12-16-2009, 23:09 | #1 |
..Saygıdeğer Beylere..
Saygıdeğer beylere, birazdan söyleyeceklerimiz için daha başlamadan özürlerimizi sunalım. Ne yaparsınız, ne hayat her zaman bizi hoş tutacak kadar eğlenceli ne de bizler sandığımız kadar kusursuz varlıklarız. Her toplumun kendine ait özellikleri ve kalıplaştırdığı tutumları söz konusu. Bizim toplumumuzda da erkek çocuklar şımartılır, ilerdeki zamanlarda da öncelikler onlara tanınır. Nedense buna neden olanlar da annelerdir. Çevremize baktığımızda gördüklerimiz bizi haklı çıkaracak niteliktedir. Her hangi bir ailede, tv'de maç varsa, babanın ailenin diğer fertlerinin isteklerini göz ardı edip kendi istediği kanalı seyretmesi olağan görülür. Yada baba zor bir hafta geçirmiştir, (anneler hep evde oldukları için onların kendilerini yoracak işleri yoktur zaten, bu yüzden yorulmazlar), babalar hafta sonlarında erkenden kalkıp arkadaşlarıyla karar verdikleri planlarını gerçekleştirebilirler. Çünkü dinlenmeyi hak etmiştir. Beyler sabah koşusuna giderken, hanımlar evde çocukları uyandırır, kahvaltıyı hazırlar, koşudan dönen eşiyle kahvaltıya oturur. İş günlerinin akşamlarında eve gelip, kanepeye uzanıp, haberleri seyrederken bir fincan kahve, bir bardak çay, biraz meyve, sonra ufak atıştırmalar da sipariş edebilir. Evin bütçesi babaların kontrolündedir ve şartlar kısıtlı olsa bile çok istediği bir şeyi satın alabilir, borçların ödenmesini ve maddi durumlarının düzelmesini beklemeyi gerekli görmeyebilir. Annelerin erkek çocuklarını vermekten çok almayı bekleyerek yetiştirdiği bir gerçektir. Bizler bile, odasını toplamayan oğlumuza kızarken bile, kız çocuklara gösterdiğimiz anlayıştan daha fazlasını gösteriyoruz. Temizlik yaparken oğlundan camları silmesini isteyen bir anne tanıyor musunuz? Ya da pantolonlarını kendisinin ütülemesini isteyen? Kendi sınırları içinde yaşarken aile reisleri, yani beyler zamanla çevrelerine bir de duvar örerler. Duvar yüksektir, bir tek kapısı vardır ve içeri yanlızca siz müsade ederseniz girilebilir. Evde geçirdiğiniz zamanları yine kendi başınıza ve kendi kendinize planladığıız şekilde geçirmeye devam ederseniz, duvar yükselecek, kalınlaşacak, aşmaya çalışanların gayretleri tükenecek, sonunda vaz geçecekler ve siz kendi özel kalenizde yapayanlız kalacaksınız. Yanlızca siz değil eşiniz ve ailenizin diğer fertleri de acı çekecek. Acıyı önlemenin tek yolu, duvarı ören tarafın af dileyerek aynı duvarı yıkmasıdır. Bırakın eşiniz size yaklaşsın, bırakın çocuklarınız sizden ürkeceklerine sizi sevsinler, saygıyı öfke ve hırçınlıkla değil, adalet ve sevgiyle kazanın. Ailenizle birlikte olmaktan, eşinize yardım etmekten, onun yükünü hafifletmekten, çocuklarınıza kitap okumaktan, gezilere hep birlikte çıkmaktan, akşamları gürültü nedeniyle kafanızın birazcık şişmesinden rahatsız olmayın. Her saadetin bir bedeli vardır, ailenizdeki mutluluğun bedeli ise kendinizi onlara sunmaktır.
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
12-17-2009, 01:06 | #2 |
''Saygıdeğer beylere, birazdan söyleyeceklerimiz için daha başlamadan özürlerimizi sunalım.''
Aslında özür dilenmesi gereken bir durum yok bana göre.. Gerçekleri söyleyecek birilerinin her zaman olması lazım.. Yoksa onları görmezden gelenler hepten kör olacaklar.. (: Eeeh..Yinede nezaket icabı.. Kusur/a bakmayın..Yani kusur varsa bakmayın..Eee onuda görmeyiverin artık.. |
|
12-17-2009, 01:44 | #3 |
|
|
12-17-2009, 02:06 | #4 |
Koca yazıdan, bayanların erkekleri kötü yetiştirdiği sonucuna vardım. Yani mağdur olan bizleriz. Ama üstünkörü bir özürle konuyu geçiştirmişsiniz. Neyse, kabul edelim bari.
Konu NûN tarafından (09-12-2010 Saat 01:00 ) değiştirilmiştir.. Sebep: Alıntıyı düzenledim. |
|
12-17-2009, 02:19 | #5 |
Kaçış sendromu...=)
Konu NûN tarafından (09-12-2010 Saat 01:00 ) değiştirilmiştir.. Sebep: Alıntıyı düzenledim. |
|
12-17-2009, 02:46 | #6 |
Eee Gidene Güle Güle demek İnsanlık görevidir...
Konu NûN tarafından (09-12-2010 Saat 01:01 ) değiştirilmiştir.. Sebep: Alıntıyı düzenledim. |
|
12-17-2009, 16:42 | #7 | |
Sayın Duyguseli, bakın asıl sorun şu satırlarda ifade edilmiş;
Alıntı:
Şimdi yazıda erkeklere öğüt verilmiş ama sadece kanayan bir yaraya pansuman yapılmış. Bizden size pansuman değil, dikiş niyetinde bir öğüt olsun; yazının diliyle acıyı önlemenin tek yolu, bayanlar, erkek çocuklarını odasını bile toplamayan, başına buyruk şekilde değil, sorumluluk sahibi olarak sevgiyle yetiştirsinler. Emin olan, 20 sene sonra bunun meyvesini toplarsınız. Ama siz erkekleri pof poflayarak yetiştirme gafletine devam ederseniz, suçun sizde olduğunu fark edemezseniz, daha çook erkeklerden dert yanarsınız. Unutmayın, ağaç yaşken eğilir. Ama siz, olgun ağacı eğmeye çalışıyorsunuz. |
||
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|