözü
Ay mıdır gün müdür yüzü
Sandım ki Zöhre yıldızı
Şavkı beni yaktı geçti

Ataşından duramadım
Ben bu sırra eremedim
Seher vakti göremedim
Yıldız gibi aktı geçti

Bilmem hangi burç yıldızı
Bu dertler yareler bizi
Gamze oku bazı bazı
Yar sineme çaktı geçti

İzzeti bu ne hikmet iş
Uyur iken gördüm bir düş
Yar zülfünü kemend etmiş
Boynumuza taktı geçti

4. kıta ustası Aşık Ali tarafından eklenmiştir. Şiir 5 kıtaya tamamlanmıştır. Şiir aslen 4 kıtadır.

HAKKINDA YAZILANLAR
Ali İzzet hakkında yazılmış en iyi kaynaklardan biri İlhan Başgöz tarafından yazlan "AŞIK ALİ İZZET ÖZKAN" (İndiana Üniversitesi Türkçe Programı Yayınları-4) adlı kitaptır.
ultrAstribun isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 04-29-2009, 11:27   #17
Kullanıcı Adı
ultrAstribun
Standart
Altay Suroy Recepoğlu


--------------------------------------------------------------------------------
Makedonya Türk Edebiyatı

Makedonya’da yayımlanan Sesler dergisi, 1965 sonrasında Bayram İbrahim Rogovalı, Mürteza Büşra, İskender Muzbeg, Arif Bozacı; geleneksel şiire çağdaş bir boyut kazandırarak insanı değişik yanlarıyla ele alan, insanî unsurları sıfıra indirgeyen zihniyeti, sırıtmayan bir mizahî yaklaşımla eleştiren Agim Rifat Yeşeren; Altay Suroy Recepoğlu, Zeynel Beksaç, gibi Kosova Türk şairlerinin yetişmesinde büyük katkıda bulunmuştur.

Balkanlar’da Türk Şiiri - Balkan Türklerinin Kimlik Destanı
Suat Engüllü
1.Karşıyaka Şiir Kurultayı
19-21 Mart 2004/ İzmir
http://www.makturk.com
ultrAstribun isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 04-29-2009, 11:28   #18
Kullanıcı Adı
ultrAstribun
Standart
Arapzade


--------------------------------------------------------------------------------
ARAPZADE

* Arapzade Ahmet Ataullah
(1719-1785 İstanbul)86. Osmanlı Şeyhülislamı, Kazasker ve Reisülülema. Arap kökenli, Kazasker Arapzade A.Bahır'ın oğlu.

*Arapzade Mehmet Arif
(1740-1826 İstanbul)97. Osmanlı Şeyhülislamı. Kazasker ve hattat. Ahmet Ataullah'ın oğlu, Mehmet Sadullah'ın babası.

* Arapzade Mehmet Sadullah
(1766-843 İstanbul)Kazasker, kadı, müderris, şair ve hattat.
Arapzade Mehmet Arif'in büyük oğlu, kazasker M.Zeki'nin babasıdır.

* Mehmet Behçet (hattat)
1857'de İstanbul'da öldü. Kazasker Mehmet Sadullah'ın torunu, Kazasker M.Zeki'nin oğludur.

* Arapzade Hüseyin Ramiz (1718-1784)
Tarihçi, tezkireci, bilgin ve Divan şairidir. Balçık'ta doğdu. İstanbul'da medrese öğrenimi gördü. Kadılık yaptı. 1784 yılında 66 yaşında iken İstanbul'da vefat etti.
ultrAstribun isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 04-29-2009, 11:29   #19
Kullanıcı Adı
ultrAstribun
Standart
Arif Damar ( 1925)

--------------------------------------------------------------------------------
1925 yılında Çanakkale'de doğdu. İstanbul'da Yenikapı Ortaokulu'nu bitirdi. Anadolu'da, İstanbul'da memurluk yaptı. Kitapevi açtı.

ESERLERİ
Şiir kitapları: Günden Güne, İstanbul Bulutu, Kedi Aklı, Saat Sekizi Geç Vurdu, Alıcı Kuş, Seslerin Ayak sesleri, Alıcı Kuşu Kardeşliğin, Ölüm Yok ki, Ay Ayakta Değildi, Acı Ertelenirken, Günden Güne, Yoksulduk Dünyayı Sevdik, Onarırken Kendini.
ultrAstribun isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 04-29-2009, 11:29   #20
Kullanıcı Adı
ultrAstribun
Standart
Arpaeminizade Mustafa Sami - (26.12.1732)


--------------------------------------------------------------------------------
Vakanüvis, Divan şairi, hattat, ruznameci ve şehreminidir. İstanbul'da doğdu. Arpaemini Osman Efendi'nin oğlu olduğu için bu isimle tanınır. Babıali'de yetişti. Ruznameci ve Şehremini oldu. 1730-1733 yılları arasında vakanüvislik yaptı. 1733 yılında vefat etti.
ultrAstribun isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi