|
![]() |
#1 |
![]() Cumhuriyet Halk Partisi'nin tavrı sizde de aynı soruyu sorma hissini uyandırmıyor mu: Çok partili dönemde, Abdullah Gül'den önceki cumhurbaşkanlarını, Turgut Özal'ı istisna kabul edersek, CHP'nin de içinde yer aldığı bir konsorsiyum mu seçmişti acaba? Bu hissi en fazla veren CHP yönetiminin tavrı ama, yalnız onlar değil, gazetelerinin haftalar boyu yaptıkları ve hâlâ sürdürdükleri yayınlara bakıldığında Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanı seçilecek olmasından büyük medya patronlarının da mutlu olmadıkları anlaşılıyor... Bir de büyük işadamları; üyeleri 'şişman kediler' diye de anılan TÜSİAD'ın başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, “Bizim 'uzlaşma' adayımız Abdullah Gül değildi” diye açıklama bile yaptı. Sağdan sola bir daha sayalım: Sandıktan bir türlü iktidar olarak çıkamayan CHP... Hepi-topu 300 aileyi temsil eden TÜSİAD... Yıllardır satışını artıramadıkları gazeteleriyle 'siyaseten doğru'nun ölçüsü olma iddiasındaki medya patronları... Seçim öncesinde, bu üç gruba da yakın bir kalem, “Oyunuzu hangi partiye verirseniz verin, fark etmez, sonuçta seçilenler kendilerine dikte edilenleri yapmak zorunda kalacak” diye yazmıştı. “Kim dikte edecek?” sorusuna aynı kalemin verdiği cevabın, “İş dünyası, bürokrasi ve medya patronları” olduğunu da herhalde hatırlayacaksınız. “Gelişmekte olan ülkelerde, bunlara, bir de 'silahlı kuvvetleri' eklemek gerekiyor” diyordu yazar… Varolan oligarşik yapının nasıl oluştuğunu daha iyi görmemize yarıyor cumhurbaşkanlığı seçimi: Bürokrasi ortada hiç görünmüyor, ama nasıl olsa “Abdullah Gül'ün Çankaya'ya çıkmasıyla bürokrasideki üst düzey atamaların seyri de değişecek” derdine düşen CHP var... İş dünyasını 300 ailenin derneği olan TÜSİAD temsil ediyor... 'Medya patronları' denildiğinde ise ülkemizde bir tek kişiyi anlıyoruz. Şimdiki TÜSİAD başkanının büyük medya patronunun kerimesi olduğunu düşünürsek, aslında bizdeki oligarşik yapının da öyle fazla kalabalık olmadığını görürüz... Gazete köşelerinde hep aynı hedefi topa tutanların afra-tafrasının fazla bir anlamı yok, onlar oligarşik yapının bir parçası değiller; Emin Çölaşan örneğinden öğrenildiği üzere, son kullanma tarihi geçene kapıyı göstermede bir an bile tereddüt etmiyor patronlar... Ülkemiz bugüne kadar 'sen-ben-bizimoğlan' düzeniyle idare ediliyormuş da haberimiz yokmuş gerçekten… Birkaç patronun kulaklara üflediği ismi, patronun medyası parlatıyor, bir siyasi parti de Meclis'te girişimi eline alınca geride kalan bizlere onların tercihlerini kabul etmekten başka çare kalmıyor... Çetrefil ortamlarda aba altından göstermek üzere kullandıkları sopa da ayan beyan belli... Ak Parti'nin varlığı ve keskin dönemeçlerde izlediği çizgi ülkemizdeki yanlışlıkları görmemize yarıyor... Bir de bu dönemin özelliklerini doğru okuduğunun ipuçlarını veren Türk Silahlı Kuvvetleri'nin tavrı... CHP'liler her sabah aynaya bakmıyorlar mı acaba? Böyle bir yanlış yapının parçası olmak 'sosyal demokrat' ve 'halkçı' olma iddiasındaki 'Cumhuriyetçi' bir partiye yakışıyor mu? 'Oligarşi' ile 'Cumhuriyetçilik' bağdaşır mı hiç? Halkın sandığa yansıyan iradesine yüz çevirip birkaç patronla birlikte hareket etmek 'halkçı' olma iddiasını sakatlamaz mı? Sosyal demokrasi TÜSİAD'ın çizgisinde yer almak mıdır? CHP'liler aynaya baksalardı kendi yüzlerinin bu soruları sorduğunu görürlerdi... Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanı seçilmesi bu yanlış yapıyı bozacak ve demokrasiyi doğru zemine oturtacak işte; CHP yönetimine, TÜSİAD'ta temsil edilen iş dünyasına, medya patronlarına rağmen hem de...
![]() |
|
![]() |
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
![]() |
#2 |
![]() fehmi bey doğru demiş Abdullah gülü istemeyenlerin sayısı çok az ama çıkardıkları cızırtı kulakları fazla oyalıyor biz çoğunluktayız ama sesimizi kısmaktalar
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
![]() USTA GAZETECİ FEHMİ KORU demiyor boşuboşuna Erhan abi yorumlarına bayılıyorum bu adamın.....
|
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 3 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 3 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|