AK Gençliğin Buluşma Noktası
Forum Köşe Yazarlığı Ak Parti Forum Köşe Yazarları buraya.



Cevapla
Seçenekler
 
Alt 01-16-2009, 12:39   #1
Kullanıcı Adı
alperen
Standart SATUK BUĞRA HAN
SATUK BUĞRA HAN
ALPEREN GÜRBÜZER
Tevrat ve Kur’an’ı Muciz’ül Beyan da ilk insan olarak Adem(a.s)’dan bahsedilir. İran’ın ünlü Avesta’sında ise Ebul Beşer’den bahsedilir. Anlaşılan odur ki; Ebul Beşer ve Âdem(a.s) aynı devreye isabet eden aynı kişiler olduğudur. Avesta’nın sayfalarını çevirdikçe Ebul Beşer’den sonra oğlu Cemşid ve Cemşid’den sonrada Feridun’un geldiğini görürüz.
Şeh-nameye göre Feridun; ülkesini Saim, Irak ve Turak (Türk) adında ki üç oğlu arasında paylaştırır. Feridun bu yüzden Türkistan, bütün doğu ülkeleri, hatta Çin dâhil Türklerin atası, yani bir başka ifadeyle Tur veya Turece’sidir. Zaman içerisinde üç oğlu ve torunları arasındaki İran-Turan savaşlarında en çok adından sıkça sözettiren isim şüphesiz Afrasyab’dır (Alper-Tunga). Nitekim Oğuzhan İran kaynaklarında Afrasyab adı ile geçer.
Yine Şeh-nameye göre Afrasyab; Türkistan, İran, Azerbaycan, Hindistan ve Rum ülkelerini fethetmiş, buralarda birçok şehirler kurmuş ve hatıralar bırakmıştır. Kaşgarlı Mahmud bu konuda Türklerin Afrasyab’a Alper Tunga dediklerini ve onun dünya hükümdarı (Ajun begi) olduğunu bildirir. Aynı zamanda Alper Tunga İskit imparatorluğun kağanlarından biridir. Bu yüzden Afrasyab ismi sonraki hükümdarlarca nesep başlangıcı olarak kabül görmüştür. Hatta Uygur Hanları, Karahanlılar ve Selçuklular da soylarını Afrasyab’a dayandırmışlardır... Kelimenin tam anlamıyla tarihimizi iyi incelediğimizde Türk’ün ikinci adının bariz bir şekilde Oğuz olduğu görülecektir. Nitekim Oğuzlar veya Türkler Türklük bakımdan aynı manaya gelir.
Hz Adem (a.s)’ dan asırlar sonra malum olduğu üzere Nuh tufanı gerçekleşir.. Tufandan sonra Nuh (a.s) dünyayı Ham, Sam ve Yafes adında üç oğlu arasında paylaştırır.
Türkler Nuh (a.s)’ın oğullarından müslüman olan Yafes’in neslinden geliyordu. İslam müelleflerine ait rivayetlere göre;
İslam tarihçileri Seyhun ve Ceyhun nehirleri arasındaki kalan bölgeyi Aşağı Türkistan (Maveraünnehir) olarak isimlendirmişlerdir. Nuh (a.s) Ceyhun(Amu) nehri ötesindeki memleketleri, yani Türkistan’ı oğlu ve Türk’ün babası olan Yafes’e verdiği zaman, O; bu kurak ülkede ne yapacağını sorar. Babası da oğluna yağmur yağdırma kudretini bahşederek üzerinde ismi azam yazılı olan bir taş(tılsım) verir, ihtiyaç halinde bu yazılı taş ile Allah’a dua edilerek yağmur yağdırılabileceğini bildirdi. Yafes şüphesiz iyi bir mümindi. Evladı çoğalınca onlara reis oldu. Yafes nehirden geçerken boğuluyor, yerine küçük oğlu Türk geçer. Mukaddes Kitaplara göre; Yafesin oğlu Türk de vatanını yine Işık-göl bölgesinde göstermiştir.
Türk’ün evladı zamanla çoğaldı, böylece nesline TÜRK denildi. Hatta bunlar zamanla çoğalarak Asya’yı mesken tuttular. Fakat altıncı ve dokuzuncu asırlar arasında gerek zaman içerisinde başlarına geçen bazı hükümdarların semavi dini bozarak halkını puta taptırmaya başlamaları, gerekse yabancı dinlerin yayılması sonucu Türk neslinin manevi birliği parçalanmasına yol açtı. Öyle ki; Romalıların Asya’ya kadar yayılan ahlaksız davranış örnekleri insanları sömürmeye yetiyor ve böylece İslamiyeti işitmelerine engel oluyorlardı. Bu engellemeler karşısında İslamın adalet kılıcı devreye girince hem batılılar hemde Türk Hakanları İslamiyet’in duyulmasına mani olamadılar. İşte bu elim vaziyetteki Türklerin dağınıklığı veya birbirinden kopuk manzarası ancak onuncu asırda Türk’ün İslamiyetle buluşmasıyla son buluyor ve İslam’ın o engin birlik ruhu Türk neslini yeniden toparlamaya yetiyor böylelikle. İslamiyetin motive edici gücü sayesinde, ileride Türkler tekrardan büyük ve güçlü imparatorluklar kurmayı başarabileceklerdir.
SATUK BUĞRAHAN
Malum olduğu üzere ilk Müslüman Türk hükümdarı Satuk Buğra Han’dır. Babası Karahanlı Devleti hükümdarı ailesinden olup, adı Bezir Arslan Han’dır. Dolayısıyla 829 yılında bir Karahanlı Türk Hükümdarının oğlu olarak doğup soyu Türk bin Yafes bin Nuh(a.s)’a dayanır. Babasının ölümü üzerine amcası Oğulcak Kadir Han’la evlenen annesinin himayesinde büyüdü hep.
Horasan ve Maveraünnehir civarlarında kurulan Samanoğulları Devletinin hükümdarı İsmail bin Ahmed’dir. Hükümdar İsmail bin Ahmed kardeşleriyle giriştiği taht kavgaları sonucunda Kaşgar’a gelerek Oğulcak’a sığınıp himayesine girdi. Oğulcak Kadir, sadece himayesine almakla kalmayıp, Artuc nahiyesinin idaresini de Nasir bin Ahmed’e vererek son derece cömertkar örneği sergiledi. İşte bu dönemlerde Satuk Buğra Han Artuc’a sık sık yolu düştüğünde Nasır bin Ahmed’le tanışma fırsatını elde etti. Satuk Buğra Han bu gidiş gelişlerinde Müslümanların namaz kıldığını görünce ister istemez dikkatini çekti, hoşuna gitti:
—Bu nedir? Diye sordu.
Nasir bin Ahmed sualinin cevabının yanısıra İslamiyetle ilgili mevzuları uzun uzun izah ettikçe, Satuk Buğra Han’ın gönlünde iman nuru parlamaya başladı ve on iki yaşında Müslüman olmakla şereflendi.
İbn’ül Esire göre ise;
Satuk Buğra Han rüyasında gökten inen bir zat kendisine Türkçe lisanla: “Müslüman ol, dünyada ve ahirette selamete er’’ der ve rüyasında müslüman olur. Uyanınca hiç kimseden çekinmeden Müslüman olduğunu açıklar.
Satuk Buğra Han’ın bizatihi rüyasında Resulullah(s.a.v)’in talimatıyla Müslüman olduğu yönünde görüşler de vardır. Şöyle ki, Türkistanda zevkle okunan Satuk Buğra Han tezkiresi adlı menkibeye göre;
Allahın Resulü Mirac’a çıktığı gece Peygamberler arasında tanımadığı bir kimseyi görmüş ve Cebraile onun hangi Peygamber olduğunu sormuş. Cibril Emin de onun Peygamber değil 333 yıl sonra yani M.944 yılında Türkistan’ı dininize sokacak Satuk Buğra Han’ın ruhu olduğu cevabını vermiş.
Hz.Peygamber(s.a.v) böylece Satuk Buğra Han’a dua etmiş, anlatılanı meraklı bakışlarla dinleyen ashabı kiramda onu görmeyi murad etmiş, bunun üzerine Allah Rasulü isteklerini kabül edip; o anda başlarında Türk külahı ve silahlı kırk atlı selam vererek yaklaştıklarında, bunlar Buğra Han ve arkadaşlarının ruhları olduğunu beyan ettiler. Hatta bunların arasında Türk Han’ına hidayet yolunu gösteren Samani Ebu Nasr’da varmış.
Menakiblere göre;
Ebu Nasr Türkler arasında İslamiyeti yaymak maksadıyla ticarete başlamış. Bir gün rüyasında Peygamberimizin kendisine:
—Kalk, Türkistan yolunu tut! Orada Tekin Satuk Buğra Han Müslüman olmak için seni bekliyor demiş. O da sevinerek 330 kişilik kervanla yola çıkar. On iki yaşında Buğra Han Ebu Nasr ile Endican’da karşılaşarak Müslüman olmuş.
Müslüman olmasını bir süreliğine amcası Oğulcak’tan gizledi, bu arada yakın akrabasından elli kişi de Müslüman olarak, Satuk Buğra Han’ a tabii oldular. Ama amcası şüphelenmişti, bunun üzerine peşine adamlar taktı. Sıkı takip sonucunda Satuk Buğra Han’ın abdest alıp namaz kıldığını gördüler, tabi durum vaziyeti derhal amcasına bildirdiler. Amcası acele etmeyip, bizatihi olayı yerinde kendisi görmek istedi ve yeğenini sınamaya başladı, bu amaçla hemen ona puthaneyi tamir etme görevi verdi. Satuk Buğra Han değil puthanenin işine adına bile tahammülü yoktu, bu durumu Nasir bin Ahmed’e anlattığında cevaben:
—Merak etme, şimdi burası puthane olarak yapılır, sen orayı zamanla camiiye çevirirsin dedi. Böylece Satuk Buğra Han tane tane dökülen inci sözler karşısında derin bir nefes alıp rahatladıktan sonra denilenleri büyük gayretle yapmaya çalıştı. Abdülkerim Satuk Buğra Han 25 yaşına geldiği sıralarda İslami ilimleri öğrenmişti artık, üstelik Müslüman olduğunu bundan böyle gizleme gereğini duymayarak açıkça ilan etmekten de çekinmedi. Nihayet kendi kendine karar verdi; amcasıyla bu uğurda mücadeleye. Amcası durumdan haberdar olunca derhal harekete geçti. Amcası Harun Buğra Han yeğeninin tekrar eski dinine dönmesi için çaba sarfettiyse de muradına eremeden ölüp gitti bu dünyadan. Böylece Satuk Buğrahan yerine hükümdar olmuş ve etrafında 300 kadar süvari toplanmıştı. Bunu takip eden günlerde taraftarları 1000 kişiye yükseldi. İlk fethettikleri topraklarda Atbaşi oldu. Zaman içerisinde sahip olduğu 300 kişilik orduyla Kaşgar üzerine yürüyüp orayı da fethetti. Aynı zamanda Oğulcak Kadir Han’ı öldürererek saltanatına son verdi. Ardından Kaşgar halkıda Müslüman oldu, derken İslamiyet süratle yayıldı, zaferlerine zafer katarak Türklere İslamiyetin kapılarını açan ilk Hükümdar unvanını kazanmış oldu böylece. Nitekim Kaşgarlı Mahmud, Allah’ın; Benim Türk adını verdiğim ve şarkta yerleştirdiğim bir ordum vardır. Bir kavme gazaplandığım zaman onları o kavim üzerine saldırırım (hâkim kılarım) dediğine dair kudsi hadisi nakletmesi manidardır (Divanı lügatüt Türk 1, S.294).
Abdülkerim Satuk Buğra Han’ın Müslüman olmasının olumlu yansımaları hemen etkisini gösterdi bile, öyle ki; islamiyeti kabul eden ilk Türk boyları dediğimiz Karahanlılar ve İdil Türkleri devlet olarak İslamiyetin bayraktarlığına soyunmuşlar ve din uğrunda cihat etmeye başladılar. Satuk Buğra Han’ın İslamla şereflenmesiyle birlikte millet hakanına tabii olduğu gibi şeksiz şüphesiz itirazsız İslamiyeti dahi kabul etmişlerdir. İslamiyet onunla zafer kazanmış, 96 yaşına kadar ölünceye kadar kılıcı ile kâfirleri Müslüman yapmış, batıda Amuderya boylarına, güneyde Kış-kezeke ve kuzeyde Kara-koruma kadar kadar kâfirleri İslam dinine çevirmiş, hasta olunca Kaşgara dönmüş ve orada ölüp Artuç’da Meşhed denilen yerde defnedilmiştir.
SELÇUKLU’NUN DOĞUŞU

İslamiyet sayesinde Karahanlı Türkleri Türkistanda, Gazneli Türkleri Hindistanda, Oğuz ve Selçuklu Türkleri Anadoluda ve Osmanlıda üç kıtada cihangir devlet oldular. Anlaşılan şu ki; ikiyüzbin çadır halkının Müslüman oluşu bu hadiseden sonradır. Bununla beraber Müslüman Karahanlıların büyük tesiri olduğu da muhakkak. Yani İslamiyetin ilk Oğuz ve Karluklar arasında yayılması, başlangıç itibariyle değerlendirildiğinde İslam ve dünya tarihinde büyük neticelere yol açtığı anlaşılacaktır. Tarihi kaynaklar; 960(349) yılında ikiyüzbin çadır halkı gibi büyük bir göçebe kitlenin toptan İslam dinini kabül ettiğine dair mühim hadiseyi bildirmişlerdir. Karahanlıların asli unsurlarından olan Karlukların Satuk Buğra han ile birlikte daha önce Müslüman olduklarını da nazarı itibare alındığında bu hadisenin Oğuzlara ait bulunması kuvvet kazanır.
Demek ki; Türkler Maveraünnehir bölgesini vatan yaptıktan sonra Allah Rasulü ve arkadaşlarının saçtığı İslamiyet güneşi üzerlerine yavaş yavaş doğmaya başlıyordu. Yani Türkistanda Türkler Arap imparatorluğuna katılıyorlardı. Daha sonra diğer Türkler de göçünce kendi dillerini konuşan soydaşlarına rastladılar ve bunlarda İslamiyeti kabül ettiler. Artık bu noktadan sonra Türkleri dünya taşımaya kâfi gelmiyordu artık.
Önlerinde bozkurt hareket edince:
Göç, yani kalkınız diyordu adeta. Türklerde onun arkasında durduğu yerde çadır kuruyorlardı. Uzun müddet onlara rehberlik ettikten sonra bozkurt bir daha görülmedi.
Türkler bu ülkelerin kâfi gelmediğini anlıyarak üç kısma ayrıldılar Hindistana gidenler putperest, kuzeye gidenler Rumların Kumania (Kıpçak-ili Cembi Rusya ülkesi) adını alarak Hiristiyanlarla birleştiler. Meskûn dünyanın ortasında batı tarafına gidenler Ya’i Selçuk Oğuzlar Araplara karışarak onların dinini kabül ettiler. Halife Araplardan olmak üzere Müslümanların hükümdarı oldular.
Araplar ve Berberiler yüksek bir medeniyetin rehaveti içerisinde gevşemişler, İslamiyeti yeni kabül etmiş bulunan Karahanlılar ise doğuda cihatla uğraşmakta, Gazne devletide sadece Hindistan seferi ve fetihleri ile meşguldü. Büveyhiler Abbasileri tahakkümüne almış zayıf bir Şii devleti idi. Diğer küçük devletlerde birbirleriyle çekişmekte, tek kelimeyle hiçbir devlet tek başına İslam dünyasını koruyacak güçte değildi. İşte Türklerin İslamla şereflenmesi neticesinde ve nihayet Selçukluların hâkimiyeti ile bu buhranlı devre sona erer.
Velhasıl, Satuk Buğra Han’ın açtığı diriliş sancağı Selçukluya oradan Osmanlıya geçerek cihanşümul olmuşuz. Vesselam.

 

alperen isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 01-26-2010, 01:06   #2
Kullanıcı Adı
alperen
Standart
İlk Müslüman hakanımız, o unutulmaz bir sembol şahsiyet.
alperen isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
çarşamba pasta çarşamba bilgisayar tamircisi