01-31-2014, 08:26 | #1 |
Salih Tuna - Cumhurbaşkanımız El Frenini Nasıl Çekti, Gördün mü?
Salih Tuna
Cumhurbaşkanımız el frenini nasıl çekti gördün mü? Sonradan tavzih etmeye çalıştığı hâlde daha da rezil rüsva olmasına neden olan lafı şöyleydi: 'Terazi tartacak ve adaletin keskin kılıcı inecek ve bazı başlar yere düşecek.' Kim mi? Adı lazım değil, 'Adıneydiherneyse' demiştik ya, '17 Aralık ihanetinin Çevik Bir'i'ne. 'HSYK Partisi'nin Anayasa'nın 138. maddesini açık seçik bir şekilde çiğneyecek kadar hukuk tanımazlığı karşısında nasıl da coşmuştu! O kadar ki... Siyaset erki, millî irade, Meclis şeksiz şüphesiz boynunu uzatmalıydı yargı giyotinin altına. Çünkü böyle buyuruyordu 'Adıneydiherneyse': Yargının kılıcı inecek ve ihtimal ki bazı kelleler uçurulacaktı. Lakin bilmediği bir şey vardı; 6 Temmuz 1535'te idam edilmeden evvel Thomas Moore'un dediği gibi, 'Kellesi uçmakla insanın başına felaket gelmez.' Felaket odur ki, göstere göstere kendini iptizale uğratırsın, dününü inkâr edersin gündüz gözüyle. Hâliyle kendi yazılarınla vurulursun! 'Yargıçlar Partisi' başlıklı yazını fakir, yüzüne çarpar, bir başka yazını Ahmet Taşgetiren. Felaket odur ki, dün 'Türk yargı sisteminin temel sorunu tarafsızlık (...) Bağımsızlık yargı erkini yürütme ve yasama erki karşısında dokunulmaz kılıyor. Bizde ise bağımsızlık bir yargı iktidarı alanı yaratmış durumda. Kendisinden beklenenin tam tersine yargının tarafgirliğine koruma zırhı sağlıyor. Yargımız bağımsız ama tarafsız değil...' dersin, bugün yargının tarafsızlığını gidermek isteyen yasamanın kellesi uçurulsun dersin. Felaket odur ki, sendeki bu akıl almaz 'başkalaşımı' müşahede eden dostlarının, arkadaşlarının, seni seven saygı duyan okurların aklına envaiçeşit kuşku düşürürsün! 'Acaba ne oldu buna?' derler, 'Başı dara mı düştü? Dişimizden tırnağımızdan artırıp toplasak, yardımcı olsak deva bulur mu?' Acaba... 'Kaseti falan mı var? Hem nasıl bir kasettir ki bu, böyle korkunç, böyle rezil bir savrulmaya neden olabiliyor?' Acaba... 'Eşini milletvekili yapan AK Parti, kendisini (milletvekili aday adayı olduğu hâlde) yapmayınca bir kırgınlık mı yaşıyor? Fırsat bu fırsat deyip ödeşmek mi istiyor yoksa?' Felaket odur ki, Cumhurbaşkanımız Gül'den (âdeta bir ihanet çağrısı yaparak) kamyona benzettiğin seçilmiş siyasi iktidarın 'el frenini' çekmesini istersin. Ne oldu peki? Ha, ne oldu? Ben sana, sayın Gül'ün, Büyük Doğu'nun mümtaz mütefekkirlerinden Ali Biraderoğlu'nun rahle-i tedrisatından geçtiğini söylemedim mi? (Üstad Biraderoğlu'nun 'Tarih Üzerine', 'Tarih ve Değişim', 'Oportünist Değişimin Aktörleri' adlı eserlerini okusaydın mahut ahlâksız teklifi yapmadan evvel bir kez daha düşünürdün.) Gördün mü peki, Cumhurbaşkanımız kimin frenini çekti? İtalyan basınının, Başbakan Erdoğan'ın 17 Aralık komplosu ve Türkiye'de bir paralel devletin olduğu iddiasına katılıp katılmadığı şeklindeki sorusuna bak nasıl cevap verdi: 'Bürokrasi içinde kimileri var, devlete hizmet etme zorunluluğuna karşın, ayrı bir dayanışma içine giriyorlar...' Hadi bakalım konuş, itiraf et şimdi: El freni çekilmiş kamyon gibi hissettin mi kendini? Kaynak Yeni Şafak 29.01.2014
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|