AK Gençliğin Buluşma Noktası
Dini Konular Dinimiz hakkında öğrenmek ve paylaşmak istediğiniz herşey.



Cevapla
Stil
Seçenekler
 
Alt 03-03-2008, 20:11   #1
Kullanıcı Adı
Hüdaverdi
Standart Şehadet Sevdası
Asırlar önce, Mekke'nin tozlu-topraklı sokaklarında Habeşli Bilal'in
"Ahad"
sesinde gizliydi
şehadet sevdası. Derken Sümeyye'nin şehit
edilmesiyle
vuruluyordu yeryüzünün göbeğine şehadetin damgası. Ardından aynı
yollara
Yasir'ler, Hamza'lar, Mus'ab ibnu Umeyr'ler düştüler şehadet aşkıyla
birer
birer. Cemuh'un oğlu Amr'ın sesi yükseliyordu Uhud eteklerinde:

"Ben
şehadeti istiyorum, ben şehadeti istiyorum" diyor ve en yüce sevgiliye
böyle
kavuşmak istiyordu. Durduramamıştı kimse onları. Ne Hamza'yı ne de
Sümeyye'yi. Nice şehidler düştü cennetin ta ortasına.
Durur muydu bu
kervan,
durur muydu yeryüzünün çağdaş Ebu Cehil'lerine, Ebu Leheb'lerine
karşı
açılan direnişin dalgası.
Bilmiyor muydu kara toprak Ebu Cehil'ler var
oldukça Sümeyye'ler de olacak. Dar gelmişti bize İsmailiye,
İskenderiye ve
Kahire sokakları. Davamızı ötelere daha ötelere götürmek istiyorduk.
Arkadaş
olmuştu bizlere Kahire'nin sokakları, mahalleleri. Beraber giderdik
sohbetlere, konferanslara.
Tanıyordu Kahire Hasan el-Benna'yı,
Seyyid
Kutub'u ve Abdülkadir Udeh'i; hem de çok iyi tanıyordu, bizleri
Kahire'nin
çocukları...
Yakalamaz mıydı kutsal şehadet bizi, Şubat'ın soğuğunda,
Kahire'nin soğuk betonlarında, 1949 senesinde. Selam sizlere ey
Hamza, ey
Cemuh'un oğlu Amr. Yanınızdadır şimdi şehid el-Benna. Durur muydu
zalim
krallar ve durur muydu o kutlu şehadet kervanı. Şehid lazımdı davaya,
can
lazımdı.
İpe giderken Prof. Dr. Şehid Seyyid Kutub, zalimlerin kara
yüzüne
imanın ve şehadetin darbesini vuruyordu.
Mesaj bırakıyordu geride
kalan
profesörlere, mütefekkirlere. İmanı yüceltiyordu, Allah'ın adını
yüceltiyordu ipe giderken. Münafıklara karşı imanın ne olduğunu
gösteriyordu
sehpalarda. Dava durmadı, durmayacak ey arkadaşım. Gitmemiş
miydi, düşmemiş
miydi bu yola Nakşibendi Şeyhi, Şeyh Said. O:
"Gam yemem ve asla
gam
yemeyeceğim"
diyordu. Çünkü diyordu: "Ölümüm Allah ve din adına
olduktan
sonra.".
Altmışında yetmişinde Sallandı sehpalarda şehadet sevdalıları.
Ey
Şeyh, düşmedi düşmeyecek bu sancak, çünkü geride nice Zeyd ibnu
Harise'ler,
Abdullah ibnu Revaha'lar, Cafer ibnu Ebu Talib'ler var. Ve gerçekten
düşmedi
şehadetin kutlu sancağı. Ey Abdullah Azzam, senin Hindukuş'ların
eteğinde
yağmur ve şimşek sesleri arasında çadırda verdiğin cihad ve şehadet
derslerini hatırlıyorum hem de çok iyi hatırlıyorum. Biz yapacaklarımızı
söylemeliydik. Yaptıklarımızı söylemiştik, anlatmıştık nice coğrafyalara.

Şehadeti önce ders olarak işlemiştik ey Abdullah Azzam ey cihad
öğretmeni.

Ve ardından Hindukuşların eteklerinde şehadet müderrisi şehadete
kavuşuyordu. Yazdıkların ders olacak, kitap olacak ey şehid. Ve
okunacak bu
kitaplar, bu dersler ömrünün baharındaki yiğitlerin önünde.
Fatih
sokakları,
Fatih caddeleri seni arıyor ey Metin.
Ey şehid Metin Yüksel. Fatih
Camii'nin
avlusu ne kadar da alışmıştı bizlere. Kol kola gezerdik cami avlusunda,
omuz
omuza verirdik o kocaman beyaz taşların üzerinde. Koşardık seninle
Fatih
sokaklarında, sohbetlerimiz olurdu gençlerle,
kararlar alırdık dava
adına,
şehadet adına.
Biliyor musun ey şehid! Ne kadar da özledi seni Fatih
Camii'nin avlusundaki o kırmızı taşlar. Biliyorum sen dirilip tekrar
şehid
olmak istiyorsun. Tekrar dirilip tekrar şehid olmak istiyorsun. Demiyor
muydu aynısını şehadet öğretmeni Hz. Muhammed (s.a.s.)! Ve
ardından niceleri
gitti. Şehid Metin'in yanına. Bilal'ler, Fuad'lar, Selami'ler, İbrahim
Hocalar. Selam sizlere ey şehidler. Selam sizlere...
Büyüdü
ilgilendiğiniz
yiğitler, öğrenciler, şehadet ezgileri söylüyorlar ardınızdan.
Ne mutlu
sana
ey Orhan Hoca, ey şehid! Durmadı durmayacak bu berrak akan su.
Yüceltmezler
miydi Allah'ın adını, Şikaki'ler, Yahya Ayyaş'lar, İvadullah kardeşler!
Can
vermez miydi el-Halil kentinde, secdede secde yerinde; topluca
koşmak
istemezler miydi Allah'ın nimetine erdirdiği şehidlerin yanına. Demiyor
muydu şehid Ali Şeriati,
"Şehid, tarihinin kalbidir" diye. Ey Ali, Savak
ajanları bizi arıyordu, nicelerini de aradı senden sonra.
Yıkıldı senden
sonra ey şehid putları devirdik başkentin ortasında, şehadetinden
hemen
sonra.
Kâh Filistin çağlar, kâh Çeçenistan, kâh Keşmir galeyana gelir
şehadet arzusuyla. İzzettin el-Kassam'ları sorar Filistin ve Filistinliler.
Cehar Dudayev'leri arar Çeçenistanlı çocuklar. Fatih sokakları şehid
Metin'i
özler.

Cihad ve şehadetin tarihi yazılır İslam coğrafyasında, şehadet
kervanları düşer yollara. Ey Rabbimiz bizi de erdir nimetine erdirdiğin
şehidlerin yoluna.

 

  Alıntı ile Cevapla
Konuyu Beğendin mi ? O Zaman Arkadaşınla Paylaş
Sayfayı E-Mail olarak gönder
Alt 06-22-2008, 13:58   #2
Kullanıcı Adı
isimsiz
Standart Şehadet Sevdası
RABBİM razı olsun. ne güzel şahadet şerbetinden içebilmek nerede bizlerde o yürek :'( çeçenistanda filistinde kardeşlerimiz savaşırken burada sıcakcık yataklarımızda uyuyoruz :'(
isimsiz isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 06-22-2008, 15:34   #3
Kullanıcı Adı
Kafes
Standart Şehadet Sevdası
Allah razi olsun
Kafes isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı





2007-2023 © Akparti Forum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " iletişim " adresinden bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog çarşamba pasta