|
10-06-2009, 07:19 | #1 |
Seçimin sonucu ne olursa olsun...
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''Demokratik Açılım'' çalışmasına ilişkin olarak, ''Önümüzdeki seçimin sonucu ne olacaksa olacak, ama biz doğru bildiğimiz bu işi mutlaka başarmaya devam edeceğiz'' dedi. Arınç, CNN Türk'te canlı yayınlanan ''Tecrübe Konuşuyor'' programına katılarak soruları yanıtladı. Bülent Arınç, sözlerinin başında DİSK Genel Başkanı Çelebi'nin uğradığı silahlı saldırıyı kınayarak, Çelebi'ye geçmiş olsun dileğinde bulundu. 28 Şubat sürecinin AK Parti'nin kuruluşuna etkisine ilişkin soruyu yanıtlayan Arınç, 28 Şubat'ın Türk siyasi hayatında bir dönüm noktası olduğunu ve bu dönemde özgürlüklerin önemli ölçüde zedelendiğini, siyaset kurumuna ve seçilmişlere karşı çok büyük engeller çıkarıldığını gördüklerini söyledi. -SİVİL-ASKER İLİŞKİLERİ- Arınç, ''Bugün Türkiye'de asker rejim içinde Avrupa Birliğinde olduğu gibi olağan yerine oturabilmiş midir?'' sorusuna ''Türkiye'de bu konuda işler yerine oturuyor'' karşılığını verdi. Askerin siyasete karışmaması gerektiğini vurgulayan Arınç, ''Ben komuta kademesinin artık Silahlı Kuvvetlerin kendi alanı içerisinde kalmaya çalıştığına, bunun gerçekleştirmek için gayret sarf ettiğine inanıyorum. Bu tür gelişmeler bize Türkiye'nin Batı türü demokrasiler içerisinde sivil asker ilişkilerinin iyi noktalarda konuşlandığını gösterecek'' diye konuştu. -''ERGENEKON'' DAVASI- Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Arınç, ''Ergenekon'' davasına ilişkin soruyu yanıtlarken bir demokratik ülkede bu tür oluşumların ayakta olmasının, fonksiyon taşımasının asla düşünülemeyeceğini belirtti. İddianameye girmiş unsurların bile ''tüyleri diken diken edecek nitelikte'' olduğunu ifade eden Arınç, şöyle konuştu: ''7 senelik iktidarımızda 3-5 ay öncesine kadar 52 veya 53 mafya türü organizasyon ortaya çıkarıldı. Belki şimdi sayı biraz daha artmış olabilir. Geçmişte bu tür organizasyonlar var olmasına rağmen güvenlik güçleri de siyasi irade de bu konuda ciddi ve kararlı değildi. O yüzden yapanın yanına kar kalıyordu ama bu dönemde en azından yargı önüne gelen davada karar verebilecek noktaya geldi.'' -DEMOKRATİK AÇILIM ÇALIŞMASI- Arınç, ''Demokratik Açılım''a ilişkin bir soruyu yanıtlarken bunun bir süreç olduğunu, yalnızca bir etnik kökenle ilişkilendirilemeyeceğini belirtti. Geçmişteki tecrübelerinde Kürt kökenli kişilerle siyaset yapmanın, Kürt kökenli olmayan siyasetçiler için risk oluşturduğunu ve eleştirilere yol açtığını gördüğünü anlatan Arınç, bu tür propagandaların Türkiye'nin bütünlüğüne zarar verdiğini ifade etti. AK Parti'nin ''Demokratik Açılım'' için yola çıkarken bu ve benzer riskler üzerinden hesaplar yapmadığını belirten Arınç, ''Önümüzdeki seçimin sonucu ne olacaksa olacak, ama biz doğru bildiğimiz bu işi mutlaka başarmaya devam edeceğiz'' dedi. -AK PARTİ KONGRESİ- Arınç, bir başka soruyu yanıtlarken de hafta sonu gerçekleştirilen AK Parti'nin kongresinde tek adayla genel başkanlık seçimine gidildiğini ancak il kongrelerinin bir çoğunda birden fazla adayla seçim yarışı yaşandığını anlattı. Genel başkan adayı olmanın önünde hiçbir engel bulunmadığını, ancak Recep Tayyip Erdoğan gibi başarılı bir genel başkanın karşısına aday olarak çıkmanın da bir anlam taşımadığını ifade eden Arınç, tek adaylı seçimin genel merkezinin baskıcı tutumundan değil, büyük kongre delegesinin yeterli görmesinden kaynaklandığını bildirdi. -''BENCE BİR DÖNEM DAHA VAR GİBİ''- ''AK Parti'de Tayyip Erdoğan'ın son kongresi mi?'', ''Tayyip Erdoğan Türkiye'deki sistemi yarı başkanlık, başkanlık sistemine dönüştürmeyi isteyebilir mi?'' sorularını da yanıtlayan Arınç, genel başkanlık süresinin AK Parti'nin tüzüğünde belirlendiğini hatırlattı. Arınç, şöyle konuştu: ''Hep aynı kişiler parti yönetiminde ve milletvekilliğinde bulunmasın diye 3 dönemle sınırlamıştık. AK Parti'nin kuruluşundan bu yana daha iki dönem geçti. Yani 2002 ve 2007 seçimlerini gördük. Genel başkanlar için de kurucu genel başkanlık hariç üç dönem bildiğim kadarıyla. Yani kurucu genel başkanlık sayılmayacağına göre Sayın Tayyip Erdoğan'ın bu üçüncü genel başkanlığı oluyor. Kurucu genel başkanlığını da koyarsak 4 olması lazım. Bence bir dönem daha var gibi.'' -ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ- Arınç, Anayasa değişikliğine ilişkin olarak ise gönlünün sivil ve yeni bir anayasanın yürürlüğe girmesinden yana olduğunu kaydetti. Arınç, toplumun da sivil ve yeni bir anayasa beklediğine inandığını belirterek, ''Siyasi mutabakatı Parlamento içinde bulabildiğimiz zaman bir saniye geçirmeden bu işi yaparız. CHP'nin tutumu önemli, MHP'nin tutumu önemli. DTP'nin bu konuda destek verme ihtimalini daha yüksek görüyorum. Onlar kesinlikle böyle bir şeye karşı olduklarını bana kalırsa ifade etmediler, ama DTP ile bir beraberliğin 367'yi sağlamadığını siz de takdir edersiniz'' şeklinde konuştu. ''2010'da gelecek yıl erken seçim var mı, yok mu?'' sorusuna Arınç, ''Bildiğim kadarıyla yok. AK Parti açısından düşünülmüyor, ama şartlar ne getirir ne götürür onu bilemiyorum. Bizim 2010'da seçim yapmak gibi şu anda aklımızdan geçen bir düşüncemiz yok'' karşılığını verdi. -DTP'Lİ MİLLETVEKİLLERİ- Arınç, DTP'li milletvekillerinin ifade vermek üzere mahkemeye zorla getirilmeleriyle ilgili olarak da bunun yanlış olduğunu ifade etti. Arınç, bu sorunun giderilmesine yönelik çalışıldığını da belirterek, ''Bu konuda bir çalışma var o da bu 83. madde içerisindeki istisna cümlesini çıkarmaktır. Bu kesin çözümdür'' dedi. Bunun bir anayasa değişikliği olduğu ve muhalefetin sıcak bakmadığının ifade edilmesi üzerine de Arınç, ''Bunu gerçekleştirmek için Anayasa benden nitelikli çoğunluk istiyor bu gizli oylamadır. CHP'nin içerisinde de MHP'nin içerisinde de genel başkanlarından farklı düşünen mutlaka vardır. Dolayısıyla gizli oylamada kendi özel kanaatini oylamaya yansıtabilecek dürüst, namuslu, düşüncesini en azından oyuyla ifade edebilecek artı oylara ihtiyacımız var. Bu 9 mudur, 19 mudur, 29 mudur? Bulunabilir diye düşünüyorum.'' (AA)
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
10-06-2009, 07:19 | #2 |
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|