|
06-02-2010, 18:12 | #1 |
Şehitlerimizi ver, köpeklerini alda git... ( HAsan KARAKAYA ) +18
Öncelikle bütün “hayvan”lardan ve özellikle de “köpek”lerden özür diliyorum... Amacım, onlara “hakaret” etmek değil... Çünkü “Siyonist İsrail”in yaptığını, “hayvan”lar bile yapmaz... Hayvanların bile “saldırı kuralları” vardır... Ama Siyonist İsrail, ne “hukuk” tanıyor, ne de “kural!”... Son derece küstah, son derece şımarık ve son derece pervasız!.. Böyle bir “terör devleti”ne, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ifadesiyle, “korsan” veya “zorba” ya da “haydut” demek bile “iltifat” olur!.. Hani İsrail için “alçak” diyoruz ya, alçaklık bile bir “seviye” ifadesidir... İsrail, “alçak” bile olamaz... Olsa olsa “çukur” olur!.. İsrail, “seviyeden yoksun bir çukur”dur!.. Evet, “seviyesiz”dir!.. Hayvanlığın bile “iltifat” sayılacağı bir dünyada, İsrail, “hayvanlardan da aşağı” bir “mahlûk”tur!.. Ama, nasıl bir mahlûk?.. “Bir başka benzeri olmadığı” için, adı bile konulamayan bir mahlûk!.. Ne “insan”a benziyorlar, ne “hayvan”a!.. Ne “haydut”a benziyorlar, ne “korsan”a!.. Ne “eşkıya”ya benziyorlar, ne “zorba”ya!.. SEDYEDEKİ YARALIYA BİLE KELEPÇE! “Eşkıya” dediğin, yol keser... Yolunu kestiği insanların ne kadar parası, malı ve mülkü varsa elinden alır!.. Hatta don-gömlek kalıncaya kadar soyar... Ama, hiç kimseyi öldürmez... Hatta, hiç kimsenin burnunu bile kanatmaz!.. Peki, İsrail’in yaptığı ne?.. “Eşkıyalık” mı, “korsanlık” mı?.. Her ikisi de değil!.. Çünkü İsrail, sadece “yardım” götüren, sadece “merhamet” taşıyan, yükü sadece “insanlık” olan “gemiler”in önünü kesmekle kalmamış, o gemilere el koymakla da yetinmemiş, gemilerde bulunan “sivil” insanlara kurşun yağdırıp, bazılarını yaralamış, bazılarını öldürmüştür!.. İsrail öyle bir “mahlûk”tur ki; gaz bombaları ve kurşunlarla delik-deşik ettiği “yaralı” insanlara bile, “sedye üzerinde baygın yattıkları” halde “kelepçe” takmıştır!.. “İnsan” olan bunu yapmaz!.. Hayır, “hayvan”lar da yapmaz!.. Sadece ve sadece “İsrail” yapar!.. Düşünebiliyor musunuz; Aradan “48 saati aşkın bir süre geçtiği” halde, hâlâ “yaralı” ve “ölü” sayısını bile net olarak bilemiyoruz... Öyle bir “sansür”, öyle bir “perdeleme” ve öyle bir “karartma” uyguluyorlar ki, “haber” alabilmenin imkânı yok!.. Bunun açık ve net delili biziz... ÖLÜLERİ BİLE VERMİYORLAR! Sadece “insani yardım” taşıyan o gemilerde bizim de “4 mensubumuz” vardı.. Ahmet Varol, Mustafa Özcan, Ahmet Karahasanoğlu ve Kemal Gümüş’ten hâlâ haber alamıyoruz!.. “Yaralı” mıdırlar, yoksa “tutuklu” mu, bilemiyoruz!.. Büyük bir ihtimalle “tutuklu”lar!.. Belki “sorgulanıyor”lar!.. Belki de “işkence” görüyorlar!.. Telefonları kapalı, ulaşamıyoruz!.. Sadece “bizimkiler”den değil, o gemide bulunan hiç kimseden haber alamıyoruz!.. İsrail’in, böyle bir “sorgulamaya” hakkı yok!.. Çünkü o insanlar, “İsrail’in karasularında” değil, onun “77 mil açığında” yani “uluslararası sularda” idiler!.. Uluslararası sular “herkese açık”tır!.. Uluslararası sularda seyreden hiçbir gemiye “operasyon” yapılamaz, o gemilerde bulunan insanların kılına bile dokunulamaz!.. Farzedelim ki, İsrail, bir “terör devleti” olduğu için, uluslararası hukuku hiçe sayıp bir “kanlı operasyon” yaptı ve gemidekileri tutuklayıp, sorguya aldı!.. Diyelim ki, böyle yapmakla “paranoya”sını tatmin etti; peki, sormak gerekmez mi; “Ölü”leri niye tutuyorsun?.. “Ölü”leri niye göndermiyorsun ülkelerine?.. Yoksa, “ölü”leri de mi sorguluyorsun?.. Onları da mı konuşturacaksın?.. Ama, bunları kime söylüyoruz ki?.. Lâftan, sadece “insan”lar anlar!.. “Yaratık”lar, “mahlûk”lar lâf anlamaz ki!.. Hele “Siyonist mahlûk”lar, hiç!.. İSRAİL’İN MEDYADAKİ BORAZANLARI! İsrail adlı “siyonist mahlûklar devleti”ni yeterince anlattık sanıyorum... O halde, şimdi de bu mahlûkun Türkiye’deki “yavru”larına, “enik”lerine bir bakalım... Bu “enik”ler, aynen “siyonist anaları” gibi “akıl”dan, “mantık”tan ve “insanlık”tan o kadar yoksun, o kadar “ebleh” ve “dunkof” ki; kimi “televizyon ekranları”nda, kimi “gazete köşeleri”nde habire çemkiriyor!.. Anaları gibi “havlamayı” bilmediklerinden, onlara özenip; “Hev!.. Hev!” diye ses çıkartarak, diyorlar ki; “Filistin’e yardım götürmeye kalkışan insanlar aptaldır!.. İsrail’in tavrını bile bile ölüme gitmişlerdir!.. Bizim PKK’lılara yaptığımızı İsrail de gemidekilere yapmıştır... İsrail’in hassasiyetlerine saygı göstermeliyiz!.. Ne yani; Avrupa’dan bir grup sergerde PKK’ya yardım getirmeye gelse, İskenderun Limanı’na yük boşaltmaya kalksa, biz bu serserilere göz mü yumacağız!.. Böyle bir maceraya Türkiye de engel olurdu!.. Dolayısıyla, Türkiye, İsrail’e aşırı bir tepki vermemelidir!.. Meydanlardaki İslâm vurgulu tepkiler de yersizdir!.” Ulan embesiller, ulan geri zekâlılar!.. “PKK” adlı terör örgütü ile, bir “devlet” olan “Filistin”in ne alâkası var?.. Türkiye, kendi bünyesinde bir terör örgütü olan PKK’ya yardım edilmesine elbette karşı çıkar!.. “Filistin, İsrail bünyesinde bir terör örgütü” müdür ki, oraya yardım engellensin?.. Ya da şöyle diyelim; “Hamas, Filistin bünyesinde bir terör örgütü” müdür ki; Filistin, bu yardımlara karşı çıksın?.. O yardımlar Filistin’e gidiyordu... O yardımlar, “Gazze halkı”na gidiyordu... O yardımların ulaşmasına “karşı çıkması” gereken birisi varsa, o da “Filistin devleti”dir!.. İsrail’e ne oluyor ki; “Bağımsız bir devlet” olan Filistin’e giden yardımlara engel oluyor?.. Bunlar, bu kadar ebleh!.. Bu kadar gerzek!.. Hani, “hayvan” olsalar; “Sap yiyip, saman çıkarıyorlar” diyeceğim ama, bunlara “hayvan” demek bile “iltifat” olur!.. İsrail, nasıl bir “mahluk” ise, Bunlar da onun “enik”leridir!.. Bu vesileyle, İsrail’e bir çağrıda bulunuyorum: “Şehid”lerimizi derhal geri ver, Türkiye’deki “enik”lerini al da git!.. Evet evet; “İt”lerini, “uğursuz”larını, “yavşak”larını, “***”lerini ve “ibne”lerini al da git!.. Tepe tepe kullan onları!.. İster “davul” yap, vur!.. İster “zurna” yap, öttür!.. Çünkü onlar; “Hahambaşı”ndan bile daha İsrailci!.. Hahambaşılık bile Şalom gazetesinde yayınlanan açıklamasında diyor ki; “Gazze’ye doğru hareket halinde olan Mavi Marmara gemisine yapılmış olan askeri müdahaleyi üzüntüyle öğrenmiş bulunmaktayız. Basınımızdan aldığımız ilk haberlere göre, yapılan müdahalede ölü ve yaralıların olduğu hususu, bu üzüntümüzü fazlasıyla artırmaktadır. Söz konusu girişimin bu şekilde durdurulmasının ülkemizde yarattığı tepkiye katılıyor ve kamuoyumuzla üzüntümüzü paylaşıyoruz.” Ama bunlar; “İsrail’i haklı çıkarmak” ve “hassasiyetlerine saygı göstermek” için; bırakın hançerelerini yırtarcasına bağırmayı, neredeyse kıçlarını yırtacaklar!.. “Hahambaşı”nı bile sollayıp, “İsrail’den de İsrailci” olan bu mahlukata sadece acıyorum!.. BUNLAR İSRAİL’İN SUÇ ORTAKLARIDIR! Açık ve net söylüyorum; Bunlar, “İsrail’in suç ortakları”dır!.. “Merhamete kurşun sıkan” İsrail ne kadar “terörist” ise, bunlar da onların “yardım ve yatakçıları”dır!.. Daha ne diyeyim; “Allah, onları sevdikleriyle haşretsin!” Onlar “İsrail aşkı”yla yanıp tutuşsa da, bu aşk gözlerini kör edip, İsrail’in “cinayet”lerini, “katliam”larını görmelerini engellese de, biz Gazze için, Filistin için, dünyadaki bütün “mazlum insanlar” için haykırmaya devam edeceğiz!.. Çünkü biz “Müslüman”ız!.. “Öfke”mizde bile “insanlık” vardır!.. “Lânet”imizde bile “merhamet” vardır!.. “Mahlûk”lar bunu asla anlayamaz!.. ============ Ha PKK, ha İsrail! Gazze’ye giden “insani yardım” filosuna kanlı bir baskın düzenleyen İsrail, bu tavrıyla sadece aklını ve şuurunu değil, dünyadaki desteğini de kaybetmiştir... En önemlisi de; bölgede ilişki kurabildiği tek ülke olan “Türkiye”yi kaybetmiştir!.. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın dün, “İngilizce ve Arapça”ya da tercüme edilerek dünyaya verdiği mesaj, çok iyi okunmalı, çok iyi değerlendirilmelidir. Erdoğan, belki hiçbir liderin demeye cesaret edemediği bir ifade kullanıp, “terör devleti” demiştir İsrail’e... “Her türlü lâneti hak ediyorlar” demiştir... İsrail’e, “zorba, haydut, korsan” demenin bile bir “iltifat” olacağını söylemiştir. Türkiye’nin, “yeni yetme, köksüz bir devlet olmadığını” hatırlatmış, “Türkiye’nin dostluğunu kaybetmenin bile bir bedel olduğunu” söylemiştir!.. Ama, en önemlisi; İsrail’in “merhamete kurşun sıktığı gün”ün, bir “milat” olduğunu söyleyip, eklemiştir: “Hiçbir şey, eskisi gibi olmayacaktır!” Bu sözün altı çizilmelidir... İsrail, bundan böyle ya aklını başına alacak, ya da “yalnızlığında boğulacak”tır!.. Yaptıkları, asla yanına kâr kalmayacak, bu “katliam”ın bedelini mutlaka ödeyecektir!.. Malûm, “İsrail’i ilk tanıyan ülke” Türkiye idi... Sanıyorum, “tanımayan ilk ülke” de Türkiye olacaktır... Gidişat, oraya doğru!.. Öyle ya; ha PKK’yı tanımışsın ha İsrail’i!.. Hasan KARAKAYA / VAKİT 02/06/2010
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
06-02-2010, 18:13 | #2 |
Öyle tahmin ediyorum ki yazının muhattabı FAtih ALtaylı ve o kansız bunu haketmişti...
|
|
06-02-2010, 21:19 | #3 |
altaylı dün kendini savunmuştu ekranda,hakaret etmişti,meğer bu yazıdakiler o kadar hafif kalıyor ki aslında...
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|