Gelin, bizim memlekette birkaç ay içinde kim neler saçmalamış, bu “saçma”ları milletin alnının ortasına kim nasıl nişanlamış bir hatırlayalım:

1) HABER: Yalova'daki çiftlikte Atatürk için yapılan evin yanındaki çınar ağacı zamanla büyüyor ve eve zarar vermeye başlıyor. Ancak Atatürk bu ağacın kesilmesine karşı çıktığı için ray döşeterek evi taşıtıyor. O günden sonra ev “Yürüyen Köşk” olarak anılıyor. Bazı gazeteler “Aha, Ata farkı..” diyor..

YORUMUM: Biliyorsunuz, 2007 Mayısı'ndaki 367 hokkabazlığı nedeniyle Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanlığı engellenmek istenmişti. Ama yine de Gül, meşru ve hukuksal zeminde cumhurbaşkanı seçildi.

Demek ki neymiş? Ray vasıtasıyla “köşkü yürütmek” de mümkün değilmiş “köşke yürüyenleri” durdurmak da.. Üstelik bazı medya gruplarının “işi rayından çıkarmasına” rağmen!

2) BAŞLIK: HABER: Çiftliğe “Arap Oteli”.. Çalık Grubu, Dubaili ortağı ile birlikte Türkiye'deki bir çiftlik arazisine otel inşa edecek..

YORUMUM: “Arap Oteli..” demek ne demektir? Dubai'den çıkmayan Ayşe Arman, Arap mı ya da Atatürk düşmanı mı? Çalık'ın ortağı İsveçli olsaydı “çiftliğin elden gitmesine” izin mi verilecekti?

3) BAŞLIK: KÖŞE YAZISI: AK Parti, ekonominin üst yönetimini hep Al Baraka'dan transfer ettiği isimlerle dolduruyor; Ahmet Ertürk bunlardan sadece biri..

YORUMUM: 28 Şubat'ın mimarları olan beş generalden dördü, daha sonra sahipleri tarafından batırılacak olan Etibank, Egebank, Sümerbank, İnterbank gibi bankaların yönetim kuruluna girince niye ses çıkarmıyordunuz?

Bu generaller mezkur holdinglerin murahhas azası mıydı yoksa bu holding merkezlerinin bulunduğu mahallelerin ihtiyar heyeti azası mıydı?

4) REKLAM: “Yeditepe Üniversitesi, Atatürk ilkelerine bağlı gençler yetiştiriyor..”

YORUMUM: İnsanın “tepe”sini attıran bu cümleyle anlatılmak istenen şeyin ne olduğunu çözebilmek için İstanbul'un yedi adet tepesine çıktım, dağ bayır dolaştım yine çözemedim..

Burada anlatılmak istenen galiba şu: “Bizim üniversiteye gelen öğrenciler Atatürk ilkelerine bağlı gençler olmadığı için onları biz yetiştireceğiz..”!

5) DEMEÇ: Emekli 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan “Trablusgarp ve Yemen vatan toprağı değil, müstemlekeydi..” dedi..

YORUMUM: Bu mantığa göre demek ki Trablusgarp'ta savaşan Mustafa Kemal, vatan toprakları için savaşan bir asker değil Trablusgarp'a demokrasi götüren bir “neo-con”dur!

Bir de şu var: Ahmet Necdet Sezer, Çetin Doğan'ı Kazakistan'daki Ahmet Yesevi Üniversitesi'nin mütevelli heyeti başkanlığına atamıştı. Generaldi ama atanmıştı.. Yani Abdullah Gül, Prof. Yasin Aktay'ı 1. Ordu Komutanlığı'na; Sibel Kekilli'yi de Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı'na atasa doğru mu yapmış olur?!

6) YILMAZ ÖZDİL YAZISI (Mealen): “İzmir'deki yangının sebebi, Hıristiyanların hac farizasını yerine getirdiği Meryem Ana Evi'nin etrafını yakmak ve böylece etrafı yanmış bir yere turist gelişini engelleyerek Türk turizmine balta vurmaktır..”

YORUMUM: Ey gafil Müslümanlar(!), Hac farizası için her sene Mekke'ye gidiyorsunuz.. Oysa Mekke'de hiç ağaç yoktur.. Ateş olmayan yerde duman olmaz; tamam ama ağaç olmayan yerde ibadet olur mu hiç? Kaçkar yaylaları neyinize yetmiyor?!

7) HABER: Bağcılar Cumhuriyet Savcısı, İpek Çalışlar'ın “Latife Hanım” isimli kitabının Atatürk'ü Koruma Kanunu'na aykırı olduğu iddiasıyla dava açtı..

YORUMUM: Biliyorsunuz, tarih kitaplarında Atatürk'ün “siperde” iken çekilmiş fotoğrafları vardır..( Nanoteknoloji ve fıkıh kitaplarında var mı, bilmiyorum!.) İşte bu fotoğraflar, Atatürk'ün manevi şahsiyetini ihlal ve Türklük bilincini imha suçunu oluşturmaktadır!.

Çünkü Türk korkmaz, Atatürk ise hiç korkmaz.. Bir kumandan kendisine kurşun yağdıran düşmandan korkup “sütre gerisine” yatıyorsa o kişi kumandan değildir.. Sayın savcılar, lütfen bu satırları ciddiye almayınız; “latife” yapıyorum..

8 ) HABER: Ak Partili ilçe başkanı, ağzında sakız olduğu halde Atatürk heykeline çelenk koyduğu için tutuklandı..

YORUMUM: Tutuklanmak ha.. Oysa ben “Atatürkçülüğü ağzında sakız edip yıllardır çiğneyen” insanların bile tutuklanmaması gerektiğini düşünüyorum!