11-30-2011, 20:52 | #1 |
Salih Tuna "Dehşet içindeyim!"
"Başım belada" diyordu Ahmet Kaya o güzelim şarkısında, "Adamın biri vurulmuş sokakta / Cebinde adresim bulunmuş..."
Ahmet Emin Yalman vurulduğunda da bir başkasının "başı belaya" sokulmak istenmişti. Hayır, kimsenin cebinde adres falan bulunmamıştı. Ama "saldırganın" okuduğu kitaplar vardı. Kitap yani "adres!" Ve bu "adresten" hareketle "bir başkası" Malatya'da "azmettirici" suçlamasıyla mahkemeye çıkarılmıştı. Sayın Başbakanımızın "Dersim" konuşmasında kaynak gösterdiği "Son Devrin Din Mazlumları" adlı eserin müellifinden başkası değildi bu. Yani Alevi kardeşlerimize Dersim'de yapılan emsalsiz zulmü, emsalsiz şekilde kelimelere döken şair: Necip Fazıl Kısakürek. Kendini şöyle savunmuştu Malatya'da: "İngiliz'in biri, kıskançlık krizi içinde karısını öldürse... Ve adamın cebinde Othello piyesinden bir sayfa bulsanız... Azmettirici diye Shakespeare'in iskeletini mezarından çıkarıp Londra köprüsünden mi sallandıracaksınız?" Bu müthiş savunma, kitaplarını okuyan birileri "suça bulaştığı" için müebbet hapis cezasına çarptırılan Salih Mirzabeyoğlu'nu fena halde hatırlatıyor. Telegram işkencesi altında 13 yıldan beri hapis yatan Mirzabeyoğlu hiçbir eylemin planlanmasında, teşebbüsünde veya eyleminde bulunmadı. Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi İletişim Hukuku Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Nurullah Aydın "Karar Tashih Talebi"nde aynen böyle diyor. Dahası, kitaplarda yazılanların örgüt dokümanı olarak kabul edilmesinin evrensel hukuk ilkeleriyle bağdaşmayacağı düşüncesiyle, Mirzabeyoğlu'nun yeni ceza kanunu kapsamında tekrar yargılanmasını talep ediyor. Anlaşılan o ki suça bulaşmış (veya bulaştığı iddia edilen) birileri bulunmuş, bu birileri örgüt kapsamında mütalaa edilmiş, ama örgüte lider bulunamamış. "Örgüt dediğin lidersiz olur mu?" zihniyetiyle de "suça bulaştığı" saptananların okuduğu kitaplardan hareketle Mirzabeyoğlu suçlu ilan edilmiş. Halbuki suçlu ilan edilmeden 20 yıl önce de yazıp çiziyordu. Yazının Devamı İçin TIKLAYIN...
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
11-30-2011, 23:21 | #2 |
Allah razı olsun..
Salih Mirzabeyoğlu'na özgürlük.. |
|
12-01-2011, 00:35 | #3 |
Salih Mirzabeyoğlu'nun karanlık bir geçmişi var arkadaşlar..
Kuru kuruya bir ideoloji savunması yapmayınız. Gaziantep te bulunduğum yıllarda DHKP-C modeli bir örgütlenmeyle,"İslamizm" gibi komik anlatımlarla "entel müslüman" örneğiyle, milliyetçi,mukadesatçı ve aynı zamanda kendi içlerinde marjinal bir gurup oluşturmuşlardı. Önüne gelen cemeati (ki başta İslam devrimini savunan şia cemaatlerini, demokrasi potasını savunan Fehmi Koru ve diğer aydınların oluşumları, Fethullah Gülen cemaati vs tüm cemaatlere saldırmak) tekfir etmek ve hatta işi bir kalem daha ileriye götürüp; mafyalaşmak, Müslüman-Muhafazakar İş adamlarını haraca bağlamak, uyuşturucu ticaretine fetva vermek gibi, bu dehşet-cengiz olayları yıllar öncesinden yaşadığımdan için şimdi basitçe: " SALİH MİRZABEYOĞLUNA -ki bu da takma bir isim- ÖZGÜRLÜK" demek bana gerçekten tutarsız ve komik geliyor. |
|
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
|
|