08-01-2013, 15:44 | #11 |
'Süt kardeşliği' meselesinin yanı sıra bir de böyle bir durum var.
Abdestli emzirmenin yanında süt veren kişinin kişiliği ruh hali bile etkiler bebeği. Ben bebeğim olsa tanımadığım maneviyatını kişiliğini bilmediğim biri tarafından süt verilmesine izin veremem..[/QUOTE] bu soylediklerinizin bilimsel dayanagı varmı yoksa bunlar sadece tahmini gorusmu? |
|
08-01-2013, 19:40 | #12 | |
Alıntı:
Evet, bilimsel dayanak odur ki genlerde ki nice sırlar hala çözülmüş değildir.Gerçekten de bebek, büyüyünce sülaleden birinin veya birkaçının ahlakını veya huyunu aldığı gözlnmiştir.Tecrübe ile sabittir.Kanıbozuk (ahlakı -mayası bozuk) olanların sütünü emen bir bebek, büyüyünce onunda kanı bozuk olur.Saliha bir müslüman kadını emen bir bebek Allah'ın izniyle büyüyünce alim olur.Haramla beslenen bir bebeğin büyüyünce nasıl bir ahlak sahibi olduğunu artık siz düşünün.İşte bunun gibi helalinden süt yapan bir annenin evladı da salih kişi olur.Tecrübelerle sabittir.Bilim bunda aciz kalmıştır. |
||
08-01-2013, 19:44 | #13 | ||
Alıntı:
Alıntı:
|
|||
08-02-2013, 01:00 | #14 | |
Alıntı:
http://arsiv.indigodergisi.com/arsiv/burcin01_13.htm http://okyanusum.com/makale/bilim-makale/su-mucizesi/ Verdiğim linkler sadece birer örnek bunlar çoğaltılabilir. Sadece su molekülleri üzerinden düşünürsek. Anne sütünün yaklaşık %80 i su dan oluşur. Annenin ruh hali sütü ve dolayısıyla da bebeği etkiler. |
||
11-12-2013, 05:28 | #15 |
Süt bankalarını Avrupa fonlayacak Avrupa Süt Bankası Derneği’nin İstanbul’da düzenlenen 2. Uluslararası Kongresi’nde anne sütünün depolanacağı ‘Süt Bankacılığı’ ele alındı. Özellikle Avrupa ülkelerinde yaygın olan Süt Bankalarının Türkiye’de de açılması palanları toplumsal infiale neden olmuş durumda. Avrupa ülkeleri başta olmak üzere ABD ve Brezilya’dan konuşmacıların yer aldığı 2 gün süren kongrede, dünyadaki süt bankası modelleri, anne sütünün kalite standardı ve güvenlik gibi konular ele alındı. Otel Barcelo Eresin Topkapı’da gerçekleşen kongrenin ilk günü Farklı Kültürler ve Gelenekler; Aynı Süt Bankalar? adlı oturumunda ‘İnsan Sütü Mucizesi’ başlığı ele alındı. Bu oturumda Türkiye’den Sertaç Arslanoğlu, Uğur Dilmen, İtalya’dan Guido Moro, İsviçre’den George Marx, İspanya’dan Juan Rodriguez ve İsveç’ten Catharina Svanborg konuşma yaptılar. Konuşmacılar, anne sütündeki besin yapsına dikkat çekerek bunu ‘mucizevi’ bir olay olarak yorumladılar. Öte yandan erken doğan bebekler için de donör sütün faydalarına dikkat çektiler. BATI’DAKİ SÜT BANKACILIĞINI ANLATTILAR Kongrenin ikinci günü Uluslar arası İnsan Sütü Bankacılığı; Küreselleşen köyler ya da Ayrı Dünyalar adlı oturumunda ‘Geleneksel Süt Bankacılığı Modelleri’, ‘Yeni Model Süt Bankacılığı’, ‘Süt Bankacılığındaki Mevcut Güvenlik Konuları’, ‘Donör Sütünün Besin Kalitesi’ konuları işlendi. Frances Jones “Kuzey Amerika’daki Süt Bankacılığını”, Staffan Polberger “İsveç’teki Süt Bankacılığını”, Giuseppe De Nisi “İtalyan Süt Bankası Anketini”, Corinna Gebauer “Almanya’daki Süt Bankacılığını”, Joao Aprigio “Süt Bankacılığında Amerikan Modelini” anlattı. SÜT BANKALARINA AVRUPA FONU ÖNERİSİ Süt bankalarında güvenlik meselesinin konuşulduğu oturumda İngiltere’den katılan Paul Ashford, süt bankalarının merkezi bir sistemle yönetilmesi gerektiğini ifade etti. Fransa’dan katılan Yves Boquien ise donör süt kalitesini artırmak için Avrupa Fon Ağı kurulması gerektiğini savundu. ABD’den katılan Kiersten İsrail Ballard da, ülkelerde uygulanan süt bankacılığındaki farklılıkların tespit edilip bir kurala bağlanmasına ihtiyaç olduğunu belirtti. Milli Gazete |
|
11-12-2013, 05:35 | #16 |
Ehli sünnet bir kurula bağlanmadan, bu iş çok sakıncalı ayette açıkca ifade ediyor Mevla süt analarınız ve süt kardeşlerinizle nikah akdi haram artık ötesini biz düşünelim…
Katılımcıların çoğu olan yahudi ve hırıstiyanlardan ne bekliyorsunuz? Onlar mı doğruları düşünür? Bebekleri düşünecek olsalardı Filistin'de, Myanmar'da, Suriye'de daha buraya sığmıyacak bir çok İslam ülkelerinde ki katlettikleri bebeklere yaşam olanağı sunarlardı. Bırakın süt bankaçılığını, Kur'an'a göre çalışın sonrası geçmişte olduğu gibi Allah'ın izniyle gelir adaletten evliliğe, siyasetten alışverişe, fıkıhtan akaide, ilme, tıbba, astronomiye, aklınıza gelebilecek herşey ama herşey düzelir, lakin bir tek münafıklık hariç, o hiçbir zaman düzelmeyecek…Münafıkları da ahirette onları Allah, ebedi cehennem azabı ile düzeltecek... |
|
11-12-2013, 12:37 | #17 |
Milli gazete bana şu soruların cevabını verirse memnun olurum.
Kafir bir annenin ölecek olan bir bebeğe süt vermesinin günah olduğunu düşünmüyorum hemde hiç. Bu kadar cahil bu kadar saçma bir şeye asla inanmam Yurt dışından gelen böbreği gözü korneayı kullanırken müslüman oluyoruz süt verince kafirmi oluyoruz günahmı işliyoruz? Biz müslümanız infak etmek ile mükellefiz süt bankasına süt vermek isteyen kim varsa versin içmek istemeyen müslüman çocuğuna içirmez ben çocuğuma içirmem yahudiler ve kafirler yüzünden fakat açlık sınırındaki bir çok ülkede bu işe yarayacak, oradan faydalanacak başka çocuklar varsa pekala çok güzel bir uygulama. Yahudilerden gelen hiç bir şeyi almam yemem bebeğime yedirmem içirmem fakat anne sütü yeni doğanlara verileceği için ihtiyacı olan bebeklere sakınca görmüyorum ki zaten sizden süt talep ediliyor gelin müslüman çocuklarınıza içirelim demiyorlar. Afrikada,somalide,sudanda ve daha bir çok açlık bölgesinde ineklerin arkasında içebilmek için idrar bekleyen o insanların öyle bir sütün nereden geldiğine önem vereceklerini sanmıyorum O bebekler zaten müslüman fıtratı üzerine doğup kafirleriştirildiler yani sütle alakası yok. Milli görüşün en büyük sorunu bence şapkanın altına bakmamaları.Sahabeler zamanında islam yoktu putlar vardı,o zaman müslüman olan sahabelerin ailelerinde kafir kalanlar vardı ama herkes kendi dinini yaşadı. Afrika ve amerika kıtasında insanlar koloniler haline getirilip ağır yaptırımlara maruz bırakıldılar hristiyan ve musevileştirildiler, milli gazete o zaman neredeydi? Saadet zincirlerine para kaptıran o kadar milli görüşlü sayabilirimki milli görüş bile gördüklerine inanamaz. Evlerde halı temizliği için kosla kullanan mili görüşlü büyüklerimiz yokmu acaba? Calgonit kullanılmıyormu makinelerde? Ekran samsung işlemci intel pc dışardan gelmiyormu? Acaba o görüşü ileri büyüklerimiz afrikaya 15 kişinin 3 ay idare edeceği yardımı gönderemezlermiydi? Milli gazete 100 milyon nüfuslu Türkiye devletinin 7 milyarlık dünyaya anne sütü gönderebileceğini düşünüyorsa seri bir şekilde sağıma başlaması lazım yoksa işi zor yetişmez. Yardım edemiyorlarsa köstek olmasınlar diyorum milli gazeteye. |
|
11-13-2013, 16:54 | #18 | |
Alıntı:
Fidan “Bunun hayata geçirilmesi Başbakanın üç çocuk ve sağlıklı nesil istekleriyle de taban tabana çelişki oluşturmaktadır” dedi. TYB Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Fidan’ın “Süt Bankası Tartışmaları Ve İslam'da Sütanneliğinin Yeri” başlıklı makalesi şöyle: “İslâm dininin emir ve yasakları açısından son derece bilgisiz bir toplum halinde yaşıyoruz. İslâm'ın son derece hassas kurallar tesis ettiği yasak ve emirler, İslâm'ın temel kitabı Kur'an ve Sünnet ile değerlendirmek yerine, güncel ve magazin ölçüleriyle algılanmakta ve değerlendirilmektedir. Müslüman bir toplum için son derece üzücü bir olaydır, Müslüman olmak ama Kur'an ve Sünnetle zıtlaşmak. Sağlık Bakanlığınca son günlerde gündeme taşınan "Süt Bankacılığı" tartışması da böyle bir ortamda tartışılmakta ve değerlendirilmektedir. Son derece üzücü, bir o kadar da üzerinde düşünülerek hüküm verilmesi gereken bu konuda bir gerçek ile yüz yüze bulunmaktayız. Konu hakkında sadece Kanun yapma (Yasama) tekniği açısından bakılmakta ama dinin bu konudaki temel hükümleri göz ardı edilmektedir. Hâlbuki süt bankacılığı ile bizzat Müslüman kesim hedeflenmektedir. İslâm, neslin korunmasına büyük önem atfetmiştir. Neslin korunmasında kurallar son derece dikkatli bir şekilde konulmuştur. Neslin korunmasında en önemli konulardan birisi de "Anne sütü"dür. İslâm fıkhında buna "Radâ'" denilmektedir. Kelimenin anlamı, çocuğun, annesi veya başka bir kadın tarafından emzirilmesi anlamına gelmektedir. Kur'an-ı Kerim ve Hadis-i şeriflerde konu açık ve net bir şekilde hükme bağlanmıştır. Fıkıh kitaplarında tüm ayrıntıları ile açıklanmıştır. Radâ', terim olarak "bir kadının sütünün emzirme yoluyla ya da başka bir biçimde içilip yutulması" anlamındadır. Sütanneye murdi', süt verilen çocuğa ise radi' sütten doğan akrabalığa ise karabatü'r-radâ' denilmektedir. Çocuğun sağlıklı gelişimi ve büyümesi için anne sütünün hayati bir öneme sahip olduğu insanlık tarihi boyunca bilinen ve kabul gören bir gerçektir. Anne sütü konusunda gerek sosyal ve gerekse din açısından sadece İslâm dini kurallar koymuştur. Ne Hristiyanlıkta ne de Yahudilikte sütle ilgili bir kural bulunmamaktadır. İslâm dininde süt akrabalığının evlenme engeli konulmasının, konuyla ilgili tıp disiplinleri tarafından da kabul görmüş bulunmaktadır. Günümüze kadar bütün fıkıh âlimleri ve İslâm dünyasında tesis edilmiş aile kanunlarının tamamı süt akrabalığından doğan evlenme yasağını kabul etmişlerdir. 17.02.1926 tarihli Türk Medeni Kanun'unda (md.92) süt akrabaları arasındaki evliliğin mutlak butlanla batıl olacağı hükmünü içermekte iken henüz yürürlüğe konulmadan yapılan bir değişiklikle bu hüküm metinden çıkarılmıştır. (4 Nisan ve 8 Mayıs 1926 tarihli Resmi Gazeteler) Süt hısımlığı sadece belirli yakınlar arasında evlenme engelli oluşturmaktadır. Miras ve nafaka, şahitlik gibi konularda yasak içermemektedir. Kur'an-Kerim Nisa Suresi 23’üncü ayetle sütanne ve sütkız kardeşle evlenmeyi yasaklamaktadır. Süt konusunda ayrıca Bakara Suresi 233. Ayet ve Lokman Suresi 14. Ayetler açıklıkla ifade etmektedir. Konuyu gündeme taşıyan Sağlık Bakanlığı yetkilerinin bilmesi gereken bir konu daha bulunmaktadır. Batı toplumlarında önceleri yaygın şekilde bulunan "Süt Bankacılığı" işlevini yitirdiği için artık işlememektedir. Konu seksenli yıllarda İslam Dünyasında tartışılmış ve 22-28 ARALK 1985 tarihinde Cidde'de toplanan İslam Konferansı Teşkilatının Fıkıh Akademisinde alınan bir kararla "İslâm Ülkelerindeki sosyal yapı içinde genellikle çocuğu doğal biçimde emziren bir sütannenin bulunabileceğine, Batı ülkelerinde de süt bankalarının giderek azaldığına dikkat çekildikten sonra farklı annelerden alınan sütlerin karışımının süt hısımlığı doğuracağı, ancak süt bankasına süt veren annelerin belirlenmesindeki güçlük sebebiyle süt hısımlarının bilinmesinin mümkün olmayacağı, bunun da aralarında evlenme yasağı bulunan kişilerin bu durumu bilmeden evlenmelerine yol açabileceği, süt bankasından süt almanın haram olduğu ve İslâm Ülkelerinde süt bankası kurulmasının engellenmesi gerektiği" sonucuna varılmıştır. Süt bankacılığı düşüncesinin Sağlık Bakanlığı bürokratlarının yeni Sağlık Bakanına sundukları bir medyatik şov düşüncesi olduğu kanaatindeyim. Bunun yeni bakanın basında şirin görünmesini sağlamak ve kendilerine paye çıkarmayı amaçlamışlardır. Böyle bir uygulamanın hayata geçirilmesi Başbakanın ısrarla üç çocuk ve sağlıklı nesil istekleriyle taban tabana çelişki oluşturmaktadır. Umarım yeni Sağlık Bakanı gündeme taşıdığı ve savunmakta zorlandığı bu düşüncesinden en kısa zamanda vaz geçer. Bu konuda en önemli görev helal ve haram konusunda hassasiyeti bulunan Sivil Toplum Kuruluşlarına düşmektedir. Gerekirse STK olayı sokağa taşımalı ve en kısa zamanda Sağlık Bakanlığı nezdinde protesto etmelidirler. Çünkü gündeme taşınan konu sadece bugünü değil nesilleri ilgilendirmektedir. El değmemiş bir anne sütü kalmıştı. Ona da namahrem eli değerse vay nesillerin haline.” habervaktim.com |
||
11-13-2013, 16:57 | #19 |
Son olarak İstanbul’da düzenlenen 2. Avrupa Süt Bankası Kongresi bunun en önemli kanıtı oldu. Gazetecilerin içeriye sokulmadığı kongre ifsad projesini yeniden Türkiye’nin gündemine taşıdı. Kongrenin ardından âlimler nesebimizi tehlikeye sokacak bu projeye karşı bir kez daha seslerini yükseltti. Fatih YEDİER Kardeş Evliliklerinin Önü Açılır Prof. Dr. Cevat Akşit: “İnancımıza göre bir çocuk iki yaşını doldurmadığı zaman bir kadının sütünü bir yudum bile içerse öz çocuğu gibi olur. Bu sütü memesinden emmesi fark etmez. Sağdılar şişeye çocuk içti fark etmez. Yani, inancımıza göre o kadının diğer çocuklarıyla kardeş olur, birbirleriyle evlenemezler. Süt emmek ya da emzirmek yasak değildir. Kimin sütünü emdi, ne zaman emdi? Hiç karışmayacak şekilde kesin bilinecek şekilde tespit etmek lazım. Ancak bu mümkün değil.” Kan Tahlilleri Bile Karışıyor İlahiyatçı Mahmut Toptaş: “Bu hususta yapılabilecek sahtekarlıklar konusunda İçişleri Bakanlığı’na bir sorulsa, Sağlık Bakanlığı neler olabileceğini anlar. Hastahanelerde kan tahlilleri bile karışıyor. Süt annelerinin verdiği sütü üzerine yazacağız. Filan annenin nüfus cüzdanıyla beraber. Alanı da yazacağız diyorlar ama hastahaneler de kanserli hastaya temizsin diyor da temiz adama da kanserlisin diyorlar. Sonra ortaya çıkıyor gerçekler. Bu tür mahzurlar ortaya çıkacak.” Bu Kural, Allah’ın Kuralıdır İLAHİYATÇI Nureddin Yıldız Hocaefendi: “Kim kimin sütünü emerse, süt emdiği kadının çocuğudur. O kadının o anki kocası onun babası, o kadının çocukları da onun kardeşleridir. İnsan, kendi öz kardeşiyle evlenemezse süt kardeşleriyle de evlenemez. Bu kural, mezheplerden birinin ya da müştehitlerden birinin kuralı değildir. Bu kural, Allah’ın kitabı Kur’an’ın kuralıdır. Resulullah (S.A.V.) Efendimizin kuralıdır. Hiçbir Müslüman, süt bankasına süt veremez. Süt bankasından çocuğuna süt içiremez. Ortada ciddi bir güvensizlik var. Şeriatımızı ilke olarak kabul etmeyen bir sistemin, şeriatımıza dair bir hassasiyeti korumaya söz vermesi yanlış bir şeydir.” Birilerine Yaranmaya Çalışıyorlar İLAHİYATÇI Doç. Dr. Nedim Urhan: “Aslı itibariyle Sağlık Bakanlığı ateşle oynuyor. Bu proje Müslümanlarca haram olan bir şeyin helalleştirmeye doğru bir alt yapı çalışmasıdır. Birçok alim bu projenin doğru olmadığını defalarca vurguladı ve fetvasını da verdi. Buna rağmen bu çalışma da ısrarcı olunuyorsa bundan bir art niyet aranabilir. Bu uygulama birilerini yakacak. İslami aile yaşantısını kökten sarsacak.” Harama Kapı Açar İlahiyatçı Yrd. Doç. Dr. Ahmet Efe: “Bankalarda toplanan sütlerin kime ait olduğu ve verildiği her ne kadar kayıt altına alınsa da bunun karışmayacağını garanti edemezler. Bu süt merkeziyle harama kapı açılmış olur. Kur’an’da, harama götüren yolların da haram olduğu esası vardır. Mesela içki içmek haramdır. Ama satmak ya da buna aracı olmak da haramdır. Süt merkezi meselesi de böyledir. İleride sütkardeşlerin birbirleriyle evlenmelerine yol açacağı için böyle ‘Süt Merkezi’nin açılması haramdır.” /11 Sağlık Bakanlığı tepkilere neden olan ‘Anne Sütü Bankası’ projesinden taviz vermiyor. Bankaların ilkini 8 Mart’ta İzmir’de açmayı planlayan ancak bazı eksiklerden dolayı açılışı tehir eden Bakanlık, projeden vazgeçmiş değil. Sağlık Bakanlığı kamuoyundan ve din adamlarından gelen tepkiler üzerine ‘Anne Sütü Bankası’ ifsad projesini gizli kapaklı sürdürmeye devam ediyor. Son olarak İstanbul’da düzenlenen 2. Avrupa Süt Bankası Kongresi bunun en önemli kanıtı oldu. Gazetecilerin içeriye sokulmadığı kongre ifsad projesini yeniden Türkiye’nin gündemine taşıdı. Kongrenin ardından âlimler nesebimizi tehlikeye sokacak bu projeye karşı bir kez daha seslerini yükseltti. Kardeş Evlilikleri Artar İlahiyatçı Prof. Dr. Cevat Akşit, “İnancımıza göre bir çocuk iki yaşını doldurmadığı zaman bir kadının sütünü bir yudum bile içerse öz çocuğu gibi olur. Bu sütü memesinden emmesi fark etmez. Sağdılar şişeye çocuk içti fark etmez. Bir, iki ay buzdolabına koydular fark etmez. Bir yudum bile içse sütkızı, sütoğlu olur. Yani, inancımıza göre o kadının diğer çocuklarıyla kardeş olur, birbirleriyle evlenemezler. Süt emmek ya da emzirmek yasak değildir. Kimin sütünü emdi, ne zaman emdi? Hiç karışmayacak şekilde kesin bilinecek şekilde tespit etmek lazım. Ancak bu mümkün değil” diyerek ilerleyen süreçlerde yasak evliliklerin yayılabilme tehlikesine dikkat çekti. Birilerine yaranmaya çalışıyorlar İlahiyatçı Doç. Dr. Nedim Urhan: “Aslı itibariyle Sağlık Bakanlığı ateşle oynuyor. Bu proje Müslümanlarca haram olan bir şeyin helalleştirmeye doğru bir alt yapı çalışmasıdır. Bir çok alim bu projenin doğru olmadığını defalarca vurguladı ve fetvasını da verdi. Buna rağmen bu çalışma da ısrarcı olunuyorsa bunda bir art niyet aranabilir. Bunun doğru bir uygulama olmadığını defalarca söyledik hâlâ ısrarcı olmalarının sebebinin birilerine yaranmak olduğu da görülüyor. Bu uygulama birilerini yakacak. İslami aile yaşantısını kökten sarsacak. Başta da söylediğim gibi Sağlık Bakanı ateşle oynuyor. Bu saçma sapan düşünceden geri dönmesini öneriyorum” İstismara Açık İlahiyatçı-Yazar Mahmut Toptaş: “İslam dininin süt kardeşliğinin ispat zorunluluğu şu çerçevededir. Çevrede onu bizzat görebilen, yaşayabilen, görme imkanı olan insanların şahitlik etmesi gerekmektedir. Mesela Adana’dan iki adam çıkıp gelip de İstanbul’da birilerinin birileriyle süt kardeş olduğunu iddia etse bunların görüşme imkanı olmadığından, şahitlikleri kabul edilmez. Şimdi burada, nüfus müdürlüğü diyecek ki bu bunun süt kardeşi. Nerden biliyor? Bizim oraya kayıtlı. Kaydı senin yapmadığını nerden bilelim. Bu hususta yapılabilecek sahtekarlıklar konusunda İçişleri Bakanlığı’na bir sorulsa, Sağlık Bakanlığı neler olabileceğini anlar. Kan tahlillerinde bile hastahanelerde karışıklık meydan geliyor. Süt annelerinin verdiği sütü üzerine yazacağız. Filan annenin nüfus cüzdanıyla beraber. Alanı da yazacağız diyor da hastaneler de kanserli hastaya temizsin diyor da temiz adama da kanserlisin diyorlar. Sonra ortaya çıkıyor gerçekler. Bu tür mahzurlar ortaya çıkacak. Art niyetli insanlar bu projeyi istismar edebilir.” Bu Kural, Allah’ın Kitabı Kur’an’ın Kuralıdır İlahiyatçı Nureddin Yıldız Hocaefendi de, “Bir insanın başka bir kadının sütünü emmiş olması, kadının rahminden doğmuş gibi olmuş demektir. Kim kimin sütünü emerse, süt emdiği kadının çocuğudur. O kadının o anki kocası onun babası, o kadının çocukları da onun kardeşleridir. İnsan, kendi öz kardeşiyle evlenemezse süt kardeşleriyle de evlenemez. Bu kural, Allah’ın kitabı Kur’an’ın kuralıdır. Resulullah (S.A.V.) Efendimizin kuralıdır” dedi. Bu Proje Avrupa’nın Projesidir ”Biz Müslümanlar olarak meleklere, kadere, ahirete, namaza inandığımız gibi, bir kadının sütünü emen iki çocuğun da kardeş olduğuna inanıyoruz. Çocukların emeceği sütü, kadınların önceden göğüslerinden çıkarıp bir yerde muhafaza etmeleri yada günlük olarak bir çocuğa sunmalarını kabul edemeyiz.” diyen Yıldız “Bu, Avrupa’da gelişmiş bir sistem. Avrupa’da emzirmeye üşenen, göğüslerinin bozulmasını istemeyen üşengeç Avrupalı kadınların hastalığıydı bu. Devlet de, doğan çocuğa çare bulmak için Cezayir’den falan gelmiş ikinci sınıf vatandaş olan siyahi kadınların sütlerini önceden toplayıp kendi lort kadınlarının doğurduğu ama emzirmeye üşendikleri çocuklarına hazır süt bulmak için geliştirilmiş bir projedir. Bir çocuk Ayşe isimli bir kadının sütünü emiyorsa bu caiz ise aynı şekilde devlet tarafından organize edilse suç sayılmaz. Ama kimin ne kadar vergi vereceğini bile takip edemeyen bir devletin, kimin sütünü kimin ne kadar içtiğini de kontrol edebileceğine inanamıyoruz. Hiçbir Müslüman, süt bankasına süt veremez. Süt bankasından çocuğuna süt içiremez. Ortada ciddi bir güvensizlik var. Şeriatımızı ilke olarak kabul etmeyen bir sistemin, şeriatımıza dair bir hassasiyeti korumaya söz vermesi yanlış bir şeydir. Bu laikliğin kendisi değil bir defa. Belgelemeyi falan da kabul edemeyiz. Devlet böyle bir banka kurarsa, bu bankanın resmi olmayanını da vatandaş köylerde kurar. Devlet vergisini toplayamıyor. Devlet henüz kimin nerede oturduğunu bilemiyor. Terörü önleyemiyor. Süt terörünü hiç önleyemez.” şeklinde konuştu. |
|
11-13-2013, 17:01 | #20 |
Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye dayattığı ‘Anne Sütü Bankası’ ifsad projesi kamuoyundan gelen tepkilerin ardından kapalı kapılar arkasında yürütülüyor. 2. Avrupa Süt Bankası Birliği Kongresi dün İstanbul’un göbeğinde başladı. Kamuoyundan saklanılarak yapılmasına özen gösterilen Kongre’de, Türkiye’de açılması düşünülen ifsad bankalarının planlaması masaya yatırılıyor. Toplantıya katılımı engellemek için giriş ücreti fahiş bir fiyat olarak belirlenirken, içeriye gazeteciler de alınmadı. Timuçin MERCANOĞLU Hiçbir Müslüman Ülkede “İfsad Bank” Bulunmuyor Hıristiyan inancında ‘süt kardeşliği’ gibi bir müessese olmadığı için, bebeklere verilecek olan sütün kimden alındığının ve sonrasında izlenecek şer’i kuralların hiçbir önemi yok. Haliyle onların bizi anlamasını beklemek saflık olur. Asıl önemli olan Türk yetkililerin bu projeye verdikleri destek. Din adamlarının karşı çıkmasına, muhafazakâr ve mütedeyyin vatandaşların tepkisine rağmen bu yanlışta neden bu kadar ısrar edildiğini anlamak güç. Şu ana kadar herhangi bir Müslüman ülkede açılmış bir süt bankası bulunmuyor. Gayri meşru doğumların tavan yaptığı Avrupa ülkelerinde ise süt bankası hızla yayılıyor. Eğer açılırsa Türkiye’deki merkez ilk olacak. Türkiye örnek gösterilip bu ifsad projesi diğer Müslüman ülkelere de pazarlanacak. Böylelikle Müslümanların nesebi Avrupa eliyle bozulacak. Sadece Saadet Partisi Oradaydı Süreci Hızlandırmak İstiyorlar İki gün sürecek kongrenin yapılış amacı başta Türkiye olmak üzere yeni açılacak olan ifsad bankaları. İzmir ve Ankara’da faaliyete geçirilmek istenen bu bankalar için AB ve Sağlık Bakanlığı büyük efor sarf ediyor. Toplantının İstanbul’da olmasının nedeni de bu baskıyı daha da artırmak ve süreci hızlandırmak. Kongrenin yapıldığı otelin önünde toplanan Saadet Partisi İstanbul İl Kadın Kolları üyeleri, bu çirkin toplantıyı protesto etti. Daha önce de Saadet Partisi İstanbul İl Kadın Kolları, ‘Anne Sütü Bankası’ ifsadına karşı başlattığı imza kampanyasında topladığı 60 bin imzayı Meclis Dilekçe Komisyonu ve Sağlık Bakanlığı’na göndermişti. Saadet Partisi İstanbul İl Kadın Kolları Başkanı Nagehan Gül Asiltürk burada yaptığı basın açıklamasında, “Hak-hukuk, helal-haram tanımayan inanç değerlerimizi hiçe sayarak, kendine özgü çarpık düşüncelerini geçer ölçü kabul eden bir zihniyetin ifsat çalışmaları ile karşı karşıya bulunuyoruz” tepkisinde bulundu. 2. Avrupa Süt Bankası Birliği Kongresi dün İstanbul’da protestolar eşliğinde başladı. Basından kaçarcasına yapılan etkinlikte Türkiye’de açılması düşünülen ifsad bankaları konuşuldu. Toplantıya katılımı engellemek için giriş ücreti fahiş bir fiyat olarak belirlenirken, içeriye gazetecilerde alınmadı. Toplantının yapıldığı otelin önünde toplanan Saadet Partisi İstanbul İl Kadın Kolları üyeleri, bu çirkin çalıştayı protesto etti. Saadet Partisi İstanbul İl Kadın Kolları Başkanı Nagehan Gül Asiltürk burada yaptığı açıklamada, “Hak-hukuk, helal-haram tanımayan inanç değerlerimizi hiçe sayarak, kendine özgü çarpık düşüncelerini geçer ölçü kabul eden bir zihniyetin ifsat çalışmaları ile karşı karşıya bulunuyoruz. AKP Hükümeti ve ilgili Bakanlıklar tarafından yürütülen bu ifsat çalışmalarını ve bu tür çalışmalara ön açıcı tutum ve davranışları şiddetle kınıyoruz. Projenin hükümete AB dayatması olduğu da bu kongre çalışmasıyla birlikte bir kez daha tescillenmiş olmaktadır. Cumhuriyet tarihi boyunca cesaret edilemeyen uygulamalar mevcut iktidar eliyle oldubittiye getirilerek milli manevi varlığımıza müdahale edilmiş, hatta Avrupa Birliği sürecinin en hızlı şekilde ilerlemesi adına ülke tarihimizde ilk defa ve hususi olarak AB Bakanlığı ihdas edilmiştir.” dedi. Doğruları haykırma görevini yerine getrirdik Asiltürk, “Biz bu süreçte Saadet Partisi camiası olarak her bir yanlış için ayrı ayrı uyarılarımızı yapmış, doğruları haykırma görevini yerine getirmiş durumdayız. Sağlık Bakanlığınca, geçtiğimiz 8 Mart 2013 tarihinde İzmir Dr. Behçet Uz Çocuk Hastanesi’nde Süt Bankası açma girişimi inançlı imanlı milletimiz tarafından tepkiyle karşılandığı için şükürler olsun ki sonuçsuz kalmıştır. Sağlık Bakanlığı’nın ertelemesi iptal anlamı taşımadığı için biz Saadet Partisi İstanbul İl Kadın Kolları olarak bu güne kadar amansız bir mücadele veriyoruz.”diyerek sürdürdüğü açıklamanın devamında, “Bu çerçevede İstanbul İl Kadın Kolları olarak İstanbul ili genelinde Anne Sütü Bankası Projesi’nin iptal edilmesi için etkili fertlerin harekete geçirilmesi, konuya ilişkin basın açıklamalarının yapılması ve son olarak da kısa süreli bir imza kampanyası faaliyetlerinde bulunulmuştur. Çok kısa zamanda “Anne Sütü Bankası İstemiyoruz” imza kampanyamız 60 bin imzaya dayanmıştır. Kısa sürede toplanan bu imzalar İstanbul İl Kadın Kollarımız tarafından Meclis Dilekçe Komisyonu ve Sağlık Bakanlığı’na ulaştırılmıştır. Bunun yanı sıra Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve milletvekillerine birer dilekçe gönderilmiş ve talep doğrultusunda harekete geçmeleri çağrısı yapılmıştır. 24.06.2013 tarihinde gönderilen dilekçelerimize ilk resmi cevap Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’ndan gelmiştir. Bakanlığın gönderdiği cevap, maalesef, endişelerimizdeki haklılığımızın resmi belgesi olarak elimizdedir. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın “Anne Sütü Bankası Projesi’nin ülkemizde kesinlikle uygulamaya konmaması” gerektiğine ilişkin dilekçemize verdiği cevap içeriğinde görüldüğü gibi bakanlığın görev alanının tamamen karşısında olan, aileyi imha eden bir boyut kazanmıştır ve yetkisizlik itirafı yapılarak konunun AB Bakanlığı bünyesinde olduğu ifade edilmiş ve bir acziyet ortaya konulmuştur. AB Bakanlığı’ndan başvurumuza gelen cevapta ise, bu konu Avrupa Birliği seviyesinde düzenlenmemektedir denmiştir. Sağlık Bakanlığı ise başvurumuza cevap vermek yerine, Din İşleri Yüksek Kurulu Mütalaasını ek bilgi olarak göndermiştir ve bu cevap da bizim tezlerimizin ne kadar yerinde olduğunu ortaya koymaktadır.” ifadelerini kullandı. Süt Bankacılığı sütün helal ve haram boyutlarını yok sayan bir projedir “Sütü alınacak kadının donör, anne sütünün ise endüstriyel bir ürün olarak nitelendirildiği annelik ve anneliğin kutsiyetinin yok sayıldığı bir anlayışla çıkılan bu yolun sonu felakettir.” diyen Asiltürk, “Süt Bankacılığı süt’ün helal ve haram boyutlarını yok sayan bir projedir. Takibi mümkün olmadığı için meşru bir proje değildir. Çok özel kayıt ve şartlarda uygulansa bile sürdürülebilir değildir. Küçük bir ihmalin dahi çok acı sonuçlar doğuracağı bu projenin suiistimal edilmesi mümkün ve kuvvetle muhtemeldir. Bu sosyal felaketlerin başlangıcı anlamına gelir. Tek çözüm yolu sütanneliği uygulamasına geri dönmektir. 1435 yıl önce, insanlığın son peygamberi Hz Muhammed’e (sav) vahyedilen, kıyamete kadar tüm insanlık için gönderilmiş kutsal kitap Kur’an-ı Kerim’de anne sütünün kıymeti, emzirme süresi, annesinin sütünü alma imkânı bulamayan bebeklerle alakalı sütannesi müessesesi en ince detayına kadar belirlenmiştir.” şeklinde konuştu. Asiltürk konuşması şu sözlerle bitirdi: “Siz Manevi fikir ve davranışları, insani değerleri, güzel ahlakı bitirmeyi amaçlayan gayri meşru küresel merkezler ve bu merkezlerin himayesinde kurulan Avrupa Süt Bankası Birliği (EMBA) yetkilileri çarpık fikirlerinizle kendi işinize bakın. Demokrasi, insan hakları, sözde insancıllık pazarlamayı bırakın gelin bu necip milletimizin mensup olduğu medeniyetin deneyimlerinden faydalanın ya da toplumumuzla bağdaşmayan fikirlerinizi alın gidin diyoruz ve Cumhurbaşkanımızı, Başbakanı, ilgili Bakanlıkları, TBMM Başkanını, tüm Milletvekillerini ve tüm STK’ları bu ifsat çalışmasının derhal durdurulması için göreve çağırıyoruz.” Pojeye Toplumun Bütün Kesimlerinden Tepki Var Hıristiyan inancında ‘süt kardeşliği’ gibi bir müessese olmadığı için, bebeklere verilecek olan sütün kimden alındığının ve sonrasında izlenecek şerri kuralların hiçbir önemi yok. Haliyle onların bizi anlamasını beklemek saflık olur. Asıl önemli olan Türk yetkililerin bu projeye verdikleri destek. Din adamlarının karşı çıkmasına, muhafazakar ve mütedeyyin vatandaşların tepkisine rağmen bu yanlışta neden bu kadar ısrar edildiğini anlamak güç. Daha önce de Saadet Partisi İstanbul İl Kadın Kolları, ‘Anne Sütü Bankası’ projesine halkın gösterdiği büyük tepki üzerine başlattığı imza kampanyasında topladığı 60 bin imzayı Meclis Dilekçe Komisyonu ve Sağlık Bakanlığı’na ulaştırmıştı. 13 Yeni Süt Bankası Yolda Hali hazırda 28 ülkede 203 aktif süt bankası bulunuyor. Yine bu ülkelerde 13 adet yeni süt bankasının önümüzdeki günlerde açılması bekleniyor. Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu Rusya, Slovenya ve Hırvatistan’da süt bankası ilk defa açılacak.24 ülkede sayları 203’ü bulan süt bankalarına yenileri ekleniyor. 13 adet yeni süt bankası her an açılabilir. Portekiz’de 1, Almanya’da 2, Polonya’da 4, Yunanistan’da 1, Rusya’da 1, Slovenya’da 1, Hırvatistan’da 1 ve Türkiye’de 2 adet. Hiçbir Müslüman Ülkede ‘Süt Bankası’ Yok Süt bankaları Batılı ülkelerde hızlı bir şekilde yayılıyor. Özellikle Avrupa Birliği üye ülkelerinde daha sık görülen süt bankalarına yenileri ekleniyor. Portekiz’de 1, Almanya’da 2, Polonya’da 4 ve Yunanistan’da 1 adet olmak üzere yeni süt bankaları açılıyor. Süt bankalarının en fazla olduğu ülkeler şöyle; Fransa’da36, İtalya’da 30, İsveç’te 28, Finlandiya’da 17, İngiltere’de 15, Norveç’te 12, Almanya’da 12 adet süt bankası bulunuyor. Önümüzdeki günlerde Rusya, Slovenya ve Hırvatistan’da ilk defa süt bankası açılacak. Şimdilik birer adet olacağı belirtilen süt bankalarının önümüzdeki yıllarda sayısının daha da aratacağı tahmin ediliyor. İzmir Ve Ankara’ya Açılmak İsteniyor Türkiye’de uzun tartışmalara neden olan ‘süt bankası’ kamuoyundan büyük tepki almıştı. Tüm olanlara rağmen Sağlık Bakanlığı geri adım atmayı ‘süt bankası’ adını ‘sütanne merkezi’ olarak değiştirmişti. Türkiye’de ilk süt merkezi İzmir’de Dr. Behçet Uz Çocuk Hastanesi’nde kuruldu. Henüz açılışı gerçekleştirilmedi. Bir diğer süt bankasının ise Ankara’da açılması planlanıyor. Hangi ülkede Süt Bankası var? İspanya 7, Portekiz 1 (1 adet daha açılması planlanıyor), Finlandiya 17, Estonya 1, Norveç 12, İsveç 28, İskoçya 1, İrlanda 1, İngiltere 15, Danimarka 2, Hollanda 1, Belçika 4, Almanya 12 (2 adet daha açılması planlanıyor), Polonya 3 (4 adet daha açılması planlanıyor), Çek 4, Slovakya 6, Fransa 36, İsviçre 6, Avusturya 2, Macaristan 8, İtalya 30, Sırbistan 3, Bulgaristan 1, Yunanistan 2 (1 adet daha açılması planlanıyor) İLK DEFA AÇILACAK Türkiye 2, Rusya 1, Slovenya 1, Hırvatistan 1 |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|