09-13-2009, 19:08 | #1 |
Şener, Erdoğan'ın idamını böyle istedi
Türkiye Partisi Genel Başkanı Abdüllatif Şener, İstanbul'da yaşanan sel faciası ile ilgili kentte görev yapan belediye başkanlarını suçladı. Şener'e göre, belediye başkanlarının cezası idam. Ama bir bölümü. Türkiye Partisi Genel Başkanı Abdüllatif Şener, partisinin verdiği iftar davetine katılmak üzere dün Bolu'ya gitti. Şener, İzzet Baysal Turizm ve Otelcilik Meslek Lisesi Uygulama Oteli'ne gelişinde soruları cevaplandırdı. Türkiye'nin yönetilemediğine dikkat çekti ve bu ülke insanının iyi yönetilmeyi hak ettiğini söyledi. İstanbul'da yaşanan sel felaketine de değinen TP Genel Başkanı Şener, sel felaketinin sorumlularının mutlaka cezalandırılması gerektiğini vurguladı. Şener, sorumlu olarak da 1950'de Demokrat Parti'den bu yana kentte görev yapan bütün belediye başkanlarını gösterdi. İşte Şener'in, aralarında Başbakan Erdoğan'ın da bulunduğu eski başkanların idamını istediği konuşması: “Çok partili siyasi hayata girdiğimiz günden bu yana Türkiye’de görev yapmış tüm belediye başkanları, Türkiye'deki çarpık kentleşmeden sorumludurlar. Bunun cezasını çekmelidirler. Hak ettikleri ceza idamdır. Ama Anayasamızda idam yoktur. Ama mutlaka cezaya çarptırılmalıdırlar. Hatta şu bile düşünülebilir. İdam cezasının kaldırılması ile ilgili maddeye bir parantez açılarak belediye başkanları hariç yazılabilir.” Cafesiyaset
|
|
|
Sayfayı E-Mail olarak gönder |
09-13-2009, 19:17 | #2 |
''Konuşmasını biliyorsan konuş alim sansınlar , konuşmasını bilmiyorsan ''SUS'' Adam sansınlar.''
Ne kadarda güzel demişler. |
|
09-13-2009, 21:24 | #3 |
Bir insan ancak bukadar değişebilir.
Bu liderlik makam koltuğu nelere kadir yahu Bi ahmet hakanı bildim bi de şeneri bu kadar hızlı dönen, pervane gibi |
|
09-13-2009, 23:21 | #4 |
İnsan oğlu işte birgün önce aynı davanın yolcusu birgün sonra ise böyle...
bu ülkede çok var böyle insanlar RABBİM kimseyi şaşırtmasın.... |
|
09-14-2009, 00:12 | #5 |
Çıksa, dese ki eski partim Ak Parti'den gurur duyuyorum. Ama bazı aksaklıklar sebebiyle yollarımız ayrıldı. Bundan sonra yeni partimle bu ülkeye hizmet edeceğim. Vallahi hem iyi oy toplar, hem bizim için güzel bir muhalif parti olur, hem de toplumun takdirini toplardı.
Ama bizde siyaset hep başkasını karalamaktan geçiyor. Ne kadar iktidar kötülenirse, o kadar çok oy toplarız sanıyorlar. Sonuç? Siyasetçi değil sirk maymununa dönüyorlar. |
|
09-14-2009, 06:24 | #6 |
aa basbakanımızın yanındaki su bıyıklı adam da kim
|
|
09-14-2009, 12:53 | #7 |
Ahmet Kekeç - Star
[email protected] 2009-09-14 Sen de nerden çıktın? Lakın ne buyurmuş? “Çok partili siyasi hayata girdiğimiz günden bu yana Türkiye’de görev yapmış tüm belediye başkanları, Türkiye’deki çarpık kentleşmeden sorumludurlar. Bunun cezasını çekmelidirler. Hak etikleri ceza idamdır. Anayasamızda idam yoktur ama mutlaka cezaya çarptırılmalıdırlar. Hatta şu bile düşünülebilir: İdam cezasının kaldırılmasıyla ilgili maddeye bir parantez açılarak ‘belediye başkanları hariç’ yazılabilir.”Nasıl? Harika, değil mi? Bizi çarpık kentleşmeden, yanlış yapılaşmadan koruyacak bu “büyük politik buluş”un sahibi kim? Kim olabilir? Elbette dostumuz Abdullatif Şener. Kendisi Türkiye Partisi genel başkanıdır. Mevcutları yetersiz, hatta ülke için zararlı bulduğu için, kurucu genel başkan yardımcılığını yaptığı partiden istifa edip yepyeni, sıfır kilometre, hiç yıpranmamış, iktidara gelme şansı bulunmadığı için hiç yıpranmayacak bir oluşuma gitmiştir. Şener, “Madem oluşuma gittik, oluşumumuzu da partiye çevirdik, bari muhalefet yapalım” tadındaki konuşmalarından birini, geçen hafta Bolu İzzet Baysal Üniversitesi’nde yaptı. Ben dinlemedim. Bir gazetede okudum. Hani, Bedrettin Dalan’ın kıyağıyla inşaat yapılması yasak olan dere yatağına plaza konduran, sonra da maaşlı memurlarına “Çarpık kentleşme ve Kadir Topbaş” türünden yazılar yazdıran adamın gazetesi... Konuşmasında çok ilginç noktalara parmak basmış Şener. Sel felaketinden sırasıyla Başbakanı, hükümeti ve belediye başkanını sorumlu tutmuş. Çok iyi yapmış... Ben de olsam öyle yapardım. Bir bölgede yanlış yapılaşmanın da tetiklediği bir felaket varsa, sorumluluğu öncelikle adı geçen kişi ve kuruluşlarda aramak lazımdır. Şener de, bir muhalefet partisi yetkilisi olarak bunu yapıyor. Fakat, durduk yerde kendisine “muhalefet misyonu” biçen ve bizden de bunu ciddiye almamızı bekleyen kıymetli Şener alemi kör milleti sersem mi sanıyor? Kendisi de, daha bir yıl öncesine kadar, bugün felaketten sorumlu tuttuğu yapının en önemli parçası, hatta “en yetkili” elemanı değil miydi? Çinçin deresi taştığında iktidarda kim vardı? Kağıthane deresi taştığında iktidarda kim vardı? Sel her ilkbahar ve sonbaharda Alibeyköy semtini vurduğunda iktidarda kim vardı? Bilmem kaç vatandaşımız sel ve su baskınlarında hayatını kaybettiğinde iktidarda kim vardı ve (daha da kazığını soruyorum) Abdullatif Şener kimin başbakan yardımcısıydı? Geçmişe gidiyoruz ve sel felaketinden siyasi iktidarı sorumlu tutan, bir Abdullatif Şener cümlesine rastlayamıyoruz. Nasıl oluyor da, kendi iktidarı döneminde “vakayı adiye”den bile sayılmayan “aşırı yağış” ve “sel felaketi”, kendisinden sonra “idamlık suç” haline geliyor? Muhalefet yapıyorsun, bari ciddi yap. Hükümete çakacaksın, bari doğru yerden çak. Laf söylüyorsun, bari içini doldur. İnsanın, “Bu kadar muhalefet partisi, bu kadar muhalefet kalemi, bu kadar muhalefet yordamı var, böylesi ilk kez görülüyor. Belediye başkanlarına yağlı urganı hatırlatan bu tuhaf adam da nerden çıktı?” diyesi geliyor. Demek ki eskiden de böyleymiş bu. Biz fark edememişiz. |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|