|
09-18-2010, 14:20 | #1 |
"Semerkand yayınlarına ihtiyacımız var"
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Semerkand Temsilcilikleri ve Semerkand yayınları hakkındaki düşüncelerini açıkladı.
Arınç Serhaber Muhabiri Sedat Soyalan'ın sorularını cevapladı. Sayın Bakanım öncelikle hoş geldiniz diyorum. Efendim yurtiçi ve yurt dışında birçok yerde Semerkand temsilcilikleri açılmakta. Semerkand'ın bu gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz? Öncelikle çok faydalı sonrada çok başarılı. Faydalı çünkü buna ihtiyacımız var. Yani yetmiş iki milyon, yurt dışını da düşünmek lazım. Yaşadığımız çağda manevi hayatımızın güçlendirilmesi gerekiyor. Bir taraftan popüler kültür dediğimiz bir şey var bir taraftan global bir dünya içerisinde yaşıyoruz. Kendimize ait değerleri, önemli faydalı bilgileri tekrar tekrar tazelemek gerekiyor. Tabi televizyon kültürü sosyal hayatımızın içerisindeki çalkantılar bizi manevi dinamiklerden uzak tutabiliyor. Bu da bizim zararımıza oluyor. Ama TV izleyerek, gazete, kitap ve dergi takip ederek, radyo dinleyerek, hatta Semerkand'ın yapmış olduğu çalışmalar gibi günlük hayatımızda o doğrulardan kopmamış oluruz. Bu hizmeti yapanlara büyük bir şükran borcumuz var. Bu kadar yaygınlığıyla her yerde temsilcilikleriyle, birbirinden güzel kitaplarıyla, televizyon programlarıyla, Semerkand'ın özlediğimiz çalışmayı yaptığını düşünüyorum. Onları kutluyorum. Peki, sizce medya asıl görevini yerine getiriyor mu? Çoğunlukla Maalesef getiremiyor. Magazine ve popüler kültüre çok yer veriyorlar. Bunlar görsel olduğu için nefisler de onları arzu ediyor. Maalesef her kişi, her çocuk, her kadın o cazip dünyanın ışıltılı parıltılı dünyanın sahte cazibesine katılabiliyor. Şüphesiz bunlar da oluyor. Dünya hayatı! Ama iyiliği yayan güzellikleri söyleyen, doğruluktan yana olan yayına ihtiyacımız var. Bu ihtiyacı karşılamak elbette sorumluluk taşıyan insanların işi. Ben diğerleri konusunda tabi aynı şeyi söyleyemiyorum. Semerkand'ın temsilcilikleriyle aynı doğrultuda birçok gençlik merkezleri de var. Kendilerini Mostar Gönüllüleri olarak adlandırıyorlar. Bu konuda gençliğe neler söylemek istersiniz? Gençlere okumalarını tavsiye ediyorum. Sohbetlere katılmalarını tavsiye ediyorum. Dinlemelerini tavsiye ediyorum. Hangi kitaplar hoşlarına giderse oradan başlasınlar. Bizim her yaşa her sosyal konuma uygun dergilerimiz kitaplarımız var. Bunlardan hoşlanabilirler. Okurlar kendi kabiliyetlerini ortaya koyabilirler. Okuyan insan iyi insandır. Okumayan insan kitapla ilişkisini koparmış olan insan her an hataya düşebilir. Gençlerimiz çok dinamik güçler. Çok samimi güçler. Çok ihlâslı güçler. Onların bu samimiyeti ve heyecanından hepimiz yararlanmalıyız. Ama müspet anlamda? Gençlerin okumalarını ve kendilerini yetiştirmekle beraber iyi arkadaş grubunu seçmelerinde fayda var. Türkiye'de Irkçılık söylemleri son zamanlarda giderek yaygınlaştı. Türkiye yıllardır bu sancıyı çekiyor. Birlik beraberliğe ilişkin neler söylemek isterseniz? Biz bir bütünüz. Ama Maalesef yüz yüz elli yıldan bu yana Türkiye'de zaman zaman etkisini gösteren bazen dış mihrapların körüklemesiyle bazen içerideki fitne unsurlarının körüklemesiyle bazen ırkçılık ateşi, bazen Sünni Alevi çatışması, bazen İlerici gerici, bazen Türk Kürt, bazen Laik Yobaz, bütün bu suni çekişmeleri Türkiye'de alevlendirerek kitleleri birbirine düşman etmeye çalışıyorlar. Bununla mücadele etmemiz lazım. Bunun ilacı da şüphesiz Müslümanlığın çok iyi bilinmesi ve yaşanmasıyla olur. Çünkü Müslümanlık fitne kabul etmez. Irkçılık ateşinin fitnesinin söndürülmesi için bizim hem Kuran-ın emirlerine hem peygamberimizin Hadis'i Şerifini sünnetini çok iyi bilmemiz ve yaşamamız lazım. Eğer Türkiye'de bunlar konuşulursa ve günlük hayatımıza uyarlanabilirse ben hiçbir ırkçılık ateşinin zarar vermeyeceğini düşünüyorum. Bu yüzden bu yayınlara bu programlara bizim şiddetle ihtiyacımız var. Çünkü şeytan bizi sürekli bu konuda aldatıyor. Allah korusun Türkiye'nin birliği ve dirliği de halkımızın hangi ırkta olursa olsun hangi etnik kökene bağlı olursa olsun hangi inanç mazlumesi içinde yer alırsa alsın büyük kitle olarak yıllardan beri hemen hemen bin seneden beri bu topraklar üzerinde huzur ve barış içersinde yaşayan bu güzel topluluğu kimsenin bozmaya bölmeye gücünün yetmemesidir. Bu da bizim şuurlu ve bilinçli olmamıza bağlı. www.serhaber.com Kaynak: serhaber
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
Konuyu Toplam 3 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 3 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|