Saylan bunu hesaba katmadı!

Ergenekon operasyonlarının 12. dalgası kapsamında evi arandığı için malum çevrelerin ortalığı ayağa kaldırmasına neden olan Türkan Saylan, ölmeden önceki son açıklamalarında kullandığı bir ifade ölümüyle birlikte yeniden gündeme geldi. Bu sabah erken saatlerde hayatını kaybeden Saylan, acaba neyi hesaba katmadı? İŞTE SAYLAN'IN MARİFETLERİ-TIKLAYIN

Evi arandıktan sonra bir anda hastalığı ile gündemde tutulan Saylan, 16 Nisan 2009 tarihinde tedavi gördüğü hastaneden malum medya organlarının yoğun ilgisi altında ayrılırken yaptığı açıklamada, "Eve gitmem gerekiyor, bir sürü röportaj bekleyenler var. Benim bir süre daha ölmemem lazım" şeklindeki sözleri dikkat çekti.

Hastalığı sürekli gündemde tutulan ve basın ordusu ile hastaneye gidip boy gösteren ÇYDD Başkanı Türkan Saylan, kendisini yalnız bırakmayan malum medya organlarının muhabirlerinin çanak sorularına tehdit, iftira ve hakaret dolu cevaplar vermişti.

Hastalığı Ergenekon sürecinin sulandırılmasında çok iyi kullanılan Saylan, 12. dalganın kendisine yönelttiği ilgiden oldukça memnun bir şekilde eve giderek kendisini bekleyen basın mensuplarına reportajlar vereceğini söyledi ve şu ilginç cümleleri kurdu:

"Hastalık hayatın bütününü almamalı. Benim bir süre daha ölmemem lazım. Daha yapmam gereken işler var. Ben sonuna kadar çalışacağım. Bu olay bize bir uyarı getirdi. Ne şeriat ne darbe diyoruz. Hiç bir zaman istemeyiz. Bunun bize uzaması belli basının iftiralarıyla bugüne geldik. Artık bu balon patladı."

"ÖLECEK HALİMİZ YOK BİR SÜRE DAHA YAŞAMAM LAZIM"
"Birden bire üstümüze bir görev daha geldi, bunun aksini ispat etmek ve hukukun üstünlüğünü sağlamak. Bütün dünya duymuş. Avustralyadan bile telefonlar geliyor. Ölecek halimiz yok benim bir süre daha yaşamam lazım. Sizlere daha iyi bir dünya bırakmak için. Ülkemizi sattırmayız, böldürmeyiz. Bu yaptıklarınızı unutmayacağım, beni bir an yalnız bırakmadınız. Bunların her biri iyi bir yere gelecek."

HAKARET İFTİRA
Bir güzel kızımız okumaya başlayınca örtünüp evlenmeyecek. Bu zarar veriyor cemaatlere. Biz atatürk düşmanları yetiştirecektik ama elimizden aldılar diyorlar. Paşalar, hacılar, hocalar iktidarı elinde tutanlar. Egemen oludğu bir rejimden disiplinli bir rejime geçiyor. Burada bir çok kişi kızıyor bu işe. Her kafadan bir ses çıkıyor. İnsanın ruhunu bedenini almaya çalışıyorlar. Bunların hepsi öğrenci, arka bahçe falan diyorlar. Bunlar beni çok üzüyor. Bu haksızlığı yapmamamız lazım. Bunları ancak eğitimle sağlamamız lazım. Eğitim de yozlaştı. İnşallah onun da zamanı gelecek. Hakkari'nin dağ köyündeki çocuklar benim çocuğum. Aynı okullarda okumalı. Bunlar hepsi bir birinin takipçisi. Bunu engellemek gerekiyor. Aslında yapanlar da rahatsız oldu. Yanlış yaptık dediklerini sanıyorum."

Engin Kaşdaş-habervaktim.com