Şam’ın son dakika manevrası | İsmail Yaşa-Milat - AK Parti |AKParti Forum |AK Gençlik |Recep Tayyip Erdoğan |AKPARTİ Gençlik Forumu|

11-05-2011, 13:02

Suriye yönetimi Arap Birliği’nin ülkedeki krize çözüm için sunduğu planı önceki gün son dakikada koşulsuz olarak kabul ettiğini açıkladı.
Muhalefet ile diyalog görüşmelerinin Kahire’de değil Şam’da yapılmasında ısrar eden Baas rejimi, bu ısrarından ve diğer tüm çekincelerinden vazgeçerek planı kabul etti.
Başbakan Erdoğan’ın AK Parti grup toplantısında yaptığı konuşma ve dile getirdiği bomba gibi sözlerin Suriye rejiminin ikna olmasında büyük katkısı olduğu söylenebilir.
Çünkü Suriye’deki krizin kilit ülkesi Türkiye ve Baas rejimi de bunun farkında…

Katar Başbakanı Hamed Bin Casim ile Arap Birliği Genel Sekreteri Nebil El Arabi kameralar karşısında Arap Birliği’nin Suriye’yle anlaşmaya vardığını açıklarken dışarıda gösteri yapan Suriyeli muhalifler de Bin Casim ve El Arabi aleyhine “hainler” sloganları atıyordu.
Arap Birliği planı Baas rejiminin halka yönelik şiddete derhal son vermesini, ordunun sivil yerleşim yerlerinden çekilmesini ve olaylar başladıktan sonra tutuklananların serbest bırakılmasını içeriyor.
Plana göre ayrıca iki hafta sonra Kahire’de Suriye yönetimiyle muhalefeti arasında diyalog görüşmeleri başlayacak.
Arap sokağında Arap Birliği planıyla ve Şam’ın bu planı kabul etmesiyle ilgili olumlu ve olumsuz farklı yorumlar var.
Planın kabul edilmesiyle Suriye halkının rahat bir nefes alacağını söyleyenlere karşılık birçok gözlemci Baas rejiminin zaman kazanmak için manevra yaptığı görüşünde…

Suriye’de sorun rejimin bu tür planları kabul ettiğini ilan edip etmemesinde değil uygulamada…
Beşşar Esed, daha önce de Erdoğan’a ve Davutoğlu’na benzer sözler vermişti.
Davutoğlu’nun son Şam ziyaretinde tankların kent merkezlerinden çekileceği, tutukluların serbest bırakılacağı ve şiddete son verileceği taahhüt edilmişti.
Ama hiç biri yerine getirilmedi.
Baas rejiminin Arap Birliği planını uygulayıp uygulamayacağı bugün ortaya çıkar.

Beklentiler, Arap Birliği’ne verilen sözün tutulmayacağı ve gösterilere yine şiddet kullanarak müdahale edileceği yönünde…
Kahire’de yapılması öngörülen diyalog görüşmelerinde neyin konuşulacağı ise bir başka tartışma konusu…
Bu kadar kan döküldükten sonra halkın istediği, rejimin bir an önce yönetimi teslim etmesi…

Halk, rejimin devrilmesinin ardından başta Beşşar Esed olmak üzere, işkence ve katliamlardan sorumlu olan yetkililerin yargılanmasını da istiyor.
Kahire’de bunlar mı konuşulacak?
Bunlar konuşulmayacaksa ne konuşulacak; havadan sudan mı bahsedilecek?
Tarafların diyalogtan anladığı birbirinden çok farklı…
Hedefleri de birbirine taban tabana zıt…
Baas rejimi diyalog manevrasıyla halk hareketlerini sona erdirmek ve ömrünü uzatmak istiyor.

Karşı taraf ise rejimin ipini çekmek ve ömrünü en kısa sürede bitirmek…
Kuruluşundan bu yana neredeyse hiçbir başarıya imza atmamış olan ve büyük çoğunluğu halklarını temsil etmeyen yönetimlerden oluşan Arap Birliği’nin bu süreci doğru bir şekilde yöneteceği de şüpheli…
Fakat ne olursa olsun, sonuçta – Erdoğan’ın da dediği gibi – Suriye halkının şanlı direnişi hedeflerine mutlaka ulaşacak…
Gerçek anlamda demokrasi Suriye’de de kendini gösterecek…
Hak ve özgürlükler er ya da geç Suriye halkı tarafından elde edilecek.

11-05-2011, 13:02	#1
Kullanıcı Adı İntifada	Şam’ın son dakika manevrası \| İsmail Yaşa-Milat Suriye yönetimi Arap Birliği’nin ülkedeki krize çözüm için sunduğu planı önceki gün son dakikada koşulsuz olarak kabul ettiğini açıkladı. Muhalefet ile diyalog görüşmelerinin Kahire’de değil Şam’da yapılmasında ısrar eden Baas rejimi, bu ısrarından ve diğer tüm çekincelerinden vazgeçerek planı kabul etti. Başbakan Erdoğan’ın AK Parti grup toplantısında yaptığı konuşma ve dile getirdiği bomba gibi sözlerin Suriye rejiminin ikna olmasında büyük katkısı olduğu söylenebilir. Çünkü Suriye’deki krizin kilit ülkesi Türkiye ve Baas rejimi de bunun farkında… Katar Başbakanı Hamed Bin Casim ile Arap Birliği Genel Sekreteri Nebil El Arabi kameralar karşısında Arap Birliği’nin Suriye’yle anlaşmaya vardığını açıklarken dışarıda gösteri yapan Suriyeli muhalifler de Bin Casim ve El Arabi aleyhine “hainler” sloganları atıyordu. Arap Birliği planı Baas rejiminin halka yönelik şiddete derhal son vermesini, ordunun sivil yerleşim yerlerinden çekilmesini ve olaylar başladıktan sonra tutuklananların serbest bırakılmasını içeriyor. Plana göre ayrıca iki hafta sonra Kahire’de Suriye yönetimiyle muhalefeti arasında diyalog görüşmeleri başlayacak. Arap sokağında Arap Birliği planıyla ve Şam’ın bu planı kabul etmesiyle ilgili olumlu ve olumsuz farklı yorumlar var. Planın kabul edilmesiyle Suriye halkının rahat bir nefes alacağını söyleyenlere karşılık birçok gözlemci Baas rejiminin zaman kazanmak için manevra yaptığı görüşünde… Suriye’de sorun rejimin bu tür planları kabul ettiğini ilan edip etmemesinde değil uygulamada… Beşşar Esed, daha önce de Erdoğan’a ve Davutoğlu’na benzer sözler vermişti. Davutoğlu’nun son Şam ziyaretinde tankların kent merkezlerinden çekileceği, tutukluların serbest bırakılacağı ve şiddete son verileceği taahhüt edilmişti. Ama hiç biri yerine getirilmedi. Baas rejiminin Arap Birliği planını uygulayıp uygulamayacağı bugün ortaya çıkar. Beklentiler, Arap Birliği’ne verilen sözün tutulmayacağı ve gösterilere yine şiddet kullanarak müdahale edileceği yönünde… Kahire’de yapılması öngörülen diyalog görüşmelerinde neyin konuşulacağı ise bir başka tartışma konusu… Bu kadar kan döküldükten sonra halkın istediği, rejimin bir an önce yönetimi teslim etmesi… Halk, rejimin devrilmesinin ardından başta Beşşar Esed olmak üzere, işkence ve katliamlardan sorumlu olan yetkililerin yargılanmasını da istiyor. Kahire’de bunlar mı konuşulacak? Bunlar konuşulmayacaksa ne konuşulacak; havadan sudan mı bahsedilecek? Tarafların diyalogtan anladığı birbirinden çok farklı… Hedefleri de birbirine taban tabana zıt… Baas rejimi diyalog manevrasıyla halk hareketlerini sona erdirmek ve ömrünü uzatmak istiyor. Karşı taraf ise rejimin ipini çekmek ve ömrünü en kısa sürede bitirmek… Kuruluşundan bu yana neredeyse hiçbir başarıya imza atmamış olan ve büyük çoğunluğu halklarını temsil etmeyen yönetimlerden oluşan Arap Birliği’nin bu süreci doğru bir şekilde yöneteceği de şüpheli… Fakat ne olursa olsun, sonuçta – Erdoğan’ın da dediği gibi – Suriye halkının şanlı direnişi hedeflerine mutlaka ulaşacak… Gerçek anlamda demokrasi Suriye’de de kendini gösterecek… Hak ve özgürlükler er ya da geç Suriye halkı tarafından elde edilecek.

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)